A N A S A Y F A
1-Konuk Defteri
2-Kırıntı'nın Başları
3-Tüm Yazı Galeri
4-Tüm Foto Galeri
5-Köy Sitelerimiz
6-Film-A.Aydoğan
7-Film-İnternetten
8-Yitirdiklerimiz
9-Yeteneklilerimiz
10-Medyada Biz
11-"Maden Arama"
12-Duyurular
13-2020-Gif Foto
13-İletişim

1-Konuk Defteri


www.karadorukaa.com

" Yorumlarınız Gücümüzdür."

Ad,Soyad:

E-mail:

Web Adresi:

Mesaj:

www.karadorukaa.com

........................................ Gelen mesajlar alttadır; okuyabilirsiniz. ........................................

2020

MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 11 Kasım 2020
Önce Şükrü Aydına Göç kitabı üzerine yazdığı yazıdan dolayı teşekkür ederim. 2020 Gif Foto sayfasında bütün fotograflar çok güzel. Özelikle köpeğin kurundan su içmesi harika. Eline sağlık Ali dostum.
muzaffer bal altınoluk.
-------------------------------------------------
Ş Ü K R Ü A Y D I N – İstanbul – 09 Kasım 2020
MUZAFFER BAL'IN ÖYKÜ KİTABI " GÖÇ"
Sevgili Muzaffer Bal hiç birimizin yapamadığı tarihsel bir görevi yerine getirdi, hepimize örnek oldu ve köklerimizin yakın tarihine bir pencere açtı. 1914 yılında başlayan Anadolu’nun Rus çar orduları tarafından işgali, doğduğumuz torakların sınırlarına kadar dayanmıştı. Bu gelişmeler üzerine diğer köyler gibi, Gümüşhane Şiran, kırıntı köyü de Osmanlı Devleti tarafından zorunlu göçe tabi tutulmuştu. Babaannem Rus ordularının işgaline uğrayan Gümüşhane Şiran Şinik köyündendi. Zaman zaman bu işgalleri nasıl yaşadıklarını ve Rus askerleriyle Şinik köyü'nün yaşlılarının, köylüyü korumak için yaptıkları uğraşları anlatırdı. Ne yazık ki bu canlı tarihlerin anlatıklarını kayıt altına almayı akıl edemedik ve beceremedik.
İşte Sevgili Muzaffer Bal acılı, ölümlü, bugün okuduğumuzda inanamayacağımız, göçlerin bu gerçek hikayesini, çok akıcı, bir çırpıda okunabilecek, okudukça merak ettiren, anlatımla günümüze taşımıştır. Muzaffer Bal'ın gerçek yaşananlardan derleyerek kaleme aldığı "GÖÇ " öyküsü; hepimize ve gelecek kuşaklara atalarımızın yaşadıkları inanılmaz olaylardan, kesitler vermektedir. Okurken, çoğu yerde gözyaşlarınızı tutamayacağınız" Göç" ü ben soluksuz okudum, Sizlere de öneriyorum. Selam ve sevgilerimle.

-------------------------------------------------
ZÜLFÜ AYDOĞAN - z.aydogan64@hotmail.com - Ankara – 21 Temmuz 2020
merhaba ali hocam karadorukaa sitesinin ilk günkü heyecanı ile devam etmesi güncel konu ve olayları ile bizleri aydınlatması bilgilendirmesini takdir le karşılıyorum.hatun ablanın abimle ilgili yazısı ise beni derinden etkiledi.kendisine ve sana teşekkür ederim.bu siteyi takip edenlerede sağliklı günler
ALİ AYDOĞAN - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 21 Temmuz 2020
Merhaba Zülfü,
Sefa, senin olduğu kadar bizim de kardeşimizdi. Üzüntülerimiz eş değerde. Hatun Hanım’a verdiğim yanıtı tekrarlarsak:
“... Ne yazık ki bu böyle devam edip gidecek. Ağlatan, yürek dağlayan ve engellenemeyen acı bir gerçek; yapabildiğimiz tek şey gidenleri yüreğimizin bir köşesinde süresiz konuk edebilmek.”
Evet, Zülfü, yapacak bir şey yok.

-------------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 18 Haziran 2020
İyi akşamlar Ali Hoca..
Sefa'nın çok erken vedası bu dünyaya beni çok etkiledi.Dün sanki başka bir boyuta geçtim Hürmüz'lede konuştuktan sonra...
Elbette insanın çocukluğunun,gençliğinin birlikte ayni mahallede gectiği bir arkadaşının ani gidişi duyguları alt üst ediyor sarsıyor insanı...
Gençliğinde gitmek zorunda kalışı, oralarda kimbilir neler yaşadı, uzun yıllar sonra memleketine geldiğinde belki buralarda yabancı geldi ona...İnsanın bıraktığı yer bir daha aynı olmaz çünkü..Bıraktıklarını bulamazsın.Döndüğünde mutlaka içini acıtacak bir şeylerle yüzleşirsin.
Ne oralı, ne buralısındır artık. Arafta bir yerlerdesindir..Her şey yabancı, kendine bile yabancı...
İyiki her yaz köye gelmiş, başinda oyalı çitleriyle delişmence gezip tozmuş.Özgürlük umudunu hep içinde taşıyarak özgür dağlarda gezmiş iyiki..Duru saf gözelerden su içmiştir eminim...Dağların sarı,mor çiçeklerine gözü ilişmiştir sevgiyle bakmıştır biliyorum...
Yıldızlar yeni yolunda, yolunu aydınlatsın..Gittiği yerler incitmesinn Nurlarda yatsın..Uzaklarda çok uzaklarda sessizce bir veda.
ALİ AYDOĞAN - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 18 Haziran 2020
“Bir varmış bir yokmuş” sözü, masalların girişi için uydurulmuş olsa da görüldüğü gibi gerçek yaşam için de geçerli. Nice insanımız var oldu, yok oldu. Var oluşla yok oluş arasını uzun sayanlar olsa da aslında sonsuzluk içinde sıfır eşdeğerinde bir süre. Düşünsene Hatun Hanım, henüz bir buçuk ay kadar önce Sefa, Mihrican’la ilgili ne paylaşımlar yapmıştı anımsarsın. Bugün de Sefa için aynı duygusal paylaşımlar yapılıyor. Sonra, içimizden birilerimiz çok geçmeden Mihrican’la, Sefa’yla ve daha daha daha daha daha niceleriyle buluşacağız. Ne yazık ki bu böyle devam edip gidecek. Ağlatan, yürek dağlayan ve engellenemeyen acı bir gerçek; yapabildiğimiz tek şey gidenleri yüreğimizin bir köşesinde süresiz konuk edebilmek.


------------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 04 Nisan 2020
KIRINTI' NIN BAŞLARI TÜRKÜSÜ ve RECEP'İN İSMAİL'İ
Corona günlerinin evde geçen tekdüzeliğindenn sıkıldığım bu günde Karadorukaa' da daha önceki yıllarda da okuduğum, KIRINTI' NIN BAŞLARI türküsünün kahramanı RECEP' İN oğlu İSMAİL'İN yaşam öyküsünü bu gün yeniden, heyecanla, ilgiyle okudum.
İSMAİL' İN yaşam öyküsünü değerli Ali hoca, çok güzel derlemiş, akıcı bir dille yazan, bizlere aktaran Ali Hoca' ya teşekkürü bir borç bilerek, yüreğine, emeğine, kalemine sağlık diyorum. Köyümüzde hep büyüklerimizden, kulaktan dolma hikâyelerle bölük pörçük bildiğim bu yaşanmış kahramanlık öyküsünü yazı dilinde okumak takdire şayan bir emek. KIRINTI' NIN ŞEFELLİ mahallesinden yüreği güzel, mert, gözüpek, her zaman doğruluktan yana olan, haksızlıklara boyun eğmeyen, kendine özgü kişiliği ile bir güzel adam. RECEP' İN İSMAİL' İ. Adına ağıt yakılan İSMAİL' İN TÜRKÜSÜ yüzyıldır dilden dile söylenmekte, anılmakta. Bir kahramandır o. Her yerde, her zaman darda kalan herkesin derdine koşan, çare olan. KIRINTI' YI çerçeveleyen dağlar, içinde bulunduğu coğrafik konum, taşı, toprağı bana her zaman bir şeyler anlatır hissederim. Yüreğimle hep dinlemişimdir, Kan'ın kıranı Kızlarkalesi, Sığınak, Paltuçukur, Petekliğin kıranı, Hıdırellez'in tepesi şahittir pek çok yaşanmışlıklara. Rüzgâr ıslık çalarak yeniden yeniden türkülerini söyler hiç durmadan. İşte bu sarı çiçekli güzel dağlar, bağrında, yöresinde adına türküler, ağıtlar yakılan bir kahramanı, korumuş, kollamış, saklamış. Ne güzel dağlar. İSMAİL' İN TÜRKÜSÜ' nün söylendiği, yankılandığı dağlar.
İSMAİL' İN trajik sonu, hüzünlü hikayesini yeniden okumak; beni de içine çekerek sanki o günlere, o zamanki köye götürdü. İSMAİL Abdallı'dan geçip, Gucikeyn dereye doğru kaçarken, Hamzagilin evinin üstünden, Şehrigilin evinin önünden geçip gitmiş. ( Şehrigilin evinde tamda o anda kim vardı? ) İSMAİL' İN kahramanlık yaşam öyküsünü okurken, gençliğimde bir gazetede okuduğum KOÇERO adlı bir eşkıyanın gerçek yaşam hikayesi geldi aklıma. Kahramanlar nedense benziyorlar birbirlerine. Selam olsun kahramanlara, bu dünyada adından, yaşamlarından iz bırakanlara...
04 NİSAN 2020 Hatun Aydoğan Ankara

-------------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 22 Mart 2020
Ali Hoca Selam..
Bu garip,tuhaf,korku ve endişe dolu günlerden sonra,biliyorumki hiç bir şey artık eskisi gibi olmayacak..
Dünyayı ve gücü elinde bulunduranlar, yönetenler belli ki yeni bir dünya düzenine geçmek için düğmeye bastılar...
Umuyorum insanlığin yüreğinde var olan masumiyet etik değerler,ahlak,adalet var olur azda olsa...
Özgürlük belki de hep benim var olduğunu bildiğim hep hayal ettiğim, özgür dağların eteklerinde, bağrında açan sarı çiçekler, çiçek kokulu rüzgarların söylediği şarkılar eşliğinde nazlı nazlı boyunlarını sallar hep var olurlar..
Karadoruğun dallarında rüzgarlar şarkı söylemeye hep devam eder umuyorum.
Geçen gece Coronavirüs'le ilgili güzel bir yazı yazdı beynim.Sonra ertesi gün çoğunu anımsayamadım..Evde yalniz olsam yine yazardım ama Konsantre olamıyorum...
Umuyorum bu hiç bir şeye benzemeyen günler az hasarla geçer gider..
Site dostlarına ve sana sağlıklar, iyilikler diliyorum Ali Hoca.
Selamlar,sevgiler yüreği sevgiden geçen herkese...
.................................................

MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 21 Mart 2020
BİZİM “YALNIZ” YAŞAR
Yaşar Günel’in yazma hızına benim yetişmem için kırk fırın ekmek yemem gerek.
Açık söylemek gerekirse, gururla kıskanıyorum Yaşar’ı.
Yaşar, bizim toplumdan biri, kendi deyişi ile “herkesin akrabası”. Ben kendisini kitapları ile tanıdım. Yirmi kitap yazdı ve çıkardı. Tahsilini bilmiyorum, çokta önemli değil, benim için önemli olan eserleri, emeği yüreği ve cesareti.
Kendi köylülerine tanıtırken bazen, kimlerden olduğunu söylemek mecburiyetinde kalıyorum.
Kendi toplumumuzdan biri çıkıyor, yirmi eser veriyor, biz hala onun kim olduğunu bilmiyoruz. Eserlerini hiç görmemişiz, sayfalarını bile çevirmemişiz, yahu, şu Yeniköy’den, Ankara’da oturuyor deyince, “ha şu Yalnız Yaşar mı” diye dudak büküyorlar. Bazıları da tahsili ne? ne yazabilir ki gibi sorularla küçümsüyor. Evet, tahsili var mı, yok mu veya ne kadar bilemiyorum, ama yüreği ve beyni var. İkisini birleştirip, eserler veriyor, sen kahvede kâğıt oynarken o yazıyor, okuyor ve araştırıyor.
Eğer Yaşar bizden biri değil de, başka bir yerden olsa idi, öve öve bitiremezdik. Evet, bu duyarsızlığın adını siz koyun. Ben, Gelincik Dergisi çıkarken yazdım (kapalı toplum) makalesiyle. Evinde Gelincik Dergisi olan varsa bulur okur.
Artık şu çokbilmişliğimizi bir kenara atarak, kendi içimizden çıkan yazar ve sanatçılara sahip çıkalım. Bunlar, gençlere öncülük yapmakta. Evet, bunlar ülkemizin meşhur yazar ve sanatçıları ile yarışamaz. Ama bunları takip eden gençler yarışabilir. Danacık diye baktığımız bu kişiler, toplumuzdan çıkacak genç yazarlara, sanatçılara cesaret verdigni unutmayalım.
Düşünün, 1960 -197 lerde yazsaydılar veya sanaatın her hangi bir dalıyla uğraşsaydılar, belki de bu günün yazarları, sanatçıları daha erken yaşta yazmaya, sanata başlayacaklardı.
Şimdi gelelim şu bizim “yalnız” Yaşar’ın son romanına. Ben henüz okumadım, ama okuyacağım. Belki de, gerçekte tam bir çılgın. KÖPRÜ KEHANETİ romanı tam tamına 836 sayfa.
Ben sadece, “eve geldim, yemeğimi yedim ve yattım” diye her sayfayı dolduracak şekilde yazsam 6 ayımı çok rahat alır.
Birde gelelim bizim toplumun Yaşar için en çok eleştirisine: “yaşar sosyal biri değil, kimse ile ilişki kurmuyor.” Bu eleştiri doğru olabilir. Yine de, Yaşarın yerine ben cevap veriyim. Yaşar kendini yazmaya adamış, eğer o bizlerin tanımladığı gibi sosyal biri olsaydı 836 sayfalı romanını 5-6 senede yazardı, belki de yazamazdı. Unutmayalım, Yaşar yazıyor, okuyor ve araştırıyor bize örnek oluyor, en azından bana.
Yaşar’ı selamlıyorum, yüreğine, eline, beynine sağlık.
muzaffer bal
altınoluk

2019

ALİ GÜNEL –Ali.guenel@outlook.com - Almanya-31 Ocak 2019
Merhaba Ali bey, ilk önçe yeni yılınız kutlu olsun. Karadorukaada sunmuş olduğun bütün siteler için sonsuz teşekkür ederim. Siteyi takıp eden bütün site dostlarının da yeni yılını kutlarım. Almanya’dan Ali Günel
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com. – Ankara – 31 Aralık 2019
Teşekkürler Ali arkadaşım. Demek Almanya’ya geçtin. Bir de bakmışsın köye dönüş zamanın gelmiş. Zaman öylesine hızlı geçiyor işte.
Yeni yılda sağlık ve mutluluklar hepiniz, hepimiz, herkes için olsun.
-------------------------------------------------
OĞUZ ÖZTÜRK - oguzhanozturk.pst@gmail.com – İstanbul – 31 Ocak 2019
Talancı,Çevre Düşmanı,Mezhepçi,Irkçı ve en önemlisi sınıfsal karakteri tepeden tırnağa "PARA" olan anlayışın insan onuruna yenildiği bir yeni bir yıl olması umudu ile başta site emektarı sevgili Ali Hoca olmak üzere tüm site takipçisi, okuru canların yeni yılını kutlar, sağlık ve esenlikler dilerim. Oğuz
.-.-.-.-
KEMAL GÜNDOĞAN - k.guendogan@t-online.de - Almanya – 31 Aralık 2019
Merhaba Ali Bey,
Sizin ve Site dostlarının yeni yılını en içtenliklerimle kutlar, Yeni yılın sağlık mutluluk ve huzur getirmesini dilerim.
Kemal Gündoğan – Aachen/Almanya
-.-.-.-.-
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com. – Ankara – 31 Aralık 2019
Oğuz Bey, Kemal Bey, ben de her konudaki duyarlılığınız için teşekkür ediyor, insan/hayvan/bitki bileşenleri olan tüm canların mutluluk içinde yaşayabileceği bir dünya diliyorum. Ne var ki, iyi bildiğiniz gibi dilekler dilemekle değil, doğru mücadelelerle gerçekleşebiliyor ancak. Sevgiler...

-------------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL- yasargunel06@hotmail.com - Ankara – 13 Aralık 2019
Düzeltme-Özür:
Kitap- yazı işiyle uğraşanlar bilir ki yazmanın; konu, kurgu, akıcılık vs gibi sorunları dışında diğer bazı ifade zorlukları da vardır. Bu zorluklar farkında olmadan, sehven hataya da neden olabilmektedir. İki kişi arasında kullanılan dil, jargon, konuşma hataları Erkek egemen bakış acısını yansıtma uğraşı hata yapmaya da kapı aralayabilmektedir. Bir bakış açısı ya da belli bir yaş aralığındaki konuşma aksanı yazıda nasıl yansıtılacaktır? Görsel ortamda bu gibi zorluklar kolayca aşılabilir ama yazı işinde bu o kadar da kolay değildir. Diyelim ki, karşılıklı konuşan iki kişinden biri fısıltıyla ( Afoni: ses tellerinde meydana gelen bir sorun nedeniyle) konuşmakta, peki bu konuşma yazıda nasıl ifade edilecektir? Artikilasyon sorunu yaşayan birinin konuşması yazıda nasıl ifade edilecektir? “Sarı” kelimesini, artikilasyon sorunu nedeniyle “ sayı “ şeklinde ifaden eden birinin artikilasyon sorununu ifade etmek için bu şekilde yazılsa, bu ifadeyle “sarı” kelimesinin ifade edilmekte istendiği anlatılamaz. Ama artikilasyon sorunu şeklinde “ sayı” şeklinde ifade edilse, bu kez de artikilasyon sorunu ifade edilememiş olur. Yazma işinin bunun gibi kendine has sorunları yaşanmaktadır. İşte bu cümleden olarak “ Tabuttaki Adam “ kitabının kapağındaki, 3. Paragrafın son cümlesi hatalı olduğu için, baskı sırasında, çıkarılmıştır. Baskıda düzeltilmiş olan bu hata, yeni bir kitap çıkarmanın heyecanıyla düzeltilen metni değil de eski hâlindeki gibi Ali Hocaya göndermiştim; özür diliyorum. Erkek egemen bakışını yansıtmakta gereksiz olduğuna inandığım bu hatalı, bahsettiğim, paragrafın son cümlesi değiştirilmiştir.
-------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 11 Aralık 2019
Maden sayfası çok yerinde oldu. Sağol Ali dost. selamlar
-.-.-.-.-.-.-
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com. – Ankara – 11 Aralık 2019
Teşekkür ederim Muzaffer Bey. Maden Aramayla ilgili İnternet / Basın haber linkleri gönderen olursa onları da ekleyeceğim. Duyurulur.
-------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 08 Aralık 2019
Selam Hatun Arkadaş, - SIGNAK - öykünü çok zevkle okudum. Bu yazdığın öyküler, kadınlarda ne kadar çoktur. Bu kadınlar hayatta iken kayıt altına almak çok önemli. Hatun, bu görevin en büyük yükü sana düşüyor, çünkü kadınlar, kadınlara çok daha rahat anlatıyorlar. Senin de bunları o akıcı dilinle anlatacağına inanıyorum. Hikâyelerini dinleyeceğin kadınlar, yavaş yavaş toprağa karışıyor, çoğu da karıştı. Tabi, hikâyeleri de toprağın altına girdi. -Azerbaycan’ının Danabaş Köyünün Hikâyeleri - isminde bir kitap okudum. İki köylünün yaşanmış hikâyesi. Tamda benim dediğim noktadan hareket ederek yazılmış. Bakkal olan köylü, çok yakın gezgin satıcı arkadaşı ile sohbetler ederler, dertleşirler. Bakkal olan bir gün gezgin arkadaşına “ yahu, her karşılaştığımızda oturup saatlerce konuşuyoruz. Aha yolun sonuna geldik, bu konuştuklarımızda bizimle toprağın altına gömülecek.” Gezgin arkadaşı bu uyarıyı ciddiye alır. Okuma yazması da iyi kötü olduğu için, yazmaya başlar konuştuklarını. İşte “DANABAŞ KÖYÜNÜN HİKAYELERİ” ortaya çıkar. Bizim bu tür hikâyeleri yazarak, köyümüzün kültürünü, yaşamını, inancını gelecek kuşaklara taşımış oluyoruz. Benim için bu çok önemli. Hatun arkadaş, eline yüreğine sağlık, iyi ki varsın ve bu hikayeleri bizlere ulaştırıyorsun. Selamlar. muzaffer bal altınoluk 7- 12 - 2019
--------------------------------------------
BARIŞ ÖZTÜRK - ozturkbaris77@hotmail.com – Sakarya – 28 Kasım 2019
Yeni güncellemelerle zenginlik kazanmış siteyi çok beğeniyorum. Sakarya Ferizli’den herkese selamlar.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com. – Ankara – 28 Kasım 2019
Teşekkürler Barış’çığım. Uzun zamandır görüşemesek de burada görüştük ya bu da bir şeydir. Sevgiler.
--------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 13 Kasım 2019
Hatun arkadaşın, Gülhanımın Keçisi başlıklı anı öyküsünü zevkle okudum. Köy gençlerinin hayatlarından bir kesiti çok güzel anlatmış. Bu yaşantıyı köyde büyüyen herkes yaşamıştır. Bazen, Hatun arkadaşın anlattığı gibi keçi olur, bazen tavuk olur, yer elması olur bütün bunlar köy yaşamının bir parasıdır.
Hatun arkadaşı kutluyorum ve de kutlarken de kızıyorum. Bu kadar güzel öyküleri neden bizlere bu kadar ge ulaştırdığı için. Yeni yaşam öykülerini bekliyoruz. Selam ve saygılar.
muzaffer bal
altınoluk
-----------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 6 Kasım 2019
Bu gün tesadüfen Özgür Aydoğan Burgababa (Karaburga) Doğa Sporları ve Kültür sayfasında okuduğum Muzaffer Bal'ın 2012 yılında yazmış olduğu TAMZARANİN ÜZÜMÜ ve EZİZ HASAN'I (Ahmet'in Düş Kırıklığı) adlı anı-öyküsünü okudum. Tamda bu günlerde köyümüzün topraklarında,Maden Arama ile ilgili kaygılarımızın yoğun olduğu bu günlerde,bu güzel ve hüzünlü hikayenin çok örtüştüğünü düşündüm. Muzaffer BAL'a buradan tekrar teşekkür etmek istedim..Yüreğine ve kalemine sağlık.. 5.KASIM.2019.Ankara..
--------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 31 Ekim 2019
Hatun'a çok teşekürler. Ardıç ağacı bizim evin önündeki derenin üstünde. O semte sağırın kavagı diyuruz. Yıllardır görmedimdi, o zamanlar gövde ve dalları çok kötü idi. Şimdi çok gelişmiş ve gençleşmiş. Tekrara Yazın için teşekkürler Hatun
muzaffer bal altınoluk.
--------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 20 Ekim 2019
Karadorukaa Köy Sitemizin "YETENEKLİLERİMİZ" bölümünde Muzaffer Bal arkadaşımızın "KISA BİR KÖY GEZISI"adli gezi-anısı yazısını okudum. Muzaffer Bal'ın köy gezi-anısını okurken, ben de köyüme,adı geçen yerlere gittim. Hayalim beni oralara ışınladı. Yalnız yazdığı kutsal ardıç'ı anlatırken,benim aklıma Kân'ın Kıranı'ndaki yalnız kutsal ardıç aklıma geldi. Okuduğum anı-yazıdan sanırım Muzaffer arkadaş başka bir kutsal ardıç'tan söz ediyor,benim bilmediğim.. Neyse ki söz ettiği kutsal ardıç'ın etrafinda ağaçlar, meşeler,kömeler, çicekler bitmis artık yalnız değilmiş Kutsal Ardıç..En çok buna sevindim.. Sonra dönüşte amcası İbrahim Bal'ın her zaman yalnız olan evi gözümün önüne geldi..Ben de geçmiş oldum oradan.. Muzaffer Bal'ın yüreğine,kalemine sağlık. Bu sene gidemediğim köyüme,onun gözünden, bende oraları gezdim, gözümün önüne getirdim. Dağlarımı, köyümü ne kadarda özlediğimi bana duyumsatan Muzaffer Bal'a çok teşekkürler. Sevgiler,selamlar.. 20.Ekim.2019.
-------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 04 Ekim 2019
Babukoya, içten teşekkürler ederim. Belki bir gün oturup dertleşirken başka bir göç daha çıkar. Babuko zaman hep kayıp olmadan eline kağıtı kalem alıp dedesinin, ninesinin anlattıklarını yazmaya başlasa görecek ki yazdıkça hafızasının bir köşesinde kalan anılar canlanacak. Selamlar Babuko. muzaffer bal altınoluk
--------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - bababukohuseyin@hotmail.com - Ankara – 04 Ekim 2019
Muzaffer arkadaşın göç öyküsünü okudum, hemde bir solukta. Buna benzer nice öyküleri çocukken büyüklerimizden dinlerdik. Öyküleştirmek, yazmak hiç birimizin aklından geçmedi. Şimdiyse öykülerin kahramanları hepte öbür dünyaya göç ettiler. Heledeki Mustafa Kemal’in Samsuna çıktığı gün, benim Zilif anam orada milletle beraber büyük bir kalabalıkla Mustafa Kemalin elina dokunduğunu anlatır ve sarışın, mavi gözlü yakışıklı biri olduğunu söylerdi. İşte böyle bir hikayeyi de biz tarih sayfalarına gömmüş olduk. Yazmak nerden aklımıza gelirdiki. Heledeki Selvinin Alisinin anlattıkları tarih sayfalarındakiyle birebir uyuşuyordu. Çok büyük bir fırsatı kaçırmış olduk. Neyse Muzaffer arkadaş bu göç öyküsünün yüzde birini yazmışta genede onunla övünüyoruz. Bizim köylüler açısından genede teselli bulacağımız bir yazı ve öykü. Muzaffer arkadaş sonsuz kere teşekkürler ederim, bize böyle güzel bir hatıra veya anı yazı yazdığın için. Çok sağol BABUKO HÜSEYİN 04-09-2019

--------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 03 Ekim 2019
Öncelikle, GÖÇ’ün değerlendirmesinden dolayı teşekkür ederim Oğuz’a. Oğuz, biraz ürkek eleştiri yapmış. Hâlbuki her eleştiri yeni yazacağım kitaplarım da bana kılavuz-luk yapar. Olumlu veya olumsuz eleştiri her okuyucunun en doğal hakkıdır. Eleştiriler-den dersler çıkarmakta yazarın görevidir. Oğuz’a tekrar teşekkürler.
Karadorukaa sitesi, özellikle Kırıntı Kö-yü’nün kültürünü, inancını, gelenekleri ge-lecek kuşaklara taşıması dolaysıyla hepimi-zin sahip çıkması gereken bir site. Ali Ay-doğan ise tabiri caizse “hamalı” ve yazarı. Bu site tüm köylülerimizin sitesidir. Herkes canı gönülden sahip çıkmalı. Kısa bir köy seyahatimde konuşabildiğim birçok insanda çok kıymetli fikirlerin, geçmişle yani baba-sından, nenesinden, dedesinden duyduğu ve hafızasında sakladığı anlatımlar var. Bu an-latımlar yazıya dökülmese, o kişiyle beraber toprağa gömülecek. Hep beraber bu hafızlarda olanları karadorukaa sitesinde tarihe mal edelim. Belki bir gün gelir, birileri kara-dorukaa sitesini kullanarak kitaplaştırır. Yazmaktan korkmamak gerekir. Yazmaktan korksaydım GÖÇ ortaya çıkmazdı.
Dosttum Ali Aydoğan’a gelince, ona artık övgülü sözler yazmayacam.
O, övgülerin üstünde.
GÖÇ için söylediklerinden dolayı teşekkür-lerimi sunuyorum.
Not olarak düşmek isterim: neden Kırıntı Derneği bir gecesinde, dostum Ali’ye bir plaket vermeyi düşünmüyor. Aklıma geleni söylesem mi diye düşünüyorum. Hadi söylüm. Ali Aydoğan, yüklü bir para yardımı yapsa idi bu plaketi alır mıydı?
Bütün site dostlarını sağı ile selamlıyorum.
muzaffer bal
altınoluk
ALİ AYDOĞAN – aliaydoganaa@hotmail.com. – Ankara – 03 Ekim 2019
Teşekkür ederim Muzaffer Bey. Plaket nereden de aklına geldi? Benim aklımın köşesinden geçmezdi. Ne diyeceğimi bilemiyorum. İşin içinde kendim olunca yüzüm kızardı. “Gerek var mı ki?” diyerek geçiştiriyorum. Kendimin dışında düşününce ise, şunu söyleyebilirim: İçinde yaşadığı toplumla ilgili her tür hizmeti veren insanlar, elbette plaketlerle ödüllendirilerek teşvik edilebilir.
Daha önce de değinmiştim sanırım; bu mesajları okuyan birileri diyebilir ki, “Körler, sağırlar birbirini ağırlar.”
Asla öyle değil karadorukaa okuru arkadaşlar. Olan şey çok basit, alabildiğine sade. Muzaffer Bey, ben veya daha başka birileri, içinden çıktığımız ve hâlâ içiçe yaşadığımız topluma tüm içtenliğimizle ve elimizden geldiğince kültür hizmeti vermeye çalışarak gönül/vefa/duygu/vb borcumuzu ödüyoruz. Yeterli olmadığını, eksiklerimiz olduğunu biz de biliyoruz. Ama bizim içtenliğimiz oranında siz de içtenlikle yaklaşırsanız, gönlünüzü açarsanız, desteğinizi verirseniz inanın her şey çok daha güzel olacaktır. Yine dudak büküp “Neymiş daha güzel olacak şey.” diyebilenler olacaktır.
Bir örnek vereyim: Yılllardır çeşitli köy slaytları hazırladım, YouTube’de yayınladım. Beğenildiğini biliyorum. Tek tük mesajlar dışında yorum alamadım. Oysa motive edilip cesaret verilseydi, hayalim hep bir köy belgeseli yapmaktı. Kimsenin umursamadığını görünce coşkum ve isteğim kırıldı, köreldi, gölgelendi, sonunda bitti. Hâlbuki köyümüzde güzel bir belgesel oluşturacak pek çok konu ve yer var. Doğal ortamlarda yapılacak çekimlerle ve röportajlarla ilgi gören bir belgeseli hazırlamak hiç de zor değil. Konuyu birilerine açmadım değil. “Haa!” demenin dışında bir tepkiyle karşılaşmadım. Bu son sözüm üstüne. “Eh be adam, bir şeyi yapacaksan yap, ya da uzatma; tek başına başaramayacak kadar zayıf mısın?” diye düşünenler olabilir. Haklısınız, zayıf olmalıyım ki başaramadım.
Neyse, “Dert çok, hemdert yok.” demiş Nazım.
Sevgilerimle...



--------------------------------------------
OĞUZ ÖZTÜRK - oguzhanozturk.pst@gmail.com – İstanbul – 01 Ekim 2019
... Ali Hocam merhaba... Çok ama çok uzun bir süreden sonra bir şeyler yazmak istedim naçizane. (mahcubiyetimi de belirterek... ) Şevkinizden ve enerjinizden bir şeyler kaybetmediğinizi görmek bizleri sadece mutlu etmekle kalmıyor fazlasıyla örnek oluyorsunuz. Tüm biriktirdikleriniz ve ortaya çıkarıp sunduklarınız belki de çok ama çok uzun yıllar sonraki nesillere bile arşiv olacak güzellikte değerli çalışmalar. Zaman bunun kıymetini hep gösterecektir. Umarım ve dilerim sağlığınız, sıhhatıniz, enerjiniz ve motivasyonunuz hep yerinde olur ve ürettiklerinize çok daha yenilerini eklersiniz...
... Sevgili Ali hocam, konuk defterinde de epeyce değinilen Muzaffer ağbinin (BAL) "GÖÇ" kitabı ile ilgili değerlendirmelere, bende düşüncelerimi bir "okur" gözüyle iletmek istedim. Düşüncelerimi belirtirken bir kitap eleştirmeni olmadığımın haddi ve bilinci ile ne söylersek söyleyelim, bir "okur" düşüncesi eksikliği, mütevazılığı belki yetersizliği ile değerlendirilmesi gerektiğini, altını kalınca çizerek belirtmek isterim. (Beni çok yakinen tanıyan Muzaffer ağbininde öyle değerlendireceğine eminim)
Öncelikle şunu belirteyim, okur kitlesinin fazlasıyla azaldığı günümüzde "yazan" insanın tabiri caizsse mumla arandığı günümüzde, bizlerden birinin çıkıp Kırıntı’daki yaşanmış ve hemen hepimizin “ata” bağı olduğu göç kuşaklarından birinin gerçek hikayesini bir kitapla ve yazınla yüzlerce belki binlerce yıl sonraki kuşaklara (edebi anlamda, kapsayabildikleri, kapsayamadıkları anlamında eleştirilse dahi) iletilmesi anlamında bir değeri ve alkışı haketmiyor mu? Bence fazlasıyla ediyor. Eminim Muzaffer ağbi bir çok kişide “bugüne kadar neden yazılmadıki benzerleri” etkisi bırakmıştır diye düşünüyorum.
Ben “GÖÇ” kitabını okumadan önce hatta tesadüfen benzer bir göç ve sürgün hikayesini (Ermenilerle ilgili) anlatan “ARMİNA” isimli bir kitap okumuştum. Oldukça basit ama etkileyci bir dili vardı. Belki bu kitabın etkisi ile Muzaffer ağbinin “GÖÇ” kitabında benzer bir etki, tad aradım ama “GÖÇ”, başka bir coğrafyada yaşanılan bambaşka bir toplumsal travma ve yer yer benzer etkiler taşısa bile tamamen aynı etkileri olmayacağından bu şekilde değerlendirmenin haksızlık olacağını gördüm. Naçizane kendi düşüncem “GÖÇ” edebi dil anlamında biraz yalın ve bir roman etkisinden uzak olsa da, yaşanmışlıkları ve kahramanları gerçek olandan yazılan bir hikaye ve bir tarihe not düşülen önemli bir o kadarda değerli ve keyifle okunan bir kitap oldu. Muzaffer ağbiyi bir parça tanıyorsam bununla yetinmeyecek bu konuda başka denemeleride olacaktır diye düşünüyorum ve bekliyorum. Umarım motivasyonunu hiç kaybetmez ve düşün ve yazın hayatındaki edinebildiklerini, üretebildiklerini arkadaki nesillere bırakabilmenin haklı gururunu hep yaşar…. Sevgi ile... OĞUZ
-----------
ALİ AYDOĞAN – aliaydoganaa@hotmail.com. – Ankara – 01 Eyllül 2019
... Merhaba sevgili Oğuz. Mesajın ve güzel sözlerin için çok teşekkür ederim. İnsan psikolojisini, hele benim konumumdaki birinin psikolojisini çok iyi anlamışsın ve güç veren, motive eden açıklamalar yapmışsın. Konumum derken... Hazırladığım site(ler)den söz ediyorum. İlgisizlik, zaman zaman siteye devam isteğimi kaçırıyor. Öyle ya, izlenmiyorsa, ana site “karadorukaa sitesi” ve alt siteler “Hıdırellez Sitesi / Gönül Dostları Sitesi / Ankara Dernek Sitesi”ni sürdürmenin ne anlamı var? Alt site diye nitelediğim siteleri istekler ve hatta ısrarlar üzerine hazırladım. Her biri zaman alıcı, yorucu... Öyleyse ilgi olsun, mesajlarla, yazılarla, düşünce aktarımlarıyla destek olunsun, site canlandırılsın diye düşünmem anlamsız karşılanmamalı. Siteyi / siteleri kapatma aşamasına geliyorum ki Muzaffer Bey’in, Kemal Bey’in ve işte şimdi senin gibi işin öneminin bilincinde olan arkadaşların zaman zaman verdiğiniz motivasyonlarla tekrar güç buluyor, “Devam!” diyorum. Bu demektir ki siteyi yaşatan ben değilim, siz duyarlı arkadaşlarsınız. Teşekkürler Oğuz, teşekkürler duyarlı arkadaşlar.
... “Göç”e gelince... Roman denemese bile roman tadında, akıcı, sürükleyici, duygu yoğunluğu oluşturan ve daha da önemlisi bizden bir kitap. Bir zaman makinesi görevi yaparak bizi günümüzden alıp ta o zamanlara götürüyor. Zaman makinesinin bir yerleri paslıymış, süsü püsü yokmuş, yapım hataları varmış, bence hiç önemi yok. Önemli olan, görevini yapıp yapmadığıdır; ki, görevini fazlasıyla yapmaktadır. Göç’ün biçimini değerlendirenler yazım hatalarını öne çıkarmaya çalıştılar. Bu eksikliği, hataları Muzaffer Bey de biliyor, ben de, sen de... Önemli olan şekil değil, içeriktir. Teşekkürler Muzaffer Bey... Araştırmaya yazmaya devam. Ama yine de laf aramızda kalsın, kimse duymasın... Bir dahaki kitaplar, Göç’e yapılan eleştiriler doğrultusunda hazırlansın ve en az yazım hatasıyla çıkarılsın. Dedim ya laf aramızda...
... Tekrar teşekkürler Oğuz. Düşüncelerini güzel aktaran arkadaşlardansın. Sen de öyküler denemek istemez misin? Bir iki sayfalık denemeler gönderebilirsen sevinirim. Sevgiler... A.A.
--------------------------------------------

MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 30 Haziran 2019
Amcaoğlu Tuğrul’un, GÖÇ eleştirisinde yanlış anladığım bir bölümü düzeltmeyi gerekli gördüm. Soy ağacı eklenebilir sanki tüm soyun karakterlerini yazma gibi anladım ve ona göre cevap verdim. Kendisi ile telefon konuşmasında söylemek istediği bir soy ağacı şeklinde ek olarak yazılması imiş. Belki, yapsam daha iyi olurdu. Hem böyle bir şeyi düşünmedim, hem de eksiksiz olarak başaramazdım. Sülale çok dağınık, denenebilinirmiydi? Belki, ama çok zamanımı alırdı ve de başaracağımdan da emin değilim. Mustafa Çoşkun eleştirisinde haklı. Şair demek çok daha doğru olurdu. Amca oğlunun yaptığı eleştirileri samimi ve de GÖÇ ‘ün daha güzel olması için yaptığını biliyor ve teşekkür ediyorum, muzaffer bal altınoluk

--------------------------------------------
HÜLYA YILMAZ - yyilmazhulya@gmail.com – İstanbul – 29 Haziran 2019
Merhaba. Ben Tuğrul Bal’ın asistanıyım. Muzaffer Bal’ın kitabı ile ilgili Tuğrul Bal’ın yazdığı yazıyı bu siteye ben gönderdim. Ve maalesef bazı yazım hatalarım olduğunu fark ettik. Örneğin, “Bu otobiyografik çalışmada daha çok fotoğraf zenginliği beklenirdi” cümlesindeki ‘otobiyografik’ kelimesi elbette ‘biyografik’ olacaktı. Ki bunu zaten üst paragraflardan ve yazının akışından anlayabilirsiniz. Sevgiler, selamlar...

--------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 26 Haziran 2019
Amcaoğlu Tuğrul’un GÖÇ kitabım üzerine yapmış olduğu değerlendirmeleri için öncelikle teşekkür ediyorum. Bir eleştirisine Açıklık getirmek isterim. Özellik le benim çok değer verdiğim şair Mustafa Çoşkun’u anarken, ismin önüne şair yazmamı şu sözlerle eleştirmesini kabul edemiyorum. “• Bir şairimiz var. Ondan hâlâ, yiğit lakabıyla anılsada, Şair olarak söz edilmemesi iç acıtıcı.” Bu bir uyarı olsa idi kabul ederdim. Tuğrul’un iç acıtıcı diye nitelemesi sanki Mustafa Çoşkun’unun şairliğini bilerek kabul etmiyormuşum gibi anlaşılıyor. Kesinlikle bu doğru değil. Doğru, şair olduğunu vurgulasaydım çok daha doğru olurdu. Evet, ben edebiyatçı değilim, ben bir tarihi olayı anlatmaya çalıştım. Birazda kendi toplumum için yazdım. Tuğrul’un edebi yönden eleştirellerine sözüm yok. Haklı olabilir. Belki çok daha güzel yazılabilinirdi. Hayvanlarla konuşma, tabiatla konuşma ise bu benim sevdiğim bir tarz. Birde bu otobiyografik bir çalışma değil. Olamazdı da, düşünün Arifinkızı’nın çocukları, torunları hatta toçaklarını bunların hangisini yazabilirdim. Şöyle bir düşündüm de, yüzlerce insanı ve bunların karakterini nasıl yazılır. Bu benim boyumu aşar. Birde, “kıçı kırık keçi” tanımlaması tamamen yerel bir söylemdir. Tuğrul’un siyasi eleştirilerine buradan cevap vermek istemem. Bu site siyasi tartışma sitesi değil. Sadece, eleştirinin siyasi bir eleştiri değil, ağır suçlamadır. Hiçbirini de kabul etmiyorum. Bütün bu olumlu, olumsuz eleştirilerinden dolayı amcaoğluna teşekkür ediyorum. muzaffer bal altınoluk
--------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 26 Haziran 2019
Kemal arkadaşın, konuk defterindeki göç üzerine yazısını yeni gördüm. Geç teşekkür ettiğimden dolay,ı önce özür dilerim. Kemal arkadaşın önerisinden başlamak isterim. Pürk Köyün’de başkaları var mıydı, yok muydu bilemiyorum. Bu konuları araştırmada çok geç kalmışız. Yaşayanlar veya ilk ağızdan dinleyenler bu dünyadan göçtüler. Karadorukaa sitesinde birkaç kere çağrı yaptım, ama kimse duymadı. Eğer babam ve İbrahim amcam yaşamasaydı zannediyorum ki yazamazdım. Yazsam da çok eksik olacaktı. Tabi birde köyden uzakta yaşıyorum. Bütün buna rağmen, tekrar çağrımı yeniliyorum. En küçük bilgisi olanlar bana yazarlarsa, ben onun etrafını örerim. Kemal arkadaş, öncelikle beğendiğine memnun oldum. Sağ ol, çok çalıştım ama galiba başardım. Ben göç ü kendi köylülerim için yazdım. İyiki de onlar için ve onların kullandığı yerel dille yazmışım. Büyük ilgi gördü. Yediden doksana okudular, bende buna ulaşmaya çalıyordum. Kemal arkadaş tekrar, teşekkür ederim. Çok çok selamlar.
--------------------------------------------

PINAR EMEK BAL - muzafferbal50@hotmail.com – 27 Mayıs 2019
Yorumların bir çoğunda kitabı bir iki günde okuduklarını yazmışlar bense günlerce okudum.
Dedemle birlikte Kırıntıdan göç ettim. Aç kaldık, açıkta kaldık. Birlikte dağda çoban olduk, kurtu kuşu sevdik.
Kızlar Ağasıyla tarla biçtik, altınbaşakları yerlere serdik.
Belen'den tarla aldık. Yıldızın alnından öptüm, dedem de benim alnımdan öptü.
Arif'in kızı ile düğün dernek kurduk. Cicim Aliyle İpeği affettik yüreğimizdeki buzlar eridi.
Kırmızı valayı kafama taktığım gibi Cicim Aliyle horonun başına geçtim. Davul vurdukça gökten aşağı geldik.
Muzo; Göçü sen yazdın, başkaları okudu, bense yaşadım.
EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 27 Mayıs 2019
Kemal arkadaşın, konuk defterindeki göç üzerine yazısını yeni gördüm. Geç teşekkür ettiğimden dolay,ı önce özür dilerim. Kemal arkadaşın önerisinden başlamak isterim. Pürk Köyün’de başkaları var mıydı, yok muydu bilemiyorum. Bu konuları araştırmada çok geç kalmışız. Yaşayanlar veya ilk ağızdan dinleyenler bu dünyadan göçtüler. Karadorukaa sitesinde birkaç kere çağrı yaptım, ama kimse duymadı. Eğer babam ve İbrahim amcam yaşamasaydı zannediyorum ki yazamazdım. Yazsam da çok eksik olacaktı. Tabi birde köyden uzakta yaşıyorum. Bütün buna rağmen, tekrar çağrımı yeniliyorum. En küçük bilgisi olanlar bana yazarlarsa, ben onun etrafını örerim. Kemal arkadaş, öncelikle beğendiğine memnun oldum. Sağ ol, çok çalıştım ama galiba başardım. Ben göç ü kendi köylülerim için yazdım. İyiki de onlar için ve onların kullandığı yerel dille yazmışım. Büyük ilgi gördü. Yediden doksana okudular, bende buna ulaşmaya çalıyordum. Kemal arkadaş tekrar, teşekkür ederim. Çok çok selamlar. muzaffer bal altınoluk
---------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - k.guendogan@t-online.de - Almanya – 19 Mayıs 2019
Merhaba Ali Bey ve site dostları,
Muzaffer Bal arkadaşın yazmış olduğu Göç, Arif‘in Kızı ve Cicimali kitabını bir solukta okudum. Kendisine Kırıntı köyümüzün geçmişine ışık tuttuğu için teşekkür ederim. Benim de yıllardır en çok merak ettiğim köyümüzün muhacirlik yıllarıydı. Çok akıcı ve anlaşılır şekilde yazılmış.
Beni en çok etkileyen özelliklerden biri de kitabın başındaki fotoğraf. Bu fotoğraf belki bizim köylülerin fotoğrafı değildir, ama çok gerçek ve hüzünlü bir tablo. Savaşların ne kadar gaddar olduğunu bu resim bize çok net bir şekilde gösteriyor.
Arif‘in Kızı ve Cicimali’nin Pürk Köyüne varışları ve oradaki korkuları içler acısı. Yeter kadının bir mereği onlara başını sokacak yer vermesi Anadolu annelerinin ne kadar yardımsever olduğunu gösteriyor. Arif‘in Kızı ve Cicimali, Kırıntılılara yakışacak şekilde ekmeğini taştan çıkarıyorlar. Pürk köyüne alışmalarına rağmen içlerinde hep kendi köylerinin özlemi var.
Mürtezeler ve Kerimin İsmail‘inin dışında daha kimlerin Pürk Köyüne yerlestiğini merak ediyorum. Benim dedem de Suşehri‘nde yer edinmiş. Mezarı da hâlâ Suşehri‘ne yakın bir yerdedir. Belki benim dedem de Arifin kızı ve Cicimali ile Pürk köyünde kalmıştır. Bu konuda fazla bilgim yoktur. Bizim akrabalarımız ve Yeter halam hâlâ yazları Suşehri‘nde kalıyor.
Muzaffer arkadaoşın bu kitabının daha da genişletilmesi ve öbür Köylülerimizin nerelerde kaldıkları, köye nasıl döndüklerini eklemek Kırıntı‘nın geçmişine büyük katkı sağlar.
Göç kitabı, aslında çok daha uzun övgüler yazmayı hak ediyor. Muzaffer arkadaşa , köyümüzle ilgili yaptığı araştırmalar ve ileride yapacağı aydınlatıcı bilgiler için şimdiden tekrar teşekkür ederim.
Herkese, site dostlarına çok çok selamlar.
Kemal Gündogan - Aachen /Almanya
-------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 7 Mayıs 2019
Hatun beğendiğine çok sevindim. Çok sağol.
----------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 30 Nisan 2019
Merhaba Site dostları,
Muzaffer Bal'ın yazmış olduğu yeni çıkan roman tadındaki GÖÇ adlı kitabın ilk sayfalarını Ali Hoca'nın ince düşüncesiyle yayınlamış olmasına çok memnun oldum. Kendisine buradan çok teşekkür ediyorum. İlk sayfaları ilgiyle, heyecanla okudum ve okudukça daha daha dedim. Kitabı en kısa zamanda temin edip eminim ki büyük bir zevkle okuyacağım. Muzaffer Bal'ı bütün içtenliğimle kutluyorum. İyi ki yazmış. O yıllardaki atalarımızın, dedelerimizin yaşadıklarını okumak hem keyifli, hem hüzünlü olacak.
Hatun Aydoğan – 30 Nisan 2019 - Ankara
---------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 22 Nisan 2019
--- Kısa Bir Açıklama ---
Benim okulum, karadoukaa sitesidir. Uzun yılarca, bu sitede iyi kötü yazmaya çalışıyorum. Evet, sitenin amacına uygun yazmaya çalıştım. Köyümün inanç, örf, adet, gelenek ve kültürünü yansıtmaya çalıştım. Bunları yazarken doğal olarak köyümle ilgili birçok olayı araştırdım. İşte o araştırmalar beni GÖÇ’ü yazmamı kolaylaştırdı. GÖÇ, sadece Cicimali’nin öyküsü değil. Bu öykü, tüm seferberliğe gidenlerin öyküsü.
Unutulmaya başlayan veya büyük bölümü unutulan tarihi bir muhacirlik gibi acı bir olayı torunlarımıza ve hatta toçaklarımıza belge olarak bıraktığıma inanıyorum.
Dostum Ali Aydoğan’ın GÖÇ değerlendirmesinden dolayı kendisine sonsuz teşekkür ederim. Dedim ya, kararadorukaa okulum, aynı şekilde bu sitenin yöneticisi Ali Aydoğan’da öğretmenim tabi.
Elimden geldiği kadarı ile toplumumuzun içinden çıkan sanat, kültür ve yazı yazan, kitap yazan tüm arkadaşları desteklemeye çalıştım. Bu benim insani bir görevim olduğuna inanıyorum. Bundan sonrada yazacağım.
Köyümüzün sorunlarını da karadorukaa sitesinde tartışmaya çalıştım. Zaman zaman kimi arkadaşlarla ters düştüm. Bu arkadaşlar, şunu çok iyi bilmeli ki ben köyümüzün çok daha iyi olması için bu tartışmalara girdim.
Bütün bu sorunları tartışırken, Ali Aydoğan’ın uzun zamandır savunduğu KIRINTILILAR BİRLİĞİ örgütlenmesi artık bir ihtiyaç değil, zorunluluk haline gelmiştir. Bu örgütlenme, köyümüzün sorununu ortak olarak çözerken, yardımlaşma dayanışmayı da sağlayacaktır.
Dostum Ali Aydoğan’ın karadorukaa sitesini oluşturarak, köylerimizin kültür, gelenekleri, örf, adetlerini, sorunlarını tarihi belge olarak oluşturmasına büyük katkı sağlamış ve sağlamaya devam ediyor. Bu tarihi, ama zor olanı üstlendiğinden dolayı Ali Aydoğan’ı selamlıyorum.
Tüm karadoruk yazarlarına, okuyucularına sevgiler.
muzaffer bal
altınoluk
-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-
Merhaba Muzaffer Bey,
Mesajın beni onurlandırdı, ama yoğun övgüden yüzümün kızardığını söylemeden geçemeyeceğim. Övgüleri biraz kırpayım dedim, ama bu kez mesaja müdahale olacaktı, yapamadım.
Ürettiğin araştırma yazıların ve şimdi de GÖÇ kitabınla geçmişi, günümüze taşıdın; yarınlara aktarıyorsun. Bilen ve düşünenler için bu, eşsiz bir hizmet. Çalışmalarının daha da genişleyerek sürmesi dileğim olduğu gibi, kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Ben de her ne yaptıysam, içinde var olduğum toplumum için yapmaya çalıştım. Köyü veya daha geniş anlamıyla nerede yaşarsak yaşayalım içinde bulunduğumuz toplumu düşünmek, birer aydın olarak vicdan borcumuz.Önceki yazılarımda da değindiğim gibi aydın olmak, Tuztaşı sırtına varır varmaz, Hıdrellez Tepe’ye veya dağlara çıkar çıkmaz güzellikleri yaşamak, fotoğraflamak ve internet ortamında paylaşmak demek değildir. Evet, bunları yapmak doğal olabilir. İnsanlar yılın yorgunluklarından kurtulmak için köye geliyorlar. Tabii ki yiyip içip eğlenecek, mutluluklarını paylaşacak. Ama sorunlarla da ilgilenme, olumlulukları daha da geliştirme, aksaklıkları giderme doğrultusunda fikirler üretmek, projeler geliştirmek gerek.
Üstteki mesajında Kırıntılılar Birliği konusunu bir kez daha gündeme getirmişsin. Evet Dünya Kırıntılılar Birliği veya sonradan Üst Birlik olarak adlandırdığımız projeyi ilk düşündüğümde çok heyecanlanmış, sitede geniş yer vermiş, yapılan okuyucu yorumlarını da aktarmıştım. İsteyenler “Yazı-A.Aydoğan + Karma Yazılarım” sayfasından okuyabilirler. Senin yeniden vurguladığın gibi köydeki dağınık düşünceleri merkez noktada odaklamak için Üst Birlik şart.
Muzaffer Bey, seninle yazışmalarımızı okuyanlar içinde, dudak büküp, bıyık altından gülerek “Körler sağırlar, birbirini ağırlar” gibi düşünenler olabilir. Öyle de olsa yine vurgulamak zorundayım; senin verdiğin kesintisiz destek olmasaydı, site bu kadar uzun ömürlü olmazdı. Elbette ki, siteye destek veren daha başka site dostlarımız da var. Onlara da minnettarım. Örneğin Kemal Gündoğan (Guşu), telefonlarıyla o kadar büyük destek ve cesaret veriyor ki gücümün tükendiği yerde yine ayağa kaldırıyor beni. Ona, sana ve diğer tüm değerli okurlara selamlar, sevgiler.
BİR OLALIM, İRİ OLALIM, DİRİ OLALIM sözünün uygulanması dileğimle...
Ali Aydoğan - Ankara - 22 Nisan 2019
---------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 07 Şubat 2019
Merhabalar Ali Hoca, Karadorukaa sitesine bir bakayım dedim Anasayfadaki bir manzara ev var önunden geçen bir akarsu harika bir manzara çok beğendim..Ali hoca kutluyorum böyle güzel dikkat çekici bir manzara koyduğunuz için..Söylemeden,yazmadan edemedim..Emeğine sağlık...
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 07 Şubat 2019
Teşekkür ederim, Hatun Hanım. Gerçekten güzel Gif. Genelde Anasayfa’ya kendi çektiğim köy GİF’lerini koyardım. Ama başkasına ait bu resim arşivimdeydi. Çok beğendiğim için yayınladım ve hâlâ anasayfada tutuyorum. Kendi çektiğim köyle ilgili bir Gif koyacağım. Umarım onu da beğenirsin. İlgin için teşekkürler.
---------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - k.guendogan@t-online.de - Almanya – 03 Ocak 2019
Merhaba Ali Bey ve Değerli Site Dostları,
Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutluyorum ve 2019’un tüm insanlığa barış, huzur, özgürlük ve sağlık getirmesini diliyorum.

Köyümüz kışın boşalsa da yazın çok kalabalık olur. Her nerede yaşarsak yaşayalım Kırıntı hep aklımızdadır. Kış boyunca biriken yorgunluğumuzu köye gittiğimizde atabiliyoruz. Çünkü köyün her tarafında anılarımız var. O anılar ruhumuzu dinlendiriyor. O zaman rahatlıyoruz.

Madem köyden yararlanıyoruz; öyleyse köye sahip çıkalım. Sadece üç beş kişinin fedakar çalışması yeterli değil. Herkes elini taşın altına koymalı. Bazıları uzun zaman kalamıyor. Bedenen çalışamıyor. O zaman fikir üreterek yardımcı olabilirler. Çalışanlara moral vermek de bir şekilde çalışmaktır.

Söylenecek, önerilecek çok şey var. Ama şu an için iki şey söylemek isterim izninizle. Biri şu. Hıdrellez Tepe’deki ardıcın dibindeki betonu kaldırıp doğal hâle getirelim. Ardıç her Kırıntılı’nın gözünü açtığından beri gördüğü şekilde kalırsa daha huzur verici olur. Bir de üstüne hiçbir eklenti yapılmaması gerekir. Çünkü eklentiler ardıcı kurt gibi oyar.

Harman taşlarının üst kısımda da iki ardıç yerde yatıyor. Benim hediye ettiğim ardıcı diken arkadaşlara çok teşekkür ederim. Minnettarım onlara. Yerde yatan iki kuru ardıç orada, uygun aralıklarla dikilse güzel olmaz mı? Yazın yine köye gelebilirsem, ardıçların dikilmesine ve oranın iyi kötü düzenlenmesine ben de yardım etmek isterim.
Ali Bey’den bir şey rica ettim. Bilgisayar programıyla o iki kuru ardıcı dikilmiş gibi gösterebilir misin, dedim. Kolay, yaparım dedi. Yaparsa burada yayınlar ve oranın düzeni hakkında bir fikir ediniriz.
Köy için emeği geçen, fikir üreten insanlara çok teşekkürler.
Kemal Gündogan Aachen Almanya

----------------------------------------------

2018

MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 18 Ekim 2018
Öncelikle Yaşar Günel’in, yeni kitabının kapağını görünce, çok ama çok sevindim. Kolay değil bu kadar kitap hazırlamak. Bu bir emek ister, araştırma ister. Yaşar arkadaş seni tebrik ediyorum. Sadece tebrik etmiyorum saygı ile seni selamlıyorum.
... Babuka, önce merhaba. Belki de birçok insan akraba olduğumuzu bilmiyor. Bazen anlaşamıyoruz, bazen birbirimizi çok iyi anlıyoruz, belki de güzellik burada. Farklı görüşleri dostça konuşabilmek, farklılıklarımıza rağmen birbirimizi sevebilmek, işte bizi geliştirecek bu. Seni sevgi ve saygı ile kucaklıyorum. Bölük Meşeden, yayladan, Karadoruk’tan, sana köyümün her toprağından sevgilerle.
... Dostum Ali, önce bizlerin yazılılarının çilelerini çektiğin için sana sonsuz saygılar. Bir de, şu hareketli fotoğraflar bir harika. Sitenin ön sayfası her seferinde harika oluyor. muzaffer bal altınoluk
-.-.-.-.-.-
Y A N I T : A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 19 Ekim 2018
... Teşekkür ederim Muzaffer Bey. Sen veya birkaç başka duyarlı arkadaş olmasaydınız siteyi çoktan kapatmıştım. Evet, bazılarının dediği gibi kimseden mesaj gelmese de sitenin yayınını sürdürmeliyim. O arkadaşlar, empati (duygudaşlık) yapabilseler benim için de motivasyonun önemi anlarlar. Sonuçta robot değilim. Yayınladığım dokümanların izlenip izlenmediğini, beğenilip beğenilmediğini bilmek en doğal hakkım sanırım. Ancak o zaman siteyi canlandırma gereği hissederim. Aksi hâlde boşa kürek sallıyorum sanısıyla içimden hiçbir şey yapma isteği gelmez. Örneğin, şu ana kadar hareketli fotoğraflarla ilgili yorum ilk kez senden geldi ve çok mutlu oldum Muzaffer Bey. Arşivde daha pek çok hareketli fotoğraf var. Nasıl olsa umursanmıyor diye düşünerek yenilerini eklemiyordum. Şimdi, en kısa zamanda zevkle ekleyeceğim.
... Madem bu kadar açıldık, devam edeyim: Birçok kişi şurada burada yüz yüze geldiğimizde siteyi izlediklerini, beğendiklerini, güzel bir hizmet sunduğumu söylüyorlar. “İyi de mesaj yazarak olumlu-olumsuz eleştirilerini neden yazmıyorsunuz?” diye sorduğumda, “Haklısın, yazmalıyız ama işte...” gibi mahçubiyetli açıklama geçiştirmeleri yapıyorlar. Hayır arkadaşlar, geçiştirmeyin; yazın lütfen. – A.A.

----------------------------------------------
ALİ GÜNEL -Ali.guenel@outlook.com - Almanya - 27 Aralık 2018
Muzafer Bal arkadaşımıza yazdığı mesaj için Gönül dostları olarak çok teşekkür ediyoruz ve sevgilerimizi iletiyoruz. - Almanya'dan Ali Günel
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 26 Aralık 2018
Gönül dostları sitesini yeni gördüm. Ali dostumu kutluyorum. Tüm gönül dostuna katılan arkadaşları kutluyorum. Gerçekte köyümüzde böyle bir dostluğa ihtiyaç var. Bu site tüm köy halkını sarmalar ve tüm farklılıklarımıza rağmen, farklılıklarımızı koruyarak dost olmamızı sağlar dileği ile kutlarım.

----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL- yasargunel06@hotmail.com - Ankara – 14 Aralık 2018
Ali Hoca, 19 kitabımın kapağını " yeteneklilerimiz " sayfasına atmışsınız, teşekkür ederim. 62 bölüm 820 sayfalık, didaktik ögeli bu metni beni hep kitap yazmaya teşvik ettileri için Ali Aydoğan ve Muzaffer Bal'a ithaf ettim ve bu ithaf, metnin ilk sayfasına da yazıldı. Kitabın basımı için finansör arayışındayım, bu iş de hallolunca ISBN ve Bandrolü alınıp bir hafta içinde baskıya girecek. Muzaffer ağabeye de mesajı ve duyarlılığı için teşekkür ederim.
-----------
İçimizden birilerinin başarısı bizi her zaman gururlandırır Yaşar Bey. Teşvikte payımız olmuşsa ne mutlu bize. İthaf için teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. - Ali Aydoğan

---------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 13 Aralık 2018
Yaşar arkadaşın hızına yetişemiyorum, kendisini saygı ile selamlıyorum. Aynı zamanda iyi ki varsın Yaşar. Eline cesaretine saygı duyuyorum. İçten sevgilerle selamlıyorum.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 03 Aralık 2018
Ali Aydoğan dostumun yazısını okudum. Yazı biten bir işin en az zararla kurtarma yazısı. Selamlar.
....
Ne diyebilirim ki? :)) - Sevgiler - Ali Aydoğan
---------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 30 Ekim 2018
Merhaba dostum Ali, karadorukaa sitesinin ziyaretçi bölümü açılmıyor. Birde siteninin üzerinde güvenli değil yazısı çıkıyor. Selamlar.
Y A N I T : A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 30 Ekim 2018
Merhaba Muzaffer Bey. Uyarı için teşekkür ederim. Az önce Mynet görevlileriyle telefonlaştık. Güvenli Değil yazısı önemli değilmiş; resmi veya resmi olmayan binlerce site başında varmış. Google'un geçici ve hatalı bir uygulamasıymış. Nedenini onlar da tam bilmiyorlar. En kısa zamanda kaldırılacaktır dediler. Kaldırılmasa da önemli değilmiş.
Ziyaretçi Defteri'ne gelince, açılıyor. Seninkinde açılmıyorsa tekrar bildir lütfen.
Uyarılar için tekrar teşekkürler. Hoşçakal.
------------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - bababukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 15 Ekim 2018
Muzaffer arkadaş, iki kardeş ve bir tabaka yazını okudum. Ben kendimi çocukluk yıllarında dedemle çift sürdüğümüzü ve o anda ne kadar çift sürülüyorsa o anıları yeniden yaşamış oldum. Yazmış olduğun yazı çok süper, sanırım benim gibi daha nicelerinin hatıralarını canlandıracak bir yazı olmuş çok teşekkür ederim. 15- 10-2018 BABUKO HÜSEYİN
---------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 27 Temmuz 2018
Muzaffer Bal arkadaşın yeni yazdığim UZAK adlı anı-öyküyü okuyup,övgü dolu sözlerine çok teşekkür ediyorum buradan..
Saygıyla,sevgiyle bendende dostça selamlar...Hatun Aydoğan
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 27 Temmuz 2018
Hatun arkadaşın UZAK başlıklı yazısını okudum, çok duygulandım. Gerçekten hem duygusal, hemde çok iyi bir anlatım. Keşke Hatun biraz sıkça yazsan ve de en azından bende zevkle okusam. Yüreğine ve beynine sağlık. Yeni yazılarını beklerken dostça selamlar. muzaffer bal altınoluk
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 29 Haziran 2018
Muharrem Aydın selam. Önce, bana yaptığın övgüden dolayı teşekkür ederim. Bu benim bir görevim. Muharrem arkadaş “Döndü’nün Kavağı ve Cevat Günel” başlıklı yazını, çok zevkle okudum. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Çok güzel yazmışsın, bu Döndü’nün kavağı ile sohbete devam edersen, bende senden cesaret alırım. Çünkü yoruldum artık, eline yüreğine sağlık Muharrem Hoca. muzaffer bal altınoluk
--------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.com – Ankara – 28 Haziran 2018
Sayın Muzaffer Bal, Sayın Ali Aydoğan siteyi canlı tuttuğunuz için ikinize de çok çok teşekkür ediyorum. Ali Hoca nın teşvikleri devam ederken, Muzaffer abinin Cavat abi hakkında yazdığı yazıyı çok beğendim ve gerekliydi diye düşündüm. Cavat abi hakkında yazılacak daha çok şeyler vardır sanıyorum.Elinize sağlık.
-----------
Merhaba Muharrem arkadaşım,
Şimdi sen yazınca site daha da canlandı. Keşke, canlandırmada herkesin katkısı olsa. Teşekkürler, sevgiler. - Ali Aydoğan

----------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 21 Haziran 2018
Ali dost, Cevat’a olan borcumu çok kısa bir yazı ile ödemek istedim. Ben onun yerinde, o benim yerimde olsa idi, o tutmayan elleri ile çok daha güzel yazı yazardı. Cevat’ı büyük bir öykü kahramanı olarak, öykü yazmak gerekir.
Ali senin yazıya ilave ettiğin küçük ama çarpıcı yazı ve fotoğraf yazıyı tamamladı. Bundan dolayı sana teşekkür ederim.
İşte karadorukaa nın bizim toplum için önemi burada. Keşke toplumumuz biraz daha duyarlı davransa ve bu yazıları okuduklarını bildirebilseler. Ne yazık ki üzülerek söylüyorum, kendi eserlerini tanıttığımız kişiler bile iki satır yazı yazmıyorlar. Bütün buna rağmen, karadorukaa sitesi devam ettirmeyi sürdürmemiz bizim görevimiz. Tekrar teşekkürler sağlıkça kal.
muzaffer bal altınoluk.
-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 21 Haziran 2018
Teşekkürler Muzaffer Bey. Ama teşekkürün nedeni bir değil, birçok. Birincisi senin yazının başına eklediğim fotoğrafı ve yazıyı beğendiğini bildirdiğin için. Asıl teşekkürse siteye kesintisiz verdiğin destek için. Sen ve senin gibi sadece birkaç diğer duyarlı arkadaş olmasaydı siteyi çoktan kapatmış olacaktım. Sitenin içeriğinde köylerimiz için çokça doküman olduğu, açık kalması gerektiği söylenince kapatmaya kıyamadım.
Evet, söylediğin gibi “Yeteneklilerimiz” sayfasında eserlerini tanıttığım kişiler, iki satır yazmaya tenezzül etmiyorlar. Tamam, bana yazmasınlar, önemli değil; birbirleri için yorumlar yapsalar, eserlerini karşılıklı değerlendirseler, senin her zaman yaptığın teşvik yöntemini birbirine uygulasalar yeterdi. İnanıyorum ki o zaman daha da gelişiriz; ayrıca yetenekli insanlarımızın sayısında artış olur.
Bir şeyler üreten insanlar, şöyle yakınabiliyorlar:
“Bizim köylülerimiz takdirden, teşekkürden, motive etmekten ne anlar? Çünkü ‘kapıdan kalkan, danacık olarak’ görünüyor.
Kendisi danacık olarak görünmekten hoşlanmıyor, ama o, başkasını danacık olarak görebiliyor.
Ziyaretçi Sayfası’ndaki son mesajlara bakanlar, seni ve beni kast ederek “körlerle sağırlar, birbirini ağırlar” diye düşünüyor olabilirler. Haklılar mı bilemem...
Neyse...
Sevgiler.
Ali Aydoğan - Ankara
-----------------------------------------------

MUZAFFER BAL Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 23 Nisan 2018
Yaşar Günel’in yeni kitabının kapaklarını (karadorukaa) sitesinde gördüm. Öncelikle Yaşar arkadaşı kutlar ve hayırlı olmasını dilerim. Yaşar arkadaşın yüreğine, eline, beynine sağlık. Yaşar arkadaşı bu çalışkanlığından dolayı selamlıyorum. muzaffer bal altınoluk
.... ALİ AYDOĞAN - Ankara - 23 Nisan 2018
Yaşar arkadaşla, Ankara'da ne zaman karşılaşsak yanında mutlaka birkaç kitap görüyorum Muzaffer Bey. Durmadan yeni kitap ediniyor. Okuyor, notlar alıyor; notları bilgisayar gibi beynine kaydediyor. Önceleri alıntılı, uyarlama içerikli kitaplar yazarken son kitaplarında görüleceği gibi artık özgün yapıtlar üretiyor. Yaşar arkadaşın bir gün pat diye keşfedileceğini, ünleneceğini düşünüyorum ve bunu içtenlikle diliyorum. - Ali Aydoğan
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL – Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com – 16 Mart 2018
Babuko Hüseyin Aydoğan’ın “Kentsel Gelişim ve yozlaşma” başlıklı yazısını okudum tek kelime ile eline ve beynine sağlık, Tamamen katıldığım bir tahlil yapmış. Babuko yaya selamlar. muzaffer bal altınoluk
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – İstanbul – 21 Şubat 2018
Kemal Arkadaşın yazısını okudum. Kendisine teşekkür ederim. Yazısına katılıyorum. Benim de kimse ile bir sorunum yok. Ben bir ekoloji savunucusu olarak görüşlerimi belirtiyorum. Herkese selam.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com- Altınoluk – 02 Aralık 2018
Tüm site ailesinin ve okuyucuların yeni yılını kutlar, bol bol anılar bekleriz. Herkese barış dilekleri ile hoşça kalın.
-----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - k.guendogan@t-online.de - Almanya – 01 Ocak 2018
Merhaba Site Dostları ve Ali Bey,
Senin ve ailenin, tüm site dostlarının yeni yılını en içtenlikle kutlar,
2018 yılının herkes için huzurlu, sağlıklı ve mutlulukla geçmesini dilerim.
Kemal Gündogan - Aachen -Almanya
----------------------------------------------

2017

MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com- Altınoluk – 13 Aralık 2017
"Köyden Yazarlar" sayfasında Kemal Gündoğan'ın "Hıdrellez Park ve Diğer Bazı Konular" yazısını okudum. Güzel bir yazı ama özelikle Hıdrellezin Tepsi ilgili bölümü sanki kimseyi kırmamak ama karşı olmak gibi yazılmış. Kemal arkadaşla niyetim tartışmak değil, sadece Hıdrellezin Tepesi kuru ardıcı ile ve yılbaşlarında, Hıdırellezlerde ateş yakılması ile bilinir. İşte bu konumunu değiştiren ve destekleyen herkes geçmişine ihanet etmiş olur. Gelişim betonlaşma değildir. Gelişim üç beş kişinin orada kafa çekmesi hiç değildir. Evet ben bu konuda tutucuyum.
Hıdrellezin Tepesi ilgili görüşlerimi 26 Eylül 217 de Karadorukaa sitesinde yazdım. Kemal arkadaşa buradan selamlar.
muzaffer bal - altınoluk
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com- Altınoluk – 11 Aralık 2017
Yaşar arkadaşı kutluyorum. Öncelikle yılmaz ve tükenmez enerjisinden dolayı, sonra bizim toplumdaki herkese örnek olmasından dolayı. Yaşar arkadaşı tüm çalışmalarından dolayı selamlıyorum, muzaffer bal altınoluk
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com- Altınoluk – 21 Eylül 2017
Kemal Gündoğan'ın "Köpekler Korumasında Bir Gezinti" anısını okudum. Güzel anlatılmış olay. En güzeli de köpeklerin insanlardan daha misafirperver oldukları, insanlar onları kurşuna dizerken onlar misafirlerini koruyarak sağ selim köyüne getirmeleri. Herkese bu köpekler ders veriyor, tabi ki alanlara. Sevgiler herkese.
----------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 17 Haziran 2017
Bugün siteyi kısıtlı olanaklarıma rağmen ziyaret ettiğimde,Muzaffer Bal'ın "Süleymanın Düğünü"adlı anı-hikayesini ilgi ve alakayla okudum. Benim de çok uzun yıllar önce içinde bulunduğum hatta yenge bindigim bir düğünü anımsattı bana. Köyün düğünlerinin baş tatlısı siniyi hangimiz sevmeyiz ki? Tabii bugün o zamanlardaki sinilerin tadını bulmamız mümkün değil. Muzaffer Bal'ın yazdığı bu güzel yaşanmış düğün hikayesinde sonlara doğru nedense olumsuz bir vukuat olacakmış gibi bir hisse kapıldım, neyse ki güzel bitti. Muzaffer Bal'ı kutluyorum, bizleri eski o güzel sinilu düğünlere götürdü.Yüreğine kalemine sağlık. Hatun Aydoğan - 17Haziran 2017 - KIRINTI Köyü..
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL- yasargunel06@hotmail.com - Ankara – 14 Haziran 2017
Karadorukaa Sitesini ziyaret edip de- internette tabii. Yoksa, Karadorukaa mekanlı bir yer değil. Bizimki mecaz-i mürsel-yazılanları okuduğum zaman içimi bir coşku kaplamakta. Muzaffer Ağabeyin , yazma konusundaki kararlılığı; Hatun Ablanın kıvrak kalemi; Muharrem Hocanın kurgusu-dedesinin hikâyesindeki anlatım çok güzeldi-kafamda ister istemez bir soru oluşturdu!? Birikimli ve kıvrak bir kaleme sahip bu yeteneklerimiz NEDEN hikâye ya da romana yönelmez? diye. Hatun ablanın akıcı üslubu zihnimde, " Neden hatun Abla ve diğer yeteneklerimiz birer kitap çıkarmaz?" sorusu oluşturdu. İşte buradan bir öneride de bulunuyorum: Gelin, beraber- 3-5 kişi, kaç kişi katılırsa- ortak hikâye kitabına imza atalım. Muzaffer Ağabeyin kitap çıkarma hazırlığında olduğunu okumam beni ayrıca sevindirdi. Muzaffer Ağebey şimdinden tebrik ediyorum. Aynı çalışmayı diğer yeteneklerimizden de bekliyorum. Kültürümüzü geleceğe taşıma; yeteneklerimizin sesi -soluğu olmasına vesile olmasından dolayı da Ali Hocaya teşekkürlerimi sunuyorum. Bir de şunu yazayım. 42: sokak: Bizim sokak adında kapalı bir gurup oluşturdum. Bu grupta zaman zaman 42. sokakla ilgili bilgiler paylaşacağım. Muradım 42. sokak kitabı yazıp bu sokağı geleceğe taşımak. Lütfen, bu siteye eklenin ve paylaştığın topografik bilgiler ışığında anılarınızı paylaşın Herkese sevgi saygılar.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 10 Haziran 2017
Yaşar Günel arkadaşın yeni kitabının kapağını gördüm, kutluyorum Günel arkadaşı selamlıyorum. Yaşar arkadaşa bundan sonra yazacağı kitaplarda başarılar dilerim. Kemal Gündoğan arkadaş, haklısın uzun bir ara vermek mecburiyetinde kaldım. Bu tembellikten değil kitap çalışması da yapıyorum. Birinci kitabı bitirdim, ikinciye devam ediyorum. Selamlar, eşine de selamlar. muzaffer bal altınoluk
-----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - k.guendogan@t-online.de - Almanya – 10 Haziran 2017
Merhaba Ali Bey,
Uzun bir ayrılıktan sonra Muzaffer arkadaşın Süleyman’ın Düğünü yazılarını okudum. İkinci bölümde benim en sevdiğim Sinilerden bahsetmesi... Doğrusunu söylemek gerekirse biraz da kıskandım.
Bir hafta sonra Kırıntı’mda olacağım, belki “sini” yeme firsatım olur, tabii ki o eski sinilerin tadı olursa. Muzaffer arkadaş senin başlaman, belki öbür site dostlarının da yeni yazılar yazmasına katkıda bulunur. Hatun’un da yazılarını zevkle okuduğumu bildirmek istiyorum.
Benden site dostlarına ve sana cok cok selamlar.
Kemal Gündogan Aachen-Almanya
-----------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara - Mart 2017
.... Yaşar Günel arkadaşın "Andavallaşma" yazısinı ilgiyle okudum. Yaşar Günel'in kalemine sağlık. "Andavallı"deyiminin nereden geldiğini böylece öğrenmiş oldum.Teşekkür ederim. Saygılarımla.
.... Mustafa Aydın arkadaşımızın tebeşirle yapılan çizimlerini ve suluboya resimleri ilginç ve çok güzel. Kendisini kutlar, resim çalışmalarında başarılar dilerim.
.... Hollanda'dan çocukluk, gençlik arkadaşim Güleser'in köye dair anımsadığı anılarını gülümseyerek okudum. Eline yüreğine sağlık. Benim de köye dair yazdığım anı-öykülerimi okuyup beğendiği için teşekkür ediyorum. Buradan kendisine selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum ve kendisine güzel günler diliyorum.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 04 Mart 2017
Yaşar Günel arkadaşın, 42 sokakla ilgili hatıraları yazma kararı vermesini taktirle karşılıyorum. Bu tür çalışmalar, toplumumuzun tarihinin bir kesitini gelecek nesillere bırakma açısından da çok önemli. Yaşar arkadaş da buna vurgu yaparak, 42. Sokakta yaşayanların anılarını, görsel belgelerini kendisine ulaştırılmasını rica ediyor. Bu çağrıya tüm 42. Sokakla ilgili bilgileri ve görsel belgeleri, benim de âcizane ricam Yaşar arkadaşa ulaştırılmasıdır. Yaşar arkadaş, bu kararını uygulayabileceğine bütün kalbimle inanıyorum. Kolay gelsin Yaşar arkadaş.
Hatun arkadaşın ‘Bacada Yatmak’ başlıklı yazısını okudum, gerçekten güzel bir öykü olmuş. Hepimiz evlerin bacalarında, tarlalarda, harmanlarda defalarca yatmışızdır. O anlar, bir çocuk için hem heyecan verir, hem de korku. İşte bu iki duyguyu yaşarken uyur kalırız, ta güneş göbeğimize vuruncaya kadar. Hele bu tarlada ise, kalktığımızda, tarlanın yarısı biçilmiş olarak görürüz. Hatun arkadaş, bu güzel öyküleri peş peşe sıralacını biliyorum. Saygı ile hoşça kal diliyorum. muzaffer bal altınoluk
-----------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara –01 Mart 2017
Muzaffer Bal'ın siteye yazdığim köye dair anı-öykülerimi okuyup,düşüncelerini,duygularını güzel sözlerle ifade etmesi açıkcası beni yeniden yazmaya heveslendirdi. Kendisine buradan çok teşekkür ediyorum sağolsun varolsun.Siteye katkılarindan dolayı emeğine kalemine sağlık diyorum.Kendisine selamlarımi sevgilerimi iletiyorum. Hatun Aydoğan.01 Mart 2017
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 09 Şubat 2017
Hatun Aydoğan’ın, çoban Ali ilgili yazısını atlamışım, önce Hatun’dan özür diliyorum. Hatun’un yazısı harika olmuş. Özellikle Burgababa anlatımı ve o anlatım içinde, çoban Ali’nin en büyük özeliklerinden biri olan dağlarda her gördüğünde sunduğu taşla kaynatılmış süt ikram etmesine bağlaması çok ustaca olmuş. Hatun’u kıskanmadım dersem yalan olur. Çoban Ali ile bizim köyde onun yaşadığı dönemde yaşayan herkesin bir çok farklı anıları vardır. Keşke bu anılar anlatılsa. Çoban Ali köyümüzün en renkli kişiliklerinden biri olduğunu zannediyorum ki herkes kabul eder.
Kamal Gündoğan’ın yazısını da okudum. Eline sağlık diyorum.
Ben de, çoban Ali ilgili ile yazıyı 9 Eylül 2014 “Çoban Ali’nin bir tas sütü” başlığı ile yazmışım.
Herkese sevgiler.
-----------------------------------------------
HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 30 Ocak 2017
... Merhaba Güleser,
Siteye yeni yazdığım anıyı okuman ve okuduğunda hissettiğin duyguları burada ifade etmen doğrusu beni nasıl mutlandırdı bilemezsin. O eski mahalledeki çocukluğumuzun geçtiği o günler geldi aklıma. O hâllerimiz, o yıllar, Radyo Tiyatrosu dinlediğimiz akşamlar ne güzeldi. İlgin beni yeniden yazmaya heveslendirecek eminim. Çok teşekkür ederim. İyi ki varsın buradan sana sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum.
...Merhabalar Muzaffer,
Siteye uzun bir aradan sonra yeni yazdığım çocukluk anım Züğürdün Kaçağı adlı hikayemi okuyup beğenmen, görüşlerini yazman diğer arkadaşıma da yazdığım gibi beni çok sevindirdi mutlu etti. Çok teşekkür ederim. Sizlerden güç ve destek almak beni yazı yazmaya motive edecektir. Ben de sitedeki yazıları takip edip görüşlerimi yazarım umuyorum. Buradan selamlarımı gönderir, sağlıklar, güzellikler dilerim.
----------------------------------------------

GÜLESER AYDOĞAN – Hollanda – 28 Ocak 2017
merhaba ali bey merhaba site dostları fırsat buldukca herkesin yazılarını okuyorum arkadasım hatunun yeni yazısını okudum guzel bir yazı beni eskilere götürdü köyde tarlalarda gezindim eski gunleri düşündüm ne güzel günlerdi azıcık aşımız kaygısız başımız yasayıp gidiyorduk iç içe samimi güvenli birden bire bir göç bir parcalanma darmadağın olduk mali durumumuz biraz iyi olsa da mutlu degiliz ben o günleri çok özlüyorum ama ümitsiz değilim yaratıcımızın vaadi var bu dünyayı çok yakında kötülüklerden temizleyip vaad ettiği cenneti kuracak özlemle imanla bekliyorum herkese selamlar sevgiler.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk –28 Ocak 2017
Hatun Aydoğan’ın sitemizde tekrar yazmasına çok sevindim. Züüdün Kaçagı yazısını okudum. Bu tür tatlı anılara her zaman heyecanlanır ve köy yaşamımı hatırlar ve yaşarım. Hatun arkadaş, bu tür anılarını çok güzel yazmakta. Bundan sonra da yeni anılar yazacağına inanıyorum. Hatun arkadaşı örnek alarak, diğer arkadaşlarımızda kendi köy anılarını yazarsa, gelecek kuşağa, köyümüzün kültür ve yaşam tarzını aktarmış olur. Bundan sonra köyümüzde kimse mercimek yolmayacak, kimse eşeğe binerken çifte yemeyecek. Kimse yoğurda su katıp ve somun ekmeğini doğrayıp yemeyecek. Yeni moda, köyden İstanbul’a gelenlerin anlattıkları ise, çeşme başındaki rakı içmeleri. Bu bizim köyün kültürü değil. Bizim köyümüzün yaşam tarzı, kadınların, erkeklerin nasıl tırpan vurduğudur. Tekrar Hatun arkadaşı kutluyor, yeni anılarını bekliyorum. muzaffer bal – altınoluk
--------------------------------------------

HATUN AYDOGAN - hatunay@hotmail.com - Ankara – 21 Ocak 2017
...Merhabalar Kemal, Yine uzun bir aradan sonra Karadorukaa’da yeni yıl kutlamanı okudum, çok memnun oldum, çok incesin, çok sağolasın. Ben de senin yeni yılını kutlar, sağlık mutluluk ve güzellikler getirmesini dilerim. Bilmukabele. Karadorukaa’da yazı yazmayı bende özlemiştim,yeniden yazmayi bugünlerde düşünürken senin de bu konuya değinmen doğrusu beni yeniden yazı yazmak için şevklendirdi. Uzun bir aradan sonraki ilk yazım “Züğürdün Kaçağı”dır. Devamı da gelecektir umarım.
Çok teşekkür ederim. Selamlar, saygılar
...Karadorukaa sitesi okurlarınin yeni yılını kutlar, herkese sağlıķ, mutluluk, barış ve sevgi getiŕmesini dilerim. Görüşmek umuduyla hoşça kalın. - Hatun Aydoğan
--------------------------------------------

2016



KEMAL GÜNDOĞAN - k.guendogan@t-online.de - Almanya – 31 Aralık 2016
Merhaba Hatun,
Yeni yılını en içtenlikle kutlar yeni yılın bütün insanlık için savaşsız, barış ve özgürce yaşayabilecekleri bir yılın olmasını dilerim.
Almanyadaki Noel tatili dolaysıyla Karadorukaa sitesinde eski Köyden Yazarlar sayfasındakı geçmis yazıları okuma fırsatı buldum.
Geçmis senelerde senin birçok yazilarini okudum. Son zamanlarda senin yazılarından mahrum bırakıldığımızı düsünüyorum. Bizler ne kadar aktif olursak Ali AYDOGAN’IN sitesi ve verdigi emekler booş olmaz.
Selam ve Sevgiler
Kemal Gündogan Aachen- Almanya
-------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - k.guendogan@t-online.de - Almanya – 31 Aralık 2016
Merhaba Ali Bey ve Site Dostları,
Hepinizin yeni yılınızı en içtenliklerimle kutlar, yeni yılın bütün insanlik için barış, sevgi ve savaşsız geçmesini dilerim.
Kemal Gündoğan -Aachen Almanya
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 12 Aralık 2016
Merhaba Kemal Bey,
Siteye verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim.
Ben de size ve ırk, dil, din, renk ayırmaksızın herkese mutlu bir gelecek diliyorum.
(Dilemekle olmuyor aslında, elleri taşın altına koymakla, mücadeleyle gerçekleşir dilekler, ama ne yapalım böyle zamanlarda kuru kuru dilemeye alışmışız.)
Sevgilerimle...
A.A.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL- yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 17 Kasım 2016
Merhaba Muzaffer Ağabey!
Araştırma yazılarını ve Yazarlarımız'daki öykülerini taktirle karşılıyoorum. Bu yazma sürecini bir öykü kitabıyla taçlandırmanı bekliyorum.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk –17 Kasım 2016
Genç Ressamı Selamlıyorum
Genç bir arkadaş, yeni bir tarzla ressam olarak doğdu ve gelişiyor. Önce kendisini tebrik ediyor ve bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum. Candeğer Aydın, tanıdığım kadarı ile çok iddialı ve çalışkan, bunun yanında yetenekli biri olduğunu biliyorum.
Sanatla, edebiyatla uğraşan arkadaşları öncelikle manevi olarak, toplum olarak desteklemek boynumuzun borcu olmalı. Bu arkadaşlar gelecek nesillere örnek arkadaşlardır. Bir kapalı toplumu yıkıyorlar. Aynı şekilde bizden “bir şey olmaz” anlayışlarını da yerle bir ediyorlar.
Daha önce birkaç arkadaş için de yazdım. Ben, bu arkadaşların her zaman toplumuzu ileri taşıdıklarına inanıyorum. İstanbul’da olsaydım mutlaka Candeğer’in resim sergisine giderdim. Herkesin gitmesini isterim. Ne kadar çok insan sergiyi ziyaret ederse. her destek sanatçıyı daha iyi ve yaratıcı resim yapmasına sebep olur.
Candeğer’i tekrar tebrik ediyor, sanatını selamlıyorum.
muzaffer bal
.....A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 17 Kasım 2016
İnsanları teşvik etme özelliğiniz keşke herkeste olsa Muzaffer Bey.
----------------------------------------------
ALİ AYDOĞAN - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 07 Kasım2016
Merhaba Muzaffer Bey,
Merhaba Sevgili Oğuz,
Aziz Nesin, bir keresinde şöyle “aydın” tanımları yapmıştı:
“Aydın, yaşamı boyunca öğrenci gibi öğrenir, öğretmen gibi öğretir.”
“Aydın, üretendir; ürettiğini halkına sunandır. “
“Aydın, değişim yaratmak için mücadele edendir.”
Öğretmenlerimizin kaçta kaçı bu tanımlara uygun davranıyor acaba? Yanıtını açıklamaya cesaret edemiyorum.
Ne mutlu ki, örnek gösterebileceğimiz öğretmenlerimiz de az değil. Niyazi öğretmenimiz ve Durmuş öğretmenimiz bunlardan sadece ikisi.
Durmuş öğretmenden genç öğretmenler bilgisayar veya akıllı telefonu tam kullanamazken, o, her ikisini de cesaretle kullanabilmiştir. Yine bu teknolojiyi bizzat kendisi kullanarak yazılarını bu siteye göndermeyi veya Facebook’ta paylaşmayı başarmıştır. Yaşamı bu kadar kısa olmasaydı, hazırladığı yazıları gönderecekti daha.
Niyazi öğretmenimiz, 93 yaşına karşın hâlâ dinçtir. Hâlâ günlük gazetesini okumakta, site için araştırma yazısı hazırlamakta, sosyal ilişkilerini canlı tutmakta, köy enstitüsünden yüklendiği bilgileri ve heyecanını hâlâ taşımakta ve her fırsatta ışık olup çevresine yansıtmaktadır.
Her ikisiyle de tanışmış olmanın gururunu taşıyorum.
-----------------------------------------------
OĞUZ ÖZTÜRK -oguzhanozturk.pst@gmail.com - İstanbul – 07 Kasım 2016
Bir değer daha aramızdan ayrıldı..Yıldızlara sonsuzluğa uğurladık..Çok değerli hocamız Durmuş ÖZTÜRK birçok kişide olduğu kadar benim üzerimdede emeği olan (2 sene öğretmenim olmuştu) saygıyı ve sevgiyi fazlasıyla hakeden güzel bir insandı..Boşluğu fazlasıyla hissedilecek insanlardan Durmuş öğretmenimizin anısı önünde saygıyla eğliyorum..Işıklar içinde uyu hocam.. Oğuz..
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk –04 Kasım 2016
Acımız büyük Köyümüzün emektar öğretmeni 84 yaşındaki Durmuş Öztürk, aynı zamanda Karadorukaa Sitesi’nin en yaşlı yazarı hakka yürüdü. Durmuş Öğretmen’in ailesine ve Kırıntı Köyüne, Karadorukaa ailesine başsağlığı diliyorum. Durmuş Öztürk, Karadoruktaa Sitesinde yazdığı tüm yazılarını çok dikkatlice okuyup takip eden biri olarak, saygı ile önünde eğiliyorum. Yazıları biraz kendi anıları, biraz köyün yaşamını anlatıyor. Çok içten yazılmış yazılar. Hastalandıktan sonra yazılarına devam edemedi. Keşke hastalığı yazı yazmasını engellemeseydi, inanıyorum ki, daha birçok anı bize kazandıracaktı. Durmuş Öğretmen’in yazıları hepimizi teşvik etmeli, onu örnek alarak yazalım. Her yazdığımız yazı, Kırıntı Köyü halkının yaşamı, tarihi ve sosyolojik yapısını arşivleyecek. Öğretmenim sana söz veriyorum, yazıların tekrar yeniden okuyacağım ve senden aldığım ışıkla yazacağım. Işıklar içinde yat son istirahatinde. muzaffer bal altınoluk
-----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - k.guendogan@t-online.de - Almanya – 06.10. 2016
Merhaba Ali Bey,
Kirinti’da beraber görüsmemizden bir kac gün sonra Muzaffer Bal ile karsilastik. Ben Muzaffer’i senelerdir görmemistim ve Yukarimahellede (Naci Bakarin evinde) kisa da olsa bir kac fikir alis verisinde bulunduk. Ayrica orada Celal Coskun ve bir kac kisi daha vardi.
Resim de cektirdik ve iki tane bu E-maile ekledim. Bizim köyde her sene olmak üzere gene güzel günler gecirdik. Bu süre icinde Gölet insaatina neredeyse her gün gittim. Hüseyin Mercan arkadasla da Santiye sefi yardimcisindan bazi bilgiler aldik.
Ayni gün Yeniköy’ün altinda yapilan Gölet insaatina gittik. Orada da santiye sefi ile görüstük. Tabi ki bizim Gölet yapilan yerin dogasi param parca ediliyor ve ilerisini düsünürsek bizim köye yararli olacagini düsünüyorum. Oradaki ilgili kisiden aldigimiz bilgi Göletin yalnız sulama amacli olacagidir.
Ayrica bana getirip verdigin Ismail Bakarin ZEYTIN AGACININ TANIGINDA HALIMPASA KORUSU adli eserine deginmeden gecemiyecegim. Halimpasa’yi en iyi taniyanlardan biri de benim ve benim de orada bircok anim var. Yalnız Ismail’in bu kadar derin bir mazisi olan bu korunun gelenlerini gecenlerini birer birer bulup her sayfasi birbirinden ilginc hazirlamasi büyük bir tesekküre deger. Inanin her sayfasini okudugumda eski günlerime dönüyorum. Ismail iyiki varsin ve sen daha büyük isleri basaracagina inaniyorum. Gecmisimize ıIsik tutugun icin tesekkürler.
İlerki tarihlerde gene Kirinti köyümüzdeki izlerimlerimi yacacagim.
Sana ve tüm site dostlarina bol bol Selamlar.
Kemal Gündogan Aachen -Almanya
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 07.10. 2016
Merhaba Kemal Bey,
Benim zorunlu nedenlerle köyden ayrılmam nedeniyle daha ayrıntılı görüşme olanağı bulamadık. Buna üzüldüm tabii.
Naci Bakar’ın çardağındaki buluşmanızda ben de aranızda olmak isterdim. Birlikte epey söyleşirdik.
Fotoğraflar için teşekkür ederim. Arşivimde saklarım. Ben de sana, haberin olmadan çektiğim, senin çalışanlarla sohbet ederkenki fotoğrafını gönderiyorum.
1971-1974 yılları arasında Kırklareli’nde okuduğum için İstanbul’a sık uğrardım. Bu nedenle Halimpaşa yaşamına hiç de yabancı değilim. İsmail’in kitabını sana teslim ettiğim gün incelediğim/iz kadarıyla gerçekten (ansiklopedi benzeri) güzel bir kitap olmuş.
Köyle ilgili soruların / sorunlar pek çok ve hep de var olacaktır. Her kafadan bir sesin çıktığı köyde, (söz etmekten dilimde tüy bitti, duyanlara da gına gelmiştir belki ama tekrarlamak zorundayım): “Üst Birlik”e kaçınılmaz olarak gerek var. Ozanın dediği gibi işten/güçten/dertten/gamdan yani kişisel yoğun çalışmalarımdan dolayı elimi taşın altına sokamıyor, Birlik’in temelini atacak girişimlerde bulunamıyorum. Senin gibi duyarlı Kırıntılıların ısrarı sayesinde bir gün bu da gerçekleşecektir.
Köyle ilgili izlenimlerini merakla bekliyorum.
Selamlar, sevgiler...
A.A.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk –6 Eylül 2016
Kemal arkadaş, iki çocuk- iki kardeş yazısını okuduğuna çok sevindim, ayrıca yaptığın övgü için teşekkürler. Seferberlik le ilgili bir yazı daha yazmıştım onu da okursan sevinirim. hemen unu açıklamak isterim, geçmişi araştırmak biraz zor. elimiz de yazılı belge yok, ancak ısrarla sorgulama sonucunda birtakım ip uçları buluna biliniyor. Tabi birde yazılara olumlu olumsuz eleştiri gelmeyince inanın şevk ki kırılıyor ve sadece bir görev olarak yapma durumu doğuyor, bu da tabi ki heyecan vermiyor. Bütün buna karşılık ben araştırmaya devam edecem. Tekrar teşekkürler, Kemal arkadaş, selamlar
-----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - k.guendogan@t-online.de - Almanya - 26 Ağustos 2016
Muzaffer Bal arkadasimizin ölüme terkedilen iki cocuk,iki kardes arastirma yazisini okudum ve bir Kirinti köylüsü olarak Muzzaffer arkadasin Kirinti tarihine Isik tutacak bu yazisindan dolayi tesekkürlerimi buradan iletmek istiyorum.Insanlik tarihinle yasar ve tarihinle devam eder.Tarihler hicbir zaman ayni sekilde tekranlanmaz ama tarihler bilinirse bizlere aydinlik getirir.
Muzaffer ardadas iyi ki varsin.Ben bu ayin 28 in den Eylülün 11 ine kadar Köyde olacagim. Ümit ediyorum ki „ ölüme terkedilen iki cocuk,iki kardes“ yazisini bircok Kitintililarla konusma firsatim olacak.Tekrar tesekkürler Muzaffer.
Bütün Kirintilara ve Site dostlarina Selamlar.
Kemal Gündogan Aachen Almanya
------------------------------------------------

MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk –28 Haziran 2016
Öncelikle Yaşar Günel arkadaşın yson yazılarını okudum ve eline, beynine sağlık. Okumak çok önemli olduğu kadar, okuduğunu yazarak paylaşmak daha da önemli. Yaşar arkadaşın bu çabasını kutluyorum. Hüseyin Aydoğan ( Babiko) arkadaşın son şiirini okudum oldukça önemli ve gelecek nesille iyi bir bilgi aktarımı. Saydığı kişiler bir zaman sonra unutulacak işte bu kişileri gelecek nesille ozansı bir dlle aktarması ayrıca önemli. Kendisini kutluyorum. Her iki arkadaşa da sevgiler. muzaffer bal altınoluk
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com- Ankara - 27 Haziran 2016
Sayın Ali hocam, epeydir yazı göndermemiştim. Şimdiyse tekrar yazı yazıp göndereceğim. Daha ziyade beğenilen şiirlerden de göndereceğim. Yalnız karadorukaa sitesini devamlı takip ediyorum. Bu karadorukaa sitesi köyümüzde var olan sitelerden çok farklı. Şöyleki karadorukaa Kırıntı ve yeniköy köylerine ait bir belgesel niteliği taşımaktadır. Bu belgesel niteliği taşıyan sitemizi, bundan sonrada koruyup kollamamız hatta var gücümüzle yaşatmaya çalışmamız gerekmektedir. Bende bir hatıramı yazmak istiyorum diyebilen tüm dostlar ve arkadaşlar buyursun gelsinler. Kırıntıya veya köylerine ait bir anı bir hatıra veya bir gözlemini yazabilirler. Bu siteyi herkese öneririm. Herkesin kendine ait köylerle ilgili bir hikayesi vardır. İşte bu hikayede çoklarımızda var olabiliriz. Çoklarımızı da ilgilendiren bir anı veya bir hikaye niçin saklıda kalsın. Buyurun gelin yazın ki Saklıda kalmayalım.
----------------------------------------------
ZÜLFÜ AYDOĞAN - z.aydogan64@hotmail.com - Ankara – 21 Haziran 2016
Merhaba Ali Hocam uzun zamandır yazmadım sitenin aynı tutarlılıkla aynı güzellikle devam etmesi bizleri gururlandırıyor.
Son günlerde köyde gelişen olaylarla ilgili duyarlılığın ve bilgilerini bizimle paylaştığın için teşekkür ederim, iyi çalışmalar
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 21 Haziran 2016
Ben de senin duyarlılığın için çok teşekkür ederim Zülfü. Köye fazla gidemesen de sorunlarını yakından, ilgiyle izliyor, kafa yoruyor, çözüm önerilerinde bulunuyorsun.
Ah, dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan halkımız, birer ikişer temsilcileriyle bir Üst Birlik oluştursa...
Köy veya kent sorunlarımız bu birlik tarafından “bilimsel” yaklaşımlarla ele alınsa...
Hem de şu sıralarda tam zamanı aslında!
Neyse, Dünya Kırıntılılar Birliği önerimden, ısrarımdan bıkıp usanmış olanlar var olabilir. Uzatma-yayım artık.
Sevgiler...
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL- yasargunel06@hotmail.com - Ankara -
Ahmet Mithat Efendi 1860lı yıllarda Avrupa^ya Oryantalistler Kongresine katılmış. Bu kongrede aynı düşünce ve duyguları paylaşan insanlar arasında zaman zaman dostluklar kurulmuş. Ahmet Mithat Efendi, Rus- Kazan Türklerinden olan Günnar Hanımla dostluk geliştirmiş, ikili kongreden arta kalan zamanlarında Avrupa’nın belli başlı şehirlerini dolaşıyorlarmış. Her sabah, yemek yedikten sonra sokapa çıkar; müzeleri, sanat atölyelerini gezerlermiş, sonra da akşam olunca kaldıkları otele döner yemeklerini yer, herkes kendi odasına çekilip bir iki saat dinlernir, sonra bir daha, kaldıkları şehri dolaşmaya çıkarlarmış. Bir gün sabah gezisinden döndüklerinde Gülnar Hanım,” Efendi,” demiş, Ahmet Mithat Efendi’ye “ bu gün çok yoruldum akşam gezisine çıkmayacağım siz Paris’in gece hayatını gezebilirsiniz, ben size mani olmayayım,” demiş. Ahmet Mithat Efendi,” Gece hayatı mı? O hayatın bana katacak bir şey yok, bu gün ben de akşam gezisine çıkmayayım da dinleneyim,” demiş. Gülnar Hanım şaşırmış,” Hayret,” demiş,” Nasıl olur? İnsanlar dünyanın dört tarafından Paris’in gece hayatını teneffüs etmek için gelir ama siz ‘ İstmem ‘ diyorsunuz, şaştım,” demiş. Eee, Ahmet Mithat Efendi’nin hayatında sıradanlığa yer yokmuş.
--------
Çiçero der ki, “ İnsanlar, koşullar gereği düşmana bir söz vermek zorunda kalsalar bile, o sadakatini korumak zorundadır. “ Kartaca Savaş’ında Romalı komutanlardan Regulus Kartacalılara esir düşmüş. Kartacalılar, Romalılarla esir değiş tokuşu yapmak için Roma’ya birini göndermek istemişler. Romalı komutan Regulus, “ Bu görüşmeyi yapmak için Roma’ya ben giderim, “ demiş. Kartacalılar, “ İyi de sen bizim esirimizsin. Senin Roma’ya gidersen, geri döneceğin ne malum? “ demişler. O da: “ Söz veriyorum döneceğim! “ demiş. Kartacalılar bu komutanı Roma’ya göndermişler. Romalı komutan memleketi olan Roma’ya gidince onun çevresini saran silah arkadaşları, eşi dostu ona: " Verdiğin sözü unut, Kartaca’ya dönme! "demişler. Regulus, “ Hayır, söz verdim döneceğim “ demiş ve Kartacalılara verdiği sözü tutup onların hakkında verecekleri cezayı çekmek için Kartaca’ya dönmüş.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 02 Haziran 2016
Yaşar Günel'in Ecdat yazısını okudum güzel bir yaz. Ecdat evet kültür kavramı olarak ta okuna bilinir. Geçmişi geleceğe taşıyan kültürü ifade eder.
muzaffer bal altınoluk
(Yaşar Günel'in "Ecdat" yazısı "Köyden Yazarlar+Yaşar Günel" sayfasındadır. - A.A. )
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com – Ankara - 01 Haziran 2016
Ecdat! Bu kavram aile bağlarını ifade eden bir kavram olsa da; bu kavram, kültürel bir işaret olarak da değerlendirilebilirler. Ahmet Ağaoglunun " Ben Neyim? " adındaki Külliyat-1 de bu kültürel bir işaret olarak çok güzel anlatılmıştır. Merhum Ağaoglu şöyle der- anladığım kadarıyla-: " İnsanların bu günkü davranışlarının ardında kültürel bir ecdatları vardır. Yıllarca, kültürel olarak şu veya bu şekilde enforme edilmiş insanların davranışları, bu kültürel edatlara bağlı olarak şekillenir. " Yani bir insan yıllarca " Para en büyük güç kaynağı; kültür de ne ki? Kitap da ne ki? Varsa paran pulun, herkes kulun " gibi kültürel kodlarla şekillenmiş bir ruhun, bu kodlar dışındaki bazı değerleri anlaması, bu değerlere önem vermesi beklenemez.

Ecdat Geçenlerde , zaman zaman sokakta karşılaşıp merhabalaştığım iki kişiyle sabah yürüyüşünde karşılatık. Bir saatlik yürüyüş boyunca oradan buradan konuştuk. Konu, para- pul; mal- mülk gibi konulara geldiğinde bu kişilerin kulakları, av sesini anlayan tikinin kulakları gibi dikleşiyordu. Burunları et kokusu alan köpekler gibi, hızlı hızlı" sınıf, sınıf " ediyordu. Ama iş " değer " konularına gelince " amaaan boş ver bunları " deyip, " değer " konularının hiç de ilgi alanlarına giremediklerini ifade ediyorlardı. Bu gibi kişilerin ecdadı para- pul; mal- mülk olmuştu. Görebildiğim kadar toplumda çok yaygın olan bu durum bana okuduğum bazı yazıları çağrıştırdı.
-----------------------------------------------
... MUZAFFER COŞKUN - muzaffer5964@gmail.com- Altınoluk – 17 Mayıs 2016
Beni oldukça duygulandıran bu yazısından dolayı Muzaffer Bal Abimize teşekkür ederim. Ali Aydoğan kardeşim elinizdeki bu meşalenin hiç sönmemesi dileği ile saygı ve sevgiler.
... MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 17 Mayıs 2016
Ana sayfayı görünce biraz garipsedim. Galiba alışkanlık kötü bir şey. Sonra iyice bakınca çok güzel olduğunu gördüm. gerçekten güzel olmuş eline sağlık, dost Ali muzaffer bal altınoluk
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 15 Mayıs 2016
Çok teşekkür ederim Muzaffer Beyler.
Muzaffer Coşkun arkadaşım, seni burada görmek ne güzel. Birkaç yıl önce dükkanına geldiğimde otoyla ilgili yaptığın jesti unutmam mümkün değil, bir kez daha teşekkürler. Ayrıca... Zurna çalışını ben de dinlemiştim bizzat senden, çok iyiydin. Yazmakta da iyi olabilirsin; çünkü çok yönlüsün. Haydi bakalım, denemeye ne dersin. Sevgiler.
Muzaffer Bal arkadaşım... Sitenin ön yüzünde biraz oynama yapınca, önce ben de alışamadım; yavaş yavaş alışıyorum. Haklısın alışkanlık kötü bir şey; değişimin önünü kapatıyor.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 15 Mayıs 2016
Her gece mutlaka karadorukaa sitemize bakarım, acaba yeni bir şeyler veya en çokta yeni yazar arkadaş siteye geldi mi. Eski yazar arkadaşlar ne yazdı. Konuk sayfasında kim ne dedi falan filan. Uzun bir süredir Ali Aydoğan dostumla birbirimizi ağırlayıp duruyoruz, bundan da ben memnunum. Bazen moralim bozul mu değil, ama kendim yazarak, kendimi tatmin ederek moralimi yüksek tutmaya çalışıyorum. Tabi, birde fedakarca her şeye rağmen dost Ali Aydoğan’ı yalnız bırakmamaya çalışıyorum. Bazen siteyi açıp uzun uzun düşünüyorum kendi, kendime Kayacık, Kırıntı, Yeniköy, Şinik köylerinin hiçbir sorunu, anısı kalmadı mı? Tam ümidimi kesmişken, bir arkadaş ortaya çıkıyor ve köyü ile ilgili hem de çok önemli bir soruna dikkat çekiyor. Gerçekten köylere beton yığınları yapmak marifet değil. O köyü yaşanacak halde tutabilmek önemli olan. Ben, yazısı pırıl pırıl olan yeni yazarımız Şinik Köyün’den Ayşegül Doğan’a hoş geldin diyorum ve o güzel anlatımı ile yazdığı SEVGİ İLE EL ELE başlıklı yazısından dolayı kutluyor, yeni yazılarını bekliyorum. Doğan soyadı olması da ayrıca beni etkiledi. Çok sevdiğim bir inat dostum vardı. Ayşegül tekrar seni kutluyorum, sevgiler. muzaffer bal altınoluk
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 15 Mayıs 2016
Çok teşekkür ederim Muzaffer Bey; iyi ki varsın.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 05 Mayıs 2016
Dernek yönetimi ve kurallarıyla ilgili temel açıklamaları ve etkinlikleri okudum hepsi çok yerinde ve olumlu. Bu olumlu olanların yanında, iki önemli eksiklik gördüğümü söylemek isterim.
1. Kadın: her nedense köy derneklerinde yönetimlerde kadın olmuyor. Kadının olmadığı yönetimler eksik yönetimlerdir. Mutlaka kadınların dernek yönetimlerinde yer almasını sağlamak gerekir. Ankara Derneğinde de böyle. Bu eksikliği gidermek için, bir kadın komisyonu kurulmalı, bu komisyon kadın sorunları üzerine çalışırken, gelecek seçime dede yönetime kadınların girmesini sağlayacaktır.
2. ise, kadın komisyonu kadar önemli olan gençlik komisyonu. Gençlik komisyonu derneğe dinamiklik sağlayacaktır, aynı zamanda hem gençliğin sorunlarını derneğe taşıyacak, hem de gelecekteki seçimlerde de yönetime genç kadroları hazırlayacaktır. Tüm çalışmalarınızda başarılar dileği ile selamlıyorum sizleri. muzaffer bal –altınoluk

A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 05 Mayıs 2016
...Kesinlikle haklısın Muzaffer Bey,
Açıkladığın eksikliğin yenilir, yutulur, bağışlanır, kabul edilir yanı yoktur. Yönetim Kurulu’nda kadın adayın olmamasını belki şöyle açıklamaya çalışabiliriz.
-Genel kurulda iddialı bir yönetim çekişmesi olmadı. Derneğin yönetimsiz kalma riskiyle karşı karşıya kaldığı, hatta aday listenin Zeynel Aydın öncülüğünde son anda, ayaküstü yapıldığı söylenebilir.
-Yönetim Kurulu’nu oluşturan üyeler; özverili, gayretli ve iyi niyetli arkadaşlardır. Onları yalnız bırakmak olmazdı. Destek olma anlamında Danışma Kurulu fikrini önerdim, kabul gördü ve insanlar listeye adını yazdırdı. Yine destek olma anlamında Ankara Dernek Sitesi’ni hazırladım. Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlar samimi koşuşturmalarıyla her tür desteği hak ediyorlar.
- Böyle bir acelecilik içinde cinsiyet eşitliği herkesin dikkatinden kaçmış olmalı. Kadınlarımıza önerildiği hâlde öne çıkan olmadı. Belki ısrar etmek gerekirdi.
-Yönetim Kurulu için yapılabilecek bir şey yok artık, ama Danışma Kurulu’nu kadınlarla genişletmek mümkün; ki öyle yapacağız.
-Haklısın Muzaffer Bey, Kadın Komisyonu oluşturulacak. Hatta kadınlarımızdan oluşturulan mini bir ekip Anneler Günü için kolları sıvadılar bile. O özel günde bir araya gelecekler. Davetiyeyi Dursun Bal'ın yönettiği Facebook Sayfasında veya Ankara Dernek Sitesi “Duyurular” sayfasında görebilirsin.
...Uyarıların ve yönlendirmelerin için teşekkürler Muzaffer Bey. Dışarıdan yabancı gibi bakıp, burun kıvırıp, sadece olumsuz eleştiri gönderenler, keşke senin gibi yapsa da doğru yönlendirmelerde bulunsalar. - A.A.
-----------------------------------------------
DURSUN BAL – dursunbal7709@outlook – Ankara – 29 Nisan 2016
Merhaba Ali Bey, fırsatım oldukça günlük haber okur gibi Karadorukaa'yı takip etmeye çalışıyorum. Kapsayıcı, bütünleştirici ve de birleştirici bir özelliğe sahip bu sayfada değişiklikleri görmek insana haz veriyor. Ankara'da bulunan Kırıntı, Yeniköy ve Dilekyolu Derneği’ne ait 'Ankara Derneğimiz' adı altında sayfaya yer verdiğin için de eline, fedakarlığına ve emeğine sağlık Ali Bey teşekkürler.
Dursun Bal - Dernek Sekreteri
A.A. – aliaydooganaa@hotmail.com – Ankara – 29 Nisan 2016
Coşkulu çalışmalarınız için asıl ben teşekkür ederim Dursun. Sevgilerimle... - A.A.
-----------------------------------------------
DURSUN BAL– dursunbal7709@outlook – Ankara – 29 Nisan 2016
Değerli büyüğümüz ve abimiz Muzaffer Bal'a desteği ve önerileri için, yeni seçilen Kırıntı, Yeniköy ve Dilekyolu Köyü Derneği Yönetim Kurulu ve Danışma Kurulu adına teşekkür ederiz. Bizlere miras kalan ve toplum olarak özümsediğimiz her zaman da kılavuz tayin ettiğimiz “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” sözünü tekrar etmemek mümkün değil. Bunun içindir ki örgütlülüğümüz var olduğu sürece hiçbir kuvvetin bizi yenemeyeceği açıktır. Toplum olarak bizler insana ve doğaya olan saygı ve sevgimiz hiç bir değerler üzerinden ölçülemez. Bu konuyla da alakalı olarak bizler Ankara'da bulunan halkımızla birlikte Kırıntı, Yeniköy ve Dilekyolu Derneği olarak tüm olanaklarımızı ve fedakarlığımızı ortaya koymuş bulunmaktayız. Ulaşabildiğimiz tüm dost dernek, örgüt ve kuruluşlarla irtibat halinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. Muzaffer Bal’a ve tüm canlara saygı ve sevgilerimizi sunarız. Teşekkürler.
Kırıntı Yeniköy ve Dilekyolu Day. Yard. Der. Yön. Kurulu
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 28 Nisan 2016
Öncelik le Yeniköy-Kırıntı- Dilekyolu köylerinin ortak derneğinin yeni seçilen yönetim kurulun ve çok önemli gördüğüm danışma kuruluna çalışmalarında başarılar diliyorum. Ankara Derneğinin, karadorukaa sitesi ile işbirliği yapması çok olumlu ve isabetli olmuş. Güçleri dağıtma yerine birleştirme çok daha iyi. Her iki taraf açısından da olumlu görüyorum. Bu karar karadorukaa sitesini de canlandıracağına inanıyorum, tabi Ankara Derneğinin daha iyi takip edilecek.
Hemen, yeni seçilen yönetime öneri yapmak ne kadar doğru olur bilemiyorum. Ben yine de affınıza sığınarak, iki küçük önerim olacak. 1-İstanbul ve yurt dışındaki derneklerle işbirliği yapmak gerekir. 2-köylerde çok önemli olan bir sorun, tabiatı yok eden maden sorunu ve baraj yapımı var, buna karşı halkı uyarmak gerekir. Baraj başlamasına rağmen bu uyarılar yapılmalı. Çünkü halkın duyarlığını artırılırsa madene karşı mücadele biraz daha duyarlı hale gelir. Hepinize başarı dilekleri ile selamlıyorum. Muzaffer bal ----altınoluk
---------------------------------------------

MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 02 Ocak 2016
Öncelikle tüm karadorukaa sitesi ailesinin yeni yılını kutlar, ülkemizde barışın savaşa galip gelmesini ve tüm dünyada barışın hakim olmasını dilerim. Kemal Gündoğan arkadaşın muhacirlik anıları ile yazdığım ilkyazı olan Kerimin İsmail’i yazısını beğenmesi beni çok mutlu etti ve aynı zamanda yeni yazılar için cesaretlendirdi. Ayrıca Kemal arkadaşın çok yerinde uyarısı içinde teşekkür ederim. Kırıntı ve çevre köylerin, Rus ordusunun Şiran’a 1916 yılında gelmesi ile boşaltılmış. Geri dönüşleri henüz tam olarak tespit edemedim. Tahminen geri dönüşler peyder pey olmuş. Kerimin İsmail’i Pirdelli’den.
muzaffer bal altınoluk
-----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - info@glasundraum.de - Aachen Almanya – 01 Ocak 2016
Merhaba Ali Bey,
Ailece, senin ailenin ve Site Dostlarının yeni yılınızı en içtenlikle kutlar, yeni yılın barıs, huzur ve,kimsenin kimseyi incitmeyeceği bir ortamda geçmesini temenni ediyoruz.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 01 Ocak 2016
Teşekkür ederim Kemal Bey. Biz de size ve ailenize, yeryüzündeki insanlarla birlikte yaşayabileceğiniz mutlu bir gelecek diliyoruz.
--------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@gmx.net- Almanya – 01 Ocak 2016
Sevgili dostlar; Yeni bir yıla daha girmiş bulunuyoruz.Yeni yılın hepimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 01 Ocak 2016
Teşekkürler Yılmaz Bey. Biz de size mutluluklar diliyoruz.
----------------------------------------------
AYŞEGÜL DOĞAN - aysegulldogan24@gmail.com - Çambaşı (Şinik) -Şiran
Muzaffer abi şiir hakkında güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim.Edebiyat benim için hayatıma hayat katan sessizliğime ses olan yolumu aydınlatan bir yaşamdır edebiyat.Açıkcası benim yazılarım daha çok kişisel bu benim ikinci deneyimim olacak umarım devamını getiririm saygılarımla...
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 09 Nisan 2016
Ayşegül Doğan'ın köyle ilgili şiirini okudum, Şiir gerçekten bir hasret ve duygu yüklü şiir. Ayşe bacı yeni şiirlerinde karadorukaa da okumak dileği ile. Eline yüreğine sağlık tekrar kutlarım seni Ayşe bacı.
muzaffer bal - altınoluk
-----------------------------------------------
GÜLÜZAR AYDOĞAN - yayla5829@hotmail.com – Ankara – 31 Mart 2016
Merhaba Ardıç dedenin arkadaşı Ali bey; 27 mart pazar tarihinde sitenize girmiştim.yeni eklenen yazılarınız var mı diye bakarken Ardıç dede ile sohbetinizi okudum.çok da hoş olmuş.şöyle düşünüyorum ki; her ne kadar hayali olsa da pek çok insanın hayal dünyasındaki söyleşiyi dile getirmişsin. O insanlardan biri de benim. Her Ardıç dedeye gidişimde, yazdığın düşünceleri gönlümden geçirerek Ardıç dede dile gelse de benimle dertleşse diye düşünüyorum. Eminimki pek çok konulara, düşüncelere ve hayallere şahit olmuştur.
Arsıç dedenin bir ara devrildiğini yazmışsın. Devrildiğinde biz oradaydık. Biz derken ben, İsmail ve çocuklar... Ardıcı o şekilde yerde öyle yatarken görünce hepimizin içinde özellikle çocukların içinde bir burukluk olmuştu ve çok üzülmüştük. Hemen taşları kaldırarak Ardıç dedeyi toprak tabana indirdik ve uygun şekilde taşları dizerek tekrar dikili bir konuma getirdik. Daha sonra onu dik şekilde görünce içimiz huzur ve mutlulukla doldu. Çünkü ardıç dede oranın sembolü. O gün böyle bir anımız olmuştu. Senin yazını Ardıç dede 'sağolsunlar beni kaldırıp yeniden yerime dikenler' oldu diye okuyunca ben de duygulandım ve yazıya dökmek istedim. Şu an Ardıç dedenin yanında oturuyorum sanki. Hayali aklıma geldi.
Emeğinize teşekkür ederim. Her zaman derim ya iyi ki varsınız.
Gülüzar AYDOĞAN

A.A. – aliaydooganaa@hotmail.com – Ankara – 01 Nisan 2016
Merhaba Gülüzar Hanım,
Yazını Ardıç Dede yazılarım tadında buldum. Çok teşekkür ederim.
Bir çok ortamda pek çok kez dile getirdiğim şu düşüncelerimi yineleme gereği duydum sayende. Biliyorsun sanırım, sitede Yeteneklilerimiz sayfası var. Halkımızın çoğu, o sayfadaki insanlarımız gibi yetenekli aslında. Bunu, dernek adına çıkardığımız Gelincik dergisine yazılan yazılardan anlamıştım ilk olarak. Sonraki yıllardaysa kadınlarımızın, erkeklerimizin yeteneklerini bu sitedeki Köyden Yazarlar sayfasına yazdıkları yazılarda gördüm. Bir çok arkadaşımız ilk kez böyle derli toplu yazı yazdığını, yazma konusunda kendilerine güven duymaya başladıklarını söylediler.
Biraz da eleştiri yapsak mı acaba? Devamlılık yok çoğu kişide. Yazmaktan bir süre sonra vazgeçiyorlar. Bunun nedenini tahmin ediyorum.
Nedenlerden biri, usangaçlık. Yazmaktan bıkıyorlar bir süre sonra.
Başka bir nedense sitenin izlenme durumu. Siteye yazılar çok geliyorsa, yani hareketlilik varsa, onlar da yazıyor. Sitede durgunluk varsa onlar da duruyor.
Diğer bir neden de şahsımla ilgili olabilir. Bir nedenle bana antipati duymaya başlayarak yazmayı kesiyor olabilirler.
Engin Öztürk (Sultangilin Hüsnü Bey’in oğlu) arkadaşımız bu yıl sitenin abonelik parasını (220 tl) ısrarla Mynet’e ödedi ve sitenin devam etmesi gerektiği konusunda ısrar etti. Çünkü ona göre sitedeki dokümanlar önemli ve geliştirerek korunmalı. Kendisine bu fırsatla tekrar teşekkür ediyorum.
Altınoluk’tan Muzaffer Bal ve Almanya’daki Kemal Gündoğan (Guşular -Kendi izniyle-) arkadaşlarımızın sürekli motive eden yaklaşımlarını da unutamayız. (Onların adını çok ediyorum, neden? Destekleri nedeniyle.) Özellikle kadınlarımızın yazmalarını sürdürmeleri gerektiği konusunda ısrarlılar. Onlara içtenlikle katılıyorum.
Yazın arkadaşlar.
Teşekkürler Gülüzar hanım.
Sevgiler, selamlar...
A.A.

-----------------------------------------------
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 15 Mart 2016
Merhaba Muzaffer Bey,
İçimizden çıkan yenilikleri, ilk adımları, gelişmeleri desteklemek, cesaret vermek gibi senin deyiminle “kötü”, bana göre “çok iyi” bir huyun var. Yıllarca bu siteye destek verdin. Şimdi de “Ayı” adlı bir dergiye destek veriyorsun. “Serbest Yazı-Genel” sayfasında az önce yayınladığım dergiyi tanıtım yazını okurken hazırlayanların Kayacıklı yani içimizden birileri olduğunu öğrenince ben de heyecanlandım doğrusu.
Dergiyi henüz inceleme fırsatım olmadı. Gönderdiğin tanıtım e-postası açılmadı. Keşke diyorum dergiye abone olabilsek, bize gönderebilseler.
Dilara Özçelik ve ekibini içtenlikle kutluyor, başarılar diliyorum.
Sevgilerimle.
A.A.
-----------------------------------------------
ENGİN ÖZTÜRK - ......... – İstanbul – 21 Şubat 2016
Değerli Hocam,
Memleketin boyunu-posunu aşacak işlere imza atıp bir de üstüne bizleri onore edici yazılar yazmanız da alçak gönüllüğün bir başka adı olsa gerek.
Bu tür yerel siteleri ayakta tutmak zordur, sürekli güncellemek ve yenilik gerektirir, bir de bizim gibi akıl vermeye çalışanlarla mücadele etmek gibi sıkıntıları vardır. 'Bill Gates' olmanın bedelleri vardır, süreklilik, disiplin, özveri, üreticilik (kapitalizmi dışında tutalım) bu bağlamda köyün Bill Gates'i ancak siz olabilirsiniz, malzeme ortada.
Verdiğiniz emeklerin karşılığı yok, olamaz; bunca iş-güc ve/veya teknik ve yine ekonomik ve hatta toplumsal sorunların kol gezdiği şu devirde tüm bunları öteleyip var gücüyle tek başına mücadele etmek kolay değildir.
Düşüncem o ki, bilişim sektörüne gönül vermiş veya işi bu olan arkadaşların bu site üzerinden bilişimin sürekliliği adına almaları ve çıkarmaları gereken epey dersler olduğuna inanıyorum.
Her yaş grubuna ve adı Kırıntı da olsa her kafaya hitap ve hizmet eden bu site için sizleri yine kutluyorum.
Son sözüm 'sinerji nedir?' olmalı.. Sosyal medya kolaycılığı içinde Facebook ve Twitter gibi geçici, anlık, kullan-at (yaz-kapa) yaklaşımları yerine bu tür sitelerin desteklenmesi gerek diyorum..
Yani "kahraman bakkal süpermarkete karşı..."
Hay çok yaşayın sevgili Ali Hocam...
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 21 Şubat 2016
Merhaba Engin’ciğim,
Onurlandırıcı sözlerin için teşekkür ederim öncelikle. Sen desteği en başta (2005’te) yapmıştın zaten. Anımsar mısın başka bir kaynak üstünden ilk sitenin yapımı için cesaret vermiş, yönlendirmiştin. Hey gidi günler hey! Hevesliydim, kararlıydım, bir site hazırlamak istiyordum; ama cesaretsizdim, çünkü teknik bilgim sıfıra yakındı. Cesaret aşıladın ve hareketlendirdin beni. Aslında belki sen de bilmezsin, öğretmenlik mesleğimle, eğitim içerikli site hazırlamaktı ilk başta, ilk hedefim. Bir de baktım ki köy sitesine dönüşmüş. İyi de olmuş. Siyah-beyaz yüzlerce nostaljik ( binlerce demek çok mu abartı olur bilmem, ilk fırsatta kabaca sayayım bari. ) fotoğraf yayınlandı sitede. Nice arkadaş, yazılar gönderdi. Birçok arkadaş ilk yazı denemesini bu sitede yaptığını söylüyor; bu arkadaşların birer yazar gibi ustalaştıklarını görüp çok mutlu oluyorum.
Ne var ki... Yıllar geçtikçe site gibi benim isteğim de eskidi. İlgi azalmışsa sürdürmek niye ki diye düşünerek önümüzdeki nisanda (bir buçuk ay sonra) siteyi sona erdirmeyi düşünmeye başlamıştım ki yeniden motive ettin beni, yüreklendirdin ve devamlılık kararı vermemi sağladın. Site sana teşekkür borçlu. Tabii ben de: Çok teşekkür ederim.
("kahraman bakkal süpermarkete karşı..." tümcesi dudaklarıma öyle bir gülümseme oturttu ki, sil silebilirsen.
Telefonda söylediğimi burada da söylemekte sakınca görmüyorum. Duygu ve düşüncelerini sözlü olarak harika aktarıyorsun karşındakine. Yazıyla da aktaracağın kesin. Öyleyse başından serçesine on kardeş, klavyeye... Yoğun olduğunu biliyorum; zaman bulduğunca.
Sevgilerimle.
A.A.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com – Ankara – 19 Şubat 2016
İki yazımı yayımlamışsın, teşekkür ederim. " Sarıkız'ın Not Defteri " adlı kitap, matbaa'da yoğunluk olduğu için henüz basılmadı. Kitap çıkınca sana ve Muzaffer Ağabeye ileteceğim. Bu vesileyle, motive edici sözlerinden dolayı Muzaffer ağabeye teşekkürlerimi iletirim. Ali Hoca, bir önerim var!. Eğer uygun görürsen " Kitap " ya da " Kitap tanıtım köşesi " adlı bir bölüm oluştur- seni yormam, emin ol- bu köşede kayda- değer kitaplardan bazı pasajlar paylaşalım da, bu vesileyle kitap okuma alışkanlığının yaygınlaşmasına bir katkı yapmış olalım. Mesela; Herodotos " Tarih" inden; İbni Batuta ve Evliya Çelebi Seyahatnamesi" den, v.s pasajlar. Evliya Çelebi de İbni Batuta da seyahatnamesinde " Gümüşhane " den bahseder ama acaba bu kitapları kaç kişi okumuştur? Bu gibi paylaşımlar, merak duyusu oluşturup kitap okuma alışkanlığı kazandırabilir. Bir de çağrım var. Elinde okunmuş kitap olup de " bu kitapları okumak isteyen; ya da kitap tutkunu birine versem," diye düşünen olursa alır, teşekkür ederim ve o kitapları da okurum. Karadoruka müdavimlerine de selamlar. Yazdığım yazılar daha derinleştirilecek konuları ihtiva ediyor ama kısa yazıda meram ancak bu kadar anlatılabilinir. Saygılarımla.
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 19 Şubat 2016
Güzel bir öneride bulunmuşsun Yaşar Bey. Öyle bir sayfa açmak kolay. Kolay da... Ben kendi adıma söylüyorum; günceli yansıtan, güncel kitaplar tercihimdir. Dünya baş döndürücü bir hızla dönüyor. Tozdan dumandan göz gözü görmüyor. Yarınlar kalın bir sis tabakası altında, ötede dipsiz bir uçurum mu var göremiyoruz.
Diyeceksin ki, “Ben bildiğim kitapları örnek gösteririm, başkaları da güncel den örnek göstersinler. Eh, ne diyeyim, sen de haklısın. Nasrettin Hoca’nın dediği gibi, herkes haklı.
Bir de dönüp boyumuza bir bakalım: Siteyi kaç kişi izliyor şu sıralar? Boşa mı uğraşıyorum bilmiyorum. Belki sona geldi artık. Her şeyin sonu var. On yıldır yayınlanan “karadorukaa” yı zorla canlı tutmaya çalışmanın bir anlamı yoktur diye düşünüyorum ve uzatmaları oynuyorum. Hele Nisan gelsin bakalım... Siteyi kapatmazsam, önerilerini yerine getiririm. Hatta aklımda bir takım yenilikler bile var... Öncelikle açılıştaki ön yüzü değiştireceğim. Yeni sayfalar ekleyeceğim. Belki zamana kadar yeniden canlanır.
Neyse, ilgin için çok teşekkürler. Seri kitap üretimin için kutluyor ve başarılar diliyorum.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com – Ankara – 17 Ocak 2016
Merhaba Ali Hocam. Değişik bir yazı daha: "Ruh Transferi" Çok rastladığımız bir sorun bana göre. Lütfen uzun deme. Bu konu ancak bu kadar satırla yazılabilir. İnternet ortamında beğenildi, umarın senin de takdirine mazhar olur da yayımlarsın. Bizi yazmaya motive edenlerden biri de sensin. Saygılarımla.
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 17 Ocak 2016
Ne demek Yaşar Bey; emek harcanarak, beyin yorularak, duygularla harmanlanarak üretilmiş olan bu güzel yazıyı yayınlamaktan onur duyarım; yayınladım. Sadece daha önce de söylediğim bir sorun var. Biliyorsun, taşınma nedeniyle geçici olarak internetimi dondurmak zorunda kaldım. Telefonu bilgisayara bağlayarak hallediyorum site yayın işlerini. Yazı ne kadar uzun olursa okumak, yayına hazırlamak o oranda zaman alıyor. Kısa ve pratik yazılar tercihimdir. Bir de şu: Sitenin birçok okurundan yüz yüze aldığım önerilerden biri de yazıların kısa, kıvrak, anlaşılır, güncel olması yönünde. Yani yazıların kısa tutulması ve alıntılarla boğulmaması rica ediliyor.
Küçük bir anımsatma: Muzaffer Bey’in senin için yazdığı 8 Ocak 2016 tarihli yazısını okudun mu acaba?
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 13 Ocak 2016
Ali dost önce selam, küçük bir düzeltme yapmama müsaade edersen yapmak isterim. Yaşar Günel son yazısının ön sayfada ilanında yer olarak yeteneklerimiz sayfası olarak yazılmış. yazı ise bizim yazarlar bölüne konmuş. küçük bir uyarı kusura bakma. Yazıyıda okudum yaşarın eline, yüreğine sağlık. muzaffer bal --altınoluk
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 14 Ocak 2016
Gerekli düzeltmeyi yaptım Muzaffer Bey. Duyarlılığınız için bir kez daha çok teşekkür ediyorum.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 09 Ocak 2016
Halil Genç'in, Orhan Kemal 5015 öykü ödülünü aldığını Kırıntı Köyü Derneğinin gönderdiği bir mesajdan öğrenmiş oldum. Öncelikle Halil arkadaştan özür diliyorum takip edemediğim için. Halil arkadaşı tebrik ediyor ve içten selamlıyorum. Belge Yayınlarından ilk romanını okumuştum ve çok beğenmiştim. Daha birçok eser vereceğine inanıyorum. Rumelihisarı Semt Evindeki söyleyişisin de çok olmak isterdim, ama İstanbul'da olmadığımdan dolayı katılamayacağım. Sadece şunu söylemek isterim yüreğim o söyleyişi de olacak. Halk olarak artık kendi değerlerimize sahip çıkmamız gerekir. O açıdan Kırıntı Derneğinin bu duyarlılığından dolayı kutlarım.
muzaffer bal -- Altınoluk
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 08 Ocak 2016
Yaşar arkadaş, Sarı Kız'ın Not Defteri kitabının kapağını gördüm. İlginç bir kitap olduğunu arka yazıdan tahmin diyorum.
Hayırlı olsun. Bir tane gönderirsen memnun olurum.
Başarılar dilerim.
muzaffer bal - altınoluk
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com – Ankara – 06 Ocak 2016
Merhaba Ali Bey, Sarıkız’ın Not Defteri kitabımın kapağını benim sayfada yayınlarsan memnun olurum. Saygılarımla.
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 06 Ocak 2016
Göz attığım kadarıyla oldukça farklı, ilginç üstelik kolay okunabilir bir kitap olmuş. Beynine sağlık. Umarım kitapseverler kolayca bulur da okurlar.
Başarılarının devamını diliyorum.
-----------------------------------------------

2015


KEMAL GÜNDOĞAN - info@glasundraum.de - Aachen Almanya - 26 Aralık 2015
Merhaba Ali Bey,
Benim senelerdir Kırıntı Köyü ile ilgili en çok merak ettiğim ve köyümüzün tarihine ışık tutacak Seferberlik olayınıi Muzaffer arkadasın araştırması ve ilk olarak Kerim’in İsmail’i yazısını okudum. Bilmiyorum Muzaffer arkadasa nasıl tesekkür edebilirim, bunu buradan yazarken kelime bulamıyorum. Muzaffer arkadas Kırıntı Köyü sana minnatar olacaktir. Tesekkürler.
Kerim’in İsmail’i Kırıntı’yi terk etmek zorunda kalanlar insanlarımızdan anısını yazdığın ilki olduğu icin gelecekteki yazılarını simdiden sabırsızlıkla bekliyorum. Kerim’in İsmail’inin gittigi yol güzargahını biraz arastırdım ve Zil köyünü buldum. Muzaffer’in de yazdiği gibi köyün yeni ismi Aktepe..Alucra’nın çıkışında Bayburt-Sebinkarahisar yolunun sağ tarafinda ve Alucra’ya tahminen yedi sekiz kilometre Susehrinin Pürk Köyü de Susehri’nin güneyine düsüyor ve Susehri’ne ayni Aktepe Köyü gibi yedi sekiz kilometre. Kerim’in İsmail’inin cocuk yasta olmasına ramen gösterdigi çabayı takdirle karsılamak lazım.
Merhaba Muzaffer Bey,
Senden bazı arzularım olacak. Birincisi bu araştırma yazın Kırıntı tarihine büyük kazanc olacağı icin ismi geçen kahramanların hangi sülaleye ait olduğu. Nedeni ise bu yazı bilhassa genc arkadasların köyümüzün insanlarını ancak sülaleleri ile arastırır sorabilirler.
İkinci arzum, göç olayı hangi tarihte başlamıştır ve ne kadar sürmüştür?
Bu konuda bilgi çınarımız Niyazi Bal hocamızının da bizlere yardımı olur. Ben kendisi ile bir kac defa bu konuda konuşmustum.
Bütün site dostlarından Muzaffer arkadaşa bildiklerini aktarmalarını rica ediyorum.
Herkese kucak dolusu selamlar.
Kemal Gündogan Aachen-Almanya
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 26 Aralık 2015
Merhaba Kemal Bey,
Sürekli yönlendiren, güç veren ilginiz ve yönlendirmeleriniz için içtenlikle teşekkürler.
Haklısınız, bugün biraz zorlanarak da olsa ortaya çıkan yazılar, yarınlar için belge niteliği taşımaktadır.
Hani bir söz vardı; “Herkes proje üretemeyebilir, ama proje üretenlere destek olmak da proje üretmek kadar değerlidir.” Bunun gibi; okuyucular kendileri bir yazar olarak yazı yazamasalar bile umarım varsa bilgilerini aktarırlar, yoksa destek masajı yazarlar.
Duyarlı herkese sevgiler, saygılar.
A.A.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 23 Aralık 2015
Ali dost, daha önce konuşmuştuk, ben esas olarak dedemi yazıyorum. Ama bir taraftan da muhacirlikle ilgili ve ilginç hikayeleri araştırıyorum. Bundan dolayı kaç yazı olur veya olmaz ben de bilmiyorum. Altınoluk'ta olduğum için işim biraz daha zor. Dedemle ilgili yazı sona yaklaşıyor, iyi bir yazı olacağını tahmin ediyorum. Çünkü Pürkü'de araştırarak yazmaya çalışıyorum.
Ayrıca yazıyı beğendiğine sevindim.
Selamlar
muzaffer bal -altınoluk-
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -24 Aralık 2015
Merhaba Muzaffer Bey,
"Kırıntı'nın Başları/İsmail'in Öyküsü'nü araştırırken epeyce emek harcamıştım. Aynı şekilde Muharrem Aydın arkadaşımızın "Çete Ahmet" yazı dizisini, Cevat Günel abinin "Bir Gölet Doğuyor Kavak Dibinde" adlı yazı dizisini zaman alan yorucu araştırmalar sonunda hazırladıklarına tanık oldum. Senin de pek çok araştırma yazını ne emeklerle hazırladığını biliyorum.
Biliyorum da...
Acı duyuyorum bir yandan.
Nice okumuşumuzun bu yazılardan haberleri olduğunu biliyorum. Üstelik kendileri eş dost sohbetlerinden mangalda kül bırakmazlar. "Ben şunu okudum, şu şiiri yazdım, şöyle bir yazı çalışmam var." derler sık sık. Derler de ortaya bir ürün çıkmaz. Varsın çıkmasın; ama çıkmış ürünleri değerlendirin bari; o da yok. Okusalar, iki satırla değerlendirme yapsalar, yazana güç verseler... Yok, olmaaaz; o zaman kendi eksikleri açığa çıkar.
Her neyse Muzaffer Bey, yola devam.
Teşekkürler.
Sevgiler.
A.A.
-----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara -20 Kasım 2015
Merhaba Muzaffer Bey,
Kerim'in İsmail yazısını bir solukta okudum. Beni, andan koparıp o yıllara götürdün.
Devamı var mı? Varsa kaç yazı olabilir? Her biri birbirinden bağımsız yazılar mı?
Teşekkürler.
A.A.
-----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatunay@hotmail.com - Ankara - 11 Aralık 2015
Sevgili Kemal, Ali Hoca senin siteye ama özellikle köy sorunlarına olan duyarlılığından söz ederdi her zaman. "Çorak Gezisi" anı yazımla ilgili yazını okudum; duyguların gerçekten beni de duygulandırdı. Umarım dediğin gibi gidebiliriz kim bilir...
Gerçekten ben de Çorak Yayla'sının nerede olduğunu bilmiyorum, ama babamla görüştüğümde ilk işim Çorak Yaylasını sormak olacak Yön olarak sanıyorum Lazlar neredeyse Çorak Yaylası da onlara yakın olmalı; çünkü o yaylada Lazlar vardı benim anımsadığım...
Geçtiğimiz iki yaz önce köyde görüşebilmiştik seninle, Ali Hoca da vardı. Benim bir sağlık sorunum nedeniyle geçen yaz köye gidemedim. Umarım önümüzdeki 2016 yazında gidebilirim, gitmeyi düşünüyorum bir mani olmazsa. Kemal, çok teşekkür ediyorum tekrar siteye olan alaka ve duyarlılığından dolayı. Dilerim hiç eksilmesin...
Buradan sana ve ailene selamlarımı ve sevgilerimi yolluyorum Güzel günler hep sizinle olsun. Görüşebilmek dileğiyle güzel günler diliyorum.
Sevgiyle kalın.
-----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatunay@hotmail.com - Ankara - 11 Aralık 2015
Merhabalar Ali Hoca,
Sağlık sorunlarım nedeniyle, Karadorukaa'ya tam detaylı bakamadım henüz. Yalnızca Konuk Defteri'ndeki yazıları okuyabildim. .Benim isteğim siteye yazı yazan tüm arkadaşların yazılarını okuyup onlarla ilgili düşüncelerimi yazabilmek. Umarım bundan sonra bunu gerçekleştirebilirim.
Yaşar Günel'e de buradan teşekkür ederim Yazdığı yazılar için eline, yüreğine sağlık. Umarım hep daha hep daha güzel şeyler yazar. Buradan da kendisine başarılar diliyorum.
Ayrıca Site Arkadaşlarımıza, Site DOSTLARINA SELAMLAR SEVGİLER
Güzel günlere diyorum; hepiniz hoşça kalın
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Aralık 2015
Merhaba Hatun Hanım,
Kemal Bey'in de Muzaffer Bey’in de dile getirdikleri gibi kadınlarımızın yazmaları ayrı bir önem taşıyor. Keşke tüm kadınlarımız, seni veya (bir zamanlar) diğer yazan kadınlarımızı örnek alsalar da onlar da yazsalar.
Çorak Yaylası’nın yeri mi?
Sitedeki Uydu’dan Köylerimiz sayfasına girdiğinizde en alttaki fotoğraflardan birinde Çorak Yaylası’nın yerini görebilirsiniz. Ne var ki Çorak Yaylası değil de Lazların Yaylası yazmışım hazırlarken.
Siteye olan katkılarınızdan dolayı hepinize tekrar en içten teşekkürler.
Sevgiler.
A.A.
-----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - info@glasundraum.de - Aachen Almanya – 09 Aralık 2015
Merhaba Ali Bey,

Sitenin son günlerdeki hareketlenmesine sevinenlerden biri de mutlaka benimdir. Siteyi hareketlendiren tüm site dostlarinin yazilarini severek okuyorum.
En cok sevindiğim Hatun’un tekrar siteye katılması oldu.Hatun’un Çorak yaylası yazısını okuduğumda merak ederek Çorak yaylasinin nerede oldugunu Google-Earth den bulmaya calistim fakat nerede olduğunu bulamadim. Daha evvel de Çorak yaylasini duymustum ama Hatun’un anlattığı güzelliği merak etmeye basladım.

Hatun bilmiyorum ama belki seneye bizim Köyde karşılaşırsak Çorak yaylasına birlikte gitmeye ne dersin? Çorak yaylası anından okuduğum kadarıyla sen de Çorak yaylasının nerede olduğunu hatırlamıyorsun. Onun için sen eski anılarını hatırlarsın ben de Çorak yaylasını görmüş olurum.

Beni en cok sevindiren Muzaffer Bal arkadaşın Seferberlikle ilgili bir yazı hazırlamakta olduğunu duymak. Ümit ediyorum ki öyle bir arastırma bizim Köyün tarihine ışık olacaktır. Ayrıca Muzaffer’in daha evvel yazdığı Baraj ve canlılar yazısına kelimesi kelimesine katılıyorum. Benim de Muzaffer gibi, her canlıya saygım var. Sunu da unutmamak lazım ki insanlar gibi her canlının da suya ihtiyacı var. Tekrar ediyorum eğer Gölet veya Baraj Kırıntı’nın belası maden arama için olmayacaksa, olumlu olacağını düsünüyorum.

Site dostlarına ayrica gecen gün Istanbul-Sariyer Tv de izlediğim bizim bilgi güneşimiz Niyazi Bal öğretmenimden bahsetmeden geçemeyeceğim. Eren, baba senin öğretmenini Sariyer Tv de gördüm dedi. Doksan yaşının üstünde olduğu hâlde öğretmenligin ne kadar kutsal olduğunu o günkü konuşmasında ve heyecanında tekrar yaşadım. Öğretmenlik ve Atatürk aşkından bir damla eksilmemiş. Bizlere neredeyse altmıs yıla yakın bir zaman önce aşıladığı öğretmek sevdasından
vaz geçmemiş. O gür sesi ile Sariyer’deki Öğretmenler gününde salonu inletmesi Niyazi Bal’in yetiştirdiği öğrencilerden olmam bana bunun bir ayrıcalık olduğunu tekrar kanıtlattı.

Site dostlarına ve herkese bol bol selamlar
Kemal Gündogan Aachen-Almanya

... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara– 09 Aralık 2015
Merhaba Kemal Bey,
İnsana özgüven aşılayan duyarlı mesajın için çok teşekkürler.
Selamlar.
Sevgiler.
A.A.

-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com – Ankara-09 Aralık 2015
Hocam merhaba,
Uzun, deme ricam bu yazımı (Hayvan Ölmüş) da yayınla lütfen. Ben yazılarımda bazı şeylere değinerek en azından 3- 5 kişi de olsun okuma alışkanlığı oluşsun istiyorum; gayretin bu yazılardan..
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara– 09 Aralık 2015
Yaşar Bey, Hayvan Ölmüş yazını isteğin üstüne yayınladım. Ama bir iki düşüncemi söylemeden geçemeyeecğim.
Vermek istediğin ana düşünceyi anlıyorum; ama daha kısa bir yazıyla verebilirsin. Uzun yazılar daha az kişi, kışa ve kıvrak yazılar daha çok kişi tarafından okunur. Yazılarının daha çok kişi tarafından okunmasını sen de ben de isteriz. Öyleyse lütfen daha kısa ve kıvrak olsun yazılar.
Şuna da değinmeden geçemeyeceğim. Yazı içimi kararttı. “... cartayı çekmiş... ulan... adi adam... mel’un adam ... hayvan ölmüş...” gibi anlatımlar çok ağır. Karşımızdaki kim olursa olsun eleştirilerimizi daha uygun sözcüklerle, kavramlarla yapmamız gerekir diye düşünüyorum.
Seni tanıdığım ve hoş görüne güvendiğim için bu eleştiriyi açıkça yazdım.
Yeni yazılarının kısa ve sakıncasız olması ricasıyla.
Kitap çalışmalarında başarılarının devamını diliyorum.
A.A.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com – Ankara-05 Aralık 2015
Hocam Konuk Defteri üstünden yazı göndermedim. Facebook’tan gönderiyorum. Benim yazılarından birine daha sıra gelmedi mi? Sanırım gelmiştir. Yayımlarsanız sevinirim.
Hatun Aydoğan'ı da (ablayı da ) tebrik ederim, yazılarından dolayı.
Bu arada Karadorukaa müdavimlerine selamlar.
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara– 05 Aralık 2015
Evet, nedense Konuk Defteri’nden masaj gönderememe sorunu yeterince çözülemedi.
Evet, son gönderdiğin yazıyı yayınlıyorum şimdi.
Bu arada okuyuculara senin “Başarabilirsiniz” adlı kitabını tavsiye ediyorum. Okursanız çok şey kazanırsınız. Benim el altı kitabım oldu. Teşekkürler Yaşar Bey.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - muharremaydin@hotmail.com - Ankara – 29 Kasım 2015
Ali Hocam Merhaba,
Karadorukaa takipçilerine ilettiğiniz gibi sitemiz uzun süredir sessiz kaldı öksüz kaldı. Herkesin ortamı benimkinden farklı değil sanıyorum. Yaz tatiliyle ülkemizin peş peşe yaşadığı olayları gördükçe ne yazasım geliyor ne de okuyasım. Daha çok okumaya, yazmaya ihtiyacımız olduğunu bildiğim halde.
Sistemimizin canlanmaya ihtiyacı vardı, yeniden dirilişe. Ali Hocam her zamanki uğraşını yineleyerek sanıyorum bunu başaracaksın.
Haydi Karadorukaa takipçileri; okumaya, yazmaya, okuduklarını, gördüklerini, düşündüklerini, yaşadıklarını aktarmaya. Tüm Karadoruk takipçilerine saygı ve sevgilerimle, hoşçakalın dostça kalın.
Muharrem Aydın
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara – 29 Kasım 2015
Merhaba Muharrem Bey,
Evet, siteye bir canlılık getirmek gerek, ya da kapatmak. Ama içerik öylesine doldu ki, onca yazıyı, fotoğrafı vs yok etmeye içim razı olmuyor. Atıl durumda da olmasını istemiyorum. Herkes elini taşın altına koyarsa, karadorukaa kazanının altındaki ateşi üfleyip canlandırırsa neden kapansın?
Diyeceksin ki “Peki sen neden epeydir bir yazı ya da slayt yayınlamadın.” Haklısın, aynı tem-bellik bende de oluştu. Günlük yazma ritmim içinde siteye üvey evlat muamelesi yaptım. Hiç ol-mazsa önümüzdeki günlerde A.A. Yazılarım sayfasındaki Ardıç Dede’ye toplumsal bazı değerlendirmeler yapmasını rica edeceğim. :)) Senin de benzer yazını bekliyorum. Selamlar, sevgiler. – A.A.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com – Ankara- 29 Kasım 2015
Merhaba Hocam, sanırım son yazımı okudunuz. Beğendiniz mi? Ya diğer yazıyı ne zaman - ya da bunu- yayımlayacaksınız. Saygılar. Beni sıkıştırma, deme, BİZİ SİZ- her karadorukaa abonesini siz MOTİVE ediyorsunuz. Saygılar.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara – 29 Kasım 2015
Öğretmen veya aydın olmak çantada keklik değil; emek ve zahmet isteyen bir şey. Bir öğretmen, sadece okulun dört duvarı arasında değil, toplum içinde yaşamının sonuna kadar aydın olmak, aydınlatmak zorundadır. Bunu kendim için söylemedim. Olması gerekeni açıkladım sadece.
Motive yaparak sizlere yararlı olduğumu hissettirdiğinizde yaşama mutluluğu duyuyorum. O zaman da zahmetler göze görülmez oluyor. Yine de... Yine de son yazının yayınlanmasından en az bir hafta sonra gönder ki yeni yazını ben de çok zorlanmayayım. Şimdi "Çukolatasever Örümcek" baylıklı gözlem yazını yayınlıyorum. Gerçekten çok ilginç bir gözlem olmuş. Keşke ben de orada olsaydım da filmini çekseydim; belgesel tadında olurdu. Alıntısız, özgün, güncel sorunlara değinen yazılar gönderirsen daha da mutlu olacağım. Benden saygılar, sevgiler. Ve teşekkürler tabii. – A.A.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com – Ankara- 28 Kasım 2015
Sayım Hocam iletinizi okudum. Matbaada " Sarıkız'ın Not Defteri " adlı kitabım dizgide. Bu kitap Türkiye'de yayınlanmış ilk hayvan ( kedi ) romanı olacak. Benim de ilk romanım. Bu sözünü ettiğim kitap çıkınca hem size iletirim, hem de bütün kitapları yazarım. İlginiz için teşekkür ederim. Herkese selam.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara – 27 Kasım 2015
Bilgi için teşekkürler. Yazarlarımız sayfası için az önce gönderdiğin yazıyı yarın falan yayınlayacağım. Şu anda çok işim var da... Başarılar.
----------------------------------------------


MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 26 Kasım 2015
Hatun Aydoğan'ın Çorak yaylası gezisi yazısını zevkle okudum. Eline sağlık Hatun bana çorağı tekrar yaşatın sağ ol. Uzun bir aradan sonra Hatun arkadaşı tekrar yazılarını okumak ne kadar güzel. Yeni yazılarını bekliyoruz. muzaffer bal--altınoluk
----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - info@glasundraum.de - Aachen Almanya - 29 Ekim 2014
Merhaba Ali Bey,
Uzun süredir siteye yeni bir yazı gelmesini bekliyordum ve bu gün Muzaffer Bal arkadaşın Baraj ve Tabiat yazısını görünce dünyalar benim oldu. Hemen, heyecanla, zevkle okudum. Muzaffer’e bizlere örnek davranışı için çok çok teşekkürler. Demek ki içimizden birileri çıkıp gene Kırıntı’sı için mücadele ediyorlar. Benim en büyük arzularımdan biri de yazar arkadaşların tekrar uyanıp bir şeyler yazmasıdır. Örneğin Hatun Aydoğan’dan bunu bekliyorum. Hatun’un akıcı yazılarını zevkle okuduğumu bildirmek isterim. Hatun unutma ki içimize yazı yazan fazla bayan arkadaşımız yoktur; sen de bizi senin yazılarından mahrum etme lütfen.

Muzaffer arkadaşın yazdığı Baraj ve Tabiat konusuna biraz fikirlerimi ve görüşlerimi anlatmak ihtiyacı duydum. Birincisi eğer Baraj, maden aramaları için yapılıyorsa bu hem Kırıntımız hem de çevremiz doğamız, canlılarımız, insanlarımız için felaket olur. Bunun bilincinde olmamız gerekir. Bizim ve çevre köylerin bu felaketi engellemek için el ele mücadele etmesi zorunluluktur.

Eğer Baraj Kırıntı’nın ve diğer köylerin su ihtiyacını karşılayacaksa bunu pozitif olay olarak görmek lazım. Su, her insanın eşit şartlarda hem demokratik, hem eğitim - özgür düşünce hakkı gibi eşit olması lazımdır. Su, demokratik haksa herkesin bu haktan yararlanması lazım.

Senelerdir köylerimizin susuzluktan çekmediği kalmadı. Eğer Baraj bir çözüm projesi olacaksa, doğamız harap edilse de buna katlanmamız lazım. Biliyorsunuzdur ki su, bir Kırıntı problemi değil Dünya problemidir.

Ümit ediyorum ki Muzaffer arkadaş beni yanlış anlamaz.

Çok yakında bu seneki Kırıntı tatilimdeki düşüncelerimi yazacağım. Kırıntılı olmanın bir ayrıcalık olduğunu belirtmek istiyorum. Bu ayrıcalığı Kırıntı yazarlarından bekliyor ve yazılarını okumak istiyorum. Ali Bey’e ve site dostlarına kucak dolusu selamlar.

Kemal Gündogan - Aache Almanya

-----------------------------------------------
SEFA AYDOĞAN - Hollanda - 29 Ekim 2015
Yok Edilecek Köy “Kırıntı”
2015 yatırım programında yer alan ve tamamlandığında 4 bin 570 dekar zirai arazinin sulanması planlanan “Gümüşhane ili Şiran İlçesi Kırıntı Göleti İnşaatı” sözleşmesi, Bölge Müdürü Mahmut Berber ile yüklenici firma yetkilileri tarafından 28 Ağustos 2015 tarihinde imzalandı. Kırıntı Köyü’nün Değirmendere üzerinde yer alan ve sözleşme bedeli 7.884.350 TL olan göletin, talvegden yüksekliği 46 m, temelden yüksekliği ise 56 m. Kil çekirdekli kaya dolgu tipinde inşa edilecek olan göletin, 600 gün içerisinde bitirilmesi planlanıyor.
Gümüşhane Şiran Kırıntı Göleti İnşaatı DSİ Genel Müdürlüğü 22. Bölge Müdürlüğü 14 Eylül 2015 İhale Tarihi: 30 Haziran 2015
İhale Makamı: DSİ Genel Müdürlüğü 22. Bölge Müdürlüğü
İşin Yapılacağı Yer : Gümüşhane K
Azanan Firma: Cacimler İnşaat ve Tic.Ltd.Şti, Sues Enerji İnşaat Yol Yapı ve Doğalgaz İthalat İhracat Pazarlama San. ve Tic.Ltd.Şti iş ortaklığı
İhale Kaynağı: Yapi.com.tr İhale kayıt numarası: 2015/67754 1- İhalenin a) Tarihi: 30.06.2015 b)
Türü: Yapım işi c) Usulü: Açık d)
Yaklaşık Maliyeti: 11.725.274,97 TRY
İhale konusu yapım işinin a) Adı: Gümüşhane Şiran Kırıntı Göleti İnşaatı b) Yapılacağı yer: Gümüşhane Şiran İlçesi sınırları içerisinde, Kırıntı köyü doğusunda Değirmen dere üzerinde yer alır. c) Süresi: 600 GÜN 3- Teklifler a) Doküman Satın Alan Sayısı: 22 b) Dokümanı EKAP üzerinden e-imza kullanarak indiren sayısı: 18 c) Toplam Teklif Sayısı: 9 d) Toplam Geçerli Teklif Sayısı: 8 e) Yerli istekli lehine fiyat avantajı uygulaması: Uygulanmamıştır 4- Sözleşmenin a) Tarihi: 28.08.2015 b) Bedeli: 7.884.350,00 TRY c) Süresi: 04.09.2015 - 26.04.2017 d) Yüklenicisi: Cacimler İnşaat ve Tic.Ltd.Şti, Sues Enerji İnşaat Yol Yapı ve Doğalgaz İthalat İhracat Pazarlama San. ve Tic.Ltd.Şti iş ortaklığı
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 17 Eylül 2015
Solmaz Güne’in anısına. Bu benim ikinci ölümün ardından yazı yazmam. Birincisi Mustafa Coşkun, hani şu meşhur “en azından benim için” şair Topal Mustafa. Solmaz arkadaşı çok iyi tanımıyorum, sadece ismini duyuyordum. Belki daha önceleri karşılaşmış olabilirim. Neyse Solmaz arkadaşla esas olarak, Karadorukaa sitesinde buluştuk. Çok iyi dost olduk, zaman zaman birbirimizin yazılarını beğendiğimizden, bazen ise, birbirimizi teşvik ettiğimizden, neyse destek yazıları yazdık. Tabi ki, Karadorukaa Sitesinin diğer yazarları ile bir aile Karadorukaa ailesi oluşturduk.
Derler ya, gitsek de gitmesek de orada bir köy var o bizim köyümüz. İşte Karadorukaa ailesi de öyle, bir birini görse de görmese de o aile bizim aile. Şu anda da o ailenin bir ferdini kayıp ettik. Doğal olarak yüreğimiz yanıyor. Solmaz arkadaş Karadorukaa ailesine 06 Nisan 2011 de ( unuttuk) yazısıyla katılmış. Aynı tarihte (Sılama Doğru) şiiri de yayınlanmış. Son yazısı yani 15. Yazısı 21 ocak 2015 de yayınlanmış. Hem yazılarını, hem de şiirlerini zevkle okuyordum ve kendisini takdir ediyordum.
Benim hiç yüz yüze dinlemediğim bağlamasını, yine Karadorukaa da dinledim. Hem sözlerini yazıyor, hem bestesini yapıyor, bağlamasını çalıyor ve söylüyor. Son yayınlan türküsü ( Yürü Yalan Dünya) tam da şu durumunu anlatıyor. Solmaz arkadaşın tüm dostlarına baş sağlığı diliyor. Kendisi de köyünde nurlar için de yatsın. Onu biz unutsak ta, o yazıları, şiirleri ile bağlaması, türküsü ile kendini hep var edecek. Muzaffer bal -altınoluk
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara –17 Eylül 2015
Solmaz Bey son görüşmemizde sitede yayınlayacağı yeni yazı projelerinden söz etmişti. Ne yazık ki gerçekleştiremedi. Beklenmeyen acı sürpriziyle yediden yetmişe tüm tanışlarını üzüntüye boğdu.

Muzaffer Bey’in sözünü ettiği türküleri dinlemek isteyenler “Köyden Yazarlar + Bizim Yazarlarımız+Solmaz Günel” sayfasındaki türkü linklerini tıklayabilirler.

-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – ... Ağustos 2015
Kemal Gündoğan7ın "2015 Kırıntı7daki Tatil İzlenimlerim" yazısını zevkle okudum. Gündoğan'ın yazısı içindeki Kırıntı'nın güzelliklerini anlattıktan sonra dikkati esas konuya çekiyor. Evet, Kırıntı'ın o tabiat güzelliklerini yok edecek altın madenin bu gün durmuş olabilir, ama bir daha gündeme gelmeyecek diye hiçbir garantisi yok. İşte maden tehlikesinin sürdüğünü vurgulayan Gündoğan arkadaşın uyarısına ben de katılıyorum ve bu uyarısından dolayı da Gündoğan'a teşekkür ederim. İkinci uyarısı ise, Burgababaya yapılan yolun tabiat açısından tehlikesine dikkati çekiyor. Bu konuda da tamamen katılıyorum. Şu bahaneleri kabul etmek çok zor. Burgababaya yaşlı hastalarında çıkmasını sağlıyor. Bu doğru gibi gözükse de, kesinlikle savunulacak bir gerekçe değil. Hasta ve ihtiyarlar Aşuğun Parın'a kadar gitmeleri yeterli, bundan sonrası niyet etmek ziyareti tamamlamak demektir. Tekrar Gündoğan arkadaşa teşekkürlerimi sunarım. muzaffer bal - Altınoluk
-----------------------------------------------

HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com – Ankara – 22 Temmuz 2015
Çete Ahmet yazı dizisini daha yeni okudum. Çok mükemmel bir yazı olmuş. Bende bu olayların içinde yaşamışım gibi heyecanlanıp duygulandım. Muharrem Hoca, böyle bir yazı dizisi yazıp bizleri duygulandırdığın için sana çok teşekkür ederim. Bilgisayarım yeni açıldığından karadoruk ailesinden de biraz uzaklaşmış olduğumu da anladım. Tekrar buluşmanın sevinciyle hepinize merhaba. BABUKO HÜSEYİN - ANKARA 22-07-2015
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Giresun – 26 Temmuz 2015
Merhaba Hüseyin Abi,
Yeni binaya geçince internetsiz kaldığını biliyorum. Şimdi üretmeye ve yazmaya devam yani. Hoşgeldiniz.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 18 Haziran 2015
Şöyle bir baktım da kaç günlerdir, Karadorukaa sitesinin ana sayfası boş duruyor. Kendi kendime sordum. Bu Kırıntı, Yeniköy, Kayacık kaç nüfus var bunlarda kaçı yüksek okul okumuş, sayısını sayamam ama, Karadorukaa Sitesine baktığımda ben dahil ne kadar duyarsız ve vurdum duymaz bir toplumuz. Anlamadığım bir şey, bu üç köyün hiç sorunu yok mu? Bu üç köyün tarihi, tarihe iz bırakan kişileri yok mu? Ben çabalıyorum ama köylerde çok yaşamamış ki yazamıyorum. Peki, bu köyleri benden yüz kat daha iyi bilen ve de beyni de benden çok daha çalışan o tembel insanlar nerede. Bütün bu sitemime rağmen, herkesi çok seviyor ve o toplumdan olduğum içinde gurur duyorum. muzaffer bal – altınoluk

.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 18 Haziran 2015
*İlginize teşekkür ederim Muzaffer Bey. Sanırım ilgisizliğin temel nedeni, insanlarımızın Facebook’a olan büyük ilgisi. *Facebook’ta paylaşım yapılarak doyuma ulaşılıyor. Zaten temel hedef, içinde yaşadığımız toplumun sorunları değil.
Fotoğraf yayınlamak... Bir iki satırla ben de varım demek... Bol bol beğeni... Kaş, göz övgüsü... Mart veya mayıslarda yitirdiğimiz değerlerimizin ölüm yıldönümlerinde yapılan birkaç paylaşım... Mezar başlarında durgun yüzlü bir iki poz... Bir iki süslü söz... Hepsi bu!
*Ya toplumun temel sorunları... Halk bilmem şu nedenle ikiye, üçe, dörde bölünüyormuş... Çeşitli kentlerde yaşayan insanlarımız birbirinden kopuk durumdaymış... Ortak kararlar alınamıyormuş... Yönetimler sadece birkaç kişinin sırtına yüklenmiş... Derneklerin her biri bir diyarda kendi başlarına varlık sürdürüyorlarmış; aralarında iletişim kurmak, bir olmak, iri olmak, diri olmak gibi kaygılar taşınmıyormuş... Görevler sadece horon tepmeyi düzenlemekle sınırlandırılıyormuş... Beyinsel, bilgisel gelişmenin ne demek olduğu hakkında kafa yorulmuyormuş...
*Birileri halkın birlikteliği için kafa yoruyormuş... Ayrılıklara, hoyratlıklara, kopmalara dur demek için... Bir merkezde temsiliyet oluşturmak için... Üst Birlik için... Gerçek anlamda bir olmak, iri olmak diri olmak için çırpınmak gerek... Kaygı duymak gerek...
*Facebook’ta paylaşmak için doğanın yeşilinin fotoğrafını çekerken... Çiçekler arasında poz verirken... O çiçekli düzlüklerin, yamaçların, vadilerin geleceğini biraz olsun düşünmek, kaygılanmak gerekmez mi? Kaygı tedbir getirir. Tedbir, korumadır, korunmadır... Tedbirli olmayanların, geleceğini koruma altına almayanların sonu çiçekli düzlüklerin sonundaki dik uçurumlardır.
*Of! Muzaffer Bey... Bir dokundun, bin ah işittin... Yeni güne henüz günaydın demiştim... Bilgisayarı, interneti henüz açmıştım ki senin Konuk Defteri’ndeki mesajınla karşılaştım... Yanıt yazayım dedim... Yazdım ama, yarı uykulu ne yazdım bilemiyorum. Okumadan, düzeltmeden yayına koyuyorum. Saçmaladıkça affola.
Aynen dediğin gibi... İnsanlarımızı çok seviyorum/z. Eleştiri ve kaygılar bu nedenle...
Sevgiler.
A.A.
-----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - - Kırıntı Köyü – 15 Mayıs 2014
SAYIN İsrafilHoca, Güleser Aydoğan, Sefa Aydoğan ve Senai Kara ; -TAŞLARIN DİLİ İLE- başlıklı fabılımsı öyküye, yaptığınız yapıcı ve adeta teşvik edici yorumlarınız için teşekkür edip, sevgilerimi ve selamlarımı sunarım.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 15 Mayıs 2015
Merhaba Dayı’cığım,
Evet, şiirsel anlatımın, tanımladığın gibi gerçekten de fabl tadında. Büyük bir zevkle okudum.
Aklına, yeteneğine sağlık...
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL –muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk 15 Mayıs 2015
Öncelikle Muharem Aydın’ın Çete Ahmet araştırma yaptığı için eline ve beynine sağlık. Oldukça ilginç ve bizim tarihin bir sayfasını gün yüzüne çıkardığı için ayrıca teşekkürler. Bütün diziyi okudum ama ne yazıkki zamanım darlığı yüzünden görüşlerimi zamanının da yazamadım. Bundan dolayı da Muharrem’den özür dilerim. Tabi aynı zamanda da Karadorukaa okuyucularındanda özür dilerim. Durmuş Öztürk Hocamın, son yazısınıda okudum, eline sağlık diyor, sağlıklı uzun ömürler diler, daha nice yazılarını bekliyoruz. Muharrem arkadaş, evet ben de senin dizinin bitmesini bekliyordum, ben de yeni bir ilginç, bizim köyden bir portreyi anlatacam. Sadece bir ay gibi zaman rica ediyorum. Bu yazılar hiç okunmasa da, geleceğe bırakılan önemli belgeler olduğu için mutluyum ve Ali Dosta da saygı ile teşekkürü borç biliyorum. Herkese sevgiler. muzaffer bal – Altınoluk
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 15 Mayıs 2015
İlgi ve yorumlarınız için çok teşekkürler Muzaffer Bey. Sözünü ettiğiniz yazıyı merakla bekliyorum. Sevgiler.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - muharremaydin@hotmail.com - Ankara – 11 Mayıs 2015
Ali Hocam Merhaba,
Çete Ahmet’le ilgili yazı dizisinin 12. Bölümünü (ÖKSÜZ ÇOCUKLARA ESKİ HANIM) sizlerle paylaşmak üzere, yayınlaması ricasıyla gönderiyorum. Çete Ahmet yazı dizisi 13. Bölümle sona erecektir. İnanıyorum ki Çete Ahmet’le ilgili anlatılacak daha çok şeyler vardır bu yazı dizisi için. Çete Ahmet hakkında bilgisi olup, yazıya katkıda bulunmak isteyenlerin, katkı ve desteklerini beklediğimi daha öncede sizlerle paylaşmıştım. Belki Çete Ahmet’in torunları, Çete Ahmet’in kardeşlerinin torunları, Çete Ahmet’i tanıyanlar henüz bu yazı dizisini okuyamadılar. Belki de katkıları için yazı dizisinin tamamlanmasını bekliyorlar diye düşünüyorum.
Araştırmalarım hep devam edecek. Ulaştığım yeni bilgileri de KARADORUKAA ailesiyle paylaşmaya devam edeceğim.
Ali Hocam, bu yazı dizisinin oluşmasında pek çok katkılarınız oldu. Teşekkür ediyorum.
Umarım sizlerin, Muzaffer Bal’ın bu yazı dizisinin ortaya çıkmasına katkısı olduğu gibi, bu yazı dizisinin de bir çok efsaneleşmiş değerlerimizin yazılarak ortaya çıkmasına katkısı olur.
Bütün Karadorukaa takipçilerine saygılar-selamlar. Hoşça ve dostça kalın. M.Aydın - Ankara

... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara– 10 Mart 2015
Merhaba Muharrem Bey,
Hazırladığın yazı dizisi güzel başladı, sürdü. Ve sona eriyor demek. Evet güzel hazırlamışsın, bir kez daha ellerine sağlık. Burada sana teşekkür ederken, okuyuculara da küçük bir serzenişte bulunmak isterim.
Neden bir yorum yapılmaz dostlar. İki satır yorum yazılsa, büyük emekler harcayarak bir şeyler üretenlere destek verilse ne kaybedilir? Aksine çok şey kazanılır? Kazanan sadece o üreten değil, üretenin içinde yaşadığı toplum olur.
Çete Ahmet, Muharrem Bey’in dedesi olsa da, o artık topluma mal olmuş bir kişiliktir. Ki, iyi yanıyla, kötü yanıyla tarihimizin bir parçasıdır. Tıpkı Kırıntı’nın Başları türküsüne konu olan Recep’in İsmail gibi. Onun öyküsünü yazıp, sitede yayınladım.
Dün... Evet dün, yurt dışından gelen biriyle görüşmüştük ayak üstü denecek kadar kısa süre... Kırıntı’nın Başları Öyküsü’nü okuduğunu, gerçekten çok güzel bulduğunu, okurken duygulandığını söyledi. “Öyleyse, neden iki satır mesaj yazarak ödüllendirmedin yazıyı.” diye sordum. “Bilmem ki, aklıma gelmedi.” diye karşılık verdi.
Aklımıza gelmeli arkadaşlar. Sadece bu yazılara göre değil, genel anlamda konuyu ele alıyorum. Üretenlere hep birlikte omuz verelim, teşvik edelim, cesaretlendirelim ki, hep birlikte yükselelim. Bu sitenin “Yeteneklilerimiz” sayfasında üretenlere yer vermeye çalıştım, çalışıyorum. Ama ne olur o üretenler de diğer üretenlere değer vermeye çalışsa... Ne kaybederler.
Ha... Yorum yazalım derken... Hep güzel şeyler yazalım, övelim, göklere çıkaralım demek istemiyorum... Beğeniyorsak övelim, beğenmiyorsak hakaretlere vardırmadan eleştirelim, hataları ortaya koyalım... Kişinin aynası olalım, kendisini kendisine tanıtalım.
“Görmezden gelmek büyütmez; gören gözler, gördüğünü belirten gözler büyütür.”
Duyarlı parmaklar klavyeye dostlar.
Son sözüm sana Muharrem Bey. Çete Ahmet dizisi bitse bile ne ki... Yazılacak çok konu var. Benim "Ardıç Dede" yazılarım gibi "Döndü'nün Kavağı'nı konuşturma projen vardı sanırım. Bekliyorum. Şimdiden kolaylıklar...
----------------------------------------------

MUHARREM AYDIN - muharremaydin@hotmail.com - Ankara – 02 Nisan 2015
Ali Hocam Merhaba
Çete Ahmetle ilgili yazı dizisinin ” GÖREV YERLERİ ERZURUMA GİDERKEN KÖYÜNE UĞRAMASI ” ismli 8. bölümünü sizlerle paylaşmak üzere, yayınlaması ricasıyla gönderiyorum.
Bu yazı dizisi için. Çete Ahmet hakkında bilgisi olup, yazıya katkıda bulunmak isteyenlerin şu anda veya yazı dizisi bittiğinde yardımlarını bekliyorum. Umuyorum ki desteklerinizle ortaya daha güzel bir eser çıkacaktır.
Bütün Karadorukaa takipçilerine saygılar-selamlar. HOŞÇA KALIN - DOSTÇA KALIN
MUHARREM AYDIN 02.04.2015-ANKARA
----------------------------------------------
OZLEM GUNER - o_guner@hotmail.com – İstanbul - 01 Nisan 2015
Tebrikler hocam, güzel site...Beğendim.
-----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@gmx.net - Almanya - 16 Mart 2015
Hakkın rahmetine kavuştuğunu büyük bir üzüntüyle öğrendiğimiz
rahmetli Gülsüm ablaya Yüce Allah'tan rahmet, kederli ailesine
sabırlar diliyorum. Makamı Ali, Mekanı cennet olsun ve tüm
Mollaaligil camiasının başı sağ olsun diyorum.
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara– 16 Mart 2015
Çok teşekkür ederim Yılmaz Bey, çok naziksiniz.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com – Ankara-12 Mart 2015
Muharrem öğretmenin dedesinin - " Çete Ahmet"-hikâyesini ilgiyle okuyorum. Bir çağrıda ben bulunayım! Dedem- annemin babası- Şükrü Efendi (Kara) 1900'lü yıllarda İstanbul'a gidip, o zamanın üniversitesi olan " Darülfünun "u bitirmiş, yedi dil biliyormuş ama nedenini tam öğrenemediğim bir sebepten dolayı 24 yaşlarında ölmüş.
Bir ara- geçmiş yıllarda- deden olan Şükrü Efendi hakkında yaşlı insanlarımızdan bilgi toplamaya çalıştım ama elde edebildiğim bilgiler sınırlı kaldı. Annemin babası olan Şükrü Efendi- kim vesile oldu bilemiyorum- İstanbul'a gitmiş. Dedemi sorduğum rahmetli Sabrı Amca (Sabrı Kara ), " Evet, " dedi, " deden İstanbul'a gidip yüksek okul bitirdi ve yedi dil bilirdi."
Daha sonra dedem Şükrü Efendi'yi başkalarına da sordum ama; dedemin İstanbul'a nasıl gittiği; nerelerde kaldığı; okulu bitirip bitirmediği; bitirdiyse ne gibi vazifeler aldığı; 24 yaşında ölmesinin nedeni gibi sorulara aydınlatıcı cevaplar alamadım. Bir ara darulfunun kayıtlarına ulaşıp dedem Şükrü Efendi hakkında- ne kadar bilgi bulabilirsem-bulmayı düşündüm ama sorduğum bazı okur- yazarlar, " Dedenle ilgili bir kaydı zor bulursun, " dediler, ben de peşini bıraktım.
Şimdi buradan çağrıda bulunuyorum: Dedem Şükrü Efendi (Kara ) hakkında bilgi sahibi olanlar yazsınlar da dedem Şükrü Efendinin İstanbul seyahati ve okuması aydınlansın. O dönemde, benim bildiğim kadar sadece dedem Şükrü Efendi İstanbul'a okumaya gitmiş; buradan hareketle iki köyde de bu konuda, duyumlar şeklinde de olsa, bilgi sahibi olanlar çıkabilir diye düşündüm. Kısacası Şükrü Efendi ( Ahmet Çavuşun oğlu ) hakkında bilgi sahibi olanların yazmasını rica ediyorum. Saygılarımla. - Yaşar Günel
-----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - muharremaydin@hotmail.com - Ankara – 10 Mart 2015
Sayın Kemal Gündoğan;
Karadorukaa sitesinin Avrupa dan da duyarlı takipçilerinin olması, tüm karadorukaa takipçileri gibi beni de çok memnun ediyor. Köylerimizde hayatları araştırılıp yazılması gereken daha birçok değerlerimiz olduğu kanısındayım. Bu değerlerimizi tanıyanlarıda kaybetmeden harekete geçilip araştırılıp yazılması hem iyi bir arşiv, hem değerlerimizi tanıma fırsatı, hem sizlerinde merak ettiği gibi sorulara cevap olabilecektir.
Benim; ÇETE AHMET dedemin yaşamını araştırıp, kesitler yazmamda Ali Aydoğanın teşvikleri göz ardı edilemez. Sanıyorum bu gibi çalışmalara girişecek arkadaşlardanda yardımlarını esirgemeyecektir.
Çete Ahmetle ilgili yazı dizisinin ”Gümüşhane den Sinop’a gidişi ve Cezaevi yılları”2 bölümünü sizlerle paylaşmak üzere Ali Hocama yayınlaması ricasıyla gönderiyorum.
Bütün Karadorukaa takipçilerine saygılar-selamlar. HOŞÇA KALIN - DOSTÇA KALIN
MUHARREM AYDIN 10.03.2015-
-----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - info@glasundraum.de - Aachen Almanya - 09 Mart 2014
İyi Aksamlar Ali Bey,
Sitedeki son gelismeleri takip ediyor ve de yazarlarimizin yazilarini da ictenlikle okuyorum.Yeni Köylü Muharrem Aydin’in dedesi Çete Ahmet’in yazisi benim senelerdir en cok merak ettigim konulardan biri olmuştur. Güzel yazısı için kendisini tebrik ederim.
Merak ettiğim konulardan biri de bizim köyün Seferberlik dönemidir. Ayni konu hem Yeniköy hem de komsu köyler icin de gecerlidir.

*Birincisi,neden bizim köy en son bosaltilan köydür.
*Sonra köy halki kimler tarafindan ve nerelere gönderilecegine karar vemistir.
*Köy halki köyü tamamen bosalmis midir veya köyde kalanlar olmus mudur?
*Köy halkimiz nereye ve nasil gitmislerdir? *Gittigi yörelerde nasil karsilanmislardir?
*Ne isler yapip gecimini saglamislardir?
*Sonra köye nasil dönmüslerdir?
*Döndüklerinde köyde nasil bir durumla karsilasmislardir?

Bunlar ufak ve kisa basliklar. Köyümüzün tarihine isik tutacak bir arastirma konusu olabilecegini düsünüyorum.Benim en büyük istegim bütün Kirinti yazar arkadaslarimizdan bu konu ile ilgilenmeleridir.

Bu konuda bilgi Günesimiz Niyazi Bal hocamizdan, yazilarini zevkle okudugum Dürmüs Öztürk’ten sonra bilhassa arastirmaci yazar Muzaffer Bal’dan yararlanabilecegimizi düsünüyorum.Tabi ki baska arkadaslar ve hala yasamakta olan köyümüzün yasli insanlarindan. Ve ayrıca Ali Aydogan’in katkilarinin büyük olacagini düsünüyorum. Bilmiyorum Osmanli arsivlerinden de yararlanabilinir mi?
Site dostlarina Selam ve Sevgiler
Kemal Gündogan Aachen-Almanya

... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara– 10 Mart 2015
Merhaba Kemal Bey,
Yazınız ve önerileriniz için teşekkürler. Umarım bu önerileriniz bir gün birileri tarafından gerçekleştirilir. Diyeceksiniz ki sen neden yapmıyorsun? Sadece Kırıntı’nın Başları Türküsünün Öyküsü’nü hazırlamak bile çok zamanımı aldı. Araştırma yazıları sadece zevk değil önemli ölçüde zaman işi. Benim gibi emekli emekçiler, emekli olduktan sonra da geçimleri için çalışmalarını sürdürürler. Ben de çocuk kitapları dalında yazarak geçimime katkıda bulunmak zorunda kalıyorum.

Araştırma yapabilmek için resmi arşivleri karıştırmak, kaynak kişilerle görüşmek; bunun içinse yollara çıkmak gereklidir. Yollara çıkacak ne zamanım ne de diğer koşullarım yeterli. Şimdilik yapabileceğim tek şey senin ve diğer birkaç duyarlı arkadaşın de yaptığın gibi düşünen, yazma becerisi olan, sorumluluk duyan insanlarımızı araştırmaya, yazmaya teşvik etmek; ki, bunu yıllardır yapıyorum.

Aslında pek çok kişide de bu duyarlılığın olduğunu biliyorum ama nedense insanlar adını ortaya koymaya çekiniyor. Çekinmesinin temel nedeni başaramayacaklarını düşünmeleri. Dört duvar arasında özgüveni olanlar, kendilerini ortaya koyabilenler bir de bakmışsın böyle açık platformlarda tek satır yazma cesaretinde bulunamazlar. Cesarette bulunanlar ise zamanla usanırlar, ya da bir şeylerin etkisinde kalarak yazmaktan vazgeçerler; ki doğaldır. Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez.

Diyeceksin ki Facebook’a yazabiliyorlar ama... Orada yıllardır usanmıyorlar ama... Evet yazıyorlar ama birer, ikişer satırlık yazılar... Derinliksiz... Kutlamalar, beğenmeler vb. Hâlbuki inanıyorum ki, o sevgili dostlarımız isteseler o birer satırın çok daha ötesine geçebilirler... Neler yaratırlar neler. Nereden mi biliyorum? Bu sitede yazanlar da bizim insanlarımız da ondan. Gökten zembille inmediler ya; içimizden çıktı her biri. Ve içimizde daha nice cevherler var.
Yeter ki; a)Cesaret etsin b)Sorumluluk duyup elini taşın altına koysun c)Burun kıvırıp küçümsemesin, tenezzül etsin.
Sevgilerimle.
Ali Aydoğan – Ankara – 10 Mart 2015

-----------------------------------------------

YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@gmx.net - Almanya - 05 Mart 2015
Geçirdiği ani kalp krizi nedeniyle Trabzon Devlet Hastahanesine kaldırılan
ve burada ameliyat olan Muharrem Öztürk'e geçmiş olsun diyor ve
acil şifalar diliyorum.
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 3 Mart 2015
Sevgili İçlim Eda Aydoğan; Yazılarını zevkle, içimden gelen çok çok büyük bir sevgiyle okudum. Senin öğretmenin olmadım ama,biz öğretmenler, tüm öğrencilerin başarılarını, kendi öğrencilerimiz gibi benimser ve taktir ederiz. Kızım sen, yazım dünyasında emek vermiş, ifadeleriyle taktir toplamış bir edebiyatçı gibi anlatımlar yapıyorsun. Tebrik eder, gözlerinden öperim.Başarılar.
Emekli Öğretmen DURMUŞ ÖZTÜRK - Kırıntı - 3 Mart 2015
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hoymail.com – İstanbul – 27 Şubat 2015
Öncelikle şunu belirtmek isterim, bir aksilikten dolayı evimde internet olmadığından dolayı Karaadorukaa sitemizi yeterli takip edemedim. Öncelikle Durmuş Öztürk Hocamdan - Solmaz Günelden; Muharrem Aydın hocadan; Gülüzar+Hüseyin Öztürk’ten özür dileyerek başlamak isterim. Bu arkadaşların yazılarını yeni okuyabildim. Hepsi de birbirinden güzel yazılar. Öncelikle Gülüzar Öztürk’e Karadorukaa sitemize hoş geldin diyorum. Tabi Hüseyin Öztürk’e de. Ayrıca Muharrem Aydın’ın, dedesi Çete Ehmet in hayatının önemli bir kesitini yazmaya başlaması çok çok önemli. Evet, Çete Ehmet’in hayatı bazılarını ilgilendir miş olabilir. Recebin İsmail de bazılarını ilgilendir miş olabilir. Fakat burada önemli olan bu şahıslar değil, bu şahısların yaşamı, köyümüzün o dönemki yaşamını ortaya çıkarıyor. Bunlar ve bunlar gibi şahısların hayatı, o dönem ki tarihin bir parçasını ortaya koymakta. Bundan dolayıdır ki, bu şahısların yaşam hikayeleri hepimizi ilgilendiriyor, çünkü bu tarih hepimizin. Tekrar Recebin İsmail’ini yazan Ali Aydoğan dostuma ve Çete Ehmet’i yazmaya başlayan Muharem Aydın arkadaşa içten teşekkür ederek selamlıyorum. Toplumuzdaki insanlar bu yazılara burun kıvırma yerine, herkes kendi sülalesindeki geçmiş insanları yazsa, çok değerli bir sözlü arşive erişmiş oluruz.
Not: Yeni Köyden Binali Aydın bir şiir kitabı çıkarmış, görmedim ama tebrik ederim. Ayrıca, yine Halil Genç bir roman ve iki yeni hikaye kitabı çıkarmış, romanı okudum, hikayeleri daha görmedim, Halil Genç’i de ayrıca tebrik ederim. / muzaffer bal – İstanbul
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara– 27 Şubat 2015
Merhaba Muzaffer Bey, sen de hoş geldin. Teşvik eden yaklaşımın için çok teşekkürler. Evet, bunca yıl sonra siteyi hâlâ canlı tutabiliyorsak, vurguladığın gibi arşiv oluşturma inancımızdan dolayıdır. Birçok arkadaşın yazması sağlandı; hepsi de başarılı; ki bunda gurur duyuyorum. Siteyi inceleyen birçok yabancı arkadaş Yazarlarımız ve Yeteneklilerimiz sayfasına bakınca şaşırıyorlar. Köylüleriniz gerçekten üretkenmiş diyorlar. Yayınevi sahibi bir dost üretkenliği Alevi oluşumuzla ilişkilendirmiş, kutlamıştı.
Okuyucular, yazılara belki burun kıvırmıyor olabilirler ama ne yazık ki düşüncelerini yazarak teşvik etme incelikleri yok. Birçok kişinin yazmaya cesaret edemediğini biliyorum. Yazmaya cesaret edemediklerini söyleyecek kadar açık sözlü olan pek çok site izleyicisiyle karşılaştım. Keşke yazsalar, bir süre sonra yazmanın çok mutluluk verici bir etkinlik olduğunu anlayacaklar.
Binali Aydın veya Halil Genç arkadaşları ben de kutluyorum. Keşke Yaşar arkadaşın yaptığı gibi onlar da kitaplarının tanıtım resimlerini gönderseler, yayınlasak.
Sevgiyle, dostça kalın. – A.A.
-----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - muharremaydin@hotmail.com - Ankara – 25 Şubat 2015
Sayın Durmuş Hocam; Çete Ahmet dedemin hayatını yazmaya sizlerin yazılarından esinlenerek başladım. Son yazınız FİLTRELİ SİGARA başlıklı yazınızı da diğer yazılarınız gibi zevkle okudum ve çok beğendim. Çete Ahmet in hayatının anlatımına sizin de katkınız olacağını düşünüyorum. Yazılarımızı düzelteceğini düşündüğüm eleştirilerinizi her zaman bekliyorum. Saygılarımla. Bütün Karadorukaa takipçilerine saygılar-selamlar. HOŞÇA KALIN - DOSTÇA KALIN MUHARREM AYDIN 25.02.2015-ANKARA
-----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 22 Şubat 2015
Sayın Muharrem Hoca, Çete Ahmet dedenizle ilgili, mevcut bölümleri okudum.Bana hep geçmişi hatırlattı. İlgimi çeken bir öykü olacağından eminim. Tebrikler. Devamında dahada başarılı olacağınızı hissediyorum. Selam ve sevgilerimle.
Durmuş ÖZTÜRK- Em.Öğretmen
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - muharremaydin@hotmail.com - Ankara – 17 Şubat 2015
Merhaba Yaşarcığım Seni takdir ettiğimi biliyorsun. Zor imkanlarda dahi kitap okumayı bırakmadığını biliyorum. Zaten yılların kitap okuma birikimine araştırmalarını da ekleyince güzel eserlerin çıktı ortaya. Ali Hocamın teşvikleriyle anılarımı yazmaya başladım. Kırıntının Başları yazı dizisinden de yaklaşık onbeş bölümden oluşan Çete Ahmet yazı dizisini oluşturmaya çalıştım. Herhalde teşviklerinizle roman , hikaye olmasa da anılarımı yazmaya devam edeceğim. Ali Hocam Merhaba Çete Ahmet in, Tarlalardan lahana, patates, mısır çalmanın gelenek olduğu bölgemizde, birkaç mısır için kardeşlerinin, insafsızca dövülmeleri, hakarete uğramaları sonucunda cinayetin işlenmesini anlatmaya çalıştığım “AHMET’İN KİRAZMAŞAT (SELİMİYE) KÖYÜ’NE GİDİŞİ VE CİNAYET” başlıklı bölümü yayınlaman ricasıyla gönderiyorum. Bütün Karadorukaa takipçilerine saygılar-selamlar. HOŞÇA KALIN - DOSTÇA KALIN MUHARREM AYDIN 16.02.2015-ANKARA
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara– 17 Şubat 2015
Yaşar arkadaşa içtenlikle katılıyorum Muharrem Bey. Yazma yönteminde önemli bir sorun yok. Gerçekten de mini öykülerle atılabilirsin özgün yazma dünyasına. Şimdiden başarılar.
Çete Ahmet’in sitede yayınlanmasına gelince... Memnuniyetle yayınlıyorum. Gönül ister ki öyküyü okuyanlar bir iki satırla olsun yorum yapsınlar, teşvik etsinler... Hatta kendileri de yazmak için kolları sıvasınlar. Sevgiler...
-----------------------------------------------
YÜKSEL AKPINAR - yuksel_1@gmail.com – Ankara - 16 Şubat 2015
Selam hocam... İnternette gezinirken adınızı yazınca sitenizle karşılaştım.Çok geniş tamamını incelemek zor tabiki. Gördüğüm kadarıyla çok emek sarfetmissiniz.Valla ne diyeyimm hocam tebrik ederim. Saygılar.
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara – 17 Şubat 2015
Çok teşekkürler Yüksel’ciğim. Boş zamanlarında kalan kısımları da inceleyebilirsin. Eksikleri bildirebilir, önerilerde bulunabilirsin. :)) Sevgilerimle...
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara – 13 Şubat 2015
Merhaba Ali Hocam. Muharrem Hocanın" Çete Ahmet "yazısını okudum ve beğendim.
Muharrem Hoca, anlatımın çok güzel olmuş. Senin kaleminden güzel hikâyeler de çıkar, roman da: çıtayı daha da yükselt ve hikâyeler yaz, nâcizâne önerim.
-----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - muharremaydin@hotmail.com - Ankara – 11 Şubat 2015
Ali Hocam Merhaba
Hayatını yazmaya çalıştığım, dedem Çete Ahmet in “ Akçacının Değirmenlerine Gidiş ve Dönüş” isimli ikinci bölümünü size ulaştırıp, Karadorukaa okuyucularıyla buluşturmaya çalıştım. Yayınlaman ricasıyla.
Bütün Karadorukaa takipçilerine saygılar-selamlar. Hoşça Kalın - Dostça Kalın
Muharrem Aydın 11.02.2015-Ankara
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara
Merhaba Muharrem Bey,
2. bölümü de ilgiyle okudum, memnuniyetle yayınladım. Beynine, ellerine ve noktalama işaretlerine göz atan Serpil Hanım’ın emeğine sağlık. Sevgilerimle. – A.A.
-----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - muharremaydin@hotmail.com - Ankara – 03 Şubat 2015
Merhaba Ali Bey
Sizin Kırıntının Başları adlı araştırma yazınızdan ilham alarak, bölgemizde yaşamış efsane isimlerden Dedem Çete Ahmet’in hayatını araştırıp yazmaya çalıştım. Bölümler halinde size ulaştırmaya çalışacağım. Sizlerin de süzgecinden geçerek yayınlayabilirseniz, kalıcı bir eser olacağına inanıyorum. Bütün Karadorukaa takipçilerine saygılar, selamlar.
MUHARREM AYDIN 03.02.2015-ANKARA
... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com – Ankara
Merhaba Muharrem Bey,
Araştırma, derleme, toparlama yazılarının çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu tip çalışmalar hiç de kolay değil. Kaynak kişileri bulmak, bilgileri derleyip toparlamak oldukça zor ama bildiğin gibi çok da zevkli.
Biliyorsun sitede ilk olarak Muzaffer Bal Bey’in araştırma yazıları yer aldı; her biri çok değerli yazılar. Okumak isteyenler yazıları ona ait sayfada bulabilirler.
Onun yazılarının da etkisiyle bana da araştırma, yazma hevesi geldi ve önce “Kırıntı’nın Başları-İsmail’in Öyküsü”nü, sonra “Dağlardaki Siperler”i yazdım; okuyanlar beğendiklerini söylüyorlar. Şimdi de Hasan Ağa’nın Dolaştığı Taş ile ilgili bir araştırma yapayım diyorum. Belki kısa da olsa bir yazı çıkar ortaya.
Sen de Çete Ahmet’i araştırdın. Sadece köydeki kaynak kişilerle konuşmakla kalmadın, Sinop’a giderek bizzat dedenin mahkûm olduğu yeri gözlemledin ve gerçeğe uygun yazdın. Zevkle okudum. Çok güzel olmuş. İçtenlikle kutluyor, yazılarının devamını diliyorum. Göndereceğin her bir bölümü mutluluk duyarak yayınlayacağım. Sevgilerimle... - A.A.
----------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL – Ankara – 21 Ocak 2015
İyi ki varsın Sy:Ali Hocam Çünkü bizlere güzel ve faydalı bir hizmet vermek amacıyla kurmuş olduğunuz Kara doruk A.A.adındaki siteniz sayesinde ve çeşitli dallarda çok çok olumlu yetenek sahibi olan dostlarımızı tanımış olduk. Şayet bu sitemiz olmamış olsaydı mubala olmasın kesinlikle kendi dallarında yetenek ve beceri sahibi olan bu değerli dostlarımız ile tanışma fırsatımız da olmayacaktı.
Genelde bütün site dostlarımızı ellerinden geldiğince beceri ve yeteneklerini özverili bir şekilde gerek yazıyla ve gerekse görsel olarak işleyip bu güzel sitemize sahip çıktıkları için kendilerini kutluyorum. Diyer taraftan Ali hocamızın site dağarcığı o kadar geniş ki hemen hemen her konuda bilgiye sahip olduğu için bizleri de günlük olarak takip ettiğimiz sürece bilgilendirmektedir. Ben de bu hizmetlerinden dolayı kendilerini kutlar başarılarının devamını dilerim.
Hoşca ve dostca kalalım.
Solmaz GÜNEL - ANKARA - 20/1/2015
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 21 Ocak 2014
Merhaba Solmaz Bey,
Evet, bu siteyi ben hazırladım ama sizin gibi duyarlı site dostları olmasaydı; yazılarıyla, fotoğraflarıyla, önerileriyle katkı sağlamasaydı site nasıl gelişebilirdi ki?
Asıl teşekkür edecek benim: Teşekkürler.
-----------------------------------------------
HÜSEYİN BAL – parlakhuseyinbal@hotmail.com - Kırıntı Köyü Muhtarı – 09 Ocak 2015
sitede yapmış olduğun güzelliklerden dolayı seni kutluyorum ve devamını bekliyoruz....
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 10 Ocak 2014
Çok teşekkür ederim muhtar bey. Ben de sana görevinde başarılar diliyor, gerek yönetimsel gerekse kişisel düşüncelerinin sitede paylaşımını bekliyorum. Sevgilerimle.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL –muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 08 Ocak 2015
Site dostlarının yeni yılını candan kutluyor, 2015 yılında tüm insanlığın savaşsız, önyargısız, özgürce ve din ,dil, ırk ayrımı olmadan yaşamalarını diliyorum. Muzaffer bal İstanbul
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 10 Ocak 2014
Irk, dil, din, mezhep ayrımlarının gittikçe derinleşiyor olması ne yazık ki 2015’in veya gelecek yılların biraz daha grileşeceğinin hatta kararacağının göstergesi gibi... Yanılmayı içtenlikle diliyorum.
-----------------------------------------------

2014

KEMAL GÜNDOĞAN - info@glasundraum.de - Aachen Almanya - 31 Aralık 2014
Yeni yılınız kutlu olsun,
Site dostlarının yeni yılını candan kutluyor, 2015 yılında tüm insanlığın savaşsız, önyargısız, özgürce ve din ,dil, ırk ayrımı olmadan yaşamalarını diliyorum.
Kemal Gündoğan
Aachen Almanya
-----------------------------------------------
ALİ AYDOĞAN - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 14 Aralık 2014
Değerli Site Takipçileri,
Sitemiz yazılarıyla, fotoğraflarıyla oldukça ayrıntılı bir içeriğe ulaştı. Amacım, geçmişimizle ve günümüzle ilgili bilgileri arşivleyerek geleceğe taşımaktır.
Bilindiği gibi sitenin en ilgi çekici ve hep canlı olan bölümü “Bizim Yazarlarımız” sayfasıdır. Yazarlarımızın gönderdiği yazıları inceledikten sonra yayınlıyorum. Ne var ki yeterince incelemeden yayınladığım yazılar da olmuş bazen; bunu okurlarımızın haklı eleştirilerinden anlamış bulunuyorum. Eğer sizi veya bir yakınınızı rencide eden yazıya rastlarsanız beni uyarın lütfen; uyarın ki hatamı hemen düzelteyim.
Şu ana kadar sözünü ettiğim türden hatalarımı görüp uyaran duyarlı dostlara çok teşekkür ediyorum.
A.A. – Ankara – 14 Aralık 2014
----------------------------------------------
SEFA ÖZTÜRK -ozturksefa@superonline... - İstanbul – 10 Aralık 2014
Burgababaya yol yapıldığı haberi inanılmaz. Hep bunun hayalini kurmuştum ve zorluklarını da biliyordum. Çakrakları yarmak zor olur diyordum. Acaba ne kadar kullanışlı merak ettim. Örneğin binek arabaları ile çıkılabilir mi ?
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 10 Aralık 2014
Merhaba Sefa. Zirve Yolu, benim için de sürpriz oldu. Zaten daha önce “AA Yazılarım -Hayal Haber” sayfasında Zirve Yolu’nun açıldığı haberini ve halkla yapılan hayali röportajı yayınlamıştım.
Yolun yararlı olacağını da, doğayı bozacağını da söyleyenler var. Her ikisi de doğru aslında. Hani denir ya “vahşi doğa” yani “el değmemiş doğa” diye; yol doğanın bu özelliğini bozuyor, bu doğru. Ne var ki konunun diğer bir boyutu var: Yokuş tırmanamayanlar ya da tırmanmakta güçlük çekenler için açılan yol, zirveye çıkabilme ve yüksekliğin verdiği özgürlük duygusunu bir kez daha yaşayabilme fırsatı vermektedir.
Yolun kullanırlık durumuna gelince... Açılan Zirve Yolu’nun fotoğraflarını görmüşsündür sanırım. Görmemişsen bu sitenin “Serbest Yazı-Köy” sayfasında yayınlanan fotoğraflara bakabilirsin. Yol, şimdilik otomobille çıkılacak gibi görünmüyor. Üzerinde epey çalışma daha gerekir.
-----------------------------------------------
SEFA ÖZTÜRK -ozturksefa@superonline... - İstanbul – 10 Aralık 2014
Baba bana kalırsa sen bu kış boş durma. Örneğin anılarını yaz, hikayeler yaz. Hayatını yaz. Hayat hikayeleri sadece yazan insanı anlatmaz. Aynı zamanda belgesel gibidir yazılan tarihlerdeki kişiler olaylar hakkında bilgiler de içerir. Kalemin ve anlatımın yeterli.
-----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com – Kırıntı Köyü – 09 Aralık 2014
Sayın Cemalım, Yazmış olduğum yazı-anılarla size birşeyler verbildimse ne mutlu bana. İçten gelen duygularla, şahsıma ilginize de teşekkür ederim.
-----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN (Habip Oğlu) - Almanya - 09 Aralık 2014
sayın Durmuş hocam- halam oğlu; (Bizim Yazarlarımız sayfasındaki "kaleme aldığın bu güzel anılarını, ikilem arasında duygu bütünlüğü içinde, okudum; eline yüreğine
sağlık, bence hayatınızda olumlu olumsuz birçok
hatıralar vardır;,,, yazın,,,!! kaleme alın onları,,,
saygılar..... Cemal.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 16 Kasım 2014
Önce geç kaldığım bir yazı için, Kemal Gündoğan’dan özür dilerim, biraz işlerim yoğundu.
Kemal’in yazısını okudum, önce altın madeni için uyarısı için teşekkür ederim. Birde şu baraj meselesi, bu barajın neden yapıldığını bilmiyorum, İstanbul’a gidince araştırıp görüşlerimi yazacağım. Burgababa aya açılan yola karşı olduğumu belirtmek isterim, her yol tabiata zarar verir. Ama biraz daha bilgiye ihtiyacım var. Kemal arkadaşın eline ve yüreğine sağlık.
Son yazdığım yazı riskli bir yazı olduğunu bildiğim için uzun bir zaman düşündükten sora karar verdim. Yazıda eksik ve hatalı tespitler olabilir. Eksikler , yanlışları tespit eden arkadaşlara sadece teşekkür ederim. Birde yazdığım köyümüzün büyüklerinin yaşayan evlatları, torunları şunu bilsin, kesinlikle bir ön yargım olmadan sadece bende iz bırakan yönlerini yazdım. Yazdığım büyüklerinin tümünü saygı ile selamlıyorum.
Köyümüzün kadınlarını da İstanbul’a dönünce sorup yazmaya çalışacağım.
Muzaffer bal - altınoluk
-----------------------------------------------
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 15 Kasım 2014
Merhaba Muzaffer Bey,
"Bizim Yazarlarımız" sayfasında yayınlanan yazınız büyüklerimizi yaşatma bakımından güzel bir yazı olmuş, beyninize sağlık. Eğer hatırladıkların olursa yazıp gönderirsen eklerim.
Yazını bitirirken erkek egemen toplum oluşumuzdan söz etmişsin. Öyleyse bunun ardından yeni bir yazı hazırlaman kaçınılmaz oldu. Büyük analarımızı yazarsan harika olur. Şimdiden kolay gelsin.
Teşekkürler.
A.A. – Ankara – 15 Kasım 2014
-----------------------------------------------
ERSİN ÖZTÜRK - ersinus2009@windowslive – İstanbul – 21 Ekim 2014
düşünsel derinliklerde kolayca seyahat etme farkındalığına hayallerin sonsuzluğunun güzel tonları eklenerek anlaşılabilir maddesel boyuta ahenkli cümlelerle aktarımın ve paralelinde çok genç oluşumuna rağmen bu ivmede oluşun kendimmişimden de fazla güzel duygular bahşediyor.. tebrik ve teşekkürler..İçlim Eda Aydoğan
-----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - İstanbul – 13 Ekim 2014
Selam Hocam, Koza Altın Firmasının Mastradaki (Torul) işletmesinde şu an üretim yok, bizim dağlarda keşfedilen altının da tenörü (% miktarı) şu an için ekonomik olmadığı için işletme kararı verilmedi. Altın fiyatları yukarı giderse bizim oraların işletmeye açılma riski hep var olacaktır ne yazık ki. Selamlar.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 13 Ekim 2014
Selam Kazım. Yorumun sürpriz oldu, teşekkür ederim. Madenlerle ilgili son yazılarımı okumuşsun sanırım. Gümüşhane’deki haber kaynağım olan kişi de son konuşmamızda senin dediğini doğrulayan açıklamalar yapmıştı. Üstelik o da tehlikenin hep var olduğunu vurgulamıştı.
Durum bu. Maden konusunu sadece ‘körler sağırlar birbirini ağırlar’ gibi üç beş kişi ele almıyoruz ya; sanırım dernekçilerimiz, yöneticilerimiz, duyarlı insanlarımız, madencilerin vereceği zararların farkında olan tatilcilerimiz de konuyu mercek altına almışlardır!...
Sevgiler.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 13 Ekim 2014
Merhaba güzel kızım. < Işığa Yön Verenler >, yazını okudum. Güzel yazılarına devam et. Bir gün başarıya ulaşacağına yürekten inanmaya başladım. Tebrik ederim. Karadoruk ailesine bol selamlar. BABUKO HÜSEYİN -- ANKARA 12-10-2014
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com- Ankara – 13 Ekim 2014
... Merhaba Ali Hocam. Yeni kitabımın kapağını yayımlamışsın, teşekkür ederim. Kitap, matbaada dizgide. Bu kapağı, bu güne kadar gördüğüm en büyük kitap tutkunu olan, Onur Sevindik - bir ara size bahsetmiştim- kardeşimle beraber hazırladık. Matbaada " bazı rötuşlar yapmak lâzım, " dediler, ben de, " olur, " dedim. Dizgi çıktısını almaya gittiğimde mizanpajı yapan usta, " kapağa da bak, " dedi. Kapağa baktım. Kapaktaki yazıda hatalar vardı. " Hikaye'nin " ^ " eklenmemişti. Sırtaki yazıdaki özel isim olan Mesnevi!deki ek de ayırlmamıştı. Arka tarafındaki metinde de " n" harf eksikliği vardı, bunları düzeltin, dedim. Düzeltme yapıldığında kapağı benim faceye atalım, dedim. Bu anda dalgınlık ya da unutkanlık, düzeltilen kapak değil de bu gitti. Kitap çıkınca size iletirim.
... Muzaffer Ağabeye : " motive " edici sözleri için teşekkür ederim. Elimizde bir iki tane kapsamlı kitap var, bunları da basılınca hepsini topluca gönderirim. Bu kitaplardan bir tanesi biner sayfadan on bin sayfa olacak. Bu kitabı bastırabilirsek Türk kültür hayatına katkı sunacağına inanıyoruz. Bu kitapta Mevlana'nın Mesnevi adlı eserinden hikâyeler derleyip kendi üslubumla yazdım.
Mesnevi'yi okuduğumda 1240 Kösedağ Savaş'ından sonra, o zamanlar İran'da hüküm süren ve Anadolu'yu da kontrol eden Moğollarla ilgili anı- anekdotlar da bulacağımı sandım ama bulamadım. Sadece şu yazıyordu: Bir Moğol savaşçısı öldüğü zaman göğe doğru ok atarlardı. O dönemi merak edenlere Ahmet Eflaki'nin " Kültür Bakanlığından çıkan iki çiltlik " Ariflerin Menkıbeleri " adlı eseri okumasını öneririm. Kısa keseyim: Teşekkürler Hocam.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 13 Ekim 2014
Teşekkürler Yaşar Bey. Yazma başarılarının devamı dileğimle...
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 12 Ekim 2014
... İçlim o duygu yüklü son yazını hemen okudum, ve hemen herkesten önce ben tebrik edim diye bu geç saatte yazdım. eline yüreğine sağlık. Yazıların çok akıcı ve içten yazmaya devam et. Sevgiler. - Muzaffer Bal-Altınoluk
... Yaşar Günel'in yeni kitabının tanıtımını okudum. Yaşar Günel'i kutlar çalışmalarında başarılar dilerim. Kendisinden son kitap dahil, elinde olan kitapları bana ulaştırırsa sevinirim. Köylerimizden insanların yayınladığı eserleri arşivlemeye ve okumaya çalışıyorum, gönderirsen sevinirim. Tekrar kutlarım, eline yüreğine sağlık Günel.
----------------------------------------------

İÇLİM EDA AYDOĞAN - iclimeda@hotmail.com – İstanbul – 11 Ekim 2014
Merhaba Ali Bey. Bugün size yeni bir deneme gönderiyorum. Ama bu deneme sadece karadorukaa sitesi için değil. Yazamaya sevdalı olduğumu öğretmenlerim de biliyor ve beni takdir ediyorlar. Türkçe öğretmenim çok az bir süre önce öğretmen konulu bir deneme yarışması olduğundan söz etti. Hiç haber vermeden yarışmaya kaydımı yaptırmış. Sadece iki günde elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Şimdi ise deneme yazımı size gönderiyorum. Sitedeki yazarlarımız ve siz başta olmak üzere herkesin yorumlarını çok merak ediyorum. Bu yarışma sayesinde kendimi, kendime kanıtlamak istiyorum. Eleştirilerinizi ve dualarınızı bekliyorum... Sevgiler.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 11 Ekim 2014
Merhaba Eda. Emekli de olsam bir öğretmen olarak bu son yazını çok beğendim. Teşekkürler.
Güzel işler yaparken her zaman olumlu ya da olumsuz eleştiri alamayabilirsin. Önemli olan senin kararlılığın, inandığın işi kararlı şekilde kesintisiz sürdürmen.
Kendimden örnek verebilirim. On yıldır bu siteyi yayınlıyorum. Verilen destekler teşvik edici oluyor tabii; destek seyrelse de, hiç yapılmasa da siteyi canlı tutmayı sürdürüyorum. Senin de öyle yapmanı tavsiye ediyorum. Siteye senin yazınla ilgili eleştiri gelmese bile her zaman dinamizmini sürdür. Sen kendini biliyor musun, kendine güveniyor musun, öncelikli önemli olan budur. Yine söylüyorum: Durmak yok, yola devam. Sevgiler. – A.A.
-----------------------------------------------
İÇLİM EDA AYDOĞAN - iclimeda@hotmail.com – İstanbul – 06 Ekim 2014
Merhaba Ali Bey,
Sanırım hayatımda ilk defa mutluluğum yazmamı engelliyor, heyecandan ellerim titriyor! Günümüz dünyasında insanlar karşılarındaki çocukların kendileri gibi düşünemeyeceklerini zannediyorlar, hepsini bıraktım onları bir "insan" olarak değerlendirmiyorlar... Ama ben kaderimin büyük şanslarla dolu olduğuna inanıyorum çünkü beni takdir eden en başta babaannem ve anneannem olmak üzere çok kıymetli insanlar var. 13 yaşında bir çocuk olarak bu kadar kıymetli ve gerçek yorumlar almak gitmek istediğim yolda bana büyük bir motivasyon kazandırıyor. Bu yolda ayaklarımın yere basmasını sağlayan ama hiç tanımadığım insanlar var. Onlara mutluluğumun en derin yerindeki gerçek cümlelerimle tek tek teşekkür etmek istiyorum...
Yazılarımda zoru başardığıma inanan Muzaffer Bal'a, denememi sizin denemeniz zanneden Müslüm Aydoğan'a, yazımı beğenmemenin bir insanlık suçu olduğunu düşünen Hüseyin Aydoğan'a, ifademi özgün ve kuvvetli bulan Kemal Gündoğan'a ve yazılarımı böyle değerli insanlarla paylaşan size çok çok teşekkür ediyorum, yeni bir deneme sözü veriyorum...
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 06 Ekim 2014
Düşüncelerini yine harika biçimde yazıya dönüştürmüşsün. Teşekkürler İçlim Eda. Yola devam... Sevgiler.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 01 Ekim 2014
... Ali dostun madenle ilgili son yazısını okudum. Çok rahatlamış olarak gördüm kendisi de söylüyor. Fakat ben bu rahatlamanın geçici olduğunu düşünüyorum. Siteye bu konu ile çeşitli zamanlarda yazılar yazdım. Şunu hiç unutmayalım, sermaye bu dağlarda altın kokusunu aldı. Bu kokuyu sürecek, bir gün gelip kazmayı vuracak. Ben felaket tellallı yapmıyorum, sadece halkın duyarlı olmasını istiyorum. Bu gün gider yarın gelir. Hiç unutmayalım bu bizim dağlarda para var. Sermaye bir kere para kokusunu alınca o kokunun peşini bırakmaz. Sadece bizde uyanık olalım isterim. Bu kadar bu maden inin üzerinde durmam, köye gelmesem de köyümü çok seviyorum. Unutmayalım o maden şirketi gider öbürü gelir, gelen aynı şirketin devamıdır. Maden konusunu yazmaya devam edeceğim. Hemen şunu da belirtmek isterim, köyün birleşmesi için , Ali dostun önerisini de her yazımda işleyeceğim. Dağınık sürüyü kurtlar kapar, dağınık köyü de madenciler kapar. Muzaffer bal Altınoluk
----
... Yağmur Öykü Doğan dedeni takip ediyorsun. Deden artık yaşlanıyor, bu sitedeki yerimi dolduracağından eminim. Daha yeni şiirler ve öykülerini bekliyorum. Unutma öykü şiir yazmak çok okumakla gelişir olgunlaşır. sende bu yolu izlersen çok daha güzel şiirler öyküler yazacağına emimim. Sevgiler. muzaffer bal
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 30 Eylül 2014
Babuko Hüseyin yazıları okuduğuna sevindim. Biraz senin yazından bazı öğrendim. Ben köye gelemediğim için,bazı gelişmelerden tam haberim olmuyor. Ayrıca hem Ardıç Dedeye hem de Koça kavağa selamlarını ilet ecem. yeni yazılarını bekliyorum. muzaffer bal - altınoluk
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 29 Eylül 2014
Merhaba Muzaffer arkadaş, yazılarını ilgiyle okuyorum. Eeeeellllllllleeeeeeerine sağlık. Ardıç Dede ve Ali Ağanın kavağına benden selam söyle. BABUKO HÜSEYİN -- ANKARA 29-09-2014
-----------------------------------------------
BAHTİYAR KAYA - bahtiyar.kaya@turkcell.com.tr - İstanbul – 28 Eylül 2014
Selamlar Ali Abi Sitedeki sayfaları incelediğimizde gerçekten harika bir site olmuş, yitirdiklerimiz sayfasında bazı kişiliri bulamadık, Salih (Hasbal)Öztürk ve eşi Cefair Öztürk resimleri yoktu. Resimlerini bulup gönderirim.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 28 Eylül 2014
Selam sevgili Bahtiyar, site hakkındaki düşüncelerin için çok teşekkür ederim. Yitirdiklerimiz sayfasında bazı kişileri göremediğini söyleyenler oluyor arasıra ve beni eleştirebiliyorlar; ancak senin yaptığın duyarlılığı göstermiyorlar. İstiyorlar ki fotoğrafları ben bulayım; iyi de nasıl bulayım? Göndermeyi düşünmüyorlar. Sen öyle mi ya?... Bulup gönderirim demişsin. Olması gereken bu aslında. Tekrar teşekkürler. Sevgiyle... – A.A.
-----------------------------------------------
RAİFE ŞAHİN - raifesahin@hotmail.com - Ankara - 27 Eylül 2014
ali bey merhaba nasilsınız?
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 27 Eylül 2014
Site üzerinden sürpriz selama şaşırmadım dersem yalan olur Raife Hanım. Teşekkür ederim. Sorunuzun yanıtına gelince; eh bu ortam ve koşullarda ne kadar iyi olunabiliyorsa... Üç silahşörlere selamlar; hepinize içten sevgiler..
-----------------------------------------------
CİHANGİR AYDIN - cihangi_aydin467@hotmail.com - Ankara – 23 Eylül 2014
Merhabalar. Sitenizi dün eşim Zeynep internetten araştırma yaparken keşfetti. Bana gösterdi. Şimdiye kadar fark etmediğim için büyük kayıp sayıyorum. Siteyi İnceledim ve çok güzel anılar, resimler, yazılar görüm. Ben de müsaade ederseniz bir köşe edinmek isterim. Bunun için üyelik nasıl olunur.? Üyelik linki göremedim. Bilgi alabilir miyim.? Tel:533 635 65 62 Teşekkür ederim. iyi akşamlar dilerim.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 23 Eylül 2014
Merhaba Cihangir. Evet, şimdiye kadar siteyi fark etmemene ben de şaşırdım. Çünkü seninle site hakkında birkaç yıl önce konuştuğumuzu biliyorum. Belki de başka bir siteden konuştuğumuzu sanmıştın. Neyse...
Siteyi beğenmene sevindim. Herkes siteye rahatça girip çıksın diye üyelik linki koymadım. Hatta Konuk Defteri’ne bile mesajların doğrudan yayınlanmasına izin verdim. Yazanlar yazdığını aynı saniyelerde “Mesajı Gör” putonuna basarak hemen görebiliyorlar. Mesajların diğer birçok sitedeki gibi önce editör tarafından okunması ve ancak beğendiklerini yayınlaması gibi bir yöntemi beğenmiyorum. Ancak bu sitenin Konuk Defteri’nin şöyle bir sorunu var. Her “e-mail” adresini kabul etmiyor nedense. Eğer bir gün Konuk Defteri’nden mesaj iletemezsen "aliaydoganaa@hotmail.com" adresime gönderebilirsin yazılarını. Ya da Facebook'tan gönderebilirsin.
Sana herhangi bir köşeyi seve seve açarım elbette. Fotoğraf köşesi mi? Yazar veya şair köşesi mi? Ya da senin aklına gelen başka bir köşe mi? Nasıl bir köşe istersin?
İlgine teşekkür ederken, siteyi fark eden eşine ve sana mutluluklar diliyorum. – A.A.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 21 Eylül 2014
Altın Koza Filim Ödülleri ödülleri dağıtıldı. Evet, benim için beklide bu seneki Altın Koza ödüllerinin çok daha farklı anlamı ve sevinci var. İsterseniz buna sövenizim diyin, isterseniz duygusallık ikisini de kabul ediyorum. Bu seneki Altın Koza Film yarışmasında Onur Aydının senaryosunu kendisini yazdığı ve Yönetmenliğini yaptığı Yağmur Kıyamet Çiçeği Filmi yarıştı.
İşte bu yarışta büyük başarı kazanan Yönetmen, senarist Onur Aydın Üç tana ödülü birden aldı. Bunlar: Adana İzleyici ödülü – SİYAD en iyi film ödülü - Jüri Özel Ödülü: Settar Tanrıöğer (Yağmur-Kıyamet Çiçeği/ Toz Ruhu ve Nergis Hanım'daki rolleriyle) ödüllerini aldı.
Onur eline, beynine, yüreğine sağlık, seni gururla selamlıyorum.
muzaffer bal –Altınoluk
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 21 Eylül 2014
Evet, Onur’un başarısı pek çoğumuzu mutlu etti. Bu şövanizm değil elbette.
İnternetten şovenizmin anlamına baktım: “Şövanizm; herhangi bir şeye olan aşırı, nedenli veya nedensiz oluşan bağlılıktır. Özellikle de başka uluslara karşı hoşgörüsüzlük ve saldırganlık, aşırı ve bağnaz milliyetçilik anlamında kullanılan bir terimdir. Sıklıkla karşı gruba olan nefret ve kötü niyet duygularını da beraberinde getirir.”
Biz şövanist değiliz. Çünkü insanları bizden ya da bizden değil diye düşünmüyoruz; yeryüzü ortağımız tüm insanları seviyor benimsiyoruz. Irk, dil, din vb ayrımı yapmıyoruz. Başkalarının başarılarını takdirle karşılayabiliyor, alkışlayabiliyoruz. Onur bizim parçamız, elbette biraz daha farklı bakışımız olacak onun başarısına. Onuru ben de kutluyor, her dalda bizi onurlandıracak daha nice ONURların çıkmasını diliyorum. – A.A.
----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN - info@glasundraum.de - Aachen Almanya - 18 Eylül 2014
Günaydın Ali Bey. Serbest Yazi-Köy sayfasında yayınladıgın yazıyı daha ilk gününde okudum. Köydeki konusmamızda bu maden arama belasından kurtuldugumuza ne kadar sevinmistik. Senin yazıyı okuyunca ben de duyarlı insanlarımız gibi sok oldum. Su andan itibaren hepimizin görevi bir an önce uyanıp bu belayı durdurmamiz lazım.Bunu bizler kısısel olarak cözemeyiz. Birlige ihtiyac var. Ayrica bu birlik yanliz Kirinti –köyünün meselesi degil bütün cevre köylerini ilgilendiyor.
Bunun icin bizim ve cevre köylerin ortak mücadelesi geliyor. Bu isler hic bir zaman yanliz ve kisisel yapilamaz, ancak ve ancak büyük kitlelerin yapmasi gerek. Bizim köyün o güzelligini, dinlendirilicigini, havasini bu sene gene esim ve oglumuzla tatdik. Eger Madenciler gelir ve o güzelim cevremizi talan ederlerse, bizleri artik kendi topraklarimiza yaklastimayacaklardir, bunlari hepimizi bilmesi lazim. Bu konuda hem köy muhtarliginin hem bizim derneklerin bir an evvel birlesmesi ve harakete gecmesi lazim.
Bu sene Köyde köy muhtari Hüseyin Bal ile tanistim. Genç ve azimli olduğunu gördüm. Ona her konuda yardim etmemiz lazim. Mücadeleci bir kisiligi var ancak hic bir yardim görmezse muhtar da yanliz kalir. Ben Almanyadaki bizim köy dernegi ile en kisa sürede görüsebilirim.
Ayrica sitenin son günlerde aktif olmasi beni sevindirdi .Benim en büyük arzum sitenin daha aktif olmasi. Bütün yazar arkadaslari daha cok aktif olmaya cagiriyorum. Örnek olarak bizim Hatun Aydogan ve digerlerini. Sonra icimizden yeseren bir genc yazarimiza deginmek istiyorum: Iclim –Eda Aydogan. Tebrikler Eda, bu yasinda kendine özgün kuvvetli bir ifaden var. Muzaffer Bal’in da ifade ettigi gibisenin yazini iki üc defa okudum ve anlamaya calistim. Harika bir yazi yazmissin, kutluyorum ve gene yazilarini bekliyorum.
Herkese site dostlarina selam ve sevgiler.
Kemal Gündogan - Aachen Almanya
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 18 Eylül 2014
Evet Kemal Bey, ne yazık ki, böyle bir gerçekle karşı karşıyayız. Verdiği bilginin yanlış olup olamayacağını ısrarla sordum öğrencime, doğruluğunda ısrar etti. Umarım yanılıyordur. Umarım, Çin şirketinin sadece bir girişimidir; bu girişim başlamadan biter de huzurumuz yerine gelir.
-----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 16 Eylül 2014
Merhabalar,Ne yazıkki uzun süredir Karadoruk sitesine girmemiştim.Bugün şöyle bir bakayım dediğmde bir birbirinden farklı güzel yazılar,anı öyküleri vede ilginç yorumlarla karşılaştım.Bunların hepsini bir günde okumak mümkün değil.Okudukca bende değerlendirmelerde bulunacağım.Özellikle maden konusunda birkaç cümlede olsa yazacağım...Saygılarımla.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 18 Eylül 2014
Yazını merakla bekliyoruz Sebahattin Bey.
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 16 Eylül 2014
Merhaba karadoruk dostlarım. Yine İçlim Eda Aydoğan yazmış yazısını. Ama süper bir yazı, katılmamak veya ben katılmıyorum demek bana göre bir insanlık suçu gibi bir şey. Şu cümleyi hep beraber okuyalım, Sessiz çığlıklar karşısında sessiz sessiz oturan insanlar cezasını çeksin istiyorum. Başka söze gerek yok diyorum. Dostlarıma saygılarımı sunarım. BABUKO HÜSEYİN -- ANKARA 16-09-2014
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 18 Eylül 2014
Yazarlarımıza verdiğin destek için teşekkürler Hüseyin abi. Biz bizi takdir etmeyi bilmeliyiz ki, takdir edeceğimiz insan sayısında artış olsun.
------------------------------------------------

MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 14 Eylül 2014
Merhaba İçlim Eda, saat 23,20 de karadorkaa sitemi ziyaret etiğim de, senin yazının duyurusun görünce, hemen yazıyı bulup okumaya başladım. Bir kere hızlıca okudum. Sonra ağır, ağır okudum, tek kelime ile bir harika yazmışsın, ayrıca yazının kurgusunun dışında, çok öneli konuları birbirine bağlayarak anlatmışsın ki, tümüne katılıyorum. Bu çok zor olan bir yöntemdir. Bir konuyu alır işlersin, bu kısmen kolaydır. Ama birçok düşünceyi okuyucuyu sıkmadan anlatmak oldukça zor, işte sen o zoru başarıyorsun, seni bütün içtenliğimle selamlıyor, yeni yazılarını bekliyorum. Ayrıca yazını kıskandım desem bana alınmasın galiba. Bazen bu tür tatlı kıskançlıklar bizlerin daha iyi yazmasını teşvik eder. Tekrar selamlıyor, başarılar diliyorum. muzaffer bal ----altınoluk
-----------------------------------------------
MÜSLÜM AYDOĞAN - a.aydogan6@hotmail.com - Hollanda - 14 Eylül 2014
iyi gunler ali nasilsiniz..okuyordum, yazinin ortalarina dogru ""ali hocam yine ne guzel yazmis"" diye dusunurken ve okumam biitiginde yazinin alt kisminda (iclim eda aydogan )yaziyor acikcasi sasirdim.hayatini okuyunca kendimden ve simdiki bir cok cuklar adina.utandim.okadar guzel ifade etmiski kendini yegenimiz..kendisine basilarilarinin devamini dilerim.eline saglik iclim eda aydogan.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 14 Eylül 2014
İyi Günler Müslüm.
Yetenek böyle bir şey işte... Bazı çocuklar minicik yaşta harika şarkı söyleyebilir, oynayabilir, spor yapabilir ya da işte böyle yazabilir. Beğenilerimizi belirterek senin yaptığın gibi teşvik etmek gerek. Teşekkürler.
----------------------------------------
İÇLİM EDA AYDOĞAN - iclimeda@hotmail.com – İstanbul – 14 Eylül 2014
Merhaba Ali Bey,
Bir süredir size deneme gönderemedim. 'İnsanı Doğadan Öğrenmek' başlıklı denememi sayfanızda yayınladıktan sonra çevremden çok güzel tepkiler aldım. Ayrıca sayfanızda öykülerini, denemelerini, anılarını yazarak bizlerle paylaşan yazarlardan beni çok mutlu eden mesajlar aldım. Size yazılarımın devamının geleceği konusunda söz vermiştim, artık sözümü tutma vaktinin geldiğine inanıyorum. Herkesle paylaşmak istediğim bir denememi daha size gönderiyorum. Sizden gelecek yorumları merakla bekliyorum... İçlim Eda AYDOĞAN
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 14 Eylül 2014
Sadece şunları söylüyorum:
*Harika bir anlatım...
*Harika irdelemeler...
İçtenlikle kutluyorum.
Teşekkürler.
A.A.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 13 Eylül 2014
Ali dost, üst birlik konusun da ki görüşlerimi birlik olalım başlığı altında Ardıç Dede ile Koça Kavak sohbetinde yazdım. Üst birlik veya üst kuruluş fikrine, ilk başlarda fazlaca sıcak bakmadım, bunun için de görüşlerimi çok sonra belirttim. Sıcak bakmamamın sebepleri karşı olduğumda değil, senin çabalarının sonucun da vardığın sonuçlardı. Bu kesinlikle bir ön görü değil, tamamen benim köyle iğlimin çok zayıf olmasındandı. Beklide bu birlik olayına enerjimi vereceğimdendi. Kendimde o cesareti bulamamdan olabilir. Çünkü bu mesele pratik bir iş, bu iş kolları Sivaslayıp yorulmadan, bıkmadan halkı ikna etmek gerek. Galiba şu anda benim konumum buna müsait olmadığı kanısındayım. Çünkü farklı bölgede yaşıyorum, yani köy sorunlarının en acılarını görüyorum. Bunun için bazı öneriler değil görüşlerimi yazıyorum. Üst birlik konusunda, kesin olarak destekliyorum. Giderek bu birlik köy için hayati bir konuma geliyor, o köyde, rahat kaç sene daha yaşayacağımız belli değil. Bu gün barajlar, yarın maden son olarak köyü terek. Bütün bunları abartamıyorum, tamamen gerçekçi bir durumu belirtiliyorum. Hoşça kal. Not: Ali dost konuk defterine yazmamın nedeni, daha açık olsun ve tartışmaya başkaları da katılsın diye. Selamlar
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 13 Eylül 2014
Merhaba Muzaffer Bey,
Üst Birlik konusundaki düşüncelerini net olarak ortaya koyduğun için teşekkür ederim.
Üst Birlik kurulmasının çok gerekli olduğuna, hatta bunun şart olduğuna hâlâ inanıyorum; ama yeterli ilginin olmayışı en azından yakın zaman için umutlarımı kırdı. Yüz yüze sohbetimizde ikna olanlar, destek konusuna gelince ne çevresinde ne de sanal ortamda sessizliği tercih ediyorlar. Hatta o kişilerden bazılarının benim fazla hayalci olduğumu söyledikleri kulağıma geliyor. Birçok kişi de şöyle diyor. “Amaan boş versene, bizim insanlarımızdan hiçbir şey olmaz!” Ben de diyorum ki sen de bizim insanımızsın; senden bir şey olabilir. Susuyor ya da konu değiştiriyor. Anlıyorum tabii; elini taşın altına koymaktan çekiniyorlar. Olabilir elbette, kendi tercihleridir.
Ama... Anlamakta zorlandığım başka bir şey var. Kişi, aydın olduğunu düşünüyor ve internet dünyasında özellikle facebooktan toplumsal içerikli paylaşımlar yapıyor; insanları görevlere çağırıyor. Yani tam bir toplumsal görev ve sorumluluk sahibi gibi davranıyor. Ne var ki memleketi için bir şeyler yapmaktan kaçınıyor. Yazın köye geliyor, geziyor, eğleniyor, maden sondajının yapıldığı yeri görmezden gelerek yükseklere çıkıyor, eğlencesini yaptıktan sonra yine başını kuma sokarak dönüyor. Köy sorunlarına sırtını çeviriyor; çünkü köye geliş amacı sadece gezip eğlenmek. Bugün dağların güzelliklerinin fotoğrafını çekip paylaşan köy sevdalıları, yarınlarda dağları dev köstebek yuvaları kapladığında ne yapacaklar acaba?
Neyse...
Sınırsız sanal dünyada yalnız bırakmadığınız, sürekli destek verdiğiniz için bir kez daha teşekkür ederim Muzaffer Bey.
- A.A.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 12 Eylül 2014
Ali dost, gece saat 3,45 de son madenle ilgili yazını okudum. Ben bu konuda birkaç defa yazdım, hiç kimse koza gitti diye sevinmesin. Bu madeni çıkarmaya çalışacaklar. Hemen en acil olarak o gölette karşı çıkmak gerek, arkasından da madenciler için örgütlenmek gerek. Bence madenle ilgili bütün detayları maden mühendisleri odasından alıp o detaylar doğrultusunda çalışmak şart. Madenciler tam işletmeye geçme zamanı cet raporu alacaklar, bu raporu onlara vermemek gerekir. onunun için de köyün mutlaka birlik olması gerekir. hoşça kal
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 12 Eylül 2014
Merhaba Muzaffer Bey,
Bilirsiniz sanırım, birkaç yıl önce Dünya Kırıntılılar Birliği başlıklı bir düşünce oluşmuştu beynimde. Sitede bununla ilgili yazılar yazdım. Köyde Atatürk Parkı’ndaki salonda düşüncemi köylülerimize açıkladım. O toplantıda birliğin adını Üst Birlik’e çevirdik. Geçen yıl İstanbul’da Semtevi salonundaki bir toplantıda da bana Üst Birlik düşüncelerimi açıklama fırsatı verildi. Açıkladım. İlginç bulundu. Çoğunluk tarafından kabul gördü. Hatta temel atılma anlamında 32 kişiden oluşan bir kurul oluşturuldu. Kurul tam bir karmaydı. Eski ve yeni dernek başkanları da bir çatı altında görev yapmak amacıyla adlarını yazdırmışlardı. Bu umulmadık gelişme beni çok heyecanlandırdı; ne de olsa sonunda Üst Birlik’le ilgili somut bir adım atılmış sayılırdı. Sonraki aşamada İstanbul, Ankara ve yurtdışındaki derneklerimiz ve Köy Muhtarlığı; “Üst Birlik” çatısı altında iletişim ve görev birlikteliğine ulaşabilirlerdi.
Sonuç tam bir fiyasko oldu. İstanbul’da yine eski tip dar içerikli yönetim kurulu oluşturuldu. Yurtdışı, İstanbul, Ankara yönetimleri arasında istendik anlamda yeterli bir iletişim oluşturulamadı. Muhtar Hüseyin Bal, dinamik bir genç olarak aktif bir çalışma yürütmektedir. Üst Birlik oluşturulsaydı alacağı destekle daha da güçlü ve özgüvenli hareket ederdi.
Kırılmışlıkları, yapay da olsa küskünlükleri de dikkate alırsak bugün bölük pörçük bir görüntü var. Ortaya konulan bir proje, tekmelenmese, yakılmasa, yıkılmasa da görünmezden geliyor, desteklenmiyor.
Yani...
Muzaffer Bey, demek istediğim şu ki; önerdiklerinizi kim yapacak? Tek başına muhtar mı? Genç bir adam, arkasında Kırıntılıların birliktelik desteğini almadan ne yapsın?
Aklım karışık; ne diyeceğimi, yazımı nasıl sonlandıracağımı bilemiyorum.
Sadece klasik bir dilekte bulunuyorum:
“Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” sözü lafta kalmasın, yaşama geçsin.
Sevgiyle...
A.A.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 11 Eylül 2014
Yılmaz Bakar'ın iki yazısında okudum, çok güzel olmuş ellerine sağlık, tabi olayları anlatan Cezmi Aydın'ın da ağzına sağlık diyorum.
Ali dost, foto sayfasındaki hareketli fotoğrafları izledim çok, çok iyi olmuş. Eline sağlık.
not: Ali dost kusura bakma konuk defterinden gönderim, ama gitmedi. bir hafta öncede gönderdim yine gitmedi. selamlar.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 11 Eylül 2014
Merhaba Muzaffer Bey,
Konuk Defterine mesaj gönderildiği iletileri mynet proservis tarafından bana gönderiliyor. Açıp baktığımda mesajların ulaşılmadığını görüyorum. Nedense bu sorun hâlâ sürüyor.
Hareketli fotoğrafları beğenmeniz beni mutlu etti. Başkaları görmezden gelirken ya da görüp de iki satırla destek verme gereği görmezken verdiğiniz destek nedeniyle sıradaki sayfalara ekleyeceğim fotoğrafları öncelikle size armağan ediyorum.
Teşekkürler...
A.A.
-----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@gmx.net - Kırıntı Köyü - 05 Eylül 2014
Sayın Ali hoca, köy albümü resimleriniz çok güzel olmuş. Emeğinize sağlık diyorum.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 05 Eylül 2014
Teşekkür ederim Yılmaz Bey. Hareketli Köy Foto sayfasından söz ediyorsunuz sanırım. İlk kez denedim o tür foto çekimini. Diğer fotoları da ilerleyen günlerde ekleyeceğim.
----------------------------------------------
İÇLİM EDA AYDOĞAN - iclimeda@hotmail.com – İstanbul – 02 Ağustos 2014
Merhaba Ali Bey,
Muzaffer Bey'in ve Hüseyin Bey’in deneme yazım hakkında yapmış oldukları yorumu yeni gördüm. Bu sene lise sınavlarına hazırlanmam dolayısıyla bilgisayar başına oturacak vakit bulamıyorum, bu yüzden beni affetmenizi istiyorum. Gecikmiş de olsa yapmış oldukları güzel yorumlar için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Beni anladığınızı umuyorum.
----------------------------------------------

HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara – 14 Temmuz 2014
Merhaba Karadorukaa dostları. İçlim Eda Aydoğan kızımız sessiz sedasız gelip, Karadorukaa da İnsanı Doğadan Öğrenmek başlıklı yazısı ile içimize bir tas su serpmiştir. On üç yaşında olmasına rağmen, içindeki bu heves ve istek geleceğin yazarlarından biri olabilir düşüncesindeyim. Bu düşünce ile içimize bir tas su serpildiğine inanıyorum. Güzel kızım tebrik ederim, Karadorukaa ailesine hoş geldin, yazın çok güzel, devamını beklerim. BABUKO HÜSEYİN -- ANKARA 14-07-2014
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 14 Temmuz 2014
Merhaba Hüseyin Abi; senin ve Muzaffer Bey’in sadece İçlim Eda’ya değil diğer gençlere de, yazarlarımıza da cesaret veren, teşvik eden mesajlarınızı mutlulukla okuyorum. Keşke başka çocuklarımıza da birileri cesaret verseler de o çocuklar da yazmaya başlasalar. Tüm duyarlı dostlara teşekkürler, saygılar. A.A.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 14 Temmuz 2014
İçlim Eda Aydoğan sitemize hoş geldin. İnsanı Doğadan öğrenmek başlıklı yazını büyük bir zevkle okudum. Önce seni tebrik ediyorum çok güzel anlatmışsın doğa ve insanı. Bu gidişle çok iyi yazılar yazacağına eminim. Seninin gelecek yazılarını da zevkle okuyacağıma inanıyorum. Seni tekrar selamlıyorum, eline yüreğine sağlık. Yaşar arkadaş özür dileyerek yeni kitabın hayırlı olsun. Biraz geciktim tekrar özür dilerim ve başarılar dileği ile hoşça kal. muzaffer bal Altınoluk
-----------------------------------------------
İÇLİM EDA AYDOĞAN - iclimeda@hotmail.com – İstanbul – 13 Temmuz 2014
Merhaba Ali Bey,
Öncelikle belirtmek isterim ki duygularımı kağıda dökme şeklimi beğenmeniz beni çok mutlu etti. Yine eklemek isterim ki beni uyardığınız noktaları gerçekten dikkate alacağım.
Sanırım artık kendimi tanıtma zamanı geldi. Bildiğiniz üzere benim adım İçlim Eda Aydoğan. 13 yaşındayım ve İstanbul'da yaşıyorum. Sait Cordan Ortaokulu'nda öğrenim görüyorum. Bu sene 8. sınıf öğrencisi olmaya hazırlanıyorum. Yazmanın benim için ne demek olduğunu da anlatmazsam kendimi eksik hissederim. Kitaplar hatta denemeler bile insanları başka dünyalarda çok başka yolculuklara çıkarır. Ben de kendi dünyamı kurmayı sevdiğim için yazıyorum. İçlim olan adımın tüm özelliklerini taşıyorum ve içimdekileri her ne kadar konuşmayı sevmesem de yazmayı seviyorum. Kısacası İçlim içindekileri beyaz sayfalarda yaşar. Yazılarımın devamının geleceğinden emin olabilirsiniz. Sevgiler...
İçlim Eda AYDOĞAN
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 13 Temmuz 2014
Merhaba İçlim Eda,
Kitap okumak kadar yazmayı da sevmen çok güzel bir alışkanlık. “İçimdekileri her ne kadar konuşmayı sevmesem de yazmayı seviyorum.” diye yazmışsın. Evet düşüncelerimizi, görüşlerimizi yazıyla anlatmak da güzel; bu alışkanlık bende de var. Ne var ki arkadaşlarımızla yüz yüze, göz göze konuşarak anlatmanın tadı daha farklı, bilirsin. Yani okumak/yazmak/konuşmak paralel sürdürülmeli diye düşünüyorum.
Tekrar kutluyorum. Başarılar. Sevgiler. A.A.
----------------------------------------------
BİRSEN KAYA - kayadurmus@hotmail.de – Almanya - 12 Temmuz 2014
Merhaba öncelikle bize böyle bir imkan tanidigin icin sana cok tesekkür ediyorum sayfani icdenlikle cok begendim kendi kültürümüzü bize tekrar hatirtlattigin icin sag ol eline saglik basarilarinin devamini diliyorum saygilar sunuyorum,,,
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 13 TemmuZ 2014
Merhaba Birsen Hanım.
Duyarlılığın ve mesajın için çok teşekkür ediyorum.
Her şeyin gönlünce gerçekleşmesi dileğimle...
Sevgiler.
A.A.
-----------------------------------------------
İSMAİL BAKAR - ismailbakar@yahoo.com - İstanbul – 12 Haziran 2014
Ali ağabey merhaba,
Nasılsın iyi misin. Yoğun olduğunu ve bir kitap çalışması içinde olduğunu tahmin ediyorum. Sanırım bizim genlerimizde hep bir şeyler yapma isteği var. Sana telefonda bahsettiğim gibi ben de Halimpaşa'ya dair bir çalışma içerisindeyim. Sağolsun Ayhan Günel bana birkaç eski Halimpaşa fotoğrafı göndermiş. Kaynağının Cevat Günel olduğunu söyledi. Senden ricam Halimpaşa ve futbol takımlarına dair Cevat Ağabeyden bu fotoğrafları alıp mail adresime gönderebilirsen çok sevineceğim.
Ayrıca senin sitedeki fotoğrafları da tarayacağım. Sitedeki özellikle siyah beyaz fotoğrafları çok beğendim. Emeğin için teşekkür ederim. Çok faydalı bir site.
Kolay gelsin. Görüşmek üzere kolay gelsin.
İsmail Bakar - İstanbul - 0535 780 34 85
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 13 Haziran 2014
Merhaba İsmail Bey,
Yaptığın güzel çalışma için şimdiden kutluyorum seni. Umarım kitap için gerekli dokümanı toplayabilirsin.
Bu mesajları okuyanlardan ricamız şu: Elinizde eski Halimpaşa bölgesinde çekilmiş fotoğraflarınız varsa İsmail Bakar’a iletiniz. Yok, bana gönderir ya da elden verirseniz, onları İsmail beye ulaştırırım. Şimdiden teşekkürler.
Çalışmalarında kolaylıklar diliyorum İsmail Bey.
A.A.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 11 Mayıs 2014
Önce Muharrem Aydın’a teşekkürlerimi iletmek isterim harika bir yazı yazmış. Baboko Hüseyin Aydoğan’a da ayrıca teşekkürler. Tüm Karadorukaa okuyucularına görüş belirtmeseler de sağ olsunlar ömürleri uzun olsun. Hemen şunu belirtmek isterim, bazen kışkırtıcı yazılar yazmayı seviyorum. Çünkü birileri kızar da yazı yazar diye, işte o zaman ben de çok mutlu olacağım. Karadorukaa da tek kelime yazan tüm arkadaşları saygı ile anıyorum. Defalarca buradan herkese çağrı yaptım, bu site Ali Aydoğan’ın değil, o sadece sitenin hamalı, bu hamallığından dolayı da kendisini ayrıca selamlıyorum. Artık burnumuzu havadan indirelim, iki satır da biz yazalım. Hiçbirimiz yazar değiliz, sadece köyümüzün bazı sorunlarına değinmeye ve bazı örf adetleri gelecek kuşağa bırakma gayretindeyiz, Ali Aydoğan da bizim derdimizi çekmekte. Peki ne adına kendi toplumuna, köyüne sevdalı olması adına. Ben ise o kadar sevdalı değilim, ben de, Ali dostumun bu sevdası karşısında kendime görevli his ediyorum. Tekrar çağırıyorum benden kat kat daha güzel yazılar yazan arkadaşların var olduğunu biliyorum ve artık yazın yolun yarısını geçtik. Gelecek nesil iyi ve kötü demeden bu sitede yazanları anacaklar, yazmayanlar için de boşuna yaşamışlar diyecekler evet maalesef durum bu. Bu söylediklerimi Ardıç Dede ve Aliağa’nın Kavağı da biliyor, bir gün isim vererek sohbet edecekler. Yine bu söylediklerim Kayacık Köyünü de kapsamakta. Kayacıklılar neden ilgi göstermiyor bunu anlamıyorum. Neyse yine çizmeyi aştım galiba herkese selam.
Muzaffer Bal – Altınoluk
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 11 Mayıs 2014
*Kesintisiz desteklerin için biz de sana teşekkür ederiz Muzaffer Bey.
*İki satır yazmak isteyenler var ama yazma özgüveni olmadığından yazamayanları biliyorum; hem de pek çok.
*Beni yakından tanıyanlar köy sevdalısı olmadığımı bilirler; üstelik de dernekçi hiç olmadım. “Peki, neden bu kadar ısrarla köy için sitede çalışmalar yapıyorsun, hatta sitenin dışında da bir şeyler yapmaya çalışıyorsun; köyde, İstanbul’da Üst Birlik konulu konuşmalar yaptın? Bu, bir çelişki değil mi?” diye soranlar var. Doğru, dernekçi olmadığım hâlde dernek yöneticilerine hep destek olmaya çalıştım. Evrensel bir bakış açısına sahip olduğum hâlde yerel davrandım, köy sorunlarına kulak verdim hep. Yanıtım net: Aydın olduğunu söyleyen herkes aydınlık yayma mücadelesini öncelikle parçası olduğu yerden başlatmalı. Ankara’da oturuyorum; sivil toplum örgütlerinin düzenlediği etkinliklere katılmayı görev biliyorum; elimden geldiğince katılıyorum. Kırıntılıyım, Kırıntı halkının bir parçasıyım. Kırıntı bizimle yani halkla var. Halk, yani biz, Kırıntı için bir şeyler yapmazsak kim yapacak? Kırıntı’nın sorunlarına duyarlılık göstermeye çalışıyorum. Bunun nedeni kara sevdalılık değil, yoğun duyarlılıktır. Muzaffer Bey, güzel sözlerine teşekkür ediyor, senin gibi ben de herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum.
*Kayacıklılar neden ilgi göstermiyor demişsin? Yüz yüze görüşmelerde ya da telefonlarla ilgi gösterenler çok oldu. Konuk defterine de geçti bu ilgi. Ne var ki yazılarla veya başka dokümanlarla destek yok. Ya Yeniköylüler. Onlar da aynı sayılır. Yeniköy’e elimden geldiğince yer verdiğim hâlde siteyi bilenlerin yüzde 95’i görmezden geliyor. Ama Muharrem Aydın, Cevat Günel, Ayhan Günel, Sebahattin Günel, Solmaz Günel gibi arkadaşlara hep minnettarım. Zaman zaman yazarak ya da telefon ederek verdikleri destek sitenin ayakta durmasında büyük etken. Kırıntı'dan telefonla ya da yazarak aralıklarla aramayı unutmayan site dostlarına da bu fırsatla ayrıca teşekkürler.
*Ali Ağa’nın Kavağı’nın aydınlatıcı, dürtükleyici anlatımlarını merakla bekliyorum.
-----------------------------------------------
ZÜLFÜ AYDOĞAN - z.aydogan64@hotmail.com - Ankara – 08 Mayıs 2014
merhaba Ali Abi ardıç dede sohbet yazını okudum köyün can damarı sorunlarına dokunup büyük, küçük her bireyin bu yazdığın konularda sorumluluklarını hatırlamasını,öğrenmesini ,uygulamaya biran önce başlaması için güzel temenniler sunan ardıç dedeye birkez daha teşekkür ederim Ali Ağabey eline kolun sağlık
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 08 Mayıs 2014
Merhaba Zülfü. Ardıç Dede anlattı, önerdi; ben dinledim ve yazdım; pek zahmet çekmedim yani. Sürç’i lisan (dil sürçmesi) varsa bağışlana. :))
Evet, gerçekten de bir an önce başlayabilmek... Başlar canım. Başlamaması için neden var mı ki?
Teşekkürler, sevgiler...
-----------------------------------------------
ZEYNEL ÖZTÜRK - zeynelozturk29@hotmail.com – İstanbul – 06 Mayıs 2014
ali hocam ardıç dede ile sohbet bölümünü dikkatle okudum. gercekten sizler gibi kişilerin ve düşüncelerin cogalması köyümüze cok güzel yeniliklerin dogmasına sebeb olacaktır.köy hepimizin köyü dernek meselesine gelince kırıntı köyü dernegi hepimizin dernegi. dernek başkanı kim olursa olsun hiç farketmez. biz sonuna kadar destek verecegizki yönetimde daha güzel işlere imza atsın. ama görüyorumki insanlar umursamaz şekilde sadece yönetimden iş bekliyor. hangimiz elimizi taşın altına sokuyoruz,hangimiz yönetimde olmasak bile yönetimdeymişiz gibi calışıyoruz. yönetim kurulu secildi diyoruz başarı diliyoruz dernegin yanından yöresinden gecmiyoruz. ondan sonrada iş istiyoruz.üst birlik kurulmasına heyacanlanmıştım. o zaman işte her şey yoluna girecekti.herkes her şeyi benimseyecekti.ama olmayacak bişe degil hatta yüzde yüz olması lazım. hocam bu daha başlangıç mücadeleye devam. her şey köyümüz için elimizden ne gelirse geldigi kadar yapmaya devam edecegiz. ön yargıları yıkıp yeni bir üst birligin kurulması dilegimle. selam ve sevgilerimle hocam.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 06 Mayıs 2014
Çok teşekkür ederim Zeynel. Yazının dip notundan da anlaşılacağı gibi Kemal Gündoğan beyle bu konuyu uzun uzun konuştuk dün gece telefonla. Kemal bey de yazıyı okumuş, beğenmiş. Üst Birlik konusunda çok duyarlı ve o da gerekli görüyor böyle bir çalışmayı.
Aslında Üst Birlik düşüncesini pek çok kişi benimsiyor, bunu biliyorum. Ne yazık ki “Bizim insanlarımızla hiçbir şey başaramayız.” gibi saçma, anlamsız, gereksiz ve yanlış bir düşünce içindeler bazıları da. Ben o kadar karamsar bakmıyorum. Bizim insanlarımız hiç de ön yargıyla yaklaşıldığı gibi kör, sağır, duyarsız, umarsız değil aslında. Birebir sohbetlerimizde insanlarımızın ne kadar duyarlı, bilinçli olduğuna bizzat tanık oluyorum. Yazılarımda her zaman belirttiğim gibi halkımız çok iyi ve güvenilir insanlardan oluşuyor. Kapını bacanı açık bırakabiliyorsan ve malına canına zarar gelmiyorsa... Yazın dağda taşta piknikler yapılıp, içilebiliyorsa ve sonucunda kimse kimseyi üzmüyorsa... Gençlerimiz geceleri Bostanlarda gönlünce geziniyor ve dostluk-sevgi duyguları ön plana çıkıyorsa, hiçbir terslik olmuyorsa... Eh, daha ne olsun.
Tekrar teşekkürler Zeynel. Sen ve senin gibilerin arttığı, konuya ilgi duyduğu, konuyu canlı tuttuğu sürece, “Bir şey yapmalı!” dendiği sürece neler başarılır neler.
Sevgiler. - A.A.
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara – 01 Mayıs 2014
Muharrem Aydın ve Muzaffer Bal’ın yazı dizisini haz ederek, keyifle ve de zevk alarak okudum. Arkadaşlar benim içimde birikmiş stresi ve sıkıntıyı bu yazılarla sildi süpürdüler. Onlara çok teşekkür ederim. Burada benim anlamadığım, Muzaffer Bal’ın 2. bölüm deki çeşmelerle ilgili paragrafındaki AA’nın çelişkiye düşmesi. Muzaffer Bey burada çeşmelerin, çeşme demeyelim gözelerin ilk kaynağından bahsediyor. Bu göze, kaynak, sızıntı ne olursa olsun tabiatta, yerin altından nasıl çıkıp sızıyorsa öylece kalmasını istiyor. Bu daha iyi olmaz mı. Kaldı ki bazı hayvanlar oraları ön ayakları ile kazıyıp göze haline getiriyorlar. Buradan da tüm canlılar faydalanabiliyor. Saygılarımla BABUKO HÜSEYİN -- ANKARA 01-05-2014
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 01 Mayıs 2014
İkiniz de haklı olabilirsiniz Hüseyin abi. :)) Bilgilendirme için teşekkürler. – A.A.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - muharremaydin@hotmail.com - Ankara-23 Nisan 2014
SORMALI, ÖĞRENMELİ, ANLATMALI, YAZMALI
Teşekkürler Sayın Muzaffer Bal: Daha önce Ali Aydoğan’ın, Ardıç dede ile yapmış olduğu sohbetleri zevkle dinliyorduk. Gördük ki bu sohbetlere Ali Ağa’nın kavağı da katılmış. Güzel sincaplarımız da aracı olmuşlar bu sohbetlere. Ülkemizde ucube diye heykellerin yıkıldığı, sanatın içine tükürüldüğü, bütün dünyanın kabul edip zevkle okuduğu, Şeker Portakalı adlı kitabın öğrencilerimize yasaklandığı dönemde, Şeker Portakalı tadında güzel bir sohbet olmuş son yazınız. Zevkle okudum, teşekkürler.
Ali Hoca’nın ara sıra sohbetlerinden tanıdık Bilge Ardıç dedeyi, Ali Ağa’nın kavağını. Acizane tavsiyem bu bilgelere katılacak, fikirlerine ihtiyaç duyduğumuz epeyce bilgemiz var bizim. Örneğin, ara sıra Yeniköy göleti içindeki kurumuş Döndü’nün Kavağı ile de sohbet edilmeli. Yeniköy yaylasındaki yatak çamlarının fikri alınmalı birçok konuda. Sorulmalı kimler geldi, kimler geçti altından, kimler sallandı dallarında. Hatta hatta Mollagil’in üzerindeki, Yükkaya’nın altındaki kocaoğlanlara sorulmalı ormanlarımızın durumu. Gelecekle ilgili kaygılarını dinlemeli. Onların haberleri vardır ülkemizdeki tüm ormanlardan, yakılan ormanları da bilirler, villalar için katledilen ormanları da . ...
......... Yazı uzun olduğundan devamını “Bizim Yazarlarımız” sayfasındaki Muharrem Aydın’a ait sayfada okuyabilirsiniz. –A.A. .........

A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 23Nisan 2014
Harika bir yazıyla verdiğin destek için çok teşekkürler değerli öğretmenim.
Muzaffer Bey'in Ali Ağa'nın Kavağı'nı konuşturması çok güzel bir fikirdi ve mutluluk vericiydi. Senin de Döndü'nün Kavağı'nı konuşturma düşüncen ayrı bir mutluluk nedeni oldu. Ne güzel ayrıntılandırmışsın; keşke birileri de bu yöntemleri uygulayarak düşüncelerini, değerlendirmelerini okuyuculara ulaştırabilseler.
Siz duyarlı site dostlarına en içten teşekkürler. Saygılar. Sevgiler.
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 10 Nisan 2014
ŞEVKET AYDOĞAN’ın ŞEHİRDEN KAÇIŞ yazısı köyümüze ait son zamanların en iyi araştırma yazısıdır. Şehrin trafik sorunu bilinen bir konu. Güneşin ufuktan doğuşunu görmeyişimizde ayrı bir dert. Fakat köyümüzün kış yalnızlığını ve nüfusunu araştırıp yazması gerçekten taktire şayan bir konudur. Şevket hocayı kutluyorum. Ayrıca köyümüzdeki kedi ve köpeklerin durumunu da bizlere net bir şekilde yazdığı içinde ayrıca teşekkür ederim. Yalnız bu yazıları okuyoruz. Fakat bende dahil köyümüzdeki bu evcil hayvanlara pek aldırış ettiğimizde yok. Şunu da belirtmekte yarar var. Bu hayvanlara yem yiyecek gönderenlere de ayrıca teşekkür etmemiz gerekir. Saygılarımla BABUKO HÜSEYİN -- ANKARA 10-04-2014
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 10 Nisan 2014
İlginiz, desteğiniz için teşekkürler Hüseyin abi.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - 10 Nisan 2014
Herkese selam, uzun bir dönemdir görevimi ihmal ettim, bunun için okuyucu arkadaşlardan özür dilerim. Seçim dönemi çok yoğundum. Şimdi biraz rahatladım, tekrar yazmaya çalışacam. Şevket arkadaşın yazısını okudum, sağolsun, eline sağlık güzel olmuş. Herkese selamlar. muzaffer bal /İstanbul
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 10 Nisan 2014
Desteğiniz için teşekkür ederim Muzaffer Bey.
---------------------------------------------
HİDAYET AYDOĞAN -hidayet.aydogan@freenet.de - Almanya - 09 Nisan 2014
Yönettiği Site: http://kirinti.de/
Merhaba Ali abi siteni ara sira izliyorum. Cok basarilisin tebrik ederim. Bizim köy hakkinda yapilan en iyi Site. Devam etmesi dilegiyle Selam ve Saygilarimla - HidayetAydogan
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 09 Nisan 2014
Ben de senin Almanya Sitesi'ndeki yenilikleri izliyorum. Hüseyin Günel'in başlatıp senin devraldığın site ve İstanbul Derneğimizin hazırladığı site benim hazırladığım bu siteden daha önemli. Çünkü “karadorukaa.com” kişisel bir site, http://kirinti.de/ ile http://www.kirintikoyu.org.tr/ ise birer Kırıntı sitesi. Her ikisinin de canlı canlı olması için gerekenler yapılmalıdır. Çalışmaların için kutluyor, başarılar diliyorum. Sevgilerimle. - A.A.
-----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN -info@glasundraum - Almanya – 31 Mart 2014
İyi Aksamlar Ali Bey,
Uzun süredir haberleşemedik, sık sık siteye giriyorum ve yeni yazılar arzu ediyorum. Maallesef son günlerde site biraz durgun. Ümit ediyorum ki bazı yazar arkadaşlar yakında gene bir şeyler üretirler. Bu arada Şevket Aydoğan’ın köyün kışınki durumunu anlatan yazısını okuduğumu da belirteyim. Şevket beye teşekkürler .Herkes bu şekilde ipin ucundan tutsa ortaya neler neler çıkar.
Dünkü seçimler bizleri hayal kırıklığına uğratti, inanılacak sey değil.
Selam ve sevgilerimle
Kemal Gündoğan - Aachen Almanya
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 31 Mart 2014
İyi akşamlar Kemal Bey. Öncelikle siteye gösterdiğiniz ilgi ve teşvik edici yaklaşımınız için teşekkür ederim. Evet, bir süredir site biraz durgun. Şubat sonunda Mynet’ten bir görevli arayıp da siteyi devam ettirip ettirmeyeceğimi sordu; elbette asıl istekleri yıllık ücretti. Bir an çelişkide kaldım. Site durgunsa, ilgi gösterilmiyorsa neden devam edeyim, boşuna ödeme yapayım ki diye düşündüm. Sonra hem benim, hem de pek çok insanımızın emeklerini düşününce siteyi kapatmaya kıyamadım. Sizin gibi yazarak ya da yüz yüze veya telefonla yaptığımız konuşmalarla destek verenlerin “yüzü suyu hürmetine” durmak yok, yola devam diyorum. Tabi bu arada site izleyenlerinden iki satırlık olsun destek beklemek sitenin doğal hakkı diye düşünüyorum.
Evet, seçimler gerçekten de büyük hayal kırıklığı yarattı. Bir yerlerde bir takım hatalar var Kemal Bey. Hatalar bilinçli olarak ele alınıp değerlendirilmediği, düşünce fırtınaları uygulayarak yepyeni düşünceler yaratılmadığı; artistik konuşmaları bırakarak somut, bilimsel, uygulamalara geçilmediği sürece bu hatalar sürecek gibi görünüyor.
Tekrar teşekkürler. Selamlar, sevgiler...
-----------------------------------------------

SOLMAZ GÜNEL - karadorukaa@hotmail.com - Ankara - 13 Mart 2014
ALİ HOCAM MERHABA, EKTE YENİ YAZIMI GÖNDERİYORUM. SİTENİZDE DEĞERLENDİRİRSENİZ SEVİNİRİM. SELAMLAR SEVGİLER
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 13 Mart 2014
Merhaba Solmaz bey. Yazınız, Bizim Yazarlarımız'daki sizin sayfanızda yerini almıştır. Güzel bir yazı, zevkle okudum. Teşekkürler.
-----------------------------------------------
GÜLDENİZ AYDOĞAN - guldenizaydogan06@hotmail.com - İstanbul - 08 Mart 2014
Ana sayfada yazdığın yazı için teşekkür ;) "Kaldı ki böcekler de ezilmez" çok doğru.Kadınların insanlık sıfatından yoksun bırakıldığı ve hatta bazı kadınların da bundan en ufak rahatsızlık duymadığı bir ülkede yaşıyoruz... Kendinden emin, kendine değer veren, eşya yerine koydurmayan, toplumda dişiyle tırnağıyla tutunmaya çalışan tüm kadınlarımızın kadınlar günü kutlu olsun :)
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 08 Mart 2014
Kadınların ufkundaki pırıltılar aydınlığa dönüşmek üzere, sadece biraz daha çaba ve kararlılık gerekiyor.
Kadın haklarının kazanımları sadece kadınların mücadelesiyle olmaz. Erkekler de sözle değil özle bu konuya eğilmeli. Bağış yapar gibi değil, yeryüzünün yarı yarıya ortağı olduğu gerçeğinin bilinciyle yani eşitlik ilkesiyle söz etmeliler kadın haklarından.
Yorumun için teşekkürler kızım, güzeldi.
-----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL - cevatgunel146@hotmayil.com - Ankara - 01 Mart 2014
Ali bey hataları düzeltmek için elimizde övünülecek tezgah olmalı tezgahımız ADALETTİ onu da tezgahlamışlar, işleyecek alet olmalı, biri birininmiş biri birinin, paylaşmışlar. Zaten bizim yokmuş ama onları da sürüm sürüm sürmüşler. Savcı, hakim olmuş kadı, diğerleri zaptiye. Hocam sen de vermişsin bozulmuş düzeni bana düzelt diye. Bir gün geçerse elime tezgah, her aleti yerli yerine pay ederim ki taylarım ola ki beni de denetlesin onu da, şunu da, bunu da görsün sonunda adaletli tezgahım olsun. Bak o zaman tamire ihtiyaç kalır mı?
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 01 Mart 2014
Cevat abi, “karadorukaa”nın sana düzeni düzeltme görevi verdiğini düşünüyorsun gibi geldi bana. Yok canım, sitenin kuruluş ve varlık nedeni köylerimizle, halkımızla ilgili dokümanları arşivlemek, geleceğe aktarmak. Zaman zaman da halkımızın ve sistemin yapısıyla ilgili düşünsel yazılara yer vermek elbette. Ama yine de “karadorukaa” politik bir site değil. Aslında arayüzlü politik bir site de düşünmüyor değilim, başarabilirsem o zaman politik yazılara orada yer verirsin, veririm, veririz. İlgin ve desteğin için minnettarım, teşekkürler.
-----------------------------------------------
SELİM AKPINAR - akpinarselim@hotmail.com – Ankara – 01 Mart 2014
Ali Hocam Selam... Sitenizi epeyce gezindim. Çok emek vermişsiniz. Her sayfanın kendi içinde başka sayfalar var. ... Kısa zamanda her şeyi görmek imkansız.. Çok zaman ayırmak lazım. Tebrik ederim. Başarılar hocam. Başarılı da daha çok başarılar yani. :) Görüşmek üzere hocam.. Saygılar...
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 01 Mart 2014
Teşekkür ederim Selim’ciğim. Evet, site dipsiz bir kuyu gibi oldu. Zaman zaman eksikleri saptayabilmek için siteyi kontrol etmek istiyorum, her bir sayfaya ulaşamadan usanıyor, kapatıyorum. İzleyenler de öyle sanırım. Bana şunu diyenler çok oldu. “Aaa, öyle bir sayfa da mı vardı?” Yani tümünü gezinemediklerini anlıyorum o zaman. Neyse. İlgin, duyarlılığın için çok teşekkür ederim. Sevgiler. – A.A.
---------------------------------------------
CEVAT GÜNEL - cevatgunel146@hotmail.com – Ankara – 16 Şubat 2014
...Merhaba Ali Bey. Karadorukaa sitenizde büyük ve çeşitli bir meyve bahçesinde veya bozulmamış bir doğada gezer gibi geziniyorum, Ne meyvelerden koparıyorum ne de doğadaki çiçekleri çiğniyorum, buna inansın yazarlarımız ve site gezer, okuyanlarımız. Kıskanmıyor değilim yazarlarımızı, çünkü çok güzel yazıyorlar, kaynakları ve anıları bol sunuyorlar siteye. Okudukça haz alıyorum, bilmediklerimi öğreniyorum bu doğal kaynaklardan. Ali bey seni kutluyorum.
...Bu yazıyı Albümdeki Anılar slayt çalışmanı tebrik etmek için yazıyorum. Kırk yıllık mesleğim olan portre ressamlığım, kameramanlığım, doğa fotoğrafçılığım olduğu için fon müzikli slayt gösterisi hazırlamak hep hayalim olmuştur, ama başaramadım. Senin hazırlayıp sunduğun Albümdeki Anılar çalışmanı çok beğendim. Yozlaşmamış köy düğününü tam akışıyla ve davul zurna müziği uyarlamasını yerinde efekt yaparak video kayıt çekimine dönüştürmüşsün, gerçekten kutluyorum.
...Bu çalışmanızla bizleri kırk, elli yıl geçmişe ışınladın. Geçmiş zamanı bilmeyen modern zaman gençliğimize de, bizim dünümüzü öğretmiş olmakla bir anı, bir tarih, bir gelenek ve görenek ile toplu yaşamanın davranış özelliklerini vererek, bugün modern ve çağdaş yaşayan gençliğimizin atalarıyla aralarındaki kuşak farkını, yaşayış biçimlerini çok açık bir anlaşılır dilde aktarmışsın.
...Video kamera nedir zaten bilmezdik ve yoktu, 1960 yılına kadar sabit (hareketsiz) çekim yapan ve kağıt (Arab) negatiften yine kağıt üzerine pozitife dönüştürme yapılarak siyah-beyaz fotoğrafı, sulu yani banyosu içinde olan makinelerle çekilirdi. Bu makinelerle düğün ve benzeri çekimler yapılamazdı. Ali bey sizin slayt gösterisi yaptığınız fotoğraflar hareketli objeler olduğu için 1960 sonrası 1985 öncesi aralığında çekilme olasılığı çok yüksektir. Fotoğrafların çekim tarihleri bilinmese dahi belirtilen yirmi beş yıl aralığından sonra renkli çekimler yavaş yavaş hayatımıza girmiştir.
...Ali bey, sizin bu özenle hazırlamış olduğunuz müzikli slayt gösterisi objelerini çekenleri, günümüze kadar muhafaza edip saklayanları saygıyla anıyorum. Sevgili öğretmenim seni bir kez daha kutluyorum ki halktan derlemiş, arşiv oluşturmuş, horon ve oturak gibi biçimlendirerek davul zurna ile müzik fonu ekleyerek özlem duyduğumuz anıları bize yaşattınız.
...İnanıyorum ki benden daha çok zevkle seyrederek beğenen olmuştur, ama nedendir bilmem hiç değerlendirme yazılarına rastlamadım, belki de görmedi izlemediler. Ellerine beynine yüreğine sağlık, herkese öneririm görsün ve dönüş yapsın, önerilerini yazsınlar. Karadorukaa sitesini okuyana, yazana selam olsun, bana selam yok mu diyenlere de selam olsun.
Ressam – Doğa Fotoğrafçısı Cevat GÜNEL - 0 533 749 80 59 - ANKARA
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 03 Şubat 2014
Merhaba Cevat Abi. Güzel yorumun ve fotoğrafçılık konusunda verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim. Albümdeki Anılar slaytını beğenmene çok sevindim. Aslında slayta yorumlar geldi ama Facebook sayfasından. Yazınızı okuduktan sonra merak edip izlemek isteyenler için slaytın adresi şu: "A.A.Filmler" sayfasında "Albümdeki Anılar"
Tekrar teşekkürler. Saygılar...
-----------------------------------------------
RAİFE ŞAHİN - raifesahin@hotmail.com- Ankara – 15 Şubat 2014
ali bey merhaba nasılsın iyimisin umarım iyisindir.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 15 Şubat 2014
Merhaba Raife Hanım. Mesajın benim için hoş bir sürpriz oldu. Sitenin adresini bilmene daha da şaşırdım. Çok teşekkür ederim. Sizler nasılsınız? Her şeyin gönlünüzce olması dileğimle... Sevgiler. Selamlar. A.A.
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 14 Şubat 2014
14 şubat dünya sevgililer günü, seven ve sevilenlere, sevgiden anlayanlara kutlu olsun. Dileğim 2014 yılı sevgiyi hak edenlerin gönlüne sevgi ve mutluluk doldursun, katı yürekli olanların, yüreklerine sevgi aşılasın. Sevgi kelimesinin manasını bilenlere ne mutlu. BABUKO HÜSEYİN - ANKARA
----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN -info@glasundraum - Almanya – 03 Şubat 2014
İyi Günler Ali Bey,
Size 17 Ocak’ta Tuzluçayır’la ilgili bir yazı göndermiştim, bilmiyorum elinize geçti mi?
Cevap gelmeyince merak ettim. Ayrıca Muzaffer arkadaşın Ardıç yazısını okudum ve buradan kendisine duyarlılığı için çok teşekkür ederim. Ayrıca elimde Hacı Bektaş ve Hırka Dağı’ndaki Ardıç ile ilgili ilginç bir yazı var, eğer ilgi olursa gönderirim.
Aachendan cok Selamlar.
Kemal Gündoğan
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 03 Şubat 2014
Merhaba Kemal Bey,
-Hotmail adresime günlük gelen pek çok yazı arasında 17 Ocak tarihli Tuzluçayır’la ilgili iletiniz dikkatimden kaçmış. Yazan kişi benim yıllardır arkadaşım zaten. Yayınlandığında okumuştum.
-Sizinle yapılan röportajı Yeteneklilerimiz sayfasındaki size ait bölümde yayınladım; kutluyor, başarılarınızın devamını diliyorum.
-Söylediğiniz Ardıç’la ilgili yazıyı (çok uzun değilse) gönderirseniz seve seve yayınlarım.
Selamlar... Sevgiler...
A.A.

-----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL - cevatgunel146@hotmail.com – Ankara – 25 Ocak 2014
Sayın Ali öğretmenim, karadoruk aa biz yazan ve okuyanların gözü, kulağı, dili ve geleceğe ışık tutacak bilgi kaynağı olacaktır. Babam Hasan GÜNEL’in vefatı nedeniyle bizleri yalnız bırakmayan halk ve emek verenler için gönderdiğim teşekkür mesajımı yayınlamanızı arz ediyorum. Yaşı ilerlemiş 88 olsa da alacağımız daha çok bilgiler vardı, onu da kayıp ettim. Sitenizin önemini tarifte zorlanıyorum, hafızam buna yetmiyor, site içindeki kaynakların sahiplerine de okuyarak çevrelerine duyuranlara da teşekkür ediyor, sana ve senin aracılığınla herkese sevgi dolu saygılarımı sunarım. Senden ricam gönderdiğim HAM yazılarımı düzenleyip değerli bilgilerinden bir şeyler katarak eksiklerimi tamamlayıp yayınlaman olacaktır. karadoruk aa siteniz içine düştüğümüzde çıkılamayacak kadar derin bir kuyu olduğunu içine düşenler inkâr edemez. Ben düştüm çıkamıyorum.
Fotoğrafçı Cevat Günel - Ankara - 0 533 749 80 59
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 25 Ocak 2014
Duyarlılığın için çok teşekkür ederim Cevat abi. Doğru, siz değerli, duyarlı katılımcıların katkılarıyla site, tanımladığın gibi derin bir kuyu hâline geldi. Senin nezdinde tüm katkı sunanlara ve izleyerek, yorumlayarak destek veren herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 21 Ocak 2014
Sayın Ali Hoca AA filmleri sayfası, albümdeki anılar foto slayt gösterisi, çok süper olmuş. Çok büyük bir emek verilerek hazırlandığı belli oluyor, ellerine sağlık. Seyrederken hüzünlenmemek elde değil. Çok teşekkürler Ali Hocam. 21-01-2014 BABUKO HÜSEYİN.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 21 Ocak 2014
Sitedeki fotoğrafları bir de böyle değerlendireyim dedim. Beğendiğin için sevindim. Teşekkür ederim Hüseyin abi.
-----------------------------------------------
... MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul – 21 Ocak 2014
Ali dost, eline ve beynine sağlık, A.A Filmleri sayfasına eklemiş olduğun Albümdeki Anılar, foto slayttı çok güzel olmuş, harika. muzaffer bal
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 21 Ocak 2014
Teşekkür ederim Muzaffer Bey. Beğenmenize sevindim.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul – 17 Ocak 2014
... Karadorukaa okuyucularına...
Abdallar başlığı altında yaptığım küçük bir araştırmaya, kısa bir açıklık getirmem gerektiği için, bu küçük açıklamayı yapmayı uygun buldum. Benim yaptığın Abdallar küçük araştırma kesinlikle Abdalı mahallesi halkını yani Aydoğan soyadını taşıyanları kapsamamakta. Benim yazdığım Abdal ailesinin soyadları Abdal’dı. Daha sonra Faik (hakka yürüdü) Kartal soyadını aldı. Faik Mehmet ise, Senem soyadını aldı. Bu iki kardeşin soyadları daha önce Abdal’dı.
... Kemal Gündoğan arkadaşa...
Öncelikle Karadorukaa sitemize gösterdiği duyarlılıktan dolayı çok teşekkür ederim. Tabi, ayrıca benim yazıları okuduğu için ayrıca teşekkür. Kemal arkadaştan özür diliyorum. Kemal arkadaşa, ardıç ağacı, yani kutsal ağaçlarla ilgili bir araştırma yazısı söz verdimdi, o araştırmayı ben çok önce yapmıştım ve Karadorukaa sitesine gönderdiğimi sanıyordum. Kemal arkadaşın, konuk defterindeki yazını okuyunca, dönüp siteye baktım, göndermemişim. Bu yaşlılıktan olacak galiba, unutkanlığımdan dolayı bağışla Kemal arkadaş.
Yine Kemal arkadaşın seferberlik ve köyle ilgili araştırma önerilerine katılıyorum. Ama çok geç kaldık. Bu konuda, ben kendi adıma tüm toplumumuzdan özür diliyorum. Yirmi otuz sene önce, şu anki gibi kendi toplumuma duyarlı olsaydım, birçok belirsiz durumu açığa çıkarırdım.
Kemal arkadaş, seferberlik konusu benim hep düşündüğüm konudur. Bizim toplum için çok büyük acıların yaşandığı bir dönem. Birçok çocuk kayıp veya telef olmuş. Ama aklımın hep bir köşesinde en ufak bir söylenceyi bile not etmeye çalışıyorum. Bu vesileyle bir noktayı belirtmek istiyorum: İnsan bazen vatan kurtarmak için mücadele ederken vatanın bir parçası olan kendi doğduğu vatanı unutur. Evet, bende vatan kurtarma mücadelemde doğduğum toprakları, tarihini unutmuşum. Evet hem mücadele edilebilinir, hem de doğduğumuz toprakla ilgilenebilinir. Ben tekrar kendi toplumumdan özür diliyorum.
Muzaffer Bal – İstanbul – 17 Ocak 2014
-----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN -info@glasundraum - Almanya – 12 Ocak 2014
Merhaba Ali Bey,
...Ardıc Dede ile Kızlı-Erkekli-Alkollü yazınızı okudum, (hatta birkac defa). Eline bilgine sağlık. Gerçekten çok açık ve güzel yazılmış. Benim de bu yazıda ismimin geçmesi beni tabi ki mutlu etti. Benim de Ardıç Dede’ye büyük sevgim ve saygım var. Köye her gelişimde mutlaka Ardıç Dede’yi ziyaret ediyorum.
...Yalnız burada vurgulamak istedim bir sey var: Hüseyin Aydoğan arkadaşımızın vurguladığı gibi çevreyi temiz tutmamız lazım. Benim Ardıç Dede’yi ziyaretlerimde gördüğüm plastik torbalar, boş ve kırılmış bira şişeleri tarihi Ardıç ağacımıza yakışmıyor. Bu arada vurgulamak istediğim her şeyi genç arkadasların üzerine yıkılmamasıdır. Bence bizim gençlik birçok şeyin bilincinde. Gençliğin çevre bilinci oranın temiz kalmasına yeterlidir. Esas çevreyi kirleten başkaları da düşünsün
...Ayrıca Muzaffer arkadaşın yazmış olduğu Abdallılar araştırma yazısını okudum. Muzaffer ellerine sağlık. Gerçekten böyle araştırmalar köyümüzün tarihine ışık tutacaktır. Teşekkürler.
...Muzaffer, hatırımda kaldığı kadar geçmişteki araştırma yazılarında Ardıç ağaçları ile de bir araştırma yazacağını okuduğumu hatırlıyorum. Senin yazılarını biraz araştırdım bulamadım. Ayrıca harika bir araştırma konusu olabilir. Örnek olarak neden bizim köyün üç önemli noktasında ardıç ağaçları var.
...Ali Aydoğan’dan, Muzaffer Bal’dan, Hüseyin Aydoğan’dan ve diğer bizim yazarlarımızdan arkadaşlarımızdan ayrıca bir ricam ve arzum var: Köyümüzün geçmişine ışık tutacak seferberlik dönemine ait araştırılmalar yapılmasıdır.
Köy, nasıl boşaltıldı? Köylülerimiz nerelere gittiler? Hep beraber mi yoksa sülaleler seklinde mi gidildi? Yollarda ne zorluklarla karşılaştılar? Gittikleri yerlerde nasıl yaşadılar? Nasıl geri döndüler? Geri döndüklerinde ne buldular? Tekrar köyümüze nasıl alıştılar? Yaşamlarını kaç kişi yitirdi? Başlarına pek çok olay gelmiştir, bu olaylar nelerdir? Bu konularda bilgi güneşimiz Sayın Niyazi Bal hocamızın bizlere yardım edeceğini umut ediyorum.
...Bu arada ressam Cevat Günel’e annemin fotoğrafını gönderdiği için çok teşekkür ederim. Çok güzel bir fotoğraf Cevat Bey. Gören gözlerinize sağlık.
Herkese sevgi ve selamlar.
Kemal Gündogan - 12.01.2014 - Almanya

.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 12 Ocak 2014
Uzun değerlendirmeniz için çok teşekkür ederim Kemal Bey. Hani ünlü şiirdeki gibi “Orda bir köy var uzakta. Gitmesek de gelmesek de. O köy bizim köyümüzdür.” Kaldı ki biz tatili sabırsızlıkla bekliyor, mıknatısla çekilir gibi gidiyoruz. Öyleyse sorunlarına duyarsız kalamayız. Herkes sizin ya da adını verdiğiniz insanlar gibi duyarlı olursa, karınca kararınca elinden geleni yaparsa zaten güzel olan köyümüz, köylümüz daha da güzel olacaktır.
Tekrar teşekkürler Kemal Bey. Sevgiler. A.A.
----------------------------------------------- Düzenle

HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 05 Ocak 2014
Sayın Ali Hoca, Ardıç Dede ile söyleşini okurken zevk alarak okudum. Birincisi Ardıç Dede deyince, bende hem köye gitmiş oldum, hem de sizlerle birlikte Aşığın Paarı’na, bostanlarda kızlı erkekli sohbet ve eğlencelere katıldım. Küçüklüğümden itibaren kardeş bacı felsefesi içerisinde büyüdük. Ayrıca içkiyi de gene aynı o felsefe içerisinde algılayarak büyüdük. Ayrıca yanlış düşünce ve seksi düşünceler nedir bilmeden büyütüldük. Mal yayarken, yaylaya gittiğimizde yaylada veya kozalak toplarken hep kardeşlik duyguları içerisinde hareket ettik. Bencil duygularla hareket etmedik.
Bencil düşünenlerin neler yaptığını televizyonlarda görüp dehşetle izliyoruz. İşte bu ben, bencillik düşünce, ben ne dersem o olur felsefesi, yeryüzünü mutsuzluk gezegenine çevirmeye yetiyor. Toplumlar yeryüzünün mutluluğunu algılayamadıklarından hep bencillerin peşinden giderek mutsuzlaşıyorlar.
Sayın Ali Hoca, benim için Ardıç Dedeye sor bakalım, dağlardaki gözelerin veya çevremizin temiz olması için neler yapmamız gerekiyor.BABUKO HÜSEYİN 05-01-2014 - ANKARA
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 05 Ocak 2014
Katkın harika olmuş Hüseyin abi, beynine, bilincine sağlık; çok teşekkür ederim. Sadece ülkemizde değil, yeryüzü genelinde başını alıp gitmiş olan olumsuzlukların yanında köyümüzdeki çevre temizliğinin yetersiz oluşu o kadar masum kalıyor ki. Bizim köylerde piknik tutkunlarıyla mini söyleşiler yapılsa, özü güzel yetişkinlerimiz, gençlerimiz, attığı bir iki atığı da atmaz olacaklardır. Bu tip sorunların kolayca üstesinden gelebiliriz, yeter ki birlik beraberliğimizi daha da geliştirelim. Olumsuzlukları değil, olumlu yönlerimizi dillendirmeyi alışkanlık hâline getirelim. İnanıyorum ki istersek başaramayacağımız şey yoktur.
Madem istiyorsun, Ardıç Dede ile yeni söyleşimde bu konuya de yer veririz.
İlgin, katkın için teşekkürler. – A.A.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – İstanbul – 03 Ocak 2014
Ali dost, yeni yılınızı kutlamıştım ama tekrar kutlar güneşli bir dünya dileği ile... Senin şu Ardıç Dede dertleşmeni kıskanmaya başladım. Hepsi çok güzel, ama son “Kızlı-Erkekli, İçkili” sohbetin çok, çok güzel olmuş, eline ve yüreğine sağlık.
Şöyle bir düşündüm de, kaç sevgili Ardıç Dede’nin sırtına sırtlarını dayayıp sohbet etti acaba? Kaç nişanlı, Ardıç Dede’nin gölgesinde, kuracakları yuvalarını konuşmuştur. Kızlı-erkekli evler üzerine söylenenleri ilk duyduğunda Ardıç Dede’nin nasıl kahkahalar attığını görmek isterdim. Ali dost, kusura bakma biracık alanına girdim.
Hoşça kal.
Muzaffer Bal – İstanbul
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 03 Ocak 2014
Ne demek Muzaffer Bey. Bu alanlar, senin ilgi alanların. Çok teşekkür ederim. Sitenin uzun ömür kaygısıyla kısaltma... :((
Ardıç Dede kızmasın diye arayı uzatmak istemiyorum. Yeni bir yazı hazırlamaya çalışıyorum. Sen de Ardıç Dede ile nice hayali sohbetler etmiş olabilirsin. Bir deneme yazarsan benim için de, okurlarımız için de hoş bir sürpriz olur diye düşünüyorum. Ya da başka hayali bir öykü oluşturabilirsin.
Sevgiler, saygılar. A.A.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 01 Ocak 2014
KARADORUKAA AİLESİNİN YENİ YILINI EN İÇTEN DUYGULARIMLA KUTLARIM. BABUKO HÜSEYİN ANKARA 1-1-2014

2013

KEMAL GÜNDOĞAN -info@glasundraum - Almanya - 31 Aralık 2013
İyi aksamlar Ali Bey,
Karadorukaa camiasının yeni yılını en ictenliklerimle kutlar, yeni yılın sağlıklı, huzurlu, mutlu geçmesini dilerim.
Ayrıca yazılarını severek okudugum bizim yazarlarımızın yeni yılda bol bol yazılar yazmasını arzu ettigimi belirtmek istiyorum.
Almanya Aachen'den çok selamlar.
Kemal Gündogan
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk-31 Aralık 2013
Solmaz'ın ve Cevat Günel'in yazılarını okudum her ikisinin de ellerine sağlık. Karadorukaa yazarlarının okuyucularının yeni yılını kutlar geleceğin güneşinin parlak olmasını dilerim. Bazen her yeri siyah bulutlar kaplasa da, güneş o bulutların arasından kendisine yer açar ve siyah bulutları dağıtır, bu bir tabiat kanunudur. muzaffer bal --- İstanbul
----------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL – karadorukaa@hotmail.com – Ankara – 14 Aralık 2013
ALİ HOCAM MERHABA, EKTEKİ YAZIMI DEĞERLENDİRMEYE ALIRSAN MEMNUN OLURUM HOŞÇA VE DOSTÇA KALIN.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 14 Aralık 2013
Merhaba Solmaz Bey. Yazı, Bizim Yazarlarımız’daki sana ait sayfada yerini almıştır. Teşekkürler.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk-08 Aralık 2013
Yaşar Günel'in yeni kitabının tanıtımını gördüm, Yaşar arkadaş eline sağlık, tebrik ederim. Senden özel bir ricam çıkan kitaplarından birer adet gönderirsen hem okumuş olurum, hem de arşivliyorum. Muzaffer bal- İstanbul
-----------------------------------------------
YAŞAR GUNEL -yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 07 Aralık 2013
Ali Hoca, yeni kitabımı faceye attım; buradan paylaşma imkânın olmazsa oradan alır mısın? Kitap baskıda sana bilahere getiririm. Saygılarımla.
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 07 Aralık 2013
Kitabın tanıtımını Yeteneklilerimiz sayfasındaki sana ait bölüme ekledim. Kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.
----------------------------------------------
ALİ GÜNEL - gunel_ali@hotmail.com - ... - 03 Aralık 2013
Selam Ali hocam... karadorukaayı yeni görüdm.. Çok güzel.Çok şeyler eklemişsin.. Eski fotoğraflarıda evleride, filmleride izledim, köyle ilgili anı yazılarının bazısını okudum çok güzel.. Fırsat buldukça hepsini okuyacam.. Kırıntının başları İsmailin öyküsünü de okudum çok duygulandım.. Ellerine sağlık hocam....
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 07 Aralık 2013
Kırıntı ve Yeniköy'de Günel, Kara, Aydın soyadları ortak. Ali, Hasan, Hüseyin vb adlar o kadar çok ki. Hangi Ali Günel olursanız olun, çok teşekkür ederim mesajınıza. Güç verdiniz. Sevgiler.
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 20 Kasım 2013
Sayın Durmuş Hocam, benim Babuko lakabımın anlamını öğrenmek istemiştinizya, işte ona cevap. Hocam, Doğu Anadoluda veya bazı bölgelerde pişirilen pağacın yada değişik bazlamaların içine tere yağ koyup ve pağaç veya bazlamayı bölerek banıp banıp yedikleri bir çeşit yemeğin adıdır "BABUKO" Buraya kadar olanı sanırım sizlerde biliyorsunuzdur. 1970 li yıllarda Mahsuni Şerifin bazı plaklarında vay babo vay vay diye söğlediği türküleri bende vay babuko vay vay diye söylüyordum. Ayrıca arkadaşlarla şakalaşırken de, ne babuko adamsın diye de bir birimize takılırdık. Böyle gırgır şamata devam ederken, Yeniköylü Hürmüz bacının oğlu Cevat bana devamlı babuko demeye başladı. Babuko, baba kelimesinden türemiş olduğundan benimde hoşuma gitmeye başladı. Bende o babukoyu, babacan anlamında algılamaya başladım. Dolaysıylada herkes bana babuko dedikçe, bende babacan olarak herkesi hoş karşılamaya başladım. Hani bilirsin başıma hengameli bir iş geçti. O hengamenin içinde kendimi kaybetmemek için bir şeylerle meşgul olmam gerekti ğini anladım. Ne yapabilirim diye düşünürken aklıma şiir yazmak geldi. Ayrıca ben ne akılsız adammışım diye de habire dövünüp duruyordum. İşte böylece akılsız kelimesini de şiirlerimde mahlas olarak kullanmaya başladım. Dolaysıyla da şiirlerdeki mahlasım "AKILSIZ HÜSEYİN" oldu. Durmuş Hocam bol selamlar. KARADORUK AİLESİNE ve okuyucularına bol bol selamlar. BABUKO HÜSEYİN -- 20-11-2013 -- ANKARA
-----------------------------------------------

YILMAZ BAKAR -Yilmaz.Bakar@gmx.net - Almanya - 18 Kasım 2013
Sayın Durmuş Öztürk hocam,bu güzel övgüleri sizin gibi değerli bir eğitimciden almak ne güzel duygudur benim için. Bu güzel özendirici övgüleriniz için ben teşekkür eder size saygılarımı sunarım. Firdes bacımıza selamlar. olsun.
-----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@hotmail.com - Kırıntı - 18 Kasım 2013
Sayın Yılmazcığım; Taa gurbet ellerden doğru bizi hatırlaman fevkalede güzel. Ben de şahsınızı gerçekten özlüyorum. yazılarınızı, özellile şiirlerini severek okuyorum. Eline,gözüne sağlık. Senin ve tüm aile fertlerinizin mutluluğunu diler, hoşça kalın temennilerimi sunarım. 18-11-2013
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@hotmail.com - Kırıntı – 18 Kasım 2013
Sayın Muzaffer Bal, Bir süre önce bilgisayarımı açtım, arkadaşların son yazdığı yazıları okuyayım dedim. BizimYazarlarımız sayfasındaki sizin resmi tıkladım, BİZİM CAMUŞ başlığını görünce okumağa başladım. Ama bana ait adlı yazılarımla ilgili nazik yorumlarınızı ilk paragrafta okuyunca bir hoş oldum. Çünkü ben samimi yorumladığınızı bu şekilde öğrendim. Tabiî ki teşekkürlerimi sunarım. Arkadaşlarıma köyü veya başka bir anısını hatırlattırabilirsem, memnun olurum. Sizin yazdığınız (Bizim Camuş) başlığı olan parçanızdan Fevkalede etkilendim. Nedeni zaten sorulamaz. Çünkü köy çocuğuyum, köyde doğdum, köyde büyüdüm. Ekin tarlalarında, mısırı dış etkenlerden korumak için beklediğim o tarlalarda sayılamayacak kadar çok tatlı anılarım var. Hele danacık, kuzucuk, yaprak kulaklı oğlakçıklar, adını koyduğum öküzlerim... Sizin o camuş varya, o camuş, benim geçmiş anılarımı deşti, beni o yıllara götürdü. Sanki tarihten bir pasaj yaşıyormuşum gibi geliyor bana.
Durmuş Öztürk – Kırıntı Köyü - 18-11-2013
-----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@hotmail.com - Kırıntı - 18 Kasım 2013
Sayın Cevat Günel Bey, yazılarımla ilgili beğeni mesajınızı memnuniyetle okudum. Teşekkür ederim. O konuda size daha önce mesaj yazmıştım ama, nedense sitede göremiyorum. Bu mesajı, o konuda size bilgi vermek için yazdım. Sağlık, esenlik dileklerimle. 18/11/2013
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 18 Kasım 2013
Durmuş öğretmenim dayıcığım, sözünü ettiğiniz yazıyı birkaç gün önce, (13 Kasım'da) yayına sokmuştum; dikkatinizden kaçmış olmalı.
-----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR -Yilmaz.Bakar@gmx.net - Almanya - 17 Kasım 2013
Herkese sağlıklı mutlu günler diliyorum. Değerli Durmuş Öztürk hocamızın ve dğer yazar arkadaşların yazılarını fırsat buldukça okumaya çalışıyorum. Buradan tüm yazar arkadaşlarımıza kucak dolusu selamlar gönderiyorum.
-----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@hotmail.com - Kırıntı - 13 Kasım 2013
Sayın Cevat Günel, “Kırıntı Armutu ve Gızı” başlıklarıyle yazdığım yazıları özenle okuduğunuzu, yazdığınız nazik anlatımınızdan çok iyi anladım. Bu ifadelerinizden bana karşı da samimi duygular içinde olduğunuzu hissediyorum. O nedenle ben de şahsınıza karşı ayni duyguları beslediğimi peşinen belirterek, sevgi ve saygılarımı sunarım. Beni tabiî ki tanıyorsun ama, ben sizin zatınızı sizden fazla tanıyorum diyebilirim. Sizin resme, fotoğrafa ve doğaya tutkun olduğunuzu iyi biliyorum. Siz aslında estetiğe değer veren narin bir ruha sahipsiniz. Eger hatırlayabilirsen, Ankara’da evinizi ve dolayısıyle şahsınızı da ziyaret etmiştim. Sağlık yönünden bazı sıkıntılarda çektiğinizi biliyorum. Çok çok geçmiş olsun diyor, sağlık dileklerimi sunuyorum. Ben de rahatsızım, özellikle dış âleme pek çıkamıyorum. Köy sorunları, köy hayatı ve ekonomisi ile ilgili size bilgi verecek değilim, çünkü bilinçli bir şahıs olarak, bu konulara zaten vakıfsınız. Siteyi araştırıp, ne kadar dökümanınız varsa hepisini okuyacağım. Sağlık sorunlarımdan ötürü, sizin ve diger arkadaşların kıymetli yazılarını maalesef pek okuyamıyorum. Asıl mesele sağlık olmak üzere bu kışı İstanbul’da geçirmek istiyorum. Tekrar sevgilerimi sunup, bundan sonraki dönemde ilişkilerimizin daha da sıklaşacağını umuyorum.Hoşça kalınız.
Durmuş Öztürk 13/11/2013 Kırıntı
-----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@hotmail.com - Kırıntı - 13 Kasım 2013
Sayın Babuko Hüseyin, 3 Şükrü, 113 Hüseyin ile yaptığınız gezi ve yolboyu gördüklerinizi dikkatle okudum. Onlar olması gereken emarelerdir.Doğada bu tür görüntüler olmasa, doğanın bütünlüğü zede almış olur. Gelelim ünvanına: (BABUKO.) Babuko Hüseyin. Güzel, oki benimsemişsin bu mahlası hayırlı olsun. Fakat bir eksiğin var, nedir babuko; bir yazıyla açıkla da anlamını öğrenelim. Size mutlu yarınlar dilrken,hoşça kalın diyorum.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 11 Kasım 2013
Sayın muzaffer arkadaş, ben köyden on üç bilemedin on dört yaşında ayrıldım. Benim aklıma gelen anı ve hikayelerim bu kadar. Yaza yaza bitirdim gibi.
Yalnız bin dokuz yüz seksenden sonra köye gittim, o kadar anı ve hatıralar oluştu ki bunları yazsam beni köye koymazlar. Ben de zaten yazmıyorum. Çünkü köyde karekterli bir politika izleyen yok, herkes mal mülk ve şahsi çıkar peşinde koşuyor. Yalnız benimle karşılıklı konuşan kişiler bir bakmışsın konuştuklarını hep inkar ediyorlar. Bu sefer ben yalancı duruma düşer gibi oluyorum.
Muzaffer arkadaş sana ve tüm dost olan kişilere selamları. Babuko Hüseyin 11-11-2013
-----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL – cevatgunel46@hotmail.com - Ankara – 11 Kasım 2013
Muzaffer Bal, sen bal gibisin demiştim.
Yağ olsun,sağ olsun eleştirmesin beni.
Senden çiçek nefesi,kuş sesi geliyor demiştim,
Çığlık,çığlığa katıp kaldırıp yere vurmasın beni.

Böylesi aşk mı olur sevecendin hani sen,
Armasız urubamda ne motif bıraktın, ne desen
Ne olurdu ölür müydün, güzel olmuş yazın desen,
Kızgın kızgın maağma gibi akacaktı yazılar
Nasıl akacaktı nasıl yazılacaktı sende aa desen

Muzaffer bibi, şaka bir yana eleştirilerin kıssadan hisse olmuş,atmadan vurdum gibi avcı misali. Ben anlatımlarımı özetleyip yazamıyorum sözcüklerimi iç içe geçmiş ifadelerle ancak ifade edebiliyorum. Böyle olunca bunun başlığı hangisi bilemediğimden başlık veya ad yazmakta zorlanıyorum. Bazen ad konur, altı doldurulur. Bazen yazar yazar sonra ad bulunur. Ben böyleyim işte, hızlı gidince fren tutmuyor. Ben de seviniyordum ki ne güzel oluyor yazılarım, kollarımı kaldırınca pazularımı görecektin hindi gibi olmuştu, okudun üfledin bir nefeste söndürdün.
Bundan sonra senin yazıların başlıksız olacak yani, Başlığı sen yazacaksın anlaştık mı? Öğrenirim gün gelir cızktırı, cızktırı yazmayı, vursanda yerden yere, topal topal kalkar koşar giderim yazılarımla.
Bizde hukurma derler, doğuda zılgıt dağlarda özgürlük veya özgürce atılan çığlık seslerine, şimdi anlıyorumki özgürlük mücadelesi veremeyenler bu çığlıklarla deşarz olmaktalar.
Yahu Muzaffer, bırakta mücadelesiz bir zılgıt çekip, bir hukurayım çığlık çığlığa düzensiz yazılarımla.
Ama bilir misin biz de ZILGIT nasıl kullanılırdı. Ana, baba veya büyük birisi, kızdığı küçüklere var get ordan şimdi benden ZILGIT yemeden. Demek ki anlamlar çok çokfarklı oluyor bu farklılıkları anlatmaya çalışıyordum, sende üstünü çiziyorsun, altını çizde bir övüneyim bari. Anlaşıldı ben de attımıdı vurdum yazacam, sende başlık yazacan. Yine de seni ve senin gibileri çok seviyorum.
Sana ve tüm iyi insanlara sevgilerimle hoşça kalın.

Not: Hatırlatmasan olmazdı sanki,Bende kafa yok mu hep mi tahta.
Anıt ağaçları notlarımın içine aldım çünkü onların ayrıcalığı var, GÖLET yazısnın bitmesini bekliyordum. ANIT AĞAÇLAR hakkında GÜMÜŞHANE Valiliğine de yazı yazacağım. Onlar hep ilgisiz kaldı. Tabelaları ve çevre düzeni yenilenmemiş. Gümüşhane günlerinde hiç yer almamış. Ağaçlar da alevi mi bilmiyorum. Korunan alanların ilan edilme belgeleri bende mevcuttur. Bu konuda bölge halkının görüşleri de önemlidir. Bilesin ki unutmadım,sende unutmamışsın teşekkürler.
Cevat GÜNEL 0533 749 8059 Ankara
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk-04 Kasım 2013
... Tam kurtuldum şu bizim Baboko’nun yazılarından diyordum ki beni duymuş ola ki hemen Gizemli Bir Güz Gezisi başlığı ile beni kaz Dağlarından alıp Kân’a doğru yola çıkardı. Madem korkuyorsun Babuko ne işin var o güzelim gazellerin döküldüğü ve de yerlerin sarı yeşil yorgana döndüğü yerlerde. Benim kıskançlık duygularımı kabarttın ve gerçekten seni kıskandım. Bütün kıskançlığıma rağmen beni oralarda gezdirdiğin için sağ ol var ol, eline sağlık. Uçkur çözen koça oğlan yoluna çıkarsa hemen beni çağır Hızır gibi yetişirim.
...İkinci yazı Cevat Günel’in Daldan Dala: Okumak, Danacık, Adam Olmak. Dayı başlığın sonuna geldiğimde başını unuttum. Dayı kusura bakma, bakarsan da bana ne. Ben eleştirimi baştan yapım dedim. Başlıkları kısa korsan daha iyi olacak gibi bana geliyor ve de ben de oturup seninle uğraşmam tamam mı.
Neyse bu küçük uyarıdan sonra kısa olarak yazıya dair birkaç söylemek isterim. Yazı genel anlamda çok iyi ve de gerçekten daldan dala ama o dallara atlarken ara bağlantıları çok iyi kurmuşsun. Kapıdan kalkan danacık sözü geri kalmış toplumlara özgü. Bu aslında bir kıskançlık tabi ki. Ama kapıdan kalkan danacıklar da, tosun olunca kalktığı kapıyı da tanımıyorlar, bu da hayatın acı gerçeği. Bende inadına bu dostları (danaları - tosunları) takip ediyor ve onlarla övünüyorum, bu da benim zayıf tarafım.
Bir de şu yırttığın şiirlere gelelim, bunu doğru yapmamışsın. Her yazı yazıldığı dönemde çok önemlidir, evet şiir yazmak çok önemli. Şiir yazarken hiçbir şairle ölçülerek yazılmaz. Her şiir yazan, belki ünlü şair olmaz, ama her şair iç duygularını dışa vurur. Evet, dayı senin doğa üzerine yazman gerek, ilk mesela iki milli ( ardıç-kavak) ağaçlarının serüveni ile ilgili. Bunlar bizim için gereksiz olabilir. Ama o ağaçlar yok olduktan sonra gelecek kuşak için önemli. Tabi ben nasılsa gelecek kuşağa bastonum elimde, sakalımı sıvazlayarak bundan seneler önce, bu topraklarda bir orman fotoğrafçısı vardı, ağaçlara ormanlara takmıştı kafayı. Bakın o fotoğrafçı ne yaptı biliyor musunuz, nasıl bilmesiniz yahu, bu kadar çabuk unutulur mu? Haklısınız ben bile unuttum ismini, ne olacak kusura bakmayın yaşlılık.
Ama durun aklıma ismi değil ama pipo içerdi, birde galiba lakabına Tahta Kelle derlerdi. Evet, adı aklıma gelmedi ama yiğit namı ile anılır derlerdi. Neyse ne anlatacaktım, yaşlılık unuttum. Tamam, o Tahta Kelle ne yaptı biliyor musunuz, yahu ne sabırsızsınız unutup tekrar ediyorum. Kulaklarınızı açın, gözlerinizi gabarcuk gibi yapın bakın. Aha şurada, yahu görmüyorsunuz, yahu o kavak yok ama sen git bak mermi izleri ile delik deşik edilen ağacın nüfus kâğıdını bulursunuz. İşte orada kocaman bir kavak ağacı Ali Ağan Kavağı derlerdi, o kavağın yaşını ölçtürmüştü. Ha birde ta o tepede ardıç vardı, onun da yaşını ölçtürmüştü, her ağaca da bir kimlik çıkarmıştı, hey gidi günler hey, nasılda gelip geçiyor. Bakın ben Tahta Kelle bunları yazmadığı için, size bunları anlatmak için inadına kaldım. Ama galiba ihtiyarladım, kusura bakmayın çocuklar, şöyle bir uzanım uyanırsam devamını anlatırım.
muzaffer bal - Altınoluk
-----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL – cevatgunel46@hotmail.com - Ankara – 04 Kasım 2013
Saygıdeğer Hatun hanım. 25 Ekim 2013 tarihli yazınızda, uzunca bir süre aradan sonra karadorukaa siteye tekrar dönmenin mutluluğu içinde, site yazarlarının yazılarını okumaya başladığınızı, giriş yaparak sevincinizi site dostlarıyla paylaşmışsınız. Sitedeki yeniliği ve yeni yazıları hemen fark ederek, beni de site yazarları sıfatına katmanız, bana fazlasıyla yazı yazma heyecanı ve cesareti verdi.

Siz de bilirsiniz ki benim mesleğim farklı, ben bu işten anlamam, yazsam da ben yazar ben okurum. Siteye yazı yazmak için bence medeni cesaret ister, ben bu kanatte idim. Yazmak ayrı bir iştir. Mektup değilki yazdıran da, okuyan da birbirini tanıyor her hususiyetlerini de bildikleri için yanlışları bile doğru algılasınlar. Bazı yazıların kenarından, köşesinden fare yırtığı gibi ditilirde, ondan korkarım? Bir insan yazar değilse böyle umuma ait alanlarda insanın kendini ifade etmesi çok zor iş olduğunu kabullendiğimden yazabilmeyi hayal etmiyordum. Peki, nasıl cesaret edip başladım. Bir şeyi itiraf etmeliyim, doğru bilinmesini istediğim bazı belge niteliğinde yazılar vardı, yazma zorunluluğum böyle başladı. Sağolsun karadorukaa site sahibi de okunur hale getirip yayınlıyor.

Hatun hanım iyi ki siteye dönüş yapmışsınız. Yazılarımdan bir bölümü olan Yaşam mücadelesi konulu yazıyı değerlendirerek bana güç ve cesaret kattınız, Bu yazının doğuş sebebi Gelincik Gölet’in yapım aşaması öyküsüdür. Yazılacak 9-10 sayfa daha var, ilgi alaka görürse tabi.
Ben sizin geçmiş tarihli yazılarınızı okudum, ama sizin gösterdiğiniz inceliği gösteremedim.
Tam aradığım konular işlenmiş, çok mükemmel olduğu kanısına varsam bile yazamazdım, nedeni yukarıda kısmen belirtmişimdir, yeni yazmaya çalışıyorum.

Sizlere çok teşekkür ederim beni mutlu ettiniz, konunun önemini şimdi anladım, doğru konu seçmişim. Bu, bir ölçümdür, değerlendirmedir. Siteden bazı dostla rda benzer değerlendirmede bulundular teşekkürler.
Ali Aydoğan öğretmen tahammül gösterirlerse, siteye ben de alıştım. Hele böyle güzel temennilerden sonra, site dostluğu ve yazarlığıyla birbirimizi daha yakın tanıyacağız.
Size ve sizin nezdinizde site dostlarına saygılarımı sunar, çocuklarınıza sevgilerimi iletirim.

Cevat Günel - 0533 749 80 59 - Ankara
----------------------------------------------

MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.com - Ankara – 29 Ekim 2013
Ali hocam sitenin konuk defterine birkaç kez yazdım ama sizlere ulaştıramadım. Sanıyorum bir aksaklık var. Cevat abiye, Muzaffer abiye teşekkür etmiştim yazılarımı beğendikleri için. Onların eleştirileriyle yazılarımızın daha da gelişeceğini. Diğer yazarlar hakkında da duygularımı dile getirmiştim. Evet yazılarıma rahatsızlığımdan dolayı bir süre ara vermiştim. Fakat bu süre içinde de sitede yazılanların takibini bırakmadım. Şu sıralar ÇETEEHMED dedemi anlatan bir yazı yazmaya çalışıyorum ama, elinde bununla ilgili bilgi olanların yardımına ihtiyacım var. Bütün site dostlarına sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Hoşça kalın, dostça kalın. İnşallah bu yazım size ulaşır. MUHARREM AYDIN 28.10.2013
.... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 29 Ekim 2013
Evet Muharrem Bey, Konuk Defteri’nde bir aksaklık var ve ne yazık ki tam olarak giderilemedi. Bak Facebook’tan gönderdiğin mesajı senin adresinle Konuk Defteri’nde yayınladım; senin bilgisayarından ise yayınlanmamış; ilginç! Birçok kişinin mesaj gönderdiğine dair Mynet Proservis’ten ileti alıyorum; ama mesajların kendisi ortalıkta yok. Çete Ehmet başlıklı yazını merakla bekliyoruz. İlgin için teşekkürler. – A.A.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 25 Ekim 2013
Önce Durmuş öğretmenime teşekkür ederim, yıllarca düşündüğüm ama ismini hatırlayamadığım GİZİT oyununu bana hatırlattığı için. Ben, bu oyunu Tuğ Gıran'ında oynadığımızı hatırlıyorum. Ayrıca Sığınağı hiç tanımadığım bir orman, Sığınağı da bana detaylı olarak öğrettiği için. Köye ilk geldiğimde Sığınağı ziyaret edeceğim. Eline sağlık öğretmenim, tekrar teşekkürler.
Ali dost önce senden özür dileyerek başlamak istiyorum. Sitede yazılan yazıları kaçırmadan okumaya çalışıyorum, ama görsel bölüme yeterli bakmıyordum. Son çok yönüyle Kırıntı Köyü filimi izleyince çok şey kaçırdığımın farkına vardım. Film çok güzel olmuş, özelikle kurgusu ve hele müziği harika. Eline, yüreğine sağlık dost.
muzaffer bal - Altınoluk
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 25 Ekim 2013
Çok teşekkür ederim Muzaffer Bey. Aldığım bu güçle aklımdaki yeni bir klibin kurgusunu da yapabilirim. :))
-----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatunay@hotmail.com - Ankara - 25 Ekim 2013
Merhaba Site Dostları...Oldukça uzun bir zaman aralığından sonra elbette gönlümde herzaman yeri olan sitemize yeniden dönüş yapmak bugün benide mutlu etti....Okudumki Site yeni yazarlar kazanmış bu beni ayrıca çok memnun etti...Cevat Günel'in Yaşam Mücadelesi adlı yazısını okudum eline yüreğine sağlık...Bende zaman zaman düşünürüm bizim toplumu insanlarımızı ve kendi kendime hangi Yabancı Devlet'lere,Kıt'a'lara gittiklerini ve hangi ülkelerde olduklarını sayarım ...Dünya'nın her yerindeler bu beni birazda gururlandırır hangi sebeplerle gitmiş olurlarsa olsunlar...Cevat Günel'in bu güzel yazısı için kendisine teşekkürler ....Hatun Aydoğan...
-----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 25 Ekim 2013
Merhaba Durmuş Öğretmenim Dayıcığım,
Son gönderin olan Gizit başlıklı yazı çok ilgimi çektiğinden bu mesajı yazma gereksinimi duydum. Eğer doğru anlamışsam çok ilginç bir eğlence aracı yaratıyormuşsunuz o zamanlar. Lunaparklardaki yere paralel dönen zincir ya da dolap benzeri bir araç yapıyormuşsunuz.
Yazmasaydınız, böyle bir bilgiyi öğrenemeyecektik. Benzer yeni bilgiler varsa yazmayı unutmayın lütfen.
Teşekkürler, saygılar, sevgiler...
A.A.
-----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL – cevatgunel46@hotmail.com - Ankara – 21 Ekim 2013
Sevgili Muzaffer’ciğim, yazacağım yanıt, gönül isterdi ki güzel olsun sana hediye, ne çare daarcık (depo, hafıza, bellek) boşalmış olabildiğince... Bellediklerimi yazacağım sana ve senin nezdinde herkese. Hoş görünüz, herkes ve sen.
Yazılarını okuyorum vakit oldukça, hem de karadorukaa sitenin tamamını okumaya, incelemeye çalışıyorum.
Senin yazıların, yalın ve sade olduğundan çok rahat anlaşılıyor. Ben öyle yazmayı beceremiyorum. Yazı kuralını yeterince bilmem, karadüzen yazar giderim, gerisi Ali Aydoğan öğretmene kalmış.
Yazılarımı okumuş övgülerde bulunmuşsun. Ben neymişim de haberim yokmuş. Yazar yapacaksınız beni bu gidişle. Ama varsa bellekte akar musluklar, bazen tam açık olsa da sadece sızar ve damla, damla akar; depo boş, ne aksın ki. Ben kimseyle yarışamam, açıklarımı bildir (yaz) yeter bana. Sen zaten hep güzel yazıyorsun, ben iyi, güzel yazmaya özlem duyuyorum.
Okuma, okuma biçimi ve okumanın önemi konulu yazına biraz muhalefet olacaktım, hemen bir yazın daha yayına girdi. Hızına yetişmek ne mümkün, kutlarım, muhalefet olmama fırsatta vermiyorsun.
Muzaffer canım kardeşim, herhalde halkı ve bizim halkı tek tip kafaya sahip zannediyorsun, herkes anlayacakmış gibi tepkilerini dile getirmişsin, bu da iyi niyetini belirtiyor. Güzel eylemişsin okumayı ele almakla, içimdeki yarayı açmayı başardın. Ben o konuda yazmaktan kaçınıyordum. Herkes kendi bildiği işi yapmalı ki, en güzelini yapsın. Öyle yaparsa kendine güveni olur diye düşünüyorum. Her işe bulaşmak gülünç duruma düşürür insanı. Biliyorsa yazsın, yoksa yazara bıraksın derim. Bu benim için de geçerli.
Muzaffer 33.yazında biz ekşi hamur gibi salınırsak, toplum yerlere serilir diyorsun. Çok doğru, ben de aşağıda iki yazına farklı yaklaşarak kendi görüşlerimi aktarmaya çalışacağım.
Kente geldik çarıkla, ben ve ben yaştakiler veya diğerlerinin babası. Ben veya diğerleri ile birlikte kent yaşamından aldıklarımız sadece ulaşabildiğimiz farklılıklardır. Kısacası ufkumuz kadarını öğreniriz çünkü biz çarıkları, tarlayı, tapanı, çifti çubuğu, harmanı yeni bıraktık, geldik bilmediğimiz ortamda yaşamayı, bilmediğimiz işlerde çalışmayı ve en iyisi olmasına özenle, yepyeni yani bizden ileride gelişmiş, çağdaş, aydın kuşaklar yetiştirme heyecanına girdik. Bizden sonraki kuşakların ufku elbette ileridedir. Yalnız hepsini katmıyorum bir çoğu yozlaştırarak öğrendiklerinde kolaycılığı ve taklidi kendine yakıştırdığını üzülerek görmekteyim, bunlara senin dediğin gibi kitap okutamazsın zaten biliyorum der. Öğütleriz yeni kuşaklara bizden bir şey beklemeyin, diyelim ki biz ağzında puro sigarasıyla hastasına sakın ha sıgara falan içmeyesin diyen doktor gibiyiz, dinlemezler.
Onların yeni çevreleri vardır. Ama onlar çağın gençleri, çocukları onlar bize puroyu attırmalı diye düşünüyorum.
Hepsini kastetmiyorum, sanıyorum biz yeterli olamadık. Diyelim bunlar adam olacaklardan firelerimiz. Kültür devriminin önemi burda öne çıkıyor. Ya elde kalanları kınamıyorum, olması gerekenleri yapıyorlar elbette, öyle olmalı ancak oda dış görünüm de kalıyor. İlk insanlar çıplak yaşarken doğadan ve iklimlerden korunabilmek için örtünmüşler, zamanla yerini giyim kuşam almış, elbette şimdi yaşadığı ortama uyumlu hatta daha da geliştirecekler ama görüntüleriyle, davranışlarıyla aldatmasınlar bizleri.
Kaşlar alınıyor, gözler sürmelenip, saç boyanıyor etekler özgürlüğünde savruluyor olabildiğince. Tahsil de alıyor hanımlarımız. Böyle çağdaş olduklarına inanıyorlar, çoğunda gelişmenin zerresi yoktur, özenti dışında.
Beylerimiz kılık kıyafeti tam, eğitim beni geçmiş, medeniyette ön görünümde olmasına itirazım yok, yaşamlarını benzetebiliyor burjuvaya ona da itiraz edemem. Ancak felsefe, medeniyet, çağdaşlaşma da ilerlemek yerine yozlaşmış yönlerini kavradıklarını, kültür yoksunu gibiler. Ben böyle değilim diyenler için yazmadım, bu şahısları dışarda tutuyorum.
Kardeşim Muzaffer böyle zor şeyleri bizden isteme insanlardan. Örneklerim var: Arkadaşıma diyorum ki halk toplanmış bir yere gidiyor haydi katılalım. Diyor ki benim öyle yerlerde işim olmaz. Bir başka arkadaşa diyoruz, şu konuda toplumsal bir çalışma yapıyoruz, bize yardım eder misin diyoruz.
Benim orda işim olmaz diyenlerimiz, ortalık sulh olduktan sonra fotoğrafın en önünde poz verip hatta sahneyi kapatıyorlar ben arkada bile yokum bana yer kalmamıştır, kalmasın ama okumuş olan bu tipler çoğunlukta olduğundan üzülüyorum. Toplumsal bir olayda işi olmayanlara hangi kitabı okutacaksın, belki de sana diyecek ki ben bu kitabı yuttum, sen git ben enayi değilim.
Muzaffer, asıl konumuz okumak. Senin tarif ettiğin insan profili ile benim tarif etmeye çalışacağım insan profili çok farklı olacak. Sen hep mükemmellere seslenmişsin.
Başka çoklardan bahsedeyim, bunlarda diğer çoklarımız. Dini yazılar genelde müzikal tarzda okunduğu için ezber olabilir, biz ise öğrenerek okumamız gerektiğini öneriyorsunuz. Kim neyi, nasıl ve niye okuyacak, hem nerden zaman bulacak ki, senin yazdığın biçimde okusun. Sana bazı profiller çıkaracağım, bak benim gördüklerimi?
Bir tip okuyucu koltuğunun altında spor veya talih oyunları gazeteleri, var neyi okusun gariban, kolay para yolu burada, anadan babadan mı alsın.
-Gezi direniş olaylarında iyiye kullanılmış FACEBOOK veya sosyal paylaşım siteleri ne diyeceğim yok.
-Ya duyduğum Facebook kullanan bizimkiler okuyor ve yazıyorlarmış sosyalleşme hariç, her şeyi.
-Ahbap çavuş olup, sokak ağzı kullanarak aklına ne gelirse yazıyor, okuyormuş nevisi yok çeşit çeşit fotoğraflar gönderiyorlarmış, ailevi dedikodular yazarak tartışmalar yapılıyorlarmış, terazinin ölçüsünü kaçırıp rahat rahat yazışıyormuş arkadaşlar.
Öyle çokmuş ki, çook, çok face arkadaşları varmış. Dünyanın her yerinde diye övünüyorlarmış, yüz yüze tanışmadıkları insanlardan, geniş çevre dostlar ediniyorlarmış bu biçimde. Yüz yüze görüşseler belki de kalıplaşmış (şablon) sözcük dışında cümle kuramayacak medeniyet yoksunu zavallı insanlara mı yapacak okumayı,
-Sen umutlu iyi insansın,bense umutsuz biçare üzgünüm.
-Bir grup daha var oda güdülmekten kurtulmuş sanar kendini, gütmeye kalkar içinde olduğu halkını, bu kişiliksizdir. Danacık değil bu tipleri katmıyorsun zannediyorum içimizden çıkan danacıklar.
Bir örnek daha veriyorum, bu tiplerde fotoğrafın en önünde poz verirler bana veya bize yer kalmaz enayiysek.
-Diyorumki arkadaşlar, dernekte desteğini bekliyorum, hemen cevap veriyor: Bilmem ki ve biraz duraklıyor, tekrar cevaplıyor. Yav abi sen beni katma bu işlere beni mazur gör. Anlamanızı istiyorum Muzaffer, bu tip arkadaşlar çoğunlukta bilesiniz.
Birazda kendimden, Cevat Günel’den söz edelim, burada daha çok öz eleştiri tarzına yer vereceğim. Gazete alırım anlayamadığım bölümlere yani spor, ekonomi dış haberler reklamlar, magazinsel haberlere hiç bakmam, günün haberlerine şöyle bir bakarım, detay okumam dikkatimi çekmezse, manşetlere ve bazı başlıklara göz atarım, genelde köşe yazarlarını ve siyasi haberleri okurum. Gazeteyi katladıktan sonra ne okudum hatırlayamıyorum, hatta altını çizerek okuduğum yazıyı da yazarı da hatırlayamıyorum. Kendi kendime derdimki ben buna neden bir lira verdim.
-Öyleyse kafada bellek hiç yoktur ki ben belleyemiyorum.
-İkinci, üçüncü, el olsa da aldığım kitapların türü ne olursa olsun gazetelerden farklı okuyorum, çünkü kenara çekilip okumaya çalışıyorum
-Kitapları okurken dudaklarımdan mırıldanarak okurum, ama kafamın içinden evimin ekonomisi, günlük, aylık, senelik yaşam problemleri ve memleket meseleleri sesli gürültülü geçerken yine de biten sayfaları çeviriyorum, geride kalan sayfaları hatırlayamıyorum; bırak ezberlemeyi belleyemiyorum dahi; şimdi ben okumuş mu oluyorum?
-Benden din adamı olmaz, çünkü bende ezber yok.
-Benden şarkıcı, türkücü olmazs sözleri ezberleyemem.
-Dedimya bende bellek yoktur
-Benden şair hiç olmaz, dizi dizi şiir de ezberleyemem, ezberim yok.
Ama sanıyorum benim durumda olan okumuşlarımız vardır ama dışa vuramıyor ya da medeni cesareti yok, yazamıyorlar.
-Ben kimseyi küçümsemiyorum, asla karekterim değildir, ama küçültülmeyi de hazmedemem doğrusu, hemen tepki veririm,kimseyi küçültecek ne yapım ne de konumum müsaittir.
Ben biraz karamsar tablo çizdim galiba, ben böyle değilim diyenler lütfen yazsınlar.
Uyarsınlar bizi, ne kadarız çokluğumuzu bilelim.
Anlatabilsem olması gerekenleri kısa ve öz yazacağım,s anıyorum yeterli değilim.
Kabul et ki bir sepet meyve gönderdim sağlamlarını seçmek yine sana düştü.
Yetmedi devamı yolda geliyor
Sevgilerimle
Cevat GÜNEL - 12 EKİM 2013 - 0533 749 80 59 - ANKARA

-----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK -durmusogretmen@hotmail.com - Kırıntı Köyü - 15 Ekim 2013
Sayın sitemizin mensupları; yine bir kurban bayramını idrak etmiş bulunuyoruz.Bu demek oluyorki birer yaş daha büyüdük, daha sağlıklı bir olgunluğa ulaştık. Ben hepinizin bayramını içtenlikle kutlar,sağlıklı ve mutlu günler dilerim. Saygı ve sevgilerimle. D.Ö.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail - Altınoluk – 09 Ekim 2013
Karadoruk aa sitesin de ki yazıları tek, tek okumaya çalışıyorum. Konuk defterini de aynı şekilde okuyorum. Genel olarak yazılar hakkında az da olsa görüş belirtiyorum. Yazan arkadaşları her zaman selamlıyorum. Bu değerli yazar arkadaşlardan biri de Muharem Aydın. Aydın’ın son yazısı 16 Ağustos 2013 da “Evini Özleyen Eşek” başlıklı yazısını yazmış. Yazıyı tekrar okudum çok güzel bir yazı eline sağlık Aydın. Şöyle yeni yazını aradım acaba atladım mı diye ama göremedim. Yeni yazılarını mutlaka bekliyorum.
Durmuş Öğretmenim, size önce geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Eğer sıhhatiniz müsaitse, sizden de o değerli yazılarınızı bekliyorum.
Babuko, tatilin bitmiştir zannediyorum, senin de yeni yazılarını bekliyorum.
Muzaffer Bal – Altınoluk
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK -durmusogretmen@hotmail.com - Kırıntı Köyü - 02 Ekim 2013
"Yine bahar geldi, bezendi dağlar" diye bir halk müziği dörtlüğünde dile getiriliyor. Sonbaharda da, zamanına özgü bir bezenme var.Özellikle karma ağaçların yaşadığı ormanlardaki renk cümbüşüne bakmakla doyamıyor insan. Sarı, mor, kahve ve yeşilin tonları adeta biribirileriyle yarışıyor. O güzelim manzaraları seyretmeğe insan doyamıyor. Gönlü gözü olanların yerine, çok seyrediyorum ama, bilmemki siz tatmin oluyor musunuz? İnanmazsanız gelin görün, bakın yalan mı. Bimem ki şimdi hayalinizde mi, buralar. Hepinize renkli günler, sevgi ve selamlar.
02-10-013 Durmuş Öztürk
..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 08 Ekim 2013
Kusura bakma dayıcığım, mesajı yeni gördüm. Teşekkür ederim.
Sonbaharın o güzel görünümlerini özlemez olur muyuz hiç. Ne yazık ki hiç bir sonbaharda o güzelim görüntüleri çekme fırsatı bulamadım. Umarım bir gün... Saygılar, sağlıklar. A.A.
-----------------------------------------------
EMİN ÇALI - caliemin@gmail.com - Eylül 2013
Selam hocam, uzun soluklu geniş kapsamlı bir site hazırlamışsınız..Bu kadar ayrıntının altından nasıl kalkıyorsunun şaşırdım...Tebrikler hocam.. Başarılar...
..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 08 Ekim 2013x
Geciktirilmiş yanıt için bağışlarsınız umarım Emin Bey. İltifatlarınız için teşekkür ederim.
----------------------------------------------

CEVAT GÜNEL – cevatgunel46@hotmail.com - Ankara – 23 Eylül 2013
Muharrem Aydın öğretmenim,
İçimden senin için çok güzel şeyler, dizi dizi cümleler, yani inci dizisi gibi sözler yazasım geliyor, ama yazamıyorum. İçimden geçiyor, aklıma gelmiyor, kelimelere dönüşemiyor. Sakın ola demiyesin akıl varmı ki... Vardı, Bana yetecek kadar da olsa vardı, şimdi bulamıyorum. Karadorukaa’ya doğru gezmeye çıktım, belki hava alırım diye ne göreyim? Ooo... Neler yok ki? Benim kayıp ettiğim akıllar hep orada. Anladın mı? Orada seni buldum. Benim aklımdaki bulamadıklarımı hep sen yazmışsın. Kısaca yiyeceğe benzetirsek sofrayı silmiş süpürmüş yemişsin, bana bişey kalmamış. Ben ne yiyeceğim? Bu kadar fırın ekmek yeseydim, ben de öğretmen olurdum, akılların hepsi bende toplanırdı.
Bak şu işe... Oku yazdıklarını... Oku ki: Cevat yalan mı söylüyor? Hasan eminin mangalında kül bırakmamışsınız? Közde yumurta, demlik demlik çaylar bitmiş, hemde sıcak sıcak. Gersut yaylasında, fırından gilik... O da sıcak, sıcak. Yetmedi arabada torbalardan bölünmüş üç parçaymış, o da yetmedi tarlalardan topluyorsun. Yetmedi öğretmenim yetmedi... Babanızın malı gibi tayuğu (tavuğu) da yolmuş yoluşturmuşsunuz. Bu nedir, yaza yaza bitiremiyorum. Okuya okuya bitiremiyorum. Hem ülkeyi dört bucak geziyorsun, Gaziantep, Nizip, Birecik gez... Bir de pekmez ye. Oh be ne keyif, ye memo ye!
At dişleri... Dişleri ne ki? Yeter ki ballı ekmek gelsin, razıyım hala at gelse razı mısın? Utanma de, ben olsam razıyım derdim, ama ballı ekmeği de yerdim. Boş ver köyün ormanını, köye gitsek bizi ormana koymazlar bi gucah odun için, tezekde bulamah ne yemeye, ne yahmaya.
Ne mutlu sana. Sağ salim getirmiş Fincan hala, anana Güssün bacıya seni. Darılmadım diyemem sana, yoksa yalan söylerim. Özlediğin herkesi yazmışsın... Ama... Hadi beni önemseme, yazma. 6 yaşında yetim kalmış Cafar dayıyı nasıl özlemedin? Kusuruma bakma Muharrem’ciğim, ailecek seni ve ailenizi çok seviyoruz, ama kalemi elime aldığımda güya seni övecek şeyler yazacaktım. İnan çok düşündüm laf bulamadım. Seçtiğim kelimeler yetersiz kaldı. Benim de aklıma alıntı, çalıntı, buluntu geldi. Nerden mi diye soruyorsun? Hani öğrenciler kopya çeker ya... İtiraf ediyorum bende senin yazılarından, alıntı, çalıntı yaptım, Telif hakkıma(na) razıyım.
Ayrılık vakti geldi, bende laf söz kalmadı, iyiki yazdın bende öğrendim.
Not: Ali öğretmenin Karadorukaa sitesi tam da kopya çekme yeri biliyor musun?
Sevgilerimle gözlerinden öperim
Zaten sana da, Serpil hanıma da ders zili çaldı. Başarılar diliyorum. Zaten başarılısınız.
Cevat Günel – Ankara - Fotoğrafçı - 20 Eylül 2013
-----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL – cevatgunel46@hotmail.com - Ankara – 23 Eylül 2013
Melis Çomak Bakar hanımefendi.
Sana sevgili kızım dersem yazıma daha rahat başlarım tebrik mesajıma. 12 Ağustos’ta kaleme almıştım, ama Ali Aydoğan öğretmenim Ankara’da olmayınca mektup postaya verilemedi. Başarılarını kutlarım. Sizin adınıza sevinmek ne kelime; tarifi yok, o tarifi en çok size emek veren anne ve babanız ve tabi daha çok analar tarif ederler överek, övgüyle övünerek.
Aramızdan çıkarak çıtayı yükseltenler var diye sevinirim her zaman. Çıtaların en yükseğini aşasın... Kaderinin de, geleceğinin de çıtası yükseklerde olsun, başın öne eğilmesin.
Melisa hanım, senin yaşındakilerin, senin konumundakilerin hoşlanmadığı, duymak istemediği bir isteğimi yazacağım. Acaba ek mesleğine verdiğin önemi okuluna da veriyor musun? Vermeni isterim. Benim en büyük naçiz isteğim bu; beni bağışla. Öğüt vermiyorum anla beni. Ben hayat boyu çok konuda hüsrana uğradım. Hüsranlar içinde en etkileyici olan... Şimdi hâlâ tahsil arıyorum. Eğitimim lise... Şu anda 70 yaşındayım, ama sadece okur yazar gibiyim. Senden isteğim, tahsil çıtanda mesleğinle en yükseklerde olasın.
Biraz da birbirimize yakınlığımızdan bahsedeyim, 1963-1969 yıllar arası Giresun’da ben gençlik çağlarımda, Hancıgilden Rıza, Ali, Veysel, Adil, İzzet, Kadı (Sait) amcalarla ve babaları İsmail dedeyi tanırım. Onları saygı ile anıyorum. Ancak Alişan’ın Safinaz’ın eşi, gemi batışında kayıp olan Süleyman bey de benim için unutulmazdır. Kendilerini hiç unutmam, daima anarım.
Sen de beni tanımak istersen... Yeniköylü... Bir doğa fotoğrafçısı... Ama şimdi teknoloji herkese kolayca fotoğraf çektiriyor.
Melisa hanım, ben sporun (S) sini bilmediğim için hiçbir şekilde yorum ve hükümde bulunamam. Tek arzum mesleğinde, tahsilinde en yücelerde olasın, beynin ve felsefen yaz günü, güneşi gibi aydın, parlak olsun, beklentim bu.
Bir kez daha kutlarım. Sevgilerimle...
Cevat Günel - Fotoğrafçı - 18 Eylül 2013
-----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL – cevatgunel46@hotmail.com - Ankara – 22 Eylül 2013
Sevgili Ali Öğretmenim,
...Sitenin bugünkü anasayfasının üst kısmında “Parmağınızla işaret edip birini suçlamadan önce ellerinizin temiz olduğundan emin misiniz.? 1945-1981 Bob Marley” sözünü yayınlamışsınız. Anlamadım, www.karadorukaa eliyle banı mı soruyorsunuz? Bana soruluyorsa sorun yok, başkasının elini koklamadım, ne kokuyor bilemem.
...Narenciyeden mandalina mı çalmadım, bağlardan üzüm mü çalmadım, bahçelerden erik mi çalmadım, hıyar mı çalmadım, tarlalardan patates mi sökmedim, bostan gıyılarından kuşburnu mu çalmadım? Daireden kağıt mı çalmadım, dilekçe için fotokopi mi yapmadım? Kümesten tavuk mu çalmadım? Daha aklıma gelmiyor, neler neler yapmadım ki...
...Haaa az kalsın unutuyordum öküzün büyüğü dışarda kaldı derler ya bizim oralarda, gerçekten büyüğünü unuttum? Evsiz barksız kaldım, dokuz kere yıkılsa da bir gecekondu yeri çaldım hazineden, yalnız kulpu yoktu, onu da onlar uydurdu verdi tapuyu, o da aleni oldu, yani legal oldu, buna da çalmak denmez. Ayıptır, Ankara çöplüğüne yaptım. Bakın ha hakikat söylüyorum, inanın bana on yıllık meclis yemini etmiyorum. Birinin güzeline not verircesine çooook, çok güzel demişimdir, hiç de yan gözle bakmamışımdır. Çocuklarımı kolejlerde okutamamışımdır, 16 yaşında reşit değil öğrenci iken işveren yönetici yapmamışım veya Amerika’da okutup parasını başkasına ödetmemişim, kuyruğa girip bilet veya ceton (jeton) almadan gemilere binmemişim, hem de kendimin olmamış.
Söz gazete haberleri okurken açıldı. Buna yakışır bir sohbet hikayesi:
Benim bir arkadaşım derdi ki, “Bööök bişey çalacaksan faraza (sözün gelimi) söylüyorum diyorum, çalmak istersen en az 10 kişiye daha vereceksin.”
-Neden ?
-Çünkü çalınabilecek iki büyük yer var, birisi çalandan çalacaksın, birisi devletten; ikisinden de on kişi gerekli
-Anlamadım neden on kişi?
-Su başını tutanlara da vereceksin de ondan, zaten hepsini sana yedirmezler.
-O örgüte girer, ben örgütü nasıl bulacam?
-Bulamazsan böyle salak, salak bakınır durursun, benim gibi
-Yine de parmağımı rahatça uzatarak göstereyim, ben gazetelerin yalancısıyım oralardan okudum, tutuklanan hırsız görmedim.
-Ama benim ellerim yapış yapış meyve şırası,
-Yine de işaret parmağımla gösteremezsem, herkes tertemiz kimse mi nasıl gösteremiyor, gazete, tv, vb, vs, lerden... Arama bulamazsın.
Şiir okudumda böööööyle mazlum oldumlar var oralarda.
Nerden bulursun beni yoldan çıkaran bu sözleri.
Yapma hocam yine gecenin sabahı ettirdin , 20 eylül 2013 saat 04, 08
Yine de sevgilerimi arz ederim iyi çalışmalar sana
Not: Nasıl, sizin işaret parmağınız benim parmağım gibi mi? Ballı mı? Sakın ha, yoksa salak salak bakınırsınız.
Cevat Günel –Ankara – Fotoğrafçı

..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 22 Eylül 2013
Merhaba Cevat Abi, sabahın göz sızlatan saatlerinde yazdığınız yazıyı okurken aklım allak bullak oldu. Övgü mü, yergi mi yaptınız, tam anlamasam da olduğu gibi yayınladım. :))
Siteye verdiğiniz renk için çok teşekkürler ediyorum. Sevgilerimle ve tabi saygılarımla. A.A.
----
Merhaba Değerli Site İzleyicileri,
Cevat Beyin hoşgörüsüne sığınarak, onun yazma sistemi hakkında biraz dedikodu yapmak istiyorum. Bilindiği gibi Cevat Bey, Türkiye’nin hemen her bölgesini gezmiş, fotoğraflamış; teknik gözü kadar gönül gözü de açık olan, açık sözlülüğüyle, iğnesiyle, şakasıyla kendine özgü özellikler taşıyan bir değerimizdir. Oğlu Tayfun’un bilgisayar ustalığından yararlanarak, onu yönlendirerek bugüne kadar bilgisayarda epeyce işler yapmıştır. Kendisinin bilgisayar kullanımı ise yenidir; üç beş aylık bir kullanıcıdır. Bazen sorarak olsa da genellikle el yordamıyla, deneme yanılma yoluyla kendini geliştirmeye çalışmaktadır. Evet, yazım kuralları bilgisi, yazma hızı uzman düzeyinde olmayabilir; ama kararlılığı, yazma azmi takdire değer düzeydedir. Evet, mesajlarını Konuk Defteri’nde direk yayınlayamayabilir; ama bir şekilde yazdıklarını bana ulaştırabilmektedir. Düzeltmeler yaparak yayınlama iznini vermiştir. Bu kadar kısa zamanda, tırnaklarıyla kuyu kazarak bunu başaran Cevat Bey, eminim çok yakında yazılarını hiçbir düzeltmeye gerek kalmayacak şekilde yazabilecek aşamaya gelecektir. Yani öylesine kararlı, öylesine azimli. Bizim Yazarlarımız sayfasındaki yazılarının, her bir tümcesinin, her bir sözcüğünün her bir harfi onun uykusuz saatler geçirmesine yol açmaktadır.
Ben tatilde Ankara dışındayken o, göletle, soyağaçlarıyla ilgili yazılar yazmış. Geldiğim günlerde benimle, Melisa ile, Muharrem Bey’le ilgili mesajlar yazmış. Muzaffer Bey’le ilgili mesajı yazım aşamasında.
Mesajları Konuk Defteri’ne göndermekte zorlandığı için flash bellekle bana verdi. Sırayla yayınlayacağım. Şu anda İstanbul’dayım. Az sonra Ankara’ya telefon edip bu satırları yayınladığımı söyleyeceğim. Onun keyifle atacağı kahkahaları şimdiden duyar gibiyim.
Şunu da eklemeden geçemeyeceğim. Bilen bilir, sıra dışı ve büyük bir rahatsızlığı vardır yıllardır. Bunu karşın öylesine dirençli, yaşama umutla bakan bir yapısı var ki hastalığıyla dalgasını geçebiliyor, sürürünken sızlanmıyor, ayaklandığı zaman gururlanıyor, dengeli yürüyüşünü gösterirken mutluluğu gözlerine, sesine, kahkahalarına yansıyor. Ondaki direncin herkeste olmasını isterdim. Ona ve siz değerli okuyanlara saygılarımla... A.A.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL – muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 22 Eylül 2013
Cevat Günel’in Gölet yazısını okudum, dayı beni solladın ve biraz kıskanmaya başladım. Yolun açık olsun dayı. Ben seni kıskandım ama sen beni kıskandırmak için yaz. Bu sitede her yazanı saygı ile kıskanıyor ve selamlıyorum. Bu sitede yazılan her yazıyı okuyorum, herkesi çok beğeniyorum, bazen cevap yazamadıklarım oluyor, o yazamadıklarımdan peşinen özür diliyorum. muzaffer bal - Altınoluk
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL – muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk – 20 Eylül 2013
Ali dost, önce sana teşekkür ediyorum, yazımın altına yazdığın yazıdan dolayı. Uzun dönemdir yazmamıştım ve kendimi suçlu hissediyordum, işte üzerimden bu suçluluğu atmak için, okumak mı- ezberlemek mi sorularına kısa da olsa açıklık getirmek istedim. Birde yaz sezonu dolaysı ile olsa gerek, yazanlarda biraz gevşeme oldu. Belki sezonu açar düşüncesi ile de yazdım. Herkesi yazmaya davet ediyorum, dağarcınızdaki dökün göreceksiniz ki o dağarcığınızda çok şey saklamışsınız. Unutmayın sizin bildiklerinizi herkes bilmiyor ama herkesin bildikleri de, gelecek nesillere köklerini bilme olanağını sağlayacak. Bildikleriniz sizle beraber toprağın altına gittiği zaman köklerinizin tüm hikayelerini toprağın altında çürüteceksiniz. Bu çağrım sitede yazanlara olduğu kadar, daha çok yazmayıp da, hikayeleri kendisi ile beraber toprağın altına götürmek isteyenlere. Eğer torunlarımız, toçaklarımız biz kültürümüzü, yaşamımızı öğrenmesini istiyorsak yazmak mecburiyetindeyiz. Hiçbir hikaye hatırlamayanlar sarı öküzü öküz arabasına, sapana nasıl koşulduğunu anlatın, ilerde bunlar bile merak edilecek. Herkese selam. Muzaffer bal --Altınoluk
..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 20 Eylül 2013
İlginiz, uyarılarınız ve destekleriniz için çok teşekkür ederim Muzaffer Bey. Umarım çağrılarınız yerini bulur.
-----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.com - Ankara -17 Ağustos 2013
Ali hocam, uzun aradan sonra bir anımı daha yazmaya çalıştım. Benim anılarımı yazmam sizin teşvikinizle oldu. Okuyucuların olumlu eleştirileri de etkili oldu tabi ki. Ali hocam her türlü eleştirilerinizle, (olumlu, olumsuz) benim de diğer site yazarlarımızın da daha iyi ürünler verecekleri kanısındayım. Eleştirilerini bekliyor, bütün site takipçilerine saygı ve sevgilerimi sunuyorun. MUHARREM AYDIN

..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 17 Ağustos 2013
... Şu siteyi kurmaktaki, özellikle Bizim Yazarlarımız sayfasını oluşturmaktaki en büyük mutluluğum ne biliyor musun Muharrem Bey? Belki yazmak aklının köşesinden bile geçmeyecek arkadaşlarımızın bir çoğunun ilk yazma denemesini bu sitede yapmış olması. Bazılarının ilk yazılarını anımsıyorum da ne kadar ürkek, özgüvensizdi. Acaba yazabilir miyim kuşkusu içindeydi birçoğu. Yazdılar, hem de hızla gelişerek, başararak. Bazıları zaten en başta yazma yeteneğine sahipti. Şöyle ya da böyle, hiç kimse içinde gizli cevher yoksa ne kadar uğraşsa da yazamaz; yazmaya çalışsa bile sonuç kör topal olur. Bizim Yazarlarımız sayfasının yaptığı en güzel hizmet, gizli kalmış cevherleri açığa çıkarmak oldu.
...İlk yazında, ilk kez böyle ciddi bir yazma denemesinde bulunduğunu söylediğinde inanamamıştım Muharrem Bey; bunu sana da söylemiştim. Belki yazım kuralı eksiğin vardı, ama yazmakta yetenekliydin. Kendine özgü devrik tümcelerin, bağlantıların, anlaşılırlığın, abartısızlığın, doğallığın kişisel yazım tarzını kısa zamanda ortaya çıkardı.
... Aziz Nesin tadında okudum son yazını da. Bu, Aziz Nesin tarzında yazdığın anlamına gelmiyor; onun gibi sade ve anlaşılır yazdığını, okuyanı sıkmadığını söylemek istedim. Gereksiz betimleme denemelerinin yazıları boğma, sadelikten çıkarma, okuyanı sıkma, yazıdan uzaklaştırma tehlikesi vardır. Bu, betimleme yapmamalı anlamına gelmez; betimlemeler yazının rengidir, süsüdür, albenisini artırır; ama yerli yerinde ve doğru yapılırsa. Bir Maksim Gorki’nin, bir Yaşar Kemal’in zaman zaman yaptığı betimlemeler, anlattığı yerin gizemli bir fotoğrafını yansıtır gibidir. Sen şimdilik betimleme kullanmıyorsun; zamanla bunu da başaracağına inanıyorum.
...Konuşma tümcelerini tırnak içinde değil, konuşma çizgisiyle göstermen çok yerinde. Tırnak işaretiyle gösterilen tümcelerin de kendine göre bir güzelliği olabilir, ama rahat okuma açısından konuşma çizgisi daha çok tercih edilmektedir.
... Bir anını yazarken, arada girdiler yaparak o yılların yaşamsal özelliklerine yer verirsen, yazılar daha da bir belge özelliği kazanır.
...Bir sohbetimizde dedelerinden birinin yaşamının derlenmesinden yazıp yayınlamış olduğum Recep’in İsmail gibi bir öykünün çıkabileceğini söylemiştin yanılmıyorsam. Böyle bir öyküyü yazabilirsen çok iyi olur, Muharrem Bey. Merakla bekliyorum. Konuk Defteri’ne yazacağın kısa bir masajla o deden, kimliği ve yaşam özelliği hakkında okuyucularımıza kısa bir bilgi vermen mümkün mü acaba?
... İlgin, yazın ve yazını değerlendirme isteğinde bulunarak bana bu yanıtı yazma fırsatı verdiğin için çok teşekkür ederim Muharrem Bey. Sevgilerimle... - A.A.
-----------------------------------------------
MELİSA ÇOMAK (BAKAR) - melisacomak@hotmail.com - İstanbul - 16 Ağustos 2013
Güzel dilekleriniz için teşekkür ederim.

MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 12 Ağustos 2013
Melisa Çomak Bakar arkadaşın başarılarından dolayı tebrik eder, bundan sonraki yaşamında da büyük başarılara imza atacağından hiç şüphem yok. Başarının anahtarı kazanma hırsı +öz güven ve çalışmak. Tüm içtenliğimle Melisa arkadaşı selamlıyorum.
------------------------------------------------

TAYFUN ÇOMAK - İstanbul – 08 Ağustos 2013
(Kırıntı'dan Beşiktaş'a)
Slm. Hancıgil den Türkan Çomak ( bakar) ın kızı Melisa Çomak , Tarihinde İlk kez kurulan Beşiktaş Jk Kız futbol takımında oynamaya başlayarak tarihe geçmişdir. Ligde İstanbul takımları arasında 1. , Türkiye klasmanında 2. olarak büyük bir başarıya imza atmışlardır. Konuyla ilgili sayfanızda haber yapmayı düşünürseniz size resim de göndericem. Melisa lig bittigi için 9 agustosta tatil için kırıntıda olacaktır, 20 gun kalıp 29 agustosta bursada bir turnuvaya katılmak üzere Beşiktaş Jk kız futbol takımına geri dönecektir..
Saygılarımla ,
Tayfun Çomak
0536 318 03 57
..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 08 Ağustos 2013
Merhaba Tayfun Bey,
Melisa, yazları köye gittiğimde piknik arkadaşlarımdan biri oldu birkaç kez. Kendisini çok severim. İsteğinizi yerine getirerek onunla ilgili habere sitede memnuniyetle yer verdim. Yer olarak Yeteneklilerimiz sayfasını uygun buldum. Umarım sizce de uygundur. Sevgili Melisa’nın başarılarının artarak sürmesi dileğimle. - A.A.
--------------------------------------------
AYSEL GÖKPINAR - crm_ays@hotmail.com – Çorum – 03 Ağustos 2013
Ali hocam siteniz için sizi tebrik ederim.İlk başta basit bir site sandım.Sonrasında sayfaları açtıkça şaşırıp kaldım.. Ne kadar karmaşık dolu dolu ne ararsan var yani.Hatta bir köy sitesi olarak ilkdefa bu kadar dolu bir site gördüm diyebilirim. Tebrik etmek için mesaj yazma lüzumu hissettim... Tebrik ederim tekrar hocam.. Başarılarının devamını dilerim.Saygılar..
..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 08 Ağustos 2013
Farkından olmadan yanıtı geciktirmişim sevgili Aysel. Güzel sözlerin için ne diyebilirim ki; teşekkür etmekten başka yani. Sevgilerimle. – A.A.
----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL - e-mail.taybargun@hotmail.com - Ankara – 19 Temmuz 2013
Mesaj: Temmuz 2013 Tefik Fikret 1867 demiş ki: Hak bellediğin yolda yalnızda olsa gideceksin. Anlaşıldı beraber olduğumuzu söylüyordun, demek terk edeceksin. Ben de yeni sayfa açarım. ?,.,() [] :x işaretler olmasa da düzbastı yazar giderim. Alıştık biz yalnızlığa. Öyleyse hoşça kal dostum, hoşça kal. Öyleyse eyvallah, ben gidiyrim. Kalan kalsın, yarenlere selam olsun. Hangi ayaklarla gideceksem. Cevat Günel
..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 19 Temmuz 2013
Anasayfa’daki yazıdan yola çıkarak yazdığın yazı, farklı ve hoş olmuş Cevat abi. Tevfik Bey, kimse olmasa da yalnız gideceksin demiş; ama birden fazla kişi varsa neden yalnız gitsinler ki. Öyle değil mi? Hoşça kal deyip kaytarma yok. Dünkü toplantıda nasıl birlikte olmuşsak, yarınlarda da birlikte olacağız. Yalnızlık, toplumsallığı beceremeyenler için geçerli.
Sana ait sayfadaki yazı dizisinin 5. bölümünü bugün yayınlayacağımı söylemiştim dün. Bağışla. İnan diğer işlerden fırsat bulup da sözümde duramadım. Bu mesajı Konuk Defteri’nin ön sayfasında yayınladıktan sonra o yazıyı ele alabilirim belki. Ama saatlerdir ekrana bakmaktan gözlerim kamaştı gecenin bu ilerleyen saatinde; yarına da ötelenebilir belki. Hoşgörüne güveniyor, selamlarımı, saygılarımı gönderiyorum. - A.A.
-----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@hotmail.com - Kırıntı - 12 Temmuz
Merhaba Sayın Muzaffer Bal; Rahatsız oluşumdan ötürü, 'geçmiş olsun'temennilerinizi aldım, çok çok teşekkür ederim. Ayıca -Kürtlük Türklük-ile ilgili yazı ve düşüncelerimi olumlu paylaşınızdan ötürü de yine teşekkürlerimi sunarım.Size ve ailenize de selam ve sevgilerimi arzederim. Esenlikler dileğiyle. Durmuş Öztürk.
----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL – cevatgunel46@hotmail.com - Ankara-11 Temmuz 2013
Sitesi: http://www.cevatgunel.com
...Anasayfanın üst kısmındaki “İnsanlar cahil doğar, aptal değil; onları aptallaştıran yanlış eğitimdir, yanlış yönlendirmedir.” Bertrand Russell (1872- 1970)” yazısına göre ben aptal doğmamışım. Hiç eğitim de almadım. Sayın Bertrand benim nasıl tanımlar acaba? Ali öğretmenim, anasayfadaki devamlı değişen bu özlü sözleri dikkatle okuyorum. Bu yazı için de ayrıca teşekkür ederim.
...Sevgili Muzaffer, yazılarımı nasıl yazdığımı (kaliteyi) bilmiyorum ama takip ettiğin için olumsuz bir görüş almadığımdan cesaretleniyorum. Ama bu, olumsuzlukları yazmayaksın demek değil. Eleştirileri yaz ki, kendimi tamamlayayım. Teekkür ederim tekrar. Öptüm.
..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 11 Temmuz 2013
Cevat abi, siteyle sonradan tanışmana karşın çok yönlü bakabildiğini görüyorum. Anasayfa’daki sık sık değiştirdiğim özlü sözleri en azından Konuk Defteri üzerinden pek değerlendiren olmamıştı. Özlü söze esprili yaklaşımın çok hoş gerçekten. Teşekkür ederim.
-----------------------------------------------
ERSİN ÖZTÜRK - ersinus2009@windowslive.com - İstanbul – 09 Temmuz 2013
Sevgili Oğuz, Sarısakal dedemin topluma malolmuş, deyimleşmiş bir sözü vardır.. "Adil iyi, iyide Veyselden iyi". Bugün korkulan din faşizminin en dikta şekilde uygulanılmaya başlanıldığı, düşünmeye ket koyan ve dahi insan ötesi robotik yaşamda koyun ötesi süreci dayatan bir şeriat ülkesi oluşumu düşüncesidir ve uygulamalarla süreçte yol alınmaktadır. Peki bugünki rejim varoluşunu kime borçludur acaba.. Sosyalizmin yükselişinin önünü kesen, gencecik insanları asan, kesen, akıl ötesi işkencelere maruz bırakan, gözaltılarında kaybeden kurumların başındaki sorumlular kimdi... ey hayat.. sen nelere kadirsin.. asıp kestiği kişilerin korumasına, desteğine muhtaç bırakıldılar.. Ama nefret, nefreti doğurur.. Kimin ne yanlış yaptığının sorgulanması yerine geleceğimiz, demokrasi, özgürlük adına en uygununu düşünerek yolumuza devam etmeliyiz.. yanlışa doğru ile gitme erdemliliği ile geçmişte yanlış yapanlara aslında gerçek cezasını vermiş olacağız..
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 07 Temmuz 2013
Oğuz Öztürk'ün Gezi direnişi ile yazısını okudum. Öncelikle Türkiye tarihinde çok önemli olan Gezi direnişi ile ilgili yazdığı değerlendirmeden ötürü kutlarım. Oğuz arkadaş, benden daha cesaretli çıkarak, benim eleştirilerimi yazdı. Ben, Karadorukaa sitesinde siyasi değerlendirme yazmadığım için, siyasi yazılarımı sol diyalog da yazıyorum. Gezi direnişi ile ilgili değerlendirmelerimi orada yapmaya çalışıyorum. Oğuz, açmışken çok kısa olarak, bir önemli görüşü belirtmek isterim. Sol siyaset, oğuz kardeşimin dediği gibi AKP karşıtlığı üzerinden yapılmaz. Sol siyaset, devlet üzerinden yapılır. Önce devleti kavramak gerek, bu kısa açıklamayı yaptıktan sonra Cevat Günel'in son yazısını da okudum sağ olasın Cevat. Not: Durmuş Öztürk Öğretmenin, rahatsız olduğunun haberini aldım, kendisine geçmiş olsun der, yeni anılarını beklediğimizi bildiririm. Muzaffer bal / Altınoluk
-----------------------------------------------
OGUZ ÖZTÜRK - oguzhanozturk.pst@gmail.com – İstanbul – 06 Temmuz 2013
Merhaba Ali hocam..Genel anlamda birçok konuda benzer düşünceler içinde oluğumuzu görmek beni fazlasıyla memnun etti.Takipçilerinizin paylaşımlarına aynı ciddiyet ve samimiyetle karşılık vermeniz ayrıca saygıya değer..Nazik ve değerli yorumunuz içinde ayrıca teşekkür ederim..Siteye çok sık katkı veremesemde sıkı bir takipçi olduğumu belirtmek isterim.Sevgili Muzaffer ağbinin değer verdiğim yorumları ve diğer çok sık katkı veren ağbilerimizin, dostlarımızın yorumlarının,yazılarının hemen hepsini takip ettiğimi belirtmek isterim..Kısacası herzaman takipteyiz hocam samimiyetle ve ilgiyle..Herşey gönlünüzce olsun..Selamlar
..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 06 Temmuz 2013
Merhaba Oğuz arkadaşım. Benzer düşünceler içinde olduğumuzu yıllar içindeki yazışmalardaki mini ipuçlarından anlamıştım; bundan mutluluk duyuyorum. Ayrı bir mutluluk kaynağım da senin ve diğer takipçilerin, büyük nezaket göstererek mesaj yazmalarıdır. Çünkü onaylayacağın gibi mesajlar, bir siteye canlılık katan temel unsurlardan biridir; bu nedenle asıl ben teşekkür borçluyum. Duyarlılık gösterip Konuk Defteri’ni onurlandıran tüm dostlara bu fırsatla bir kez daha teşekkür ediyorum. Mesajlara yanıt yazarken emin ol, çok önemli bir iş yapıyor olmanın heyecanını duyuyor, her tuşa ayrı bir saygıyla dokunuyorum.
Evet, farkında olduğun gibi siteye en büyük destek veren site dostlarından biridir Muzaffer bey. Hem kendi yazıyor, hem de yazanlara, emek harcayanlara cesaret verici masajlar yazıyor. Ona ve siz duyarlı site takipçilerine minnettarım. Hepinize tekrar teşekkürler.
Ha, şunu da açıklama gereği duydum birden. Hemen her gün siteye mesaj gönderildiğine dair Mynet Proservis’ten ileti alıyorum. Ancak konuk defterine tıkladığımda her mesajı göremiyorum. Örneğin, bugün Sebati Günel arkadaşım, yazdığı masajı defalarca gönderme girişiminde bulunmuş. Bunu Proservis’in siteye gönderdiği iletilerde gördüm. Ne yazık ki bir kez boş mesaj gönderebilmiş. Böyle gönderememe durumlarında e-mail adresinde küçük bir değişiklik yapılabilir, ya da karadorukaa@hotmail.com adresine gönderilebilir.Sevgiler, saygılar tüm site dostlarına.
----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL – cevatgunel46@hotmail.com - Ankara-04 Temmuz 2013
Kendi Sitesi: http://www.cevatgunel.com
Merhaba amca oğlu Sebati Günel. Güzel tepkili (övgülü) yazılarını okudum. Çok teşekkür ediyorum. Ben de senin yazılarını okudum. Önerilerini beğendim. Peki yazmaya neden ara verdin? Olmaz, yaz. Okuduğum yazıların tamamını konu alarak yazarlara cevaben bazılarına övgü dolu, bazılarına da yergi (eleştiri) yazı hazırlığındayım. Sizler erken yazınca ben de bu medeniyet kervanına katılayım dedim ve kısaca çağdaş oldum, yazıyorum. Güzel günler gelecek inancıyla, 90’larda ikinci elden bir kitap almıştım. Adı Milyonlar Kalkacak Ayağa. Milyonlar sen, ben, o ve “türkülerimiz” olmalı. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
OGUZ ÖZTÜRK - oguzhanozturk.pst@gmail.com – İstanbul – 01 Temmuz 2013
SÜRECE DAİR ..!!!
Ali hocam sana ve tüm site dostlarına tekrar merhaba...Yine uzunca bir aradan sonra ve içinden geçtiğimiz bu olağandışı ve alışık olmadığımız ve geleceğimize dair kara bulutları,umutsuzlukları biraz olsun ortadan kaldıran insanların kafasında ışık çakan bu sürece selam da çakarak (Bu sürecinde hemen her anında bulunan ve bulunmaya çalışan biri olarak) her yerde her platformda bişeyler yazma,paylaşma ihtiyacı da duyarak biraz kelam etmek istedim kendimce,bilincim, düşüncelerim yettiğince dedim .Ve bu sürecin dışında dikkatimi çeken ve beni uzunca bir süredir oldukça rahatsız eden birkaç şeyi de paylaşmak isterim aynı zamanda, bunu da yazımın sonunda belirtmek istiyorum.

Öncelikle kendi açımdan “Gezi” direnişinin kimsenin burun kıvırabileceği veya hafife alamayacağı kadar önemli, toplumsal bir patlama olduğunu ve birçok konuda milat sayılabilecek tarihsellik içerdiğini düşündüğümü ifade etmek isterim.Ezberleri bozan,korku duvarlarını yıkan ve birçok konuda dersler çıkartılabilecek tarihi bir süreç yaşadığımız düşünüyorum.Hayata soldan bakan biri olarak, direniş süresince yaşadığımız “sokak” deneyiminin ne olduğunu ve sokağın ne menem bir güç olduğunu yaşayarak görmüş olmak müthiş bir deneyimdi doğrusu.İçinde hayatın hiçbir karesinde yan yana gelmemiş ve gelemeyecek gibi görünen toplulukların nasıl bir arada olabildiğini görmek apayrı bir dersti sanki. iktidarın kendilerini yok sayan,kışkırtan,dışlayan ve her kurumu ve her türlü silahıyla (Polis,Hukuk!!,Medya!! ve tüm manipilasyon araçları ile) üzerine gidilen bu insan yığını (çapulculara da selam olsun bu arada) , hayatın sonuna kadar bu şekilde aşağılanarak yaşayıp hergün ölmektense sokağa çıkıp gerekirse bir günde ölmenin çok daha onurluca olduğunu ortaya koydular bence. Önemli olan o korku duvarını aşmaktı zaten.

Bu ülkede bugüne kadar yeşeren tüm demokratik unsurlar uzun yıllardır darbeci faşist anlayışların tertipleri ile öyle veya böyle yok edildiler. Baskı gördüler, yaşama,yeşerme şansları faşist bir baskı içinde hiç tanınmadı.Ve hakim darbeci oligarşik güçler alttan alta hep dini ve milliyetçiliği geniş halk kesimleri üzerinde kullanarak, demokratik evrensel tüm hak taleplerinin önüne set çektiler.Bugünki bu dinci gerici anlayışların hepsinin yeşertildiği tarihler hep darbeler sonrası tarihlerdir. Ne gariptir ki bugüne kadar ilericilik! ve çağdaşlık ! adına bu baskı unsurlarının en güçlüsü olan Ordu hep insanlarımızın en çok medet umduğu kurumdu.Ne acı ve ne büyük paradoks..!! Başına bugünkü çorapları örenleri aynı zamanda tek kurtuluşçun olarak görmek.!!!

Bugün GEZİ eylemlerindede yine hâlâ bu anlayışa sahip insanlar olsada,(olmaları birçok insan için iticide olsa bence bu tarz düşünen insanların bu pratiği yaşamalarının herkes için ve asıl olarak kendileri için iyi olduğunu düşünüyorum ben ) hakim bir kısım da bunun böyle olmadığını gücün kendisi olduğunu ve hayatın her alanında bunu göstermek gerektiğinin bilincine öyle veya böyle vardı..GEZİ bir ciddi pratikti..Sokağın farkına varıldı..Hem de en muzip şekilde..Hem de en hınzırca :) hemde ölümüde göze alarak ve hatta ölerek.. Biliyorum ki bundan sonrası süreç zevk-ü sefa değil elbet.. Hem de tam tersi baskılamanın daha da artacağı bir süreçtir belki bizi bekleyen..Lakin şunu da biliyorum ki artık hiç kimse gücü başka yerlerde aramayacak, herkes üzerine düşeni yapacak değişim için.. Çünkü güç biziz..Sokaksa sokak..Eylemse eylem..Ve umuyorum ki birgün bu ülkede; İnançsız veya inançlı olmak,Kürt veya Zerdüşt olmak, Alevi veya İslamcı olmak,Marksist yada Ulusalcı olmak Liberal olmak bir tahammülsüzlük nedeni olmayacak..Birarada yaşamın gereği tüm evrensel değerler bu topraklarda da hakim olacaktır birgün..Ama erken ama geç..Hayatı değiştirenler değişimi, dönüşümü,evrimi, ileriyi kurgulayanlardır bence..Muhafazakarlar isimi üzerinde hayatı değiştiremezler..O kadar açık..Hayatı biz değiştireceğiz ama er ama geç...

Yazımın sonunda değinmek istediğim ve naçizane kendimce yanlış bulduğum ve beni epeyce bir süredir rahatsız eden (bu site ile ilgil değil tabi) bir konudan bahsetmek istiyorum.Kendim çok aktif bir sosyal medya kullanıcısı değilim. Yer yer kullandığım twetter hesabım var..Facebook kullanmıyorum ama kullanan yakınlarımdan gördüğüm ve özellikle köyümüzün bazı insanlarının bazı paylaşımları beni fazlasıyla rahatsız etti..Özellikle AKP karşıtlığını (ki AKP’nin iktidarının hayatın her alanındaki gerici-faşist uygulamalarına en fazla muhalif olanlardanım) dile getirmek için tehlikeli bir milliyetçi jargon ve semboller kullanmak bence bizim insanımıza yakışmıyor..İsimlerin başına T.C. koymak, İlker Başbuğlara ve Genarallere ve Slivrideki herkese selam çakmak vb. birsürü zırva... Silivri’de yatan herkesi AKP ağzıyla suçlu görmek ne kadar yanlışsa tam aksini düşünerek tüm Silivricileri ve özellikle kontragerilla kökenli tüm tutukluları, arkalarından neredeyse ağlayacak kelimelerle ifade etmek,onları mazlum ve mağdur görmek (Kontragerillanın yaptığı katliamların en büyük mağdurularından biri Aleviler dir..Balık hafızalı olmamak lazım..Veli KÜÇÜK ve tayfasının ne menem işler yaptığını bu ülkenin devrimcileri AKP iktidara gelmeden önce de her zaman biliyordu ve dile getiriyordu..Bu gerici tayfasını başımıza saranlarda Silivridekilerin babalarıdır.. Bunu bu ülkede yaşayıp biraz hayatla ilişkili olan herkes bilir). AKP iktidarının kendi hukuku!! ile keyfi olarak yaptığı her rezilliğe karşı olmak elbetteki hepimizin destekleyeceği bir durumdur ama ırkçı milliyetçilerin ağzıyla kontragerilla artıklarına selam çakmak bizim insanımıza yakışmıyor. Bu ülkede yaşanan birsürü acı olayıda ve bunun tertipleyenleri de, destekleyicilerini de çarçabuk unutmamızı gerektirmiyor. İnsanlarımızın duygularını dile getirirken biraz daha dikkatli bir dil kullanmaları paylaşımlarını hafızalarından arınarak yapmamalarını diliyorum sonuç olarak..ASLOLAN HAYAT dır.
Baskısız,Sömürüsüz,Eşitlikçi,Özgürlükçü ve tüm Yaşamlara saygı duyulan bir HAYAT..Ve Bir Orman Gibi Kardeşçesine yaşanılan bir HAYAT... Selamlar.. Oğuz..
--------------------

..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 01 Temmuz 2013
Merhaba Oğuz arkadaşım. Sitenin yazarı veya sık masaj yazanı olmasan veya seyrek yazmış olsan da ele aldığın konularla, vurgularınla en etkileyici yazanlardan birisin. Site üstündeki gözlemlerin ve yorumların benim açımdan çok önemli. Çok teşekkürler.

Yedi yıl kadar önce siteyi hazırlamaya başladığımda daha çok öğretmenlerin yararlanacağı bir eğitim sitesi düşlemiştim. Ne var ki zamanla köylülerimizin yönlendirmesiyle köyümüze/köylerimize ait yazılara, fotoğraflara, dokümanlara yer vermeye başladım. İstencimin dışındaki gelişmelerle siteye bir kalıp giydirildi. İtiraf etmem gerekirse değiştirmek için kendimi zorlamadım. Sonunda site, bir köy sitesi oldu. Yine itiraf edeyim; dernekçilik, köycülük bana göre kavramlar değildi. Ama köyümü, havasını, suyunu, doğasını ve en önemlisi halkımı seviyordum. İçinde bulunduğumuz, bize can veren, bizi evire çevire yönlendiren; eksiğiyle, fazlasıyla bizim olan topluma bir soluk kadar yakınken, yıldızlar kadar uzak olmayı düşünemezdim. Bu nedenle bir solukluk yakınlığı tercih ettim. Bu yakınlık böylece sürüp gidecek sanırım.

Siteyi hazırlamak hiç de kolay olmadı. Bir kez kapatılmıştı. Bin iki zahmetle açtım. Bir kez daha kapatılırsa iç içe geçmiş bunca sayfayı sil baştan hazırlamam olanaksız. Kapatılmaması için siteye sınırlar koymak zorunda kaldım. Sınırların içine hapsolmak etik görülmese de sitenin uzun ömürlü olması için zorunlu olarak böyle davranıyorum. Üstteki yazın, sitenin sınırları dışında, yani köysel dokümanlardan farklı ve çok değerli. Siteye farklı bir değer kazandırdı, enerji verdi. Tekrar teşekkürler.

Yazındaki bazı bölümler paralelinde bir şeylere değinmek isterim şimdi de.
*Evet, “Gezi” başlı başına incelenmesi, irdelenmesi gereken olağanüstü, sıra dışı bir harekettir.
*Önceden birbirini görmeden, umursamadan geçip gidenleri birbirini görür hâle getirdi.
*Farklı renkleri bir tuvalde birleştirerek gökkuşağının güzelliğini oluşturdu.
*Farklı eğilimleri ortak paydada buluşturdu.
*Silik kişilikleri, güçlü kişiliklere... Özgüvensizliği özgüvene... Korkuyu cesarete... Yan gelip yatmayı, dik duruşa... ben’i, biz’e dönüştürdü.
*”Hiçlik” duygusuyla “var olma” duygusunun yer değişimini sağladı.
*Mizahta tavan yaptı. (Oğuz Aral yaşasaydı kıskanır mıydı bilmem?)

Bir site hazırlayıcısı olsam bile ben de iyi bir medya kullanıcısı değilim. Paylaşımlarım pek olmasa da en azından Facebook paylaşımlarını zaman zaman izliyorum. Senin eleştirilerine, değerlendirmelerine katılıyorum.
*Dünyada belki de ilk kez Gezi’de görünen orantısız mizah gücünün yarattığı harika, olağan üstü etkiyi gölgeleyecek davranışlardan kaçınmalıdır.
*Anlık duygusallıkla değil, sürekliliği olan mantıksallıkla düşünebilmelidir.
*Belden aşağı vurmamalıdır; kişiler mahremiyetiyle değil politik, beyinsel, yaklaşımsal özellikleriyle değerlendirmelidir.
*Eleştirilen kişinin/düşüncenin başka bir versiyonu olmamak için olaylara çok geniş açıdan bakabilmelidir.
*Evrenselliği savunurken, şablonlardan uzak durmalıdır.
*Silivri’yi örnek göstererek değindiğin gibi, sapla samanı karıştırmamalıdır.
*Söylediğin gibi 'insanlarımız duygularını dile getirirken biraz daha dikkatli bir dil kullanmalı, paylaşımlarını hafızalarından arınarak yapmamalı.'
*Yine vurguladığın gibi elbette bu topraklarda bir arada yaşamın gereği tüm evrensel değerler hâkim olacaktır; yeter ki at gözlükleri, şablonlar, dogmalar kaldırılıp atılsın, objektif bakış hâkim olsun.
Sabaha karşı saat üçte iyi geceler diliyorum. Sevgilerimle. – A.A.
----------------------------------------------

MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 01 Temmuz 2013
Dayı (Cavat Günel) merhaba, bundan önceki yazımda dayıyı kullanmadım bilerek, okuyucu yanlış anlar diye. Madem sen kullandın bende kullanabilirim. Hemen şunu belirtmek isterim Karadorukaa site yazarlarının hiçbiri purfosyenel değil, bizler gelecek nesillere kendi yaşadığımız coğrafyasının kültürünü, adetlerini, inançlarını örf ve geleneklerini yazılı hale getirerek bırakmak isteyenleriz. Her birimiz yukarıda saydığım genel olarak yaşam kültürümüzün bir parçasından tutmaya çalışıyoruz. Bu parçalar ilerde birleştiğinde, işte o zaman parçalardan bütünü tamamlamış olacağız. Ayrıca, şundan da korkmamak lazım, yazdığımız bilgiler eksik ve hatta yanlış bilgiden dolayı yanlışta olabilir, okuyucular bu eksik yanlışları yazarak doğruları ortaya çıkarmış olunur. Yazılarını beğendiğimi yazmıştım, bu beğeni sade teşvik için değil, ben beğenmesem şöyle veya böyle yaz derdim. Dayıya görüşlerimi açıklarken, bütünün tamamlanmasından bahis ettim. Bu bütünü tamamlayacaklardan bir bölümü de okuyuculardır. Ne yazık ki birçok okuyucu sadece okuyor, beklide kendi aralarında bu öyle değil böyle, benim ninem, dedem bana böyle anlatı, ben babamdan, anamdan böyle duydum diyorlardır. İşte o okuyucular lütfen bu eleştirilerini karadorukaa sitesine iki satırla da olsa göndersinler. Göndersinler ki, bütün, yamuk yumuk tamamlanma yerine düzgün tamamlansın. Herkese sevgiler. Muzaffer Bal Altınoluk.
----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL - cevatgunel@hotmail.com - Ankara-28 Haziran 2013
....... Muzaffer Bal'a Hitaben.
Sevgili Muzaffer’ciğim. Hoş geldin aramıza demişsin. Teşekkür ediyorum. Ancak daha gelemedim. Korka korka ve himmetinize (hoşgörünüze) sığınarak gelmeye ve aranızda olmaya çalışıyorum.
Bilmenizde yarar var ve hatta tam yazarlarımızın bilmesini isterim. Korkarak kaleme aldığım yazının başlığı BİZ KİMİZ olmalıydı. Ancak ben kimim desem yazabildiğim kadar yazarım. Fakat biz deyince yarenlere dokunur, olumsuz tepkiler alabilir, zaten olmayan medeni cesaretimi hep söndürürüm. Ürkerek yazdığım kadarını da yazamam kaygılarım oluşur ve korkarım diyordum.
Muzaffer’ciğim, bana öyle yazı yazmışsın ki, sanki bana yaz yaz diye tempolar geliyor kulağıma. Beni böyle motive etmen, bana cesaret vermen bana elbbetteki mutluluk veriyor. Ama ben yazar değilim. Bu nedenle bana yön vermeniz de gerekiyor ki devam edebileyim. Ben yazmayı bilmem. Dünkü duyduklarımı ve yaşadıklarımı başka birine dilden dile mırıldanırcasına hatırladığım sözcükleri yazmaya çalışıyorum.
Sitenin sahibi Ali Aydoğan öğretmenim de allayıp, pullayıp yazıya benzetip beni de yazar gibi aranıza katıyor. Bilmeyenlerin sesini duyar gibi oluyorum. Sen kimsin? Ben kimim? Kendimi birazcık tanıtayım, iyi olur.
Muzaffer’ciğim, sen benim bibimin (teyzemin) oğlusun. Ben de senin en büyük dayının (D.1924) oğluyum. 1950’li yıllarda Kırıntı Köyü İlkokulu’nda beraber okuduğumuzda karlı, fırtınalı kış günlerinde Kırıntı’da hep sizin evde kalıyordum. Cicimali, büyük annen, Muharrem amcan, yengenler birlikte yaşarlardı. Böyle sıcak bir ortamda hep yardım gördüm. Yengen beni sırtında okula götürmüştü. Bunları nasıl unutabilirim. Hepsini saygıyla anıyorum.
Yazdıkların bana güç ve cesaret verdi. Öpüyorum seni. Evet yazacağım. Yazacağım ama lütfen beni uyar, yeri geldiğinde dur de. Burada böyle değil, şöyle yaz demeni bekliyorum.
Sana ve karadorukaa yazarlarına, okuyanlarına, izleyenlerine sevgilerimle.
Cevat Günel - Ankara
--------------------------------------
....... Muharrem Aydın Öğretmenime Hitaben
Sevgili kardeşim, öğretmenim, karadorukaa sitesinde yazdıklarım değer mi bilmem, ama övgüler dolu yazı göndermişsin. Çok teşekkür ederim.
Ben bir hiçim. Nice yazarlarımız var, yurt problemlerini yazan. Ben ise kendimizden, feodal yaşamımızdan bahsetmeye çalıştım. Büyüklerimden dinlediğim 80 ile 150 yıllık geçmiş yaşantılarını, yaşayışlarını, soy veya sülale ayırmadan kalıcı bilgi olarak bırakmak istedim. Haddimi aştım mı bilmiyorum.
İnsanın beynindeki hayalleri resim tuvaline aktarması ne kadar zor ise duyduklarını, o dönemlerdeki yaşantıları kaleme almak o kadar zor ki. Bunu yazarken öğrendim. Yazma anında konuların ayrıntılarını hatırlıyorsun, hangisini yazsan doğru oturur. Yarene dokunur mu? Birilerini incitir miyim? Böyle bir kaygıyı da taşıyorum. Yaptığın işin eğitimini almış olmalısın ki kendine güvenin tam olsun.
Sevgili öğretmenim, övgülerinize teşekkür ederim. Umarım devam yazılarında da layık olurum.
Şahsım açısından bazı itiraflarımı herkesin bilmesinde yarar olacağını düşünüyorum. Okur yazar olan dostlarıma itirafımdır. Portre ressamlığımı 25 yıl sürdürebildim. Eğitimime iki derslikli Kırıntı Köyü İlkokulu sıralarında Yap-Boz biçimindeki deneyimlerimle öğrendim. Meslek eğitimi almadığımdan becerilerimi zamanla yitirdim. Tabi bunda hızla gelişen bilgisayar resim tekniğinin önümü kesmesi de etkili oldu.
Doğrusu ya alaylı ressamdım. 60 yıllık yaşam deneyimlerimi katarak yine eğitimsiz alaylı olarak yazı yazmaya çalışıyorum. Önemli olan şudur ki, eğitimini almadığın sürece o işin cahilisin demektir.Cahil, cesaretli olur, korkmazmış; ama ben korkuyorum. Dedelerimizin, babalarımızın ve bizlerin sınıfsız halk olduğunu yazamıyorum. Korkuyorum, hem de titriyorum. Birileri ben şöyle kelliyim, ferliyim, nüfuzluyum diye itiraz edebilir. Aslını kendine yakıştıramayabilir.
Sevgili öğretmenim, övgülü yazılarınız bana cesaret verdi. Öyleyse koşacağım. Hem de yazarak koşacağım. Sen ve diğer okurlar, beni teklediğim, düştüğüm yerden kaldırsınlar. Beni tanıyan, tanımayan, tanımaya çalışan herkese sevgilerimi arz ediyorum.
Sevgili yazar ve okurlarım biliniz ki karadoruk site sahibi Ali Aydoğan öğretmen elimden tutup ilk cesareti verdiği için yazıyorum. Kendisine ve siz dostlara şükran borçluyum.
Muharrem, öğretmenin sevgilerimle gözlerinden öpüyorum. – Cevat Günel - Ankara
---------------------------------------------
...... Ali Aydoğan öğretmenime Hitaben.
Karadorukaa sitesinin emekçisi sevgili Ali dostum, sitenizde yayınladığnız, hecesini, öznesini, yüklemini zorlanarak yazdığım yazılarımı okuyor dostlarım. Okuyan dostlarım Muzaffer Bal, Muharrem Aydın ve Sebahattin Günel’den övgü dolu tepkiler aldım. Bu övgüler, beni onurlandırdı ve motive etti, cesaretlendirdi. Yazım kurallarını bilmememe rağmen topladığım bu cesareti yazı enerjisine dönüştürüp gelecek günlerde de yazacağım. Elbette yazacağım.
Yazdıklarım, dünya düzeninin çarpıklığı kadar çarpık, düzensiz, bozuk olabilir. Sen ustalığınla yazımı düzeltmekten yılmazsan ben de yazmaktan yılmayacağım. Alla, pulla, süsle, noktala, virgülle ki Cevat da yazmış desinler dostlarım. Sayende ben de mutlu olayım.
Ah bir de yazılarımda dünya düzeninden, özgürlüklerden, haktan, hukuktan, 2013 Mayıs-Haziran Gezi olaylarından, 2 Temmuz Alevilerinden bahsedebilsem. Tomalar nerelerde, ben neredeyim, dostlarım öğrense.
Gelişmiş ve çağdaş olmayı düşlerken, yardımsever halkımız bizler yardıma muhtaç hâlde köşeye sıkıştırılarak kabileciliğe doğru itildik. Beri itildiğimiz yerde kalabilsek. Kabileler, hiç olmazsa bir arada yaşarlar. Bizler ise perem perem olmuş, her birimiz ayrı gurbette. kendi toprağımız değilmiş gibi kaybolacağımızdan korkuyorum.
İyi ki dernekler kurmuşuz. Sen de bir site yaratmışsın. Site sayesinde birbirimizle haberleşiyoruz. Bilgilerimizi bir ortak bir havuza aktarıyoruz. Başladığım ilk yazı dizimin (tefrikam) bitim sonrası yeni başlayacağım yazılarım da kabul görür karadorukaa dostlarımızca.
*Dernekler nasıl olmalı? Özellikleri ve görevleri.
*Karadoruk nere? Yaşanmışlığı nedir?
*Başyurt, Kapılıyurt nerededir? Yaşanmışlığı nedir?
*Kıran’ı Evliya Ardıcı’nın özellikleri nedir?
Buralara ilk gelenlerden, sonradan gelen soylardan bahsedeceğim. Ancak bilgilerimin yetersiz olduğu kanısındayım. Yazdığım yazıları okuyan dostlardan eksiklerimi tespit edip yazan olursa çok sevinirim. Kendilerinin kaynak kişi oldukları memnuniyetle yazacağım. Şimdiden teşekkürler.
*Karadorukaa iyi ki varsın, minnettarım.
Cevat Günel – Ankara - Fotoğrafçı
----------------------------------------------
..... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 29 Haziran 2013
Merhaba Cevat abi. Bir duruma değinmeden geçemeyeceğim. Üstteki açıklamanı okuyanlar sanır ki, yazıların çok bozuk da ben düzeltiyorum. Yukarıdaki uzun mesajlarını kalemle yazıp vermiştin. Hemen hemen hiç düzeltme yapmadan bilgisayar ortamına geçirdim, sonra da yayınladım. Evet, sana ait sayfadaki yazılarında epey bozukluk vardı; bunun nedeni bilgisayar kullanımındaki acemiliğinmiş meğer. Tuşlara hâkimiyetini sağladığında hatasız yazacağına eminim.
Şuna da değineyim bari. Bana yaptığın övgüleri silmek istedim, izin vermedin. Teşekkür ederim ama bu içtenlikle yaptığım bir görev. İlgilenmiş olman, yazman zaten benim için en büyük övgü kaynağı.
Tekrar teşekkürler, kolaylıklar diliyorum.
----------------------------------------------------------------------------------------------

SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara – 28 Haziran 2013
Merhaba Ali bey ve site dostları. Uzun bir aradan sonra tekrar siteye girip incelemeye başladım. Bütün sayfaların ayrı bir önemi olsa da benim için bizim yazarlarımız sayfasının ayrı bir yeri olmuştur. Bu gün de sayfayı incelediğimde köylerimizle ilgili birçok anıları okuma fırsatı buldum hepsi de birbirinden güzel anılar. Yazanların eline yüreğine sağlık diliyor ve teşekkür ediyorum. Bu arada Yazarlarımız ailesine yeni katılımcılar olduğunu gördüm yani Cevat Güneli gördüm ve her iki yazısını zevkle okudum, çok beğendim. Köylerimizin göçebe yaşamdan, yerleşik yaşama geçişini ve yaşam tarzını bundan daha iyi anlatılamazdı. Kendisine şok şok teşekkür ederim ve yazılarının devamını dilerim...
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 28 Haziran 2013
Merhaba Sebahattin arkadaşım. Sen de yazarlarımızdan birisin zaten. Son yazından bu yana epey zaman geçti. Dur bakıp da söyleyeyim. Son yazını 11 Ocak 2013’te yazmışsın. Anılar yazamıyorsan düşünsel yazılarını, önerilerini vb beklerim. Teşekkürler, sevgiler.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com – Altınoluk – 25 Haziran 2013
Çok geç olarak ta olsa Cevat Genel’e karadorukaa ya hoş geldin der, geciktiğim için kendisinden özür dilerim. Birbirinin devamı olan iki yazıyı da zevkle okudum, bu tür geçmişi ve geçmişteki tüm detayları anlatan yazılar tamda bana göre, karadorukaa sitesinin yayınına uygun olduğunu düşünüyorum. Cevat’ın yazısı bahane olur, seferberlik anıları yavaş, yavaş toparlanır. Ben seferberlik anılarını oldukça önemsiyorum. Belki de toplumumuzun en acı, en işkence gördüğü dönem seferberlik dönemi. Seferberlikte kayıp olan çocuklar ve (sonradan birkaçı otaya çıktı) bu çocukların bir kısmı aileler tarafından bırakıldığı, bir kısmı kayıp olduğu söylentiler halinde günümüze kadar ulaştı. Herkes bu konuyla ilgili bildiği söylenceyi anlatırsa, kayıp olan çocukların devamı olanlara ulaşılır veya onlar bu tür yazıları okursalar onlar ulaşır. Cevat’ı tekrar kutlar, yazılarının devamını beklerim. muzaffer bal –Altınoluk
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 25 Haziran 2013
Teşvik edici yaklaşımlarınız için çok teşekkürler Muzaffer Bey. Keşke bilgileri, belgeleri olan herkes siz, Cevat Bey ya da sitedeki yazarlarımız gibi duyarlı olup paylaşımda bulunsalar tarihsel arşiv çok daha zengin hâle getirilir. Paylaşımcıların artması dileğimle.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.com – Ankara – 24 Haziran 2013
Merhaba site dostları. Sağlık sorunlarımdan dolayı uzun süre siteden uzak kaldım. Gördüğüm kadarıyla site yazarları kendini hayli geliştirmiş, kendisini yeni yazarlarla güçlendirmiş. Cavat Günelin Yazılarını okudum.Cavat abi ressamlıgındaki, resim cekmedeki başarılarını yazılarındada göstermiş. Tebrik ediyor yeni yazılarını bekliyoruz. Başta site kurucusu, sitenin geliştirilmesini saglayıp, birçok arkadaşımızı yazmaya teşvik eden Ali Aydogan olmak üzere tüm site dostlarına saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Hoşca kalın, dostca kalın.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 25 Haziran 2013
Merhaba Muharrem Bey, gerçekten kalp sağlığı konusunda üst üste büyük sıkıntılar çektin. Her ne kadar yüz yüze görüşsek de bir kez de buradan geçmiş olsun diyor, en kısa zamanda sağlığına kavuşmanı diliyorum.
Evet, zorunlu nedenlerle siteden uzak kaldın. Kendini toparlamaya başladığında o güzel yazılarına devam edeceğini umuyor, şimdiden teşekkür ediyorum. Sevgiler... Sağlıklar...
-----------------------------------------------
PERİHAN AYDOĞAN - peri_ay@hotmail.co.uk - İngiltere - 21 Haziran 2013
selam ali bey nasilsiniz sitedeki goruntuleru cok begendim basarilarinizin devamini dilerim Insallah her sey dilediginiz gibi olur hoscakalin sevgiyle kalin
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 21 Haziran 2013
Çok teşekkürler Perihan Hanım. Tüm aileye sevgilerimle.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara – 03 Haziran 2013
Saygıdeğer Hocam; göndereceğim yazılar hangi kanaldan face ya da başka vasıtayla senin değerli zamanını almayacak, seni imlâ konusunda sıkıntıya sokmayacaksa, o kanal üzerinden göndereyim. Ya da yuisbike atar bir biçimde sana iletirim. Yayımlamış olduğun yazı ve başlığı farklı farklı. Sayın Hocam, değişik tarihlerde üç yazı gönderdim. Birincisi, Serçe (m). Bir hayvanla aramda, sessizce kurulan, bir anlamda ünsiyet bağını ifade eden yazıydı. İkinci yazım ise, Sırtını Döndü başlıklı yazıydı; bu yazıda da, fikr-i zikri bir olmayan çok kişilikli (buna psikoloji literatüründe alter kişilik denir. ) birinin tutumuydu; bu kişiliğin onlarda değişik olaylara bağlı olarak- versiyonunu her gün görmekteyiz. Üçüncü yazım ise, İnsanda polsimol çizgisi var mı? adlı yazıydı. Sen , siteye İnsanın polsimol çizgisi var mı? başlığını almışsın ama içerik yazı, alter kişilik taşıyan kişilerin yerildiği sırtını döndü.. yazısını atmışsın. Yani, yazı başka, başlık başka. Bâzı kurallara uyduğun sürece her yazıyı yazını yayımlarım, hoşgörün ya da anlayışın için teşekkürler. Ağırlıklı olarak köye ait bilgi ve köy- kişi anıları yazılsa da, bâzen suya-sabuna dokunan yazılar da siyasetten uzak- yazılmalı, yayımlanmalıdır-- bana göre. Şöyle bir çevremize bakalım; etrafımızdaki çocuklar pırıl pırıl oldukları halde, bu çocukların zekâlarında da sorun yok, NEDEN okumazlar?! Ya da bir başak ifadeyle bizden, NEDEN; sanatcı, bilim adamı, entelektüel insan çıkmaz?! Öyle ya pırıl pırıl, eli ayağı düzgün, zeki çocuklar olduğu halde, çocuklarımız NEDEN okumaz?!. Ana, baba, çocuklarına oku, oku kendini kurtar (!?) der de, neden kendileri okumaz?!. Okunmanın sadece, rahat para kazanma vasıtası olmadığını, bunun ayrı biz zevki olduğunu NEDEN çocuklarımıza, örnek olarak söylemiyor / göstermiyoruz? Ben çevremde düzenli bir şekilde kitap okuyan TEK bir kişiye rastlamadım; ama hangi konu açılırsa açılsın, herkesin de bir âllamelik tasladığını da gördüm. Demek ki, siz eğitimcilerin sosyal fonksiyonu varsa seni tenzih ederin, sen bu görevi lâyıkıyla yapıyorsun; insanları okumaya, yazmaya teşvik ediyorsun- suya- sabuna dokunan, inanlara az- çok farklı perspektiflerden bakış acısı sunacak yazıların da zahmet olmaması gerektiğiniz düşünüyorum. Kaldı ki, çok sık da yazı göndermiyorum. Sen önümü aç sosyalleştirici mâhiyetteki imlâ hatası olmayan- siteye de helâl (zarar) getirmeyen her yazını yayımlarım de, içeriği çook zengin yazılar göndereceğimden de emîn ol! Lütfen yazının başlığını değiştir ya da başlıktaki yazıyı yükle. Saygılarımla.

... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 04 Haziran 2013
Merhaba Yaşar Bey. Eleştiri, beklenti, öneri mesajın için teşekkür ederim. Parça parça yanıt vereyim:
1-Yazının başlığı için hoş gör. Kafam karışık. Gündemi biliyorsun. Türkiye çalkalanıyor. Koşuşturmacalar içinde böyle hatalar olur, olacaktır da.
2-İmla konusu: Teknik sorun, kendiliğinden bozuluyor. Çözüm:Vurgu için sıkça başvurduğun tırnak işaretlerini kullanma ya da doğru tuşla yap.
3-İçeriği zengin yazılar gönderebileceğini söylüyorsun. Buna inanıyorum. Ancak, iki tıkla internetten bulunacak yazılardan alıntılar yapılmamalı. Yazılar, kendi ürünümüz olmalı, bilgilerimizin harmanlaması olmalı, güncelle bağlantılı olmalı.
4-Okuyuculardan uzun, karmaşık yazıların (sadece senin değil) okunmadığı duyumlarını alıyorum, kısa, sade yazmak gerekir.
5-Sözcükler Arapça – Farsça kökenli değil öztürkçe olmalı. Örneğin: mâhiyetteki=içerikteki, ünsiyet=yakınlaşma, fikr-i zikri=düşüncesiyle-sözüyle, âllame=çok bilgili, versiyon=yorum,sürüm, polsimol=?, Alter=?,
6-Gereksiz şapkalar koymamalı:, emîn=emin, bâzen=bazen, zekâ=zeka, imlâ=imla, lâyık-layık... Bu sözcüklerin söylenişleri oturmuş olduğundan şapkalar kaldırılmıştır.
7-Sadece farklı anlamlar taşıyan sözcüklere şapka koymalı: hala-hâlâ, hal-hâl, kar-kâr, ama-âma...
Bu basit bilgileri yazmayı bilgiçlik taslanmış gibi algılamamalı. Bunları sen de, diğer eli kalem tutan herkes biliyor zaten. Ben sadece bir kez daha anımsattım.
Sevgiler, kolaylıklar.
----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL - cevatgunel@hotmail.com - Ankara-31 Mayıs 2013
Ali Hocam Merhaba.
İlk mesajıma atfendir bu mesaj. Yaptığım, yapacağım herhangi bir işin önce planını yaparak başlamak istediğimden hiçbir zaman istediğim zamanda bitiremem. Akıllı düşünene kadar deli, oğlunu everirmiş. Ben de oğlumu evereyim de deli desinler dedim. Alelacele elime kalem aldım, siteye bir mesaj yazdım, asıl yazmam gerekenleri unuttum.
Sitenin övgüye değer olduğunu vurgulamıştım, ancak bilgisayarı bu denli nitelikli bir gazeteye dönüştürdüğünü bilmiyordum. Çünkü bilgisayarım yoktu. Onu elde edince site gazeteni okumaya başladım. Matbaayı Türkiye’ye ilk getiren İbrahim Müteferrika geldi aklıma. Sen bizim Müteferrikamız olmuşsun diyebilirim.
Bir görevdir diyerek ben de yazmaya başladım; ama nasıl yazayım bilmem ki? Noktalama işaretlerini yerli yerine nasıl yerleştirebilirim ki? Vurguları nerede yapabilirim, yazıyı etkili yapabilirim bilemem ki.
Yazı yazmak, kalıcı söz anlamına gelir. Söz söylemeyi övgünün, yerginin dışında tutarsan geriye öğüt vermek anlamı kalır. Öğüt vermek güzeldir ama teorik olur. Bence pratikte beraber olmalıyım. Benim kafam taşın altında. Haydi, sizler de taşın altına elinizi koyun.
İlk yazımın birinci bölümünü yayınladın Ali hoca. Yazıyı okuyanlar beğenirler mi, gülerler mi bilemem. İmla hatalarımı düzelt ki dostlar bana gülmesinler. Yazıyı okuyan herkese selamlar. - Cevat Günel – 31-5-2013
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara – 31 Mayıs 2013
Hoş geldin sefa geldin Cevat abi. Evet, kaygılandığın gibi belki biraz imla sorunun var olabilir; ama önemli olan yazının bütünlüğüdür, içeriğidir, yazış amacına ulaşıp ulaşmadığıdır. Bütünlük ve içerik tamam. Yazış amacına ulaştığını benim söylememe gerek yok; okuyucuların takdiridir esas olan. Onların değerlendirmesinin olumlu olacağına içtenlikle inanıyorum.
Nice insan tanıyorum; yazma isteği duyuyor, ama altından kalkamam diye cesaret edemiyor. Hâlbuki başarılara giden yola hep ilk adımla çıkılır. İlk adımda sendelenebilir, ikinci adımda toparlanılır, üçüncü adımda özgüvenle yol alınır. Sen aslında üçüncü adımdasın. İmla mı? Zaten başarıyorsun; bana mini düzeltmeler yapmak kalıyor. Dedim ya önemli olan içerik; o da yazılarında var zaten. Kutluyor, yazılarının devamını bekliyorum. Ha, unutmadan, benzetmeli övgüler için teşekkürler. Kolaylıklar... - A.A.
----------------------------------------------

MERT ALPASLAN - Enkal Ticaret/Natoyolu- mertalpaslan@hotmail.com-Ankara-29 Mayıs 2013
sitenizi gezdim çok güzel şeyler var ilginç fotolar var çok begendim.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 29 Mayıs 2013
Teşekkür ederim Mert. Sevgiler.
-----------------------------------------------
CEVAT GÜNEL - cevatgunel@hotmail.com - Ankara-26 Mayıs 2013
Web Sitesi: http://www.cevatgunel.com
Merhaba Ali Bey,
Karadorukaa sitesi benim için başlı başına tamamen köşe yazarlarıyla doludur. Her birinin konusu ayrı ayrı olduğundan ben onlardan çok fazla yararlanmaktayım. Çeşit ve detay bilgiler almaktayım. Bilgisayara uzak olduğumdan yazmayı başaramadım. Yavaş yavaş kavradıkça sana bu ilk mesajımı gönderiyorum geç de olsa. Senin nezdinde tüm yazarlara içten teşekkür ediyorum.
Sitenin diğer görsel bölümlerinde en çok hazettiğim doğa bütün varlığıyla (çıplaklığıyla) beni büyülemiştir. Yıllar yılı ben doğanan içinde bu tür belgeler topladım. Arşivlerim de buna yöneliktir. Bu çalışmalara doyamadığımı, o açlığımı da memleketim olan Gümüşhane-Şiran ilçesi Yeniköy, Kırıntı, Kayacık ile dokumanlar benim de bundan sonra sitenizde yazı yazmama neden olmuştur. Umarım benim yazacaklarımı da sitenizde yayınlar, ben de bu bütünlüğün bir parçası olarak yer almaktan mutluluk duyacağım.
Çok yakında yayınlanacak ilk yazımdan bir ipucunu yazının başlığıyla vermek istiyorum. “Bir Gölet Doğuyor Kavak Dibinden”
Herkese sevgilerimle ve saygılarımla.
Cevat Günel - Ankara
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 26 Mayıs 2013
Siteye hoşgeldin Cevat abi. Yazını merakla bekliyorum. Gelincik dergisinde senin imzanla yayınlanan "Kara Kar Yağar Karın Üstüne" başlıklı yazıyı referans alırsak yazmakta olduğun yazının güzel olacağına eminim. Bizden sevgiler, saygılar.
-----------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL –cemgunel06@hotmail.com - 18 Mayıs 2013 – Ankara
Ali Hoca Merhaba, Bir Köy anımı ekte gönderiyorum yayınlarsan sevinirim. 22 Mayıs Çarşamba günü köye yolculuk var. Hoşça ve Dostça kal...
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 18 Mayıs 2013
İlgin, katkın için teşekkürler Solmaz Bey. Yazının sonunda belirttiğin gibi, okurken ben de kendimi anlattığın bölgelere gitmiş gibi hissettim; böylece yeni güne daha mutlu başladım. Köyde, mutlu, huzurlu günler geçirmenizi diliyorum. Güle güle. Sevgiler.
-----------------------------------------------
ALİ RIZA KARAOĞLU - egemesut23@hotmail.com - Ankara - 10 Mayıs 2013
MERHABA ALİ HOCAM. AA YAZILARIM SAYFASINDAKİ KARMA YAZILARINDAKİ PERHİZ TURŞU YAZISINDAKİ OLAYI YENİ YAŞADIM.SAMSUN YOLUNDAN GEÇİYORDUM 70 KM HIZ SINIRINA TAKILDIM HIZLI GİDİYORDUM 500 MT SONRA DAHA HIZLI GİTTİM.GERÇEKTEN ÇOK YANLIŞ BİR UYGULAMA ÇOK GÜZEL KONULARA YER VERMİŞSİN.SİTEYİ BAZEN İZLİYORUM ÇOK ÇEŞİTLİ KONULAR VAR HAKKATEN
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Mayıs 2013
Teşekkür ederim Ali Rıza. Çok komik değil mi, Perhiz-Turşu yazısında hızlı hızlı hızlı yavaş hızlı hızlı hızlı olayını sen de yaşamışsın. Gerçekten yurdumda neler oluyor neler? O yazı ya daha başka bölümler de ekleyeceğim. Teşekkürler, sevgiler. - A.A.
----------------------------------------------
MUSTAFA KEMAL ÇALGAN - mustafakemalcalgan@hotmail.com - .....- 30 Nisan 2013
öretmenim sizi çok seviyorumu ve bütün okul boyunucayaptıklarım için çok özürdilerim
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Nisan 2013
Merhaba Mustafa Kemal. Mesaj için teşekkür ederim; ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim: Senin adında bir öğrencimin olduğunu anımsamıyorum. Bir yanlışlık yapmış olabilir misin? Eğer ben unutkansam ve yanılıyorsam şimdiden mahçup oldum, bağışla beni. Kendini tanıtırsan sevinirim. Ancak özel konuları buraya değil de aliaydoganaa@hotmail.com adresime yazar mısın? Sevgilerimle. A.A.
----------------------------------------------
ZEYNEL ÖZTÜRK - zeynelozturk29@hotmail.com - İstanbul – 29 Nisan 2013
ardıç dedeyle sohbetini okudum. gercekten hoş anlamlı yazın için teprik ediyorum. düzenin oyuncagı olmak istemiyorum artık.. hocam inş güzel günler olması için yepyeni bir vizyon gerekli onun calışmasınıda şimdiden hayata gecirmeye calışacagız inş. o güzel temennilerin inş bir bir gercekleşecek. degişimin şart oldugunu herkes gördü bizim bazı insanlarımız hala göremedi.. olacak ,olacak, olacak..
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 29 Nisan 2013
Merhaba Sevgili Zeynel, şu birkaç tümcelik yazın bana büyük mutluluk verdi; tasarılarıma özgüvenle bakmamı sağladı. Ekip Yönetimi fikrinde ısrarla, belki bazılarının gözünde bıktıracak kadar durmamın nedenini ne güzel vurgulamışsın. Evet, aynen söylediğin gibi “yepyeni bir vizyon gerekli.” Üstelik devamında tasarıyı hayata geçirmek için şimdiden çalışmaya başlamak gerektiğinin altını çizmişsin. Evet, değişim şart; eskiyle, var olanla, alışılmışla bir yerlere varılamıyorsa değişim, gelişim, yenilik, yeni yöntemler, yeni yönetimler şart. Bazı insanlarımızın görememe konusuna gelince: Her biri aklı başında, deneyim sahibi insanlar olduklarına göre görememeleri mümkün değil. Sadece görmezden geliyorlar. İşte bunu anlayamıyorum; neden görmezden geliyorlar? Ekip projesi olanaksız değil ki, iyi niyetle, kararlılıkla ele alındığında başarılabilir.
Satırların bana güç aşıladı; teşekkürler Zeynel. A.A.
-----------------------------------------------
ZEYNEL ÖZTÜRK - zeynelozturk29@hotmail.com- İstanbul – 19 Nisan 2013
ali hocam sitedeki yenilikleri devamlı takip ediyorum. calışmalarınızla gurur duyuyorum. inş güzel katkılarımızda olacak saygılarımı sunuyorum..
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - İstanbul - 19 Nisan 2013
Evet sevgili Zeynel, güzel katkılarınızla daha da anlam kazanacak site. Sitede yazıların var zaten, umuyorum devamını da gönderirsin. Biliyorsun ki her bir katkı, Kırıntı arşivi için bir zenginliktir. Teşekkürler, sevgiler.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com-İstanbul - 15 Nisan 2013
Alevilik, Kürtlük Ya da 29Mart 2013 tarihli o çok anlamlı değerlendirme yazısından dolayı geç kutladığım için Öncelikle Durmuş Öztürk Öğretmenimden özür diliyorum. Birçok açıdan çok önemli bir yazı, bana göre herkesin defalarca okuması gerekir. Öğretmenim öncelikle, ırkla, inancın birbirine karıştırılmamasını bize öğretiyor. Sonra farklı inançlarda farklı ırklar olacağını söylüyor ve hiçbir ırkın, inancın birbirinden üstün olmadığını kendi yaşamından örnek vererek açıklıyor. Bu 72 milleti aynı nazarda görme anlayışıdır, inançlarda tek Kızılbaş inancı bu felsefeyi savunur. Kırıntı Köyüne kendi soylarının nereden geldiklerini ve hangi Türk Boyundan olduklarını açıklıyor. Kırıntı Köyüne çeşitli sülaleler farklı yerlerden geldiği açık. Bu sülalelerin, nereden, nasıl geldiklerini tespit etmek oldukça zor. Ama bir şey açık, tümü Kızılbaş olarak gelmişler. Ayrıca, Alim Aydoğanın 2 yazısı-Yaşar Günelin yazısını okudum ellerine sağlık. Muzaffer Bal - İstanbul
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara-16 Nisan 2013
Ali Hoca, o yazıyı face üzerinden de gönderdim; farklı bilgiler olduğu için yayımlarsan iyi olur; tabii, karar senin. Saygılarımla.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - İstanbul - 16 Nisan 2013
Facebook üzerinden de göndersen, noktalamaların bozukluğunu düzeltmek epey zaman alıyor Yaşar Bey. Senden ricam, daha az noktalamalı, daha sade yazılar göndermen. Umarım bu isteğimi hoşgörüyle karşılarsın. Sevgiler.
-----------------------------------------------
HİDAYET AYDOĞAN - hidayet.aydogan@freenet.de- Almanya – 10 Nisan 2013
Sevgili Ali Abi siten bizlerin kültürünü yansitan ender sitelerden birisi kalmaya devam ediyor. Basarilarin devamini dileyerek, tüm ziyaretcilerin desteklerinin devamiyla, basarilar dilerim. Umarim emeklerinin bosa gitmedigini izliyorsundur. Hidayet Aydogan
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 10 Nisan 2013
Sevgili Hidayet, emeklerim boşa gitmiyor; bunu görebiliyorum. Ancak daha çok sayıda insanımızın (ve senin de tabi) birikimlerini yazı ya da foto olarak paylaşabilmelerini isterdim. Ne kadar çok paylaşım, o oranda geleceğe belge... Hepinize sevgiler.
-----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 10 Nisan 2013
Merhaba Yaşar Bey. Konuk defteri üzerinden gönderdiğin yazıdaki noktalama işaretlerinin yazıyı ne kadar bozduğunu sen de görüyorsun. Lütfen daha kısa, özlü, az noktalamalı yazılar gönder. Yeni kitap yazımları için kolaylıklar...
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 30 Mart 2013
Sayın Durmuş Öğretmenim, ALEVİLİK, KÜRTLÜK YA DA... Yazını okudum, çok da aydınlandım. Türkiyemizin gerçeklerinden bir tanesi ve en önemli konusunda çok güzel aydınlatıcı bir yazı. Eğitimcilere düşen bu tip yazılar yazmaktır. Sonsuz saygılarımla, ellerine sağlık diliyorum ki böyle yazılar yazasın. BABUKO HÜSEYİN 30-03-2013 -- ANKARA
-----------------------------------------------
AHMET KARA - ahmkr@gmail.com - ? - 29 Mart 2013
Siteyi yeni gördüm. Hazırlayanları tebrik eder,başarıların devamını dilerim.Çok çalışılmış emek verilmiş.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - İstanbul - 30 Mart 2013
Merhaba Ahmet Arkadaş, mesajınız, beğeniniz için çok teşekkür ederim. Nereden yazdığınız yerine soru işareti koydum. Çünkü, siz daha iyi bilirsiniz, o kadar çok Ahmet Kara var ki... Hangisisiniz çıkaramadım. Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------

BÜLENT KAYA - bulent.kaya.ist.bu@hotmail.com - İstanbul - 24 Mart 2013
ali abi ellerine sağlık baya emek vermişssin fazla inceleme fırsatım olmadı ama. siteyi zaten 20 dakka önce öğrendim :) sorulu fıkralara takıldım abi cevapları nerde ?
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - İstanbul - 24 Mart 2013
Teşekkür ederim Bülent. Sorulu fıkraların yanıtları o sayfanın en altında. Sevgiler.
-----------------------------------------------
TUĞRUL KARA -karalarinsaatltd@mynet.com- Ankara - 14 Mart 2013
Ali Bey kardeşim, Köye Özlem öykümü yayınlamışsın. Eline sağlık. Aslında bu gibi olaylar küçüklüğümüzde bir çoğumuzun başından geçmiştir. Bu nedenle kısa ve öz olarak yazmaya çalıştım. Yayınladığın için teşekkür ederim. İyi günler.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Mart 2013
Ben de sana çok teşekkür ederim Tuğrul'cuğum. Anı öykülerinin kısa ve özlü olması çok hoş. Anlamayı kolaylaştırıyor, zevkle okunmasını sağlıyor.
Değindiğin gibi gerçekten de bu tip olaylar pek çoğumuzun başından geçti. Yazını yayına hazırlarken Konaklı, Kırıntı arasındaki nice anım peş peşe geçti belleğimden.
Yayına hazır durumda bekleyen 25 Kuruş başlıklı anın da kısa ve çok hoş. 25 Kuruş için baş yarılır mı hiç? İşin içinde çocukluk olursa yarılır diyorsun yani. Birkaç gün sonra da o öykün yayına girecek. Sevgiler.
-----------------------------------------------
ALİ GÜNEL - kaptangula@gmail.com - İstanbul - 12 Mart 2013
Teşekkür ederim ali abi şuanlık bişiy düşünmüyorum site işi zahmetli ilgi isteyen birşey ve emeğinin karşılığını alamayınca insan üzülüyor tabi eğer düşünürsem ilerde sana mesaj atarım ali abi çok teşekkürler herşey çin.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Mart 2013
Evet, site zor iştir gerçekten. Madem siteyi kapattın, sen de kolları sıvayıp bu site için yazmaya başlayabilirsin. Gönlüm istiyor ki Bizim Yazarlarımız ya da Albümdeki Anılar sayfasında soyadı çeşitliliği olsun. Sen ilgilenirsen, çevrendeki eski anıları, yitip gitmiş kişileri canlandırmış olursun. Her soyaddan insanlar, duyarlılık gösterip kısa kısa da olsa anılarını yazsalar, fotoğraf gönderseler kendi sülalesinin, mahallesinin geçmişini geleceğe taşımakta görev yapmış olurlar. Neyse... Tekrar teşekkürler. Sevgiler.
----------------------------------------------
ALİ GÜNEL - kaptangula@gmail.com - İstanbul - 11 Mart 2013
Merhabalar değerli okuyucular bu web sayfası belkide bir nimet desek yeridir bu yazımı yazmadan önce bayağı olaştım sayfalarda inanılmaz bir arşiv niteliğinde resimler var buda sienin çok değerli olmasına yol açıyor ve ben diyorumki ali abi bu web sayfasına birde küçüke olsa cet yapılacak şekilde birde Forum Sayfası eklense ne güzel olurdu.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Mart 2013
Sitenin içeriğiyle ilgili yazdığın yoruma çok memnun oldum Ali'ciğim. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Çet konusuna gelince; böyle bir forumu hazarlayabilecek becerim yoktur. Benim yapabildiklerim sitede gördüklerin kadarıdır ancak. Duyarlılığın, desteğin için çok teşekkürler. Sevgiler.
(Bizim Sitelerimiz'deki senin siteye ait link duyurusunu kaldırıyorum. Siteyi tekrar açtığında bildirirsen hemen eklerim.)
-----------------------------------------------
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Ankara - 09 Mart 2013
Web Sitesi-1: www.yoncalikoyudernegi.org
Web Sitesi-2: http://www.evrenselkitap.com/default.asp
Dostum Ali Aydoğan;Seni epeydir ihmal ettim kusura bakma.İşlerin yoğunluğu.Belki biliyorsun bende köy sitesini yeniden oluşturdum.(www.yoncalikoyudernegi.org)Siteyi yaparken zaman zaman (www.karadorukaa.com)senin yaptıklarına bakıyorum ama yazmak nasip olmadı. Gıpta ediyorum sizin siteye. Acaba bizim insanımız da birgün sizler gibi yazarlar mı diye. Neyse. Uğraşların için başarılar diler sevgilerimi iletirim.Durali Karapınar
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Mart 2013
Merhaba Durali Bey, nezaketin için çok teşekkür ederim. Senin hazırladığın site, henüz yeni hazırlanmasına karşın hızla gelişiyor. Dokümanlar durduk yerde gelmeyecektir. Çok emek harcamanız, halkınızdan isteklerde bulunmanız gerekecektir. Elbette ileride oluşacak gerçek site dostlarının da çok emekleri geçecektir. Bazı insanlar, köy sitesi diyerek burun kıvıracak, pek çok kişi ise yapılan hizmetin derinliğini anlayacak, desteklerini esirgemeyeceklerdir. Başarılar diliyorum. A.A.
-----------------------------------------------
CİHAN GÖKLÜCE-cihan_gokluce@hotmail.com - Ankara - 05 Mart 2013
Merhaba Ali Bey... Çok ayrıntılı bir site hazırlamışsınız çok sade ama çok dolu.Samimi duygularımla tebrik ediyorum.Her sayfayı teker teker tefarruatıyla incelemek çok kolay değil çok zaman alır.Birçok sayfaya baktım...Çok yeteneklileriniz varmış.Yitirtiklerimiz bölümünüz dikkatimi çekti.Çok güzel gerçekten..Fotograflarınız içinde ayrıca tebrik ederim.Yazacak çok şey var hocam..Başarılarının devamını diliyorum.Saygılar...
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Mart 2013
Zaman ayırıp incelediğin, beğenini belirttiğin için çok teşekkür ederim Cihan Bey. Aklına gelen yeni bir sayfa önerin olursa beklerim. Sevgiler.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara-04 Mart 2013
Ali Hocam, yazıdaki başlık; dış görünüm mü, iç dönüşümü olacaktı. Birinci paragrafta da, Bir düşünür, #8216;#8217;#8230;#8230;.. #8216;#8217; demiş (eksik yazılmış.)Ali Hoca, kolay gelsin.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 04 Mart 2013
Facebooktan bana gönderdiğin yazının başlığı " iç dönüşüm mü, dış görüşmüdür?" biçimindeydi. Bir anlam veremediğim için değiştirmiştim. Şimdi de "dış görünüm mü, iç dönüşümü" biçiminde başlık göndermişsin. Biraz karışmış. Bunun üzerine sadece anabaşlığı bıraktım.
Sevgili arkadaşım, hoşgörüne sığınarak bir kez daha rica edeyim. Lütfen daha kısa, sade yaz. Noktalama işaretlerini azalt. Azaltmazsan üstteki örnekteki gibi bozukluklarla uğraşmak zorunda kalıyorum.
Yeni kitaplarının yazımında başarılar diliyorum. Sevgiler.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara-04 Mart 2013
Ali Hocam, benim yazılara sıra gelmedi mi? Muzaffer Ağabey'e de, "Yaşar'ın yazılarını da okuyorum." şeklindeki motive edici sözleri için teşekkürler.Herkese Selam.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 04 Mart 2013
Merhaba Yaşar Bey. Senin önceki iki yazıyı yayına koyamadığım için beni hoş göreceğini umarım. Madem burada sordun, burada yanıtlayayım. Yazılar, hem çok uzundu, hem de çok fazla noktalama işareti vardı. Bu işaretlerin çoğu bozulmuştu, düzeltmek için çok zaman harcamam gerekiyordu. Kusura bakma zaman ayıramadım. Adam Olmanın Kriteri yazın ise öncekilere göre hem çok kısa, hem de daha sade. Üstelik, alıntılı bilgi değil, bir anı. Az bir düzeltmeyle kolayca yayınladım.
Ha, bir de şunu açıklamak isterim. Köyü yakından bilen diğer yazarlarımızdan sadece köy anılarını yazmayı rica etmiştim. Senin yazıların bu kuralın dışında. Çünkü anladığım kadarıyla fazla köy anın yok. Umarım diğer yazarlarımız bu ayrıcalık için beni hoş görür. Sevgiler.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 01 Mart 2013
Tuğrul Kara'nın "Örtün Üstümü de Ölüm" anısını zevkle okudum, Eline sağlık Tuğrul, böylece kökünün nereden geldiğini bilmediğim bir sözü de senden öğrenmiş oldum, sağ olasın. Durmuş Hoca'nın Pot Kırma ve diğer yazıları, Alim Aydoğan'ın Ağlayan Babaanne yazılarını, Yaşar Günel'in, Babiko Hüseyin'in yazılarını tek tek okuyorum. Biraz tembellikten okuduğumu yazamadım özür dilerim. Bütün yazarlarımızın elerine sağlık. Ali Aydoğan'ın mezar taşları sayfasının çok isabetli ve güzel olmuş. Tabi bunu gündeme getiren ve 1871 -2001 tarihleri arasını da hazırlayan Sefa Öztürk'e de ayrıca teşekkür. Her ikinizin de ellerine sağlık. İstanbul
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Mart 2013
Beş aydan sonra aramıza hoşgeldiniz Muzaffer bey. İlginiz, desteğiniz, yorumumun için çok teşekkür ederim.
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 28 Şubat 2013
YİTİRDİKLERİMİZE VERİLEN ÖNEM Sayın Ali Hoca, çok mükemmel bir düzenleme yapmışsın. Seni ve Sefa Öztürk'ü kutlarım. Böyle bir düzenlemenin, geçmişimizle ilgili olması ayrıca bir önem arzetmektedir. Yitirdiklerimiz sayfasına böyle bir emek vererek, geçmişimizi senin ve Sefa Öztürk'ün sayesinde hatırlamış, tanıdık geçmişlerimizide anmış olacağız. Geçmişini bilmeyen ve hatırlamayan toplumlar geleceğine yön veremezler. Geçmişimizi bilelim ki geleceğimizi sağlam temellere oturturtalım. Duyurular, mezar bilgileri hele hele şu yitirdiklerimizin fotoğrafları insanı hüzünlendirmemesi mümkün mü? Düşüncenize ve emeğinize saygı ve selamlar. BABUKO HÜSEYİN -28-02-2013 - ANKARA
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 28 Şubat 2013
Teşekkür ederim Hüseyin abi. 2001'e kadar olan bilgileri Sefa derlemişti. Bildiğin gibi 2009'dan beri de Son Yitirdiklerimizi sitede arşivliyorum. 2001-2009 arasında 8 yıllık boşluk var. İnsanlarımız keşke yardımcı olsalar, sekiz yıllık sürede ölen yakınlarının bilgilerini gönderseler, memnuniyetle eklerim. Umudum Sefa'da. Belki o, 2001'de başlattığı işi tamamlar. Günümüzü ben arşivliyorum zaten. Sefa'ya da bir kez daha teşekkürlerimi iletiyorum.
----------------------------------------------
HÜSEYİN ÖZTÜRK - hanau-06-6450@hotmail.com- Almanya - 23 Şubat 2013
ÖZLEDİM KÖYÜME GİDECEGİM
Neyleyim kasabasını şehrini. / Köyümü özledim görmeye gidecegim. / Karabugayı karadorugu yaylayı. / Doyasıya gezip görmeye gidecegim.
Gelmişiz şehir giye gurbet iline. / Degermi KIRINTIM senin seyrine. / Gelınciktaşına ciceklicayırına / Köyümü özledim görmeye gidecegim.
SARIGIZGİLİN harmanına ataşı yaksam. / Tavuk calsam şişe daksam. / Alahattin hocayla iki bardak rakı icip efkar atsam. / Arkadaşlarla icmeye gitcem.
----------------------------------------------
GÜLDENİZ ÖZTÜRK - rose_sea72@hotmail.com - İstanbul-22 Şubat 2013
Merhaba Ali Abi nasılsın?Siteye gırmeyeli uzun zaman oldu özledım sizleri,ben başta sıze olmak uzere sitedeki tüm degefrlı yazarlarımıza (bizim yazarlarımıza)çok tesekkur edıyorum,hepısı bırbırınden guzel yazılar paylaştıkları için:)
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 22 Şubat 2013
Duyarlılığın, nezaketin için çok teşekkürler sevgili Güldeniz. Sevgilerimle...
-----------------------------------------------
SILA SERİNTÜRK -silaserinturk@hotmail.com - ? - 17 Şubat 2013
merhaba ali bey siteniz çok güzel sizi tebrik eder başarınızın devamını dilerim sevgilerimle ......
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 17 Şubat 2013
Merhaba Sıla Hanım. Serintürk soyadlı hiç bir tanıdığım olmadı. Acaba diyorum, bir arkadaş espri olsun diye mi yazıyor? Ya da kendinizi tanıtırsanız sevinirim. Gerçek kişiyseniz, çok çok teşekkür ederim.
-----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun_ay@hotmail.com - İstanbul - 15 Şubat 2013
Merhabalar Ali Hoca. Alim AYDOĞAN'ın Gramofon adlı anı öyküsünde adı geçen konuda ben de oradaydım. Buna dair ben de yazmıştım teşekkürler. Başarılar.
Site üzerinden yazdım yazı görünmedi sorun devam ediyor ancak face'den yazabiliyorum. Başarılar diliyorum ....
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Şubat 2013
Evet, ne yazık ki siteye gönderilen mesajların bir kısmı görünmüyor. Sorun hâlâ devam ediyor. Sen hiç olmazsa facebook üstünden gönderiyorsun; keşke diğer arkadaşlar da öyle yapsa. İlgin ve desteğin için tekrar teşekkürler Hatun hanım.
-----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara -14 Şubat 2013
2013 Yılı 14 şubat sevgililer günü tüm sevenlere kutlu olsun. Bu sevmek hangi konuda olursa olsun, yeter ki işin içinde sevmek, sevilmek ve sevgi olsun. Dünyamızda sevmek ve sevilmek nedir, daha bunu bilmeyenler, bilipte yaşayamayanlar var. BABUKO 14 ŞUBAT 2013

YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Şubat 2013
Katılıyorum Hüseyin abi; sevgi ancak cımbızla tutulabilecek, mikroskopla görülebilecek oranda sıfır yarıçaplı boyutlara indi. Durum böyle olunca sevgi, sunulan kişiler tarafından anlaşılamaz, algılanamaz duruma geldi. Anlaşılabilen sevgilere ise su karıştırıldığı için anlamını, netliğini, içtenliğini büyük oranda yitirdi.
Bunun suçlusu olarak seni, beni, onu, bunu, şunu gibi normal insanları görmemek gerek.
Suçlu, sevgiyi sulandıranlardır.
Suçlu, Sevgililer Günü gibi yapay etkinliklerle sevginin özünü yok edip, sevgiyi hediye edilen bir telefona, giysiye, süs eşyasına indirgeyenlerdir.
Suçlu, kâr pazarı yaratma uğruna sevgiyi kullananlardır.
Suçlu, dünya atmosferini negatif enerjiyle dolduranlardır. Dünyayı yöneten sevgiden yoksun, acımasız güçler, sırf kişisel çıkarları uğruna dünyayı sürekli stres şimşekleri çakan bir atmosferle çevirdiler. Böyle bir atmosferde soluk alan insanlardan nasıl olur da arı, duru, samimi sevgi beklenebilir ki.
Yine de umudu yitirmemek gerekir diyor, gerçek sevginin tekrar dirileceği yarınlar diliyorum.
-----------------------------------------------

KEMAL KARA - kemal__kara@gmail.com - 12 Şubat 2013
Merhabalar...Sitenizi yeni öğrendim.Sayfalara girip çkmak çok zamanımı aldı.Halen çok yeri göremedim... Ellerinize sağlık.Çok güzel bir site hazırlamışsınız hakikaten.Emek verin herkesi tebrik ederim..
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Şubat 2013
Merhaba Kemal Bey. Teşekkür ederim. Bu fırsatla, siteye emek veren katkıda bulunan dostlara ben de bir kez daha teşekkür ediyorum. Sevgiler.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 05 ŞuBAT 2013
Sayın Durmuş Hocam, bana hitap şeklini çok beğendim. Ayrıca da yazdığım yazı dizisindeki ibadet bölümünü beğendiğin için de çok teşekkür ederim. Burada Ali Hocayada teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Bütün bu imkânları bize sağladığı için, Ali Hocaya teşekkür ederim, çünkü sizi ve bizleri karşı karşıya getirip sohbet ettiriyor. Ayrıca da köylerimize yönelik birtakım hatıraları, gelenek göreneklerimizi yazıya döktürüp, belgesel şekline getirdiği için. Ali Hoca birdaha çok çok teşekkürler.
Babuko Hüseyin 05-02-2013
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Şubat 2013
Güzel sözleriniz nedeniyle yüzümün kızardığını söylemeden geçemeyeceğim. Ama şu gerçeği de eklemeden geçemeyeceğim. Siteyi yöneten ben olsam da siteye anlam kazandıran değerler, sizlerin paylaşımlarınızdır. Bu nedenle asıl teşekkür etmesi gereken benim. Tüm ilgili, duyarlı, paylaşımcı site dostlarına TEŞEKKÜRLER, SAYGILAR. - A.A.
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@hotmail.com - Kırıntı - 05 Şubat 2013
... Merhaba ali Bey ve sitemizin muhterem mensupları, hepinize selam ve sevgiler sunarım. Nedense, yazdığım mesajlar siteye ulaşamıyor, o nedenle de mesajlarımla kimseye ulaşamıyorum. Bu kez, mail adresimi değişik yazdım, umarım başarılı olur. Mutlu yarınlar dileğiyle. D. Ö.
... Sayın Babukocuğum: Köyümüzle ilgili dizi yazılarınızın,sonuncusu olan 87 nolu dizinizi okudum ve sizi bu konuda çok taktir ettim. Yapılan cemlerin özünü güzel açıklamışsınız. Bence de, cemlerin en övülecek yönü, o toplum içinde birlik, dirlik ve hoşgörülü olmayı sağlamada çaba sarfetmesi, haylide başarı sağlamış olmasıydı. Ben kendim,görev yaptığım yıllarda, alevi, çerkez, sünni ve kürt olarak isimlendirdiğimiz bu grupların tümünün içinde de görevli olarak çalıştım.Her gruba da ayrı ayrı saygım sonsuz ve hepisinin inançlarına da gene saygı ve itibarım var. Zaten aleviliğin en büyük özelliklerinden birisi hoş görülü olmak değil mi? Ama alevilerin hoş görülü, sevecen, her millete değer veren o engin görüşünü, kolay kolay yakalayamazlar. Sevgilerimle.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Şubat 2013
Merhaba Dayıcığım, daha önce çok değindiğim gibi, ne yazık ki bazı site dostlarının mesajları siteye ulaşamıyor. Sizin yaptığınız gibi adres değişikliği yapılırsa ancak ulaşabiliyor. Yine de ulaşmazsa facebook ya da MSN adresimden gönderilebilir.
Sizin nezdinizde tüm yazarlarımıza ve ilgi gösterip güç veren site dostlarına çok teşekkür ediyorum. Bu fırsattan yararlanarak site izleyicilerine bir ricada bulunmak istiyorum: Bu site benim değil, bizim. Tek bir amacım var, köyümüzle ilgili yazılı ve görsel dokümanları arşivleyebilmek. Lütfen, dışarıdan bakmakla yetinmeyin, ben yazamam ki diye düşünmeyin, ilgisiz kalmayın. El ele verelim ve köylerimizle ilgili bilgilerin bir çatı altında geleceğe taşınmasına yardımcı olalım. Ya da en azından paylaşımda bulunanları mesajlarımızla destekleyelim; eleştirilerimizle, değerlendirmelerimizle yönlendirelim. Sevgili Durmuş öğretmenimin üstteki kişisel mesajını örnek olarak verebilirim. Yazarların yazılarını bu örnekteki gibi değerlendirirseniz siteye ve dolaysıyla arşiv oluşturma çalışmasına büyük katkı vermiş olursunuz. İlgisini esirgemeyen site dostlarına teşekkürlerimi, saygılarımı iletiyorum. Dostça kalın.
----------------------------------------------
GÜLESER AYDOĞAN - aa@hotmail.com - Hollanda - 22 Ocak 2013
hepinizin yazilarini okuyorum tesekkurler hepinize sevgili yegenim ali bey boyle guzel site hazirladigin cok sagol bir kac kere denedim olmadi bu adresi gordum bakalim olurmu hepinize selamlar sevgiler
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 22 Ocak 2013
Duyarlılığın için teşekkür ederim Güleser abla. Daha önce bu sayfada bir kaç kez açıkladığım gibi mesajlar ulaşmayabiliyor. Değişik e-mail adresi kullanılınca gelebiliyor.
Nasılsın? Umarım, sağlığın, keyfin, yaşamın gidişi gönlüne göredir.
----------------------------------------------
HALİL TUNÇ - Giresun - 20 Ocak 2013
Selam Hocam. Güzel bir site. Senide emeği geçen herkeside tebrik ediyorum.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 20 Ocak 2013
Çok teşekkür ederim Halil bey, kendi adıma da emeği geçen paylaşımcılarımız adına da. Sevgiler...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Ocak 2013
Mynet Proservisten zaman zaman Konuk Defterine mesaj gönderildiği iletilerini alıyorum. Ne yazık ki iletiler görünmüyor. Bazı ileti gönderenler mesajı benim bilerek yayınlamadığım gibi bir eleştiride bulunmaktadırlar. Hata benden değil sitenin Mynet kaynağından kaynaklanmaktadır. Daha önceleri de birkaç kez söylediğim gibi gönderen bölümündeki e-mail adresinizi karadorukaa@hotmail.com veya benzeri biçimde yazarsanız mesajınızın gelme olasılığı artar. Aksilikler için hoşgörürsünüz umarım. Mesajlar, siteye yaşam vermektedir, kısa da olsa değerlendirmelerinizi gönderin lütfen. Şimdiden teşekkürler. Sevgiler. - A.A. 15 Ocak 2013 - Ankara
-----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN -hatun_ay@hotmail.com -İstanbul-14 Ocak 2013
Merhaba Site Dostları. Almanya'dan Kemal Gündoğan'ın (Guşu Kemal) Ankaralı-İstanbullu Gençler arasında düzenlenen Futbol maçları ile ilgili yazısını okudum. Ben de Ankara'daki mahalleden biri olarak o günlerin yakın bir tanığıyım. Bizim mahallenin futbol takımı, mahalledeki oturan Yeniköy-Kırıntı gençlerimizden kurulmuştu.
O zamanlardaki komşuluk, arkadaşlık ilişkileri harikaydı. İnsanlar, tek bir bir aile gibi birbirlerine samimi ve çıkarsız yaklaşımda bulunuyorlardı. Guşu Kemal'in sözünü ettiği Hisarüstülü takım Kırıntılılardan mı oluşuyordu bunu bilemiyorum. Ben eski bir Tuzluçayırlı olarak bu konuya açıklık getirmek istedim. Ayrıca Guşu Kemal'in gönderdiği fotoğraflardan pek çok kişiyi tanıdım. O fotoğraftakiler olduğu kadar, toplmumuzun geçmişi için de çok değerli bir hatıra.
Guşu Kemal'e paylaşımı için buradan çok teşekkür ederim. Eline sağlık.
-----------------------------------------------
NİZAMETTİN GÜNEL -Nizamettingunel@hotmail.com - İstanbul - 07 Ocak 2013
Sevgili Ali Hocam Muzaffer Bal karadoruk sitesinden bahsettiği zaman merak edip, siteye girdim. Zamanım çok kısıtlı olmasına rağmen uzun süre siteden ayrılamadım. Seni kutluyorum. Ümit ediyorum bu sitede daha güzel anılar ve çalışmalar yayınlanır. Ali Hocam seni tekrar yürekten kutlar, tüm dostların yeni yılını kutlar, savaşın olmadığı, barışın ve sevginin olduğu, sağlıklı ve mutlu bir yıl dilerim.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 07 Ocak 2013
Siteye hoş geldiniz Nizamettin bey. Yorumunuz site için hoş bir sürpriz ve destek oldu; çok teşekkürler. Evet, anıların gönderilmesiyle köysel-kentsel bize ait bilgilerimizin unutulmamasını sağlamaya çalışıyoruz. Umuyorum ki değerli halkımızdan anılarını yazıp gönderenler artar.
Desteğini kesintisiz sürdüren, size siteyi izlemeyi öneren Muzaffer beye de çok teşekkürlerimi sunuyorum. Sevgiyle, dostça kalın.
-----------------------------------------------
SAFA ACAR - acarsafa_45@hotmail.com- Ankara - 07 Ocak 2013
Merhaba Ali hocam, siteni çok merak ederek inceledim. Hakikaten çok dolu ve kapsamlı. Ençok da sizin yazarlarınızın yazılarını beğendim.Elbette sadece göz attım ama amacını çok beğendim. İnsanlar yazma yeteneklerini geliştiyorlar hemde bilgilerin unutulmamasını sağlıyorlar. Bence başka sitelerin bu tarzı örnek alması lazım gelir diye düşünüyorum.. Tebrik ediyorum hocam.. Saygılar...
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 07 Ocak 2013
Teşekkürler değerli arkadaşım. Bir başka bakıştan değerlendirme benim için çok önemliydi. Sitenin yapımcısı olarak tüm sayfalar benim için bir emek ürünü, çok değerli ama sizin de vurguladığınız gibi Bizim Yazarlarımız sayfası canlı, kapsamlı, yararlı. Bu fırsatla, değerli yazarlarımıza bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyorum. Tekrar teşekkürler Safa bey.
-----------------------------------------------
OĞUZ ÖZTÜRK -oguzhanozturk.pst@gmail.com-İstanbul - 03 Ocak 2013
Karadorukaa site ailesine, başta en fazla emek veren Ali hocam olmak üzere yazarından okuruna tüm herkese; nefes alabildiği,özgürce konuşabildiği,düşünebildiği ve bundan ötürü baskı göremeyeceği bir yaşamın parçası olacağı (moral değerlerimizi kıran bunca etkene rağmen)güzel bir yıl dilerim..Yaşam varsa "UMUT" ta var.Selamlar.. Oğuz....
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 03 Ocak 2013
Evet, sevgili Oğuz, yaşam varsa umut da var. Umarım çok yakın gelecekte umutlar yüreklerde yeniden yeşerir, bireysel duyarlılıklar yerini toplumsal duyarlılığa bırakır ve aydınlığa doğru el ele yürünür. Sevgiler.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN -hatun_ay@hotmail.com -İstanbul-03 Ocak 2013
Merhabalar Site Dostları. Öncelikle site dostlarının yeni yılını kutlar, sağlıklı, huzurlu, Barış içerisinde nice güzel günler dilerim.
Son günlerde siteye istediğim katkıda bulunamasam da arkadaşların yazılarını okuyorum. Hepsinin eline sağlık. En son taa Almanya'dan Kemal Gündoğan (Guşu Kemal)'in yazısını okudum. Yazın köyde birlikte sohbet etmiştik. Köye dair sevgisi duyarlılığı ve Ayvaz gilden bir çocukluk arkadaşına olan unutamadığı sevgisi, alakası beni derinden etkiledi gözlerim dolmuştu. Kemal arkadaşımızın bu insani değerlerini Ali Hoca'nın büyük özveriyle sürdürdüğü sitemizde yazılarını da okumak beni çok mutlu edecektir. Kemal Gündoğan'a hoş geldin der, değerli katkılarından dolayı kendisine çok teşekkür ederim. Ve kendisinin,eşinin,çocuklarının yeni yıllarını kutlar mutluluklar, sağlıklar dilerim.
----------------------------------------------

2012

MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 31 Aralık 2012
Karadorukaa site yazarları ve okuyucularının yeni yılını kutlar, barış içinde bir dünya dilerim.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 31 Aralık 2012
Kemal arkadaş yazını okudum, çok sevindiğimi söylersem inanırmısın? Ayrıca yazacağını teyit ediyorsun, bu durumda Ali Dost tada bize hamalık yapmaya devam etmesini sağlayacağız. Uzun dönemdir yazacağını öğrenmiştim. Bu sitenin sizlere ihtiyacı var, sizler ve bizler yazarak bu siteyi devam ettireceğiz. Ali hep bekledim. Her yeni yazı zenginliktir. Yazılarımızı okuduğun için sağ ol, değerlendirmeler yaparsan seviniriz. Teşekkürler Kuşu Kemal.
-----------------------------------------------
KEMAL GÜNDOĞAN -info@glasundraum.de- Almanya - 30 Aralık 2012
Bütün site dostlarının, yazarlarının yeni yılını en içtenliklerimle kutlar, 2013'ün herkese barış, sağlık ve mutluluklar getirmesini dilerim.
Ayrıca Bizim Yazarlarımız'a, yazdıkları yazılarla, anılarla bizleri geçmişe götürdükleri için buradan teşekkür ediyorum. Hemen hemen her yazıyı okuyorum. Sağolsunlar.
Siteyi kuran ve büyük emeklerle bu güne getiren Ali hocaya da buradan teşekkür etmek istiyorum. Bu yaz köyde kendisi ile tanıştım ve yaptığı emekler için mutluluğumu bildirdim. Bilhassa Ali beyin internet sayfası üzerinden köyle ilgili yaptığı çalışmalar, yazıları, araştırmaları, Köy Üst Birlik düşüncesi büyük bir emek. Ayrıca dağlarımızdaki altın araştırmalarıyla ilgili yazılarını, düşüncelerini en samimi şekilde destekliyorum ve hepimizi köyümüz ve sorunları konusunda duyarlılığa çağırıyorum. Yalnız bir yere ulaşılamaz, birlik olunursa bizim dağlarda kimse altın arayamaz.
Bu yazın köyde edindiğim izlenimlerimi ileride yazmak istiyorum.
Halkımıza ve site dostlarına sevgilerimle.
-.-.-.-.-.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Aralık 2012
Merhaba Kemal Bey, güzel sözleriniz ve siteye verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim.
Bilirsiniz, bir şiir vardır. Der ki: "Orda bir köy var uzakta, / Gitmesek de gelmesek de / O köy bizim köyümüzdür." Birileri gitmese de gelmese de köyünü destekliyor, biz gidip geldiğimize göre çok daha fazla desteklemeli, sorunlarıyla ilgilenmeliyiz. Üstelik, aydın ve duyarlı biri, değil sadece köyünü, yaşamını sürdürdüğü yerde de duyarlılığını göstermeli.
Kemal bey, insanlarımız genellikle duyarlı elbette ya da en azından kendilerinin duyarlı olduğunu ifade ediyorlar. Üç silahşörlerin "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz" sözünü ya da H.Bektaş Veli'nin söylemekten usanmadığımız "Bir olalım, iri olalım, diri olalım." sözünün içeriğini bilmeyen yok gibi.
Duyarlılığın birlikteliğe, birlikteliğin güce dönüşmesini, gücün yaşamdaki yansımalarını görebilmeyi umutla, sabırsızlıkla bekliyoruz.
Hepinize sevgiler, saygılar. - A.A.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 29 Aralık 2012
Herkesin, bilhassa Karadorukaa ailesinin yeni yılını kutlarım. 2013 yılının tüm seven ve iyi niyetli olan insanlara sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum.
----------------------------------------------
ALİM AYDOĞAN -alim-dede1@hotmail.com - İstanbul - 28 Aralık 2012
MUTLU YILLAR HER OKUYUCUYA.
----------------------------------------------
ALİM AYDOĞAN -alim-dede1@hotmail.com - İstanbul - 20 Aralık 2012
İlginize ince duygularınıza içten teşekkürlerimi sunarım. Beş altı aydır teknik nedenlerden yazmıyordum. Bundan sonra devamı gelecek sanırım. Okurlarıma duyurulur. Yazılaraı okuyan okuyucularımızdan ikişer satırda olsa yazmalarını bekliyoruz. (Muzaffer beye yanıt -AA)
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL-muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul-16 Aralık 2012
Alim Hoca turnalar yazını okudum. Çok sade ve çok iyi bir şekilde detayları bize anlatmış olmandan dolayı eline sağlık.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel@hotmail.com - Ankara - 14 Aralık 2012
...Ali Hoca, merhaba. Benim facede iki yazı var; bak, oku, beğenirsen karadorukaa da yayınla.
...Ali Hoca; " Her daim yazı gönderemiyorum. Bizzat yaşadığım bir olayı daha yazıp gönderim: " Kurnaz Kedi " Bilgine. Herkese, bu vesileyle selâmmlar.
...Merhaba Ali Hoca, Face üzerinden, " Kavanozdaki Balık ve Ben " adlı yazı gönderdim. Bu olayı, bizzat yaşadım. Herkese selâmlar.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -İstanbul - 16 Aralık 2012
Yaşar bey, yazılarını bazen geç görüyorum, gördüğümde de kişisel işlerimin yoğunluğu nedeniyle hemen yayınlayamıyorum. Hoş görürsün umarım. Kurnaz Kedi en kısa zamanda yayına girecek. Kısa ve özlü günlük toplumsal yorumlarını da beklerim. Kolaylıklar...
-----------------------------------------------

MUZAFFER BAL-muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk-29 Kasım 2012
Yaşar arkadaşın Yaprak başlıklı yazısınıokuduğumda çok duyğulandım. Duyğuyu o tek yaprakla anlatışı harika, kutlarım Yaşar arkadaş. Üzülme birdaki Ankara seyahetimde görüşürüz. Şu kitaplarını Ayhan günele verirsen o bana ulaştırır. Hoşça kal.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel@hotmail.com - Ankara - 28 Kasım 2012
Konuk defterine - Merhaba Ali Hoca, bu yazıyı Karadorukaa konuk defteri üzerinden, kaç defa, denediysem de gönderemedim. Bunu olduğu gibi siteye atar mısın? Mesaj aksaklığının senden değil, teknik bir sorundan kaynaklandığı anlaşılsın.
Face üzerinden Yaprak adlı yazı gönderdim, bilginize. Bu vesîleyle de herkese selâmlar. Muzaffer Bal'la da -talihsizlik, telefonum kapalıydı, Babuko, bana ulaşamamış-görüşemedik, üzgünüm! Muzaffer beyle görüşüp sohbet etmey, içtenlikle isterdim.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -İstanbul - 28 Kasım 2012
Merhaba Yaşar bey, ince düşünüşün için teşekkür ederim. Mynet Proservis'ten siteye mesaj gönderildi iletisini zaman zaman alıyorum, ama ne yazık ki Konuk Defterinde çıkmıyor. Bu açıklamayı bir kez daha yazma fırsatı verdiğin için teşekkürler. "Yaprak" için de teşekkürler. Hoşçakal.
----------------------------------------------
HASAN AYDIN - aydinhasann@hotmail.com- 23 Kasım 2012
Site yıllardır varmış ve ben yeni görüyorum.Hiç usanmadan heyecanla tüm sayfalara göz attım. Bizim köylede başka kardeş köylerimizlede ilgili çokşey buldum... Hazırlayanların ellerine sağlık. Çok emek vermişsiniz.Sayfaları karıştırırken çok duygulandım..Tebrik ve teşekkürler hazırlayanlara.--- Hasan Aydın
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -İstanbul - 28 Kasım 2012
Merhaba Hasan Bey, Aydın soyadı çok güzel olduğundan olsa gerek en çok kullanılar soyad olsa gerek. Bizimköylerin tümünde de Aydın soyadı var. Eh, Hasan, Hüseyin, Ali de en çok kullanılar adlardan. Yani sizin kim olduğunuzu anlayamadım demek istiyorum. Neyse... Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Sağlık ve mutlulukla kal.
----------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL -cemgunel06@hotmail.com - Ankara -26 Ekim 2012
ALİ HOCAM MERHABA, YENİ YAZMIŞ OLDUĞUM İKİ YAZIM EKTEDİR. YAYINLARSANIZ SEVİNİRİM.
HOŞÇA VE DOSTÇA KALIN
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -İstanbul - 26 Ekim 2012
Merhaba Solmaz Bey. Yazılarınızdan biri yayına girmiştir. Diğeri birkaç gün içinde yayınlanacaktır. Paylaşımınız için teşekkürler.
-----------------------------------------------
SİNAN COŞKUN -csknsnn@hotmail.com - Ankara - 26 Ekim 2012
Selam hocam... Bunca zamandır tanışırızda sitenden neden haberim olmadı.Valla çok beğendim. Ellerine sağlık. Çok emek vermişsin belli.Hani merak etmedimde değil nasıl zaman buldun bunca sayfyayı yapmaya.Başarılarının devamını diliyorum.Tebrikler.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -İstanbul - 26 Ekim 2012
Teşükkürler Sinan bey. Sevgiler.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunal06@hotmail.com - Ankara - 20 Ekim 2012
Saygıdeğer Hocam, " Palto " hikâyesini atmışsın, teşekkürler. En horatça harçadığımı, kıymetini bilmediğimiz " zaman " konusundaki yazıyı da süreç içerisinde yüklersen, birçok insanın geriye döndürülemeyecek bir şeyi--zamanı-iyi kullanmasına, süfli beklentilerin dışında dğerlendirmesini az- cok da olsa vesile olursa, ne güzel.Herkese selâm. Saygılarımla.
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -İstanbul - 20 Ekim 2012
Zamanın Değeri konulu yazıyı zevkle okudum Yaşar bey. İlk fırsatta yayına girecektir. Teşekkürler. Kolaylıklar.
----------------------------------------------
SEFA AYDOĞAN - saydogan@live.nl - Amsterdam -16 Ekim 2012
Iste Mustafa abi seni hep o ilk gordugum heyebetli yigit DEV-GENC li abim olarak onurlu anlamli kavganla anarken hep var olacaksin. Turkiye devrimci mucadelesinde yildizlara ugurlanirken SENI UNUTMAYACAGIZ sefa aydogan amsterdam
----------------------------------------------
ERSİN ÖZTÜRK - ersinus2009@windowslive.com - İstanbul - 16 Ekim 2012
Gerek ülkeler, gerek yerel yönetimler ve gerekse şirket, dernek, vakıf vesaire kuruluşlarda hangi kurallarla bağlanmış olursa olsun gerçek olan ilgili toplumun sosyo-kültürel, felsefik, psikolojik ve hatta spiritüel dahil ortak bilinçsel alanının bir yansımasıdır yönetim.. Yani yönetimler toplumun aynasıdır.. ve burda en takdir edilesi durum ortak bilinç alanının üzerinde olupta olayları bireysel olarak değil, geniş açılı toplum yapısını irdeleyerek çözme çabası içerisinde olanların anlaşılamama, hor görülme uğruna bile olsa zerre pozitiflik katmak amaçlı kişisel ödünleridir.. Sorun varsa ve çözülecekse bireysel tartışmalar seviye altı kalacağından potansiyel bölücülükten başka işe yaramaz.. çözüm nedir.. çözüm genel bilinç düzeyinin, ortak metaformik alanın yükseltilmesidir ve bu üç-beş kelimeyle olacak iş değil, uzun yıllara sari eğitim gerektirecek bir olaydır.. illa gelişim adına birşey yapılacaksa belki dernek bünyesinde düşünsel zenginliği artırıcı, kültürel ve felsefik gelişimi sağlayıcı, sıradanlıktan, basitlikten uzaklaşıp kişilerin düşünsel derinliklerine inebilecek uygun katalizörleri sağlama amaçlı çalışmaların olduğu toplantıların yapılması yararlı olacaktır.. Oysa o kadar sıradanlaştık ki.. en basit konuda bile üstünlük kurma çabası içerisinde hareket ediyor, maddesel ve hatta bilgisel birikimlerimizi bile bu yönde kulanıyor, sadece basit düalitik kavramlar olan güç,zenginlik, prestij gibi aslında ileri düşünsel boyutlarda gerçekliği bile olmayan kavramlar uğruna yakıp yıkıyoruz.. kahve hayatı, iskambil oyunları,televizyon,talih oyunları, geçim sıkıntısı, o dert, bu dert sadece arkasına sığındığımız gerçek düşünsel, kuantsal zenginliklerden bizi uzak tutan, bahanelerdir.. Tarihe baktığımızda en büyük acılara rağmen en büyük dahilerin oluşu sorunun kendimiz olduğunun bununda temelinde düşünmeyi ve hatta hayal kurmayı bile beceremememizin yattığıdır, söylenebilir..
YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -İstanbul - 16 Ekim 2012
Yerinde, zamanlı bir yorum. "illa gelişim adına birşey yapılacaksa belki dernek bünyesinde düşünsel zenginliği artırıcı, kültürel ve felsefik gelişimi sağlayıcı, sıradanlıktan, basitlikten uzaklaşıp kişilerin düşünsel derinliklerine inebilecek uygun katalizörleri sağlama amaçlı çalışmaların olduğu toplantıların yapılması yararlı olacaktır.." biçimindeki önerinin uygulanması kaçınılmaz bir gerekliliktir sevgili Ersin. İnsanlarımız değerli düşüncelerini gelişigüzel ve yersiz harcayarak pula dönüştüreceklerine yaratacakları uygar ortamlarda (söyleşiler vb) paylaşıp birleştirseler ortaya çıkaracakları ortak güçle neleri başarmazlar ki... Paylaşımın için teşekkürler.
---------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL -yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 10 Ekim 2012
Saygıdeğer Hocam, " fecebook " kanalıyla yazı gönderdim. Uygun bulursan yayımla. Bu vesileyle " Onur Aydın"ı da tebrik ederim. Herkese de selâmlar. Yaşar Günel. Ankara.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - İstanbul- 11 Ekim 2012
Örümceği gözlem öykünü merakla, ilgiyle okudum; gerçekten ilginç. Gözlerine, beynine sağlık. Hemen yayınlayacağım. Onur Aydın'ın kitabını henüz alamasam da yaklaşık üç saat kadar önce kız kardeşinin almış olduğu kitabı inceleme fırsatı buldum. Onur, önsözünde alçak gönüllülükle iddialı değilim dese de bence iddialı bir kitap yazmayı başarmış; kitabın geniş bir okuyucu kitlesine ulaşacağına inanıyorum. Onur, şimdi kitabın filmini yapma girişimlerinde bulunuyormuş; umarım başarır. Yazma dalında senin gibi, Onur gibi üretken insanlarımızı bu fırsatla bir kez daha kutluyorum. Sevgiler sizlere ve üreten tüm insanlara.
----------------------------------------------
ZEYNEL ÖZTÜRK - zeynelozturk29@hotmail.com - İstanbul - 10 Ekim 2012
özgür eleştiri olacak tabi, herkes eleştiriyor ama sen eleştirmeyeceksin yapıcı olacan sen dernekte görev yaptın. sadece yapılacak işler cok bunları nasıl uygulama geceriz diye düşünmek lazım.. yoksa biliyorsunki özgür aydogan benim gönlümde ayrı biri.. dernege geldikten sonra anladım eleştiri yapan cok ama yardım eden yok.. hepinizi seviyorum.. yeni gelecek yönetimlere başarılar..
----------------------------------------------
SEFA ÖZTÜRK -ozturksefa@superonline.com - İstanbul - 10 Ekim 2012
Merhabalar. Şu ' üst birlik' deyimi daha sevimli ve mütevazi olmuş. Doğrusu ya 'Dünya Kırıntılılar Birliği' ni çok abartılı ve tantanalı bulmuştum. Üst birlik için gerekli alt dernekler ve birimler zaten var, önemli olan bunların koordinasyonu. Bu koordinasyonda iyi iletişim kurarsa adı üst birlik olur zaten. Ardıç Dedenin anılarını okudum. Küçük bir ilave yapayım. Kandaki öbür ardıç dede bana dediki : Sizin köyden 2 asker Çakmakta (Zıharı ) konuşlana türk Kolordusunda görevliydi. Bir gün kaçarak köylerini ziyaret ettiler. Geri dönüşlerinde Mareşel Fevzi Çakmağa yakalandılar. Paşa bunlara okkalı 2 osmanlı tokadı patlattı. Şükür ki tokatla kurtuldular. Askerin birisi Galmanın Gadiriydi. Ötekini uzaktan tanıyamadım.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - İstanbul - 11 Ekim 2012
Üst Birlik yorumun ve tarihi ek bilgiler için teşekkürler Sefa Bey.
----------------------------------------------
ÖZGÜR AYDOĞAN - karadoruk_1@hotmail.com- İstanbul -09 Ekim 2012
zeynel abi senin nasıl bir köy sevdalısı olduğunu bu uğurda yapamayacağın fedekarlığında olmadığını çok iyi biliyorum bu yazacağım yazıyı lütfen bir yönetici vasfıyla oku çünki zeynel abim benim için baş tacıdır .ben aşşağıdaki yazıda üst birliğin ismi üzerine bir eleştiriyi dile getirmek istedim yani senin kendince algılaman yanlış."sorunların çözüme ulaştırılmasında şimdiki yetkili mercilerimizin eksik kaldığı da su götürmez bir gerçektir." burdan sen sayın özgür aydogan şimdiki yönetimlerin bunu karşılamayacagını söylüyor sonucuna varıyorsan biryerlerde bir yanlış var demektir.kaldı ki ben bu konuda hassas olduğum için dernek kelimesini bile kullanmadım.ben mevcut mercilerin eksik kaldığını söledim bu problemleri karşılayamazlar yada hiçbir iş yapmadılar demedim.tabiki yapılan icraatlarda var.yalnız şu kendini tatmin etme kısmını açarsan çok sevinirim bunu üzerime alınmadığım için yazının seyrini değiştirmeden devam edeceğim.bu zamana kadar görev almış tüm yönetimler bişeler yapabilmek bir katkı sağlayabilmek için göreve almışlardır .bu yönetimler içinde görevini süistimal edenlerde çıkmıştır mutlaka.ben bu uğurda sorumluluk alanlara eski bir yönetici olarak çok ama çok teşekkür ederim. bazı kişiler dernek yönetimlerinde oldular ne yaptılar. acıklarlarsa sevinirim demişsin burda benden nasıl bir açıklama bekliyosun anlamış değilim ama yukarda da belirttim görevini süistimal etmiş insanlar mutlaka vardır .eleştrilecek okadar çok konu var ki sevgili zeynel abi bunu burdan sanaldan değil gelip bizzat derneğin içinde gerekli kişilere yapacak kadar görgü ve kültür bilincinede sahip olduğumu sanıyorum baştada yazdım bu yazdıklarımı bir yönetici vasfı ile değerlendirirsen çok sevinirim çünki arkadaşım zeynel abi ile konuşacaklarımız geride.....tüm dostlara sevgiler saygılar.....
-----------------------------------------------
ZEYNEL ÖZTÜRK - zeynelozturk29@hotmail.com - İstanbul - 08 Ekim 2012
ali hocam ardıç dedeyi okudum harika düşüncelerine katılmak hepsinin hayata gecmesini isteyenlerdenim.. sayın özgür aydogan şimdiki yönetimlerin bunu karşılamayacagını söylüyor.. yeterki o karşılasın bu görevleri biz yanında olalım saygılar yapcı olmak her zaman iyidir. bazı kişiler dernek yönetimlerinde oldular ne yaptılar. acıklarlarsa sevinirim..köy meydanıyla gurur duyuyoruz. dagdaki ilkel vcler gitti. yerine cok güzel vc ler oldu.. cok iş yapıldı.. keşkeme üst birlik olsa bunuda yürekten isteyenlerdenim.. ama eleştiri sadece kendini tatmin eden insanlarla degil.. bir şeyler vererek ben herkesin şimdiden bayramını kutlar nice saglıklı mutlu yıllar dilerim herkese..
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - İstanbul - 08 Ekim 2012
Sevgili Zeynel merhaba! Aslında senin de, Özgür'ün de ve diğer insanlarımızın da iyi niyetinden kuşku duymamak gerekir. Sadece dernekler kurulduğundan beri değil, köy tarihinin başlangıcından beri toplum için çalışan insanlar, hep bir şeyler yapmaya çalışmışlardır. Yaptıkları işler az da, çok da olsa teşekküre layıktır.
Sanırım bir yanlış anlama oldu: Özgür, "sorunların çözüme ulaştırılmasında şimdiki yetkili mercilerimizin eksik kaldığı da su götürmez bir gerçektir." sözünü Üst Birliğin gerekliliğini vurgulamak için söylemiş olmalı.
Yazın köyde bir buçuk ay kadar kaldığım süre içinde insanlarımızdan köy ve dernek yöneticilerini övenlerin de yerenlerin de olduğunu gördüm. Ben şahsen, durmadan olumsuz eleştiri yapmaktan, açık yakalamaktan yana değilim. Köy için harcanan emeklerini takdir etmemek mümkün mü? Elbette takdir ve teşekkür edebilmeli, ama rahatlıkla eleştiri de yapılabilmeli. Dozunda, ölçülü eleştiriler yapanlara alınmamalı, kırılmamalı, tam tersine eleştirileri dikkate alarak yapılan hataları görmeye çalışmalı, görüp ders almalı, yarınlarda daha güzel çalışmalara imza atabilmek için tüm yönetimler arasında yeterli koordinasyon sağlanabilmeli. Her zaman söylediğimiz gibi bir olalım, iri olalım, diri olalım; ama bunu başarabilmek için öncelikle hoşgörülü olalım.
----------------------------------------------
ÖZGÜR AYDOĞAN - karadoruk_1@hotmail.com- İstanbul -04 Ekim 2012
sevgili hocam ardıç dede ve sizin köyün problemlerine yönelik tespitleriniz sonderece doğru ve önemli tespitlerdir.bu sorunların çözüme ulaştırılmasında şimdiki yetkili mercilerimizin eksik kaldığı da su götürmez bir gerçektir.bu konuların çözümü için bir üst birlikten söz edilecekse bunun adı dkb olmamalı kesinlikle diye düşünüyorum nedenine gelince biz kırıntı olarak bu coğrafyada yaşayan yalnız bir köy değiliz bizim köklerimizin bir olduğu etle tırnek gibi olduğumuz akraba köylerimiz var bir üst birlik bu köyleride kapsamayacaksa kırıntı adına yapacağı icraatların hiçbir önemi yok benim gözümde.sizki sevgili hocam yıllardır bunu becerebilmiş bir yapının içinde yaşıyorsunuz ankarada ve ben bunu herzaman örnek göstermişimdir burdaki tüm dostlarıma. şimdi olası bir dünya kırıntılılar birliğinin icraatlarından bahsetmek tezat kaçacaktır benim için.şuan atıyorum dünya kardeş köyler birliği veya farklı herhangi bir isim altında böle bir çalışmanın olması çok daha mantığa yatkın gelmekte san ki.siz ve sizingibi ata toprağına gereken ilgiyi alakayı ve sevgiyi gösteren tüm abilere,ablalara ve kardeşlere sevgiler saygılar.........
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 04 Ekim 2012
Merhaba Özgür, öncelikle düşüncelerini paylaştığın, bazı konularda açıklamama fırsat verecek şekilde yaptığın yorumlar için teşekkür ederim. İlk olarak; evrensel ve ayrımsız bakışımızın aynı olduğunu söyleyeyim. Siteyi izleyenler, bir olmak, iri olmak, diri olmak sözünü sık andığımı bilirler. Ankara'da üç köyün birlikteliği aslında benim için hep onur kaynağı olmuştur. Dilekyolu köyünün katılım önerisini ben yapmıştım. Şu anda köyleri ayırıp derneği bölme özlemi duyanlar olabilir, ben buna hep karşı olmuşumdur, olacağım. Bize yakışan daha da genişleyerek büyümektir.
DKB ya da diğer adıyla Üst Birlik kavramına gelince. Bu projeyi Kırıntı muhtarlığı ve kentlerdeki sivil toplum örgütleri arasında sağlıklı iletişim oluşturma çalışması olarak de değerlendirebiliriz. Bildiğin gibi her yerleşim birimi, kendine özgü yönetim ve çalışma yapılanmalarını oluşturur. Yeniköy ve Kayacık da bu şekilde kendine özel yapılanmalarını oluşturabilir. Sonra bu üç köy, kendi üst yapılanmaları arasında bağlantılar kurarak bir Kardeşlik Birliği kurabilirler. Bu yıl Doruktepe Şenligi'nde birkaç dakika sohbet etme fırsatı bulduğumuz Tezcan arkadaşımız da üç köyle ilgili buna benzer iyi niyetli bir çalışma yapılması gerektiğinden söz etmişti. Neden olmasın.
Köyde yüz yüze konuştuğum ya da internetten özel yazıştığımız bazıları, "İleride sen muhtar ya da başkan adayı ol, düşüncelerini uygula" gibi önerilerde bulundular. Hatta sanki böyle bir amacım varmış, sanki geleceğe yatırım yapmak amacıyla köyle ilgili projeleri üretiyormuşum gibi imada bulunanlar oldu. Bu, beni üzdü, coşkumu azalttı. Ankara derneğinde hiçbir zaman resmen yönetimde olmadım, sadece gönüllü bir üye olarak çalıştım; bundan sonra da yapacağım budur. Halkını seven biri olarak duyarlı olup bir şeyler yapmaya, önermeye çalışıyorum, o kadar; daha ötesini asla düşünemem. Üstelik kendi kişisel yoğun uğraşlarım nedeniyle bu işlere hiç zamanım yoktur. Önemli olan hiçbir çıkar gözetmeden bir şeyler yapmaya çalışmak, hep öyle yapacağım.
Hoşça, dostça kal.
-----------------------------------------------
TUĞRUL KARA - karalarinsaatltd@mynet.com- Ankara - 04 Ekim 2012
Muzaffer kardeşime merhaba diyorum. Yazımla ilgili yorumundan dolayı çok teşekkür ediyorum. Aslında bu tip yazıları ve site üzerinden görüşmeleri çok istiyorum ama iş yoğunluğumdan dolayı ilgilenemediğim için ben de çok üzgünüm. İnsan için sosyalleşme şart bir olgudur. Bu da bu tür yazışma ve görüşmelerle olgunlaşır. Bu vesileyle herkese sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
-----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun_ay@hotmail.com-İstanbul-03 Ekim 2012
Merhabalar Ali Hoca. Bugün Ardıç Dede ile "üst birlik gerekir" adlı yazını okudum. Çok güzel ve duyarlı bir yazıydı. Elbette bu duyarlılık kişiliğine özgü günümüzde hemen hemen hiç kalmayan bu çevre sorunlarını irdelemek böylesine güzel yazıya dökmek dedim ya az bulunur bir meziyet olmalı kutluyorum. Benim Kırıntı'ya dair bir hevesim heyecanım kalmadı ama yine de çok güzel diyorum. Kişisel olarak beğenimi yazayım dedim. Çok teşekkürler. Başarılar.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 03 Ekim 2012
Her zamanki duyarlığın için ne kadar teşekkür etsem azdır Hatun hanım. Sevgiler.
---------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 26 Eylül 2012
TUĞRUL KARA'YA içimize hoş geldin diyor ve bir çok anı bekliyoruz. Bir daha hoş geldin. muzaffer bal --altınoluk
-----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun_ay@hotmail.com - Ankara - 25 Eylül 2012
Merhabalar. Ersin Öztürk'ün CERN ile ilgili yazısısını ilgiyle okudum, bilgilendim, teşekkür ederim.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 21 Eylül 2012
Medinegilin İbosunun oğlu Onur Aydının "Yağmur-Kıyamet Çiçeği" romanını çıktı. Onur Aydını kutluyor yeni eserler vermesini beklerken, diğer genç arkadaşlara örnek olmasını temeni ediyorum.Eser Turova yayınlarından çıktı. Desteklemek için sende bir tane al. muzaffer bal- Altınoluk
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Eylül 2012
Yeteneklilerimiz sayfasında Onur Aydın'a ait bir sayfayı hemen açtım. Sevgili Onur'u çalışmalarından dolayı içtenlikle kutluyorum. İlk fırsatta kitabını alacağım.
Üretken insanlarımızın tanıtımında duyduğunuz sorumluluk için de sizi kutluyor, çok teşekkür ediyorum Muzaffer bey.
-----------------------------------------------

EMİNE YURTGELEN - 306_ey@gmail.com- Ankara - 08 Eylül 2012
Merhaba arkadaşlar.Sitenizi çok begendim. Ne kadar dolu hakikatende. Birde gazetelerden seçme makaleler konamazmı? Başarılarınızın devamını arzu ederim. Saygılar.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Eylül 2012
Merhaba Emine hanım. Gazetelerden makaleler önerisi... Olabilir tabi. Bakalım... Zamanla. Teşekkürler.
----------------------------------------------
ERDAL ÖZTÜRK - erdalozturk79@hotmail.com . / ... / 28 Ağustos 2012
merhaba..ilk defa dün gece sayfanızı ziyaret ettim inanılmaz mutlu oldum özellikle evlerimiz sayfanızda annem ve babamın salim ve hatun öztürk resmini görünce cok mutlu oldum cok güzel olmuş ellerinize saglık.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Giresun - 28 Ağustos 2012
Siteye verilen emeklerin boşa gitmediği zaman zaman sizin gibi duyarlı site izleyicilerinin yazdığı mesajlarla anlaşılmaktadır. Çok teşekkürler Erdal bey.
--------------------------------
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Çankırı -26 Ağustos 2012
Aliciğim; Bayramı köyde geçirdiğim için seninle selamlaşamadım. Geçmiş bayramını kutlar sağlık içinde çalışmalarında başarılar dilerim.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Giresun - 28 Ağustos 2012
Nezaketiniz için çok teşekkür ederim Durali bey. Ben de size mutluluklar ve yeni yayın-dağıtım sezonunda başarılar diliyorum.
-----------------------------------------------
ÖZGÜR AYDOĞAN - ozguraydogan@yahoo.com - İstanbul -24 Ağustos 2012
sevgili hocam sizin ve bu sitedeki diğer büyüklerimizin göstermiş olduğu duyarlılığı taktir etmemek mümkün değil ama şu da bir gerçek ki insanlar köyün fotolarını çeker ve yayınlarlar yıllardan berli vurdum duymazlıkları bu yoldan gündeme taşımak ne kadar doğru acaba yada amaç insanların dikkatini bu yöne çekmekse o güzel fotoların yayınlandığı portalları veya kırıntı köyü sitesini hoş ne kadar aktif tartışılr sizin bu konudaki güzel yazınız ve fotolarınızla bilgilendirmeniz daha fazla fayda sağlamaz mı o fotoları paylaşanlar belki sizin sitenizden bi haber olabilirler başta da ifade ettiğim gibi burda yazı yazan abilerimin hepsi çok duyarlı her konuda ama bu konuda sadece duyarlı olmak tek başına ne kadar yeterli yazdığınız yazı ve çektiğiniz fotoların gerçeği gözler önüne açıkça serdiğini yenilemek dışında bişeyler de yapmalı imza kampanyası sadece kırıntıyla sınırlı kalmayıp civar köylerle de ortak yönde hareket edecek platformlar oluşturulmalı ama bunlar ferdi bir çalışmayla olacak işler değil yasal bir statüde olması için muhtarlığın ve köy derneğinin çok daha aktif olması gerekir yazılacak ve söylenecek çok şey var tabi ki emeği geçen tüm emekçi büyüklerime saygılarımla ....
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Giresun - 28 Ağustos 2012
Sevgili Özgür, senin, hatta birçok insanımızın toplumsal duyarlılık ve dikkatinin her an için alarmda olduğunun farkındayım elbette; bu, mesajından da belli. Yapıcı, yönlendirici eleştirin için çok teşekkür ederim.
...Köy fotolarının yayını konusu başlı başına önem taşıyan, geniş bir konu, bir gün yüz yüze irdeleriz.
...Değindiğin gibi Kırıntı Köyü İstanbul Derneği Web Sitesi ne yazık ki dondurulmuş durumda. Hâlbuki halkımızın iletişim merkezi olarak görev yapabilirdi, bir an önce canlandırılmalı.
... "karadorukaa" sitesi, sonuçta basit tabanlı, kişisel bir site. Büyük iddialarım yoktur; duyarlı biri olarak boşluk doldurmaya çalışıyorum sadece. Tek başıma ne yazık ki ancak bu kadarı başarabiliyorum. Bazen eleştiri ve değerlendirmelerimin dozunu kaçırıyor olabilirim. Dil sürçmesi benden, hoşgörü ve uyarı sizlerden. :))
...Evet, sadece tek başına duyarlı olmak yeterli değildir. Duyarlı olan insanlar bir araya gelebilmeli, birbirine hareket enerjisi kazandırabilmeli, dediğin gibi yasal çerçevede uyarılar yapılabilmelidir.
...Köyde bulunduğum sürece gördüm ki halkımız kör, sağır, aptal değil; beyinler fırıl fırıl çalışıyor. İkili, üçlü sohbetlerde, en cahil (sanılan) insan bile nice üniversiteliden daha akılcı yorumlar yapabiliyor. Çoğunluğun, dağınıklığın oluşturduğu umutsuzluk içinde olduğunu söyleyebilirim. Muhtarlık + İstanbul Derneği + Almanya Derneği + Ankara Derneği arasındaki iletişim eksikliğinin giderilmesi, üst güç birliğinin sağlanması gerekmektedir. Bu, görüşebildiğim insanların ortak isteği, beklentisidir.
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı - 23 Ağustos 2012
... Sevgili Ali Bey, Kırıntı Yaylasını konu edinen çekiminizi zevkle izledim ve zaman zaman da izlemeği tazeliyorum. Şahaane bir çekim yapmışsınız. O kadar hoş görün mü var ki, seyrettikçe, gıpta etmemek elden gelmiyor. Hele gurbet elde olup da bu filmi izlemek, insana ne kadar duygu aşılar ki. Bence tam bir profesyonel filimci gibi mükemmel düzenlemişsiniz. Sizi tebrik ederim. D.Ö.
... Sevgili site mensupları: 2012 yazında çoğumuz bu mevsimi, elden geldiğince en iyi şekilde değerlendirmeğe çalıştık. memleket hasreti çekenler, memlekete gitti, köy dışı seyahat edenler oldu, bazıları da iznini bulunduğu mekânda geçirmeği tercih etti. Hayat devam ediyor, bu değirmenin çarkı böylece dönmeği sürdürecek. Hepinize mutlu yarınlar, sağlıklı ömürler dilerim. Selam ve saygılarımla. D.Ö.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Giresun - 28 Ağustos 2012
Teşekkür ederim dayıcığım. Uzun yıllar gözlemler ve değerlendirmeler yapabileceğin sağlıklı bir yaşam diliyorum.
--------------------------
MUZAFFER BAL- muzafferbaj50@hotmail.com - Altınoluk - 23 Ağustos 2012
Ali Aydoğan'ın Kırıntı ile ilgili gözlemlerini anlatırken kullandığı karga ve çeşmenin fotoğrafları bu konuda yazılacak bir kitaptan daha anlamlı ve öğretici. Ali Aydoğan'ın bu çalışmasından dolayı kutluyorum. İnsanlar dönüp, dönüp bu fotoğraflara bakıp ve başını ellerinin arasına koyup düşünmeli. Eski tabirle şapkasını önüne koyup düşünmeli. Muzaffer Bal'ın - Altınoluk
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Giresun - 28 Ağustos 2012
Merhaba Muzaffer bey. Nasıl ki Aziz Nesin, yazıları için Türkiye'de konu sıkıntısı çekmiyordu; gören gözlü fotoğrafçılar için de Kırıntı'da fotoğraf sıkıntısı çekilmez. Adım başı bir ilginçlik (güzellik de - çirkinlik de) görmek mümkün.
En son yakaladığım ilginçlik, Çiçekliçayır'daki çeşmenin üç beş metre yakınında oldu. Büyük harflerle "Çevremizi Temiz Tutalım' yazısı olan bir tabela, keyfî olarak mermilerle delik deşik edilmiş. Deliklere uzun süre baktım; mermileri tabelaya gönderen silahın tetiğini çeken işaret parmağının sahibini düşündüm; beyinsel ve toplumsal yapısını çok merak ettim. Onun / onların bir canavar olduğunu düşünmüyorum elbette. Bizden birileri onlar da. Belki de çok iyi, özverili insanlar. Nasıl ki içki bardakta durduğu gibi durmuyor, insanı değiştirebiliyorsa; mermi de namluda durduğu gibi durmuyor, sahibini değiştiriyor, kısa dönemli mantık felcine uğratıyor, tabelayı delik deşik etmek gibi istenmeyen davranışlara sürükleyebiliyordu.
Denilebilir ki; "köye dinlenmeye gelen insanlar bırakın dilediği gibi davransın, deşarj olsun, stresinden arınmış durumda geri dönsün."Bu da bir yaklaşım tabi ama birilerinin emeğine saygısızlık etmek ne derece mantıklı, insancıl?
İlginiz için teşekkürler Muzaffer bey.
-----------------------------------------------
ZÜLFÜ AYDOĞAN - z.aydogan64@hotmail.com - Ankara - 10 Ağustos 2012
Merhaba Ali abi,madenlerle ilgili yazın okudum duyarlı ve kaliteli davranışından dolayı çok teşekkür ederim .Hüseyin Abi ve Muzaffer Beyede bu konuda Ali abiye destekleri içinde teşekkür ederim.iyi günler
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 12 Ağustos 2012
Merhaba Zülfü. Arkadaşların değindiği gibi gerçekten de Facebookçular neden gerekli duyarlılığı göstermiyorlar? Durmadan Tuztaşı'ndan, Hıdrellez tepesi'nden ya da başka noktalardan çekilmiş fotoğrafları yayınlamak ne derece yeterli? Aynı açıdan çekilmiş aynı konulu fotoğrafları yayınlamaktan, bu fotoğraflara benzer yorumlar yazmaktan ne zaman bıkacağız bilmem. İlgin, yorumun için çok teşekkür ederim.
--------------------------------------------
BARIŞ ÖZTÜRK - oztukbaris77@hotmail.com - İstanbul - 09 Ağustos 2012
bizim yazarlarlarimiz kisminda durmuş öztürk ün 26. öyüsünden öncekileri neden göremiyorum
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 12 Ağustos 2012
Haklısın Barış. Nasıl olduysa silinmiş. İlk fırsatta ekleyeceğim.
----------------------------------------------
CEMAL ÖZYURT -ozyurtcml@gmail.com - Ankara - 04 Ağustos 2012
Merhaba site yapımcıları, site dostları. İşbirliği içinde çok güzelbir site meydana getirdiğinizi söylemeden edemicem. Hakikaten pek dolu. Çok şey eklenmiş.Sürekli eklemeler yapılması siteyi pasifleşmekten kurtarıyor.Hepinizi tebrik ederim.Saygılar.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -09 Ağustos 2012
Nezaketin için çok teşekkürler Cemal Bey. Sevgiler.
----------------------------------------------

KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com- Çin - 24 Temmuz 2012
Site izleyicilerine Selamlar, Hatun Aydoğanın eleştirisine katılıyorum.Benim ifadem aslında popüler kültür ve kamu yöneticilerine dönüktü, yanlış anlaşılmadan dolayı özür dilerim. Selam ve sevgiler.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -24 Temmuz 2012
Merhaba Kazım, bizden de sana selamlar, sevgiler. Şu anda köydeyim. Köy, gerçekten de tüm köylülerimizin seveceği kadar var; seni kıskandırmak gibi olmasın ama öyle...
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 23 Temmuz 2012
Merhaba Ali hoca, Halkımızın Yapısı yazını okudum. Çok güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık, Ardıç Dedeyede selamları mı iletirsen sevinirim. Ardıç Dedenin yanına gitmeye gerek yok, uzaktan da olsa, olur. Yazındakı, vefat edenlere rahmet diliyorum. Yaşayan arkadaşlara sonsuz saygılarımı sunarım. Birde yazının on birinci parağrafındaki, ( Götürecek konuk bulamayanlar, için için üzülür, kahrolur.) Buradaki kahrolur kelimesi kalkarsa iyi olur düşüncesindeyim. Kırıntı Köyüne selamlar. Babuko Hüseyin 23-07-3012 ANKARA
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -23 Temmuz 2012
Ardıç Dede'ye selamını söyledim. "kahrolur" sözcüğünü kaldırdım. Dağdaki Siperler ile ilgili yeni bilgiler edindim, yakında yazıda değişiklikler yapacağım. Ayrıca köydeki bir takım izlenimlerimi de aktarmayı düşünüyorum. İlgi için teşekkürler Hüseyin abi. Selamlar.
-----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun¬_ay@hotmail.com-22 Temmuz 2012
..... Merhaba Site Dostları. Kazım Aydoğan'ın Çin-12 Temmuz 2012 tarihli yazısını okudum. Duygularını bizimle paylaştığı için kendisine teşekkür ediyorum. Ben kendi adıma yazısının 5. maddesindeki konuya yanıt verme adına değineceğim. Kazım Aydoğan'ın adı geçen konudaki Cern'deki deneyin Higgs bozonu ile ilgili "bizim yerel dünyamızda kimin umurunda !" sözüne kendi adıma katılamayacağım .Cern Deneyi, Higgs bozonu, Bing-Bang, daha popüler adıyla Tanrı parçacığı daha daha Paralel evrenler, Einstain-Rosen köprüsü vb. hepsi benim umurumda nedense. Tam da elimde bu konularla ilgili bir kitap okurken, Kazım Aydoğan'ın söyledikleri çatışınca bu yazıyı yazmakta kendimi sorumlu gördüm. Saygılar, selamlar. Hatun Aydoğan - 22 Temmuz 2012 - Ankara
..... Merhaba Site Dostları. Biliyorsunuz hepimiz çeşitli tarihlerde köyümüze gidiyoruz. Belli tarihlerde şenlikler yapılıyor ve bu şenlikler Dernek adına bazı sayfalarda bizlere duyuruluyor. Çoğu insan köye gitmelerini bu şenliklere göre ayarlıyor hatta İstanbul'dan turlar düzenleniyor takdir ediyorum. Bu şenliklere katılabilenler çoşkuyla eğleniyor. Ama benim bildiğim Geleneksel Burgababa şenlikleri eskiden beri Temmuz ayının son tarihlerinde Ağustosun başında olur. Ben de bu günlerde köye gitmeyi düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde yapılan diğer şenlikleri kaçırmanın üzüntüsünü yaşıyordum. Ama ay sonunda yapılacak Burgababa Şenliklerine katılma umudunu taşıyordum. Ne yazık ki aldığım duyumlara göre şenlik öne çekilmiş, bugün yani 22 Temmuz'da yapılma kararı alınmış. Buna çok üzüldüm. Bu konuda hissettiklerimi yazmak istiyorum. Sanıyorum ki İstanbul'dan çoğul olarak gelenler nasılsa biz köydeyken bu Karaburga Ziyaret şenliğini de yapalım geriye bir şey kalmasın mı diyorlar acaba? Bu konuda duyarlı birisinin yanıt vermesini bekliyorum. Geçen yıl da böyle bir davranış sergilenmişti. Niye? Neden? Saygılarımla. Hatun AYDOĞAN 22 Temmuz 2012 - Ankara
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -12 Temmuz 2012
Kararı kimin değiştirdiği hakkında herhangi bir bilgim yoktur. Sana içtenlikle katılıyorum; önceden alınan ve duyurulan kararlar kesinlikle değiştirilmemelidir. Sevgilerimle.
-------------------------------------------
RAİFE ŞAHİN - raifesahin@hotmail.com - Ankara - 13 Temmuz 2012-07-22
Ali bey siten çok güzel çok mükemmel olmuş ellerine sağlık
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -13 Temmuz 2012
Çok teşekkür ederim Raife hanım. Sevgiler.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com- Çin - 12 Temmuz 2012
1-Denizin derinliğini deniz bilir. - Çin Atasözü.
2-Olgun başak eğik durur. - Çin Atasözü.
3-Saptamalarına katılıyorum.
4-Özdeyişin harika olmuş.
5-Dünyadaki gelişmiş ulusların, halkların gündemi, bu aralar CERN de % 99.9999 kesinlikte saptanan Higgs bozonu. Bu ne demek: Daha önce Teorik Fizikte teorisi ve denklemi oluşturulan bir öngörünün gerçekleştirilmesi. Enerjiden kütleye, parçacıklara geçiş, mükemmel bir sonuç. Dünyanın yuvarlaklığının keşfi kadar önemli bu keşif, hatta daha da önemli, ama memleketimizde hele hele bizim yerel dünyamızda kimin umurunda?
6-Yaşar Günel'in değerli analizlerine müracaat vakti şimdi. Toplumsal ilişkiler ve gözlemler noktasında.
7-Büyük bir duyarlılık göstererek, ''Yeteneklilerimiz'' sayfasını yayınlıyorsun. Ordaki yeteneklilerden kaç tanesi şu ana kadar bu sitede yorum, analiz v.s yaptı. (Muzaffer Bal, ve Yaşar Günel'i tenzih ediyorum elbette ki, unuttuğum diğer yeteneklilerimiz (!) varsa kusura bakmasın lütfen.
8-Bazı insanlar, çocukluk evrelerine takılıp kalabiliyorlar demek ki, yine Yaşar Günel'e müracaat.
9-Kavramların içi bizim oralarda ne yazık ki doldurulamadı, bu sosyal bilimlerin tüm alanlarında; hukuktan felsefeye, ekonomiden edebiyata kadar.
10-Kendi adıma; 21 yaşında genç bir mühendisken herşeyi bildiğimi sanır, burnumdan kıl aldırmazdım.cSadece 21 yıllık hayat deneyimimle. Şimdi yaş oldu 48, üstüne Master yaptım, ayrıca Ekonomi bölümünü bitirmeye çalışıyorum, elimden geldiğince dünyayı izlemeye çabalıyorum, okuyorum, gözlemliyorum, gittiğim ülke sayısı 16, ki bunların 13 tanesinde birebir çalıştım, fabrikalarda, şantiyelerde. Bu ülkelerde, düğün törenlerinden, cenaze törenlerine kadar, hayatın değişik döngülerinde bulundum.
Şimdi hayata dair; hiçbirşey bilmediğimi biliyorum. (daha doğrusu bildiklerimin ne kadar az olduğunun farkındayım) Okudukça, öğrendikçe bilmediğim alanlarımın çoğaldığını görüyorum.Yukarıda bahsettiğim CERN deneyi sonuçlarıyla, şu anda evrenin sadece % 4 ü anlaşılabiliyor. Geriye kalan % 96 hala bir muamma, bilinemez. Çözülmeyi bekliyor.
11-Sanat toplum içindir! Tamam da, bazen sanat için sanat da yapılırsa dinlendirici olur. Bu noktayı ikili sohbetlerimizde derinleştirebiliriz.
Neyse uzatmayayım hocam, site izleyicilerine selamlarımla.
Not: Oğuz Öztürk'ün yazısı siteyi renklendirmiş, eline sağlık Oğuz.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -12 Temmuz 2012
*Hatırlar mısın bilmem Big Bang teorisi ortaya atıldığında yer yerinden oynamıştı; Cern olayı ise neredeyse sıradanlar listesinde boy gösterebildi. Ne var ki söylediğin gibi çok önemli. Demek ki, insanlar düz yaşamayı yeğliyor. Varoluş hakkında kafa yormak istemiyor. Dümdüz yaşayıp keyif çatmak varken ince işlerle uğraşarak neden kafa yorsun ki.
*Yeteneklilerimiz'e değinmişsin. Haklısın aslında. Demekki diyorum, herkes kendi yeteneği doğrultusunda yoğun çalışmalar içinde bulunduğundan yazmaya zaman ayıramıyor olabilir.Neyse, şunu de ekleyeyim bu konuda: Nice yabancı arkadaşım, sitedeki yeteneklilerimiz hakkında övgüler sıralamış, kendi köylerinde bu kadar çok yetenekli insan olmadığını itiraf etmişlerdir.
*Sanat kavramına gelince: Bence her ikisi de geçerlidir. Yani, 1-Sanat, toplum içindir: Böyle olursa, toplumun aydınlanmasını, gelişmesini sağlar, içinde bulunduğu zamana uyum göstermesini kolaylaştırır. 2- Sanat, sanat içindir: Sanat özgür ve özgün olarak gelişebildiğinde insanların daha farklı, bilinçli, gerekirse uçuk düşünmesini sağlayarak daha da özgürleşmesini sağlar.
*Evet, Oğuz arkadaşımıza teşekkür borçluyuz. Ona ve paylaşımlarını esirgemeyen herkese teşekkürler, saygılar.
-----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL -sebatigunel@hotmail.com- Ankara - 11 Temmuz 2012
Öncelikle bütün site dostlarına merhabalar. Oğuz beyin Dik Durmak Gerek yazısını zevkle okudum ve çok beğendim, kendisine çok teşekkür ederim. Altına ve Hes'lere karşı verilen direnişlere örnek olarak Balıkesir Kaz dağları ve Çanakkale'deki direnişler ve daha nice örnekler verilebilir. Kırıntı'daki Altın arama çalışmaları hakkında yazılan bunca yazıya rağmen engelleme konusunda her hangi bir direnç gösterilmediğini görüyorum. Köylerimizde bugün başlayan ŞENLİKLERİN heyecanının herkesi sardığı gün gibi ortada. Halkımız birbirlerine bizim şenliğimiz sizinkinden daha iyi oldu derken, gözlerinin önündeki tehlikeyi fark etmemektedir. Belki de önümüzdeki yıllarda Doruk Tepe (Pir Yurdu) diye bir yer kalmayacak. Sevgili Kazım, Siyanürlü Altınla ilgili yazımı okuduğunu ve beğendiğini daha önce okumuştum, hatta yanıt da yazmıştım, fakat konuk defterine geçmemişti. Yazımı okuduğun ve beğendiğin için teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla - Sebo - Ankara 11.07.2012
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -12 Temmuz 2012
Sebati arkadaşım, senin toplumdaki en duyarlı, birikimli insanlardan biri olduğunu en iyi bilenlerdenim. İkili konuşmalarımızda ortaya koyduğun değerli düşüncelerini peş peşe paylaşman hepimizi mutlu edecektir. Şimdiden teşekkürler.
-----------------------------------------------
OĞUZ ÖZTÜRK -oguzhanozturk.pst@gmail.com - İstanbul- 11Temmuz 2012
Ali hocam tekrar merhaba, Paylaşmış olduğum düşüncelerimle ilgili sizin düşüncelerinizi okuduktan sonra (en azından sizin canlı şahitliğiniz olmuş ) köydeki insanların bu konudaki refleksleri beni de açıkçası oldukça üzdü. Demekki yapılması gereken ve katedilmesi gereken ciddi bir süreç var. Yani bugünden yarını görememek elbette "suç" değil ama bu konuda bu ülkede farklı birçok yerde yaşanan (en yakın zamanda KÜTAHYA'da yaşanan ve devlet tarafından gerçek boyutları fazlasıyla gizlense de dehşet tarafı ortaya çıkan) örnek süreçleri insanlarımızın en azından yaşananlara bakarak doğru değerlendirmelerini bekliyor insan. Sorunun bu tarafının propagandasını insanımızın bulunduğu her ortamda yılmadan ısrarla dile getirmeli bu konudaki duyarlı kişiler. Böyle bir süreci kabullenmek tek kelimeyle İNTİHAR bence. TORTUM'daki kara çarşaflı kadınların HES konusundaki direnişini görüp bizim insanların (hep de ve çok da aydınızdır!! Kazım AYDOĞAN'ın bizim bazı insanımızla ilgili "aydın" değerlendirmesine aynen katılıyorum) bu kadar basit ve sorunu algılayıp geleceği görmek için hiçbir akademik formasyonda gerektirmeyen böyle bir sorunda, bu kadar duyarsız ve algıları kapalı olması gerçekten çok ama çok üzücü.
Hocam gölet meselesini de sadece söylenti olarak duyuyoruz (ne olacağına dair gerçek bilgilere henüz sahip olmadığımı belirterek) ve belki de söylenti üzerinden biraz sübjektif yorum yapmış oluyoruz. Ama söylenti de olsa benim duyduğum, Tandurluh set olacak şekilde yazının bir kısmını da kaplayacak bir gölet hikayesi. Burada yapılacak gölet benim algılarımla ve düşüncelerini paylaştığım birçok kişi de aynı düşünüyor, olası bir maden çalışmasında kullanılmak maksatlı gibi gözüküyor. (Bu konularda tam bilgi sahibi olmadığımı özellikle belirtmek isterim. Belki de cahilce yorumluyorum) Böylesi bir platformda ciddi ve güzel bir iş yaptığınızı tekrar belirtmek istiyorum. Buna benzer paylaştığım düşüncelerimi istediğiniz bölüme tabi ki koyabilirsiniz. Tekrar teşekkürler emeğiniz ve çabanız için. Saygıyla ve Sevgiyle Kalın - Oğuz ÖZTÜRK
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -12 Temmuz 2012
Merhaba Oğuz arkadaşım. Keşke aydın kavramı sadece bizim köylülerde değil, tüm yurt ya da dünya genelinde yerine otursaydı. Ne yazık ki oturmuyor. Hani, "Sol; Çocukluk Hastalığı" denir ya, bu hastalığın kronikleşmiş olmasından kaygı duyuyorum. Umarım, hastalık en kısa sürede son bulur da, sağlıklı, akılcı düşünüşler tüm beyinlerde hak ettiği yere yerleşir.
Gölek konusuna gelince. Göletin Tandurluk'a yapılacağını ilk olarak senden duydum; ki, belki de öyledir. Benim duyduğum yer ise, Soğuk Paar'ın dereyle Kayanın Önündeki derenin birleştiği yerdi. Gölet hakkında yeterli bilgim yoktur. Gölet, eğer maden arama şirketi tarafından yapılırsa kendince şöyle bir amacı varmış güya. Siyanürlü sular gölette toplanacakmış. Siyanür dibe çökerken üstteki temiz su, dışa akıtılacakmış vs. Bunun bilimsel yönü hakkında hiç bir bilgim yok; araxtırmak gerek. Tatilde köye gidebilirsek görelim bakalım ne gibi gerçeklerle karşılaşacağız?
Desteğin ve düşüncelerini paylaştığın için çok teşekkürler. Sevgilerle...
-----------------------------------------------

-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL -yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 09 Temmuz 2012
Ali Hoca, gönderdiğim yazı, yaşam deneyimlerimden çıkardığım sonuçlardır. Yanılıyorsun, denilebilinir; ben de "olabilir," der, karşı iddiaları okurum. Ayak üstü bir sohbetimde de dediğim gibi, insanın beyni de, aynen insan gibi bencil. Beyin çalışması için gereken enerji: ATP (Adenin Tri Fosfat). Beyin, en kısa yoldan sorunu çözüme kavuşturarak, en az enerjiyi harcamak ister. Âile ortamında, baba- çocuk diyalogu ve babanın sorunlara yaklaşımı daha fazla enerji gereksinimini gerektirdiği için, zaman içerisinde, bulunduğu ortama göre koşullanmış olan çocuk, babaya değil anneye sığınmaktadır. Geleneksel aile kültürü içerisinde yetişmiş olan kadın, çocuğa hamilik yaparken, aslında ne büyük zarar verdiğinin farkında değildir. İnsanlığın nihaî hedeflerinden biri de, bireyleri çoğaltmak olmalıdır. Çocuk, gelişim süreci çerisinde kişiliğini geliştirken, bu gün için anti sosyal ilişkiler denilebilecek ilişkilerden uzak olmalıdır. Moratoryum kişilik evresi denilen, ergenlik dönemimdeki evrede, çocuğa fisk değerler ve davranış biçimleri enjekte edilmemelidir. Moratoryum kişilik, Erikson'un belirttiği gibi, erişkinin, model alacağı kişiler arasında gidip geldiği evredir. Çocuk, bu dönemde, daha sonraki süreçte " ipotekli Kişilik "oluşturmaması için, geleneksel ilişkilerden, günlük dedikodulardan uzak olması, tutulması gerekmektedir. Benim gördüğüm ise, bilinçsiz bir şekilde çocuklar, geleneksel ilişkilerin içine çekilmekte, kişilere, "bizim klandansa, ne yapsa haktır ya da iyidir" mantığı aşılanmaktadır. İnsan beyindeki bilgi akışı sinapslar ve bunlarının birbiriyle bağlantısını sağlayan "trak Kapıları" denilen yollarla sağlanmaktadır. İnsanın geçmişinden gelen arketip şeyler, sadece davranışsal kalıplara sınırlı değildir. Vicdan, adalet, acıma hissi, yardımlaşma, erdemli olmayan davranışlara tepki verme gibi hasletlerde, insanın beyin kıvrımlarına sinmiştir. Diyelim ki, bir kişi, bir haksızlık yaptı, kamu malına zarar verdi:bir parktaki masayı kırdı. O an, o ortamda bulunan kişiler,"ne var canım, ne olmuş, büyütülecek bir olay değil" gibi anti sosyal yaklaşım sergilerlerse, bu ve buna benzer davranışlar kanıksanır hâle gelirse, çocuğun beyin kıvrımlarına sinmiş olan bu ahlaksal değerler törpülene törpülene eridiği gibi, bu anti sosyal davranışlar trak kanallarından geçmemekte,"haksızlık sıradanlaştığı için-bunun sonucunda da insan beyni, arketip özelliklerden gelen ahlaki yargılarla tepkiyi verememektedir. Yani, parktaki örnekteki gibi, masa-sandalye kırılması, normal bir olay olarak görülmekte, beynin yargılayacağı bölüme gidememekte, trak kanalları kapandığı için. Bu ve bunun gibi onlarca olumsuz olay normalleştirilince, o çocuk birey olabilir mi? Çocuklar, sülale ilişkileri içerisine çekilmemeli, yanlış yapan herkesi sorgulayıp yargılayacak orijinal kişilik geliştireceği ortamlar oluşturulmalıdır: Bu bir ütopya mı? Değil!
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -10 Temmuz 2012
Merhaba Yaşar Bey. Gönderdiğin yazı çok uzun. Sadece ikimizin arasında kalacak bir sır söyleyeyim. Son günlerde gerek telefonla gerekse yüz yüze sohbetlerde site hakkında konuşulurken birkaç kişi senin yazılar hakkında da yorum yaptı. Ben bir elçiyim, yorumları öz biçimde söyleyeyim. Yazıların, içerik çeşitliliği ve yazım ustalığın nedeniyle beğeniliyor, takdir görüyor. Ama olumsuz eleştiriler de var tabi: Yazıların uzun oluşu, eski sözcüklerin etkili olması, yazıyı okurken zorlaştırması gibi. Aslında sade bir anlatım olsa uzun oluş o kadar göze batmaz. Örneğin Muzaffer Bal'ın 27. öyküsü (aslında masalı) uzun ama çok rahat okunan bir yazı. Rahat okunduktan sonra iki katı da olsa sorun yok.
Yaşar bey, bilgi dağarcığının ne kadar dolu olduğunu çok iyi biliyorum. Bu dağarcıktan her zaman yararlanmayı çok isterim elbette. Ama okuyucuların eleştirilerine uymak iyi olacak sanırım. Hoş görülü bir insan olduğunu bildiğim için bunları yazdım. Sevgiler.
-----------------------------------------------

YAĞMUR ÖYKÜ DOĞAN - yagmuroyku7@hotmail.com - İstanbul -06 Temmuz 2012
Ali öğretmenim çilek reçeli isimli öykümü yayınladığınız için teşekkür ederim. Nazlıcan arkadaşıma sayfa açmayı kabul ettiğiniz için size de teşekkür ederim.Ayrıca sitenizin diğer sayfalarını da okuyorum ve beğeniyorum ama daha çok dedem Muzaffer balı beğeniyorum nedeni çevre sorunları ile ilgilendiği için çünkü ben de çevreciyim. Tabi nazlıcan arkadaşımda çevrecidir. yağmur öykü doğan
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -07 Temmuz 2012
Sevgili Yağmur, Bizim Yazarlarımız sayfasında sana ait bölümdeki Çilek Reçeli adlı öykün gerçekten de hoşuma gitti. Seni içtenlikle kutluyorum. Kendini geliştirmeye çalışan, geliştiren, duyarlı çocukları çok seviyorum. Sen hem kendini geliştirmeye çalışıyorsun, hem de arkadaşlarının gelişmesi için duyarlılık gösteriyorsun. Nazlıcan, arkadaşına sevgilerimi ilet. Daha önce de söylediğim gibi öykü ve fotoğrafını gönderdiğinde onun için seve seve bir sayfa açarım. Sizden ricam şu: Yazım kurallarını biraz daha araştırın, yazdıklarınızı tekrar tekrar gözden geçirin, hatalarınızı düzeltin ve daha ah hatayla, mümkünse hatasız göndermeye çalışın.
Bu site, sizin gibi sevgili çocuklarımızla el ele verdiğinde anlam kazanır ancak. Dedenin çevre duyarlılığı sana geçmişse ne mutlu; yaşam boyunca bu güzel duyarlılığa devam diyorum. Sana ve Nazlıcan'a sevgilerimle.
----------------------------------------------
YASEMİN İBİŞ - seminal@mynet.com - Ankara - 05 Temmuz 2012
Selam Ali Bey,
Dün akşam sitenize girdim yine. Yanılmıyorsam yazarlarımız başlıklı sayfada kadın yazarlardan gelen öykülerden birkaç tanesini okudum.Ne kadar yalın ve içten olduklarını görünce nasıl mutlu oldum.Eğer kadınlara fırsat verilirse neler yapabileceklerine kesinlikle tekrar ve şiddetle bir kez daha inandım.
Ayrıca sizin öykülerden de birkaç tane okudum. "Dışkı Hikayesi" adlı öyküyü okurken birden kendi çocukluğuma döndüm.Çocukken Hayvanların dışkısını toplamak benim gönüllü yaptığım görevlerimdendi.Çocukluk işte herhalde oyun olarak görüyordum bu işi.
Bizim oralarda da sığır sürüsünü(inek,dana,düve,manda,öküz) sabah sığır çobanları alır otlatmaya götürür, güneş batarken eve getirirlerdi.İşte bu hayvanların gidiş gelişleri sırasında çocukluk arkadaşlarım Fadime ve Rufiye ile birlikte elimizde kovalarla sığırların gidiş ve gelişlerini gözler, sığır sürüsünün içine dalar, dışkılayan hayvanın p.hlarını sıcak sıcak elimizle alır kovalara koyardık. Biz kavga etmesek de kim çok p.h toplayacak diye yarışırdık. Hey gidi günler... Nerden nereye. Fadime 13 yaşında evlendirilip 6 çocuk doğurdu ve onun öldüğünü duydum.Rufiye nerelerde hiç bilmiyorum. Bense sizin öyküyü okuyunca birden taa çocukluğumun o en saf günlerine döndüm birden.Elleriniz kaleminiz dert görmesin.Saygılar, sevgiler Ali Bey...
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -05 Temmuz 2012
Merhaba Yasemin Hanım.
"Ali Aydoğan-Yazılar" sayfasına girip öyküleri okuman o sayfanın dirilmesine neden oldu benim için; çok teşekkürler. Her ne kadar farklı bölgelerin insanları olsak da köysel yaşam kültürümüz benzerlik taşıyor. Evet, aynen içini çekerek dillendirdiğin gibi "Hey gidi günler hey!". Biz gençken yaşlılarımız aynı geçmişe özlem tümcesini söylerlerdi de biz gülümser geçerdik. Demek ki şimdi biz yaşlandık, aynı daralan kulvardayız. Her ne kadar sen ikinci öğretmenlik baharında, ben özel yazım işlerimde, başkaları başka koşturmaca içinde olsak da aslında tekdüzeleşen yaşamımızı eskidikçe kıvamını alan anılarımızla tatlandırmaya çalışıyoruz.
Sözünü ettiğin "Bizim Yazarlarımız" sayfasındaki o kadın yazarlarımız, gerçekten de kendi tatlanan anılarını deneyimli bir yazar gibi yazarak bizlerle paylaşıyorlar. Hatun, Seçil, Esma, Gülizar hanımlar, belki ilk kez böylesine derli toplu, ciddi bir bütünlük içinde yazıyorlar. Senin de fark edip onayladığın gibi ustaca yazıyorlar. Onlarla aynı yörenin insanı olmak beni onurlandırıyor diyorum ve mini bir eleştiri gönderiyorum onlara. Yazmaya ara vermemeleri gerekiyor. Facebook paylaşımlarına ya da yoğun ev işlerine ara vererek yazmaları gerekir diye düşünüyorum. Kendilerinde var olan cevheri okuyucularla paylaşmaktan mutlu olduklarını biliyorum; öyleyse yazıp paylaşma mutluluklarını sürdürmeleri dileğimdir.
Yazdığın bir tümcelik Fadime dramını okurken tüylerim diken diken oldu. Fadime'ye fırsat tanınsaydı kimbilir neler üretecekti? Ülkemizde nice Fadimeler var.
Yasemin hanım, duyarlı yaklaşımın için çok teşekkür ediyorum. sevgiler, saygılar benden. - A.A.
----------------------------------------------
YASEMİN İBİŞ - seminal@mynet.com- 02 Temmuz 2012
Selam Ali Bey Fotoğraflara girip baktım Ali bey mutlaka 2 Temmuzla ilgili fotoğraf çekmiştir düşüncesiyle.Bu arada tüm fotolara bakmam gerekti. Bir kez daha farkettim ki sen bu fotoğraflarla en az on sergi açabilirsin. Sergi açıp açmamayı hiç düşündün mü merak ediyorum Ali Bey
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -02 Temmuz 2012
Merhaba Yasemin Hanım. Dün Kolej'deydik. Çok az kişi vardı. Fotoğraf çektim tabi her zamanki gibi. Yeni bir sayfa düzenlemesi için önceki fotoğrafları geçici olarak kaldırmıştım. Ozanın dediği ve benim de sıkça kullandığım gibi işten, güçten, dertten, gamdan dolayı yeni düzenlemeyi yapmayı erteleyince yeni fotoğrafları da yayınlayamadım. İzleyeceğini bilsem hemen eklerdim. İlgin için teşekkürler sevgili öğretmenim. Sevgiler.
-----------------------------------------------
GÜLSEN ÖZÇELİK -onbesler1921@gmail.com - 30 Haziran 2012
Merhabalar mailde düzeltilmesi gereken yeri yazarak gönderdim. Anneme bahsettim telefonda çok heyecanlandı:))) sizin kimlerden olduğunuzu sordu, olayla ilgili detaylar anlatmaya başladı, annen telefon numarasını size mail olarak göndereceğim, dilerseniz görüşebilirsiniz sevi ve saygılar.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -30 Haziran 2012
Ne yazık ki düzeltme yazınız ve telefon numaranız bana ulaşmadı Gülsen hanım. Yazıyı yeniden gönderebilir misiniz? Annenize ve size sağlık ve mutluluklar diliyorum.

GÜLSEN ÖZÇELİK -onbesler1921@gmail.com - 30 Haziran 2012
Sitesi: http://timur34.wordpress.com/
Ben Recepgillerden sarı Hüseyinin kızı Gülsen Özçelik, İsmail amcamız Şevket dedim kardeşi olur, Öyküyü yazan Ali Aydoğan beye çok teşekkürler, güzel yüreğinize sağlık, kendi sitemede alacağım, izninizle kalıcı olması gerekiyor, bir yerde düzeltilmesi gereken bir yer var ölümü ile ilgili, Ali Aydoğanın mailini bulursam göndereceğim, bulamazsam sitenizin mail adresine göndereceğim. Öyküyü okurken hem mutlu oldum hemde duygulandım, çok teşekkürler karadorukaa.com a ve Ali Aydoğan a, Sevgi Ve Saygılar.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -30 Haziran 2012
Merhaba Gülsen hanım. Mesajınız ve ilginizden mutlu oldum, çok teşekkür ederim. İsmail'in ölümüyle ilgili düzeltilmesi gereken yeri çok merak ettim, gönderdiğinizde hemen gereken düzeltmeleri yaparım. E-posta adresim sitenin ana sayfasında hatta bu sayfada da var zaten; ama yine de yazayım: aliaydoganaa@hotmail.com Düzeltme yazınızı bekliyorum.
İzninizle sitenizin linkini Bizim Sitelerimiz sayfasına eklemek isterim. Şimdiden teşekkürler.
----------------------------------------------
HACI AYDIN -aydinhaci@hotmail.com - Ankara - 29 Haziran 2012
Çok değerli Ali hocam, güzel yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum.. saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Hacı Aydın
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara -29 Haziran 2012
Merhaba Sevgili Hacı, dizgiciler kralı olduğun için gözün yazıdan başka bir şey görmüyor olabilir, ama fotoğraflara da bakabilirsin. :))
Teşekkürler nezaketin için. Sevgiler.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 29 Haziran 2012
Merhaba Kazım arkadaşım. Şiirlerimi okuyup beğendiğin için sana teşekkür ederim. Ayrıcada şiirde geçen "camız" uyarından dolayı da teşekkür ederim. Her nasılsa dikkatimden kaçmış, camızı yakaladım ve "camuş'a çevirdim. Bendeki şiirde düzelttiğim gibi, şimdi yayınlanan yazı dizisinde, camuş olarak yazmışım. Zaman içerisinde yayınlandığında göreceksin. İyi günler, kendine iyi bak. Babuko Hüseyin 29-06-2012 - ANKARA
-----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 28 Haziran 2012
Hüseyin abi harika şiirler yazıyorsun, hepsi birbirinden merdane. Bizim oralarda camız denmez bildiğim kadarıyla Camuşa.Cemal Aydoğan da aynı ifadeyi kullanıyor du yazılarında. Selamlar
-----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 27 Haziran 202
Siyanüre Karşı Dik durmak adlı yazımı okuduğun için çok teşekkür ederim Hüseyin abi.Umarım bir çok kişinin dikkatini çekerim de geç kalmadan bir şeyler yapılır.Diyelim ki Altın çıkmadı,Altın arayıcıların doğaya verdikleri tahribat bile mücadele etmek için bir nedendir sanırım... Sevgi ve Saygılarımla. SEBAHATİN GÜNEL.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN -babukohuseyin@hotmail.com- Ankara - 27 Haziran 2012
Merhaba Sabahattin, Siyanüre Karşı Dik Durmak yazını okudum. Çok güzel olmuş,ellerine sağlık. Babuko Hüseyin -27-06-2012 ANKARA
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 25 Haziran 2012
Sayın Ali Hoca, Ardıç Dede ve Siperlerimiz başlıklı yazını zevkle okudum. Ben, 2011 yılında, bu siper ve mezarları teker teker gezdim, inceledim. Yalnız fotoğraf çekmek o an aklıma gelmemişti. Benim çocukluğumda, bu mezarlar sağlam olarak duruyordu. Daha sonraları, kimliği meçhul kişiler bu mezarları dağıtmışlar. Gerçekten üzücü bir durum. Siperlerin o günlerde birkaç taşı düşmüş olsa da, orijinalliğini koruyordu. Aradan geçen uzun yıllar içerisinde, tabiat şartları ve insan etkisiyle duvarlar yıkılmış olsa da, siperlerin bu hali bile, büyük emekler hacanarak meydana getirildiğini kanıtlamaktadır. Sayın Ali Hoca, şartların elverir de, bu sene köye gidersen, hikayende anlattığın bu yerlerin fotoğraflarını çekip KARADORUKAA sitesinde yayınlamanı isterim. Belki, senin yazın ve fotoğrafların etkisiyle, bu mezar ve siperler hakkında siteye, biraz daha bilgi akışı olur. Bu çalışmandan dolayı seni kutluyorum. Babuko Hüseyin -- ANKARA 25-06-2012
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 25 Haziran 2012
Beğenin için teşekkür ederim Hüseyin abi. Aslında 2009 Temmuzunda dağ zirvelerinde yaptığımız bir gezi sırasında birçok yerin olduğu gibi siperlerin, mezarların da fotoğraflarını çekmiştim, ama ne yazık ki yüzlerce fotoğraf bir kazaya kurban gitmiş, silinmişti. O yıl çektiğim filmlerden elde ettiğim birer siper ve mezar fotoğrafını az önce yazı arasına ekledim. Keşke dediğin gibi duyarlılık olsa da bilgisi olanlar, kendindeki bilgi kırıntılarını siteye aktarabilseler. Tekrar teşekkürler.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 23 Haziran 2012
Saygıdeğer Hocam; son yazınız olan "Ardıç Dede ve Dağdaki Siperler" yazınızı ilgiyle okudum. Benimde merak ettiğim bir vak'aydı:Bu mezarlar kimin? Buralarda kimler savaştı ya da savunma hattı oluşturdu? Ne zaman? Savaş olduysa, taraflar kimlerdi? Bu soruları, o yıkık siperleri beraber dolaştığım arkadaşa sorduğumda: "vaktiyle buralarda savaş olmuş" dedi. Kimler savaşmış, kim buralara gelmiş? Diye sorduğumda yeterli cevap alamamıştım. Siper yıkıklarının arasında epey dolaştığımı hatırlıyorum. Yanımda bulunan arkadaşlar yeterli cevap verememişti. Bu yazınla arkası gelecek umarım-az-çok bizi aydınlattın. Mârifet, iltifata tâbidir:teşekkür ederim. Bu yıl köye gittiğinde, oraları bir daha dolaşıp gözlem yapacağını yazıyorsun;bu gezide, bu konuyla ilgili yeni bilgiler yükleneceğin âşikâr:öğrendiklerini bizimle paylaşacağınızı bildiğimizden, merakla bekleyeceğiz. Babuko'nun "Köyde Kış" yazısını da okudum. Babuko, tam bir kültür taşıyıcısı ya da aktarıcısı. Babuko'nun bundan sonra gelecek yazılarının ham hâlini okudum. Bu yazılardaki eğitime ve üretime, bir dönem katkısı olmuş olan-nesnelerin bir çoğunun adını, ben de duymadım;bizden sonraki nesli için, bu üretim araçları tam bir Zümrüd-ü Anka olacak. Babuko'yu, her biri, birer hazine olan bu yazıları için tebrik ederken, o kuşaktan olan, hayatı köyde geçmiş insanlarımız neden yazmaz: amaaan, ne olacak dememeli, toplumsal sorumluluğun gereği olarak, geçmişe yönelik anılar, o günlerin koşullarında kullanılan materyallerle birlikte yazılmalıdır. Köye bir müze kurulmalı, geleneksel üretim araçları v.s şeyler buraya korunup sergilenmelidir. Tahtadan yapılmış eski üretim araçları, kırılıp sobalara atılmamalı; demir olanlar da, bunların artık bir hükmü yok deyip, hurdacılara verilmemelidir. Bunları tek tek âileler koruyamaz: bir müze oluşturulup bunlar korunmalıdır. Site de yazılanları okuyorum, herkese de, iç dünyamızı zenginleştirdikleri için, teşekkür ediyorum.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 23 Haziran 2012
Merhaba Yaşar Bey, oldukça uzun olan değerlendirmen için çok teşekkür ederim. Eğer dağdaki siperlere biraz ışık utabildimse ne mutlu bana. Siperlerle ilgili tüm satırlar internetten yaptığım araştırmalarımla bağlantılı; hiç biri kafadan atma değil. Benim yaptığım, sadece kopuk bilgileri bir birine bağlayarak yalın, düz, anlaşılır bir yazıyla sunmak oldu. Köye gidebilirsem umarım başka bilgiler edinir, eklerim. En azından bilge yaşlılarla (bulabilirsem) konuşup yeni bilgiler edinebilirim diye umuyorum.
Evet, Hüseyin abinin yeni yazı dizisinin de ilgi çekici olacağına inanıyorum. Bugün yayınladığım dizinin birinci bölümünün yazım biçimini çok beğendim. Anlatımı da güzel, içeriği de.
Senin yazıların için de kutluyorum seni. Hani ilk başta senden rica ediyordum, alıntıları değil de özgün yazıları gönder diye. Öyle yaptın. Özgün yazıların gerek konu ve gerekse içerik olarak hayli zengin, kapsamlı, dolu dolu. Yüz yüze de geldiğimizde söylediğim gibi failatun failatun failünü çağrıştıran eski sözcükleri ve olur olmaz düzeltme, inceltme, uzatma şapkalarını kaldırır, biraz da kısa tutarsan kendi adıma çok sevinirim. Ben dilde sadelikten, kolay anlaşılırlıktan yanayım. Talim terbiyeye giden yazılarımda bile Öztürkçe sözcüklerden ödün vermemiştim. Son yazılarında sen de sadeliğe önem vermişsin zaten.
Müze konusuna yürekten katılıyorum. Dedemizden kalan köstüre taşı, ya da harmanların köhnemiş köşelerindeki harman makineleri neden çürümeye bırakılsın. Ve daha pek çok araç gereç, bakımı yapılarak sergilenirse hem daha uzun ömürlü olur, hem de genç insanlar tarafından da tanınmış olur.
Tekrar teşekkürler, sevgiler.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN -hatun_ay@hotmail.com - Ankara - 19 Haziran 2012
Merhabalar...Ali Hoca...Ardıç Dede ve "Dağlardaki siperler" adlı hikayeni okudum...Yıllar önce bir Burgababa ziyaretimde O dağlara bakarak bu konuda arkadaşlarla bir sohbetimiz olmuştu kulaktan dolma şeyler konuşmuştuk...Tamda hikayeni okuyunca bu sohbet ve merak ettiklerimin yanıtını bulmuş oldum böylece ....Eline sağlık yüreğine sağlık ..Kurgu çok hoşuma gitti...Zevkle okudum ve benide o dağlarda gezintiye çıkardınız...Böyle güzel okumaktan zevk aldığımız hikayelerde buluşmak üzere teşekkürlerimi sunarım..Saygılar,sevgiler...
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 19 Haziran 2012
Merhaba Hatun hanım, kurguyu ve içeriği beğenmen beni çok mutlu etti; ama özellikle yorum yazmış olmandan daha da etkilendim. Kendilerini bilirler, bazı kişiler yüz yüzeyken diyor ki, "Aferin peşinde misin, hiç bir değerlendirme almasan da sen devam et." Evet, ben devam ederim, ediyorum da. Ama insanın yaptığı bir çalışma nedeniyle değerlendirme alması (ki bu illa övgü olmasını gerektirmez, döven ya da yol gösteren yazı da olabilir) çok önemli. Çalışmaların akışını, doğruluğunu, yanlışlığını, eksikliğini saptamaya yardımcı oluyor, yeni çalışmalar yapmak için motive ediyor. Çok teşekkürler Hatun hanım. Sevgiler.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 13 Haziran 2012
Ali Hoca, bir fıkra da benden:
ERDİYSEM
Bir dağ başında kendi hâlinde yaşayan bir ermiş varmış. Kimin, ne derdi olsa, bu ermişe gider, anlatırmış. O da elinden geldiği kadar, bildiği konuda insanlara yardımcı olurmuş. Bu ermişin, bir karışı varmış ki, herkes ondan elaman, dermiş. Kadını yolda gören, yönünü değiştirirmiş. Bir gün ermişin yanına gidenler, "yahu, soralım bakalım, bu ermiş, yedi köyü bir eşeğe bindiren kadınla nasıl geçinir," diye. Kafile ermişin yanına varmış. Sıkıntılarını anlatıp, çözüm yollarını öğrenmişler. İçlerinden biri:
-Efendi, merakımız hoş gör de, sana bir soru soracağız, der. Yahu efendi, senin karın arsız mı arsız; biz, kusura bakma da onu gördüğümüzde, bize bulaşmasın diye yolumuzu değiştiriyoruz. Sen, yedi köyün illallah çektiği bu kadınla, nasıl idare ediyorsun?
Ermiş, başını sallayarak şöyle karşılık vermiş.
-Ah, ben erdiysem, onun sayesinde, erdim.
Sokrates de demiş ya: "Evlenin, karınız iyi çıkarsa mutlu olursunuz; kötü çıkarsa da filozof olursunuz" Bizde filozof çıkmadığına göre, herkes mutlu demek ki.
Ek:
Yeni yazımı da yayıma koy, makaslama lütfen! Bir de, toplumsal bir sorun olan, taklit insan (genç) yetişmesine neden olan, sülale uşaklığı yazısı kaleme alsam, yayımlayabilir misin? Çevremizdeki çocukların hepsinin eli ayagı düzgün, zekâları da yerinde, ama okuyan, kalburüstü tek bir kişi çıkmıyor, neden? Bunu da yazacağım. Çocuklara, aileler, fisk bir yaşam bicimi benimseterek, orijinal kişilik geliştirmesini engelliyorlar. Sülâle uşaklığı! Kültür münbit olacak ki, orada BİREY yetişsin. Kolera mikrobunun da kültürü var. Arkaik kültürler de var, ama bu kültürler birey ve medeniyet doğuramamaktadır. Demek ki, birey doğuracak kültür gerekir, çevremizdeki çocukların suçu yok.
Bu yazıyı fikir teatisi anlamında yazdım. İstersen fıkrayı yükleyebilirsin. Çalışmalarında başarılar.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 13 Haziran 2012
Sevgili Yaşar Arkadaş, yazının bütünü çok hoşuma gittiği için kişisel yazım işlerime ara verip hemen yayınlıyorum.
Güzelim yazılarını makaslamak haddime mi düşmüş? Ama... Demem şu ki, yazılar daha kısa olsa okuması, düzenlemesi ve yayına koyması benim için kolay olur. Başkasının adına konuşmayayım ama kendi adıma açıkça söyleyeyim ki her bir yazın bana çok şey kazandırıyor; çok teşekkürler.
Yeni yazını da birkaç gün içinde yayına koyarım.
Sadece... Ehm... Şey... Bir şey rica edeceğim. Bundan sonra kadınlarla ilgili yine yazacak olursan onlar hakkında daha çok, övgüler okumak isterim. Sevgiler.
----------------------------------------------
AHMET ÖZTÜRK - oztahmet_28@hotmail.com - İstanbul-13 Haziran 2012
Sitede çok şey buldum. Çok emek verilmiş. Emek verenlerin ellerine sağlık.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 13 Haziran 2012
Merhaba. O kadar çok Öztürk soyadlımız, hem de Ahmet adıyla var ki. Acaba hangisisin? Bizim köylü mü? Giresunlu mu? Ya da daha başka yerli mi? Dost, sen bu yurdun neresindensin? Şaka bir yana, çok teşekkürler.
----------------------------------------------

YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 10 Haziran 2012
Ali Hoca, " Bulut" fotoğrafları çok güzel.Teşekkürler.Kant,"el, beyinin uzantısıdır"der.Bu vesileyle beyninize--ellerinize de-sağlık.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 10 Haziran 2012
Sadece bulut fotoğragfları mı, diğerleri güzel değil mi Yaşar Bey. :)) Şaka bir yana, teşekkürler, sevgiler.
-----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 09 Haziran 2012
Bulut fotografları harika olmuş hocam.
... YANIT - A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 09 Haziran 2012
Teşekkür ederim Kazım. Nasılsın? Epeydir görüşemedik. Site,yazılarını bekliyor. Sevgiler.
---------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL - cemgunel06@otmail.com - Ankara - 06 Haziran 2012
Sayın Yılmazcığım, iyi ki köye ev yapmışım yazımla ilgili yorumunu okudum ve mutlu oldum. Her zaman kapım sizin gibi dostlara açıktır. Tekrar köylerde görüşmek üzere hoşçakalın..
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@gmx.net - Almanya - 05 Haziran 2012
Sayın Solmaz Günel kardeşimizin 04 Haziran tarihli,'iyi ki köye ev yapmışım' yazısını beğenerek okudum. Şimdi ben de diyorum ki, iyi ki köye ev yapmışsın kardeşim. Babuko Hüseyin Aydoğan ile gelip, yemyeşil doğa ile iç içe olan güzel evinde, Şengül bacımızın ikram ettiği demli çayları içerek yaptığımız güzel sohbetleri hiç unutamıyorum. Bu nedenle, misafirperverliğinizden dolayı size şükranlarımı sunmak istedim.06.06.2012
----------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL - cemgunel06@otmail.com - Ankara - 04 Haziran 2012
Ali hocam merhaba, yaşanmış bir anımı bizim yazarlarımız sayfasında sizler ve değerli dostlarla paylaşmak istedim. Değerlendirme yapılırsa memnun olurum, şimdiden teşekkürler. Başarılar - Emekli Zabıta Komiseri Solmaz Günel - Ankara
---------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 01 Aralık 2012
Ali Hoca, akıl şizofrenisi ve sosyal mikroplar tabiri bana ait. Bu kavramlar psikoloji literatüründe var mı bilmiyorum, bu konuda okuduğum kitaplarda rastlamadım;veya bu durumları nitelendiren başka kavramlar olabilir. Mesela, Büyük dahi Atatürk'e yapılan haksız eleştiriler karşısında, (yazarın adını şimdi hatırlayamadığım) yazılan'' sosyal şizofreni '' adlı bir kitabı vardı ve okumuştum. Akıl şizofrenisi olarak adlandırdığım- ilerki yazılarımda örneklemelerle anlatırım-tablo, normal kişilik bölünmesi tablosundan çok farklı. Tıbbın şizofreni olarak adlandığı kişilik bölünmesi, çok kişilik tablosunu okudum, biliyorum. Bunun gerisindeki dinamikleri de azçok okudum. Mesela Jung, 'basit bir unutkanlığı bile, kişilik bölünmesinin tezahürü' der. Şizofreninin belirtisi sayar; bir anahtarın yerini unutmayı, bir taşıtta bir çantanın unutulmasını vs. Tabii bunlar, bugün abartılı değerlendirmeler olarak kabul edilmektedir. Basit bir unutkanlığın ucu, şizofreni gibi aşırı bir tabloya ulaşacağı iddia edilemez. Burada Freud ve Jung'un çekişmesi vardır. Örneğin, Jung, Freud'un Psikanaliz yaklaşımından ayrılıp, "bireysel psikoloji" kuramını ortaya koyarken, Ferud'a: "hep senin gölgende mi kalacağım!" demiştir. Bu konuda Freud'un," yaşamım ve Psikanaliz" kitabı okunabilir. Say yayımları. Akıl şizofrenisi farklı bir şey.
Bu tabloda gözlemlediğim yamukluklar Ericson'un," psiko sosyal gelişim" kuramı çerçevesinde; Ferud'un da" oral, anal, fallik "dönem diye tanımladığı dönemlerdeki katı, cezalandırıcı, yanlış yaklaşımlarla izah ediliyordu. Bu devredeki takılmalar, bu tür kişilik özellikleri oluşturduğu varsayılmakta. Oysa, tek yumurta ikizlerin, ilerideki yaşamlarında farklı kişilik özellikleri sergilemesi bilim dünyasını düşündürmüştür. Tek yumurta ikizlerinde ki bu farklı kişilik özellikleri çevre özelliklerine dayandırılmaktaydı. Bu gün bilenen ise, insanın kendisini yeniden yapılandırarak kişiliğini, daha doğrusu karakterini şekillendirdiği yolunda. Bir insan yaşam tarzı, benimsediği değer yargıları, taşıdığı maske (persone) ile kromozomlar üzerindeki genleri farklı olarak çalıştırdığı ya da kombinezonlara soktuğu, bu yeni gen diziminin de kişilik ve onun bir yönü olan karakter üzerine büyük etki yaptığı düşünülmektedir. Yani insan, kendisinde menfî seleksiyon yapmakta, bir anlamda yaşam tarzıyla. Bu konuda da, Tubitak yayımlarından olan "yaşamın DNA'sı" kitabı okunabilir. Bu konuda, yeri geldiğinde yine yazarım, biraz daha açarak. Saygılarımla.
Bu konuda yazışmak isteyen olursa Fesbuk ya da mesenger üzerinden yazışabiliriz. "yasargunel06@hotmail.com"
-----------------------------------------------
M. ÖZGEN - ozgen_mel@hotmail.com -Ankara - 25 Mayıs 2012
Hocamm merhaba. Yıllar sonra sizinle böyle bir siteyle karşılaşacağım hiç aklıma gelmizdi. Nasılsın hocam. Hep bir şeyler yapıyorsunuz. Hiç usanmadan ne çok şeyler hazırlamışsınız. Sayfaların hepsine bakamadım. çok güzel şeyer.Tebrik ederim hocam.
... YANIT -A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 01 Aralık 2012
Çok teşekkür ederim Meltem';ciğim. Sen nasılsın? Hâlâ etkin, aktif bir insan olduğuna kuşku yok. Yarınların dünlerden mutlu olsun. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 22 Mayıs 2012
Herkese Merhaba; Altın madeniyle ilgili olarak Ali Bey ve Muzaffer Bey'in yazılarını okurken, olacakları daha şimdiden birebir yaşadım. Her iki yazara da çok teşekkür ederim.
Gerçekten de bizim köy ve çevresi açısından şanssız bir durumla karşı karşıyayız.
Özellikle kendi açımdan söylemem gerekirse, tam bir felaket durumuyla karşı karşıyayım. Yıllık izinlerinin tümünü Kırıntı yaylasında ve özellikle Çirmiş yaylasındaki çeşmenin başında geçiren biri olarak.
Çirmiş yaylasından gün batımı manzarasını anlatmak için sözcükler yetersiz kalmaktadır.
Kırıntı yaylası ve tüm bölge yaylaları yüzlerce yıldır bölge halkına yaşam kaynağı sunmuştur.
Bu bölge, tüm hayallerimizin, umutlarımızın, özgürlüklerimizin yaşandığı ve şekillendiği bir bölgedir üstelik.
Kim en sıkışık, kabuslu günlerinde, rüyasında bu dağları ve bu coğrafyayı görerek ve ayrıca da günün birinde orda olacağının hayalini kurarak rahatlamamıştır. Şu an içinde yaşadığım duygular aynen de böyledir.
Bölge tüm insanlarımız açısından yeniden doğuş anlamına gelebilecek etkiye güce sahiptir.
Ve elbette ki çamlar ve tüm ağaçlar bu coğrafyada en güzel şarkılarını, ezgilerini söylemekte, kuşlar en güzel melodilerini şakımakta, kurtlar da en hırçın sesleriyle yine bu bölgede ulumaktadırlar.
Maden de tam bu dediğim noktayı merkez almaktadır.
Genel Yazı-Köy bölümünde altın madenciliğinin çevresel risklerini özetlemeye çalıştım.
Maalesef maden kanunu yer altı kaynaklarının yer yüzüne çıkarılmasına işletilmesine izin vermektedir. Hatta bunun için yerleşim yerleri beldeler, köyler bile yerlerinden edilebilmektedir. Ulusal (Milli) Parklar bile maden arama çalışmalarını durduramamaktadır. Tüm kitlesel eylemlere ve kamuoyuna mal olmuşluğuna karşın
Kaz dağları bunun en tipik örneğidir. Ayrıca Bergama Ovacık Altın İşletmesi de diğer örnektir.
Bizim Doruktepe'yi de zamanında böyle kurgulayan iyi niyetli insanlarımıza bunu anlatmaya çalışmıştım.
Kaldı ki bizim Doruktepe'nin Milli Parkla uzaktan yakından ilişkisi yoktur.Ulusal parkların kendine özgü bambaşka kuralları, kriterlei vardır.
Dolayısıyla olası çevresel riskleri minimize edecek önlemlerin alınmasını sağlamamız gerekir. Bunun için de;
1-Konu kamuoyuna mal edilmelidir.
2-Başta TMMOB , Türk Tabipler birliği olmak üzere ulusal ve bölgesel duyarlı ve ilgili Sivil Toplum Kuruluşlarının(STK) dikkati bölgeye çekilmelidir.
3-Madenden etkilenecek çevre köylerle ilişkiye girilmeli, ortak hareket etme yolları araştırılmalıdır.
(Maden bölgesi 5-6 köyün toprağını etkileyebilecek bir coğrafyada olmasına karşın tüm Kelkit vadisi payına düşeni fazlasıyla alacaktır, önlemler alınmazsa)
4-İlgili Kamu kurumlarının (Valilik, İl Orman , Su ve Çevre Müdürlüğü ve Kaymakamlık makamları) konuya ilişkin dikkatleri çekilmeli ve bunların denetimlerinin aktif şekilde yapılması sağlanmalı bunun için girişimler, başvurular yapılmalıdır.
5-Firma yetkililerinden çevreye karşı hangi önlemlerin alındığı sık sık sorgulanmalı, bu hep yapılmalıdır. Ana Firma ve alt yüklenicileriyle diyalog kanallarının daima açık tutulması sağlanmalıdır. Rehavete yol açılmamalıdır.
6-Firma yetkililerine; yayla ve köy için acil korunması gerekenler anlatılmalıdır. Bunların başında da yaylada kullanım suyu ve köy için de içme suyu kaynakları olduğu özellikle vurgulanmalıdır.
Tüm yukarıdaki ve benzer girişimleri, aktiviteleri koordine edecek etkin, bilgili, duyarlı ve girişken kişilerden oluşacak ekip ve/veya ekipler oluşturulmalıdır.
Bu ekiplerin oluşumunda mutlaka Kırıntı Köyü Muhtarlığı ve Derneklerimiz (İstanbul-Ankara-Almanya) aktif
rol almalıdır.
Resmi işlemler/ilişkiler mutlaka ve mutlaka Muhtarlık Tüzel Kişiliğiyle yapılmalıdır ki etkin olabilsin.
İşin şakaya gelir yanı kalmamıştır.
Bu süreçte, kişiler olabildiğince uyumlu, eşgüdümlü hareket etmek durumundadır.
Herkese selamlar,
Kazım Aydoğan - Yantai-Çin - 22 Mayıs 2012
----------------------------------------------

YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@gmx.net - Almanya - 20 Mayıs 2012
Sayın Güldeniz Öztürk hanımefendinin hakkımdaki övgü dolu güzel mesajı için çok teşekkür ederim.Almanya 20.05.2012
-----------------------------------------------
BABIKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 17 Mayıs 2012
Sayın Durmuş Hocam, mantar davetini kabul edemiyeceğim, benim Ankarada biraz işim varda. Çok teşekkür ederim, mantara davet yazını okudum. Kırıntı köyünün dağlarını, hayalimde bir hayli dolandım. Hatta mantar bulduğum ki anları bile aynen yaşadım. Sağolasın hocam. Babuko Hüseyin - ANKARA 17.05.2012
----------------------------------------------
GÜLDENİZ ÖZTÜRK - rose_sea72@hotmail.com - İstanbul - 15 Mayıs 2012
SEVGILI YILMAZ ABI, GURBET YAZINI OKUDUM ÇOK ZOR GERCEKDEN YILLARINI SILADAN UZAKDA VE AGIR ŞARTLARDA ÇALİŞARAK YAŞAYAN GECIREN GURBETÇILERIMIZIN DUYGULARINI DA ÇOK GUZEL ANLATMIŞ OLDUNUZ.BENDE BUTUN GURBETCILERIMIZE SAGLIKLI, SAHATLİ BOL KAZANÇLAR DILERIM YAZDIGINIZ ŞİİRLERINIZLE BIRAZ OLSUN KÖYE OLAN HASRETINIZ GIDERILMIŞ:)
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun_ay@hotmail.com-İstanbul-15 Mayıs 2012
... Sitemize yazı yazan arkadaşlarımın yazılarını okuyorum ama zaman zaman beğenilerimi mesaj olarak yazacak koşullarım elverişli değil...Bu nedenle üzüntülerimi belirtir,yazı yazan herkese teşekkürlerimi sunarım Saygılarımla İstanbul...15 Mayıs 2012
... Merhabalar Site Dostları. Bugün tesadüfen face sayfamda Ali Hoca'nın "Maden Arama 2" adlı duyurusunu gördüm ve merak edip sitemizden içeriğini okudum. Ali Hoca anlatırken benim de bu yazının içeriğiyle örtüşen bir anı-öyküme vurgu yapmış. Bu konuda çok duyarlı davranıp madan arama konusundaki bu önemli yazıyı yazan Ali Hoca'ya çok teşekkür ederim kendi adıma. Ayrıca Kırıntı köyüne gidip tatil yapan herkesi bu Maden konusunda duyarlı olmaya davet ediyorum. Saygılarımla,Sevgilerimle. Hatun Aydoğan 15 Mayıs 2012 İstanbul
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 11 Mayıs 2012
Ali Hoca,' Köyümüze bir müze kuralım 'yazısı, teklifini gönderdim.Sahi,nedenbir müzemiz yok?!.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@maynet.com - Altınoluk - 06 Mayıs 2012
Tüm dostların Hıdirellez bayramını kutlarım. Hıderelezin inanç boyutunun dışında tabiata karşı sevgi ve saygı günüdür. Biliyorsunuz Hıdırellez de yaş kesilmez, koparılmaz, bu bir gün bile yüzlerce ağacın canlı kalması demektir, dostca selam altınoluk.
----------------------------------------------
YASEMİN - seminal_di@hotmail.com - Ankara-03 Mayıs 2012
Selam Ali Bey,
Siteye çoktandır girip bakmamıştım. 1 Mayıs'tan sonra bir bakayım dedim.O ne güzel fotoğraflar öyle.Hani benden bile güzel çekmişsin:))
Şaka bir yana o fotoğrafları çok beğendim. İnsan fotoğrafları,çiçekler ve diğer hepsi.O kadar güzel fotoğraflar var ki tekrar tekrar bakmaktan kendimi alamadım.Ellerine sağlık.Gaflar bölümüne bakim dedimO da ne!
Bir Yanlış yazmışsın. 23 Nisan değildi o akıllım. ben çok iyi hatırlıyorum.Sana Ali bey 10 kasım hangi güne geliyordu diye soracakken 10 Kasım ayın kaçına geliyo demiştim de çok gülmüştük .hatta başta sen de anlamamıştın da yine ben kendi kendime gülmüştüm. yani orayı 10 Kasım olarak düzeltmeni rica ediyorum.Hahaha... Ama Nihat Doğan'la aynı sayfada yer almak ta ayrı bir maharet olsa gerek... (!)
Sözün özü siten her gün biraz daha güzelleşiyor.Fotoğraflar da tek kelimeyle harika. Objektifin güzel görsün e mi... Saygılar .
YANIT -aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 03 Mayıs 2012
Merhaba Yasemin öğretmenim, epey bir aradan sonra 1 Mayıs Alanında yeniden görüşebildiğimiz için çok mutlu oldum. Mesajın için teşekkürler. Rastlantıyla Gaflar sayfasına gidip de kendi gafını görmen çok ilginç geldi bana. Orada değilse bile burada düzeltiyorum. :)) Evet, Gaf 10 Kasım'da yapılmıştı.
Senin gibi fotoğraf aşığının fotoğraflarımı beğenmesi beni onurlandırdı. Yakında yeni bir sayfa oluşturarak senin o muhteşem yakamozlu (!) fotoğrafını veya diğer dostların seçme fotoğraflarını yayınlamayı düşünüyorum.
Mesajındaki bu birkaç sözcüklü açıklamanla beni yıllar öncesine götürdün. Ne güzel günlerdi o günler. Bu nasıl iş böyle; her alanda hep eskiyi arar olduk; neler oluyor bize, bizlere? Günümüzün dünlerden, yarınların bugünlerden güzel olması dileğiyle. Sevgiler.
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN -babukohuseyin@hotmail.com- Ankara - 02 Mayıs 2012
Ali hocanın 1 Mayıs 2012 ile ilgili fotoğraflarını AA Foto Galeri sayfasında gördüm ve coşku ile de inceledim. 1 Mayıslarda tüm emekçiler birleşip, katılsalar umarım 1 Mayısın anlamı ve getireceği ses bunun on katı daha gür olur. İşçi ve emekçiler yaşam koşullarını düzelteceği gibi ülkemize de sağlıklı bir demokrasi getirmiş olurlar. Dileğim bundan sonraki 1 Mayısları hep birlikte birleşerek kutlamaktır. Yaşasın 1 Mayıslar. Babuko Hüseyin ---- 2 Mayıs 2012
----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 29 Nisan 2012
Merhabalar site dostları. Uzun bir süredir siteyi takip edemiyordum. Halbuki sitenin ilk kurulduğu günleri bilen biri olarak takip etmem gerekirdi. Bir nebze de olsa bizim yazarlarımız sayfasının oluşmasında benim fikrimin de katkısı olduğu hâlde diğer yazarlarımızın çok gerisinde kaldığmıın farkındayım. Muzaffer beyin toplumumuzla ilgili eleştiri yazısını okuduktan sonra biraz daha katkı sunmaya karar verdim. Yazmış olduğu eleştiri yazısına son derece hak veriyorum. Toplum olarak gerçekten sorunları irdelemeyen sorgulamayan hatta düşünmeyen topluluk haline gelmeye başladık. Dernek lokallerinden ve kahve köşelerinden biraz olsun sıyrılıp da haftanın bir gününü panel ve söyleşilere gitmek aydınlanma açısından daha iyi olmaz mı? Ya da düşüncelerimizi böyle ortamlarda paylaşsak olmaz mı? Şimdilik yazacaklarım bunlar... Saygılarımla.
YANIT -aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 29 Nisan 2012
Merhaba Sebati. Gerçekten de Bizim Yazarlarımız sayfasını sen, ben ve Hollanda'daki bir arkadaş, birlikte tasarlamıştık. O arkadaş hiç destek vermedi. Sen zaman zaman düşüncelerini siteye aktardın, sonra ara verdin. Bu doğal olsa da senin veya diğer dostların aydınlık düşünceleri sitede görmek beni mutlu eder. Sonunda Muzaffer beyin son yazısından etkilenerek yeniden yazma isteğine kavuştuğunu yazmışsın. Bu demektir ki Muzaffer beye teşekkür borçluyum, teşekkür ediyorum. Sana da teşekkürler sevgili Sebati. Yazılarının devamlılığından mutluluk duyarım. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
ALİ AYDOĞAN - aliaydoganaa@hotmail.com -Ankara - 29 Nisan 2012
Merhaba Yaşar Bey. Şimdiye kadar gönderdiğin yazılar çok olunca senin için Bizim Yazarlarımız sayfasında bir sayfa açıp yazılarını oraya aktardım. Son gönderin olan Kadının Gizemi başlıklı yazını da yayınlamıştım. Şimdi kaldırmamı istemişsin, kaldırdım. Daha önce de yayınlayıp sildiğim yazıların oldu. Zaman zaman senden rica ettiğim bir isteğimi yineleyebilir miyim? Yazıların ilginç araştırma, derleme yazıları olabilir ve üstelik çok da güzel her biri; ama benim tercihim kendi özgün düşüncelerini sade ve az yoran bir yöntemle yazman.
Bir zamanlar bir yanda divan edebiyatının insanın beynini allak bullak eden yazım yöntemi diğer yanda halkın anlaşılır, sade dili vardı. Ben hep anlaşılır, sade dilden yana oldum. Sana biraz daha sadelik öneriyorum.
Seninle yazışmaktan bulduğum fırsatı değerlendirerek siteye gönderilecek yazılar hakkında mini bir açıklama daha yapmak istiyorum. Okurlarımızın birkaç tuşa basarak internetten ulaşabileceği genel bilgilerin kopyalanarak ya da uyarlanarak gönderilmemesini rica ediyorum. İsteyenler o bilgilere arama motorlarına bir veya birkaç sözcük yazarak ulaşabilirler zaten; ama yazacağınız özgün yazılara sadece sizin sayfanızdan ulaşabileceklerdir. Yaşar bey, sana ve diğer yazar arkadaşlarımıza bilgilerinizi, birikimlerinizi site okurlarıyla paylaştığınız için bir kez daha teşekkür ediyorum. Yeni yazılarınızı yayınlamaktan her zaman onur duyacağım.
---------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com- Ankara -28 Nisan 2012
... Ali hoca, ' kadının Gizem ' i adlı bir yazı gönderdim. Sansüre takılmazsa yayımla. Saygılarımla (28 Nisan 2012)
... Ali hoca, ' kadının Gizemi ' yazısını siteye koyma. Saygılarımla. (25 Nisan 2012)
---------------------------------------------

ALİ GÜNEL -kaptangula@gmail.com - İstanbul -22 Nisan 2012
Web Sitesi: http://www.siranliyiz.biz
Merhaba Ali abi ben gülagilin alisi daha öncede bahsetmiştim sana yeni proje olarak açmış olduğumuz www.siranliyiz.biz sitesini duyurularda yayınlayabilirmisin rica etsem abim dost linklerede ekleyebilirsen çok menmun olurum.
YANIT -aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 22 Nisan 2012
Merhaba Sevgili Ali, yeni siten için seni kutluyor, başarılar diliyorum. Sen istekte bulunmasan da siteye ekleyecektim zaten. Şu anda Bizim Sitelerimiz sayfasında yerini almış bulunuyor. Sevgiler.
----------------------------------------------
ALİM AYDOĞAN -alim-dede1@hotmail.com- İstanbul - 20 Nisan 2012
Muzeffer Bey yazınız oğrulara değiniyor. Tebrik ediyorum sizi. Yazınızda bir konu farklı geşişti ve bu durum oluştu. Kırıntı köyü derneği yönetimi DORUKTEPE Şenlik yerine başlarken Muhtarlık ve Kırıntı Köyü halkını hiç işe karıştırmadan, sormadan , fikirlerini almadan bu işi başlayıp bitirdiler. İşin bence en kötü tarafı Muhtarlığın devre dışı kalmasına hiç ses çıkarmaması oldu. Köy halkından tek tük itirazlar oldu ama azınlıkta kaldı.
---------------------------------------------
HAKAN ÖZTÜRK - 39_daglic@gmail.com - Çorum - 16 Nisan 2012
Ali bey hocam sitenizi bir açtım sayfaların hepsine teker teker bakıyım dedim baktık baktım bitiremedim. Çok emek harcamışsınız. çok güzel olmuş.Çok beğendim. Tebrik ederim.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -18 Nisan 2012
Teşekkür ederim Hakan arkadaşım, bana güç verdiniz. Sevgiler.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 11 Nisan 2012
Kitap vesilesiyle fesbukta beğeni ifade eden Hatun Aydoğan'a ve sitedeki, duygu yüklü motive edici sözleri için Muzaffer Bal'a teşekkürler. Muzafer Bey, zaman içerisinde yeni kitaplar gelecek. Aksilik çıkmazsa, süreç içerisinde de orijinal eserlere yöneleceğim. Herodot Tarihi'nde anlatılır: Herodot Tarihi. İş Bankası yayımı. Yunanlı hekim Demokrasus, Perslilere esir düşer. Çaresiz bir hastalığa yakalanan Pers kralını Yunanlı bu hekim iyileştirince, tek zincire vurulmuş olan Yunanlı hekime bir zincir daha vurulur. İnsanın içinde okuma ve yazma iç- sesi neşet edince, içinde bulunulan maddî mâneci şartlar, ikinci bir zincir olmakta. Biz de, şu an geçim meşakkatiyle uğraştığımızdan orijinal şeylere yönelemiyoruz. Olsun! Ne demiş Mehmet Âkif: İdealler hicrana uğrasa da, hüsrana uğramaz. Herkese selâm.
----------------------------------------------
SEÇİL ŞAHİNTAŞ GÜNEL - secilgunel@hotmail.com - Ankara - 09 Nisan 2012
... Merhaba Hüseyin abi. Mesajını okudum. Anık öykümü okumana ve beğenmene çok mutlu oldum. Öyküdeki hata konusunu uyardığın için çok teşekkür ederim. En kısa zamanda düzeltilecektir. Hoşcakal. 9.4.2012
... Merhaba Güldeniz. Öncelikle şunu söyleyeyim. Bayağı bi geç oldu, cevap yazamadım, kusura bakma. Şundan dolayı, bilgisayar arzalandı. Tabi ki hep içimde kaldı. Çok teşekkür ederim, iyi olmaya çalışıyorum. Sen nasılsın? Bazen acı da, tatlı da iyi ve kötü de olsa yaşanılan anılar unutulmuyor işte. Ali Beyin sayesinde biz bunları yazarak, okuyarak yeniden anımsıyoruz . Ona da sana da ve diğer tüm dostlara selamlar.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com-Ankara- 07 Nisan 2012
... Sayın Alim Hoca, DAĞLARIMIZIN AYILARI yazını okudum. Çok güzel yazmışsın, eline sağlık. Ben dağları çok gezdim yakından ayı göremedim. Çok uzaktan gördüm, o da gördüm sayılmaz. Senin çektiğin o belgeselini de gördüm, çok güzel çekmişsin. Yalnız o çektiğin belgeseli, Karadorukaa da Ali Hoca ile anlaşarak yayına koyarsanız çok iyi olur. Herkesin izlemesini isterdim. Ama genede siz bilirsiniz, benden bir öneri. Hepinize selamlar, iyi günler. Babuko Hüseyin -- Ankara 7 - 4 - 2012
... Seçil Günelin ANUK yazısını okudum. Bizi arzuladığımız ve sevdiğimiz dağlara götürdü. Eline sağlık, yalnız Aşağıgersit yaylasını anlayamadım. Çünkü bu yayla yerlerinde bir değişiklik var gibime geldi. İyi günler. Babuko Hüseyin - Ankara 7-4-2012
----------------------------------------------
ADNAN SÖZBİR -sozbir_a2@gmail.com - Ankara - 05 Nisan 2012
Selam Ali bey, çok emek verdiğiniz daha bakar bakmaz anlaşılıyor.Bu kadar sayfayı hazırlamak hiçte kolay olmamıştır.Çokta zaman almıştır. Tüm samimiyetimle tebrik ederim. Başarılarının devamını temenni ediyorum.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 21 Mart 2012
Yaşar arkadaşın beşinci kitabına hoş geldin diyor ve Yaşar arkadaşı bu çalışmasından dolayı kutluyor, yeni eserlerini bekliyouz. Eline, beynine sağlık Yaşar arkadaş.
----------------------------------------------
GÜLDENİZ ÖZTÜRK - rose_sea72@hotmail.com- İstanbul - 15 Mart 2012
Merhaba Secım Hanım Nasılsın?Dun,Ali Abi ve Hatıce Ablanın yanına gıtmıştım.sıte hakında konuşurken senınde adın geçtı,ıyı bır dost olarak tabıkı, Seçım Abla.. Babamında içinde olan anını okudum şimdı , oradakı gecırdıgım yıllara gıttım sayende, o yıllar guzel yıllardı.,ama okul yıllarında her ögrencı gıbı sende dayak yemışsın .babam benı de çok dövdu 1.sınıftaydım ve çok dayak yedım çok acımasız olduklarına bende katılıyorum,ozamnkı şartlarda ınsanlar bılınclı olmadıgı gıbı sert ve kabaidiler. İyikı benım çocuklugumun bırkacyılı YENIKÖYDE geçmiş.Dayak yesemde çok guzel anılarım var ordaSEÇİM HANIM:::)
----------------------------------------------
ALİM AYDOĞAN - alim-dede1@hotmail.com - İstanbul - 14 Mart 2012
Bu gün TIP bayramı. Bizlere sağlık hizmetleri sunan değerli tıp mensuplarının bu kutsal bayramlarını canı gönülden kutluyor, başarılarının daim olmasını diliyorum.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN-hatun_ay@hotmail.com-İstanbul-14 Mart 2012
Merhaba Güldeniz. Kendi koşullarım nedeniyle istemeden uzun süredir ayrı kaldığım sitemizde Bizim Yazarlarımız bölümündeki Anı-öykülerimi okuyan ve duygularını burada ifade eden sevgili Güldeniz Öztürk beni çok mutlu ettin. Ben de buradan sana çok teşekkür ederim. Her zaman yanında olduğumu zaten biliyorsun. Tüm güzelliklerin seninle olması dileğiyle selamlar, sevgiler. Ayrıca Ali Hoca'ya çok teşekkürler. Site dostlarıma sonsuz selamlar sevgiler - Hatun AYDOĞAN....
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com- Ankara - 13 Mart 2012
(SİVAS 1993 MADIMAK OTELİNDE YAKILANLARIN ANISINA) OTUZÜÇ CAN Sivas ta otuzüç can yakıldılar/ Sanmaki onlar yokoldular/ İnsanlığa ders verircesine/ Döne döne yandılar/ Mum gibi erircesine/ Gönüllerde çırağ oldular/ Cem ayininde sayıldılar/ Turnalar gibi Semah edercesine/ Gökyüzüne bulutlar gibi dağıldılar/ Gömüldüler kalplerin binlercesine/ Cemal AYDOĞAN Ankara 13.03.2012
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com-Ankara-13 Mart 2012
Sayın arkadaşım Kazım, Hem İçindeyiz, Hem Dışındayız: demişsin. Yazın çok güzel, içinde de olsak, dışında da olsak bu yaşam biçimi aleviliğin ta kendisi. Saplantı, sabit fikir, bunlardan uzak bir yaşam seçmişiz. Renkli bir düşüncedeyiz. Yalnız ekonomoik durumla da çok ters durumdayız. Doğunun insanı ekonomik sıkıntı içerisinde. Ankara&#8217;dan doğuda, batı insanının ne işi olabilir. Memleketleri bol ürün veriyor, Çevre, doğa hep batıdan yana. Bilim adamları bilmeyerek bir yanlışlık yapsa da doğru kendisini yitirmiyor. Gene bilim adamlarının doğruları yüzünden dünyamız ileri gitmekte. Gelecek, bilim ve açık düşünce sayesinde gelişecektir. Selam, ileri düşüncede olanlara. Babuko Hüseyin - Ankara 13 Mart 2012
----------------------------------------------
GÜLDENİZ ÖZTÜRK - rose_sea72@hotmail.com- İstanbul - 12 Mart 2012
Merhaba Hatun Abla,Nasılsın,bugun yazılarını okudum, Yazarlarımız bölumundekı,Yaşadıgın olumlu yada olumsuz hatıralarını okudum.Okurken bazı yazılarında tuylerım dıken dıken oldu,anlatımın benı çok etkıledı,senın çok farklı bır bayan oldugunu hemen anlamıştım Ankarada yaşadıgım zamnlarda, ıyıkı senı tanımışım kendı adıma çok menmunum,ayrıca senın benı anladıgını ve desdek çıktıgın zamnlarıda hiç unutmadım burdan tekrar sana çok teşekkur edıyorum SEVGILI HATUN ABLACIGIM.....
---------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 12 Mart 2012
Merhaba Arkadaşlar, Çok teşekkürler Ersin, çok teşekkürler Güldeniz. Çok naziksiniz! Güldeniz, sendenizin de yazılarını bekleriz.Ersin kardeş senin yaşama dönük derin tahlillerini bekliyoruz.Saygı ve Sevgiler
---------------------------------------------
GÜLDENİZ ÖZTÜRK - rose_sea72@hotmail.com- İstanbul - 11 Mart 2012
Merhaba Kazım Nasılsın,"Ne içindeyizdır,Ne de Dişinda"konu başlıklı genel bır yazı yazmışsın,degişik ve etkıleyıcı bır yazi elıne saglık çok begendım.senın ıyı bır okuyucuda oldugunu sanıyorum,burdan saygı, sevgı ve basarılar dılıyorum:)
----------------------------------------------
ERSİN ÖZTÜRK - ersinus2009@windowslive.com- İstanbul - 10 Mart 2012
çınladı..)) Kazim Bey Çine, lama dostlara selam.. çınladı kulaklarımız.. bu arada yazılarının boşa gitmediğini, tarafımızca takip edildiğini bilmiş oldun..)) yazılarında tek bir konuya ilgili bağlayıcılığı olan birçok konu hakında detay bilgi ekleyerek genel kültürümüzü artırıyorsun.. aynen devam..)
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN -cayidecay@hotmail.com - Ankara - 10 Mart 2012
Kadınlar gününe ithafen
Sen yeni bir hayata başlarken/ Bir kadın taşır seni bedeninde/ Dokuz ay sonunda büyürken/ Sımsıcacık ana rahminde..... Senin üzerine titrerken/ Bir gün doğarsın elinde /Emzirir seni ana kucağında/ Sıcaklığını duyarsın teninde.... Üzülür sen her ağladığında/ Mutluluk saçarsın evinde/ Bebekliğin biter gelir çocukluğunda/ Dolanır her daim peşinde ... Çocukluğundan sonra delikanlılığında/ Bir kadın seversin aşk ateşinde /Yeniden yaşarsın bir kadın koynunda /Mutluluğu bulursun vardır seveninde ... Eksik olmasın kadına övgü beğeni/ Bir gün olmasın kadınların günü/ Dertli Divaneyim yazdım aklıma geleni /Her zaman alalım kadının gönlünü
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com- İstanbul - 09 Mart 2012
Alim Öğretmenin ve Babiko Hüseyninin köyle ilgili yazılarını, uzun bir dönemdir zevkle okuyorum. Her ne kadar köye çok gitmiyorsam da, bu yazılar, kısmen beni köye hem de eski köye götürüyor. Ben köyle olan anılarımı yazdım. Köyle ilgili birçok olayı da bu ve diğer yazan arkadaşlar yazdıkça hatırlıyorum, ama onlar benden daha güzel yazdıkları için bana gerek kalmıyor. Tüm yazı yazan arkadaşları canı gönülden kutluyorum, ellerinize beyninize sağlık. muzaffer bal / İst.
----------------------------------------------
ALİM AYDOĞAN - alim-dede1@hotmail.com - İstanbul - 09 Mart 2012
Bir zamanlar önce bir delikanlı gurbete gider. Çalışır çablar. Bir süre sonra köyüne, anasına döner. Gelirken eşe dosta ve kardeşlerine hediyeler getirir verir. Anacığına bişe getiremeştir. Anam sana bi hediye alamadım kusuruma bakma der. -Anasıda: -Sen sağ selim geldinya oğlum, bu bana en büyük hediye der ve oğluna sarılır, hasret giderirler. Herkesin anası çok çok kıymetlidir. Benim içinde çok çok kıymetliler. Yeter anam 33 yaşında yedi çocukla dul kalmıştır o yokluk yıllarında. Bizleri hangi sıkıntı ve yoksullukla büyüttüğünü çok iyi yaşadım vede şimdi en iyi şekilde değerlendiyorum. KIRINTI gibi diyar, ANA gibi yar yar yoktur. Bütün kadın-kız ve annelerin çileli günlerini ilerde daha iyi olması umuduyla kutluyor ve onları baş tacımız ilan ediyorum.
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 08 Mart 2012
Tüm dünyada kızların, kadınların ve annelerin dünya kadınlar gününü kutlarım. Babuko Hüseyin 8 Mart 2012
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com- İstanbul - 08 Mart 2012
Tüm kadınların, 8 Mart dünya kadınlar gününü kutlar, mücadelelerini selamlarım. Dünya kadınlarla kurtulacak.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 08 Mart 2012
"Tüm Kadınlarımızın, Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!"

BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 07 Mart 2012
... Merhaba Alim hoca,yazılarında okuduğum kadarı ile incitici bir lakap yoktur. Bende senin yazılarını ve burada yayınlanan bütün yazıları, mesajları okuyorum. Şimdiye kadar ters bir şey olmadı, olmamasıda gerekir. Herkese selamlar, iyi günler. Babuko Hüseyin 7 Mart 2012
... Merhaba güldeniz, Alattinin Kaya Tırmanışı yazısından ve o anıdan babana bahsettim, pek hatırlayamadı. Yeni bir yazımda babandan bir anı daha yazdım, bilmem hatırlar mı? Döven sürmek, yeni yayınlandı. Tüm bunların dışında biraz kendini zorlarsan çok güzel anılar yazacağına eminim. Ali hoca İstanbulda onunla bu konuyu konuş. Ali hoca sana daha çok cesaret verecek ve sende kısa kısa yazmaya başlarsın. Hiç birimiz edebiyatçı veya yazar değiliz. Biraz cesaretlen yeter. Selamlar, iyi günler. Babuko Hüseyin 7 Mart 2012
---------------------------------------------
GÜLDENİZ ÖZTÜRK - rose_sea72@hotmail.com- İstanbul - 07 Mart 2012
Merhaba HüseyinAbi Nasılsın? Babam için yazdıgınız yazıyı siz bana bıldırdıgınız zaman okudum,onun öncesınde okumamiştım.Babama Yayla Günlugunden bahsetmiştım fakat babama yazdıgınız macara dolu o guzel anınızdan henüz haberı yok.Yazıyı okuyunca onun içinde güzel bır süpriz olcak.Emınım köyde gecırdıgınız oyıllarda, sizinde söyledıgınız gıbı yazacagınız çok anılarınız oluşmuştur.Çünkü,bende 11 yaşina kadar köyede yaşadımve bende yazmaya kalksam yıgınla anılarım oluşur.Bu yuzden köyde çocukluk veya gençlik gecırmış her insanbenım için bır ayrıcalıktır. Sevgı ve saygılarımla ,sıze kolay gelsın,yazı içinde çok teşekkürederım Hüseyın Abi...
----------------------------------------------
ALİM AYDOĞAN -alim-dede1@hotmail.com - İstanbul - 07 Mart 2012
Merhaba Ali öğretmenim, Bizim yazarlarımız sitenizde dilimin döndüğü, elimin yazdığı kadar köyümüzle ilgili hatıralarımı büyük bir özver ve sorumluluk alarak yayınlıyorsunuz. Sağolun. Teşekkür ederim. Yazılarımda geçen isim, takma isim gibi ünvanları okuyanlarn ve yakınlarının bana kızıp küsmemelerini rica ediyorum. Yazılarda adı geçen kişileri bu takma isimleri ünlü yapmıştır diye düşünüyorum. Bu ünlü lakaplı zatları bu ünvanları ileri yıllara unutulmamak üzere taşıyacaktır. Babuko Hüseyin asıl isminin yerine takma adını koyarak yazılarını yazmaktadır. Kendisini öpüyor ve de kutlayıp teşekkür ediyorum. Babuko Hüseyin denince hemen Ziliflerin Hüseyin anlaşılıyor. Yazdığım anılarımda iyi-kötü ne görüyorlarsa okuyucularım eleştirilerini bekliyorum. İstedikleri gibi eleştirilerini yapabilirler. Sağdece şahsiyete dokunmasınlar yeter. Ben kendimle bvarışık bir insanım. Çekinmeden yazınız. Her kişi özel ve de güzeldir. Herkesi kucaklıyorum. Saygılarımı sunuyorum.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 07 Mart 2012
Merhaba Alim Öğretmenim. Köylülerimizin geçmiş ve şimdiki yaşamı, siz duyarlı yazarlarımız, ozanlarımız sayesinde önemli bir belgesel/doküman olarak gelecek kuşaklara ışık tutmak üzere arşivlenmektedir. Bu nedenle asıl ben sizlere teşekkür ederim. Böyle güzel bir olaya aracılık edebiliyorsam ne mutlu bana.
Lakap olayına gelince; incitici, küçültücü lakapların yazılmaması gerekmektedir. Şu ana kadar dikkatimden kaçmadıysa böyle bir hata yapılmadı. Eğer farkına varmadan, art niyetsiz olarak böyle bir hata yapmışsak, yapılacak uyarılarla gerekli düzeltmeleri hemen yaparız.
Bizim Yazarlarımız sayfasının ilgiyle izlendiğini, okunduğunu biliyorum. Karşılaştığımız pek çok kişi bunu açıkça belirtmektedir; ama pek azı Konuk Defteri'ne yorumlarını yazmaktadır. Bu fırsatla site dostlarından rica ediyorum: Siz de anı öykülerinizi yazarsanız çok memnun oluruz. Ama yazmasanız bile yazanları teşvik ederseniz yazmış kadar katkıda bulunursunuz. Şimdiden teşekkürler.
----------------------------------------------
ÖZGÜR AYDOĞAN - karadoruk_1@hotmail.com - İstanbul - 06 Mart 2012
merhaba ali öğretmenim bu güzel çalışmanızı daha yeni takip etmeye başladım ve kendime kızdım böle verimli bir sayfadan uzak kaldığım için emeğine sağlık bilgilendirmek adına sölemek istediğim bişey olacak yetenekler bölümünüzde şevket şahintaşta olmalı diye düşünüyorum sevgiler saygılar.........
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 06 Mart 2012
Siteyi beğenmiş olmana sevindim sevgili Özgür. Haklısın, Şevket bey de beğenerek izlediğim yeteneklilerimizden biri. Bu site bir yıl önce kapanmıştı. Önceki hâlinde Şevket beyin fotoğraflarına ulaşılabilecek şekilde fotokritik adresinin linkini vermiştim. Siteyi yeniden hazırlayınca dikkatimden kaçmış. Uyarını dikkate alarak en kısa zamanda Yeteneklilerimiz sayfasında Şevket Şahintaş'a bir sayfa ayıracağım. Tekrar teşekkürler, sevgiler.
---------------------------------------------
SEÇİL ŞAHİNTAŞ GÜNEL - secilgunel@hatmail.com - Ankara - 05 Mart 2012
Ali bey. zaman zaman siteye girip yazılan anıları okuyorum. hepsi birbirinden güzel yaşanmiş değerli anılar. hepisinin yüreğine sağlık , sizinde elinize. Uydudan yayınladığınız yaylalarımızı köylerimizi birbirinden ayırmadan yayınladığınız için ayrıca teşekkür ederim. herkes burayı tıklayıp izlesin.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Mart 2012
Merhaba Seçil hanım, keşke gerek köylülerimiz ve gerekse tüm insanlık arasında ayrımlar hepten kalksa da "Bir olmak, iri olmak, diri olmak." sözü yaşama geçse. İşte o zaman barış ve mutluluk içinde yaşanan bir dünya oluşturmuş oluruz. Yorumun için çok teşekkürler.
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 04 Mart 2012
Merhaba Güldeniz. Yazdığım yazıları beğendiğin için çok teşekkür ederim. Baban içinde bir yazı yazmıştım. Alaattinin Kaya Tırmanışı, yazısını okudun mu? Bu yazı hakkında da bir şeyler yazmanı isterdim. Sana çok teşekkür ederim. Sırada daha çok güzel yazılarım var. Ali hocaya da teşekkür ederim, bizleri karadorukaa da yazı yazmaya teşvik ettiği için. İyi günler. Babuko Hüseyin 5 Mart 2012
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Mart 2012
Asıl ben teşekkür ederim Hüseyin abi.
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 04 Mart 2012
Merhaba Kazım, Buğday Biçmek yazımı beğendiğin için çok teşekkür ederim. Ali hocaya rica edelim, değiştirirse benim için fark etmez. Sana ve Ali hocaya selamlar. Babuko Hüseyin 5 Mart 2012
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Mart 2012
Sevgili Kazım'ın yerinde uyarısı, senin isteğinle "Buğday Biçmek" başlığı "Ekin Biçmek" olarak değiştirilmiştir; duyurulur.

----------------------------------------------
GÜLDENİZ ÖZTÜRK - rose_sea72@hotmail.com- İstanbul - 05 Mart 2012
Merhaba Hüseyın Abi,Ben Güldeniz,Aladdın Hocanın Kızı, Nasılsınız.?Hüseyın Abi ,bende yazılarınızı buyuk bır zefkle okuyorum ve anlatımınızı çok içten buluyorum .Özeklıkle de, YAYLA GÜNLUGU başlıklı anınızı çok begendım. Çok içten özlem dolu ve duygusal anlatmışsın. Sıze burdan teşekkur etmek ıstedım,yüregınıze saglık Hüseyın Abi
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 03 Mart 2012
Merhaba Hüseyin Abi, Nasılsın? Yazılarını okurken hem, nostalji yaşıyor hem de bilgilenmiş oluyoruz.Bu son yazının başlığını Ekin Biçmek koysaydın daha da iyi olacaktı.Eline sağlık.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com- İstanbul - 26 Şubat 2012
Bu sabah, 26 Şubat 2012 günü bizim kapı çalındı, Kırıntı'dan yakışıklı bir delikanlı (Mushayip'in) oğlu Mustafa Aydın karşımda duruyor. Bize gelen biri olmadığı için önce şaşırdım, sonra delikanlı abi biz Kırıntı ılı gençler olarak köydeki sahipsiz kalan hayvanlara yiyecek göndereceğiz, acaba bir yardım yapabilirmisin dedi. Devam etti İstanbul ve Almanya'da ki gençler olarak topluyoruz. Bu genç arkadaşları canı gönülden destekliyor ve selamlıyorum. Muzaffer Bal
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara 26 Şubat 2012
İşte bizim güzel insanlarımıza yakışan budur. Dayanışmaların, yardımlaşmaların daha çeşitli alanlarda artarak gelişmesi umuduyla... Özverili tüm insanlara saygılar.- A.A.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 23 Şubat 2012
Merhaba Hüseyin Abi, Sayende kışın 60-70 cm karda köyde dolaşma fırsatı bulduk.Eline sağlık, Alim Hocam, başınız sağolsun.Epey bir ara verdin, öykülerini bekliyoruz. Durmuş Hocam, Nasılsın? Senin de hatırı sayılır bir zamandır yazılarını özlemle bekliyoruz. Saygılar Kazım
----------------------------------------------
EMİNE ÖZTÜRK -urusangilineminesi@hotmail.com-Ankara - 17 Şubat 2012
Merhaba Kazım nasılsın iyi olmanı dilerim bayğı uzak gurbete gitmişsin sağlıcakla dön bizim büyüklerimiz öyle karakol falan deyince zaten çok korkan kişiler gerçi bizlerde öyleyiz hoşça kal
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 16 Şubat 2012
Merhaba Emine Abla. Nasılsın, umarım her şey yolundadır.Güssün annen ne diyor; patatesçi kadına:-Yene gocam yene yene :-))))) saygılar uzaklardan Kazım
----------------------------------------------
EMİNE ÖZTÜRK -urusangilineminesi@hotmail.com-Ankara - 15 Şubat 2012
... Böyle bir sitenin kurulmuş olmasına çok sevindim nem okurum hemde birşeyler yazmak isterim.
... nem okurum nemde yazarım :) eski Türk filmlerinin etkisinden hâlâ kurtulamamışım.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara 15 Şubat 2012
Türk filmi jönlerinin "N'ayır, n'olamaz!"larının etkisinde kalmayan var mı ki? Yazım hatasını örtbas edebilmek için "Nem okurum nem de yazarım." deyip espri yaratarak her zamanki kıvrak zekanı göstermişsin. :))
Siteye her zaman beklerim. Zaten sitenin Sözden Yazıya bölümünün yazarlarındandın. Umarım bundan sonra kendin yazıp gönderirsin. İlgin, duyarlılğın için teşekkürler Emine abla.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@hotmail.com- İstanbul - 14 Şubat 2012
Öncelikle Yaşar arkadaşa teşekkür ederim, her insanın kendi yöntemi vardır buna doğal olarak saygı duyarım. Aynı şekilde her okuyucunun doğru veya yanlış okuduğu bir metni eleştirme hakkı vardır. Eleştiriler sadece yermek veya yaşar arkadaşın anladığı gibi hiçbir zaman düşünmediğim "cahillikle" itham etmek hakım değildir. Ben sadece okuduğum yazıya katılmadığımı ve neden katılmadığımı açıkladım, bu her okuyucunun hakkıdır. Gelelim yaşar arkadaşın verdiği cevaba, bu cevap benim eleştirime verilen bir cevap değil. Yaşar arkadaşın benim gazete kupürlerin den öğrendiğimi söylüyor. Bu beni yanlış tanıdığına yoruyorum. Yaşar arkadaş benim (Karadorukaa )sitesinde yetenekler sayfasına girip, Kızılbaşlık üzerin yaptığım araştırmanın bir kısmını okursa böyle düşünmeyeceğini biliyorum. Bu tür eleştiriler ve cevaplar ucuz cevaplardır. Ayrıca şu, "siyaset amigolarından değil, birinci elden okuyor"umu anlamak gerçekten benim anlama kabiliyetimi aşıyor. Bunu Yaşar arkadaş açıklarsa kendisine teşekkür edecem. Siyasi bir konu üzerine tartışma olsa idi bu eleştiriyi kabullenirdim. Bu eleştiriyi zannediyorum benim siyasetle olan ilişkimden dolayı yapma gereğini duymuş olmalı. Yaşar arkadaş, bu ucuz suçlamadır. Çok okumak, birinci elden okumak güzel ve önemlidir. Yalnız okuduğunu yorumlamak başka bir şeydir. Ama yinede, Yaşar arkadaş çalışmalarından dolayı saygı duyduğumu belirtir, birazda eleştirilere açık olmanı dilerim. Yaşar arkadaş, tartışmak doğruları bulmaya yardımcı olur, aynı zamanda okuyucuların doğruları öğrenmesini sağlar. Yaşar arkadaşa saygılarla. Not: Ressam Sait Günel hakkın da yazdığım yazıda Candeğer'in soyadını Bal diye yazmışım, doğrusu Aydın olacak. Hem okuyucudan, hem de Candeğer'den özür dilerim. Muzaffer Bal / İst.

KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 13 Şubat 2012
... Merhaba Ali Abi, Umarım her şey yolundadır. Kısa kısa yazıyorum.Kusura bakma.Aksi halde gelmiyor.karadorukaa@hotmail e de yazdım gelmedi
... Merhaba Yaşar Bey, Sıradanlık ve cahillik üzerine verdiğiniz örneklere katılmamak olanaksız. Kolay gelsin. Görüşmek üzere Kazım
... Merhaba Yaşar Bey, Çinliler ne güzel söylemiş: Denizin derinliğini deniz bilir diye, ayrıca ;olgun başak eğik durur, Saygılar Kazım-Çin
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara 13 Şubat 2012
Bugün Mynet'i bir kez daha arayacağım telefonla, umarım mesaj iletimi sorununu çözerler. Uzun yazmak istediğinde yine Messenger adresimi kullan şimdilik. Nasılsın? Uzak illerde mutluluklar...
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 12 Şubat 2012
Muzaffer Bal ve Kazım Aydoğan'a
21 Kasım 2011 tarihinde, toplum dışına çıkan mizontrop şahsiyetli Atinalı Timon'la, Toplumcu Hace Bektas'ın zihinsel farklılıklarına değinmiştim. Bunun üzerine, 24 Kasım 2011'de, Muzaffer Bal, beni irşad eden(!) bir yazı yazdı: "Yaşar arkadaş kusura bakmasın, bizler okurken, yazarken biraz daha fazla düşünmemiz gerekir," diye. Bana, Muzaffer beye cevap vermeyecek misin? diye soranlar oldu. Ben, bu tür tartışmalara girmiyorum. Benim yöntemim belli. Ben, bir konuyu öğrenmek istiyorsam, o konuyu gazete kupürlerinden, siyaset amigolarından değil, birinci kaynaklardan okurum, okumaya çalışırım. Bu yazı bana, Ali Fuat Başgil'in bir köşe yazısını hatırlattı.
27 Mayıs'ta Demokratik Parti, askerler tarafından alaşağı edilir. Daha sonra, bildik prosedürlerden sonra seçimler yapılır, DP'nin devamı sayılan Adalet Partisi iş başına gelir. Cumhur başkanlığı seçimlerinde, sağ partilerin adayı olarak Ali Fuat Başgil ismi öne çıkar. Askerler, cumhurbaşkanın asker kökenli olması için bastırınca, Ali Fuat Başgil adaylıktan çekilir, vekillikten de istifa eder, Fransa'ya gider.
Ali Fuat Başgil, Türkiye'de ve Fransa'da uzun süre hukuk dersleri de vermiş olan, birikimi yüksek biridir. 27 Mayıs olmadan önce, DPlilere, Celal Bayar'ın görevinden ayrılmasını, tahkikat komisyonlarının ortadan kaldırılmasını, seçim tarihinin açıklanmasını telkin etmiştir. Tabiî, söyledikleri dikkate alınmamıştır. Kısacası, Ali Fuat Başgil, fikri sorulan âkil adamdır.
Ali Fuat Başgil, daha sonra Fransa&#8217;daki hocalık görevini bırakır, yurda döner, üniversitelerde ders vermeye başlar, bir taraftan da, bir gazetede günlük yazılar yazar. Bir gün Ali Fuat Başgil'e, eczacı bir okurundan mektup gelir. Gerisini Onun köşe yazısından okuyalım (yıl, 1963):Okurum, yazdığım bir yazıyı irdelemeden beğenmemiş, bana, "o iş öyle değil, sen çahil adamın teksin, hiçbir şey bilmiyorsun" diye mektup yazmış. Yazdığım yazı ve okurun mektubu masamın üzerinde duruyor. Bir mektuba bakıyorum, bir de yazdığım yazıya:çahil!
O an, ülkemde ve yurt dışında okuduğum kitaplar gözlerimin önüne geldi. Üniversitelerde de dersler vermiştim, yurt içinde ve dışında. Okurun mektubunu elime aldım, yukarı doğru kaldırdım, okuduğum kitapları, aldığım ileri eğitimi, yetiştirdiğim öğrencileri düşününce, yok, okurum yanılıyor, ben cahil değilim, dedim. Sonra, okurumun mektubunu kütüphanemdeki masamın üstüne koydum, Avrupa'da ve Türkiye'deki kütüphanelerdeki okuyamadığım kitapları düşündüğümde, okur haklı yahu, daha okuyacağım ne kadar kitap var, o bilgiler de bende olmasa, cahil sayılırım, dedim. Sonra, bu ikilemin üstesinden kalkamayınca, masadan kalktım, dışarıya çıktım, der. Ali Fuat Başgil'in kitapları okunmalıdır. Özellikle de "Gençlere Öğütler" her genç arkadaş okusun, hayatın imbiğinden süzülmüş öğütler.

Kazım bey, onure edici sözlerin için teşekkürler. Sizin değil, Maslov eleştirisi hakkımı daha sonra kullanırım:holistik, ütopik kuramını. Ali hocaya fazla yük olmamak için, KİŞİLİK kavramına ayrıntılı şekilde girmedim.Maslov, Wunt, Jung, Freud, Vatson, Adler, Erih From. Erikson. Zaten, bilim dünyasında 2+2=4 gibi, net bir kişilik kuramı yoktur.Kişiliği psikoloji ekolleri farklı farkı tanımlar, sosyologlar farklı. Bizimki, moda deyimle teğet geçmek. Bir gün karşılaşırsak, yüz yüze bu ekolleri ve kişilik kuramlarını, ayrıntılı konuşuruz. Saygılarımla.
---------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 12 Şubat 2012
... Ali hoca, iki yazı gönderdim. Uygun bulduğunu fırsatını bulunca yükle, acelesi yok. Bu konular, nasıl kısa yazılır ki? Uygun anına kadar beklet. Bir- iki kişide dahi mitoloji merakı ve okuma istegi oluşursa, ne mutlu bize. Çalışmalarında başarılar. Uygun olduğun anda, havalenin gereğini yap, at,
... Ali hoca, nâcizâne bir öneri: sitenin açılışına klasik müzik koysan! Bir de yazı gönderdim. Saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -12 Şubat 2012
Daha önce müzik isteğinde bulunanlara verdiğim yanıtı yinelemek zorundayım. Sitenin formatının yetersizliği ya da benim teknik bilgi yetersizliğim nedeniyle açılışta direkt olarak yayına girecek şekilde müzik ekleyemiyorum ne yazık ki, bunu ben de çok istiyorum aslında.
----------------------------------------------
MAHMUT KOCAMAN - kocaman_mahmut46@hotmail.com- ... - 10 Şubat 2012
çok güzel begendim ve işime yaradı
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Şubat 2012
Merhaba Mahmut bey. Beğenmenize sevindim; de... kim olduğunuzu merak ettim, bir de hangi bölümün işinize yaradığını. İlginiz, mesajınız için teşekkürler.
----------------------------------------------
ŞEVKET MURAT AYDOĞAN - afacan_murat_gs@hotmail.com- Gökçeada - 09 Şubat 2012
Merhaba; ben Gökçeadadan Celal- Ayşe Aydoğanın oğlu Ş.Murat Aydoğan... Siteye yazılan yazıları köyümü öğrenmek için takip ediyorum. Saygılarımla....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 09 Şubat 2012
Teşekkür ederim sevgili Murat. Köyü tanımanda bu site sana bir parça yardımcı olabiliyorsa ne mutlu bana. Sana, annene, babana selam ve sevgilerimle.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 08 Şubat 2012
Merhaba Zülfü, Nasılsın, umarım her şey yolundadır. Senin anı-öykülerini de bekliyoruz. :-))) Kazım Yantai Çin
----------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL - cemgunel06@hotmail.com - Ankara - 07 Şubat 2012
Arkadaşım Babuko, yazmış olduğum Ekin Destesi ile ilgili mesajını aldım ve çok memnun oldum. Bende sizin yazılarınızı takip ederek okuyorum, güzel olmakla birlikte okuyanları da oturdukları yerden zihinsel olarak köylere götürüp tatil yapmalarını sağladığınız için sizleri kutluyorum. Solmaz GÜNEL / Ankara
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 07 Şubat 2012
Ali hoca, bir yazı gönderdim. Konu derin ama, kısa yaz! dedin, yazdım; umarım meramımı anlatabildim.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 07 Şubat 2012
Yazın gelir gelmez yayınladım. Bir iki yerde bana da göndermeler yapmışsın. Canın sağolsun. Yazıyı kısa istemesem senin sayfalar dolusu yazı göndermeyeceğini kim garanti edebilir. :)) Şaka bir yana, kendimi düşünmek zorundayım. Yazılar yayına girdiği zaman çok çok bozulduğu için kısa yazıları düzeltirken fazla yorulmuyorum. Anlayışına, hoşgörüne güveniyorum. Düşüncelerini paylaştığın için içtenlikle teşekkür ederim. Bir dahaki yazıyı daha kısa tutacağına söz vermiştim, şimdiden içim rahat yani. :)) Sevgiler.
----------------------------------------------
ZÜLFÜ AYDOĞAN -z.aydogan64@hotmail.com - Ankara - 07 Şubat 2012
Merhaba AliAbi, özellikle bizim yazarlarımız köşesini büyük bir zevk ve heyecanla okuyo-rum.Yazı gönderen bütün yazarlara da buradan teşekkür ederim. Başarılılı ve sağlıklı yarınlar dile-rim. Herkese selam. iyi günler
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 07 Şubat 2012
Çok naziksin Zülfü. Aslında Bizim Yazarlarımız sayfasındaki öyküleri okuduğunu, hatta okumayı alışkanlık hâline getirdiğini söyleyen çok sayıda kişi tanıyorum; bundan da mutlu oluyorum. Ama her nedense bunu bana söyleseler de senin veya diğer bazı duyarlı okuyucular gibi Konuk Defteri'ne yazıp da teşvik etme nezaketinde, duyarlılığında bulunmuyorlar. Kendimiz öykü yazmasak da yazanları teşvik etmek gereklidir diye düşünüyorum. Çok teşekkürler Zülfü. Sevgiler.
---------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com- Ankara - 06 Şubat 2012
Sayın arkadaşım, emekli Komser Solmaz, Ekin Destesi yazını okudum. Gerçekten bende çocukluk yıllarıma gitmiş oldum. Yazın ve hikayen gerçekten güzel olmuş. Böyle güzel yazılar yazıyorsunda, niye bizi bu güzelliklerden mahrum ediyorsun. Yazılarını herkes gibi bende bekliyorum, ellerine sağlık. Herkese selamlar. Babuko Hüseyin 6 Şubat 2012
----------------------------------------------
MUSTAFA BEKDEMİR - b_mustafa@gmail.com - 05 Şubat 2012
Ellerine sağlık Ali hocam, güzel bir site yapmışsın. Başarılarının devamını dilerim. Saygılar. 5/2/2012
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Şubat 2012
Teşekkür ederim Mustafa. Sana ve ailene mutluluklar, sevgiler.
----------------------------------------------
GÜLDENİZ ÖZTÜRK - rose_sea72@hotmail.com- İstanbul - 02 Şubat 2012
Merhaba Ali abıcıgım nasılsın:),öncelıkle sana çok tesekkur ederım bu guzel sıtenn ıçın,yıne yenılemışsın emegıne saglık.Burda KARADORUKAA da olmak benı çok mutlu edıyor,özellıkle kendı fotografımı görünce çok sevındım,gecen yıl gecırdıgımız Karadoruk dakı o guzel şenlıgı unutmak mumkun degıl benım içın,halay cekerken yaklamışsın,aksı olmazdı zaten:) ve bu benım için çok süprız oldu sevgılı Alıabıcıgım..Tekrar tesekurederım...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Şubat 2012
Merhaba Sevgili Güldeniz. Tahmin edeceğin gibi site yapımı, hele de sürekli canlı tutmak çok zor bir iş. Çok zaman alıyor, ama bir hizmet sunuyor olmanın zevki çok büyük. Şunu itiraf edeyim ki sizler gibi duyarlı izleyiciler olmasa sanırım siteyi bu kadar geliştiremez, bu kadar uzun süre yayında tutamazdım. Zaman zaman yazarak verdiğiniz destekler güç veriyor, devamlılıkta önemli itici güç oluyor. Çok çok teşekkürler Güldeniz. Sevgiler.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin -02 Şubat 2012
Sevgili Durmuş Öğretmenim, Payıma düşen, yine mahcubiyet gene mahcubiyet.Elimde olsaydı da size şu an kadim Tarhana Boğazı'mızdan koliler dolusu kitaplar gönderebilseydim. Kışın köyde aç kalan kedilerle ilgili yazınız da harikaydı.Hocam size sağlıklı ve mutlu günler diliyor saygılarımı iletiyorum. Unutkanlık ve dalgınlığımı affedin ne olursunuz!!
Firdevs Teyze ve tüm yukarı mahalle mukimlerine selamlarımı iletiyorum soğuk ve karlı bir Uzakdoğu gününden. :-)))) -- Kazım-Çin Yantai,
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK -durmusogretmen@windowslive.com- Kırıntı - 01 Şubat 2012
Sayın Hüseyin'ciğim (Babuko), Sayın Uzakdoğuda bulunup da uzak Kırıntı'yı içinde yaşatan Metalurji Mühendisi Kâzım'cığım, ve ve Ersin'ciğim; Kış şartlarını ve yaşantısını bir nebze olsun dile getiren yazıma duyduğunuz ilgi ve beğeni beni mutlu etti. Üçünüze de teşekkürler. Siz olsaydınız, benden daha iyi ifade ederdiniz köyü. Çünkü, köy sevgisi, zaten sizin kalbinizde yaşıyor. Ben de sizin yazılarınızı okuyarak, burada vaktimi daha iyi değerlendiriyorum. Hüseyin'im, maşallah, hayal dünyan geniş, mükemmel konular buluyorsun. Kâzım'cığım sakın bana gülme, Tarhana Boğazı'ndan doğru gönderdiğin 'o, kitabı okuyorum. Şaka şaka dostum. Hepinize sağlıklar dilerim. Durmuş ÖZTÜRK - Kırıntı Köyü - 1 Şubat 2012
----------------------------------------------
KEMALETTİN ÇAPRAZ - kemalettincapraz1956@hotmail.com - İstanbul - 01 Şubat 2012
Ali bey sitenize uzun zamandan bu yana yazı yazamıyorum ama sanmaki siteyi takip etmiyorum.Siteniz sayesinde ana köyümüz Kırıntı yı çok daha yakından tanıma fırsatı buldum.verdiğiniz emek için ne kadar teşekkür etsek azdır.Herkese selamlar KAYACIK KÖYÜ DERNEK BAŞKANI
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Şubat 2012
İlginiz ve duyarlılığınız için çok teşekkür ederim Kemalettin bey. Açıkladığınız boyutta bir hizmet verebiliyorsam ne mutlu bana. Sevgiler.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - 31 Ocak 2012 - Ankara
Ali hoca; ' Yaşamı mânalandırmak' başlıklı yazı gönderdim. 15 günde bir yazı, kuralına binaen, bir ay yazı göndermem. Saygılarımla
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Şubat 2012
Yaşar bey, okuyuculardan edindiğim izlenimlere göre daha rahat okunduğu için kısa yazılar tercih edilmektedir. Halbuki sizin yazınız gerçekten çok uzun. Olduğu gibi yayınlanmasını çok istediğiniz için yayınladım ama bundan sonraki yazılar, bunun üçte biri, dörtte biri uzunluğunda olursa sevinirim. Hoşgörünüze güvenerek böyle bir istekte bulundum. İlginiz, paylaşımınız için teşekkürler. - A.A.
---------------------------------------------
ERSİN ÖZTÜRK - Ersinus2009@windowslive.com - İstanbul - 31 Ocak 2012
Issız, seessiz, bensiz köy... yaz aylarında panayıra dönen, 7 den 77 ye kucak açan, kış gelince unutulan köy..
Baba.. anlatışından duygulanmamak elde değil.. oysa şimdi köyde olmak vardı.. doyasıya manzarasını işlemek, sabahlara kadar doyumsuz muhabbetini yaşamak, kışını kışında yaşamak vardı .. kavurmasını, patatesini, turşusunu meze etmek vardı rakı sofrasına.. köylülerim ne dersiniz... en azından sömestri tatillerinde turmu düzenlesek köye..hem yanlızlığını paylaşırdık köyümüzün.. hem güzelliğini..
----------------------------------------------
MÜSLÜM AYDOĞAN - a.aydogan6@hotmail.com - Hollanda - 31 Ocak 2012
iyi gunler ali nasilsiniz,cok uzun sure oldu yazmayi birak gormek bile uzun sure aldi.nedendir bilemiyorum,tembelikmi,yoksa asiri yasamdan kaynaklanan sartlarmi,kosullarmi,her ne dersek diyelim.olmuyor iste,ugrasilarin icin,emegin icin ne diyeyim yapmak zorundasin ali sen yazacaksin biz okuyacagiz,( ismail gibi) surekli dinliyor ve duyorduk ama hic bilmiyordum,sayende bir masal gibi okudum tes.calismalarina basirilar der devamini diliyorum,iyi gunler slm.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -31 Ocak 2012
Merhaba Sevgili Müslüm, epey bir aradan sonra seni burada görmek ne güzel. Duyarlılığın için çok teşekkür ederim. Aslında istediğimiz işleri yapamama konusundaki temel gerekçelerden biri değerli bir ozanımızın dediği gibi "İşten, güçten, dertten, gamdan dolayı..." olsa gerek.
İsmail'in öyküsünü beğenmene sevindim. Açıkça söylemek gerekirse, araştırmalarıma ilk başladığımda böyle bir öyküyü ortaya çıkarabileceğimi ben bile tahmin edemiyordum. Aklımda şimdi farklı projeler var, ama zaman ayırmak gerekiyor.
Sana ve Aybike'ye sevgilerimle.
---------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@hotmail.com - Çin -31 Ocak 2012
... Merhaba Dostlar,sürekli izlememe rağmen sitemize yazı yazmakta geciktim.
Sevgili Durmuş Öğretmenim; yalnız ve ıssız bir köydeki kış, ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi.Gönlüne, yüreğine sağlık.Görüşmek üzere. Çin-YANTAİ
... Merhaba Ali Abi, Nasılsın, umarım herşey yolundadır.Her telden bölümündeki, konuşma gafları başlığının kendisi de bizzatihi gaf gibi olmuş. :-))).Sanki işitme, yürüme, görme v.b gafı da varmış gibi veya çok sık tanık olduğumuz;Şahsen ben kendim üçlemesiyle başlayan tümceler gibi.Hoşgörüne sığınarak hatırlatmak istedim. Saygılar. Kazım Çin-Yantai 31.01.2012
... Merhaba Hocam, bu gaflardan kurtulamayacağız anlaşılan.Kendisi de bizzatihi v.s olduğu gibi :-)))) Kazım
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -31 Ocak 2012
Merhaba Kazım. Neşeli gördüm seni, sevindim. Konuşma Gafları ile ilgili eleştirin /uyarın için teşekkür ederim. Haklısın. Öyleyse o yazı grubuna başka bir başlık bulmalı. Şu an için aklıma bir başlık gelmiyor. Önerini bekliyorum. Sevgiler.
---------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 30 Ocak 2012
Sayın Durmuş Hoca, yazını eski kışa özlem duyarak okudum. Yalnız köydeki karın kaç santim olduğunu yazmamışsın. Benim hayalimde, köydeki karın hep yetmiş, seksen santim olduğudur. Köy ve kış denince aklıma, köyün eski zamanki kar kalınlığı geliyor. Babuko Hüseyin - Ankara 30 Ocak 2012
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 30 Ocak 2012
Celal Şimşek'in 28 Ocak 2012 günü göndermiş olduğu mesajın içeriği belki güzel olabilir. Bu mesajın İyi niyetle yazılmış olduğundan da şüphem yoktur. Benim burada "paylaşmak bazen sofranı, bazen yatağını ve bazen umutlarını paylaşmaktır" cümlesindeki yatağını kelimesinin burada hoş olmadığını yazmak istedim. Şeyh Bedreddin şöyle demiştir, "yarin yanağından gayrı her şeyi paylaşabiliriz." Babuko Hüseyin - Ankara 30 Ocak 2012
---------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - karadorukaa@hotmail.com - Ankara - 28 Ocak 2012
Merhabalar Site Dostları. Sayın Durmuş Hocanın iyi dileklerini, selamlarını okudum çok memnun oldum. Ben de kendisine buradan selamlarımı saygılarımı gönderir sağlıklı, huzurlu mutlu günler dilerim. Ayrıca tüm site dostlarına sevgilerimi sunuyorum.
----------------------------------------------
CELAL ŞİMŞEK - celal_922@hotmail.com - ..... - 28 Ocak 2012
emperyalistler derki paylaşacak bir şeyi olmayana paylaşmak kolay gelir oysaki biz paylaşılması gerekenleri paylaştığımız için bu haldeyiz der komünistler ve siz paylaşılması gerekenleri paylaşmadığınız için dünya bu halde paylaşmayı bilmeyen komünist ülkeler yüzünden fakir ülkelerde açlıktan ölen insanlar var ve paylaşmak:paylaşmak sadece aç içilmeyen ilaçları paylaşmak değildir paylaşmak bazen sofranı bazen yatağını ve bazen umutlarını paylaşmaktır . biz paylaşmayı bilmediğimiz için aç insanlar bereketsiz topraklara haps oldular . celal şimşek
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 27 Ocak 2012
Merhaba sayın Durmuş Hoca. Epey zamandır merhabalaşamadık. Bunun sebebini, kış mevsiminin olumsuz şartlarına bağlıyorum. Sanırım, birazda Ali Hocanın işlerinin yoğunluğundan olsa gerek. Ali Hoca ile aynı mahallede oturmamıza karşın, öğle zaman oluyor ki iki ay, üç ay birbirimizi göremiyoruz. Ben, olumsuzluğu bu sebeplere bağlıyorum. Samimiyetimiz, karadorukaa akrabalığı en sıcak bir şekilde devam ediyor. Tüm arkadaşlara bende merhaba diyorum. 27 Ocak 2012 Babuko - ANKARA
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK -durmusogretmen@windowslive.com- Kırıntı - 26 Ocak 2011
Merhaba Sayın Arkadaşlar; Hayli zamandır mesajlarım siteye ulaşamadığı için, hiç kimseye merhaba diyemiyorum. Bu kez belki başarılı olur umuduyla, hepinize merhaba dostlar diyor, yarınlarınızın mutluluk ve sağlık içinde geçmesini diliyorum. Durmuş Öztürk - KIRINTI
----------------------------------------------
C.KARA-ckara-29@hotmail.com- ? - 23 Ocak 2012
Güzel bir site. Ellerinize saglık.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -21 Ocak 2012
Teşekkür ederim.
----------------------------------------------
KENAN DURGUN - karadorukaa@hotmail.com - Çorum - 21 Ocak 2012
Selam hocam, durmak yok yola devam diyerek durmadan devam ediyorsun. Zaman zaman girip göz attığımda hep canlılık görüorum. Haddim olmayarak bir tavsiyede bulunmak isterim. müzik eklerseniz açılışta, girenler ziyaretçiler daha zevkle gezinirler sayfalarda. Hocam bana düşmezdi ama yinede yazdım. Kendi adresimle mesaj gitmedi hocam sitenin adını kullanacam şimdi, bakalım gidecek mi? Saygılar hocam kolay gelsin. --kenan
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -21 Ocak 2012
Düşünceleriniz için çok teşekkür ederim Kenan bey. Daha önce de yapılan benzer isteklere verdiğim yanıtı yinelemek zorundayım: Ne yazık ki site tıklandığında otomatik olarak devreye girecek şekilde müzik ekleyemiyorum; çünkü sitenin formatı yeterli değil. Eleştirilerini, önerilerini her zaman beklerim. Sevgiler.
----------------------------------------------
YAĞMUR ÖYKÜ DOĞAN-yagmuroyku7@hotmail.com-İstanbul-13 Ocak 2012
Bana bir sayfa açtığınız ve öykümü yayınladığınız için teşekkür ederim. Yağmur Öykü Doğan/ İstanbul
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -13 Ocak 2012
Asıl ben teşekkür ederim Yağmur'cuğum. Sen ve senin gibi çocuklarımızın gelişimine bir parçacık olsun katkıda bulunuyorsam ne mutlu bana. Sevgilerimle.
---------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN-hatun.ay@hotmail.com-Ankara-13 Ocak 2012
Merhabalar....Zaman zaman Yaşar Günel'in yazılarını ilgiyle okuyorum..En son "Bir yazının çağrıştırdıkları" adlı yazısını okudum güzel yazmış eline sağlık...Nice yazıları için güzellikler diliyorum selamlar sevgiler...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -13 Ocak 2012
Merhaba Hatun hanım. Yaşar bey, uzun yıllardan beri durmadan okuyan (belki de en fazla okuyan) insanlarımızdan biriydi; ki hâlâ durmadan okumaktadır. Okumak bir üretime dönüşmüyorsa ya da paylaşılmıyorsa öneminden büyük kayıplar vermektedir. Yaşar bey, son yıllarda hızla atağa geçerek kitaplar yazmaya, dolaysıyla bilgilerini okuyucularla paylaşmaya başladı. Birikimlerini şimdi de sitede paylaşıyor. Kendisine minnettarım. Ve tabi sizlere de...
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 02 Ocak 2011
Sayın Alim Hoca, Kânda Odun Hırsızlığı makaleni okudum. Ormanı keserek veye kırarak köyümüzün adının Kırıntı kaldığını yazıyorsun. Belki çok ufak bir haklılık payı olabilir. Köyümüzün adı, Kırıntı Türk boyu olan bir boydan ileri gelmektedir. Diyebilirsin ki köyümüz, her bir taraftan gelenlerle oluşmuş. Evet, yalnız bu gelen kabilelerden birisi veya bir kaçı Kırıntı Türklerinden gelmiş olamazmı. Bunun ansiklopedik olarak veya bilimsel olarak araştırılması gerekir. Hoşça kalın, iyi günler. Babuko Hüseyin - Ankara 12 Ocak 2012
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -13 Ocak 2012
Merhaba Hüseyin abi. Kırıntı Tarihi ile ilgili en iyi araştırmalardan biri Sefa Öztürk tarafından yapılmıştır. Sefa beyin araştırma yazısını, hem İstanbul Kırıntı Köyü Derneği web sitesinde hem de bu sitenin Medyada Biz + Kırıntı Tarihi linkinde okuyabilir, sanırım sorularınıza kısmi de olsa yanıt bulabilirsiniz.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL-yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 10 Ocak 2012
Ali hoca, konuk defterine yazdığın yazı, bana, bir anıyı çağrıştırdı, onu yazdım. Saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -10 Ocak 2012
Yaşar bey, şu anda evinde misin, işte misin bilmiyorum, ama Ankara'dasın sanırım. Ankara çok soğuk ve şu anda kar yağıyor. Eve hapsolmuş durumda, bir şeyler karalarken, ekrana bakmaktan gözüm kamaşmışken, sırtım tutulmak üzereyken Serbest Yazı-Genel sayfasına Bir Yazının Çağrıştırdığı başlıklı yazın geldi. Öyle merak ettim ki sonraya bırakamadan hızlı okuma tekniğiyle okudum. Yazı çok ilgimi çekti. Bana övgüler göndermişsin, sağol, ama yazının bütününde beni övdün mü, dövdün mü tam anlayamadım, daha sonra okuduğumda bunu anlarım. Ama övsen de dövsen de kabulümdür.
Onca zahmetler ediyorsun, site okurlarına yararlı mesajlar veriyorsun, yazıların üzerinde oynama hakkım olmasa da okuyucunun kolay anlaması açısından çok eskimiş sözcükleri öztürkçeye çevirmek zorunda kalıyorum. Bu konuda sana minnettarım, çok hoşgörülüsün, yazıların üzerinde istediğim gibi oynamama izin veriyorsun.
'Bir Yazının Çağrıştırdığı' başlıklı yazını Serbest Yazı-Genel sayfasında olduğu gibi yayınladım. Biraz dinlendikten sonra noktalama işaretleri bozulmalarını ve diğer düzeltmeleri yapacağım. Ne gibi? Örneğin, konuşma çizgilerini üç tane çizgi yani --- olarak belirliyorsun. Lütfen bir tane olsun. Konuşma çizgilerinin aslı bir tane uzun çizgidir ama internet ortamında bir tane kısa çizgiyle yetinmek zorunda kalıyoruz.
Özel adların eklerini ayıran kesme işareti neyse, o zorunlu ama ne olur giriş ve çıkış tırnaklarını kullanmamaya çalış. Elbette vurgu ve belirtme açısından bu işaretler önemli ama bozuluyor ve tek tek düzeltmesi bana kalıyor. Bir de şu: Konuşma tümcelerinde noktalama işaretlerinden sonraki sözcükler küçük harfle başlar. Örnek: Dedi değil dedi olmalı.
Ha, unutmadan, bir şey daha: Son iki yazını peş peşe yayınladım. Pek uygulayamasam da yazarlarımızın iki yazısı arasında en az beş gün olması gerektiğini sen de biliyorsun sanırım. Hoşgörüne sığınarak bunları yazdım. Değerli yazıların için tekrar teşekkürler. Sevgilerimle. A.A.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL-yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 09 Ocak 2012
Ali hoca 'Özgürleşmek başka..' başlıklı bir yazı gönderdim. Bana göre, birçok erkeğin müzdarip olup dillendiremediği sosyal bir probleme dokundum. Saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -09 Ocak 2012
Yaşar bey, yazının özüne dokunmadan, ama "müsebbibinde, vakayı adiyeden" gibi sözcüklerin yerine öztürkçe karşılıklarını koyarak yayınladım. Farklı bir konu, teşekkürler.
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - karadoruaa@hotmail.com - Kırıntı - 08 Ocak 2012
Ali Bey, Mesajın bu gönderiliş biçimi çok entrasan olcak, umarım oraya ulaşır. Ben, biraz geç olsa da temiz olacak düşüncesiyle, tüm site arkadaşlarımın yeni yıllarının esenlik ve mutluluk içindegeçmesini diler, onların gözlerinden öperim. Emk. Öğrtm. Durmuş
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -08 Ocak 2012
Evet, mesejın gönderiliş biçimi gerçekten de ilginç; ama bak bu şekilde yani senin e-mail adresin yerine karadorukaa@hotmail.com adresini yazınca mesajın siteye ulaşabildi.
Daha önce de zaman zaman açıkladığım gibi Konuk Defteri, bazı adreslerin mesajlarını kabul etmiyor. Mesajı yazanlardan bazıları, mesajlarını yayına bilerek sokmadığımı sanarak bana kırılıyorlar. Senin sayende bu olayı bir kez daha açıklamış oldum.
Tekrarlıyorum: Kendi e-mail adresiyle mesaj gönderemeyenler karadorukaa@hotmail.com adresini yazarak gönderebilirler.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN-hatun.ay@hotmail.com-Ankara-06 Ocak 2012
Site dostlarımın yeni yılını kutlar,sağlık,mutluluk,huzur dolu günler dilerim sevgilerimle....
----------------------------------------------
MELTEM GÜNEL -briseeeee@hotmail.com- İstanbul - 03 Ocak 2012
Ali amca :) meraba nasılsın bu yıl ki konuşmayı ilk ben yapayım dedim :) siteni özlemiştim bi ara yoktu :) sayende köyüme gidip geliyorum.. Site çok güzel olmuş ellerine sağlık :)
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -03 Ocak 2012
Sürpriz mesajına çok memnun oldum Meltem'ciğim. Ben de seni özledim. Şubat'ta gelebilirsek görüşürüz. Derslerin iyidir, buna inanıyorum. Site hakkındaki sözlerin için teşekkür ederim. Her şey gönlüne göre olsun. Sevgilerimle.
---------------------------------------------
SEÇİL GÜNEL -secilsahintasgunel@hotmail.com- Ankara - 03 Ocak 2012
Uzun zamandır bizim yazarlarımız sayfasına öykü yazmak istiyordum ama yazamadım. Kısa zamanda yazmayı düşünüyorum. Yazmasamda yazarlarımızın öykülerini okuyorum. Köyün geçmişini anlatan yazıları çok seviorum. Çok da gerekli. Devamınızı diliyorum. Hepinizi tebrik ediyorum. Seçil Günel
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -03 Ocak 2012
Teşekkürler Seçil hanım. Köyün geçmişiyle ilgili senin güzel anılarını bekliyoruz. Yeni yılda değil tüm yeni yıllarda mutluluklar...
---------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 02 Ocak 2012
Sayın Ali Hoca, sana bir yazı gönderdim. Bugün dört gündür yayına girmedi. Her halde işinden ve meşguliyetinden olsa gerek yayınlayamadın. Sayın Ali Hoca bu yazımda, gerçekten köyle ilgili olan konu ve olayları yazdım. Kişisel anılar, bir kişiyi veya iki kişiyi ilgilendiriyorsa, bunun köyle de ilgisi olmaz. Bu, köy anısıda olamaz. Toplumu ve çoğunluğu ilgilendirmesi gerekir. İyi günler, iyi yıllar. Babuko Hüseyin 2-1-2012 ANKARA
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -02 Ocak 2012
Köyde İlk Yol Yapımı başlıklı yazın çok güzeldi, alır almaz büyük bir beğeniyle okumuştum. Hemen yayına sokacaktım, ama araya yoğun çalışmalar girince unutmuşum, umarım hoş görürsün. Sen beni uyarınca az önce yayınladım. Uyarın için teşekkür ederim.
Evet, yazı gerçekten tam Bizim Yazarlarımız formatında. Çünkü senin kişisel anın gibi görünse de aslında köyümüzün tarihinde önemli bir olaya ışık tutuyor.
Senin de değindiğin gibi öyküler, yazılar, sadece kişileri ilgilendiriyorsa köy yaşamına yeterince ışık tutuyor sayılmaz. Umarım Yazarlarımızın siteye gönderecekleri yazılar sözünü ettiğimiz içerikte olur. Sana ve diğer yazar arkadaşlarımıza, ayrıca tüm site izleyiciyerine çok teşekkürler, saygılar, mutlu yıllar.
---------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 02 Ocak 2012
Karadorukaa yazarlarının ve okurlarının yeni yıllarını kutlarım. Ülkemize ve dünyaya barışın hakim olmasını dilerim. Karadorukaa sitesine yazılan tüm yazıları zevkle okuyorum. Hepisi birbirinden güzel yazılar olmasına karşılık küçücük birkaç eleştiri yapmama izin verirsiniz galiba. Birincisi: Köyle ilgili anılarını yazanlar bana göre biraz daha köyün örf, adet, gelenekleri yeni kuşağa ve gelecek kuşağa taşıma olmalı. Örneğin köy düğünleri, bayramlar inanç kutlamaları gibi. Genel yazı sayfasına yazan arkadaşlarsa daha güncel yorum yazıları yazarsa hem kendi aramızda tartışır bir birimizin görüşlerini geliştiririz. Herkese hoşça kal dileği ile. Muzaffer Bal / İstanbul
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -02 Ocak 2012
Gerçekten de "Serbest Yazı-Köy" ve "Serbest Yazı - Genel" sayfalarında, iki parmak hareketiyle internette ulaşılabilecek türden konulara değil de tamamen güncel konulara, özgün yazılara yer verilmesi çok daha yararlı olacaktır. Uyarınız ve destekleriniz için çok teşekkür ederim Muzaffer bey. Sizin ve gönlü yarınlarında aydınlıklar arzulayan herkesin dileğinin gerçekleşmesi dileğiyle.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@gmx.net - Almanya - 01 Ocak 2012
Ali efendi öncelikle yeni yılınızı kutlar sağlık ve esenlikler dilerim. İsmail ile ilgili gönderdiğim şiiri ilgi gösterip,İsamil'in öyküsünün altına eklediğiniz için çok teşekkür ederim. Yanlız benim şiirlerim neden anasayfada anons edilmiyor. Bu bir yerde emeğe duyarsızlık değil mi? Bundan sonra gönderdiğim şiirler anasayfada anons edilirse yazmaya devam edeceğimi, eğer anons edilmezse İsmail'in şiiri son şiir olduğunu da size üzülerek belirtmek isterim. 01.01.2012
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -01 Ocak 2012
Yılmaz Bey, ben de size tüm yaşamınız boyunca sağlık ve mutluluklar diliyorum. Bu mesajınızla bana yanıt yazma fırsatı vererek öyküler ve şiirlerle ilgili kuralları bir kez daha açıklamamı sağladığınız için teşekkür ederim.
Siteyi tek başıma hazırlıyor, yönetiyorum; bu çok zaman alıyor. Sanırım biliyorsunuz, çocuk öyküleri yazıyorum. Siteyi öykü yazımlarından fırsat yaratarak yönetiyorum. Yazılarla ilgili her bir aşama kendi oranında zaman alıcı oluyor. Örneğin, anasayfadaki anonslar da çok zaman alıyor. Kendi yazma işlerimden zaman çalmamak, yazım konsantrasyonumu dağıtmamak için şiir anonslarına yer vermemek zorundayım. Bu konuda hoş görünüzü bekliyorum. Yok eğer anons etmediğim için şiir göndermek istemiyorsanız bu tamamen sizin tercihinizdir, saygı duyarım.
Diğer bir anımsatma: Öykülerin ve şiirlerin köyü anlatması, köy yaşamına ışık tutması gerektiğini birçok kez dile getirmiştim. Amacım, köylerimizin geçmişini ve günümüzü, gelecek kuşaklara taşıyacak yazılı belgeler oluşturmak. Bu özelliklerin dışında olduğu için yayınlamadığım, arşivde bekleyen pek çok öykü, şiir ve diğer türde yazı var. Tümü de yazım tekniği ve edebi açıdan oldukça başarılı ve değerli yazılar; ama dediğim gibi site formatı dışındalar. Bu yazıların sahiplerinin de hoş görüyle yaklaşmalarını rica ediyorum.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL-yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 01 Ocak 2012
Ali hoca,'Nadan (lık) ' üstüne bir yazı gönderdim. Konu geniş ama, kısa bir yazıyla, konun muteviyatını vermeye çalıştım.Kırkmadan yayımla. Saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -01 Ocak 2012
Yaşar bey, yazınızı istediğiniz gibi kırkmadan, kırpmadan, hatta noktalama işaretlerine bile dokunmadan yayınladım. Ama bu kez gördüğün gibi bozulmalar oldu. Görmen için bozuk bıraktım, ilk fırsatta düzelteceğim. Daha önceki ricamı yinelememe izin verir misin? Mümkün olduğu kadar bozulmalara yol açan, düzeltirken beni oldukça yoran noktalama işaretlerinden kaçınırsan çok sevinirim. İlgin ve yazın için teşekkürler.
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 01 Ocak 2012
Karadorukaa dostlarının ve herkesin yeni yılını kutlar, mutlu bir yaşam dilerim. Herkese selam, sevgilr. 1-1-2012 Babuko Hüseyin - ANKARA
----------------------------------------------

2011

SALİH COŞGUN - coskun_2008@gmail.com _ Çorum - 30 Aralık 2011
Basit görünüşlü olsada kapsamlı bir site Ali hocam.Sayfalara ulaşılması kolay.Resimlerle yazılarla çok şey verilmiş. İnsanların yazı yazmalarını çok takdir ettim.Aslında tüm köysiteleri böyle yapmalı. Tebrik derim Ali hocam.Saygılar.
----------------------------------------------
HİDAYET AYDOĞAN -hidayet.aydogan@freenet.de- Almanya -29 Aralık 2011
Merhaba Ali abi sayfanda ara sira geziniyorum. Mükemmel bir Sayfa. Emeklerin icin tesekkürler. Sayende köyümüzün Dünyaya acilis kapisi oluyor. Basarilarinin devami dilegiyle .....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 29 Aralık 2011
Merhaba Sevgili Hidayet. Site hakkındaki güzel sözlerin için çok teşekkür ederim. Sana ve aile bireylerine sevgilerimle. A.A.
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 21 Aralık 2011
BİR YOĞURT HİKÂYESİ - Sayın karadoruk dost ve okuyucuları. Selfinaz bacının (Bizim Yazarlarımız+Sözden Yazıya+Selfinaz Şahintaş+İftira Atanlar öyküsü -A.A.)anlattığının aynısını ben de Yeniköy de Zeykir halalarda yaşadım. (Zeykir hala, İsrafil hocanın anası). Üsküdar abla ile Yeniköy'e gittik. Yeniköy de Kirazmaşatlılar traktörle ahbun çekiyorlar ve Zeykir halanın tarlasına döküyorlar. Öğlen oldu, Zeykir hala iki sofra kurdu. Sofranın biri işçilere, birisini de bize kurdu. İşçilere kurulan sofrada yoğurt yoktu ama bize kurulan sofrada sağan ağzına kadar yoğurt doluydu. Ben Zeykir halaya dedimki yoğurdu işçilere ver, onlar çalışıyor biz yoğurt yemesekte olur. Zeykir hala, yok yok olmaz dedi. Olayı sonra anlatırım dedi ve anlattı da. Ben şaşırdım kaldım, böyle bir şey nasıl olur. Yirmi birinci yüzyılda bu zihniyet hâla yıkılmıyorsa vay Türkiye'mize vay. 20-12-2011 Babuko -- ANKARA
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 19 Aralık 2011
Ali Bey, gönderdiğim mesajlar nasıl oluyorsa siteye ulaşmıyor. hatayı nerede yapıyorum anlayamadım. Selamlar. Durmuş Öztürk 19 aralık.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Aralık 2011
Merhaba dayıcığım, ne yazık ki mesaj iletiminde kesintisiz bir sorun var. Örneğin bugün üç mesaj geldiği iletisini almama karşın mesajlar görünmüyor. Bazen de uzun yazılırsa gelmiyor, senin bu örnekteki gibi kısa yazılar geliyor. Kendi e-mail adresin yerine karadorukaa@hotmail.com yazarak mesaj göndermeyi deneyebilirsin. İlgin için teşekkür ediyor, sağlıklı günler diliyorum.
----------------------------------------------
SEÇİL GÜNEL - secilgunel@hotmail.com- Ankara - 19 Aralık 2011
Ali bey. Annemin anlattığı öykü gerçekten çok güzel olmuş. Binlerce yıl aleviler bu tip iftiralara hep maruz kalmıştır kalmaya da devam ediyor. Aslında zaman zaman bu tip konulara da değinilmesi gerekiyor. Annemin anlattığı bu öyküye Ali beyin de katkılarından dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Aralık 2011
Merhaba Seçil hanım. Haklısın, isteyerek veya istemeyerek sırf cehalet sonucu bu tür yanlış yorumlamalar hep yapılagelmiştir. Son yıllarda medyadaki yayınlar nedeniyle Alevilik hakkındaki "mum söndü ya da tavşanın geçtiği tarlayı yedi yıl sürmezler" gibi saçma yorumlarda kırılmalar olmuştur; ama kendimizi anlatabilmek için daha epeyce yol kat etmemiz gerekir. Annenin anlattığı anıyı çok beğendim, önemseyerek yayınladım. Diğer anıları da filmi yazıya dönüştürerek sırayla yayınlayacağım. Senin anılarını da bekliyorum. İlgin için teşekkürler. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@maynet.com - İstanbul - 16 Aralık 2011
Öğretmenim Durmuş Öztürkün İbil ile ilgili anısını okuyunca, çok duygulandım, çünkü benimde her zaman üzerin de kafa yorduğum kuzuluk ormanını çok güzel anlatmış. Tabi Kuzuluğun yaratıcısı İbil de. Evet Kuzuluğun yaratıcısı İbil. Her ne kadar, İbil köylü tarafından tutulan bir korucu ise de, İbil bizim köylülerin dediği gibi canıperes kuzuluğu korumuştur. Ben hadim olmayarak Kuzuluğun isminin İbil'in Korusu olarak isimlendirmesini isterdim. Bunu öğretmenim Durmuş öztürk gerçekleştirebilir, tabi köylüleri ikna ederek. Durmuş Öğretmenime saygı ve selamlar. Muzaffer bal / İstanbul
-----------------------------------------
K. KARA-k_kara@hotmail.com-14 Aralık 2011
Merhaba hocam. Ellerine sağlık siteyi çokbeğendim. Tebrik ederim. başarilar.
----------------------------------------------
GÜLÜZAR AYDOĞAN -yayla5829@hotmail.com-Ankara-05 Aralık 2011
Ali Bey, Kırıntı'nın başları gerçekten çok sevdiğim bir türküdür. RECEP OĞLU İSMAİL'in yaşam öyküsünden okumadan önce İsmail ile ilgili zaman zaman dinlemelerim olmuştu tabi, ama senin yazmandan sonra ne kadar bilmediklerim varmış, bunu anladım.
Bir asırlık bu öyküyü gelecek kuşaklarımıza kalabilmesi ve okumaları açısından bana göre unutulmayacak hep okunacak ve konuşulacak bir konuma getirmişsin. Senin bu çabana, emeğine şahsım adına minnettarım.
Öyküyü okudukça heyecanlandım, duygulandım ve bazı yerlerde göz yaşımı tutamadım. Okudukça kalp atışlarım hızlandı, bilgisayarın başından kalktım kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Bir süre sonra tekrar okumaya başladığım da kendimi bilgisayarın başında okur değil de öyküde ki olanları bende yaşıyormuş hissine kapıldım, telaşlandım çok da hüzünlendim.
Öyküyü bitirdikten sonra vay be köyümüzün geçmişinde ne kahramanlar çıkmış, ne olaylar olmuş da hiç haberimiz olmamış diyebildim kendi kendime. Acaba köyümüzün geçmişinde yaşanmış günümüze kadar ulaşamamış gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen nice olaylar, anılar vardır kim bilir. Kısaca bu çalışmanızın karşısında şapka çıkarıyorum Ali Bey. Başarılarınızın devamı diliyorum. Her zaman söylerim ya iyi ki varsın.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 06 Aralık 2011
Merhaba Gülüzar hanım, her zamanki inceliğini göstermişsin yine. Beğenin ve güzel sözlerin için çok teşekkür ederim. Bu güzel anlatım yeteneğini Bizim Yazarlarımız sayfasında yer alan sana ait öykülerde de göstermiştin. Yeni öykülerini bekliyorum. Sana ve ailene selamlar, sevgiler.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com-Ankara-03 Aralık 2011
Site dostlarıma kucak dolusu merhabalar sevgiler.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 03 Aralık 2011
Selanik'ten aramıza hoş geldin Hatun hanım. Bizden de sana sevgiler.
----------------------------------------------
YURDAGÜL EŞLİ - yurdesl@hotmail.com - 01 Aralık 2011
Merhaba Ali Hocam. Güzel bir site.Sayfalar dolu dolu çok beğendim.Tebrik ederim. Saygılar.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 03 Aralık 2011
Teşekkürler Yurdagül hanım. Sana ve ailene sevgiler.
----------------------------------------------
RIZA ÇAYOĞLU-Ankara-24 Kasım 2011
Merhaba Ali Hocam öncelikle sizin ve tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlarım.Siteniz gerçekten çok güzel olmuş ,merakla takip ediyorum . En son okuduğum Kırıntının Başları Türküsünün öyküsü gerçekten çok güzel hazırlanmış.Okurken sanki bir film izliyormuşcasına heyecanlandım. Emeğinize sağlık.Sevgi ve saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 24 Kasım 2011
Teşekkürler sevgili Rıza. Bir gün de senin İstanbullardan gelip de Ankaralarda çektiğin çileli üniversite yıllarının öyküsünü yazarım. Sevgiler.
-----------------------------------------------
ZEYNEL ÖZTÜRK - zeynelozturk29@hotmail.com - İstanbul - 22 Kasım 2011
bizim yazarlarımız bölümünde alim hocamın anılarını zevkle okuyorum. hocama teşekkür eder ellerinden öperim. cumhuriyetimizin en eski hocalarından niyazi hocamızın köyde özlem duydugumuz yenilikler başlıklı yazısını okudum. kırıntı köyünde dernek başkanlarının yaptıgı güzel işleri yazmış. ben de burdan hocamızın önünde saygıyla eğiliyorum. ali hocam Kırıntı'nın başları adlı hikayede bilmedigimiz bir cok konuyu buraya arşivleyerek bize burda bilgi sunduğun için sana da çok teşekkur ederim. burdan tüm öğretmenler günü olan 24 kasımdaki öğretmenler gününü kutluyorum. benim öğretmenlerim Durmuş Öztürk, Hidayet Öztürk, Ali Öztürk hocama da sevgilerimi gönderiyorum. değişik konuların olduğu karadorukaa benim için ayrı güzellik. burda bu siteye konular ekleyen herkese teşekkürler.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -22 Kasım 2011
Ben de ilgin için sana çok teşekkür ediyorum sevgili Zeynel. Ha... Unutmadan söyleyeyim, öykülerini bekliyorum. Aşağı mahalleden pek çok isim geçtiği için senin öykülerinin ayrı bir tadı var bana göre. Her mahalleden yazarımız olsa, o mahallelerin nice yitirdiğimiz insanı, öyküler sayesinde anılmış olur. İsterim ki sitede sadece bir iki mahallenin değil tüm mahallelerin eşit ağırlığı olsun. Sevgilerimle.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL-yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 21 Kasım 2011
Ali hoca, Atinalı Timon ve Kral Lear, ' Mizontrop ' kişiliğe sahip kişilerdir. Birerycidirler (indüvüalist) Hace Bekdaş, Yûnus Emre, Âhi Evran, Âşık Paşa v.s toplumcu kişiliğe sahiptir.Batının bizden öğreneceği ÇOOK şey var!? Herkese saygılar.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Kasım 2011
Öğrenmek çok önemli Yaşar bey, ama öğrenilenlerin yaşama geçirilmesi çok çok daha önemli. Senin önceki bazı yazılarında da vurgusunu yaptığın gibi öğrendiklerimizi kavramadığımız, sadece ezberlediğimiz gibi acı bir gerçekle karşı karşıyayız. Bektaş Veli'nin birbirinden güzel sözlerinin, öğütlerinin sadece minicik bir bölümü bile uygulasalar insanlar çok daha mutlu toplumsal ilişkiler oluşturabilirler.
Güzel yazıların için teşekkürler.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@mynet.com- Altınoluk - 18 Kasım 2011
Merhaba Ali dost. Durmuş Öğretmenin köyle ilgili yazısı bir karışıklıkla olsa gerek Serbest Yazı-GENEL bölümüne girmiş. Yazının duyurusu ise Serbest Yazılar-KÖY olarak duyurulmuş. Selamlar. Hoşça kal.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 18 Kasım 2011
Farkına varamadan yaptığım biçimsel yayın hatamı hemen düzelttim Muzaffer bey. İlginiz, duyarlılığınız ve dikkatiniz için çok teşekkür ederim.
Şu ana kadar hatalarımı bildiren pek çok arkadaş oldu; uyarıları, duyarlılıkları için onlara da bir kez daha teşekkür ediyorum. Görülen hataların bildirilmesini diğer dostlardan da rica ediyorum. Şimdiden teşekkürler.
----------------------------------------------
ALİM AYDOĞAN - karadorukaa@hotmail.com - Kırıntı Köyü - 14 Kasım 2011
Bizim yazarlarımız köşesinde köyle ilgili yazılarımı ALİ hoca yayınlıyor. Bilgi ve ilgilerinize saygıyla sunulur. Önemli olan KIRINTI köyümüzün yaşam koşularını anlatabilmek.
Yazılarımı beğenilerinize sunarım.
----------------------------------------------
YAKUP PİRDAL - kartal_yakup67@hotmail.com - İstanbul - 13 Kasım 2011
.... ali bey gerçekten çok ama çok teşekkür ediyorum bizim yitirdğimiz değerlere yer vermişssniz bu anlamda size yürekten bir kez daha tşk lerimizi borç biliyoruz artık el ele verip daha güzel günlere birlikte gideceğiz elimizdeki resimleri büyüklerimizdende rica edip sizlere ileteceğiz hoşçakalın şimdilik
.... abim ben elimdeki resimleri bi araştırayım eski olanlarıda sizinle paylaşacağım ama epeyce aramam gerekir o yüzden şimdiden bana kolay gelsin ilginize tşk ediyorum
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Kasım 2011
Fotoğrafları gönderdiğinizde memnuniyetle yayınlayacağım. İlginiz ve desteğiniz için çok teşekkür ederim Yakup bey. Sevgiler.
----------------------------------------------
SEFA ÖZTÜRK -ozturksefa@superonline.com - İstanbul - 12 Kasım 2011
Ali: Recebin İsmailinini araştırıp yazarak büyük bir kültürel hizmet verdin. Bizde geçmişi araştırıp günyüzüne çıkaran insan sayısı o kadar azki. İnan İsmailin yakınları bile senin bu yazdıklarının çoğunu bilmiyor. Buna şahidim, çünkü çoğunu tanırım ve bana İsmail hakkında sorular sorarlar. yazını desteklemek için yakında sana İsmailin soy ağacını göndereceğim. Hoşçakal.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 13 Kasım 2011
Haklısın. Kaldı ki bu, çok doğal. Parça bilgiler ancak bir araya geldiğinde bir bütünlük oluşturur, gerçek anlamını bulur. Bu da öyle oldu.
İsmail'in soyağacı mı? Gönderirsen en çok torunu Senem sevinir sanırım. Şimdiden teşekkürler.
-----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK- - Kırıntı Köyü - 12 Kasım 2011
Ali Bey, Size, konuk defteri iletişimi üzerinden, Recep'in Oğlu çalışmanızla ilgili düşüncelerimi yazıp göndermiştim, lakin sitede yazıyı göremedim. Acaba iletilerim siteye ulaşmıyor mu? Merak ediyorum.
Sevgilerimle. Durmuş Öztürk /12Kas.2o11
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 13 Kasım 2011
Dayıcığım, ne yazık ki Konuk Defteri, bazı mesajları göstermiyor. Daha önce pek çok kereler yazdığım gibi Mynet'e başvurdum ama sorun hâlâ çözülmedi. Hem sadece senin değil Konuk Defteri üzerinden siteye ulaşamayan daha pek çok mesaj gönderildi iletisi alıyorum. Bu fırsattan yararlanarak mesaj göndermekte zorluk çekenlere bir kez daha açıklamak istiyorum: Mesajlarınız Konuk Defteri'nden iletilmiyorsa Facebook ya da aliaydoganaa@hotmail.com adresimden gönderin lütfen.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ- esmakorkmaz.98@hotmail.com- Ankara-07 Kasım 2011
Merhaba Ali Hoca, hastane işlerinden fırsat bulup da bilgisayara bakınca gözüme Kırıntının başları türküsünün öyküsüne takıldı. Belki bana inanmayacaksın ama hep merak ettiğim bir anıya değinmişsin zaman zaman kafama takılırdı ama kimseye sormak da aklıma gelmezdi. Yalnız rahmetli annemden duyardım. Kızım, İsmail bambaşka biriydi, onu vurdular derdi. Anne neden vuruldu? Kim vurdu? demek aklıma gelmezdi. İsmail'in geçmişini okurken çok heyecanlandım. Bir kere okumaya başlamıştım. Okuyorum, okuyorum bitmiyor. Okudukça daha da heyecan içerisinde merakla okuyorum. Bir de baktım saat 21:00. Zaman hemen geçmiş. Bayram dolayısıyla da aramam gereken kişiler var. İsmail'in geçmişinden de kopamıyorum. Okudukça okuyasım geliyor. Yazı bittiğinde bir süre kendime gelemedim, eşkıya filmi izlemiş kadar hüzünlenmiştim. Sanki yazı okumamıştım bir eşkıya filmi izlemiştim. Filmin sonu da acıklı bitmişti. Ali Hoca sağol eline sağlık. Gerçekten çok güzel dile getirmişsin. Çok severek okudum. Merak ettiğim bir konuydu. Sonra emeklerini düşündüm. Çok emek vermişsin. O kadar yazıları yazmak kolay değil, sen kutluyorum. Teşekkür ederim, sağlıklı ol Ali Hoca.
YANIT-A.A.-aliaydogan@hotmail.com-Ankara-07 Kasım 2011
Öncelikle sana geçmiş olsun diyor, sağlıklar diliyorum. İsmail'in yaşam öyküsünü beğenmenden çok mutlu oldum. Çok teşekkürler. Sevgiler.
---------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL- yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 06 Kasım 2011
Ali hoca; 'Atinalı Timon' ile, 'Sulucakarahöyüklü Hacı Bektaş'ı karşılaştıran bir yazı gönderdim.Batıdaki kanaat önderleriyle, bizdeki kanaat önderlerinin kıyaslaması.Batıdan teknoloji alırken, ' çağla' bütünleşen geleneksel değer yargılarını koruyup, bu değer yarğılarının dinamiyle kalkınan, insânî değerleri toplumuna teşmil eden Japonya örneği ortada!? Biz de, batının bilim ve teknolojisini almalıyız ama, bizi biz yapan-toplumsal kişilik geliştiren, üretimi artıran-değerlerimize de--hace bektaş, yûnus,ahi evran felsefesi-dört elle sarılmalıyız.
YANIT-A.A.-aliaydogan@hotmail.com-Ankara-06 Kasım 2011
Teşekkürler Yaşar bey, en kısa zamanda yayınlayacağım. Beynine sağlık.
-----------------------------------------------
RAİFE ŞAHİN-yucelcansahin@hotmail.com- Ankara-05 Kasım 2011
Merhaba Ali bey!Sitendeki ismailin öyküsü beni çok etkiledi eline sağlık.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -Kasım 2011
Çok teşekkür ederim Raife hanım. E-Posta adresini kullandırdığı için de Yücel'e teşekkürler. Hepinize sevgilerimle.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@maynet.com-Altınoluk-04 Kasım 2011
Uzun dönemdir anılarını beklediğimiz emekli öğretmenlerden biri Karadorukaa ailesine, doğal olarak aramıza hoş geldin diyorum. Bir şeye ilk başlamak en zor iştir, ama başlayınca devam ettirmek kolaydır. Hele hele Alim Öğretmen gibi, anılarına çocukluktan başlamakla bizlere şu mesajı verdiğini düşünüyorum. Sizi çok beklettim ama işte geldim, sizlere daha onlarca anı yazacam. Sen yazarsan biz karadorukaa ailesi olarak zevkle okuruz. Tekrar hoş geldin Alim Öğretmen. Muzaffer BAL - Altınoluk
-----------------------------------------------
KEMALETTİN ÇAPRAZ - kemalettincapraz1956@hotmail.com-İstanbul-04 Kasım 2011
Ali bey sabırlı ve iyi niyetli çalışmanıza hayran olmamak mümkün değil. Siteniz adeta köylerimizin ortak sesi haline dönüşüyor. Kayacık'tan yitirdiklerimizi sitenizde görmek beni çok memnun etti. Çok teşekkürler. KAYACIK DERNEK BAŞKANI
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 04 Kasım 2011
Merhaba Kemalettin bey. Bu sitenin "ortak ses" olabildiği iddiasında değilim elbette, ama ortak sese/seslere gerek olduğu inancındayım. Tüm siteler birbirine yer verir, tanıtırsa, sitelerde paylaşılan fotoğraf, yazı gibi tüm dokümanlar üç köyün halkı tarafından da izlenme olanağı bulur. Böylece daha samimi duygular oluşabilir, tanışıklıklar artabilir, dostluklar pekişebilir. Bunu gerçekleştirebilmek için "ben" değil "biz" düşüncesinin hâkim olması gerekmektedir.
Kendimizi bildik bileli H.Bektaş Veli'nin "Bir olalım, iri olalım, diri olalım." sözünü duyarız; duymakla kalmaz her ortamda söyleriz. Hâlbuki önemli olan, ezbere söylemek değil, bilinçle uygulamaktır. Bunun içinse sözde değil, "özde sevgi" gerekir. Özde sevgi için yine başa dönerek diyebiliriz ki "ortak sesler" gerekir.
Desteğiniz için çok teşekkürler Kemalettin bey. Sevgiler.
----------------------------------------------
YAKUP PİRDAL-kartal_yakup67@hotmail.com-İstanbul - 03 Kasım 2011
sevgili canlar merhabalar olsun ben kayacıktan ehmalların oğlu rahmetli bektaş pirdal,ın oğluyum gerçekten bu sitedeki kaybettiğimz canları görünce gözlerim doldu bazılarını tanıyabildim ,şunu demek istiyorum kayaciklilar sites yönticimiz ismail çayolu ile istişareye girip kayacıktaki rahmetli canlarımızında bu güzel sitede yer almasını rica edelim ali abi ismaili arayabilirisn bu konuda .siteniz gerçekten çok güzel olmuş elleriniza sağlık eğer olabilirliği var ise bizlerinde resim atacağı bir sayfa açarsanız hem kırıntıdan hem kayacık ve yeniköyden resimler var elimde sizinle paylaşabilirm tabiki olursa :) bu arda yakup günel öğretmen sizin kuzeniniz oluyormuş sevgili öğretmenim yakup günelde kızım öğrencidir olağan üstü disiplini ile tüm çocuklara verdiği emeği gözlerimle görüyorum huzurunuzda saygı ile selamlıyorum öğretmenimi....kısacası üç pare köyün bütünlüğünü sağlayan bu sitelerin anlamı oldukça büyük elleriniz dert görmesin ali abim çok sağolunuz bol bol yazacağım artık ..:))
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -03 Kasım 2011
Merhaba Yakup bey. Beğeniniz ve iyi dilekleriz için bir kez daha teşekkür ederim.
Kırıntı, Yeniköy kadar Kayacık da bütünlüğümüzün bir parçasıdır. Siteyi ilk kurduğumda aslında Kayacıklılara yer vermiştim, önerdiğiniz biçimde Kayacıklı "Yitirdiklerimiz"in pek çok fotoğrafını yayınlamıştım. Bir kısım fotoğrafları kendim bulmuş, bir kısmını da İsmail beyden izin alarak onun sitesinden almıştım. Bir yıl kadar önce bu site kapanmıştı. Siteyi ikinci kez hazırladığımda Kayacıklılara ait fotoğraflara yer verememiştim. Çünkü Kayacıklı dostlarımız ilgilenmemişti. Değil bir fotoğraf göndermek, iki satır bir yazı bile yazılmamıştı. Yakup bey, takdir edersiniz ki görmezden gelinince kendimi zorlamanın bir gereği yoktu. Ama şimdi Tezcan beyin, Kemalettin beyin ve sizin ilgiliniz üzerine Kayacık'a büyük bir mutluluk duyarak yer vereceğim.
Göndereceğiniz fotoğraflara seve seve yer ayırırım. Ancak şunu açıklamak zorundayım. Bu site, basit yapılı bir site. Her bir fotoğrafı bin bir zahmetle ve çok zaman ayırarak yayına sokabiliyorum ancak. Üstelik yazıları yayınlarken epey bir bozukluk oluşuyor. Bozuklukları tek tek düzeltmek zorunda kalıyorum. Bu nedenle site dostlarına zaman zaman yaptığım ricayı size de yapmak zorundayım. Fotoğrafları bir anda değil de zaman zaman gönderirseniz... Diyelim ki "Bizim Yazarlarımız" sayfasına Kayacık'la ilgili anı öyküleri yazmaya karar verdiniz... Her bir anı öykünüzü kısa kısa tutar ve on onbeş günde bir teker teker gönderirseniz memnuniyetle yayınlarım.
Göndereceğimiz fotoğrafların içeriğine gelince: Bu siteyi incelediyseniz, günümüzde çekilmiş kişisel fotoğrafları yayınlamıyorum. Amacım, en az yirmi yıl öncesinde çekilmiş (tercihim siyah beyaz) fotoğraflara yer vererek geçmiş yaşamımızı fotoğraflar aracılığıyla gelecek kuşaklara aktarmaktır. "Bizim Yazarlarımız" sayfasının amacı da aynı. Köy dışındaki kişisel anılara yer vermiyorum. Yani Yakup bey, hep birlikte el ele vererek köylerimizin tarihini resim ve yazılı belgelerle oluşturalım diyorum.
Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------

YAKUP PİRDAL -kartal_yakup67@hotmail.com - İstanbul - 01 Kasım 2011
selam ben yakup ehmallrdan bu sitenin edını bilmiyordum bana bizim dernek başkanı söyledi ve heman bir yorum yapayım dedim ben incelik olsun diye demiyeceğim zira fakat bu site gerçekten çok güzel ellerinize sağlık artık sık sık burdayım şimdilik bu kadar yazıyorum dostlara selam olsun
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Kasım 2011
Merhaba Yakup Bey. Sizi "kayaciklilar.com" sitesindeki yorumlarınız nedeniyle tanıyorum zaten. Sizin sözünü ettiğiniz Pürk köyü konusunu araştırıyorum. Netleştirdiğimde ekleyeceğim.
Siteyi beğenmenizden onur duydum. İlginizden dolayı size de Kemalettin Beye de çok teşekkür ederim. Hepinize selamlar, mutluluklar.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL-yasargunel06@hotmail.com-Ankara-30 Ekim 2011
Ali hoca; bana göre, toplumumuzda sosyal bir problem olan anne- çocuk arasındaki,-- anenin bilinçsizliğinden kaynaklanan- asal bagların aşılamaması sorunu, bizde, kalburüstü adam çıkmamsının da başlıca âmillerinden biridir. Ebevyn- çocuk arasındaki bağımlılık ilişkisi, çocuğun özgün kişilik geliştirmesini engellemekte, çocuk annenin ve anne çevresinin düşünce ve davranış kalıplarını olduğu gibi içselleştirmekte, böylece de ortalığı bireyler değil, fertler doldurmaktadır. Ne yazık ki, kadınlarımız bireyleşecek, yaratıcı olacak çocuklarımızı kendisinin ve aile çevresinin yörüngesine sokarak, çocukları sosyalleştirdiklerini sanıyorlar. Bunun sonucu olarak da, kendine öz güveni olmayan, atılacağı her işte, ' yapabilir miyim, başara bilir miyim?' kaygıyı taşıyan, her daim çevresine bakıp hami arayışı içinde olan bir gençlik yetiştirilmektedir. Ne hazin! Herkese, 'Bizden , neden kalburüstü adam çıkmaz!? ' sorusunu sorarak 'fert ve birey ' konusunu düşünmelerini ve yazmalarını istirham ediyorum: Neden edebiyatçımız, bilim adamımız, felsefecimiz, tarihcimiz, araştırmacımız, devasa işlere imza atan iş adamlarımız yok?
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Ekim 2011
Ne diyelim, haklısın. Sanırım sorunun en güzel yanıtı yıllar önce Ankara'daki derneğimizin yayın organı olan Gelincik dergisinde Muzaffer Bal'ın yazdığı Kapalı Toplumlar yazısında veriliyordu. Meraklılar o sayıyı bulup okuyabilirler. Gerekirse yazıyı ileride yayınlayabiliriz.
-----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL-yasargunel06@hotmail.com-Ankara-28 Ekim 2011
Ali hoca, ' Nankör, kim? ' adlı bir yazı gönderdim. Birçok kişinin, sıradanbir olay olarak değerlendireceği, kanıksadığı bir trajediyi yazdım.Doğaya;insan, hayvan, bitki gibi geniş bir skaladan bakan Ali hoca, umarım, bu yazıyı kayda değer bulur, yayımlar. Saygılarımla
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 28 Ekim 2011
Merhaba Yaşar Bey. "Nankör Kim?" başlıklı yazında sergilediğin insancıklar ne yazık ki pek çok. Sıradan bir günde bile görür gözlerle çevremize bakındığımızda en azından bir iki tane bu tip normal olmayan insan ve yarattığı sıra dışı olayı görmek mümkün. Acı ama gerçek bu. Yazını okur okumaz hemen yayınladım.
Yazıyı kayda değer bulmam da ne demek? Yayına sokarken yazılar biçimsel olarak bozulduğu için kısa olsun istiyorum, hepsi bu. Bir de pratik olsun, kolay okunsun diye. Yoksa yazılarınızı içerik bakımından değerlendirmek haddime mi? Bana sadece teşekkür etmek düşer. Teşekkürler.
---------------------------------------------
ZÜLFÜ AYDOĞAN-z.aydogan64@hotmail.com-Ankara-27 Ekim 2011
Merhaba Ali Hocam 100 yıllık bir efsaneyi Kırıntının başları türküsünün kahramanın yaşam öyküsünü bizlere gerçek yönüyle aktarman zevkle okunur hale getirmiş.Eline,Beynine sağlıklar dilerim.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 27 Ekim 2011
Çok teşekkürler Zülfü, beğenmene sevindim. Muzaffer Bal veya Yakup Pirdal gibi duyarlı arkadaşlar, bir takım eksiklik, yanlışlık bildiriminde bulundular. Böylesi katkılarla öykü yenilenerek güncellenecek, böylece gittikçe daha da gelişecektir.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN-cayidecay@hotmail.com- Ankara-24 Ekim 2011
Sellerle ilgili,bir olayı (Sefa tır altında öyküsünde paylaşmıştım.1962 yılında olan selde Sedef Aydoğan sele kapılarak ölmüştü.Öykünün içerisinde kısaca değinmiştim,bu konuda benim yaşadığım ilginç bir olay vardı,onuda yazmayı düşünüyorum.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 24 Ekim 2011
Uzun aradan sonra merhaba Cemal bey. Sedef Aydoğan'ın sele kapılma olayını yazarsan benim gibi bilmeyenler öğrenmiş olur; bekliyoruz.
----------------------------------------------
HATUN AYDOGAN-hatun.ay@hotmail.com-Ankara-23 kim 2011
Merhabalar. Pınar Öztürk'ün sellerle ilgili yazısı ilgimi çekti. Benim sel ile ilgili bir anım var bir ara yazayım. Sanıyorum şahsen kendimin yaşadığı bu sel olayını Pınar okursa yazdıklarına merakına yardımcı olurum sanıyorum. Pınar'a çok teşekkürler.
----------------------------------------------
PINAR ÖZTÜRK-derinsu.su@live.com-Ankara-22 Ekim 2011
Bu sabah ailemle kahvaltı muhabeti yaparken konu sellerden açıldı. Onlarda ve tüm mahallede travmatik anılar yaratan bu durum hakkında daha fazla bilgi almak için internette arama yaptım ama bu konuda herhangi bir bilgiye ulaşamadım. Neredeyse şehir efsanesini andıran bir şekilde " Hava günlük güneşlikti, yağmur yağmıyordu, nereden geldiğini anlamadığımız bir sel bütün evleri kapladı" diyorlar. Üstelik yakın civarda buna neden olabilecek, göl, baraj vb. de yokmuş. Bu olayları yaşayanlar, duyanlar konuya yönelik bilgi ve anılarını paylaşırlarsa belki de tarihi bir kaynak oluştururuz.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 22 Ekim 2011
Hiç aklıma gelmeyen bir ayrıntıya değinmişsin Pınar. Gerçekten de ilginç. Şimdi düşünüyorum da (sayende tabi), "Bizim Yazarlarımız" sayfasında 205 köy anısı yayınlandı. Ben de dâhil hiç birimiz sellerle ilgili bir anı yazmamışız. (Ya da yazıldı da gözümden mi kaçtı bilmem?) Gerek site yazarlarının, gerekse okuyucularımızın köylerimizdeki sellerle ilgili anıları var olabilir. Yazarlarsa senin uyarın sayesinde bir açığımızı kapatmış oluruz. Tekrar teşekkürler. Sevgiler. (Ha, dur dur! Annenin öyküleri, boynu bükük biçimde çoğalmayı bekliyor. Annen anlatabilir, sen yazabilirsin. Böylece Sözden Yazıya sayfasının içeriğini zenginleştirmiş oluruz.)
----------------------------------------------
MUSTAFA KIRBAŞ-mstfkrbs@hotmail.com-Ankara-21 Ekim 2011
Ali hocam siteyi çok güzel hazırlamışsın.Çok sade bir site ama çeşidi çok.En çokta kültürel hizmetini beğendim. Yazılar çok anlamlı yazanları yürekten tebrik ediyorum.Bizim sitelerimizdede böyle sayfalar açılmasını teklif edecem. Saygılar hocam.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21Ekim 2011
Çok teşekkürler Mustafa bey. Site, eğer bir başka siteye örnek gösterilecek durumdaysa bundan büyük mutluluk duyarım. Sevgiler.
-----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@mynet.com-Altınoluk-19 Ekim 2011
Aziz kurşun atalım / Taş ardına yatalım / Ata ata yoruldum / Sağ gözümden vuruldum --- Aziz haydi kaçalım / Abdallı'dan geçelim / Askere tutulmadan / Şu kıranı aşalım
Recep'in İsmail'ini anlatan şahısların gözden kaçırdığı iki kıta var ki o mısralar çok önemli. Bu yukarıya aldığım iki kıtadan çıkan sonuç, İsmail jandarma tarafından sarıldığı ve vurulduğu zaman tek olmadığı anlaşılıyor. Yanında Can yoldaşı Aziz vardır. Peki, bu Aziz kimdir: Aziz Yeniköy'den, Şefeliler den (Yeniköylü Şefelliler) Elyaz (Bekir Şahintaş'ın) kardeşi veya abisi. İstanbul'a gidince Aziz'in amcasının oğlu olan Nadim Şahintaş'tan daha geniş bilgi alırsam, o bilgileri de paylaşacağım.
Recep'in İsmail'i hakkında duyumları, bilgileri olan Kayacıklılar-Kırıntılar ve Yeniköylülerden (karadorukaa) sitesine yazarsa bir asırlık tarihi olayı ortaya daha doğruya yakın çıkarmış oluruz. Muzaffer Bal - Altınoluk
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Ekim 2011
Yaptığınız açıklamalar için teşekkürler Muzaffer bey. İsmail'in o gün iki kişi olduğuna dair hiçbir anı ve anlatım yoktur ama sözünü ettiğiniz dizeler dikkat çekici. Evet, dizelere bakılırsa iki kişi olmaları gerek. Bu konuyu biraz daha araştırmak gerek gerçekten.
Ancak olayın diğer boyutundan da bakmak gerek tabi. Pir Sultan, Yunus Emre gibi kitaplarımı yazarken ön araştırmalar sırasında epey şaşkınlıklar yaşamıştım yıllar önce. Bu büyük insanlar için bile elde yeterli yazılı anlatım ve kanıta dayalı bilgi yoktu. Çoğu bilgileri şiirlerden ve söylencelerden elde edebiliyoruz. Bir Sultan takma adını kullanan yedi civarında halk ozanı olduğu söylenmektedir. Şiirlerden hangisinin gerçek Pir Sultan'a ait olduğunu ayırt etmesi takdir edersiniz ki çok zor. Şimdi de durum öyle. Bu dörtlüklerden hangileri Gaga İbrahim'e ait, hangileri daha sonra halkımız tarafından eklenmiştir bunu belirlemek çok güç. En doğru yöntem, söylediğiniz gibi Yeniköy'deki kaynak kişilere başvurmak, Aziz'in ölümü hakkında bilgi almak.
İlginiz, desteğiniz için çok teşekkür ederim Muzaffer bey.
----------------------------------------------

KEMAL AYDOĞAN -kamilaydogan55@yahoo.com-İstanbul-19 Ekim 2011
Ali arkadaş dün iş yerinde gece nöbetinde ne yapayım neyle meşgul olup vakit geçireyim derken siteye girip senin yeni yazdığını bildiğim fakat henüz okuyamadığım İsmail'in öyküsünü okuyayım dedim.Bilgisayarda ilgili bölüme baktığımda yazının çok uzun olduğunu gördüm.Ekrana bakarak okumanın çok zor olacağını anladığımdan yazıyı kağıda döküp öyle okunmayı düşündüm. Print işlemi bittiğinde 42 sayfalık bir kitap oluşmuş oldu.
Başladım okumaya,daha birinci sayfanın sonuna gelmemiştimki kendimi zaman makinası ile yüz yıl geriye gitmiş ve İsmail'le birlikte yaşamaya başlamış gibi hissettim.Bu etkilenmeyi bir rüya olarak kabul edersek, bu rüya 42. sayfanın sonuna kadar devam etti. Gerçekten büyük emek verilmiş.
Akıcı,canlı ve etkileyici olmasının yanısıra ancak bir usta tarafından böyle bir olay yazıya bu kadar başarılı olarak dökülebilir.
Tebrikmi etsem teşekkürmü etsem bilemiyorum, her ikisinide kabul et. Sevgi ve saygılar. Kemal AYDOĞAN
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Ekim 2011
Merhaba Kemal'cığım, sitenin en çok sevdiğim yönlerinden biri, seninle ve diğer birçok dostla başka bir platformda buluşmamızı sağlıyor olması. Sayende öykünün 42 sayfa olduğunu öğrendim. Zaman makinesi benzetmen çok hoş doğrusu; öykü böyle bir görev yerine getirebildiyse ne mutlu bana. Benden de sevgiler.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL-yasargunel06@hotmail.com-Ankara-18 Ekim 2011
Ali hoca, bir yazı gönderdim. Uygun görürsen yayımla. '' Kırıntı'nın Başları '' türküsün kahramanı olan İsmail'in biyoğrafisini '' roman '' tarzında yazmak, bir misyonun oldu: ''kaçamak yok! '' Kırıntı'yı insanıyla, doğasıyla epeyce tanıdığına, yazı alanında da yeteri derecede deneyimin olduğuna göre, bu metni, zaman içerisinde okuyanlardan sana akacak olan bilgiler doğrultusunda, -bir biyoğrafik roman - yazman şart oldu /olacak. Zamanım yok! Zor bir iş! Yeterli veri yok! gibi savunma mekanizmalarını -ben kendi adıma- kabul etmeyiz. Bir iki günde böyle bir şey beklemiyoruz. Zamana yay, yaz! Ben de, bir arkadaş olarak, metin taslaklarını -istersen- okuyup elimden gelen katkıyı sağlarım. Site dostlarına müdâvimlerine saygılar.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 18 Ekim 2011
"Kendine ve Çevresine Yabancılaşmak" başlıklı yazını ilgiyle okudum. Gerçekten de bir çok insanımız bu durumdadır. Ankara'da yaşayıp da Anıtkabir'i görmeyen insanlar biliyorum.
Haklısın, kendine ve çevresine yabancılaşan, duyarsızlaşan insanlar, öz yaşamıyla oynayan, yazgısını belirleyen hatta karartan insanlara da duyarsız davranır. Bunun sonucunda dünya haksızların egemenliğine geçer. Aslında zaten öyle, egemenlik daha da pekişir yani.
Roman konusuna gelince; gün ola harman dola. Bakalım zaman ne gösterecek. Güç veren, yönlendiren zorlaman için teşekkür ederim. Sevgiler.
----------------------------------------------
TEZCAN ÇAYOĞLU-gencemlaktezcan@gmail.com-İstanbul-18 Ekim 2011
Sevgili Ali abi siteyi her zaman takip etmeye çalışıyorum. Araştırmalarını ve yazı dilini çok beğendiğimi söylemek istiyorum. Özellikle son eklediğin ismailin hayatını büyük bir zevkle ve iştahla okuduğumu özellikle belirtmek isterim. Bu tür yazıların devamını büyük bir merakla beklediğimi söylemek istedim.teşekkürler
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 18 Ekim 2011
Gittikçe bozulan, bencilleşen, hep başkalarından hizmet bekleyen dünyamızda toplumda koşuşturan insanların varlığı, karamsarlaşan yüreklerimize umut aşılıyor, canlılık veriyor sevgili Tezcan kardeşim. Yıllardır koşuşturmalarını ve çevrene verdiğin hizmetleri yakından izliyor, beyinsel enerjinin hiç bitmemesini diliyorum.
Mesajın beni çok mutlu etti. Yazı dilimi beğeniyor olman, yazma isteğime yeni bir güç kattı. Çok teşekkür ediyorum. Umarım İsmail ile ilgili yeni anılar yakalayabilirim de öyküyü biraz daha genişleterek kitaplaştırabiliriz. Yine görüşmek üzere. Sevgiler. Kolaylıklar.
----------------------------------------------
YENER AYDOĞAN-yeneraydogan@hotmail.com- İstanbul-18 Ekim 2011
Selam:) bir Ali Aydoğan klasiğini daha onur ve gururla okumanın keyfini yaşattığın için teşekkürlerimi sunuyorum.Çok başarılı,emeğe sonsuz saygı duyulacak muhteşem bir çalışma.Çok özel ve anlamlı noktalara değinilmiş insanın etkilenmemesi mümkün değil.İsmailin hayatını zengin betimlemelerle biz okurlarına anlatmışın okurken her anınında İsmailin yanındaydım :)Ne diyeyim yüreğine sağlık. Tekrardan Teşekkürler...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 18 Ekim 2011
"Ali Aydoğan klasiği" ha! Koltuklarım epeyce kabardı. Bana torpil geçtiğini bilmesem kendimi bir şey sanmaya başlayacağım. :))
Şaka bir yana. Yazdığın her bir tümce beni onurlandırdı. Laf aramızda, sana bir şey diyeyim mi? Şu yazdıklarına bakıyorum da sende potansiyel yazma yeteneği görüyorum. Bizim Yazarlarımız ya da Serbest Yazı sayfalarına yazmayı dener misin? Denediğinde eminim ki ortaya güzel yazılar çıkacaktır. Bizim Yazarlar sayfasındaki yazarlarımızın büyük bölümü ilk kez yazmayı deneyen insanlar. Tümü de harika yazıyorlar. Senin kimden neyin eksik? Sık dişini ve göster kendini. :)) Diyeceksin ki herkese yazma önerisinde bulunuyorsun. N'aparsın, emekli de olsak öğretmenlik dürtüsü yakamızı bırakmıyor ki. Umarım böylesi isteklerimde insanlar beni hoş görür.
Hepinize selam ve sevgiler; ama Beray'cığıma özel sevgilerimi gönderiyor, ayrıca öpüyorum.
----------------------------------------------
İSMAİL AYDOĞAN- yayla5829@hotmail.com -Ankara-18 Ekim 2011
Kırıntı'nın başları gerçekten çok sevdiğim bir türküdür. Ama türkü hakkında en ufacık bilgim olamadığı gibi kahramanlığına çok merak etmişimdir. Bu konuda beni ve benim gibileri aydınlattığın için içten bir teşekkür etmeyi kandime bir borç biliyorum. Kırıntı'nın başları ile ilgili yazmış olduğunuz yazılarınızı bir solukta okudum çok beğendim. Zahmetli bir araştırma yaparak bu bilgileri bize aktardığınıza hiç şüphe yok. Yazılarınızı okuduktan sonra vay be köyümüzün geçmişinde ne kahramanlar çıkmışta ne olaylar olmuşta hiç haberimiz olmamış diyebildim kendi kendime. Aklımın köşesine şöyle bir sey yerleşiverdi bu öyküyü okuduktan sonra. Acaba köyümüzün geçmişinde yaşanmış günümüze kadar ulaşamamış gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen nice olaylar, anılar vardır kim bilir. Kısaca bu çalışmanızın karşısında şapka çıkarıyorum Ali Bey. Başarılarınızın devamı diliyorum.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 18 Ekim 2011
Merhaba İsmail Bey. Senin yukarıda değindiğin konular nedeniyle Bizim Yazarlarımız sayfası doğmuştu. İnsanlarımız yazmaya başlarsa gün yüzüne çıkmayı bekleyen nice anılar okuyucularla paylaşılır diye umuyordum. Öyle de oldu. Şahsen kendim köyümüzün geçmişiyle ilgili birçok olay hakkında gönderilen anılar sayesinde bilgi sahibi oldum. Senin yazdığın yazılar da güzeldi. Devamını göndereceğini umuyorum. / Zahmet edip uzun bir mesaj yazmışsın. Çok teşekkür ederim. Dostça kal.
----------------------------------------------

HATUN AYDOĞAN-hatun.ay@hotmail.com-Ankara- 17 Ekim 2011
Merhabalar....Bugün site'ye girdiğimde konuk defterindeki mesajları okudum...Efsane isim Recebin İsmailine ait yeni bilgiler öğrendim....İsmail'n Kayacıklı Seher ablanın amcası olduğunu bimiyordum Ceylani'nin yazısını okuyunca böylece öğrenmiş oldum....Sanıyorum 2009 yazıydı bende köydeydim ve bir gün babamdan duydumki İsmailin torunları gelmiş ve karşıda,Gavrazlı damı yoksa Şefelli demi iyice bilemiyorum Kur'an okutmuşlar ve Kuran'dan sonra hepimizi yıllarca severek dinlediğimiz "Kırıntı'nın Başları" adlı ağıtı bilmiyorum hangi sesten bütün köye dinlettiler bende evden duymuştum o gün...Tam o sırada da Ekmekçi arabası oradaymış ..Celal amca ekmekçi'ye demişki sanıyorum adı Mahmut .."Bak biz Kuran okutup türkü çalmıyoruz Biz Alevileri yanlış algılama bu özel bir durum Kuran okutulan kişinin adına bir ağıt yakılmıştı anısına bu ağıtı çaldık demiş..." Bu ayrıntıyı da burada paylaşmak istedim benim çok hoşuma gitmişti....Ali Hoca tekrar eline koluna sağlık...Recebin İsmail'inin Türküsünün hikayesini okumak öğrenmek bizleri mutlu etti sağolasın varolasın....Teşekkürler saygılar...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 17 Ekim 2011
Aslında bu anlattığın olaydan Celal amca söz etmişti. Ne yazık ki ekmekçiye yaptığı açıklamayı eklemeyi unutmuşum. İlk fırsatta eklerim.
Hiç bitmeyen duyarlılığın ve yazılarınla vermiş olduğun önemli destek için sana minnettarım Hatun hanım; çok teşekkürler.
----------------------------------------------
NAKİ ÖZTÜRK-ozturkna@mynet.com-İstanbul-17 Ekim 2011
sevgili ali abim böyle güzellikler yüzünden bugün yemeğe bile gidemedim beni aç bıraktın kırıntı türküsünün hikayesini okumaktan dışarı çıkamadım çok güzel ve emek taşıyan sürükleyici bir anlatım olmuş hep merak edrdim bir solukta okudum çoook teşekkürler
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-17 Ekim 2011
Sevgili Naki'ciğim, mesajını okuyunca düşündüm de; ya, Kırıntı'nın Başları öyküsünü kısa yazmalıydım, ya da senin yemek saatin uzun olmalıydı. Hangisini tercih ederdin? Şaka bir yana... Benden de sana çoook teşekkürler.
Naki, sahi sen beyni fıldır fıldır çalışan bir gençsin. Çeşitli düşüncelerini Serbest Yazı-KÖY veya GENEL sayfaları üzerinden neden okuyucularla paylaşmıyorsun? Haydi bakalım ilk güç "tuu!"su benden. Sevgiler.
----------------------------------------------
KEMALETTİN ÇAPRAZ -kemalettincapraz1956@hotmail.com - İstanbul-16 Ekim 2011
Sitenizden ne yazıkki yeni haberdar oldum.Büyük emek vererek güzel bir site yapmışsısz. Her ne kadar tanışmıyor olsakta sıtenizin her zaman takipcisi olacağım. saygılar sunuyorum. KAYACIK DERNEK BAŞKANI
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 16 Ekim 2011
Merhaba Kemalettin Bey, mesaj gönderme inceliğinde bulunup beğeninizi belirtmişsiniz, çok sevindim. Takip edeceğinizi söylemek de ayrıca güç verdi bana.
Kırıntı, Yeniköy ve Kayacık köylerine bir bütün olarak bakıyorum ben. Her birinin kendi bünyesinde hazırlanan tüm yerel siteler benim için anlamlıdır, değerlidir. Bu nedenle kendi sitemde diğer köylerin sitelerine de yer verdim. İnsanlarımızın benim siteye girince diğer sitelere de kolayca geçiş yapabilmelerini istiyordum. Ki, birçok kişinin benim siteye girerek kolayca örneğin "kayaciklilar.com" sitesine geçiş yaptığını biliyorum, bundan mutlu oluyorum. Keşke diğer tüm siteler de birbirinin linkini verseler. Neyse ki bazıları bunu yapıyor. Tüm siteler herkes tarafından bilinse. Tüm bilgiler, belgeler herkese ulaşsa fena mı olur?
Çalışmalarınızı yakından izliyoruz Kemalettin bey. Kayacıklıların birlikteliği, dayanışması gerçekten gurur verici. İsmail Çayoğlu arkadaşımız da sitesini kurduğundan beri derneğinizin yayın organıymışçasına özverili çabalarla derneğinize desteğini esirgemiyor; bu çok iyi bir şey.
Hepinizi kutluyor, çalışmalarınızın devamını diliyorum.
--------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@maynet.com- Altınoluk - 16 Ekim 2011
Candan kutluyorum seni Ali dost, hepimizin aklından geçip, ama bir türlü yazmaya cesaret edemediğimiz bir ağıtın kahramanını araştırıp yazıya geçirerek, bana göre, tarihi bir görevi yerine getirdin. Ellerine ve yüreğine sağlık. Yazıyı tam okuyamadım, okuyunca görüşlerimi daha geniş yazmayı düşünüyorum. Tekrar tekrar kutluyor ve kıskanıyorum. muzaffer bal - Altınoluk
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 16 Ekim 2011
Evet Muzaffer bey, bu türkünün öyküleştirilmesi benim de yıllardır amacımdı. Hatta üç beş yıl önce bir yayınevine özgün kitaplar yazarken yayınevinin sahibine bu türkümüzün öyküsünden bilebildiğim kadarıyla söz etmiş, diğer kitapların arasında Kırıntı'nın Başları diye bir kitap çıkarmak istediğimi söylemiştim. Razı olmuştu ama ne yazık ki öykü hakkında bilgi edinebileceğim kaynak kişilere ulaşamamıştım. Şimdilik ortaya böyle bir öykü çıktı. İleride biraz daha ayrıntı elde edebilir de öyküyü genişletebilirsem kitaba dönüştürebilirim.
Yorumun için çok teşekkür ederim. Ayrıntılı görüşlerini merakla bekliyorum. Dostça kal.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.com - Ankara - 15 Ekim 2011
Sayın, Ali Hocam, sayın site takipcileri siteye yazı yazmıyorum diye siteyi takip etmiyorum sanmayın. Günlük olmasada iki günde bir mutlaka yeni yazılanları okuyorum. Okuduklarıma eleştirilerimi yazmayışımın eksikligim olduğunun farkındayım.
Fakat Ali hocamın RECEBİN OĞLU İSMAİL in yaşam öyküsünü okuyunca yazamadan edemedim. Bu yazı hakkında konuk defterine yazılanlan güzel eleştirilere katılıyorum. Kulaktan kulağa duydugumuz olayları bir birine bağlayamıyorduk. Sadece Halilin bir Arnavut asker tarafından yok yere vuruldugunu, her iki köyün bu ölüme çok üzüldüğünü ve halile bir kısmını bildiğimiz bir agıtın yakıldığı idi.
Bu yazıyla içimizdeki bir cesur yürek i yakından tanıdık. Yazıyı okurken hem duygulandım hem gururlandım. Yaşar Kemalin İnce Mehmet romanını okur gibiydim. Eline saglık, çok çok teşekkür ediyorum. Saygılarımla MUHARREM AYDIN
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Ekim 2011
Epeyce bir aradan sonra yeniden merhaba Muharrem Bey. İsmail'in öyküsünü keyifle okuman beni mutlu etti. Çok teşekkür ederim. Ben de / bizler de senin güzel öykülerini zevkle okuyorduk. Epeydir yoksun kaldık öykülerinden. Bekleriz. Sevgiler.
----------------------------------------------
AYSEL ÖZTÜRK - aysel_oeztuerk@hotmail.de-Almanya-15 Ekim 2011
Selam Ali Abi. Su anda takip edilecek tek sayfa karadoruk sayfasi. Bunu tüm samimiyetliyimle söylüyorum. Hergün 2 dakkikada olsa takip ederim . Ellerine Saglik Ali Abi.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Ekim 2011
Çok teşekkür ediyorum sevgili Aysel. İzlemekle kalmayıp düşünceni yazmana çok memnun oldum. Sana ve tüm aileye sevgilerimle.
---------------------------------------------
MUSTAFA AYDIN - musti1538@yahoo.com- Ankara-15 Ekim 2011
Ali hocam Doruktepe yazınıza yorum yapacaktım ancak serbest yazı köşesinde yazacağım yeri göremedim. Buraya yazıyorum. Bu sene şenliğe ben de bir Yeniköylü olarak katıldım. Coğrafi olarak güzel olan bölge, insanların bazı hatalı davranışları ve eksiklikleri nedeniyle eğlence değil can sıkıcı bir durum oluşturmakta. Umarım kısa bir zamanda oradaki yanlışlar düzeltilip, eksikler giderilir ve o eski büyük şenliklere dönüşür. Ne yalan söyleyeyim o geleneksel davul zurnamız bile yoktu. Köy insanı hatta bizler ne için çıkarız oraya? Bir düşünülmeli. Site için teşekkürler.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Ekim 2011
Merhaba Mustafa Bey, evet birçok kez değinildiği gibi şenlik yerimizde içe sinmeyen bir şeyler var, zamanla bu sorunların aşılacağına inanıyorum. Yeter ki konu rahatça, serbestçe, hoşgörü çerçevesi içinde ele alınıp değerlendirilsin. Ben de sana çok teşekkür ediyorum sevgili öğretmenim. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
CEYLANİ ÖZTÜRK -ceylani.ozturk@gmail.com- Ashgabat/Turkmenistan-15 Ekim 2011
Sevgili Ali Hocam, İrecebin İsmail'i bizim dedemiz olan İrecebin Şükrüsünün (nam-i diger Gosik) ağabeyidir. Bizlere anlatılanlar ve duyduklarımız , Gosik ile İrecebin İsmailinin aynı davranış tabiatında oldukları ve birbirlerine cok benzedikleridir (karakter olarak). İsin gerçeği dedem de boyut olarak aynı senin anlattıkların gibi idi.
Şükrü dedemle beraber yasadıgım dönemlerde ben de oluşan izlenim ve onun bizlere genel olarak yaklaşımlarında , hareketlerinde, söylemlerinde , inancında (koyu bir Alevi gönüldaşıdır). Bagışışlarında biz torunlar olarak hep İrecebin İsmailinin kardeşi diye gülümserdik.
Ve hocam senin muhtesem sekilde böyle bir efsaneyi, kulaktan kulağa anlatimlardan yazıya dönüştürmedeki becerin beni çok mutlu etmiştir. İrecebin İsmailinin yaşam kesitlerini okurken , Sükrü dedemin bende bıraktığı izlenimlerle ne kadarda örtüştüğünü düşündüm. İnsancıllığı , anında asıp kesmesi, sevecenliği.
Zannetmeyin ki renkler sadece siyah ve beyaz, ara renkleri de doya doya yaşayan ve yaşatan. Bunu çevresine dolu dolu hissettiren bir ruh hâli dolayısı ile ağabeyinde de olduğu kesin ki, senin de belirttiğin gibi bir asırdır efsane olarak devam etmektedir. Ve İrecebin İsmailinin ne kadar muhteşem bir insan olabileceğini tekrar tekrar gözümün önüne getirdim.
Sağolasın Ali Hocam , bunu bizlere yaSattığın için eline sağlık. Ceylani ÖZTÜRK - Ashgabat/Turkmenistan
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Ekim 2011
Merhaba Ceylani Kardeşim,
İsmail'in akrabalarının yorumu bu öyküye can verme yönünden çok önemliydi. Bu açıklamalarınla gerçekten de can verdin. Bizim için yüz yıllık bir söylence/efsane olan bir yaşam kahramanının ayaklarını yere bastırdın. Şükrü dedeni sen tanıyordun, Açıklamalarınla onun bıraktığı izlenimleri biz öğrenmiş olduk, yaptığın gibi İsmail'le de bağdaştırınca İsmail soyuttan sıyrılıp beyinlerimizde somuta dönüştü. Çok teşekkür ederim. Sevgilerimle.

HATUN AYDOĞAN-hatun.ay@hotmail.com-Ankara- 15 Ekim 2011
Merhaba Site Dostları Merhaba Ali Hoca....Sanıyorum 8-9 yıl kadar oluyor köye gitmiştim...Bir gün Alim Aydoğan (Amcam) la sohbet ederken bana İsmail'in Türküsünün kahramanı İSMAİL'in yaşam öyküsünü araştırarak bir kitap yazacağını söylemişti.Bu haber beni merakımdan olacak çok heyecanlandırmıştı. Sonra yıllar birbirini kovaladı hangi nedenlerden dolayı amcam bu isteğini gerçekleştiremedi bilemiyorum . Yıllardır hep merak ettiğim İsmail'in Türküsünün kahramanının hayatına dair babamdan da bazı kesitler duymuştum. Ali Hoca'nın Emek vererek yazdığı ve çoğumuzun merak ettiği bu güzel mert insanın yaşam öyküsünü derleyerek, araştırarak bizlere sunan Ali Hoca'ya binlerce teşekkürü bir borç biliyorum. Kırıntı'nın güzel coğrafyasında yaşanan bu etkileyici dramatik yaşam öyküsü beni çok etkiledi doğrusu. Receb'in İsmail'ine yakılan "Kırıntının Başları" adlı ağıt da insanlarımızı nasıl etkilediğinin en güzel kanıtı. İsmail'in yaşam öyküsünü büyük bir merakla zevkle okumamı, öğrenmemi sağlayan Ali Hoca'ya şahsım adına çok teşekkür ediyorum. Eline,kalemine,yüreğine sağlık...Ali Hoca ,Veli Hoca...... Saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Ekim 2011
Valla Hatun hanım ne yalan söyleyeyim, yazarken biraz gerilim içindeydim. Başarabilecek miydim acaba? Sonuçta elde kısa kısa anlatılan birkaç anı vardı sadece. Bu anıları üs üste yazsam öykü, parmak çocuk boyunu geçmeyecekti. Sonunda anıları mantık çerçevesinde genişletmeye karar verdim. Olabilirlik olasılığının dışına çıkmamaya özen gösterdim. İsmail, jandarmadan kaçarken neden Petekliğin Kıranı'na gitmedi diye düşündüm. Kendimi onun yerine koyup yanıt aradım. Vuran jandarmanın yerine de koydum. Empati yapınca bir asır önce neler yaşandığını hisseder gibi oldum. Bitirince boydan boya defalarca okudum. Görücüye çıkarınca (!) rezil olmak da vardı işin içinde. Tekrar tekrar okuyunca mantıksız bir yön göremedim. Yetinmedim, telefonda Celal Öztürk amcaya Seher Abla'ya da kısa kısa bölümler okudum. Çok beğendiler, mantıklı buldular. Duyduğumuz gibi dediler. Yetinmedim, İsmail'in kızının kızı olan Senem'e de telefonda birkaç bölüm okudum. O da çok beğenince, hatta duygulanıp ağlamaklı olunca yayınlama konusunda kendime güvenim geldi ve yayınladım. Yine de gergindim. Acaba tepkiler nasıl olacaktı? Palavra sıkmışsın mı denecekti yoksa beğenilecek miydi? Yayınlanır yayınlanmaz Engin Öztürk'ten (Şiran web yapmcısı) telefon geldi. Çok heyecanlıydı, içten bir tavırla beğenilerini dile getirdi. Rahatlamıştım. Daha sonra başka telefonlar ve mesajlar da alınca doğru bir iş yaptığıma inancım pekişti. Bu rahatlamayı sağlayan Engin'e, sana ve ilgi gösterip düşüncelerini yazan diğer tüm dostlara çok teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar, sevgiler. A.A.
----------------------------------------------
ERCAN KARA - n73kara@mynet.com- Ankara-14 Ekim 2011
Ali abi merhaba.ismaili anlatan çalışman için için teşekkür ederim eline emeğine sağlık.bir roman tadında yazmışsın çok etkilendiğimi belirtmek istiyorum..yeniköyden Ercan Kara ben.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Ekim 2011
Roman tadında ha! Bu tanımlaman çok hoşuma gitti sevgili Ercan; öyküyü hazırlarken epeyce yoruldum ama değmiş demek ki. Teşekkürler, sevgiler.
----------------------------------
ZEYNEL ÖZTÜRK -zeynelozturk29@hotmail.com - İstanbul-14 Ekim 2011
sayın hocam kırıntının başları başlıklı türkünün öyküsünü okurken duygulanmadım desem yalan olur. hep bu türküyü söyleyerek büyüyen biri olarak türkünün hikayesinide şimdi ögrenmem dahada türküyü güzelleştirdi. sayende burda güzel konular güzel başlıklarla adeta köyü ayagımıza getiriyorsun. sonsuz teşekkurler.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Ekim 2011
Sevgili Zeynel, köyümüz halkı arasında ortak duygular yaratan bu türkünün (ağıtın) öyküsünü yazmak yıllardır hayalimdi. Bazı anılar daha gönderilir de öyküyü biraz daha genişletebilirsem, derneklerimiz bünyesinde bir kitabını bile çıkarabiliriz ileride. Neden olmasın? Güzel sözlerin için teşekkürler.

FATMA ÖZTÜRK - fatma.fozturk@gmail.com- ? - 14 Ekim 2011
Merhaba; Ali bey dehalar yaratmışsınız. Bu sitede korunması gereken çok büyük hazineler görüyorum. Her bir sayfası muhteşem olmuş. Bu hazineden yararlanmamızı sağladığın için sana teşekkür ediyor, eline koluna sağlık diyorum. Şimdilik hoşça kalın, sık sık ziyaretinizde olacağım.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Ekim 2011
Merhaba Fatma hanım. Övgülü sözleriniz için çok teşekkür ederim. Site, zamanımı alıyor, uğraştırıyor. Hele Kırıntı'nın Başları öyküsü beni çok zorladı, yordu. Ne mutlu ki sizin gibi duyarlı dostların mesajları yorgunluğu üfürüp yok ettiği gibi yepyeni bir güç veriyor. Tekrar teşekkürler. Sevgiler.
(Bu arada... Tanıdığım pek çok Fatma Öztürk var, hangisi olduğunuzu anlayamadım. Sakıncası yoksa kendinizi tanıtmanız mümkün mü?)
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com -Ankara -12 Ekim 2011
Ali hoca, bir yazı gönderdim. Uygun görürsen yayımla:fesbuk, mesaj iletisi üzerinden. Saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Ekim 2011
Merhaba Yaşar Bey. Gönderdiğin yazı içerik ve verdiği mesaj olarak gerçekten çok değerli. Ama üzülerek söyleyeyim, hoş görüne sığınarak yazıyı yayınlayamayacağımı bildirmek zorundayım. Birinci nedeni çok uzun oluşu. İkinci nedeni noktalama işaretlerinin fazlalığı. Biliyorsun, yazıları yayına soktuğumda bazı noktalama işaretleri bozuluyor, teker teker düzeltmek zorunda kalıyorum. Yazılarını kısaltarak, noktalama işaretlerinden tırnak, kesme, üç nokta gibi işaretleri en aza indirerek yazarsan beni çok rahatlatırsın. Bu açıklamayı yazarken rahatım, çünkü beni hoş göreceğini biliyorum. Sevgilerimle.
---------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN-hatun_ay@hotmail.com-Ankara-11 Ekim 2011
Bizim Yazarlarımız bölümüne anı-öyküsüyle yeni katılan Zeynel Öztürk arkadaşımıza öncelikle hoş geldin diyorum. Kız Kaçırma Kandırmacası adlı hikayesini okudum. Pek çok Kırıntı anı-öyküsünde olduğu gibi bu yaşanmış anı da gözümde canlandı, beni oralara götürdü, gülümsetti. Zeynel Öztürk arkadaşımıza teşekkür eder,eline sağlık diyorum. Nice güzel hikayelerde buluşmak üzere sevgi ve saygılarımla.
----------------------------------------------
ZEYNEL ÖZTÜRK- zeynelozturk29@hotmail.com- İstanbul - 11 Ekim 2011
Sayın Ali hocam, Hatun Aydoğan ablamızın yazdıgı yazıya karşılık yazı yazmadım. Bende Hatun ablamızla hemfikirim. Herkes çamların altını sahiplenmiş. Herkes dilediği gibi bir oturma yeri yapmış. Dışardan gelen köylüleri o masadan öbür masaya devamlı kaldırdılar. Kendi şahsım olarak ben de camların altının herkes tarafından oturak yeri yapılmasına kesinlikle karşıyım. Bu kendi fikrim.
Tabiki güzel eleştirilerden alacagımız cok ders var. Bence Hatun ablamız güzel bir konuya deginmiş. O konuyu da nasıl aşarız, o ayrı bir muamma. Benim kendi fikrim mesala Burgababa şenliklerinin oldugu yerde atalarımızın dedelerimizin olduğu yönde yapılması.
Güzel konularınızı zevkle izliyorum. Kişilerin eleştirilerini, güzel yorumlarını okurken zevk ve haz alıyorum. Sana binlerce teşekkür etmek lazım. Köyümüzün her tarafı çöplük olmuş. Maallesef bu kadar duyarsızlık niye, onu da anlamış degilim.
Ali hocam Almanya derneğiyle konuştuğumuzda köye cöp konteynırı konulması için yardım edeceklerini söylediler. Çözüm hepimizin elinde. İnş. bu konuyu da güzel çalışmalarla hep beraber aşarız. Bizler bu dernekte geçiciyiz ama köy hepimizin. Buradan güzel yazılar yazarak, yazılan yazıları yayınlayarak bizleri bilgilendirdiğin için teşekkür ederim hocam.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Ekim 2011
Sevgili Zeynel Kardeşim, öncelikle ilgin ve duyarlılığın için teşekkür ederim. Olup biteni çok güzel özetlemişsin. Aynı fikirde olduğumuza sevindim.
Sorunun çözümünün bir muamma olduğunu söylemişsin. Haklısın tabi, ama fikirleri birleştirmeyi, bireysel değil birlikte düşünmeyi, akıl yürütmeyi başarınca tüm muammaları kolayca çözebiliriz.
Kırıntı gibi çok yönlü güçleri olan bir toplum için çöp veya konteynır sorunu ne ki; önemli olan her zaman dediğimiz gibi birlik olmayı sağlayabilmek. Ve yine önemli olan yapılan eleştirilerden gücenmemek, tam tersine senin yaptığın gibi hoş görüyle karşılamak, daha da ötesi, eleştiren ve eleştirilenlerin el ele vermesini sağlamak. Sorunlar bu şekilde ele alınıp masaya yatırılırsa, fikirler sadece dört duvar arasında veya kişisel muhabbet ortamlarında değil de böyle gözler önünde dile getirilirse, hem tanışıklıklar artar hem de düşünce birlikteliği. İşte o zaman muammaların çözümüne doğru adımlar atılmış olur. Teşekkürler, sevgiler.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com -Ankara - 07 Ekim 2011
... Ali hoca, serbest yazılar bölümünü; ' Serbest Yazı-Köy' , ' Serbest Yazı- Genel ' diye ayırman iyi olmuş. Fesbuk üzerinden, ' Ahlak Erozyonu ' başlıklı bir yazı gönderdim:sosyal içerikli bir yazı... Oku, uygun görürsen yayımla. Bu vesîleyle, siteye;şiir,anı, yazı, hikâye, fotoğraf göndererek, iç dünyamızın zenginleşmesine katkıda bulunan herkese teşekkürler.
... Ali hoca; fesbuk üzerinden bir yazı gönderdim. uygun görürsen yayımla.Ne yazıkki, çocuklar,her gün, bu iki kadın arasındaki --diyaloğ değil, monoloğ--monoloğun onlarca değişik versiyonuyla karşılaşmakta... Böyle bir sosyal yapıdan, kalburüstü adam çıkar mı?
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 07 Ekim 2011
... Yaşar arkadaşım, ilgin ve değerli yazıların için çok teşekkür ederim. / Uygun görmek ne demek, memnuniyetle yayınlıyorum.
... İzninle mini bir açıklama yapmak istiyorum. Daha önceleri de birkaç kez açıkladığım gibi siteye gönderilen yazıların özellikle tırnak, iki nokta, üç nokta, kesme işaretleri bozuluyor, yerine çeşitli şekiller geliyor, hepsini tek tek düzeltmek zorunda kalıyorum. Yazı gönderenlerin kısa yazmaları, mümkünse bu işaretleri kullanmaktan kaçınmaları gerekiyor. Aslında bu konuyu Mynet yönetimine birkaç kez ilettim, hâlâ sorunun giderilmesini bekliyorum. Üstelik, Konuk Defterine gönderilen mesaj sorunu da çözülmedi. Siteye mesaj geldiği iletilerini sık sık alıyorum. Ne yazık ki mesajların çoğu Konuk Defterinde görünmüyor.
----------------------------------------------
ALİ GÜNEL - hakangunel@live.de - Almanya - 01 Ekim 2011
Hazirlamis oldugun Web - Sitesi cok güzel olmus. Gecmisle gelecegi birbirine kaynastirdigin icin tesekkür ederiz. Böyle cabalarin gelecek nesiler icin bir isik tutacagi icin ayrica cok tesekkür ederim. Bundan sonraki ekliyecegin güzel resimler ve Köy hakkindaki bilgilerinin devamini dilerim. Saygilarla Ali ve Gülhatun Günel (Hacilar)
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -; 01 Ekim 2011
Teşekkür ederim Ali ve Gülhatun kardeşlerim. Gerçekten de geçmişle geleceği birbirine kaynaştırmaya çalışıyorum elimden geldiğince. Yazarak güç verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Evet, zaman ve olanaklar ölçüsünde köy hakkında eklemeler yapmayı sürdüreceğim. Şu sıralar Kırıntı'nın Başları türkümüzün daha doğrusu Recep'in İsmail'in yaşam öyküsünü yazıyorum; sanırım kısa bir süre içinde tamamlayıp yayınlayabileceğim. Size ve E-Posta adresini kullandıran sevgili Hakan'a ve eşine de selamlar, sevgiler.
----------------------------------------------
ENDER SOYLU - ender_s@hotmail.com- Çorum - 30 Eylül 2011
Hocam merhaba..Siteye bazen giriyorum. Bakıyorumki ufak tefekte olsa yenilikler ekliyorsunuz. Aslında bunu iyi ediyorsunuz çünkü site canlı canlı olmazsa kimsenin ilgisini çekmez... Serbest yazılar köşesi dikkatimi çekti anlamlı bir sayfa. Orada isteyen istediğini yazabilir. Belki ben bile yazabilirim. Valla ne diyim hocam hiç durmuyorsunuz tebrik ederim.. Görüşürüz.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Ekim 2011
Çok teşekkürler Ender, evet elimden geldiğince canlılık katmaya çalışıyorum.
Elbette... Yazabilirsen bundan ancak mutluluk duyarız.
Hangi yaşta olursa olsun durmamak gerekir; bu, herkes için geçerlidir.
Sevgiler.
----------------------------------------------
SERAP KÖNCÜ - seyrap_06@hotmail.com - Ankara - 28 Eylül 2011
Merhaba Ali hocam. Sitenizi gezdim ve harika bir paylaşım gördüm. Hepsi birbirinden güzel ve anılarla beslenmiş. Sizin foto galerinizde 'insan' başlığı altında olan fotoğraflarınız ilgimi çekti. İnsanların bakışları hepsinde farklı ama amaç aynı yaşamak... Kütüğü yürütmeye çalışan çocuk bana hayatın zorluklarına karşı direnişini gösterdi... Her şeyin bir zorluğu ve kolaylığı vardır. Çocuk eğer yuvarlak olan kenarını aşağı getirmemiş olsaydı zor ilerletirdi. Zaten hayatta böyledir. İlerletemem, zor, yoruldum ve sıkıldım deyip bırakılacak bir şey değildir. Aklını kullanan insan kolay aşabileceği bir ortam hazırlar kendine. Her ne kadar zor gözükse de hayattaki olaylar, hiç vazgeçmeden ve umutsuzluğa kapılmadan yaşamaya devam edilmesi gerekir. Aslında resimler birçok dilde konuşur. Yeter ki anlamak isteyelim. Hayatın parça bölük duruşuna bir anlam vermeye çalışalım. Bazen zorluklar biz pencereden bakarken şiddetle yüzümüze çarpan rüzgâra benzer. Zamana bırakırsan şiddeti azalır ve sonra rahatlarsın. İçinde olursan zorlanırsın fakat yinede sona ulaşırsın. Aradaki fark vakit. Zaman fazlasıyla hızlı geçiyor. Kimseyi bekleyemeyecek kadar da dolu.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Eylül 2011
Merhaba Serap'çığım. Minicik bir öğrencimken de ayrıntıları derinlemesine "gören" bakışın vardı, mutlulukla farkına vardım ki yıllar sonra da bu özelliğini koruyorsun, çok sevindim. Şiir becerilerini de zaman zaman Facebook'a göz atınca görüyorum. Bir öğretmenin en büyük mutluluklarından biri öğrencilerinin böyle aşamalara ulaştığını görmeleri; üstelik bu şekilde birebir bağlantıyla paylaşım yapabilmeleridir. İncelik yapıp mesajınla siteye destek verdiğin için çok teşekkür ediyorum.
Sevgili Serap, site yapımına köy sitesi oluşturmak amacıyla başlamamıştım aslında. İlgi ve yönlendirmelerle zamanla köy sitesine dönüştü. İyi de oldu tabi. Site köy ağırlıklı olsa da herkese açık. Sen de "Serbest Yazılar" köşesine yazabilir, toplumsal irdelemelerini, düşüncelerini site dostlarıyla paylaşabilirsin. Sevgilerimle.
----------------------------------------------

HATUN AYDOĞAN-hatun_ay@hotmail.com-Ankara-26 Eylül 2011
Merhabalar. Sayın Zeynel Öztürk'ün Serbest Yazılardaki Doruktepe Şenliği ile ilgili eleştirilere yanıt yazısını okudum. Aslında bir başka konuya bile değinmeyi gerekli gördüm. Temmuz'daki Burgababa ziyareti tarihini cep telefonlarına atılan mesajla bizlere 30 Temmuz olarak bildirdiler. Ben, 30 Temmuzda Karaburga gezisi beklerken Doruktepe Şenliği olduğunu öğrendim. AYRICA AYIN 24 ÜNDEKİ KARABURGA GEZİLERİNDEN HİÇ HABERİMİZ OLMADI. SANIYORUM BİRİLERİNİN KEYFİ İSTEKLERİ ÜZERİNE yapılıyor bunlar. Zorunlu nedenlerle değişiklik yapılsa bile yine Cep Telefonlarıyla bildirim yapılamaz mıydı? İnşallah gelecek sene, yapılan eleştirilere kulak verilir de bu konularda fazla sıkıntı olmaz. Bu şenliklerin tarihleri konusunda duyarlı davranılırsa sevinirim. Ne de olsa hepimiz bildirilen tarihlere göre plan yapıyoruz. KÖYE GELMEMİZİ, DÖNMEMİZİ ETKİLEYEN olaylar bunlar. Zeynel Bey'e eleştirisinden ve çalışmalarından dolayı teşekkür ediyor ve Dernek çalışmalarında başarılar diliyorum. Saygılarımla.
----------------------------------------------
ZEYNEL ÖZTÜRK -zeynelozturk29@hotmail.com - İstanbul - 23 Eylül 2011
sevgili ali hocam doruk tepe şenlikleri ile ilgili yazını okudum. eleştireler için teşekkur ederim.dagdaki tuvaletler ile ilgili soruna deginmişin dogru söylüyorsun dikkate alındı.şirandan gelen konuklarla ilgilenmişiz kendi halkımızla ilgilenmedik deniliyor. buna asla karşıyım her masaya hoşgeldine gittik. herkesi hoşladık.yamac oldugunu söyleniyor. burayı dernegin amacı madencilerden kurtarmaktı başarılıda oldu. şiranın bir köyünden geldiler yakamızda yaka kartı var hoşladık.birazda pencerenin öbür tarafından bakmakta fayda var.burgababada şenlik olsun diyorlar zaten burgabada her şenhligimiz oluyor. bu sene 24 ünde ordaydık.eleştirilere hep saygımız var. dagdaki tvaletlerimiz bir rezillikti. bizde bazı eleştireleri dikkate alacagız. ama bazende kişi sırf eleştirsin diye eleştiri olmasını istemiyoruz..biraz calışmak lazım öyle kolay işler degil. herşeye acıgız. ama dogrulara.. selamlar tekrardan hocam..
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Eylül 2011
Sevgili Zeynel, bir ara Ankara'da ben de dernek çalışmalarında bulunduğum için, empati yapabiliyor ve dernek yöneticilerinin yerine kendimi koyabiliyorum. Dernek çalışmalarını yapanlar zorlanırlar, yıpranırlar, ama yine de kendilerini beğendiremezler. Eleştiri oklarını yiyip durmak yazgılarıdır sanki.
Sitede bu konulara yer vermekteki amacım yıkmak, karalamak, paralamak değil. O gün kimseyi yönlendirmediğim hâlde, insanlar düşüncelerini söylediler; hiç katkıda bulunmadan sadece aracılık yaparak aktarmayı görev bildim. Organizasyonda görev alan sizler de aslında masalara hoşgeldine gitmişsiniz, ne güzel. Elbette ben de biliyorum ki, etkinliklerin sadece organizesi bile başlı başına yorucu bir iştir. Ama demek ki yine de eksikler saptanmış. Yapılan eleştirileri sabırla, hoşgörüyle karşılamak gerekir. Gelecekteki tüm etkinliklerde tabandan gelen eleştiriler, öneriler dikkate alınırsa inanıyorum ki daha güzel sonuçlar alınacaktır. Derneklerimizin yöneticilerinin yaptıkları tüm çalışmalar için her zaman teşekkürlerimi yazmışımdır; bir kez daha teşekkürler. Ama gerçek dostlar sadece teşekkür etmez, aynı zamanda eleştirir de. Eleştirilerimi sürdüreceğim. Başarılar. Sevgiler.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Kırıntı Köyü - 16 Eylül 2011
Sayın Ali Hoca, iyi günler. Yazı gönderiyorum gelmiyor. Beş dakika önceki gönderdiğim yazıyı deneme amaçlı yazdım o geldi. Anlayamadım 18-09-2011 Kırıntı Köyü - ŞİRAN
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Eylül 2011
Merhaba Hüseyin abi, yazını buradan göndermemelisin zaten, çünkü olduğu gibi bozuluyor ve ben çok zahmet çekiyorum. aliaydoganaa@hotmail adresimden gönderirsen daha iyi olur. Sana ve köydeki dostlara selamlar. A.A.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@gmx.net - Kırıntı - 14 Eylül 2011
Hatun hanım sizde aramıza hoş geldiniz diyorum. Çoktandır sizi sitede göremyince, yoksa yine geziye mi gitti dedim. Ayrıca beni hoşlamanızdan dolayı size sonsuz teşekkürler ederim. Karınca kaderince yine şiirlerimle bu güzel siteye katkıda bulunmaya çalışacağım. 14.09.2011 Kırıntı köyü.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 14 Eylül 2011
.... Merhaba Site dostları...Güzel şiirleriyle ,yazılarıyla siteye herzaman katkıda bulunan Yılmaz Bakar arkadaşımızın tekrar aramıza katılmasına çok memnun oldum...Tekrar geçmiş olsun..Kendisine hoş geldin diyorum....Saygılarımla ...
.... Merhabalar...Uzun bir aradan sonra Hepinize sevgiler selamlar mesajımın gidip gitmediğinden emin olamadım..ama bizleri mutlu eden güzel sitemize ve site dostlarına yeniden sevgiyle merhabalar.....
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL /- muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk-12 Eylül 2011
Yılmaz Bakar'ın Köyde temizlik şiirini zevkle okudum. Evet, Yılmaz arkadaş halk ozanlığı görevini bu şiirinle daha pekiştirdin; işte senin tarzın bu olmalı. Ölülerin arkasından şiirler yazmayı bırak, ölü sahipleri ölülerine ağıt yaksın. muzaffer bal -- Altınoluk
---------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@gmx.net - Kırıntı - 09 Eylül 2011
1 Temmuz 2011 tarihinde gittiğim köyde, ameliyatlı olduğum için pek fazla gezme fırsatı bulamamıştım. 8 Eylül tarihinde, Zilifgilden Hüseyin Aydoğan ve Ahmet Aydoğan ile beraber, futbol sahasına doğru bir yürüyüş, bir gezinti yapalım dedik. Futbol sahasına varınca, çöplüğü andıran manzarayı görünce, gözlerime inanamadım. Her taraf plastik pet şişe, plastik torba doluydu. Ankara, İstanbul ve yurt dışında yaşayan gençlerimizin duyarsız davranarak, spor tesislerini çöplüğe çevirmelerini ve çevre temizliği konusunda duyarsız davranmalarını esefle karşıladım. Gençlerimizin sportif gelişmelerini sağlamak amacıyla yapıllan futbol sahasını bir çöplüğü andırır vaziyette görmem, beni fazlasıyla çok üzdü. Şimdi o futbol sahasını çöplüğe döndüren gençlerimize soruyorum. Acaba yaşadıkları şehirler ve ülkelerde de aynı duyarsızlığı gösteriyorlar mı? O gençlerimiz köye gelince mi duyarsız oluyorlar? Burdan hepsine yazıklar olsun diyorum. 09.09.2011 Kırıntı
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 09 Eylül 2011
Futbol sahası ve daha bir çok yerde duyarsızlığın izleri görmek mümkün Yılmaz bey. Bu konuya ben de Serbest Yazılar sayfasında yer verdim. Siz, ben veya başkaları bu konuları bıkıp usanmadan ele almalıyız ki, doğamız daha fazla işkence çekmesin. Sevgili doğamız adına duyarlı yazınız için teşekkürler.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN -babukohuseyin@hotmail.com - Kırıntı - ... Eylül 2011
Kırıntı köyünden herkese merhabalar. Herkesin geçmiş bayramını kutlar, sağlıklı mutlu günler dilerim. Babuko KIRINTI
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 09 Eylül 2011
Sana da sağlık ve mutluluklar Hüseyin abi.
---------------------------------------------
MUZAFFER BAL /- muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk-28 Ağustos 2011
Ali Aydoğan dost, serbest yazıdaki iki yazını da okudum. İkiside can alıcı noktalara değinmiş, bundan dolayı kutlarım. Ayrıca, sayfaya Serbest Yazı başlığI da çok iyi oturmuş. Yılmaz Bakar'a da teşekkürler. Altınoluk
YANIT: A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-28 Ağustos 2011
Teşekkür ederim Muzaffer Bey. Umarım bu sayfada okuyucularımız serbest yazılarıyla bir takım sorunlara değinirler. - İstanbul
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR -yilmaz.bakar@gmx.net - Kırıntı Köyü - 22 Ağustos 2011
.... Sevgili Muzaffer Bal, birbirinden güzel öykülerini büyük bir zevkle okuyorum. Hele son yazdığın öykü, yazılışı ve anlatımı ile çok güzeldi. Köy yerinde gerek seninkileri ve gerekse diğer yazan arkadaşlkarın öykülerini hep severek okuyorum. Bu güzel öyküleri okudukça insan bazen çok hüzünleniyor. İnsan sanki kendi yaşamış gibi derin hayallere dalıyor. Bu güzel öyküleri yazan tüm yazar arkadaşlarımızı yürekten kutluyor, hepsinin ilhamına sağlık diyorum.
.... "İki Satır Yazabilmek" Hakkında.
Sayın Hüseyin Aydoğan'ın (Babuko'nun) 1 Nisan tarihli (İki satır yazabilmek) adlı öz eleştiri niteliğindeki yazısını büyük bir zevkle ve gururla okudum. Eli kalem tutan köyümüzün değerlerini, gerek mesleki ve gerekse eğitim durumları ile ilgili değerlendirme yazısından dolayı kendisini yürekten kutluyorum. İsim belirtmeden suya sabuna dokunmadan, bu güne kadar eğitimcilik yapıp eline kalem alıp iki satır yazmayanları, bir eleştiri niteliğindeki yazısı çok hoşuma gitti ve çok ilgimi çekti.
Sayın Hüseyin Aydoğan'ı bu güzel düşüncelerinden dolayı yürekten kutlarken, bu eleştirilerinde, yerden göğe kadar çok haklı olduğunu belirtmek isterim. Yanlız burda bir parantez açarak, değerli hocalarımız Sayın Durmuş Öztürk ve Ali Aydoğan hocalarımızı bu klasmanın dışında tutarak,her ikisini de yürekten yürekten kutlamak isterim. İlerlemiş yaşına rağmen, elinde kalemi hâlâ bir şeyler yazıp çizme çabası içindeki sayın Durmuş Öztürk hocamızı yürekten kutluyor, kalem tutan ellerine ve ilham dolu yüreğine sağlık diyorum.
Gelelim Ali Aydoğan hocamıza. Bu güzel Karadorukaa sitesini kurarak köyüne hizmet etmek için çabalaması yanında, engin kültür birikimiyle yazdığı birbirinden güzel öykülerle, köyün kültürüne büyük katkılarda bulunmaktadır. Bu konuda Sayın Ali Aydoğan hocamızı da yürekten kutluyorum.
İki satır yazabilmek konusunda diyeceğim odur ki, kadın olsun, erkek olsun eli kalem tutup Karadorukaa sitesine bir şeyler yazma çabası içinde olan değerli yazarlarımızı yürekten kutluyor, hepsinin kalem tutan ellerine, ilham dolu yüreklerine sağlık diyorum. Eli kalem tutan, belleğinde, dağarcığında bir şeyler kalan, köyündeki yaşantısını etkileyen bir şeyler kaldıysa, herkesi bu siteye yazmaya çağırıyorum.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 21 Ağustos 2011
Ali dost, sitede bir değerlendirme sayfası açabilirsen çok iyi olacağını düşünüyorum. Bir çok eylem oluyor, özellikle çevreci eylemlerin hem değerlendirmesini, hem de çevre konusunda da duyarlılığı artırmak açısından iyi olacaktır.
YANIT: A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-21 Ağustos 2011
Teşekkürler Muzaffer Bey. Derler ya aklın yolu birdir diye; rastlantıya bakın ki bugünlerde ben de bazı değerlendirme yazılarımı yayınlayabilmek için "Değerlendirme" başlığıyla bir sayfa açmayı düşünüyordum. Sizin ya da diğer site dostlarının başka örnerileriniz varsa sayfayı yeniden dizayn edebiliriz. Umarım site dostları çeşitli konulardaki düşüncelerini, yorumlarını, değerlendirmelerini bu yeni sayfada okuyucularla paylaşırlar.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR -yilmaz.bakar@gmx.net - Kırıntı Köyü - 21 Ağustos 2011
Sevgili Muzaffer dost,önce geçmiş olsun dilekleriniz için çok teşekkür ederim.Birde çok şükür köyde internet ortamına kavuştuğum için yazılarımı size köyden yazıyorum.Şiir sayfama köyle ilgili bir şiir eklenmiştir okyabilirsiniz.Ayrıca hoşgeldin dileklerin için ayrıca teşekkürler.Köyden bütün Karadoruk dostlarına kucak dolusu selamlar.
--------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 21 Ağustos 2011
Hoş geldin Yılmaz Bakar, önce geçmiş olsun. Yazılarını şiirlerini bekliyorum. Hoşça kal.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@gmx.net- Ağustos 2011
Merhaba,sevgili Karadoruk dostları.Gerek ameliyatım ve gerekse ameliyattan sonra uzun süren tedavilerim nedeniyle,bir süre siz değerli Karadoruk dostlarından uzak kalmak zorunda kaldım. Kimseye bir kırgınlığım küskünlüğüm olmadan,elimin yettiği dilimin döndüğü oranda karınca kaderince,yine bir şeyler yazıp çizmeye gayret edeceğim. Bu nedenle,hepinizin hoşgörüsüne sığınarak,hepinize Kırıntı köyünden kucak dolusu selamlarımı iletir.Hepinize sağlıklı mutlu güzel yaşamlar ve işlerinizde başarılar dilerim.
----------------------------------------------
OĞUZ ÖZTÜRK - oguzhanozturk.pst@gmail.com- İstanbul - Ağustos 2011
Ali hocam merhaba..Çok uzunca bir zamandır siteyi takip ediyorum ve epeyce bir zamandırda birşeyler yazmamıştım..Öncelikle sitenin,takip ettiğim ilk süreçten bugüne kadar, gerçekten hem içerik hemde tanıtım çeşitliliği anlamında övgüye değer bir gelişim gösterdiğini görüyorum ve oldukçada mutlu oluyorum..Üretkenliğinizin katlanarak devamını diliyorum..Selamlar...
YANIT: A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-20 Ağustos 2011
Merhaba Sevgili Oğuz. Sürpriz mesajların beni motive ediyor. Tatilde gördüğüm bir çok insan siteyi izlediklerini ama mesaj yazmanın akıllarına gelmediğini söylediler. Halbuki bir sitenin canlılığının en önemli belirtilerinden biri, site hakkındaki yorum mesajlarıdır. Sen bunun bilincinde olarak zaman zaman güç vermeyi sürdürüyorsun: tekrar teşekkürler. Sevgiler...
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@otmail.com -Altınoluk - Ağustos 2011
Hüseyin emmi kayıp olan et anını okudum. Çok beğendiğimi söylüm. Kulaklarına ve eline sağlık. Altınoluk Muzaffer Bal

MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.com - Ankara - 20 Temmuz 2011
Seçil hanım beğenine teşekkür ederim.Her sene köye giderek özlem gideriyorduk. Bu sene gidemediğimiz iin özlemimizi yazıyla dile getirmeye çalıştım. Tabiki himan oynamayıda yaz, diger oyunlarımızıda, gelenek göreneklerimizide. Hatta yapabildiklerimizin uygulamasını yapalım. Mesala himan oynamak gibi. Bütün site dostlarına sevgi ve saygılarımla.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 06 Temmuz 2011
Camal arkadaş Alevilik araştırma yazımı okuduğuna ve fikir belirtiğin için ayrıca teşekkürler. Camal arkadaş Kızılbaşlıkta ikileme değil, üçleme vardır, Allah - Muhammet - Ali'dir. Bu üçleme esas olarak Ali'yi yüceltme için kullanılır. Kızılbaş inancında, Ali dünya kurulmadan öncede "vardı" sonra da "olacak". Ali hem "yaratan" hem de "yaratılandır."
Sitede yayınlanan anıları, öyküleri tek tek okuyorum. Özellikle siteyi, anılar bölümü canlı tutuyor. Diğer bölümlerde kendi görevlerini yapıyor, bence diğer bölümlerde okunmalı ve incelenmeli. Kendi aramızda, tartışma geleneğini geliştirmek ve birbirimizin gelişmesini sağlamak için bir bölüm açılabilir mi diye düşünüyorum. Tabi zorluğunu da çok iyi biliyorum; bunu önermemin nedeni site giderek tam bir köy sitesine dönüşecek. En azında benim arzum, köyle ilgili yazılı, görsel haberler verilirken ülkemiz ve dünyayla da ilgilenelim. Siteye katkı sunan, siteyi takip eden herkese dostça selam. muzaffer bal - Altınoluk
----------------------------------------------
SEÇİL GÜNEL - secilgunel@hotmail.com - Ankara - 04 Temmuz 2011
Merhaba site dostları, bayağı zamandır siteye yazamadım. Ama zaman buldukça açıp inceliyorum, okuyorum. Bizim Yazarlarımız bölümü hep yenilendiği için ilk işim oraya bakmak oluyor. Hepsini çok beğeniyorum, herkes güzel yazıyor. Ama son yayınlanan yazılardan Muharrem beyin yazısı beni çok etkiledi. Aldı köye götürdü. Çünkü 19 yaşına kadar ben de köyde yaşadım. ben de anlattığı yerleri iyi biliyorum. İnsanların da çoğunu tanıyorum. Muharrem bey, köyümüzü yaşattığın için eline, diline sağlık. Bende çok özyüyorum. En çok da köyün içinde himan oynamayı özledim. İleriki yazılarnda himan oynamak, ip atlamak gibi oyunları da yazarsan iyi olur. Hatta bende yazarım. Bütün bu satırları okuyanlara selamlar, saygılar, sevgiler. Seçil Günel.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 29 Haziran 2011
Muzaffer BAL ın Anadolu aleviliği üzerine yazmış olduğu yazıyı zevkle okudum.Bir katkıda bulunmak istiyorum, Alevilikteki Muhammet ve Ali ikilemesi vardır.Benim araştırmam ve okuduklarımdan çıkardığım sonuca göre Muhammet kavramı Allah inancının(cismi)cismani varlığı Ali ise ruhudur.Sevgi ve saygılarımla
---------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 27 Haziran 2011
Einstein relativite teoremini açıklamak için şöyle demiş "Kızgın bir sobanın üstünde geçirilen 1 saniye, 1 saat gibi; güzel bir kızla geçirilen 1 saat de 1 saniye gibidir."
YANIT: A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-27 Haziran 2011
Şu (alıntı) saptamalar da zamanın kimlere göre nasıl değerli olduğunu göstermektedir: YIL, üniversite sınavı öğrencisi için, AY, aylıkla geçinen memur için, HAFTA, haftalık dergi çıkaran için, GÜN, yoksul ve işsiz amele için, SAAT, sevgilisiyle randevulu aşık için, DAKİKA, trene yetişecek yolcu için, SANİYE, kazadan kılpayı kurtulan için, SALİSE, Koşu atleti için büyük önem taşır.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 27 Haziran 2011
Günaydın Hocam. Umarım iyisindir. Gerçekten güzel, "güzel sözler" yazmışsın. Zaman, asırlardan uzun olsa da saniseden kısadır; sanisenin değerini bilmek gerek. -19 Haziran 2011, demişsin ya, burada salise mi demek istedin, ya da sanise ne demek? Ben, bu sözcüğü ilk kez duyuyorum.
saat dakika=1/60 sa, saniye=1/60 dk, salise=1/60 sn, rabia=1/60 sl, hamise=1/60 ra, sadise=1/60 ha, sabia=1/60 sd, samine=1/60 sb, tasia=1/60sm, aşire=1/60 ts. Selam ve saygılar. Kazım-Çin
YANIT: A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-27 Haziran 2011
İyi akşamlar Kazım. Güzel sözlerin senin tarafından beğenilmesi beni mutlu etti. Eğitici Sözler sayfasını zaten önceden oluşturmuş, başkalarından Güzel Sözler ve Duvar Yazıları eklemiştim. Sonra kendi oluşturduğum Güzel Sözleri eklemeye başladım; her gün bir iki söz eklemeye çalışacağım, tabi fırsat buldukça. Senin uyduracağın güzel sözleri de beklerim.
Hatamı giderdiğin için çok teşekkür ederim. Elbette saniye değil salise; bunu biliyordum ama diğer birimleri de sayende öğrenmiş oldum, teşekkürler. Umarım uzak diyarlarda mutlusundur. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
ZÜLFÜ AYDOĞAN - z.aydogan64@hotmail.com - Ankara - 24 Haziran 2011
Merhaba Ali Abi.Senin sayende yazarlarımızın ve şairlerimizin varlıgına şahit olduk.Gercekten yazarlarımızın hikayelerini.şairlerimizin şiirlerini keyifle okuyoum.Emeği gecen herkese teşekkür ederim
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 24 Haziran 2011
İnceliğin ve verdiğin destek için çok teşekkür ederim Zülfü'cüğüm. Sevgiler.
---------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com- Ankara - 24 Haziran 2011
Merhabalar site dostlarına sevgilerimi saygılarımı gönderiyorum...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 24 Haziran 2011
Çok teşekkürler Hatun hanım; (sanırım site dostları bana katılırlar) site dostları ve kendi adıma bizden de size sevgiler, saygılar. (Sahi Konuk Defteri'nde mesajın görünebilmiş, sevindim.)
----------------------------------------------
HAKAN ÇAYOĞLU- hakan.cayoglu@gmail.com - İstanbul - 21 Haziran 2011
Merhaba Ali Abi Yeni sitenin formatı daha akışkan görünüyor ve daha hızlı bir veri tabanı oluşturmuşsun. tebrik ederim.. yeteneklerimiz bölümü ve diğer köy fotoğraflarından oluşan albümleri çok beğendim. yüz yıldan falza olan bir olguyu bir sitede yayınlamak ve paylaşmak taktire şayen bir durum. dünya krııntılılar birliği askeri bir güçü andırıyor sanki:)) sevgiler saygılar..
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Haziran 2011
Merhaba Sevgili Hakan... Evet, birtakım kolay yöntemler keşfederek yeni siteyi öncekinden daha kısa sürede oluşturdum; beğenmene sevindim.
Aman ha! DKB, askeri gücü andırıyor ne demek! Durduk yerde yanlış anlamalara yol açabilir. Tamamen sivil toplum örgütü kapsamında bir proje.
Madem DKB'den söz açtın; sana yanıt kapsamında DKB konusunda bende oluşan son izlenimlerimi yazmak istiyorum. Siteye yazanların düşünceleri belli zeten; genellikle projenin mantıklı olduğu yönünde... Ama bir de siteye yazmayıp da kişisel yazışmalarda, telefonla veya yüzyüze yaptığımız konuşmalarda düşüncelerini söyleyenler var. Bir kısım arkadaş, DKB'nin güzel ama uçuk bir hayal olduğunu, bizim insanlarımızın böyle bir projeyi yaşama geçirecek birlikteliği oluşturamayacağını, bu nedenle uygulanamayacağını söylüyor. Yorum onların, elbette haklı olabilirler.
Bana göre yine de iyi niyetle görüşmeler yapılabilir, çok geniş kapsamlı olamasa da yine de bir komisyon ya da Danışma Kurulu oluşturulabilir. Bu kurul, kişisel yönetim sürtüşmelerini engelleyebilir, yapılacak işleri ortak bir kararla planlayabilir. Ne yapayım sevgili Hakan, üst bir birlik düşüncesi beynime öylesine bir kazınmış ki aksini düşünemiyorum bile; bir gün mutlaka gerçekleşeceğine inanıyorum. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ-esmakorkmaz.98@hotmail.com- Ankara- 20 Haziran 2011
Sevgili Kazım; asıl sen 22 Mayıs 2011 tarihli yazınla beni mahçup ettin. Ben senin gibi okumuş, öğrenmiş bir kişi değilim. Kitap bile okuyamıyorum. Bu yüzden sana böyle güzel cümleler yazmaktan acizim. Fakat elimden geldiği kadarıyla düşüncemi ve beynimdekileri dökmeye çalışacağım. 'Yaylaya Tek Başına Seyahat' adlı yazın gerçekten çok güzeldi. Senin de dediğin gibi betimlemelere biraz daha az yer verseydin gerçekten fevklade bir yazı olacakmış (şimdi de öyle zaten). kendini test ettiğini yazmışsın fakat bu yazın sanki gerçek bir yazar edası vermiş. Sen onca yazara taş çıkartıcağından hiç kuşkum yok. Sen eminim ki her şeyi benden iyi tabirleyecek yetenektesin. Ben de senin gibi yazarları ve öncelikle Karadoruk ailesinin yazarlarının yazılarını okumaktan oldukça keyif duyuyorum. Kimi zaman güldürüyor, kimi zaman hüzünlendiriyor. Bazen de yitirdiklerimize bakıyorum. Hey gidi günler diye hayıflanıyorum. Tabi ki bunların hepsinde en büyük katkısı olan Ali hocayı asla unutamam. Ben böyle şiirler bilemiyorum. O yüzden yazamadım :). Ama İnşallah duygularımı güzel bir biçimde dile getirmişimdir...
---------------------------------------------
ESMA KORKMAZ-esmakorkmaz.98@hotmail.com- Ankara- 19 Haziran 2011
Ali Hoca, Merhaba nasılsın iyi misin? Uzun zamandır sizlere öykü yollayamadım. Bunun nedeni çok açık. Gözlerimden rahatsız oldum. Sağ göz damarımda çatlaklık meydana gelmiş. Bu yüzden bilgisayar ekranına ve göz teması olan yerlere bakamadım. Bu aralar gözümle ilgili hastaneye gidip geldim. Ama neyse ki biraz daha düzelmiş vaziyetteyim. Bu arada Kazım Aydoğan'ın yazısını daha yeni okudum. Görüşlerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Hepinize sağlıklı günler...
YANIT-A.A.-aliaydogan@hotmail.com-Ankara-19 Haziran 2011
Çok geçmiş olsun Esma hanım. Göz sağlık durumunun biraz olsun düzelmiş olmasına sevindim. Bilgisayar kullanımda epeyce dikkatli olmak, ekrana uygun gözlük kullanmak gerekiyor.
Yeni öykünü yayınladım. Güzel olmuş; yazma isteğine, belleğine, gözlerine sağlık. Sevgiler.
----------------------------------------------
AHMET SEKU -sekuahmet-18@hotmail.com - Çankırı - 18 Haziran 2011
Merhaba Ali Bey,Dünya bizim yaşam alanımız.Burada mutlu ve huzurlu yaşamak bizim elimizde diye düşünüyorum.Ama biz insanlar dünya üzerindeki varlıkları adil paylaşabilsek,mutlu ve huzurlu bir yaşam sürer gider.Sizler ve derneğiniz mutlu ve huzurlu bir yaşam için uğraşlar veriyorsunuz.Bu nedenle sizlerle iletişime geçen insanların sayıları gün geçtikçe artıyor.Başlattığınız mutluluk ve huzur paylaşımında ortaklarınız çoğalıyor.Ülkemizde bu çalışmalar ve gayretler çoğaldıkça,iyi ve dürüst insanlar artacaktır düşüncesindeyim.Bu nedenle sizleri çalışmalarınızda hep destekliyor ve önemsiyoruz. Ali Bey,yakın zamanda bir Işık Dağı gezisi gerçekleştirmek dileği ile selamlar.
YANIT-A.A.-aliaydogan@hotmail.com-Ankara-18 Haziran 2011
Merhaba Sevgili Kardeşim! İnsanın en büyük düşmanı kendisidir diye boşuna denmemiş. Eskiden çok büyük sanılan, şimdiyse bir avuç olan Dünya gezegenini kendimize mezar yapmak üzereyiz. Bunun farkında değiliz demek yanlış olur, farkındayız ve bile bile yapıyoruz bunu. Bensem de, bizsek de ya da bizim dışımızdakilerse de yazıklar olsun felaketimizi hazırlayanlara; ya da huzurlu yaşamı engelleyenlere, uçurumun başına yönlendirenlere. Senin özünü biliyorum suçsuzsun, elbette birileri de suçsuz ve iyi niyetli. Bu iyi niyetli insanların sayısının artması, toplumları yönlendirecek güce kavuşması, olumluya yönlendirebilmeleri dileğimdir.
İncelik yapıp yazarak Konuk Defteri'ne daha da bir anlam kazandırdığın için teşekkür ediyorum. Sevgilerimle.
(Ha! Işık Dağı mı? Dillendirdikçe gerçekleşmiyor. İşte susuyor ve yorum yapmıyorum ki gerçekleşsin. ..........)
----------------------------------------------
DEBEBE (Fanta-Etiyopya) - debebezb@gmail.com - Ankara - 14 Haziran 2011
Merhaba arkadaşlar. Benim adım Debebe. Yedi aydır Türkiye'de yaşıyorum ve ailem Afrika'da Etiyopya'da yaşıyorlar. Şimde ben TÖMER'deyim seneye Üniversiteye başlayacağım. Ben bu siteye çok beğendim. Bu siteyi okuyalı Türkiye hakkında çok bilgiye sahip oldum. Ben çevre mühendis öğrencisi olduğum için sitedeki küresel ısınmayla ilgili olan fotoğrafa çok hayran oldum ve bu sitenin sürekli güzel şeyler yayın yapmasını istiyorum. Sevgiler, saygılar.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Haziran 2011
Merhaba Sevgili Debebe. Veli beye teşekkür ediyorum, iyi ki sana siteden söz etti. Siteyi beğenmene sevindiğim gibi mesaj yazarak desteklemene de memnun oldum. Ben de seni içtenlikle kutluyorum, birkaç ay gibi kısa bir sürede Türkçeyi bu kadar güzel öğrenebildiğin için. Site ve site dostları, senin de dostlarındır, dostluk elimiz her zaman sana açık. Fotoğrafçılığa meraklısın. Uygun zamanı bulunca çevre gezisi yaparak doğa fotoğraflarını birlikte çekebiliriz. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
LEVENT MEŞER - _levent_@hotmail.com -13 Haziran 2011
Sayın hocam yıllar sonra merhaba, sitenizin adresini öğrenince merakla açıp inceledim. Amatör bir site olarak hiçde fena değil. bomboş alanları dolu dolu yapmışsınız. Tüm kalbimle tebrik ederim. Saygılar.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 13 Haziran 2011
Merhaba Sevgili Levent, siteyi kimden öğrendin, merak ettim. Evet amatör bir site, daha önceleri de zaman zaman açıkladığım gibi elimden ancak bu kadarı geliyor. Görseli göze hoş gelecek biçimde yapamasam da dolu dolu sayfalar yapmaya çalıştım.
----------------------------------------------

HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 12 Haziran 2011
12 Haziran 2011 seçimlerinin Türkiye ve insanlığa iyilik ve güzellik getirmesini diliyorum. Tatil de başlamış oluyor. Karadorukaa' yı okuyanların ve inceleyenlerin iyi tatil geçirmesini diliyorum. Herkese çok çok selamlar, iyi günler.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Haziran 2011
Hem site dostları hem de kendi adıma teşekkür ediyorum Hüseyin abi. Umarım tatilde ilginç, mutlu anılar yaşanır ve tatil dönüşünde sitede paylaşılır.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 06 Haziran 2011
Sayın Durmuş hocam, Şükrü eminin küfür maceralarından bir bölüm ve bir anı yazmışsın. Bizi o günlere götürdüğün için çok teşekkür ederim. Şükrü eminin maceraları bende de çok var. sıra ile yayına koyacağım. Ellerine sağlık, çok güzel yazmışsın. Firdes ablaya ve köye çok selamlar. 06-06-2011 Babuko
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 06 Haziran 2011
Merhaba Site dostları. Sayın hocamız Durmuş Öztürk'ün en son yazdığı Deli Şükrü emi ile ilgili anı-öyküsü çok güzeldi. Ben de çocukluğumdan bu anının kahramanlarıyla ilgili Şükrü emiyi kızdırmalarına şahit olmuştum. Onun için öyküyü keyifle okudum Teşekkürler.
----------------------------------------------
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Ankara - 01 Haziran 2011
Ali'ciğim, biliyorsun ki ben de Çankırı ili Çerkeş ilçesi Yoncalı Köyü Dernek başkanlığını yapıyorum. Bu tür derneklerde her zaman sorumlarla karşılaşılır. Siteden gördüğüm ve senin söz ettiğin kadarıyla sizin köyünüzün kalabalık olduğunu biliyorum. Kalabalık oluşu nedeniyle Ankara, İstanbul, Almanya gibi yerlere dağılmış olması böyle bir üst birliğe şiddetle gereksinimi vardır. Çok olumlu bir düşünce olduğunu düşünüyorum. DKB sayesinde birbirinden kopuk olarak hazırlanan dernek faaliyetlerinin daha düzenli ve katılımcı olacağını düşünüyorum. Evrensel bir güç birliği kazanacaksınız. Size, hemşerilerinize başarılar diler, en kısa zamanda hayata geçirmenizi umarım. Selamlar. Durali Karapınar
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Haziran 2011
Çok teşekkür ederim Durali hocam. Verdiğiniz güçle çorbaya tuz kattınız. Umarım bizim değerli insanlarımız da gerekli duyarlılığı gösterir ve DKB veya bir başka yöntem kullanarak zaten var olan birlikteliği daha da pekiştirir, halkımıza daha mutlu, huzurlu bir gelecek sağlama yolunda adım atarlar; ki, atacaklarına içtenlikle inanıyorum. Ben de sizin siteden köyünüzü, halkınızı tanıma fırsatı buldum. Örnek bir birliktelik sergilediğinizi gördüm, bunda sizin rolünüz oldukça büyük, içtenlikle kutluyorum. Sevgiler, saygılar.
----------------------------------------------
DİLEK AKPINAR - aknrdlk@gmail.com - Ankara - 01 Haziran 2011
Selam Ali Hocam... Hakikaten büyük emekler verilmiş bir site hazırlamışszın.Başarılarının devamını dilerim. Saygılar....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Haziran 2011
Çok teşekkürler sevgili Dilek. Ben de sana başarılı ve mutlu bir gelecek diliyorum. Sevgiler.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 30 Mayıs 2011
... Merhaba Site dostları ..Babuko Hüseyin'in "ŞÜKRÜ EMİM ON YEDİ'' adlı öyküyü okudum gülmekten gözlerimden yaş geldi...İyiki Babuko bu anı -öyküleri yazıyorda bizde köyümüzün geçmişte yaşanan bu masal tadındaki yaşanmışlıklardan haberdar oluyoruz...anı-öyküde adı geçen benimde tanıdığım insanları yeniden hatırlıyor onları anıyoruz...Teşekkürler Ali Hoca'ya teşekkürler Babuko Hüseyin'e...Saygılarımla sevgilerimle......
... Sitemiz yazarlarından Cemal Aydoğan'ın yazmış olduğum anı-öykülerime göstermiş olduğu alakadan dolayı çok teşekkür ederim...Kendisine başarılar diliyorum....Selamlar.
... Merhaba Site okurları....Babuko Hüseyin Aydoğan'ın "Kime Niyet Kime Kısmet " adlı anı-öyküyü okudum.... Çok güldüm..Dayısı Ahmet amcanın hikayesi 'ni yazdığı için kendisine buradan teşekkürlerimi iletiyorum...Ahmet amca,Köye koşa koşa köpeklere ziyafet vermek için gitmiş...Hayvancıklar adına çok mutlu oldum..Gerçekten çok güzel bir anı-öykü...Beni çok güldürdü. Saygılarımla,sevgilerimle.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com Ankara - 30 Mayıs 2011
Yazarlarımız sayfasına Kazım Aydoğan da eklendi,sefa geldin hoşgeldin. Hatun Aydoğan da anılarını göndermeye başladı, büyük bir zevkle okudum, eline,diline sağlık dileklerimi iletiyorum. Babukoya da teşekkürlerimi sunuyorum, anı öykülerini büyük bir zevkle okuyorum. Sevgi ve saygılarımla.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 30 Mayıs 2011
Ali Hoca, tam saat 23:28 de sitenin Konuk Defteri'nden bir mesaj gönderdim. Baktığımda gözükmedi. Sorun devam ediyor sanıyorum. Kışın Köye Yolculuk başlıklı anı öykümü yazıp gönderdim. Umarım güzel olmuştur, sen ve site dostları beğenirsiniz. Teşekkür ederim beni motive ettiğin için. Sana da kolay gelsin diyorum.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Mayıs 2011
Evet Hatun hanım, ne yazık ki sorun devam ediyor. Bazı arkadaşların mesajının gelebilmesine karşın bir çok site dostunun mesajı görünmüyor. Siteye mesaj gönderildiği iletisi geliyor ama mesaj gelmiyor. Keşke mesajı ulaşmayan arkadaşlar senin gibi mesajını Facebook'tan ya da hotmail adresimden gönderseler, ben Konuk Defteri'ne eklerdim.
"Kışın Köye Yolculuk" başlıklı anı öykünü az önce okuyarak yayınladım. Çok çok güzel yazmışsın. Beni alıp oralara götürdün. Diğer okuyucuların da çok beğeneceklerine inanıyorum. İstenlikle kutlarken sana ve diğer yazar arkadaşlara paylaşımlarınız için teşekkür ediyorum.
---------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 29 Mayıs 2011
..... Merhabalar...Kazım Aydoğan'ın "Tek Başına Yaylaya Seyehat " adlı anı -öyküsünü okudum anlatım dilini çok beğendim...Kazım'ın bu anısını keyifle okurken o yıllardaki Köy-Yayla yaşamını,köyden yaylaya yayladan köye gidip gelmelerin çocuksu heyecanlarını bize çok güzel aktarmış...Eline diline sağlık....Nice güzel anılarda buluşmak dileğiyle buradan kendisine selamlarımı gönderiyorum.....Hatun Aydoğan.....
..... Merhaba Site dostları. Babuko Hüseyin Aydoğan!ın anlattığı "Ağlayan Bebe " adlı anı -öyküsünün bir tanığıda benim .Daha önce bir anımda bu yolculuktan söz etmiştim . Babuko'nun ağzına sağlık. Kırıntı'ya yaptığımız o yolculuğu ve otobüste geçen komik konuşmaları hiç unutmadım..O yolculukta Şevket hocanın eşi Gülseren ve çocukları da vardı Gülseren hemen benim önümde oturuyordu..Babuko'nun yanında ise KIZI Deniz ve VE oğlu Erdal vardı. YIL 1989 yazıydı hiç unutmam. O gece öyle çok gülmüştükki ertesi gün Kırıntı'ya varınca da çok üzüleceğimiz bir olay olmuştu ve çok ağlamıştık. Babuko'ya çok teşekkür ediyorum bu unutamadığımız zaman zaman anlatıp güldüğümüz hikayeyi anlattığı için Çok Teşekkürler. Saygılarımla. Hatun AYDOĞAN.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - .aydin1961@hotmail.com - Ankara - 29 Mayıs 2011-05-29
Yaşar Günel'i yeni kitabından dolayı tebrik ediyor, sitemize katkılarından dolayı teşekkürlerimizi sunuyorum. Yaşarcıgım sadece SATI KADIN isimli eserini okuyabildim. Diger kitaplarını nereden nasıl temin edebiliriz? Yolun açık olsun, kalemin hiç bitmesin. Saygılarımla..
----------------------------------------------
İSMAİL-GÜLÜZAR AYDOĞAN - yayla5829@hotmail.com - Ankara - 28 Mayıs 2011
Merhaba Ali Bey. Dünya Kırıntılılar Birliği ile ilgili yazınızı daha önce okumuştuk. Ama işlerimizin yoğunluğu nedeniyle bu harika fikrinizden ve dahiyane buluşunuzdan dolayı size bir teşekkür notu bile yazamamanın utancı içinde bulunuyoruz şuan. Umarım özürümüzü kabul edersin bu konuda yazı yazmış olan tüm arkadaşların fikirlerine de katılıyoruz. Hepsi sağolsun konuya değişik pencerelerden bakarak yorumlamaya çalışmışlar.
Köyümüze ilgi duyan dünyanın neresinde olursa olsun yaşayan her Kırıntılıya tek tek sorsanız eminiz ki köyümüzün sorunlarını sıkıntılarını birbir anlatırlar. Tek bir kişi çıkmaz ki köyümüzün hiçbir sorunu yok, herşey güllük gülüstanlık diyebilsin veya boşver herşey böylece kalsın diyebilsin. O halde sorunlarımız sıkıntılarımız varsa ki bunları da çözmek istiyorsak, köyümüzle gurur duyacak bir konuma getirmek istiyorsak çözümün tek adresi var, o da DKB.
Şimdiye kadar elbetteki dernekler övünecek birşeyler yaptılar köyümüz için, ama en basit örneği bir su sorununu, çöp, yol sorunlarını çözebildik mi? Çözemedik demek ki daha büyük yapılanmaya ihtiyaç var.
Yazınızda detaylı olarak DKB'nin yapılanma ve işleyiş biçimi hakkında detaylı diyebileceğimiz kadar bilgi verilmiş. Bunu hayata geçirdiğimizde tartışılarak varsa eksiklikleri giderilecek fazlalıkları atılarak sağlam bir yapıya kavuşacaktır. Bu, gerçekten de büyük, akılane bir proje. Hemen pat diye yerine oturmayabilir, zaman alabilir. Hiçbir zaman tüm Kırıntılılar olarak karamsarlığa kapılmayalım, elimizden gelen tüm desteği vermeye çalışalım.
Her Kırıntılının bu fikirlere destek vereceğine şimdiden inanıyoruz. Burada ben yok, sen yok, burada biz varız, hepimiz bir aradayız. Yapılacak yapıya herkes bir tuğla koysun, bu yapı hepimizin ortak malı olsun.
Sizlere sesleniyoruz dernek yöneticilerimiz ve ileri gelenlerimiz, en kısa zamanda bir araya gelelim, tartışalım, DKB'yi kurabilmek için neler gerekiyorsa onları yapalım. Lütfen çalışmalarınız yıkıcı olmasın yapıcı olsun. Ulu önder ATATÜRK, bizlere örnek olsun. Bu vatanı nasıl ki yok oluşun eşiğinden dönderip çözülemez diye düşünülen sorunları tek tek halledip, Türkiye'nin bu hale gelmesini sağladı.
Koskoca Kırıntı Köyü halkı olarak bir köyümüzün sorunlarını mı çözemeyeceğiz? Birlikten kuvvet doğar. Bütün dünyadaki Kırıntılıların birliğinden de DKB doğar.
Ali Bey, tüm dünyadaki Kırıntılılar için böyle büyük bir birlikteliğin ilk adımının atıldığına inandığımız için sana tekrar teşekkür ediyor, başarılarının ve çalışmalarının devamını diliyoruz
İsmail-Gülüzar AYDOĞAN

YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 28 Mayıs 2011
Merhaba İsmail Bey, Gülüzar Hanım,
Ayrıntılı, bilgilendirici, iyi niyetli, umut verici uzun yazınız için çok teşekkür ederim. Bana söyleyecek, ekleyecek bir söz bırakmamışsınız. "Her Kırıntılının bu fikirlere destek vereceğine şimdiden inanıyoruz. Burada ben yok, sen yok, burada biz varız, hepimiz bir aradayız. Yapılacak yapıya herkes bir tuğla koysun, bu yapı hepimizin ortak malı olsun." diyen sözünüze içtenlikle katılıyorum, umarım katılanların sayısı çok olur da bu hayal, gerçekleşebilir. Tekrar teşekkürler. Sevgiler.
---------------------------------------------

KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 26 Mayıs 2011
İstanbul-Etilerdeki patlamada yaralandıklarını internetten öğrendiğim Ayten Bal ve Ceyhan Mercan'a acil şifalar diliyorum. - Kazım
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 25 Mayıs 2011
Herkese Merhaba, Durmuş Öğretmenim, umarım herşey yolunda sağlığın yerindedir.Öykülerini bu sabah bir kez daha hatmettim.Hayalindeki ulu çam lar dan Kürtün örümcek ormanlarında onlarca var. Tabi onlar ulu çam değil, ulu ladin ve göknar ağaçları. selamlar.
----------------------------------------------
ALİBEY BAKAR - alibeybakar53@hotmail.com - Kırıntı - 22 Mayıs 2011
Merhaba Hüseyin abi. Şu anda köydeyim. Telefondan Yıldız gölleriyle ilgili bir anımın karadorukaa sitesinde yayınlandığını öğrendim. Benim için bir mesaj yazmışsın. Çok memnun oldum, teşekkür ederim. Yıldız göllerine gitmemiş olmana çok şaşırdım. Bence mutlaka gitmelisin. Yayla üzerinden yürümeyi gözün kesmiyorsa Artabele kadar arabayla gidersin sonrasında yürürsün. Sana kılavuzluk etmemi istersen zamanın müsait olursa ben de gelebilirim. Köy şu sıralar yağışlı ama çok güzel. Eşe dosta selamlar.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 22 Mayıs 2011
... Sayın arkadaşım Alibey, anuğa gidiş öykünü okudum. Diyorsunki anuğa çok gittim, ama gölde çimme olayı aklımda kalmış vede 99 kişi ile gitmemizden dolayı bu geziyi unutamıyorum diyorsun. Sayın arkadaşım Alibey, sana ço çok imrendim, çünkü ben hiç gitmedim. Anuk dağlarında gezdiğin ayaklarına sağlık, iyi günler.
... Sayın Ali hoca, çok teşekkür ederim. Köy-Dernek Foto sayfasına baktım, harika olmuş. Yalnız bu sayfada da ayı lelesi ve tutya yoktur. Sayfa yarım kalmış gibi. Hele hele tutyanın olmayışı büyük bir boşluk yaratıyor. Eline ve emeğine sağlık. İyi günler.
... Ali hocam, AA Foto Galeri sayfasını, oradaki çiçekleri içim heveslenerek seyrettim, bu sayfada hemen dikkatimi çekti, ayı lelesi ve tutya yoktu. Bu kadar emek vererek hazırladığın bu sayfada bu çiçekleride göreceğime inanıyorum. Sadece bunlar değil diğer köy çiçeklerini de temin edip koyarsan şimdiden teşekkür ederim. Ellerine sağlık.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 22 Mayıs 2011
Merhaba Hüseyin abi, aslında arşivimde başkalarının çektiği ayı lelesi ve tutya var elbette, ama sitedeki bitki, hayvan vb. fotoğrafları kendim çekmiştim. Umuyorum bir gün de ayı lelesi ve tutya fotoğrafı çekecek bir mevsimde köye gidebilirim. İlgin için teşekkür ederim.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 22 Mayıs 2011
Sevgili Esma Korkmaz... Estağfurullah! Mahçup ettin beni.Yalnızca iyi bir okur ve öğrenci olmaya çalışıyorum ben. Çok teşekkür ediyorum çok nazik ve analitik yorumun için.
Haklısın "yaylaya tek başına seyahat" yazısında içerik adeta kayboldu,aşırı betimleme yazıyı boğdu, okunabilirlik ve anlaşılabilirliğini azalttı yazının.
Muharrem Hoca'ya yazdığım yanıt yazısında da buna değinmiştim. Aslında bu yazı benim için küçük bir öykü denemesiydi anıdan ziyade, kendimi de test etme fırsatı bulmuş oldum böylece.
Betimleme yapmazsam çok sevdiğim edebiyat sanatına haksızlık yapacağımı düşünmüştüm. Galiba biraz abarttım. Sen,anı yazılarınla, diğer yazarlarımızınki gibi harikalar yaratıyorsun. Ellerine sağlık! Eminim ki, Güneş'i ve Ay'ı, benden çok daha güzel tasvir edecek(betimleyecek) yetenektesin. Daha önce birkaç kez yorum, değerlendirme yapmıştım senin öykülerinle ilgili, sistemdeki sıkıntıdan dolayı ulaşamadı. Siz kıdemli yazarlarımızın anılarını okumaktan ciddi bir keyif alıyorum. Hepinizin birbirinden değerli, çok güzel, akıcı, iyimser, insanlara umut aşılayan yazılarınız var.
Ali Bey'in, bu sitenin kuralları ve okuyucu beklentileri doğrultusunda, olabildiğince kısa ve öz yazılmalı önerisine ben de katılıyorum.Ali bey için zahmetli bir iş, kendisine bu özverisinden dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum.
Dedim ya ben iyi bir okur, öğrenci ve dinleyici olmaya çalışıyorum..İşin esasında, gerçekten de hâlâ öğrenciyim, AÖF de Çalışma ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünde okuyorum.Her ne kadar sınavlara gidip gelmek sıkıntılı da olsa bu yıl 3.sınıfa geçeceğim.
Çok gezen mi bilir çok okuyan mı? demişsin yazında. Bence, hem çok okuyan bilir, hem de çok gezen. Ancak hem çok okuyan hem de çok gezen daha çok bilir. :)) Tabi bunlar, kişinin dünyayı nasıl algıladığı ve yorumladığıyla da doğrudan ve yakından ilgili.
Aslında okumaktan okumaya da fark var. Doğayı, evreni, toplumu iyi okuyabilmek önemli ve Yunus&'un da dediği gibi galiba en önemlisi de kişinin kendini okuyabilmesi, bilebilmesi.
Şöyle diyor Bilge Yunus: İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir / Sen kendin bilmezsin / Ya nice okumaktır .... Yunus Emre der hoca / Gerekse bin var hacca /
Hepisinden iyice / Bir gönüle girmektir. ... Selamlar, sevgiler, saygılar.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ-esmakorkmaz.98@hotmail.com- Ankara-22 Mayıs 2011
Çin'de Kazım Aydoğan'a merhaba. "Tek başına yaylaya seyahat" öykünü okudum. Yazı beni aldı yaylaya götürdü. Yaylaya giderken de Çiçekliçayır gözümün önüne geldi. Okudukça ayı korkusunu ben de yaşadım. Gerçekten yazını çok beğendim. Çok güzel yazmışsın. Ben senin gibi güneşin doğuşunu sonra batışını ay ışığını senin yazdığın gibi yazamam. Güzel yazmışsın eline sağlık. Yazının başlangıcını biraz uzatmışsın. O kısmı kısa ve öz yazsaydın yazın çok daha güzel olurdu. Yazının sonunu çok beğendim, çok güzel bağlamışsın. Senin köy anıların vardır, devam edersen çok sevinirim. Yazının devamını bekliyorum. Ayrıca DKB ile ilgili çok uzun bir yazı yazmışsın. Görüşlerinden dolayı ayrıca seni kutluyorum. Çok gezen mi bilir çok okuyan mı? Böylelikle de kendini kanıtlamışsın. Sen biir örneksin. Görüşmek dileğiyle, şimdilik hoşça kal.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 22 Mayıs 2011
Ali hocam, AA Foto Galeri sayfasını, oradaki çiçekleri içim heveslenerek seyrettim, bu sayfada hemen dikkatimi çekti, ayı lelesi ve tutya yoktu. Bu kadar emek vererek hazırladığın bu sayfada bu çiçekleride göreceğime inanıyorum. Sadece bunlar değil diğer köy çiçeklerini de temin edip koyarsan şimdiden teşekkür ederim. Ellerine sağlık.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 22 Mayıs 2011
Çok teşekkür ederim Hüseyin abi.Sanırım dikkatinden kaçtı. "Köy-Dernek Foto" sayfasına girer de üstteki sırada bulunan "Bitkilerimiz"i tıklarsan köyümüzün çiçek ve diğer bitkilerini görebilirsin. Tekrar teşekkür ederim.
----------------------------------------------
MELİHA AYDOĞAN - melbahdil@otmail.com - Ankara - 21 Mayıs 2011
Ali abicim sitene verdiğin emek ve DKB için çok çok teşekkürler. Ellerine gözlerine emeğine sağlık.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Mayıs 2011
Çok teşekkür ederim Meliha kardeşim. Sanırım artık emekli oluyorsun, seni de aramızda görmekten mutlu oluruz. :))
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 21 Mayıs 2011
Sevgili Muharrem Hocam, Dedenizle ilgili yazıyı da, her zamanki gibi büyük bir keyifle okudum.Elinize sağlık! Benim ilk öykü denemesinin biraz fazlaca uzun olduğunu ve abartılı betim içerdiğini sonradan okurken ben de fark ettim. Diyorum ki:'Bir çırak o kadar usta yazarın arasında ne yapsın' :)))
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 21 Mayıs 2011
... Teşekkürler Hüseyin abi.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 21 Mayıs 2011
Kazım arkadaş, DKB yazını okudum çok güzel. Alevi-Bektaşi ve hümanizm felsefesini bilmeyen insanlarımız çok olduğu gibi bilenlerimiz de nedense ters davranmaktadırlar. Bir iki satır kitap okuyan, birleştirici değil ayrılıkçı olmaya başlıyor. Solun halini görüyoruz. DKB örgütlenme ve felsefesi gelişse, kime ne zararı olacak. Ama faydalarını düşünürsek, birlik olmuş oluruz. Birlikten kuvvet doğar.
Köyümüzde veya köylümüzde, köyümüze faydası olan büyük bir şirket görebiliyor musunuz? Birlik ve birlikten dem vururuz ama köylülerimizde birlik ruhunu hiç göremiyoruz.
Bir tek Sarıyer belediye seçimlerinde birlik ruhu ön plana çıkmış, az da olsa semeresini görüyorsunuz.
Mesela İstanbul da köylülerimizin toplu olarak yaşadığı mahalleyi görüyoruz. Sabahattin'in bakkalının dışında başka bir şey var mı? Bir olmayışımızdan dolayı bütün depolar, ticaret hep yabancıların elinde. DKB bu sorunu da çözemez mi? Muhtarlık yabancıların elinde. DKB bu sorunu çözemez mi.
Hep bir olunsa İstanbul'da bizim köylüler bir millet vekilini fevkalâde çıkarabilirler. (Bizim köylüler, Kırıntı, Kayacık, Yeniköy ve kardeş köylülerimiz.) Buna benzer sorunları, DKB çözeceğine ben inanıyorum. Belki hayalperestlikle suçlanacağım, ama olamayacak bir mesele mi? Köylü ve köy kökenli oluşumuzdan, müteessir olmayalım.
Aksine köy ve köyümüze daima sahip çıkmamız gerekir. Kazım arkadaş, DKB ile ilgili yazın çok çok mükemmel. Ayrıca, "Tek Başına Yayla Serüveni" öykünde de köye sahip çıkma içtenliğini görebiliyorum. Selamlar, iyi günler. Kendine iyi bak
---------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.com - Ankara - 20 Mayıs 2011
... Sayın Kazım Aydoğan,Yaylaya Yolculuk adlı anı öykünü biraz uzun olsada zevkle okudum, öyküyü okurken bende sizinle beraber yaylaya yolculuk yaptım. Yazınızdada hasret , özlem kokuları hissettim. Kısa zamanda özlem ve hasret çektiklerine kavuşman dileğiyle, Çine saygı ve sevgilerimi gönderiyorum. Bizleri Kahramanmaraştakilerle, Çindekilerle irtibata geçiren site yöneticisi Ali Aydoğan'a da saygılar sunuyorum.
... Sayın,Ali Öztürk Çökelek borsası ve İmrahor Gölleri isimli anı öykülerini okudum. Her ikiside çok güzel olmuş,çok hoşuma gitti kalemin hiç bitmesin. Sanıyorum köye giden arkadaşlarımızın birçogunun çökelekle ilgili buna benzer anıları vardır. Çok güzel anlatmışsın Çökelek borsasınıda, söndürmesinide. Fakat daha güzeli İmrahor deresi gibi güzel yerlerin kayboluşunu gördükçe, anlattıkların filim şeridi gibi gözümün önünden geçti teşekkür ediyor eski görev yerim Kahramanmaraşa sevgilerimi gönderiyorum. Muharrem AYDIN
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Mayıs 2011
Sizlerin varlığınız sitenin canı, kanı; asıl ben teşekkür ederim.
----------------------------------------------
AHMET SEKÜ -sekuahmet-18@hotmail.com - Çankırı - 20 Mayıs 2011
Merhaba Ali Bey,bu siteye ara sıra bakıyorum .Yazılanları ve görselleri beğeniyorum.Keşke diyorum bizde de olsa böyle yazışma kaynaşma siteleri...Böyle güzel şeyler herkes tarafından başarılamıyor düşüncesindeyim.Bugün Mamak tarafına geleceğim.Akrabaları ziyaret edeceğim.Sizlerle de görüşmek isterim.Mahalleye gelince arayacağım .Görüşmek dileği ile selamlar ,saygılar...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 20 Mayıs 2011
Merhaba Ahmet bey, dört gözle bekliyoruz yolunuzu. Beğenini dile getiren tümcelerin için çok teşekkürler. Görüşmek üzere...
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 20 Mayıs 2011
Selam Hüseyin abi, Saat akşam altıya beş var burda da.Umarım , usta bir yazar olarak, benim yazdıklarımı beğenmişsindir. Çıraktan ancak bu kadar.DKB yazım konusunda yorum yapmamışsın. Selamlar, Kazım
---------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 20 Mayıs 2011
... Kazım arkadaş, saat onbire beş var. Senin, tek başına yaylaya yolculuk serüvenini okudum. Sanki sen deyil, o serüveni ben yaşamış gibi oldum. Beni, elli yıl önceye götürdüğün için, sana çok teşekkür ederim. Bilgisayarın tuşlarına vuran parmaklarına sağlık.
... Ali hoc, gönderdiğim yazılar hep çift gitmeye başladı, sebebi nedir. Selamlar iyi günler.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 20 Mayıs 2011
Evet, yazılar çift gelmiş. Yazıyı yazdıktan sonra "Tamam"a iki kez basmışsın sanırım.
--------------------------------------------

KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 18 Mayıs 2011
Merhaba Site Dostları,
DKB konusunda düşüncelerimi daha önce detaylandırmıştım, ne yazık ki sistemin (konuk defterinin) azizliğine uğradı, ulaşamadı. Kopya da almamıştım.
Proses devam ediyor; DKB fikri ya da projesi konuk defterinde, halkımızda, hemşehrilerimizde karşılık buluyor, eş zamanlı olarak da olgunlaşıyor, bunu gözlemliyorum. Ali Bey'e böyle bir düşünceyi ortaya atttığı için tekrar teşekkür ediyor, kendisini desteklediğimi bildiriyor ve aynı zamanda da kutluyorum.
Ali Bey sitede DKB'yi ayrıntılı anlatmış. Alim Hocam, Durmuş Hocam, bizim yazarlarımız ve konuk defteri ziyaretçileri değerli fikirleriyle katkıda bulunmuşlar.
Benim sevdiğim ve sıklıkla da kullandığım bir deyim var: Glokalleşme=Globalleşme+Lokalleşme.
Yani lokalliği, yerelliği koruyarak ve gözeterek, globalleşme, evrenselleşme.
Buradaki globalleşmeyi vahşi kapitalistlerin emperyal sömürü aracı olarak almıyorum, kullanmıyorum, evrenselleşme olarak algılıyorum.
Yerelliğin, özgünlüğün, orijinalliğin korunması ve aynı zamanda da dünya ile entegrasyon olarak görüyor ve yorumluyorum.
Ve bu, kesinlikle ne yerellikten, orijinallikten, özgünlükten, otantiklikten utanma, ne de gocunma.
DKB fikir pratiğinde de bunu görüyorum, bir anlamda bunun özeti, Ali Bey'in de ifade ettiği gibi kesinlikle şoven, ırkçı kendini aşamamış bir 'köylülük' ya da 'köylüler' projesi değildir. Olaya bu perspektifle yaklaşmakta fayda var.
Uluslararası boyuttan baktığımızda yerellik ulusal boyutlarda kalıyor, köy çok çok mikro boyutlara iniyor, dolayısıyla 'Dünya Vatandaşlığı, Evrensellik' ön plana çıkıyor.
Kendi yaşam pratiğimle de bunu kanıtlamaya çalışıyorum; örneğin şu an, Çin'de, Hollanda için yapılan bir imalatın Almanlar adına kontrolünü yapıyorum (Türk'üm.:)) Arkadaşlarım arasında Malezyalı, Amerikalı, Hindistanlı, Alman, Fransız, Çinli ve belki şu an hatırlayamadığım bir sürü milliyet var ve ben Kırıntı köyü doğumluyum, Kırıntı Köyü İlkokulu mezunuyum.
Dünyanın bir çok değişik ülkesinde şu an benim gibi onlarca Kırıntı orijinli insan var. Aynı zamanda Ulusal ölçekte (Türkiye boyutlarında) baktığımızda da yurdumuzun her köşesinde her meslekten, ünvandan, kalifikasyondan köy orijinli insanımız, hemşehrimiz var.
Şu ana kadar ziyaret etme ve/veya çalışma fırsatını bulabildiğim ülkelerde (ki sayı 16) de aynı olguları gözlemledim.
(Hüseyin Abi -babuko- için bir parantez: Hüseyin abi Şükrü emim, 17 ama Kazım, 16 haha haha! :))
Bazı çevrelerde hâlâ 'Köylülük' kompleksinin aşılamaması da bana garip, itici ve primitif geliyor.
Köy orijinli olmayı, hayatımda daima bir zenginlik ve çeşitlilik olarak algıladım, hatta zaman zaman içten içe sevindim, gurur duydum ,onurlandım.
Türkmenistan, Azerbaycan, İran ve hatta Çin ziyaretlerim sırasında (Uygur Türkleriyle) köylü orijinli olmanın avantajlarını yaşayarak, yerel halkla Türkçe';nin değişik lehçelerinde konuşabilme ve anlaşabilme olanağını yakaladım. Azerbaycan'da Azeri lehçesini birlikte çalıştığımız İstanbullu arkadaşlarıma ben çevirdim.:-)))
Kırıntı şivesine yakındı. Ve bizim yaşlı insanlarımızın kullandığı (benim İpek anamların-Molla Alinin İpeği) dilin neredeyse aynısı. Günlük sosyal hayatta da ne kadar benzerlikler olduğunu gözlemledim. Bütün Türk dünyasında.
Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki köy orijinli olmak bize soydaş ülke halklarıyla, insanlarıyla ortak paydalar sağlıyor.
Dünya Edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yazarlarından biri olan Cengiz Aytmatov'u (ki kendisi Kırgız Türkü) ve birçok Rus yazar ve şairini okurken; (Dostoyevski, Şolohov, Tolstoy, Gorki, Puşkin vs), bu vesileyle ayrı bir keyif ve tat aldığımı da ifade etmeliyim.
Kendi tarihimize baktığımızda, Köy Enstitüleri deneyiminin ne kadar da ustaca kurgulandığını, planlandığını ve hayata geçirildiğini görmekteyiz. Yerel odaklı (köy orijinli) aydınlanma ve kalkınma modeli. Ne kadar da başarılı olunduğunu, Köy Enstitüsü mezunlarının pratiklerinden anlıyoruz.
En yakın, canlı örneği Sevgili Niyazi Bal Hocamız. Neden? İşte yukarıda da değinmeye çalıştığım modeli öngören, komplekslerinden arınmış, hedefleri netleşmiş, özgüveni yüksek kadroların uzgörüşleri (vizyonları) sayesinde.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Örgütü tarafından hâlâ, gelişmemiş ülkeler için bu modelin örnek alındığını da biliyoruz. Köy enstitülerinden neden vaz geçildiğini (daha doğrusu vazgeçirildiğini) anlamamız, günümüz dünyasının tahlili için de bize ipuçları verecektir. Bu konuya şimdilik girmeyelim.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü Genel Konferansı 17 Ekim-21 Kasım l972 tarihleri arasında Paris'te toplanan onyedinci oturumunda, Kültürel mirasın ve doğal mirasın sadece geleneksel bozulma nedenleriyle değil, fakat sosyal ve ekonomik şartların değişmesiyle bu durumu vahimleştiren daha da tehlikeli çürüme ve tahrip olgusuyla gittikçe artan bir şekilde yok olma tehdidi altında olduğunu not ederek,
Kültürel ve Doğal mirasın herhangi bir parçasının bozulmasının veya yok olmasının, bütün dünya milletlerinin mirası için zararlı bir yoksullaşma teşkil ettiğini göz önünde tutarak ve birçok diğer nedenden dolayı DÜNYA KÜLTÜREL VE DOĞAL MİRASIN KORUNMASI SÖZLEŞMESİ'ni imzalamıştır.
Diğer yandan "Modern Yönetim Anlayışı" dikey organizasyonlardan ziyade yalınlaşma, sadeleşme , yataylaşma modeline doğru evrilmektedir. Kamu yönetimlerinde ise "Yerinden Yönetim = Ademi Merkeziyet = Desantralizasyon" popüler, uygulanabilir, yaygın ve günceldir.
DKB olgunlaşırken bütün bu unsurların göz önünde bulundurulmasını öneriyorum.
Bir çevre denetçisi (ISO 14001 Senior Auditor) olarak atılacak tüm adımlarda, çevre duyarlılığının bir öncelik olarak daima hatırlanması gerektiğini; DKB'de paradigmanın, bu yukarıda özetlemeye çalıştığım durum olması gerektiğini düşünüyorum.
Dolayısıyla biz şimdi kendi yerelimizle kendi evrenselimizi evlendirmeye, entegre etmeye çalışıyoruz.
Bu projede, tüm komplekslerden, negatif düşüncelerden arınarak ileriye doğru pozitif, yapıcı, iyimser adımlarla ve ÖZGÜVENle devam etmeli, ettirilmeli.
"Durmak yok, yola devam!" ve "Bir olalım, iri olalım, diri olalım" deyimlerini de gerçek sahiplerinin üstlenmesi zamanı.
DKB aynı zamanda "GELİN CANLAR BİR OLALIM" için "DÜNYA ÖLÇEĞİNDE" çok güzel bir çağrı. Ali Bey ağzına, yüreğine sağlık!!!!
Çok genel bir bakışla düşüncelerimi özetlemeye çalıştım. Ayrıntıları, Ali Bey'in ve diğer üstatlarımızın yazılarında görebilirsiniz.
Ali Hocam, bu projeyi bir an önce hayata geçirelim, ben de ÇİN temsilcisi olayım, aksi takdirde bu haktan yoksun kalacam.:-)))), o zaman belki bir başka ülke temsicisi olurum. :)))
Herkesi saygıyla selamlıyorum.
Kazım -ÇİN

YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 18 Mayıs 2011
Merhaba Sevgili Kazım,
Hani denir ya "Başka söze ne hacet!" diye, senin açıklamaların da öyle dedirtiyor insana. Yerelleşme, evrenselleşme kavramlarını anlaşılır biçimde açıklamışsın. Parmaklarına, beynine ve paylaşım düşüncene sağlık.
Bir yıl önceki 1 Mayıs'ta, Sıhhiye meydanında fotoğraf çekiyordum. Bizim köylülerden genç bir kızın ve annesinin de fotoğrafını çekmiş ve "Sitede yayınlayacağım, bakabilirsiniz." demiştim. Aslında hiç de boş biri olmayan, üstelik oldukça da takdir ettiğim sevgili genç kızımız dudak bükerek "Amaan, köy sitelerinden hoşlanmıyorum." demiş, köycülükle mücadeleci olunamayacağını vurgulamıştı. Onun o anda benim de en az kendisi kadar evrensel, mücadeleci ve sorumluluklarımın bilincinde olduğumu düşünebilmesini isterdim. Evet, en azından ona yakın bir mücadele tarzım vardı, ama aynı zamanda hamurumuzu yoğuran köyümüz için de bir gönül borcunu yerine getiriyor, köyle ilgili dokümanlar yayınlıyordum. Aslında iyi niyetli, mücadeleci genç kızımızın gözündeki perde elbette bir gün yırtılacak. Her şey zamanla, yavaş yavaş... Kanı durulmaya, kendi özelinin dışında da dünyalar olduğunu görmeye başladığında... Dünyanın uzağımızda değil bir solukluk yakınımızda olduğunu anladığında.
Yazının bitiminde "Ali Hocam, bu projeyi bir an önce hayata geçirelim, ben de ÇİN temsilcisi olayım, aksi takdirde bu haktan yoksun kalacam." demişsin ya... Bu satırları fırsat bilerek bir açıklama yapmak istiyorum. Sen elbette şaka yapıyorsun, ne var ki bazılarının benim DKB liderliğine soyunduğumu sandıklarını fark ettim, üzüldüm. Yine vurguluyorum, benim böyle bir niyetim yoktur, olamaz; çünkü böyle bir yapım yoktur. Amacım net ve açık olarak ortada. Böyle bir proje düşündüm ve yayınladım. Tek isteğim birilerinin bu düşünceye sahip çıkması, birliği oluşturması ve uygulamaya geçirmesi, ya da hep birlikte, el ele, beyin beyine vererek başarabilmek. Keşke birileri böyle bir proje yayınlasaydı da ben dışarıdan biri olarak destek düşüncelerimi yazsaydım.
Aydınlatıcı yazın ve projeye verdiğin destek için çok teşekkürler sevgili Kazım. Sevgiler. - A.A.
----------------------------------------------

HURİYE AYDIN - Aalen - Almanya - 17 Mayıs 2011
Merhaba Ali Ağbi, Sayfaniz cok güzel olmus. Ellerinize saglik. Esimle beraber firsat buldukca Anilar,öyküler bölümünü okumaya çalısıyoruz. Tesekkür ediyoruz. Herkese sevgiler selamlar.Calısmalarınızda basarilar...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 17 Mayıs 2011
Merhaba Huriye hanım, sitenin izlendiğini bilmek, hele böyle bir mesajla ödüllendirilmek siteyi hazırlarken oluşan zahmetleri mutluluğa dönüştürüyor. Çok teşekkür ediyor, size ve eşinize mutluluklar diliyorum.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 17 Mayıs 2011
Merhaba Kâzım arkadaş. Kahkahalarını duydum. Duyar duymazda Kâzım arkadaşa bir merhaba diyeyim dedim. Nasılsın, iyi misin? Dünya Kırıntılılar Birliği ile ilgili düşüncelerini merak ediyorum. Ayrıca anılarını da bekliyorum. Sana ve Çin'e selamlar. Babuko Hüseyin 17-05-2011 ANKARA
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 17 Mayıs 2011
Herkese Selam ve sevgiler, Hüseyin abi(babuko) harikasın, haha haha haha :-))))))))))) Kazım Wuhan-Çin Halk Cumhuriyeti
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@homail.com - Altınoluk - 14 Mayıs 2011
Özellikle, konuk defterine uzun dönemdir yazmıyordum; çünkü anı yazanların yanında, anı yazmayan ama okuyan dostlarımın yazması için kendi hakkımdan vaz geçmiştim. Fakat sitede öyle güzel şeyler gelişti ki, sanki yazmamakla onları takdir edemediğim hissine kapıldım ve kendimi suçlu his ettim. Örneğin, birçok anı yazdı dostlar, hepisini defalarca okudum ve hepisi birbirinden güzel. Yazanların eline, anlatanların diline sağlık. Yer ve zaman kaplamamak için isim, isim yazmak istemiyorum. Yetenekler bölümünde Yaşar Günel'in yazdığı kitapları görünce, müthiş gururlandım. Keşke elime geçse de okuyup değerlendirme yazısı yazabilsem. Eline sağlık Yaşar arkadaş, sağ olasın. Sitede bir düşünce olarak yayınlanan DKB için Kısa olarak DKB kısa olarak değinmek isterim. Sadece köy içeren düşüncelere sıcak bakmadığımı belirtirim. Benim köyle iğlim: köyün yetiştirdiği yetenekler ve köyün örf, adet -inançlarını gelecek kuşaklara taşıyanlarla. Köy dernekleri hakkında ki görüşümü benim değerlendirme sayfamda yazmıştım. Bütün görüşüme rağmen DKB birlik düşüncesini incelemeye çalışıyorum; inceledikten sonra düşüncemi daha geniş yazmaya çalışaçam. Muzaffer Bal / Altınoluk
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Mayıs 2011
Uzun bir aradan sonra da olsa tekrar yazdığınız için teşekkür ederim Muzaffer bey. Kendi hakkınızdan vazgeçerek başkalarına hak tanıma özverisinde bulunmanıza gerek yoktu; site dostlarının Konuk Defteri'ne yazma hakkı sınırsızdır, bilirsiniz. :))
Dün gece Tuzluçayır'da bir kına gecesi vardı. Bizim Yazarlarımız'dan altı arkadaş raslantıyla bir araya geldik. Kısa ve hoş bir ayaküstü sohbeti oldu. Yazarlarımızın her biri yazma becerisi açısından gerçekten de birbirinden yetenekli. Umarım yazar sayısı her geçen zaman daha da artar.
DKB konusuna da değinmek gerekirse... Aslında ben köycü ve yerel bakışçı değilim, sınırları olmayan evrensel bir görüşe sahibim. Ama karşıdaki dağın zirvesine bakarken önümüzdeki çukurun farkında olacak bir bilince ve çabaya sahip olmamız, yerel sorunların da çözümünde yer almamız gerektiğini de düşünüyorum.
"Orda bir köy var uzakta / Gitmesek de gelmesek de" diyen şiirdeki gibi bir köy değil bizim köy; gidiyoruz da geliyoruz da. Köyün bir elemanı olduğumuza göre, köyle ilgili dokümanlar harmanladığımıza göre köyle ilgilenmemek olamazdı benim açımdan. Daha bilinçli, daha bütünlükçü, daha "biz"leşen ortak bir yönetim için böyle bir "Üst Birlik" yani DKB, geçen yaz şekillenmişti beynimde. Bu düşüncemin şoven bir yerelcilikle ilgisi yok. Nasıl ki kendi ailemizin mutluluğu için elimizden geleni yapıyorsak, daha büyük ailemiz olan köyümüz için de elimizden geleni yapmamız gerekir diye düşünüyorum. Zaman zaman yaptığımız ikili görüşmelerde sizin de bu düşüncelere sahip olduğunuzu biliyorum zaten. Öyle düşünmeseydiniz, köy kapsamlı bunca araştırma yazılarını yazma zahmetine girmezdiniz. DKB ile ilgili düşüncelerinizi, önerilerinizi sabırsızlıkla bekliyoruz. DKB, toplumun düşünen, akıl yoran insanlarıyla var olacak ya da daha doğmadan hayaller dünyasına uğurlanacak. Dostça kalın.
----------------------------------------------
ZELİŞ AYDIN - aydinzel@hotmail.com - İstanbul - 12 Mayıs 2011
Merhaba Ali Abi, Herşeyden önce özenle titizlikle hazırlanmış bir site. Bu siteye girdiğim zamanlar herşeyi bir kenara bırakıp merakla köyümüzün o eşsiz güzelliği, değerli insanlarının emekleri beni mutlu ediyor. En çok hoşuma gidende insanların anılarını okumak. Onların çok doğal ve sanki o anı tekrar yaşıyorlarmış gibi kelimelerini kaleme almaları. Bu site sayesinde köyümüzle ilgili tüm yenilikleri takip edebiliyoruz. Çocuk, genç, yaşlı herkese hitap eden bir site. Emeğine sağlık diyorum. Bu site sayesinde insanlar daha çok birbirleriyle kaynaşacak diye umut ediyorum. Teşekkür ederim...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Mayıs 2011
Merhaba Sevgili Zeliş, yorumun için çok teşekkür ederim. "Çocuk, genç yaşlı herkese hitap eden bir site" demişsin ya, bu sözün üzerine siteyi biraz daha çeşitlendirmeye karar verdim. Hatta bizim köylü olmayan insanlar da sitede bir şeyler bulmalı diye düşünüyorum. Tabi zamanla, yavaş yavaş... Tekrar teşekkürler. Sevgiler.
----------------------------------------------
DERYA AYDOĞAN ALAGÖZ - derya__aydogan@hotmail.com - Ankara - 11 Mayıs 2011
Biraz önce okudum; Dünya Kırıntılılar Birliği (DKB) yazısını. "Gereksinimler ve sorunlar; bilinçli, bilimsel, dayanışmacı yöntemlerle çözülürse anlam kazanır, yarara, huzura, mutluluğa dönüşür." Bunun içindir ki desteklenip, hayata geçirilmesi gereken bir proje. Çok önce olsa belki hayal gibi gelebilirdi. Ama günümüzde bilgisayar ve internet çok yoğun bir şekilde kullanılıyor. Haberleşmeler ve çalışmalar çok kolay yapılabilir. Yalnızca biz değil, keşke tüm köyler, toplumlar yapabilse. Her ne kadar Sivaslı olsam da :)) inanarak, samimiyetle destekliyorum.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Mayıs 2011
Tekrar teşekkürler. Evet, neden olmasın? Kırıntı'da da olur, Sivasta'da, her yerde de; yeter ki inanılsın, istensin. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 10 Mayıs 2011
"Dünya Kırıntılılar Birliği" (D.K.B.)
Herşeyden önce D.K.B. ismi kulağa güzel hitabediyor. Değerli köylülerimiz, dünyamızın kayda değer büyük bir bölümüne yayılmışlardır. İster içeride yaşasın, isterse de dışarıda, hepsinin de köyünü seven, köy için idealleri olan kişiler olduğunu çok iyi biliyoruz. Köyün sorunlarına katkıda bulunmaktan herkes mutlaka zevk alır diye düşünüyorum. Ne var ki, böylesine büyük organizasyonu kurmak, kısa sürede çalışır hâle getirmek çok zor olur. Uzun bir süre konuyu işleyip, halkımızın fikren hazır bir duruma getirilmesi büyük önem taşır.
Bugün dünyada olan oluşum ve olayların tezahüründe, medya dediğimiz basın-yayının rolünün çok büyük olduğunu herkes biliyor. Bizim de, bu konuda buna benzer çalışmalarla, halkımızın düşünce ve benimsemelerini daha olumlu hâle getirmemiz mümkündür. Peki, ne yapmamız gerekir? diye bir soru da akıla gelebilir. Bence, aşağıda belirtilen çalışmaların, herkesi hazırlamada, bilinçlenmelerinde yararının büyük olacağı kanaatindeyim.
1- Bilgisayarlarımızda, köyümüzle ilgili hayli site mevcuttur, her site bu konuyu ele almalı, işlemeli, insanlarımızı tartışmanın içine çekmeli.
2- Sitelere yazı yazan arkadaşlarımız, bu birlik konumuzu, kendi yorumlarıyle işleyip toplumumuzu hazırlamada gayret sarfetmeli.
3- Toplantılarda, eğlence ortamlarımızda konuşulacak konuların içersine, mümkün mertebe D.K.B. ilave edilmeli.
4- Meselemizi, herkese duyurmak, bilgi vermek köylülerimizin vicdani borcu olmalı.
5- Bana ne deyip, kayıtsız kalanların, uyarılması, bu konuda aydınlatılması gerekir; bu unutulmamalı.
6- Uzunca bir süre, bu hazırlık empozeleri devam etmelidir.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Mayıs 2011
Sevgili Durmuş Öğretmenim, DKB projesi ile ilgili ayrıntılı açıklamalarda, önerilerde bulunmuşsunuz. Böyle bir birliğin mutlaka kurulması gerektiğine inancım bir kez daha pekişti. Ne güzel söylemişsiniz; siteler bu konuları ele almalı, sürekli canlı tutmalı, her ortamda, hatta eğlence ortamlarında bile konu ele alınmalı, duyarsızlık gösterenler aydınlatılmalı... diye. Dilerim, kartopunun çığa dönüşmesi gibi DKP de büyür gelişir ve "kararlı, paylaşımcı, Biz'ci" yönetimiyle köyümüzün hak ettiği güce kavuşmasını sağlar. Saygılarımla.
----------------------------------------------

DERYA AYDOĞAN - derya__aydogan@hotmail.com - Ankara - 09 Mayıs 2011
Merhaba dayıcığım, bizim yazarlarımız bölümündeki yazıları okumaktan çook büyük zevk aldım. Sana ve tüm yazarlarımıza teşekkürler.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Mayıs 2011
Teşekkür ederim Derya'cığım. Sizler okuyun yeter ki yazılar eksik olmaz. Eminim ki yazarlar mesajından çok mutlu olmuşlardır; onlar da sana teşekkür ediyorlardır.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 08 Mayıs 2011
Merhaba Ali Hoca...Ben saat 21.27 de bir mesaj yazdım mesajınız başarıyla gönderildi dedi ama okumak için açtığımda yoktu..yani gelmemiş.....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 08 Mayıs 2011
Merhaba Hatun hanım. Siteye mesaj gönderildiğinde, gönderildiğini belirten iletiler benim Hotmail adresime geliyor, Konuk Defteri'ni açıp baktığımda ne yazık ki yeni mesaj göremiyorum. Acaba bilgisayarlar arasında mı uyuşumsuzluk var diye düşünmeden edemiyorum. Facebook'tan gönderdiğin yukarıdaki mesajını senin e-mail adresinle bir de ben gönderme denemesi yaptım,başarıyla gönderildiğini gördüm. Seni ve senin gibi mesaj gönderemeyen dostlara bir kez daha söylemek istiyorum: Lütfen mesajlarınızı Facebook ya da aliaydoganaa@hotmail.com adresimden gönderin, ben yayına sokarım. Şimdiden teşekkürler. Karşılaştığınız zorluklar için özür dilerim.
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 08 Mayıs 2011
Sayın arkadaşım Muzaffer, Gelinlik tutma öykünü okudum. Aynı dert bizde de vardı. Sultan anam, agama yani Selvinin Alisine 19 sene gelinlik tuttu, bunu ben gayet iyi biliyorum. Başından böyle bir olay geçmişte öykü olarak yazdın. Bizde böyle bir olay olmadıki yazayım. Eline sağlık. Tüm dünyada ki annelerin. büyük, küçük hepsinin ellerinden öper, çocuklarında anneler gününü kutlarım. iyi günler. 08-05-2011 Babuko Hüseyin - ANKARA
----------------------------------------------
AYSEL ÖZTÜRK - aysel_oeztuerk@hotmail.de - Almanya - 06 Mayıs 2011
Sayin Ali abim, sitenin bu kadar cabuk ilerlemesini hayranla takip ediyorum. Ben gercekten bu kadar hizli ilerleyecegini düsünmüyordum. Inan günlük bu siteye girip ve burada gezinmek bana stress atmama yardimci ouyor. Sevgi ve Saygilarla Aysel
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 07 Mayıs 2011
Evet sevgili Aysel, aradan bir an önce çıkarabilmek için sitenin yapımına hız vermiştim, neredeyse tamamladım sayılır. İnceliğin, yorumun için teşekkür ederim. Hepinize sevgilerimle.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.com - Ankara - 05 Mayıs 2011
Yaşar Güneli yeni kitabından dolayı tebrik ediyor, en kısa zamanda temin edip okuyacağım. Sitede yenilikler tüm hızıyla devam ediyor. Ali Bey e siteyle ugraş enerjisinin hiç bitmemesi dileğiyle, siteye katkıda bulunan herkese sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Mayıs 2011
Yaşar arkadaşımızı arka arkaya yayınladığı kitapları nedeniyle ben de içtenlikle kutluyorum. Umuyorum, çok yakında diğer kitaplarını da tanıtabiliriz.
Yorumların için teşekkür ederim Muharrem bey. Evet, site işini bilen bilir, çok zor bir iş. Zaman geliyor ki enerji azalmaya başlıyor. Ne mutlu ki sizler gibi duyarlı dostlardan gelen mesajlar benim için enerji kaynağı oluyor, sayenizde yeniden enerji yüklenince yola devam diyorum. Devam etmek zorunda olduğumu düşünüyorum; çünkü yazılı veya görsel kültürümüzü sen, ben, biz, hepimiz hep birlikte paylaşarak yaşatıyoruz. Muharrem bey, gönül istiyor ki yaşı ilerlemiş insanlarımıza mikrofon (artık çok kolay, cep telefonu) uzatarak yetmiş-seksen yıl önceki anıları günümüze taşıyalım. Öyle yaptığımızda gelecek yıllarda tarihçemizi oluştururken belge sıkıntısı çekmemiş oluruz diye düşünüyorum; ne dersin? Sevgilerimle.
----------------------------------------------
GÜLCAN GÜL - gulcangul@mynet.com - Ankara - 04 Mayıs 2011
Ali Bey Merhaba yaşam enerjiniz ve çabalarınız bu siteden görülüyor. İnsanları sürekli üretmek için teşvik etmeniz ve burada yayınlamanız, çok güzel.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 04 Mayıs 2011
Merhaba Gülcan hanım, inceliğiniz için çok teşekkür ederim. 1 Mayıs'ta görüştüğümüzde soracaktım unuttum, derneğin sitesini ne yaptınız, en azından başlangıç yapabildiniz mi? Ailenize sevgilerimle.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 04 Mayıs 2011
merhaba.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 04 Mayıs 2011
Merhaba Kazım, sanırım yine uzun yazdın ve yine Konuk Defteri'nde görünmedi. Pazartesi günü Mynet Proservisi'yle telefon görüşmesi yapmıştım. Konuk defterindeki sorunu gidermeye çalışacaklardı; ama hâlâ çözülmedi. Şimdilik yazılarını Facebook'tan gönderebilirsin. / Nasılsın? Umarım her şey yolundadır. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL -sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 04 Mayıs 2011
Merhabalar site dostları. 2.5.2011 tarihinde yazmış olduğum kısa mesajda sitede iki yenilik olduğunu yazmıştım, fakat isimlerini yazmayı unutmuşum. Site dostları haliyle bu mesajdan bir şey anlamamıştır özür dilerim. Bahsettiğim iki yenilik Medyada Biz ve Sorularla Fıkralar sayfalarıdır. Ayriyetten çıkarmış olduğu ikinci kitap için Yaşar Günel'i kutlar başarılarının devamını dilerim. İşçilerin ve Emekçilerin bayramı olan 1 Mayıs hafta sonu Pazara denk geldi. Havanın sıcak olmasına rağmen bizim insanlarımızın pek rağbet etmediklerini gördüm. Kendi pankartımızın altında yürüyüş kortejinde yerimizi alıp Demokratik Taleplerimizi haykırarak alandakilerle aynı havayı solusaydık fena mı olurdu? 1 Mayıs Bahar Bayramı adı altında piknik düzenlenmiş olsaydı, insanlarımız koşa koşa giderlerdi. Bundan sonra gitmeleri dileğimle. Saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 04 Mayıs 2011
Merhaba site dostu Sebati'ciğim. Evet, bu kez ayrıntılı yazınca beğendiğin iki yeniliği öğrenmiş olduk. Teşekkürler. Bu fırsatla sana da diğer site dostlarına da öneriyorum; Hüseyin Aydoğan'ın (Babuko) gönderdiği gibi siz de köylülerimizle ilgili Sorulu Fıkralar gönderebilirsiniz. // 1 Mayıs konusunda yazdıklarına gelince, "Çok haklısın!"demekten başka ne diyebilirim ki? Bu konuda 'Bizim Yazarlarımız' sayfasındaki sana ait bölüme bir değerlendirme yazısı yazabilirsin. Her konuda duyarlılığın için teşekkürler.
----------------------------------------------
YAŞAR GUNEL - Ankara - 02 Mayıs 2011
Ali hoca, "Nasrettin Hoca"nın İzinde'adlı kitabımı, "Yeteneklilerimiz" bölümüne atmışsın/yüklemişsin. Teşekkür ederim. Sitenin, mesaj bölümünden, "teşekkür" yazısı gönderdim ama teknik sorunlar dolayısıyla, -senden kaynaklanmadığını söylemiştin-iletim sana ulaşmamış!.. Şimdi, bir başka kanaldan gönderiyorum; umarım, bu aksaklık en kısa sürede, "Mynet" tarafından düzeltilir. Yakında çıkacak olan kitaplarımı da zârif kişiliğinin tezâhürünün bir göstergesi olarak, "Yeteneklilerimiz" sayfasına atıp, site müdâvimlerine duyurursun, herhâlde.
4 tâne kitap materyali hazırlayıp, bir matbaaya verdim. Ben, matbaya ödemelerini yaptım, 5-6 ay geçtiği halde kitapları alamadım. Bu, bana, Mehmet Âkif'inİstiklâl Marşı şâiri bir anısını çağrıştırdı. Âkif, Safahat adlı kitabının, dokuzuncusu olan Gölgeler'i, bir matbaya verir. Günler günleri kovalar, Âkif kitabını alamaz. Matbaacı : "Yârin, yârin!" der, Âkif'i günlerce oyalar. Âkif'in kitabını basılması için verdiği matbanın adı: "Gençlik Matbaası" dır. Bir dostu, Âkif'e sorar: "Üstat, kitabın, ne zaman basılacak? Basılmadı mı?" diye. Âkif, şöyle der: "Matbaası, beni kocattı!"Benim durumumda aynı oldu. Herkese selâm. Yaşar Günel - ANKARA
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Mayıs 2011
Merhaba Yaşar arkadaşım, peşpeşe kitap üretimlerin için seni içtenlikle kutluyorum. Umarım diğer kitapların da en kısa zamanda elimize geçer. Ne güzel! Bizden insanların da her tür değerli üretimi beni gururlandırıyor.
Facebook'tan gönderdiğin yazıyı yayınladım. Umarım Mynet en kısa zamanda mesaj gönder(e)me(me) sorununu giderir. Tekrar teşekkürler. Başarılar. Sevgiler.
----------------------------------------------

SEFA AYDOĞAN - saydogan@live.nl - Hollanda - 02 Mayıs 2011
selam Ali canım. gene bir projenin ilk adımını atmıssın.. suna her zaman inanım ilk her zaman onemlidir.. adım olmayınca gelismede olmaz.. burda en büyük sorumluluk bu adımlara yardımcı olmak onu gelistırmek.. bu konuda sana yeterınce destek cıkmamanın sıkıntısını yasıyorum. insanların halkların ulusların koylülerin kendine ait kültürlerini geleneklerini türkülerini yasam bicimini kusaklarin devamlılığını saglayan insanlar arasındaki iletisimdir.. sen bu calısmalarınla yasatıyorsun... bu nedenle emegine cabana bu 1 mayısta basarılar diliyorum... >Sefa Aydogan -Hollanda
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Mayıs 2011
Merhaba Sefa kardeş, değindiğin gibi uzun yollara hep ilk adımla başlanır. Bir adım attım ama sen "burda en büyük sorumluluk bu adımlara yardımcı olmak onu gelistırmek" diyerek ikinci ve daha önemli adımını atmışsın. Gerçekten de bundan sonrası çok daha önemli. Güç birliği yapılırsa başarılamayacak bir şey yok. Umarım birileri, görmezden gelmez, projeye sahip çıkar ve gerçekleştirir; ya da hep birlikte gerçekleştirecek bir birliktelik oluşturabiliriz. Tabi şu bir gerçek ki, bu kadar geniş boyutlu bir projenin kısa zamanda olgunlaşması, uygulanması kolay değil. Zamanla... Sabırla... İnanarak... İnandırarak... Tekrar teşekkürler. (Unutma, senin desteğin benim için önemli.)
----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL-sebatigunel@hotmail.com-Ankara-02 Mayıs 2011
Merhaba Ali bey, Sitede bizim yazarlarımızıdaki anı ve şiirleri okuduktan sonra sitenin diğer sayfalarınıda şöyle bir gezeyim dedim,dikkatimi çeken iki bölüm gördüm.Her iki bölümde güzel olmuş.Umarım diğer site takipcilerinde dikkatini çeker.Emeğine yüreğine sağlık...Saygılarımla
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Mayıs 2011
Merhaba Sebati kardeşim, şu ana kadar vermiş olduğun destekle birlikte bu yeni mesajındaki desteğin için çok teşekkür ediyorum. Da... Her iki bölüm de güzel olmuş demişsin ya... Hangi bölümleri çok beğendiğini merak ettim, yazarsan sevinirim. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
ALİM AYDOĞAN- alim-dede@hotmail.com - İstanbul - 26 Nisan 2011
Ali öğretmenim merhaba. KUTLARIM. DKB FİKRİNİNİZ ÇOK İDAL BİR FİKİR. Aynı zamanda da ümit edilemez zorlukları olacağa benziyor. Zorlukları tek başına aşamayacağını da biliyorsun. ÇOK İYİ İŞLEYEN VE ÇALIŞAN bir komite oluşması gerekli. Yardım edecek kişilerin KÖY SEVDALISI VE KÖYÜNÜ İYİ tanımaları; bu uğurda canla başla çalışmalılar. Hatta kendi ekonomilerinden harcama yapmalılar. Bilgisayarı da çok iyi kullanmalılar. BU KOMİTE DKB ni oluştururken AMAÇLARINI İYİ BELİRLEMELİ HER KESİMİ KAPSAMALI KÖYÜN SORUNLARINI İYİ BELİRLEMELİ OLUŞABİLECEK DEDİKODULARI HİÇ NAZARA ALMAMALI KIRINTI HALKININ NİÇİN BİRLİĞE İHTİYACI OLDUĞUNU İYİ BİLMELİLER. İletişim için telefon ve bilgisayar AĞI kurulmalı çok iyi işletilmeli B ELGE VE ANILAR ANILAR SEÇİLMELİ Uygun bir tarih belirlenerek köyde ilk toplantı KOMİTE ÜYELERİ VE HALKIN KATILIMIYLA yapılmalı. Köyün kültür zenginlikleri teferruatlıca belirlenmeli. İSTANBUL MERKEZLİ bir yaşlılar huzur evi fikri ilk uygulamaya konulacak proje olmalı. KADINLARIMIZLA OMUZ OMUZA ÇALIŞILMALI. ÇATIŞMALARA İZİN VERİLMEMELİ, MÜSADE EDİLMEMELİ. DKB FİKRİNİ PEKİŞTİRİCİ KİŞİ VE FİKİRLERDEN FAYDALANILMALI. Derneklerimizle ve muhtarlıkla mutlaka işbirliği yapılmalı, onları işin içine almalı. İŞE YARIYORMUŞ GİBİ görünen YANLIŞ FİKİRLERİ NET BİR ŞEKİLDE NAZARI İTİBARA ALMAMALI AYIRIMCILIĞA ASLA İZİN VERİLMEMELİ, PİRİM TANINMAMALI HİÇBİR ŞEKİLDE UYGULANAMIYACAK KONULARA VE FİKİRLERE YER VERİLMEMELİ. PROJELER VE KONULAR AÇIK NET ŞEKİLDE KOMİTE VE KIRINTI HALKIYLA TARTIŞILMALI. KARARA BAĞLANMALI. Şimdilik bu kadar. Uygun gelenleri kullanabilirsin. UYGUN olmayanlar bana kalsın. İlerde yine yazışırız. BAŞARILAR BU YOLDA.....

YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 27 Nisan 2011
Merhaba Alim Öğretmenim, öncelikle oldukça ayrıntılı yazdığın açıklamalara çok teşekkür ederim. DKB'nin uygulanabilmesi için yapılabilecek yöntemlere, çalışmalara yer vermişsin; tümü de doğru açıklamalar.
Bazı noktaları sırayla değerlendirmek gerekirse: Zorlukları tek başıma aşamayacağımı bildiğimi yazmışsın. Böylesine önemli bir konuda benim zaten tek başıma hareket etmem düşünülemez. Böyle bir projeye önder olma, çekip çevirme gibi bir düşüncem yok. Ben sadece DKB gibi bir hayalimi yazılı hâle getirip yayınladım. Uygulamak Kırıntıseverler olarak sana, bana, ona, buna, şuna hepimize düşüyor.
Sen, bir komite oluşturulması gerektiğinden söz etmişsin; çok doğru bir düşünce. Ankara derneğimizde Hüseyin Aydoğan'ın (Babuko) başkanlık yaptığı yıllarda bir "Yürütme Kurulu" oluşturmuştuk. Bu kurul Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte seçilen normal üyelerden oluşuyordu, toplam otuz kadardık. Tam bir demokratik işleyiş vardı. Her birimiz. eşit söz hakkına sahiptik. DKB için de böyle bir Yürütme Kurulu oluşturulabilir. Bu kurul, tam bir işbirliği yaparak DKB öykümde yazdığım veya sizlerin sunduğunuz, sunacağınız daha ileri, daha gelişmiş yöntemleri uygulayabilir.
Alim abi, değindiğin gibi DKB, uygulanması çok güç, düşsel, duyduğum, bildiğim hiçbir örneği olmayan bir proje. Kimileri gülüp geçecek, kimileri ciddiye alacaktır. Yüzüme karşı onaylayanlar, heyecan duyanlar, projenin bir an önce uygulanmasını isteyenler olduğu gibi iyi bir hayalperest olduğumu, böyle bir birliğin asla oluşamayacağını söyleyenler de oldu. Beni en çok üzen, "Bizim insanlarımızla hiçbir şey yapılamayacağı" yorumu oldu. Sanki bizim insanlarımızın yurdumuzun diğer insanlarından farkı varmış gibi. Başkaları ne kadar iyiyse biz de o kadar iyiyiz, başkaları ne kadar hatalıysa biz de o kadar hatalıyız; yani normaliz. İstersek başaramayacağımız bir şey yoktur. Yeter ki içimizdeki iyi niyetli, düşünen, cesur insanlar, senin şu anda yaptığını yapabilsinler, elini taşın altına koysunlar, fikirlerini söylemekten kaçınmasınlar.
Duyarlılığın için tekrar teşekkürler, saygılar Alim öğretmenim.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hohmail.com- Ankara - 26 Nisan 2011
Merhaba Ali bey, "İkinci Bahar Evi" adlı yazını yeni okudum. Yazın, aktarımın tabi ki güzel ama asıl güzel olan, böyle bir konuya değinmen. Televole filminde Deli Emin"in dediği gibi, vallaha ben de böyle bir şey düşünmüştüm. Böyle bir çalışmanın çok fazla taliplisi olup, destekleyeceğini tahmin ediyorum. Yazıyı okurken geleceğimizi düşünüp o anları yaşadım. Evet KIRINTI-YENİKÖY İKİNCİ BAHAR EVİ düşünceler, hayaller neden gerçek olmasın? Doğduğun yerlerde, çocukluğunu birlikte yaşadığın arkadaşlarınla yeniden buluşmak, ikinci baharını birlikte yaşamak. Çok da güzel olur! Sevgi ve saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 26 Nisan 2011
Merhaba Muharrem bey. Bir festivalde bizim köyden Mühendis Rıza Öztürk beyle karşılaşmıştım. Rıza bey, sohbetimiz sırasında köyde Huzur Evi diye bir projesi olduğundan coşkuyla söz etti. Ona sitede yayınlamış olduğum, senin de sözünü ettiğin İkinci Bahar Evi yani Köyde Huzur Evi öykümden söz ettim. O da ben de şaşırmıştık. İkimiz de birbirimizden habersiz aynı projeye kafa yoruyormuşuz meğer. Aslında bu projeyi ilk seslendiren Şükrü abim olmuştu yıllar önce. Şimdi de sen aynı projeyi daha önce tasarladığını yazmışsın. Evet, aklın yolu bir olunca her birimiz ortak paydada buluşabiliyoruz. Muharrem öğretmenim, pek çok konuda olduğu gibi Huzur Evi konusunda da seninle aynı düşüncede buluşmaktan mutlu oldum. Nasrettin Hoca'nın fıkrasındaki gibi göle maya katıyoruz; ya tutarsa!
(İkinci Bahar Evi öyküsünü okumak isteyenler "Bizim Yazarlarımız+A.A.Anı Öyküleri" sayfasındaki "Köyde Huzur Evi" başlıklı yazıyı tıklayabilirler.)
----------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL - cemgunel06@hotmail.com - Ankara - 25 Nisan 2011
.... Sy: Ali bey. D.K.B. İle ilgili Projenizi baştan sona kadar dikkatlice ve anlaşılır bir şekilde okudum. Şimdiden sizi bu üretiminizden dolayı da kutluyorum. Şöyle ki Toplumu bir araya getirmek, yararlı bir şekilde hizmet üreterek tekrar topluma kazandırmak hem büyük özveriden geçer hem de çok güzel olmakla beraber gerçekten zor bir iştir. Buna mütakip siz de hayalinizdeki bu birlikteliği sağlamak ve Projenin içeriğindeki hizmetleri hayata geçirerek Halkımıza sunmak istemenizde taktir edilmesi gereken bir olaydır. Bu Toplumsal hizmet aşkının ateşini yakmışsın bile bu yönde sizi kutluyor başarılarınızın devamı ile destek olabilecek İnsanlarımızın Çoook Çoook olması dileği ile kolay gelsin diyorum.
.... Aynı zamanda köyler, toplumlar arasında da ayrım yapmayan bir tavır sergilediniz hep. Gerek köylerde gerekse bir olarak yaşantımızı sürdürmekte olduğumuz gurbet ellerde birbirimize sahip çıkarak koruyup kollamamız ve her hususta da yardımda bulunmamız gerekir. Sizin sözde kalmayıp fiili olarak da birlikteliği sağlamak konusundaki çabalarınızı yakinen biliyorum. Çağdaş ve Aydın bir kişi olarak da size bu yakışırdı. Siz de öyle yaptınız. Gönlüm ister ki Yeniköylüler olarak biz de Dünya Yeniköylüler Birliğini (DYB) kuralım. İki birlik hem kendi köylerinin halkına hizmet sunsun, hem de iki köy arasındaki dostluk ve yakınlaşmaya katkıda bulunsun. Hoşça kalın. Solmaz GÜNEL (Emekli Zabıta Komiseri)
.... Sy; Ali Bey, Yaz gelmek üzere artık yolcu yolunda gerek. Malumunuz bizler mevsimlik köylü olduğumuzdan dolayı kendimizi de oyalamak için kayda değer olmasa da ufak bir bahçe ekmek zorundayız. Yeri geldiğinde İnsanın en güzel dostu da Aşık Veysel diyeni Kara topraktır. Bu topraklar asla bazı insanlar gibi nankör değildir, emek vererek işlediğin zaman da seni hayal kırıklığına uğratmaz. En güzel ürününü vererek mükafatlandırır, psikolojik olarak da yüzünü güldürmüş olur. Tatil bitiminde ya da köylerde buluşmak üzere hoşça, dostça ve de sağlıcakla kalın. Solmaz GÜNEL(Emekli Zabıta Komiseri)
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 25 Nisan 2011
Güzel sözleriniz ve verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim Solmaz bey. Olmaz olmaz diye bir şey yok; istedikten sonra her şey olanaklıdır. Yeter ki insanlar, bazı kavramları ezbere değil özde kavrasınlar. "Bir olalım, iri olalım, diri olalım." sözünü herkes bilir ve söylemlerinde dile getirir; ama bazıları ne yazık ki en yakınındakini dışlayarak bu söze ters davranışta bulunur. Yakınındakini benimseyemeyen birinin, evrensel insan sevgisine ulaşabileceğine inanmıyorum. Sevgi, insanlık, birliktelik, hoş görü gibi kavramlar, durgun suya atılan cismin oluşturduğu dalgalar gibi içten dışa doğru genişledikçe anlam kazanır; dil, din, mezhep, ırk ayrımı yapmamak da bu anlamı pekiştirir.
Solmaz bey, köye gidiş gerekçenizi de çok güzel dile getirmişsiniz. Her yaz köyde olmayı çok istiyorum ama hani ozanın dediği gibi "İşten, güçten, dertten, gamdan" dolayı bu her zaman mümkün olmuyor. Umuyorum bu yazın köye gidiş düşüncemizi gerçekleştirebilir, sizin köye de uğrayabilir, sizin evin önünde, minicik çam fidanları arasında çayımızı içebiliriz. Güle güle gidin, mutlu yaşayın, dostça kalın. Tekrar teşekkürler. Sevgiler.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 26 Nisan 2011
Kuzenim İsmail Bakar, hoş geldin sefa geldin. Köyümüzle bütünleşmiş olan sevgi içerikli şiirini zevkle okudum. Köyle ilgili anı öykülerini de merakla bekliyorum. Her yeni yazar ya da şair bana ve site dostlarına büyük heyecan veriyor. Tekrar sefa geldin hoş geldin. Sevgi ve saygılarımla...
----------------------------------------------
İSMAİL BAKAR-ismailbakar@yahoo.com-İstanbul- 18 Nisan 2011
---Sevgili Ali ağabey, DKB projesi ilginç bir proje. Biz genelde sorunlar üzerine düşünür, sorun konuşur, soruna odaklanırız; dolayısıyla kendimizi yorarız. Çözüm yollarını çözümü; ortak aklı pek kullanmayız. Partilerimizde ve derneklerimizde her şey halk adına yapılır ama halkın görüşüne kimse başvurmaz. Bu proje insanların katılımcılığını, yardımlaşma ve dayanışma duygularını geliştirebilir. Her birey çok değerlidir. Herkesin çok değişik yetenekleri vardır. Bu yetenekleri ve fikirleri kendinde kalmayıp toplumla paylaşacak alanlar bulursa kendini daha iyi ifade edebilir. Bu proje dolaylı yoldan buna da katkı sağlayabilir. DKB şekillenmeye açık bir projedir. İnsanlar "ortak akıl"ı kullandıkları zaman yapamayacakları hiçbirşey yoktur. Sanırım bu konuya biraz kafa yormak gerekiyor. Tüm dostlara sevgiler.
---(İstemeksizin geciktirilmiş) YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Nisan 2011
Merhaba Sevgili İsmail, öncelikle güzel yorumun için teşekkür ederim. Evet, değindiğin gibi hizmet üretme/verme görevini üstlenenler genelde hizmet sundukları insanların düşüncelerini alma gereği duymazlar. "Senin adına da ben düşünürüm." veya "En iyisini ben düşünürüm." ya da "Ben seçildiğime göre esas olan benim düşüncelerimdir, ne sunarsam herkes benimsemek zorundadır." gibi düşüncelerin etkisine girerek farkında olmadan tabandan koparlar. Halbuki, Aysun Kayacı'nın dağdaki çobanı (!), belki uygarlığın ürettiği kitapları okuyamamıştır ama doğayı ve yaşamın kendini okumuştur, onda da nice cevherler vardır. Akıllı hizmet üreten/verenin yapması gereken, onun da düşüncelerini, önerilerini alabileceği bir yöntem geliştirmektir. O zaman yönetim herkese yayılmış olur. DKB geliştirilebilir, yaşama geçirilebilir de böyle bir işlev kazandırılabilirse çok güzel gelişmelere ortak imzalar atılabilir. Sevgiler.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL--İstanbul-18 Nisan 2011
Kırıntı evleri sayfasında bilinmiyen ev Arif-Hatca Bal'ın evidir.
---(İstemeksizin geciktirilmiş) YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Nisan 2011
Duyarlılığınız, uyarınız için teşekkür ederim Muzaffer Bey. Sözünü ettiğiniz fotoğraf düzeltilerek yayınlanmıştır.
----------------------------------------------
SERDAR AYDOĞAN-serdaraydogan1@gmail.com-İstanbul-22 Nisan 2011
Sitede göz gedirirken foto galeriye gözüm takıldı amca.Birçok an gördüm kendi yaşam sürecini kapsayan.Bu durum zaman zaman - bu yaşa geldim birşey yaşayamadım - diyenlere cevap niteliğindeydi sanki.Esasında farketmediğimiz fakat çok ama çok olgu ile karşılaştığımızın ispatı idi foto galeri.Üstelik bu sadece kayda alınmış kısmıyken.Pozitif duygu için teşekkürler amca.Başarısını ıspatlamış sitene doymamışcasına eklentiler yapman ve çalışkanlığının tembel ve duyarsız topluma yol göstermesi dileği ile..
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Nisan 2011
Bu sözlerinden de yola çıkarak herkese fotoğrafçılığı önerebilirim. Fotoğraf çekmenin doyumsuz keyfini tadan biri kendine, topluma, doğaya daha objektif, ayrıntılı, sevecen bakabilmektedir. "Bir ben vardır benden içeri" demiş ya Yunus, onun gibi fotoğrafçılık işte o içerdeki benin de gözlerini açmaktadır. Güzel sözlerine teşekkür ederim. Hepinize sevgiler.
----------------------------------------------

NAKİ ÖZTÜRK -ozturkna@boun.edu.tr-İngiltere-20 Nisan 2011
sevgili ali abim DKB projemizi okudum yine dünya görüşünüz gibi evrenselliği ilke edindiğinizi kişiselliği genele yayarken katılımcılığı öne çıkarışınız ve sorunları irdelerken hoşgörülü ve suçlamadan uzak bakış açınız hepimize bir örnek toplumda herkes ötekini suçlarken sizin birlik mesajınız ufkumu ve bakışımı yeniledi sizin gibi değerler aslında hep geç algılanır enkısa zamanda hep birlikte DKB hayata geçer yoksa daha çok susuz kalır,köyde çöplüklerle piknik yapar ve ayrıcalıklı statülerle bir oluruz iyiki varsınız ali abim ve değişmeden aynı kalabiliyorsunuz yoldaşınız sevgilerimle...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-20 Nisan 2011
Merhaba Sevgili Naki. Facbook'a bir göz attığımda İngiltere'de olduğunu öğrendim. Değişik mekanlardaki fotoğraflarına bakınca kıskanmadım değil.
Ayrıntıları irdeleyerek yaptığın yorum, hem koltuklarımı kabarttı hem yüzümü kızarttı, teşekkür ederim. Söylediğin gibi olmasam da söylediklerine layık olmaya çalışacağım.
DKB'yi ben harekete geçiremem elbette; bizler harekete geçirebiliriz ancak. Umut ediyorum bu düşünce dalga dalga genişler de birilerimiz soyut düşünceyi somut hâle getirir. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara -20 Nisan 2011
... Merhabalar SİTE dostları...Esma Korkmaz'ın "Dürdane'nin Dedesi Posbıyık" anı -öyküsü beni çok güldürdü...Böylesine güzel anılar nedense hep eski yılların yaşanmışlıkları..Günümüzde artık gülebileceğimiz pek bir şey kalmadı onun için ben böyle eski hikayelere çok meraklıyım..İnsanlarımız yazsada bizde okusak ne güzel olur değilmi..? eline diline sağlık ESMA teşekkürler İlginç anılarını bekliyorum...Sevgilerimle....
... Merhaba ALİ hoca dün emek verdim bir anımı yazıyordum face üzerinden çevrimdışı değilmişim bir arkadaş önüme çerçeve açtı oarada ben yanlış bir yere bastım ve tüm hikaye boşa gitti üzüldüm ama oldu bikere yeniden yazmaya çalışacağım...Selamlar SEVGİLER..
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-20 Nisan 2011
... Tüh, keşke yazdıktan sonra bir yere kaydedip sonra göndermeye çalışsaydın. Üzüldüm. Benim başıma da zaman zaman yazdıklarımın silinmesi gibi olaylar geldiği için seni anlıyorum. Ama bıkmadan yeniden yazmak gerek. Kolaylıklar...
----------------------------------------------
FİLİZ AYDOĞAN -filizaydogan@hotmail.com.tr-İstanbul-20 Nisan 2011
Yayınlanan yazılar çok güzel..teşekkürler
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-20 Nisan 2011
Ooo, Filiz hanım, siteyi izlediğini bilmiyordum; mesajın güzel sürpriz oldu benim için, çok teşekkür ederim. Sevgiler.
----------------------------------------------
ALİM AYDOĞAN -alimaydogan@hotmail.com.tr-İstanbul-20 Nisan 2011
çok güzel bir site olmuş.başarılarınızın devamını dilerim...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-20 Nisan 2011
Teşekkür ederim Alim öğretmenim. Birbirinden güzel anıların olduğunu biliyorum. Yazdığında hepimizin okumaktan büyük bir keyif alacağımızdan eminim. Sağlıklı bir yaşam...
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara -19 Nisan 2011
Merhaba Ali Hoca. Geçen gün Sitemizde gezinirken DKB projesini gördüm ama tam okumadım. Bu gün dikkatlice okudum çok hoşuma gitti. Neden olmasın dedim. Böyle bir şey düşünmek, hayal etmek bile heyecan verici. Hayata neden geçirilmesin ki. Hayal etmek çok güzel olduğu kadar böyle bir projenin hayata geçmesi kim bilir ne kadar güzel sonuçlar doğurur. Ben böyle düşünüyorum. Bu konuda arkadaşların yazılarını okudum. Hepside projenin uygulanabileceğini söylemiş. Özellikle Uruşan Cemal epeyce geniş yazmış. O da bu konudaki düşüncelerini çok güzel yansıtmış, eline sağlık. Cemal'e ve herkese buradan selamlar. Valla Ali hoca bu projeniz için sizi kutluyorum. Gerçekten Dünyanın her yerinde insanımız var. Almanya, ABD, Fransa, Hollanda, İngiltere, Yunanistan, Avustralya... İnsanlarımız kalkıp taa oralardan köyüne geliyorlar. Böyle bir güç birliğiyle Kırıntı'da insanlarımızı rahat ettirir. Bizim felsefemiz değil midir zaten "Bir Olalım Birlik olalım" Projenizi bütün kalbimle destekliyorum. Hayata geçerse de çok güzel bir birlik olur. Bu konuda sizlere başarılar diliyorum. SELAMLAR, SEVGİLER....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Nisan 2011
Merhaba Hatun Hanım. Tam da Hatun hanım dinlenmeye çekildi derken bu mesajı gönderdin. DKB'nin uygulanabilirliği konusunda paralel düşündüğünü açıklayarak verdiğin desteğe teşekkür ederim. Sanırım mesajını hâlâ Konuk Defteri'nden gönderemiyorsun. İlginç, bu sorunu çözemedim bir türlü. Neyse ki Facebook üzerinden olsun göndermişsin; tekrar teşekkürler. Tasarladığın öykünü bitiremedin mi? Merakla bekliyorum. Sevgiler.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 19 Nisan 2011
Kardeşim Ali Dünya Kırıntılılar Birliği isimli kafandaki proje artık bir hayal olmaktan çıkmış ve temelleri atılmış durumdadır. Bu konuda her türlü olumlu, olumsuz eleştiri gelecektir. Bu eleştirilerle birlikte temeli atılmış olan bu yapı günden güne bana göre olumlu bir şekilde gelişecektir.
Bizim insanımızın en zayıf yanlarından birisi kendisine özgüveninin olmaması. Bu nedenle de öneriye açılan her fikir ilk başlarda olumsuz bir şekilde eleştiri almakta daha sonra bu fikir toplumumuz tarafından benimsenmektedir. İlk başta eleştiri yapanlar sonra zaten benimde aklımdaydı bir türlü söyleyemedim laflarına dönüşmektedir.
Benim inceleme ve gözlemlerime göre Kırıntı Köyü insanının en büyük özellikleri yaşama sıkı sıkı sarılması, her şarta uyum sağlayabilmesi, mücadeleci ruhu, kolay öğrenebilme becerisi, azimli olması v.b gibi öğelerdir. Birçok kendisini yetiştirmiş kendi alanında bilgi ve becerisi olan kıymetin değerini bilemediğimiz insanlarımız dünyanın birçok ülkesine ve şehirlerine dağılmış bulunmaktadır. Acı bir gerçek ama bu değerlerimizin farkına ancak öldükten sonra varabilmekteyiz. Kendi insanımıza bakış açımız falancını oğlu falancının kızı, kökü ne ki kendisi ne olsundan ileri gitmemektedir. Örneğin ben Uruşanın Sait (Durmuş)'un oğluyum. Babamın Ankara'da tutunabilmek için ne türlü mücadeleler verdiğini çok iyi bilen birisiyim. Onun bırakmış olduğu yerden nöbeti ben devralıp yaşamımı sürdürmeye çalışıyorum.
Bizlerin en büyük zorluklarından birisi Alevi kökenli olmamız aynı zamanda da düzene muhalif bir yapımız olmasıdır. Hiç hak etmeyen insanlar mevki makam sahibi olurken bizim toplumumuzun yetiştirdiği bir sürü değerimiz hak ettikleri yerlerde değildir. Biz şehirde ikinci kuşak olarak hayatımızı devam ettirirken babalarımızdan aldığımız bana göre çok sağlam bir genetik mirasın temsilcisiyiz. Bu sağlam genetik yapı üçüncü, dördüncü, beşinci devamında daha ilerideki kuşaklara daha da sağlıklı bir şekilde aktarılacaktır. Bu yapının daha da sağlam olabilmesi örgütlü bir yapıyla da pekişecektir.
Bir çoğumuz farkında olmayabilir, bizim insanlarımızın bilgi birikimi becerisi çevremizde yaşayan diğer topluluklara baktığımız da onlardan çok ileri bir seviyede olduğumuz bir gerçekliktir. Her ne kadar köy derneklerimiz bulunmakta ise de yan yana yaşayan insanlarımız, belli bir kısır çekişmenin içerisindedir. Bir çoğumuz kendi değerimizi bilemediğimiz gibi haddimizi de bilemiyoruz. Ben şunu çok iyi bilen bir bireyim, bu toplumda ben değerli bir insanım ama aynı zamanda haddimi bilen de birisiyim. Bu örgütlü yapıyla birlikte bizim olan , bizim olduğunu bilemediğimiz bir çok değerimizi tanıma imkanını bulabileceğiz.O nedenle de Ali'nin hayat vermeye çalıştığı ve temelini atmış olduğu bu yapıya olumlu bir şekilde yaklaşıyor ve kendisini bu konuda destekliyorum. Her zamanda yanında olacağımı canı gönülden bildiriyorum. Sevgi ve saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -19 Nisan 2011
O kadar güzel açıklamışsın ki... Desteğin ve güzel yorumun için çok teşekkür ederim. Sevgi ve saygılar benden.
---------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 18 Nisan 2011
Sayın Ali hoca, DKB projen, olması gereken son derece mükemmel bir proje. Destekleme açısından geç kalmamak için şimdilik bu kadarını yazıyorum. Biliyorsun oğlumun düğünü dolasıyla bir koşturmacanın içerisindeyim. Daha sonra geniş bir yazı ile düşüncelerimizi, önerilerimi yazacağım. Şimdilik iyi günler. Ayrıca dıvdı Hüseyine çok bozulmuştum. Sonra biraz düzeldi ama ona da ilerde güzel bir yazıyla cevap yazacağım. Selamlar. 18-04-2011 Babuko
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -19 Nisan 2011
Desteğin için çok teşekkür ederim Hüseyin abi. Umarım geniş bir tabandan destek bulur da gerçekleşir. Selamlar.
---------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - moruk-antalya@hotmail.com -Antalya - 18 Nisan 2011
Sayın ali hoca şiir konusunda haklısınız. Demek ki birinci konuya çok odaklanmışım. Bu konuda özür diler size ve tüm arkadaşlara selam ve sevgilerimi iletirim.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -18 Nisan 2011
Anlayışın ve duyarlı yaklaşımın için çok teşekkür ederim Hüseyin abi. İleride düşünsel işbirliği ve uygulamalarda görüşmek üzere... Selam ve sevgiler.
----------------------------------------------
ZÜLFÜ AYDOĞAN - z.aydogan64@hotmail.com - Ankara - 18 Nisan 2011
Merhaba Ali abi, DKB projeni okudum. Gerçekten ileriye dönük, çağdaş, demokrat, hakkını koruyan, haksızlıklar karşısında dik durabilen bir toplum yaratabilmek için hazırlanmış bir proje. Yazında da belirttiğin İMECE kelimesinin gerçek dayanışmacı, yardımlaşmacı özelliği çağdaş bir dönüşümle DKB gibi bir örgütlenmede hayata geçebilir. Sadece Kırıntı için değil bütün demokrat, çağdaş KÖYLER de içinde geçerli olan bu PROJENİ sonuna kadar destekliyorum. İyi günler.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -18 Nisan 2011
Projeye verdiğin destek benim için çok önemliydi; çok teşekkür ederim Zülfü. Değindiğin gibi isterse tüm köyler de projeyi kendi bünyesinde uygulayabilir. Diyelim ki Dünya Kırıntılılar Birliği kuruldu. Yeniköylüler de Dünya Yeniköylüler Birliğini kurdu. Her birlik, kendi köyünün içsel sorunlarının çözümünü sağlayabileceği gibi, iki köy arasındaki ilişkilerde de üst düzey görüşmelerle sorun çözücü, dostluk pekiştirici görev yapabilirler.
---------------------------------------------
ESMA KORKMAZ-esmakorkmaz.98@hotmail.com- Ankara-18 Nisan 2011
Merhaba Ali Hoca, bilgisayarı karıştırırken DKB ile lgili yazın dikkatimi çekti, baştan aşağı okudum. Kendi kendime dedim, böyle birşey neden olmasın? Sonra kendi kendime zaman tanıdım, 2 gün sonrası yine baştan aşağı okudum. Evet dedim olur! Neden olmasın? Şu an çok dağınık vaziyetteyiz. Bir araya gelemiyoruz. Geldiğimiz zaman da her kafadan bir ses çıkıyor. Herkesin düşünce yapısı farklı olduğu için hayli tartışmalar oluyor. Kısacası bu DKB bana çok mantıklı geldi. Çok gerekliliğine de gerçekten inandım. Ben şahsım adına yürekten destek veriyorum ve de inanıyorum ki bilinçli kişiler çok fazla onlarda katılır ve bu projeyi destekler. Denemekte yarar var. Kaybedecek birşeyimiz yok. Yeniliklere her zaman ihtiyacımız var. Böyle bir projede kafama çok yattı. Birlikten kuvvet doğar diyorum.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -18 Nisan 2011
Merhaba Esma Hanım, projeye inancını öylesine vurgulamışsın ki benim inancım daha da pekişti, çok teşekkür ediyorum. Yakın zamanda Düşünce-Tartışma sayfası gibi bir sayfa açmayı düşünüyorum. İnanıyorum ki o zaman sizlerden çok güzel düşünce yazıları ve projeler çıkacaktır. Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN (Dıvdı) - moruk-antalya@hotmail.com - Antalya - 17 Nisan 2011
.... Sayın Ali bey şahsen köye geldiğimde en büyük sorunum kasaba ile iletişim promlemi yaşıyorum.Dolmuşların sabahın köründe hareket etmeleri.Kaç dolmuş varsa hepsi hemen hemen aynı anda hareket ediyorlar.Tabiki dolmuşcuları suçlamıyorum.Bizim insanlarımız daha dolmuşcular kahvaltılarını yapmadan adamların kapısının önünde toplanıyorlar.Hadi gidelim diye ısrar ediyorlar.İşin özeti köye gelen arabası olmayan benim gibi çok kişiler hergün veya haftada 4 gün 13.00-18.00 arası servis yapılmasını istemektedirler.Şahsen bu konuda Yeşilbük Belediye bşk.ilede bir örüşmem oldu.İmza toplayın otobüsümüz her gün 1 tl ücretle 13.00-17.00 arası her gün servis yaptırayım dedi.Muhtar Ali beyin bir toplantısında bu konuyu açtım kesinlikle karşı çıktı.Eyer otobüs servis yaparsa bizde kış yaz cenazelerinizi almak için sapağa gelmeyiz diye kesin tavır koydular.O zaman sizinde önerilerinizle bu konuda nasıl bir çözüm bulabiliriz.Saygılarımı sunarken herkese selam.
.... Ali hocam bu düşüncelerimi iletmekteki maksadım arabası olmayan arkadaşlarımızın arabası olan arkadaşlarımızı sıkıntıya sokmalarıdır.Olur olmaz zamanda gelip ya tüpüm bitti veya kasabada acil işim çıktı gibi sebeblerden dolayı bu arabası olan arkadaşlarımızı bir nebze rahatlatmak için bu servis işini acilen çözmemiz gerekir kanısındayım.Öyle şiirlerle uğraşmaktansa köy sorunlarını çözmeyi arzuluyorum.SAYGILARIMLA.

YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -17 Nisan 2011
Merhaba Hüseyin bey, öncelikle yorum yazma inceliğinde bulunduğunuz için çok teşekkür ederim. Mesajınız çok yönlü bir içeriğe sahip olduğu için değişik açılardan değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Orada bir köy var uzakta, ama gidip geldiğimiz, sefasıyla, cefasıyla benimsediğimiz bir köy. Sefası belli, bize dostça kucak açıyor, yıl boyunca biriken yorgunluklarımızı, streslerimizi gidermemizi sağlıyor. Cefasına gelince... Belki pek çok cefası var; ama şimdilik sizin söz ettiğiniz konuya değinebiliriz.
Açıkladığınız gibi özel taşıtı olmayanlar gerçekten de ulaşımda zorlanıyor olabilirler. Köyümüzün toplu taşım aracı yeterince var olmasına karşın ilçeye gidiş geliş saatlerinde sorun olduğunu vurgulamışsınız. Kişisel duyarlılık göstererek sorunu çözümleme yolunda adım atmışsınız. Yeşilbük Belediye Başkanı'nın önerisine farklı bir yaklaşımla köyde karşı çıkılmış. Böyle bir sorunun varlığını kabul etmemek mümkün değil elbette, ancak çözüm yolunda şu an için herhangi bir öneride bulunamıyorum. Bu ve benzer sorunlar, takdir edersiniz ki kişisel çabaların devamında toplu görüşmelerde alınacak kararlarla çözülebilir.
Hüseyin bey, birkaç gün önce bir proje yazısı yayınlamıştım. Farkına varmamış, henüz okumamış olabilirsiniz. Dünya Kırıntılılar Birliği'nin, sözünü ettiğiniz sorunlarda veya benzerlerinde tek ve itirazsız çözüm üretebilecek bir üst kurul olduğuna inanıyorum. Ama DKB henüz kurulmadan da sözünü ettiğiniz konularda ön çalışmalar yapılabilir. Peki nasıl? İşte siz bir adım attınız, ben de karınca kararınca bir yorumda bulundum. İleride değişik ortamlarda yine ele alınabilir ve sonunda bir sonuca ulaşılabilir.

İzninizle bir konuya daha değinmek istiyorum. "Öyle şiirlerle uğraşmaktansa köy sorunlarını çözmeyi arzuluyorum." diye bir tümce yazmışsınız. Sizinle çok yakından tanışmıyor olabiliriz ama zaman zaman bir araya gelmedik de değil. Tanıdığım kadarıyla siz, şiirin ya da öykü, roman, makale, fıkra, düşünsel yazı gibi her tür yazım türünün önemini bilen aydınlarımızdan birisiniz. Sitede gönderilen şiirlerin ya da anı öykülerinin önemini çok iyi bilebileceğinize içtenlikle inanıyorum.

Sitede "Bizim Yazarlarımız" sayfasıyla onur duyuyorum, ki sizin de beğendiğinize eminim. Bu sayfada; yazma yeteneğimiz artıyor. Paylaşım ruhumuz gelişiyor. Boş zamanlarımızı, yazarak değerlendirilebiliyoruz. Şiirlerin her bir dizesini, dörtlüğünü oluşturdukça iç huzuruna kavuşuyoruz. Duygularımızı, bilgilerimizi başkalarıyla paylaşmanın mutluluğunu tadıyoruz. Karşılıklı yorumlarla; övme, beğenme, takdir etme, en önemlisi de bunu açıkça söyleyebilme duygularımız gelişiyor.

Nice değerli insanımız, zahmet edip zaman harcayarak köyle ilgili anılarını öykülerle veya şiirleriyle ölümsüzleştiriyorlar. Madem ki ordaki köy bizim köyümüz... Ünlü şiirdekinin tam tersine gidiyoruz da, geziyoruz da... Öyleyse o köyün dününün, bugününün öykülerle, şiirlerle, tanıtılmasının, belge biçiminde geleceğe aktarılmasının pek de küçümsenmemesi gerektiğine sizin de benim kadar inandığınızı biliyorum. Siz, sanırım o tümceyle, "Köyümüzün sorunlarının ele alınabileceği, tartışılabileceği, çözüm yollarının ele alınabileceği bir sayfa oluşturmak gerekir." gibi bir öneride bulundunuz. Çok teşekkür ederim. En kısa zamanda böyle bir sayfa oluşturmaya çalışacağım. Önerebileceğiniz bir sayfa adını ve olmasını istediğiniz içeriği bildirirseniz çok sevinirim. İlginiz için tekrar teşekkür ediyorum. Antalya'daki dostlara selam ve sevgilerimle.
----------------------------------------------

BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 17 Nisan 2011
.... Merhaba Cemal. Şiirlerini ve de özellikle Abdallılarla ilgili şiirini çok beğendim. Hatta çok çok beğendim. Eline, beynine sağlık. Devamını boş bırakma, devamlı yaz. Bekliyoruz.
.... Uruşan Cemal, Abdallı şiirini Komser Solmaz ile beraber okuduk çok beğendik. Çünkü bu tür şiirleri yazmak bir hayli zordur. Burada Abdallının tarihini şiirleştirmişsin. Seni kutluyoruz. Babuko Hüseyin
---------------------------------------------
GÜLDENİZ ÖZTÜRK - rose_sea72@hotmqil.com - İstanbul - 16 Nisan 2011
Ali abı sevgı ve saygılarımı sunarım.Karadoruk sıtesını ınceleme fırsatım tam olmadı. Siz emeyınızı ve çalişkanlıgınız toplum için kullanan fedakar ınsanlardan bırısınız.Köyumuz için yaptıgınız bu guzel sıte için tekrar çok teşekkürederımve başarılarının devamını dılerımmm....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -16 Nisan 2011
Sevgili Güldeniz, aynı duygular benden sana, sizlere... Övgülü sözlerin için çok teşekkür ederim. Siz böyle destek verdiğiniz sürece sanırım ortaya daha güzel şeyler çıkacaktır. Mutluluklar...
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 16 Nisan 2011
Merhaba Cemal. Şiirlerini ve de özellikle Abdallılarla ilgili şiirini çok beğendim. Hatta çok çok beğendim. Eline, beynine sağlık. Devamını boş bırakma, devamlı yaz. Bekliyoruz.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hohmail.com - Ankara - 14 Nisan 2011
Sn.Solmaz Günel siteye hızlı giriş yaptın. Hoş geldin Solmaz Günel. Eline diline saglık. Saygılar.
----------------------------------------------
ERSİN ÖZTÜRK - ersinus2009@hotmail.com - İstanbul - 13 Nisan 2011
Bu sefer selamım nisan ortasında kar nostaljisini doyasıya yaşadığım köyümüzden.. Kelimeler inanın bu güzelliğin anlatımında yetersizliğinden utanır.. yaşamak lazım derler ya aynen öyle:)) yazış sebebim ise sitemizin tekrar faaliyete geçişiyle duyduğumuz memnuniyet.. evet,.. aynen devam.. sevgiler....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 13 Nisan 2011
Nerede olduğunu, satırları nereden yazdığını anlayamadım sevgili Ersin. Kar nostaljisini bizzat köyde sen mi yaşadın; yoksa izlediğin film veya fotoğraflarla mı yaşattılar sana? / Yazış nedenine çok memnun oldum. Önceki site kapanınca bir süre kararsız kalmıştım; acaba yenisini açsam mı açmasam mı diye. Tüm sayfaları sıfırdan oluşturmak hiç de kolay değildi. Ama duyarlı site dostlarının yazarak verdikleri teşvikle zorlu yolun çoğunu geride bırakabildim. Bir kısım eksikleri giderince sıra düşünsel, güncel toplumsal yorumların yazılabileceği sayfayı oluşturmaya gelecek. / Tekrar teşekkürler. Sevgiler. Ha,bir dakika... Doyasıya yaşadığın kar nostaljisinin öyküsünü bekliyorum. :))
---------------------------------------------
EMİNE DUMAN - 75eduman@hotmail.com - 13 Nisan 2011
Ali hocam nasılsınız? Yayınevinden ayrılıp eve gidergitmez sitenizi inceledim. Aslında çokşaşırdım.çok emek vermişsiniz hocam. Sizi tebrik ederim. Oğluma sizi örnek gösterdim. Ben siteden falan anlamam ama onu teşvik etmek istedim. Ouyun oynayıncaya kadar güzelbir iş yapmış olur diye düşündüm. Görüşmek üzere hocam.Saygılar....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -13 Nisan 2011
İlginize çok memnun oldum Emine hanım. Örnek göstermeniz beni onurlandırdı, teşekkür ederim. Burak'ın bilgisayar veya site konusunda beni çok geride bırakacağına inanıyorum; tabi isterse, karar verirse, ilk adımı atarsa. Görüşmek üzere. Sevgilerimle.
---------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL - cemgunel06@hotmail.com - Ankara - 12 Nisan 2011
Ali hocam merhaba, yeni şiirlerim ve yazılarım ektedir, yayınlarsan memnun olurum. Şimdiden teşekkürler. Solmaz Günel - Emekli Zabıta Komiseri
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Nisan 2011
Solmaz Bey, öykülerinizi geciktirmeden tümünü birden yayınladım. Paylaşımınız için çok teşekkürler. Ancak, sizden bir ricam olacak, öyküleri biriktirmeden tek tek gönderirseniz sevinirim. Toplu gönderdiğinizde toplu yayınlamak fazla zaman alıyor. Arşive atıp tek tek yayınlasam bu kez bunca işim arasında arşive geri dönmeler yorucu oluyor, ya da unutabilirim. Öyküleri tek tek gönderirseniz hem sizin için hem benim için kolay olur. Tekrar teşekkürler, sevgiler.
---------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hohmail.com - Ankara - 11 Nisan 2011
Sevgili Yaşarcığım her derde derman pekmez bulur bulmaz hemen sizleri, Ali hocayı, tüm site ilgilenenlerini davet edeceğim. Ağzınız hep yeni pekmez tatmış gibi olsun. Saygı ve sevgilerimle.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Nisan 2011
:)) Neden olmasın Muharrem bey, bakmışsın ki site bileşenleri olarak Elmadağ'da pekmez festivali yapmışız. Şaka bir yana, sadece böylesi sıcak tümcelerle buluşabilmek bile mutluluk verici. Hepinize sevgiler.
----------------------------------------------
SENAİ KARA - senaikara_@hotmail.com - Ankara - 10 Nisan 2011
Değerli hocam,,bir ara sitenizin kapanması nedeniyle üzülmüştüm,,şu an tekrar aktif hale getirmek için ne kadar uğraştığınızıda canlı olarak yaşadım bu nedenle,,toplumumuzu bir araya getirme çabalarını hayranlıkla izliyorum..kimi şiirleriyle,, kimi yazılarıryla,,,kimi öyküleriyle,,kimi fotolarıyla bu sayfada buluşturma çabalarından ötrü size çok teşekkür ediyorum..Umuyorum ki yağmur yağmaya başlamış,,bu yağmurun sele dönüşmesini canı gönülden diler çalışmalarınızda başarılar dilerim..Sabır ve emek isteyen bir uğraşş...Kolay gelsin Sevgili Hocam....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Nisan 2011
Sevgili Senai, "Yağmurun sele dönüşmesi" sözün bana "Damlaya damla göl olur." sözünü anımsattı. Söylediğin gibi site böyle bir görevi yerine getirebilirse ne mutlu bana. Yazdığın beğeni dolu sözler, daha fazla çalışmalar yapma isteği kazandırdı bana. Çok teşekkürler. Anma günlerinde vaya kaldırımlarda yine rastlaşmak (!) dileğiyle. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
BİRSEN BAL - sait.sezgin@hotmail.com - İstanbul - 09 Nisan 2011
Selam Ali Abi senin gibi kıymetli birini tanıdığım için gerçekten mutluyum, bu güzel siteyi bize kazandırdığın için ayrıca teşekkür ederim.Siteyi keyifle takip ediyorum emeğine sağlık ...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 09 Nisan 2011
Asıl ben sizler gibi değerli arkadaşlar edindiğim için mutluyum Birsen hanım. Beğenin ve desteğin için teşekkürler. Sait beye ve sana sevgiler, mutluluklar...
----------------------------------------------
UMUT AYDIN - umutaydin.06@hotmail.com - Ankara - 09 Nisan 2011
çok güzel olmuş ali abi, emegine saglık.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 09 Nisan 2011
Çok teşekkür ederim sevgili Umut.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 09 Nisan 2011
Merhabalar ....Bizim yazarlarımızdan Cemal Aydoğan'ın Abdallılar adlı şiirini okudum ..çok güzel yazmışokurken etkilendim ..Cemal'in eline diline kalemine sağlık ...Çok güzeldi ..Nice güzel yazılara.....
----------------------------------------------

KURTULUŞ YILDIRIM - kur_hus2006@hotmail.com - 09 Nisan 2011
Ali abi çok güzel olmuş ellerine sağlık... / Hepsi güzel olmuş yalnız öyküler bölümü çok hoşuma gitti eski anıları okumak güzel gerçekten..
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 09 Nisan 2011
Duyarlı davranışın için çok teşekkür ederim sevgili Kurtuluş. Birbirinden güzel öykülerde buluşmak üzere... Sevgiler.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 08 Nisan 2011
Kuzenim İsmail Bakar, hoş geldin sefa geldin. Köyümüzle bütünleşmiş olan sevgi içerikli şiirini zevkle okudum. Köyle ilgili anı öykülerini de merakla bekliyorum. Her yeni yazar ya da şair bana ve site dostlarına büyük heyecan veriyor. Tekrar sefa geldin hoş geldin. Sevgi ve saygılarımla...
----------------------------------------------
İSMAİL BAKAR - ismailbakar@yahoo.com - İstanbul - 08 Nisan 2011
Sevgili Ali ağabey öncelikle insanların ürünlerine değer verip sayfanda yayınladığın için teşekür ederim. Önemli olan şiir yada yazı yazmak değil, yazılan ürünleri diğer insanlarla da paylaşmak gerekiyor. Su sitede bunun gerçekleşmesine iyi bir aracı. Sanırım site henüz düzenleme aşamasında. Düzenleme bittikten sonra eksik kalan yazı ve kitaplardan ya da köy dışı öykü ve yazılardan gönderebilirim. Emeğine sağlık. Tüm dostlara sevgiler ve saygılar.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 08 Nisan 2011
Merhaba Sevgili İsmail, sitenin işlevini vurguluyor olman bana yeni bir güç kazandırdı, teşekkür ederim. / Evet, site hâlâ yapım aşamasında, asıl işlerimden fırsat buldukça eksikleri tamamlamaya çalışıyorum. / Köy dışı öykü, şiir, değerlendirme gibi yazılardan vermek isteyenler var ama şu an için böyle içerikte bir sayfa açmaya cesaret edemiyorum. Böyle bir sayfa açarsam kendi yazım işlerime zaman bulamayacağımdan korkuyorum. / Bizim Yazarlarımız sayfasındaki anı öyküleri ve şiirlerin köyü anlatması kuralı var. Bunun nedenini anlamışsındır zaten; amaç, unutulmaya yüz tutmuş geçmiş zaman bilgilerinin gün yüzüne çıkması, yarınlarda köylerimiz tarihi için birer belge olmasıdır. / Hisarder sitesini Bizim Sitelerimiz sayfasına ekledim, ilgilenenler kolayca ulaşabilirler. Derneğinizin geniş ufuklu hedefleri olduğunu tahmin ediyor, başarılar diliyorum. / Sevgilerimle...
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 26 Ocak 2011 - Ankara &#8211; 07 Nisan 2011
Ali hoca, Almanların, meşhûr --filozof, şâir- yazarı Göethe, ''Faust veyâ Genç Verter'in Acıları '' eserinde söyle yazar: ''Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur (!)'' Bu söz, bugünkü teknolojik gelişmeler karşısında, bir anlamda etkisini kaybettiği için, Göethe'ye âit olan bu sözün ardına (!) işaretini koydum. Zamanımızda gelişen teknoloji sâyesinde, tâ uzaklarda olan insanlarımızla bile; yazılı, görüntülü bağ kurabiliyoruz. Çin'deki, Kâzım beye selâm. Sen de, insanlarımızın arasında köprü kurmamıza başlıca âmil oldun.
Hoca, insanlarımız arasında, site vâsıtasıyla bağ kurmasına vesîle olduğun gibi; insanlarımızın atıl durumda olan yaratıcı dinamiklerini de harekete geçirdin. ''Karadorukaa'' sitesi sâyesinde, teknolojiye de âşinâ olduk. Ayrıca, didaktik anılar sâyesinde, bilgi dağarcığımız zenginleşti. Medyun-u şükranız.
Ah! İnsanlarımız, gönül galerilerine bir de, kitapları katsalar! İngiliz matematikci ve filozofu olan Bertrand Russel'in, ''İnsanlığın Yarını '' adlı kitabını yıllar önce okuduğunda, şu söz, beynime ''mıh'' gibi çakılmıştı:'' İnsanlar, teknolojiden payını aldı da; bilgelikten yeteri kadar payını almadı''. Lütfen, biraz daha fazla kitap okuyalım.
Ali hoca, son yazdığım kitaplarım, sanırım bir hafta sonra elimde olacak.
Biri, ''Nasrettin Hoca İzinde''; diğeri, bâzı deyim ve kavramların târihsel kaynaklarının anlatıldığı ''Cılkı Çıktı, Nereden Çıktı''. Bir diğeri ise -basımı, bir- iki ayı bulur- ''Fıkra Sandığı'' Yeni projeler üzerinde çalışmaya devâm ediyorum.
Ali Hoca, teşvik edici davranışların, onure eden sözlerin için teşekkür ederim. Siteye; şiir, hikâye yazanlara; fotoğraf gönderenlere teşekkürler: hepsinin eline beynine sağlık, zevkle okuyorum. Cemal âbinin, Sefa'yla olan anısı ilginçti: Sefa, tır'ın altından nasıl kurtulmuş!.. Muharrem hocanın da, bize pekmez sözü vardı; ne oldu, Muharrem Hoca?!
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 07 Nisan 2011
Uzun ve anlamlı mesajın için çok teşekkürler sevgili Yaşar. Söylediğin gibi insanlar arasında iletişim kurulmasında karınca kararınca katkıda bulunabildiysem ne mutlu bana.
Toplumumuzun en çok kitap okuyan insanlarından biriydin; şimdi de peş peşe yazarak en çok kitap üreten insanı olma yolunda adımlar atıyorsun. :) Kutlarım seni. Yeni kitaplarını merakla bekliyoruz.
Eh, site sayesinde bazı gerçekler açığa çıkmaya başladı. Sevgili Muharrem öğretmenim, verdiğin sözü tutsan artık. Yaşar beye alacağın pekmezden biz de tadarız belki.
Hepinize sevgiler, saygılar, bol yazılı günler.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 06 Nisan 2011
Karadorukaa.com Sitesi kardeşim Ali'nin; kendi çabasıyla yeniden yayın hayatına başlamış olması, bende yeni heyecanlar yaratmıştı. Kafamda taslak halinde olan 3 tane şiiri yazmaya karar verdim ve bunu da gerçekleştirip gönderdim .
Bu Siteye bakış açımı herkesle paylaşmak istiyorum, Kardeşim Ali bu siteye yeniden bir temel atmış bulunmaktadır.Bana göre bu yapı günden güne daha da büyüyüp gelişecek,adım adım yükselecektir.
Bu siteye eserlerini gönderenler ,bana göre bu yapıya bir tuğla koyuyorlar.Onun içinde bu yapının daha da yükselebilmesi için tuğla koyan insanların çoğalması gerekmektedir.Solmaz Günel ve Kemal Günel'e bu nedenle cesaretlerinden dolayı sevgi ve saygılarımı içtenlikle sunuyorum.Yazmış oldukları eserleri de zevkle okudum, ne olursa olsun köyle ilgili bir takım özelliklere; çağrışım yapması,bir şeyleri insanlara hatırlatması önemli bir olgu.Bakalım daha ne kadar insanımız bizlere sürpriz yapıp eserlerini gönderecekler.
Bu yapının daha da yükselebilmesi için her ne kadar kendilerini sorumlu hissetmeyen ama bana göre sorumlu olduğunu düşündüğüm bir çok insanımıza yeniden sesleniyorum. Biraz medeni cesaretinizi toplayarak lütfen kendinizi zorlayın da bir şeyler yazın. Yazacağınız eserlerin bana göre içeriği biçimi hiç de önemli değil, önemli olan yazacağınız eserlerin özü gerisi hiçte önemli değildir.Gelecek kuşaklara bu yapıda azıcık ta bir katkı sağlamanız hem sizin hem de gelecek kuşaklara bırakacağınız bir mirasın parçası olacaktır. Maddi olarak Miras bırakacağınız ev,arsa,tarla, araba vs bana göre bir gün yitip gidecektir. Ama bırakacağınız eserdeki bir meras,andır,termaş,yuku, tayuk, düven, nahır, soğukkom,külek,tuluk,yayık,tutiye,herdem güzeli,ayı gülü, Karaburga,kuzuluk, soğukpar, sıcakpar, ahlat, fırıç,düven ,patoz, kağnı ,Çatalçam,akbunluk,Guciğin deresi,ısfahan,börülce,gardif, nal,mıh,Abdal dede,Madenin deresi,kelif ,Kilisenin kıranı, Kızlar kalesi,tuğ,anuk,cin,peri,hortlak,Tuztaşı,sapa, çaşur,mantar,idare lambası ,pağaç,sini,siron,keşkek v.b. sözcükleri ,olaylar,olgular bir anı olsa da ilelebet yaşayacaktır.O nedenle herkesi bu sorumluluğa yeniden davet ediyorum.Ellerini taşın altına koysunlar,bu temel daha da kuvvetlensin,iyi bir yapıya kavuşsun.
Bir çok insanımızın bilgisayar kullanmasını bilmediklerinin farkındayım.Önemli olan anılarını bir kağıda yazmaları,gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.Birileri bu anıları bilgisayar ortamına aktarabilir.O yüzdende insanlarımızın bu mazerete sığınmalarını anlamsız buluyorum.En azından Ali kardeşim birçok insanımızın anılarını kaydedip,sözden yazıya bölümünde aktarmaya çalışmaktadır.Bizlere düşen görev de mümkün olduğu kadar Ali'nin üzerinde ki bu yükü azaltmaktır.Bu yapıda Ali'nin manevi tatminin den başka hiçbir çıkarı olmadığı gibi; zamanının bir çok bölümünü buraya ayırdığı için yazacağı bir çok öykü kitabını da aksatmaktadır.Kendilerini aydın olarak gören bir çok insanımızın zamanlarının bir bölümünü de bu yapıya katkı sağlamak için aktarmaları dileğimdir.Sevgi ve saygılarımla
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 06 Nisan 2011
Merhaba Cemal abi kardeşim, iyi yazmışsın, has yazmışsın da sözcüklerin dozu biraz kaçmış gibi geldi bana. Biraz daha esnek olmanı önersem ayıp etmiş olur muyum acaba? Aslında benim bilgi havuzu oluşturma amacımı iyi bilen biri olduğun için bu kadar tepkilisin, ama eşi dostu bu kadar zorlamasak diye düşünüyorum. Öyle dostlar var ki, karşılaştığımızda, öyküleri zevkle okuduklarını, kendilerinin de yazma isteği olduğunu söylüyorlar, ama yazamama kaygısı taşıyorlar. Bir gün gelir onlar da yazar; yazmasalar ne ki, okuyorlar ya bu da bir kazanımdır. Okumayabilirler de, siteye hiç girmeyebilirler de; bunu onlara bıraksak daha iyi olmaz mı? Ha duuur, madem öyle ben de seni eleştireyim; en son öykün taaa 23 Aralık 2010'da gelmiş. Diyeceksin ki şiirler gönderdim ya... Evet şiirler çok çok da güzel; ama öykülerinin tadı bir başkaydı. Neyse daha fazla uzatıp da site dostlarının başını şişirmeyeyim. Sana da, yazanlara da, yazmayıp sadece okuyanlara da en içten teşekkürlerimi bildirerek son vereyim. Sevgiler.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 06 Nisan 2011
Sayın Zabita Komseri Solmaz Günel, öykü ve şiirlerini okudum eline sağlık, çok duygulandım. Çok teşekkür ederim. Babuko Hüseyin 06-04-2011
----------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL - cemgunel06@hotmail.com - Ankara - 06 Nisan 2011
Selam Ali Hocam siten gerçektende çok güzel, insanı alıp götürüyor köylere. Şiirlerim ve öykülerimden birkaçını sana mail olarak gönderdim. Özellikle sana ve herkeze Selam ve Sevgiler...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 06 Nisan 2011
Merhaba Solmaz bey. Öykülerini "Bizim Yazarlarımız", şiirlerini "Köyden Şiirler" sayfasında yayınladım. Paylaşımın için teşekkür ederim.
----------------------------------------------
MUSTAFA COŞKUN - alaca_mstf@gmail.com - Ankara - 03 Nisan 2011
Selam Ali hocam. Benim hazır sitede kapandı. Sizinki de kapanmıştı. Siz yeniden açtığınızı söyleyince eve gider gitmez sitenize baktım. Eskisinden kesinlikle daha güzel olmuş bence. bu kadar kısa zamanda iyi toparlamışsınız. Heralde benimi çini site mite işi bitti. Size kolay gelsin hocam.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 04 Nisan 2011
Teşekkür ederim Mustafa bey. Sevgilerimle...
----------------------------------------------
BAŞAR ŞAHİN - basarsh@hotmail.com - 31 Mart 2011
Selam hocam öncekinden de güzel olmuş siteniz. Arada sırada merakla bakıyorum, başka neler eklenmiş diye.Tebrik ediyor, başarılar diliyorum.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 31 Mart 2011
Teşekkür ederim. Bizim köylü olmayanların da siteye girdiklerinde sıkılmamaları için genel kapsamlı yeni bölümler eklemeyi tasarlıyorum. Sadece biraz zaman gerekiyor.
----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 29 Mart 2011
Merhabalar Ali bey ve site dostları.Bugün Bizim Yazarlarımız sayfasında dordüncü anımı yazmış bulunuyorum umarım beğenirsiniz. Bu arada Cemal abi öykümü okumuş beğendiğini yazmış kendisine teşekkür ederi. Övgüleri bize ilham kaynağı oluyor. Saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 29 Mart 2011
İkinize de teşekkürler. Birkaç ay önce elektrik kesikken ve yaylada sizden başka hiç kimse yokken iki gün kalış serüveninizi de merakla bekliyorum.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara -29 Mart 2011
Sebahattin Günel'in memleketime yolculuk öyküsünü zevkle okudum. Şuna eminim ki sapaktan köye kadar birçok insanımız yürümüştür.Bu konuda anısı olan insanlarımız vardır, biraz gayret edip yazabilseler ne kadar iyi olurdu.Ben de ilk defa Hüsnü dayımla köye 6 yaşında gitmiştim.Epey bir zaman sonra köye varmıştık.Bir kaç kere de ayağım çamura batmıştı.Yazmış olduğum köy şiirinde (Ocakta kurudu çorabın yaşı) diye belirtmiştim,bu vesile ile anlamayan okuyucular artık ne demek istediğimi umarım anlamışlardır.Sebahattin öykülerin devamını bekliyorum,bu sayede bizim yazarlarımız sıralamasında Seçil'in bir üst sırasında yerini alacaksın.Umarım bu sıralama ikinizin arasında tatlı bir yarış olarak devam edecektir.Yurt dışında yaşayan insanlarımızın da orda ki yaşantılarıyla ilgili bizi ilgilendiren konularda ,bir şeyler yazması benim hayallerimden birisidir.Hayallerimin boşa çıkmayacağına inanıyorum .Sevgi ve saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 29 Mart 2011
Daha önce de dediğimiz gibi örneğin eski Hisasürüstü, Halimpaşa anıları anlatılsa o günler de kayda geçmiş olur.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - esmakorkmaz.98@hotmail.com - Ankara - 28 Mart 2011
Sevgili Gülsen Kambur;
Sende çok yetenekler var ama çokları bilmiyor.Şiiirlerini okudum,çok beğendim.Zaten sen bir harikasın.Bunu içtenlikle söylüyorum.Ayrıca da senin kişiliğin iyilik severliğin bir başka.Bu aradada teyzemin kızı olduğundan dolayı gurur duyuyorum.Ağzına sağlık diyorum.Görüşmek dileğiyle.

Sn.Kazım Aydoğan;
Taa uzaklardan benim yazılarımı okuman ve de değerlendirmen çok hoşuma gitti.Bende senin gülmene güldüm,katıla katıla güldüm diyorsun.Ben seni hep soruyorum.Daha 2 gün öncesi Gülizar abla bize gelmişti.Seni sordum,Kazım şimdi iyi iyi Maşallah demişti.Çok acılar çektin biliyorum.Şimdi iyi olmana sevindim.Bizim Hüseyinin düğününde oyuna girdin.Orada bazılarını korkuttun.Rahatsız olursun diye akılları çıktı.Gerçekten de düğünden sonra rahatsız olmuşsun.Benim yazılarım vesile oldu.Bundan sonra hep haberleşelim görüşmek dileğiyle Sağlıcakla Kal...
----------------------------------------------

ESMA KORKMAZ-esmakorkmaz.98@hotmail.com- Ankara-28 Mart 2011
Ali Hoca sen bir harikasın taa uzaklarda çinde Kazım Aydoğanla beni buluşturdun.Sadece senin akraban değil,benimde akrabam oluyor.Senin amcanın oğlu benimde dayımın torunu.Senin sayende bende ona ulaşmış oldum.Senin emeklerinin karşıığını ödeyemeyiz.Hepimizde çok emeklerin var.Sağol,varol,hep bizimle ol...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 28 Mart 2011
Esma Hanım, emeklerimin karşılığını yazarak, yazdıklarınızı halkımızın geçmiş yaşamına belge niteliğinde bırakarak fazlasıyla ödüyorsunuz zaten; siz sağolun varolun ve karadorukaa ile birlikte olun. Teşekkürler.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL-yasargunel06@hotmail.com-Ankara-28 Mart 2011
Ali hoca, bu iletimden önce-sitenin, tekrardan hizmete girmesi vesîlesiyle-iki ileti gönderdim, sanırım ulaşmadı. İlk iletiyi gönderdiğimde; benim e-mail adresime, 'alındı'iletisi gelmişti. İleti formatına göre uzun bir yazıydı. Babuko, 'Uzun yazma!..Uzun yazılar gitmiyor!'uyarısı yapsa da; '...fazla uzun bir yazı değil' diyerek,uyarıyı dikkate almayıp hata ettim, gâliba...Neyse!..'Karadorukaa'nın tekrar hizmete girmesi hepimiz için sevinç kaynağı oldu!..Site, tekrardan hayırlı olsun, derken;seni de, bu kadar uğraş arasında, 'pes'etmemenden dolayı tebrik ederim. Site müdâvimlerinde selâm, saygılar.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 28 Mart 2011
Merhaba Yaşar, gerçekten de hiçbir ileti gelmedi. Ne yazık ki bazılarının iletilerin siteye ulaşamaması sorununu hâlâ çözemedim. Yazarak verdiğin destek için teşekkür ederim. / Ben de seni son yayınlanan kitapların nedeniyle kutluyorum. En kısa zamanda kitaplarının kapağını çekerek sitede tanıtımını yapmak isterim; izninle tabi. Sevgiler.
----------------------------------------------
VEYSEL AYDIN -akrep79ask@hotmail.com - Ankara -26 Mart 2011
eline emgine yüregine saglık ali abi...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 27 Mart 2011
Teşekkürler sevgili Veysel. İkizlere sağlık ve mutluluklar...
----------------------------------------------
ZÜLFÜ AYDOĞAN - z.aydogan64@hotmail.com - Ankara - 26 Mart 2011
Merhaba Ali Abi, Yeni siteyi oluşturmak epey zamanını aldı, ama senin insanlara karşılıksız bir şeyler verme, sunma azmin önündeki bütün engelleri aşmana yardım ediyor. Bu yüzden seni bir kez daha tebrik ediyor, kitap yazma çalışmalarında başarılar diliyorum .(Bu sitede yolları kesişen herkese selam)
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 26 Mart 2011
Bana yakıştırdığın tanımlama için çok teşekkür ederim sevgili Zülfü. Zorluklar olsa da sizlerin bu yaklaşımlarınızla edindiğim güç, zorlukları kolayca alt etmemi sağlıyor. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
ALİ GÜNEL - ali_gunel930@hotmail.com - İstanbul - 26 Mart 2011
Ali abi benim Hisarüstü adına açılan bir dernek sitesini yapmıştım fala olmadı 1 yıl daha olmadı lakin görsel olarak biraz daha memmuniyet var ve böyle aşamalı bişiy çalışma ile sana yollasam sen ftp den atsan sadece html dosyalarını editleme yapabilirsen böyle bir çalışma sana gönderebilirim ali abi 23 nisandaki sonerin kız kardeşinin düğününde ankarada olacağım orada görüşe bilirsen çok iyi olur diye düşünüyorum abi tabi müsayit olursan ve benim hisar üstüne açtığım siteni linki : www.hisarder.org bu sitenin tasarım yazılım ve görsellik olara sıfırdan ben yazdım abi bakabilirsin php ve html,css ile yapılmış pro denebilecek bir site sayılır abi bir inceleyip dönersen bana çok sevinirim düşüncelerin için.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 26 Mart 2011
Ali'ciğim, sanırım daha önceleri söylemiştim, ben php, css ve html'den hiç anlamam. Daima yeni şeyler öğrenme arzusunda olan ben, bu yazılımları kullanarak siteyi şekillendirmek, beğenilir hâle getirmek isterim elbette; ama bunlarla şimdilik ayıracak zamanım yok. Siteyi bu basit biçimiyle donatmak bile zaman felcine uğrattı beni. Yayınevine zamanında teslim etmem gereken kitapların yazımını ister istemez gün gün ötelemeye başladım. Bir de ayrıntılara girersem hepten yanarım. Şimdilik birinci amacım sitedeki eksikleri tamamlamak. Örneğin, Albümdeki Anılar sayfası için yüzlerce (belki binden fazla) fotoğraf yeniden düzenlenip yayınlanmak için sırada bekliyor. Hani denir ya, en kısa yol bildiğin yoldur diye. Şimdilik ben bildiğim yoldan gideyim de bol zaman bulduğumda alternatif yolları da kullanırım.
Yani sevgili Ali, sen bana mesaj yazıp yardım teklifinde bulunarak verdiğin destekle zaten fazlasıyla yardım etmiş oldun. İleride zaman rahatlamasına ulaştığımda senden kendim yardım isterim zaten.
Hazırlamış olduğun siteye gelince, hemen inceledim ve Bizim Sitelerimiz sayfasında linkini verdim. Beynine sağlık, çok güzel olmuş. / Eğer köylülerimize ait bildiğin başka siteler varsa linkini gönder, Bizim Sitelerimiz sayfasına ekleyeyim. / Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 26 Mart 2011
Merhaba Site Dostları....Babuko Hüseyin'in "Zahra kurunu" adlı anı-öyküsünü okudum..İyiki yazmış Babuko.Anıyı okurken yer mekan hikayenin kahramanları hepsi gözümde canlandı sanki...Deli Şükrü'nün hikayeleri çok ..Babamdan ve dayımdan çok dinledim...Babukonun güzel ve tad veren anlatımına çok teşekkür ediyorum...Beni bir zaman makinası gibi geçmişe götürdü...Eline diline sağlık...Babukoda daha çok güzel anılar vardır ..UMARIM YAZAR BENDE ZEVKLE OKURUM....ALİ hoca 'ya da Siteyi yeniden bizlere kazandırdığı için çok teşekkürler ediyorum..SAYGILARIMLA ...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 26 Mart 2011
Merhaba Hatun hanım, asıl ben teşekkür ederim her zaman verdiğin destek için. Ancak, uzun zamandır senden öykü okuyamaz olduk. Nedenini merak ediyorum?
----------------------------------------------
ALİ GÜNEL - ali_gunel930@hotmail.com - İstanbul - 25 Mart 2011
slm merhaba siz değerli dostlar ve sevgili okurlar bu sitenin son aşaması olarak kendi databes yani kendi bünyesinde açılması güzel bunun olmasını çok defasında ali abimle konuşmuştum ve maynetin bu hizmeti kapatması bir yandanda güzel oldu çünkü bizim kendi köy çevremiz adına daha hakim bir site olmuş yanlız ali abiden bir siteğim bu siteyi hep aynı temayla değilde daha değişik bir temayla devam etmen daha hoş olurdu diye düşünüyorum ve bu konuda yardıma hazırım ali abi sitenin başarılarının devamının gelmesi dileğiyle başarılar.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 25 Mart 2011
Merhaba Ali, sitenin yeni halini beğenmene sevindim. Evet, siz değerli site dostlarının da fark ettiğiniz gibi siteyi eskisinden derli toplu yapmaya çalışıyorum. / Temadan kast ettiğin biçimsel görünümü mü? Bu site öylesine basit bir alt yapıya sahip ki, sadece photoshop becerisiyle görüntüyü kurtarmaya çalışıyorum. Yardım isteğin için teşekkür ederim; ama bu nasıl olacak? Eğer yan yana olsaydık, iş birliği yapabilirdik belki ama uzaktan uzağa kolay olmaz. İyi niyetin için teşekkür ederim. / Senin siteye ne oldu? Kapattın mı? Neden? / Sevgilerimle.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 26 Ocak 2011
Herkese Selam,
Sn.Esma Korkmaz; Anılarınızı okurken; helvanın başına gelenler, bakımsız yaşlı kadın ve anahtar öykülerinizde gülmekten kırıldım. Köy ve çevre betimlemeleriniz ne kadar harika! Babanızın Almanya'ya gitmesinden sonra ''zihninizin birden açılması'' öyküsünden de anlıyoruz ki; negatif etkenler (burda dayak tabiki) ortadan kalktığında özgür ortamlarda verimlilik, üretkenlik, çeşitlilik, yaratıcılık nasılda artıyor, gelişiyor.
Değil mi Ali Hocam? Tam senin uzmanlık konun; eğitim bilim-pedagoji. Kim bilir öğretmenlik hayatında ne kadar örneğini görmüşsündür.
Bu hisseden çıkardığım kıssa da bu. Eline , yüreğine sağlık Esma abla! Sana ve herkese selam ve sevgilerimi iletiyorum. Görüşmek üzere.
Dipnot: Hocam siteye doğrudan gönderdim, ama gelmemiştir diye buradan da yolluyorum. Çift dikiş olursa kusura bakma. Kazım - Çin
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 25 Mart 2011
Merhaba Kazım, mesajların içerikleriyle Konuk Defteri'ne ve bağlantılı olarak siteye büyük bir değer katıyor, sağol. Evet, değindiğin konunun benzerlerine hep tanık oldum, tanık olmayı da sürdürüyorum. İnsanın kendine olan güveni arttıkça yaratıcı gücü de o oranda gelişiyor. Yazarlarımızdaki örnekte olduğu gibi yani. Herkesin çaprazlama olarak birbirinin yazılarına eleştiriler göndermesi, beğenilerini içtenlikle sunmaları yazma özgüvenlerini daha da geliştiriyor. Bu harika bir sonuç.
Senin Konuk Defteri'ne doğrudan mesaj gönderememe konusuna da değinmek gerekirse; ne yazık ki birçok kişide aynı sorun sürüyor. Onlara anımsatmak istiyorum; mesajlarınızı Konuk Dafteri üzerinden gönderemiyorsanız Facebook veya MSN adresim üzerinden gönderebilirsiniz, ben eklerim; şu anda Kazım'ın örneğinde olduğu gibi. Herkese sevgiler.
----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 25 Mart 2011
Merhabalar Ali bey ve site dostları.Karadorukaa sitesi kapanıp Ali bey tarafından yeniden dizayn edildikten sonra uzun bir aradan sonra ilk defa site sayfalarını gezdim.Gerçekten güzel olmuş.Albümdeki anıları gezerken kendime ait anı fotoğrafları göremedim,zamandan kaynaklı olsa gerek resimlerimi koyamadın.umarım kısa zaman içinde anı fotoğraflarımı görürüm...saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 25 Mart 2011
Merhaba Sebahattin arkadaşım, mesajın ve beğenin için teşekkür ederim. Söz, bugün senin fotoğraflarını yerleştireceğim... de... Bizim Yazarlarımız için epeydir yazını görmedim. Hâlbuki o sayfa birlikte tasarladığımız sayfaydı; öksüz bırakman doğru mu? :((
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara -24 Mart 2011
Siteye gönderilen öykü ve şiirleri büyük bir zevkle okudum. Gönderenlerin eline, yüreğine, kalemine sağlık dileklerimi iletiyorum. Umarım yazarlar sayfamız daha da artsın ,şimdilik öykü yazmaya bir müddet ara verdim. Yeni yazarların gönderileri benim için daha da önemli, yayınlamanın zorluğunu bildiğim için Kardeşim Ali'nin vaktini almayı şimdilik düşünmüyorum. Yine de site sakinlerinden ayrı kalmayı da düşünmüyorum. 42. sokaktan ufacıkta olsa kesitler sunan bir şiirimi şimdilik gönderiyorum. Yine bu siteye giren herkese sesleniyorum, anılarınızı yazın şunu unutmayın ki geçmiş geleceğin aynasıdır, bu aynayı kırmayalım. Şundan da çok emini herkesin yazacağı o kadar çok anılar var ki biraz cesaret, bu iş deveyi yardan atlamaktan daha kolay, biraz çaba gerekli, çaba olmadan hiçbirşey olmuyor. Herkese sevgi ve saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 24 Mart 2011
Sevgili kardeşim, vaktimi almayı düşünmediğini söylüyorsun. Ne demek o öyle? Zamanım üretken insanlara feda olsun. Yazdıklarını gönül rahatlığıyla gönderebilirsin. Köylerimizle ilgili anılar tarihsel belge özelliğine bürünerek anı havuzunda yer aldıkça bende yorgunluk morgunluk kalmıyor.
Şiirine gelince... Anlattıkların her ne kadar köylerimiz coğrafyasında geçmese de köylülerimizin yaşamlarından kesitler sunmuşsun. Ha köyde ha Tuzluçayır'da geçmiş yaşananlar ne fark eder. Keşke kalkıp birileri de 1960'ların, 70'lerin Hisarüstü anılarını yazsa. Dii mi efendim? :)) Sevgiler.
----------------------------------------------
BABUKO HÜSEYİN - babukohuseyin@hotmail.com - Ankara - 23 Mart 2011
Sefa Öztürk Merhabalar. Şiirlerini ve mektubunu okudum. Şu anda badana boya yapıyorum. Benim delikanlının 23 Nisanda düğünü var, badana boya onun için. Yalnız, şiirlerin ve mektubun beni kırıntıya götürdü. Orada hatıra ve anıların sarmalında kaldım. Beni Kırıntı köyünden Ankara'ya getirin. Düğüne, karadorukaa akrabaları davetlidir. Eline sağlık, herkese selamlar. Babuko Hüseyin - ANKARA 23-03-2011
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Mart 2011
Harika bir espriydi, epeyce güldük.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 23 Mart 2011
Merhaba Hocam, (Ve Site severler)
Nasılsın? Umarım herşey yolundadır.
Siteye iki kez yazı yazdım ikisi de ulaşmadı.
İlkini site yeni açıldığında yazmıştım. Diğer site severler gibi, yeniden açılmasından (daha doğrusu açmandan) duyduğum sevinci ve memnuniyeti belirtmiş sana kolaylıklar dilemiştim. İkincisini de iki gün önce yazmıştım, bu kez de Muharrem Aydın ve Hüseyin Aydoğan'ın öyküleri hakkında yorumlar yapmış, sana yine kolaylıklar dilemiştim.
Ve senin amatör bir ruhla çok profesyonel bir şekilde işi yürütebildiğini, yönetebildiğini ifade etmiştim.
Hocam, eline sağlık! Gerçekten sitenin kurgu ve örgüsü harika. Köy hayatının tarihsel kesitleri fotograflar eşliğinde şiir, öykü ve anılarla ancak bu kadar güzel yansıtılabilirdi. Bunu başardın, Kırıntılı , Yeniköylü v.s özetle köy orijinli insanların tam bir kültür, bilgi, görgü harmanlamasına olanak sağladın sitende.
Böylece ne kadar yetenekli insanlarımızın olduğunu da öğrenmiş oluyoruz. Ve sanat ruhlu insanlarımız da büyük bir motivasyonla işe sarılıyorlar ve kendilerini geliştiriyorlar. Bunu izlemek de olası sitede.
Sefa Öztürk'e ayrıca teşekkür ederim. Gerek Hüsnü Amca'dan yaptığı derlemeler, gerekse kendi şiirleri ve meşhur "Ana'nın Mektubu" için.
Ayrıca iletişim çağımızda, insanların birbirleriyle iletişebilmelerine olanak sağlayan sosyal paylaşım sitesi işlevi görüyorsun. Seni kutluyorum.
Herkese, sana ve tüm site paydaşlarına selamlarımı iletiyorum.
(Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyorum:-)))))
Kazım - Wuhan-Çin Halk Cumhuriyeti
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Mart 2011
Merhaba Sevgili Kazım, sitenin Konuk Defter'inden senin yukarıdaki yazını senin adresinle ben de göndermeyi denedim; adres üzerinde pek çok oynamalar yapmama karşın başarılı olamadım. Senin gibi mesajı gönderemeyen daha birçokları var. Mynet görevlileri de bu konuda çözüm üretemediler; onlar gibi ben de değişik e-mail adresiyle denemenizi öneriyorum.
Sitenin anlamlı bir görev üstlendiğini söyleyerek bana güç verdin. Siteyi yönetmek gerçekten de zaman alıcı ve güç bir iş olmasına karşın verdiği hizmet nedeniyle çok da yakınmıyorum. Site, insanlarımızın gizli kalmış yeteneklerinin açığa çıkmasına aracılık edebiliyorsa, insanlar arasında iletişim kurdurup dostluklar oluşmasını sağlayabiliyorsa, var olan dostlukları pekiştirebiliyorsa ne mutlu bana.
Site üzerinde yeni sayfa projelerim de var; ama şu an için acele etmiyorum. Önceliği, eksik sayfaların tamamlanmasına veriyorum şimdilik. Tüm sayfalar tamamlanıp da rahata erince yeni projelerimi uygulayacağım; tabi tasarladığım gibi geliştirebilirsem.
Sen Konuk Defteri için mesajlarını MSN veya Facebook üzerinden yazabilirsin; ben buraya kopyalarım. Köyle ilgili ilginç anılarının olduğunu biliyorum. Gönderirsen beni de site paylaşımcılarını da memnun edersin. İlgin için teşekkürler. Sevgilerimle. A.A.
---------------------------------------------
TAHSİN SOFUOĞLU - tahsinsofuoglu@hotmail.com - İstanbul - 22 Mart 2011
ALİ.ciğim SON 1 AYDIR BİZLERİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTTTTIN...BU GÜZELİM SİTE KAPANDI DİYE.....NEYSE KISA SÜRDÜ... YEPYENİ BİR SİTEYE KAVUŞMANIN HEYECANI BİZLERİ MUTLU ETTİ İNAN....BAŞARILARININ DEVAMINI DİLİYOR..HAYIRLI OLSUN...SAYGILAR....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Mart 2011
Sevgili Tahsin, neredeyse önceki site iyi ki kapanmış diyeceğim. Gerek böyle yazılı yöntemle, gerekse telefonlarla sitenin kapanmasının yarattığı üzüntüleri öğrenince inan çektiğim zahmetlere aldırmaz duruma geldim. Önceki yıllarda da şu anda da verdiğin destek için sana minnettarım. Şu mesajlarınız olmasa, sitenin izlenip izlenmeyeceğini bilemeyeceğim için şevkim kırılabilirdi. Çok teşekkürler. Saygılar benden.
----------------------------------------------
HİDAYET AYDOĞAN - hidayet.aydogan@feenet.de - Almanya - 22 Mart 2011
Merhaba Ali Abi yaptigin Site bizim köy icin en önde gelen sitelerden biriydi. Yeni sitenin eskisini kat kat katliyacagindan süphem yoktur. Bizlere böyle kaliteli bir site hazirladigin icin, cani gönülden tesekkür eder, basarilarinin devamini dilerim. Saygilarimla Hidayet Aydogan
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Mart 2011
Merhaba Sevgili Hidayet, sen site kurup, yıllarca yayınladığın için zahmetlerini bilirsin. Hani her işte bir hayır varmış denir ya, bu işte de öyle oldu. Önceki formatında siteyi hazırlarken çok zorluklar çekiyordum. Bu yeni formatta zorlukların epey azaldığını söyleyebilirim. Şu Albümdeki Anılar gibi sayfalardaki eksikleri tamamlayıp da tekdüze biçimde yayına geçtiğimde işim kolaylaşacak. O zaman gönderilen yazıları, şiirleri vb dokümanları yerleştirmek beni çok yormaz. Hem şu anda yorulsam ne ki, senin veya diğer duyarlı dostların destekleri tüm yorgunluklarımdan arındırıyor beni. Sana ve destekleri veren dostlara teşekkürler. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 20 Mart 2011
Fotoğraf sanatında gururumuz olan sokakların, gecelerin ve uluslararası fotoğrafçı Şevket Şahintaş'ı destekleyelim.
"Şevket Şahintaş Erdem Murat Çeliklerin yönetmenliğini yaptığı fotoğrafla tanışmamı konu alan belgeselim Ankara uluslararası film festivalinde finale kaldı izlemek isteyen Ankaralı arkadaşlar 26/03/2011 saat 12:15 de batı sineması,salon 2 de izleyebilirler... arkadaşlar 26/03/2011 saat 12:15 de batı sineması,salon 2 de izleyebilirler..." http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.filmfestankara.org.tr%2Fh=ec007
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.kom - Ankara - 20 Mart 2011
Muzafer Abi yeniköyde düğün adlı öykünü okurken , sanki köyde bir filim çevriliyorda bende izliyorum gibi hissetim. Yaşadım anlatılan yerlede. Teşekkür ediyorum ellerine sağlık. Sayğılarımla.
----------------------------------------------
A.GÜNEL - gunell_a@hotmail.com - 20 Mart 2011
siteyi yeniden yaparken baya güzel olmuş. siteye çok giriyorum köy anılarını okumak çok zevkli.Eski resimlerin hepsini de eklerseniz iyi olur.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Mart 2011
Merhaba A.Günel. Düşünceleriniz için teşekkür ederim. Eski fotoğrafların yüklenmesi çok uğraştırıyor. Zamanla tamamlayacağım. Sevgiler.
----------------------------------------------
SOLMAZ GÜNEL - solmazgunelsg@hotmail.com - Ankara - 19 Mart 2011
Merhaba Ali Hoca, karadorukaa sitesini ben de inceledim. Gerçekten site çok hoşuma gitti. Ben de bundan sonra bu sitede gerek şiirlerimle ve gerekse öykülerimle müsaade edersen yer almak istiyorum. En kısa zamanda yazılarımı göndereceğim. Site yazarlarıyla sitenin sahibi olan sana başarılarınızın devamını diler saygılar ve sevgiler sunarım. Hoşça ve dostça kalın. - Solmaz Günel - Emekli Zabıta Komiseri - Ankara
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Mart 2011
Merhaba Solmaz bey, müsaade edersen ne demek? Sitede sana da bir sayfa ayırmaktan onur duyar, teşekkür ederim. Evet, en kısa zamanda yazılarını bekliyorum. Ama yüz yüze görüşmelerimizde söylediğim gibi anılar ve şiirler köyle ilgili olsun lütfen, Şiirlerin dörtlüklerinde köylerin değişik bölgeleri veya insan adları geçerse çok daha iyi olur. Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
AYTEN AKPINAR - ay.akp@hotmail.com -Ankara - 19 Mart 2011
Merhaba hocam, sitenin adını Bülent verdi. Tüm sayfalara gözattım.Hiç durmuyor hep üretiyorsunuz yine.Tebrik ederim hocam. Bende senin gibi olalibmeyi istiyorum. Öptürmeyi sevmesende Ellerinden öperim...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Mart 2011
Ne güzel sürpriz yaptın Ayten'ciğim. Evet hâlâ el öptürmeyi sevmiyorum; ama bu yaklaşımın beni çok mutlu etti. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - 19 Mart 2011
Merhaba Kazım, epeydir senden bir ses soluk çıkmıyor. Uzaklarda, Çin'desin ama internette uzaklık diye bir şey yok. Artık siteye yorumun da gelmiyor. Bizi alıştırdın şimdi geri çekildin. Herhangi bilmediğimiz bir sıkıntın mı var yoksa? Yine yorumlarını hatta anılarını bekleriz. Gözlerinden öperim. İyi günler. Çin'e de selam...
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 18 Mart 2011
Merhaba Ali Hoca, Merhaba Site dostları. Uzun zamandır ayrı kaldığımız ve yokluğunu çok hissettiğimiz güzel sitemizi yeniden açmak için büyük ve değerli uğraşlar veren Ali Hoca'ya sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sitenin yeniden açılması nedeniyle şahsım adına çok sevindim ama nedenini bilemediğim şekilde bilgisayardaki bir aksaklıktan dolayı bu konudaki duygularımı geç ifade edebildim. "Bizim Yazarlarımız" köşesinde hep beraber buluşabilme umuduyla yeniden hepinize merhaba!
----------------------------------------------
MURAT AYDIN - murat@baybilgin.com - Ankara -; 14 Mart 2011
Hazırladığı Web Site: http://www.kirintiyenikoydilekyolu.com
Ali Abi selamlar; Öncelikle yeni web sayfanı güle güle kullansın milletimiz:) Eski mynet sayfan için üzüldüm. Baya bi emek vermiştin. Umarım şu anda hazırladığın sayfalarda eskileri kadar ilgi çekici olur. Emeğine, eline koluna sağlık. Zor bir iş. Kolay gelsin
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Mart 2011
Merhaba Murat, beğenin ve dileğin için teşekkür ederim. Yeni siteyi açtıktan sonra bir takım kısa yollar ve kolaylıklar fark ettim. Önceden tek tek işlediğim örneğin ortak logoları şimdi sadece kopyala yapıştırla kolayca yapabiliyorum. Fotoğrafları tek tek eklemektense Photoshopta tek bir çerçevede gösterip örneğin on beş kadar fotoğrafı tek tıkta yükleyebiliyorum. Ancak yazıların yüklenmesi hâlâ çok zor; noktalama işaretleri yine bozuk çıkıyor, tırnak, kesme gibi işaretleri tek tek düzeltmek zorunda kalıyorum. Bu arada bir gün senden yardım isteyeceğim; bu işler ve şu zemin renkleri vb için. Sevgiler.
----------------------------------------------
ZEKİ ŞAHİNTAŞ - Zekisahindas@hotmail.com - Ankara - 13 Mart 2011
Merhabalar Ali hoca. Siteyi vakit buldukça gözden geçiriyorum. Çok iyi gidiyor. Zamanla bizlerde yazmak istiyoruz. Yalnız bir acemilik var. İyi günler. 13-03-2011
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Mart 2011
Merhaba Zeki bey, mesaj yazarak verdiğin destek için teşekkür ederim. Yazmak düşüncene sevindim. Başta acemilik elbette olacak; ama yazdıkça acemilik yerini ustalığa bırakır. Kolaylıklar diliyorum.
----------------------------------------------
DÖNSEL ŞAHİNTAŞ - Zekisahindas@hotmail.com - Ankara - 13 Mart 2011
Merhaba Ali hoca. Sitenin açılışına çok sevindik. Herkese selamlar. 13-03-2011
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Mart 2011
Teşekkürler Dönsel hanım. Sevinmiş olmana sevindim. :))
----------------------------------------------
FULYA AYDOĞAN - fulya9-6@hotmail.com - Ankara - 13 Mart 2011
Yeniden yayın hayatına başlaman,beni çok sevindirdi.Umarım bundan sonra site daha güzel olacaktır.Büyüklerimizden ricam geçmişte olan anılarını yazsınlar ki,bizde ozaman ki yaşantı nasılmış öğrenelim.Seni sevgiyle kucaklıyor tekrar sefa geldin hoşgeldin dileklerimi iletiyorum.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Mart 2011
Ben de seni sevgiyle kucaklıyorum Fulya'cığım. Öykülerin hepsini okursun umarım. Hatta ilk bir araya gelişimizde seni sınava çekebilirim, ne dersin? Sevgilerimle.
----------------------------------------------
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Ankara -13 Mart 2011
Aliciğim, bugün Atatürk Kültür Merkezinin önünden araba ile geçerken Gümüşhaneliler Günleri yazısını görünce merakımdan içeriyi gezdim. İçerisi görmeye değerdi. Yok yoktu. Ama standlarda senin kitaplarını göremedim. Senin gibi üretken ve pek çok özgün çalışması olan bir kişi nasıl olur da kendi ilinin böyle bir gününde kitaplarını sergilemez. Kitaplarını neden paylaşmadığını merak ettim? Selamlar. Durali Karapınar- Evrensel İletişim Yayınları
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Mart 2011
Merhaba Durali Bey, her zaman verdiğiniz desteği bu kez farklı açıdan vermişsiniz, çok teşekkürler. Zaman çabuk geçiyor nasıl olsa, 2012 Gümüşhaneliler Tanıtım Günleri'nde söylediğiniz eksikliğimi kapatırım. Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 13 Mart 2011
Merhaba hocam hoş geldin, anını okudum eline sağlık. sıhatin nasıl? hoşça kal.
----------------------------------------------
AYSEL ÖZTÜRK - aysel_oeztuerk@hotmail.de - Almanya - 11 Mart 2011
Selam Ali Abi, Siteyi açınca inan cok mutlu oldum. Siteyi sürekli inceliyorum ve gercekten cok güzel, cok hayat dolu bir sayfa olarak görüyorum. Karadorukaa sitesinde gezindigim zaman kendimi türkiyede hisediyorum. Böyle bir seylerlen ugrasmak cok zaman alici ve kafa yoruyucu ama sen hic bikmadan kendini bu sayfaya adamissin. Heleki simdi tümünü yeniden yüklemek bazi insanlarin zoruna gider. Peki sen, sen napiyorsun ? Geriye bakmayalim, Ileriye bakalim deyip tüm Siteyi yeniden hazirliyorsun. Onun icin sana burada cok cok tesekkür ediyor, eline, koluna saglik diyorum :-) Sevgi ve Saygilar Aysel Öztürk .
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Mart 2011 http://www.karadorukaa.com
Merhaba Aysel, yıllarca öğrencilerime ve çevremdeki insanlara gerektikçe yeni sayfalar açarak yaşama devam etmeleri gerektiğini öğütledim; bunu ben de uyguluyorum. Böyle bir bakış ve kararlılık olmazsa insan zamanla pes edebilir. Site konusunda da pes etmeden yola devam ediyorum. Durmuş dayıma verdiğim yanıtta da belirttiğim gibi tüm zahmetlere karşılık tek motive kaynağım, sizlerden gelen mesajlardır. Desteğin için çok teşekkür ederim, bu desteği sürdürmen dileğimdir. Ha, bir de şu var, siteye ulaşılabilecek yeni adresi çok kişi bilmiyor. Çevrendekilere yeni adresi verirsen sevinirim. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 10 Mart 2011
Ali Bey, siteniz bana kültürü kapsayan bir eğlence sahası, sayın arkadaşlarla sohbet ortamı, aydın kişi olma yolunda ileri adım atma, kısaca yaşamımda bir hobi ufku açmıştı. Sitenin kapanmasıyle kendimi adeta boşlukta kalmış hissediyordum. Bizi bu boşluktan tekrar çıkardığın için sana çooook çok teşekkürler. Site dostlarına yeniden merhabalar, sevgi ve saygılar. DURMUŞ ÖZTÜRK 10 mart 11
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Mart 2011 http://www.karadorukaa.com
Dayıcıcığım, bir insan ancak bu kadar motive edilir, çoook teşekkür ederim. Derler ya oğlan dayıya çekermiş diye, buna inanıyorum. Sen, seksen yaşında bile gençlere taş çıkartırcasına bilgisayar ve internete el attın ve kendini hızla geliştirdin, geliştirmeye devam ediyorsun, yaşamını renklendiriyorsun; alanında örnek bir insansın. Bilgisayarı öğrenmeye başladığın 2009 yazını düşünüyorum da, birçokları (bunların bir kısmı öğretmenlerimiz) seni yüzüne karşı hafiften ti'ye almışlar, "Bu yaştan sonra bilgisayar mı öğrenilirmiş, öğrensen bile ne yapacaksın?" demişlerdi ve sen gülüp geçmiştin. Şimdi sen dünyaya açıldın, onlar daracık dünyalarında hapsolmuşluğu sürdürüyorlar.
Sana çekmiş olmalıyım ki ben de pes etmiyorum ve site kapanmış olsa da yenisini açmaya inatla devam ediyorum. Çünkü sitenin bir hizmet verdiğine içtenlikle inanıyorum. Seninle ve diğer site dostlarıyla birlikte ortak mutluluk oluşturarak çok mutlu oluyorum. Çalışmalarımın karşılığında tek motive kaynağım Ziyaretçi Defteri'ne yazdığınız bu mesajlar oluyor. Yazan tüm duyarlı kişilere çok teşekkürlerimi yineliyorum. Sayı ve sevgilerimle ellerinden öpüyor, daha uzun yıllar sağlıklı ve bol yazışmalı yıllar diliyorum. - A.A.
---------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - 10 Mart 2011
Sayın Muzaffer Bal, çok teşekkür ederim. 1954 Yeniköy öykümü beğendiğin için. Ben de, senin Karadoruk akrabalığı, özdeyişini çok beğendim. Bu özdeyiş çerçevesi içinde davranmalıyız. İyi günler.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 10 Mart 2011
Babuko "1954 Yeni Köylüler" anını yeni okudum, çok güzel anlatmışsın. Gerçekten o seneler köyler dağılmamış, feodel toplum örf adet ve gelenekleri sürmekte idi. Kapitalizmin gelişmesi, köylerin dağılması bir çok iyi, güzel örf ve adetleri de dağıttı. Bu kaçınılmaz sondu,kapitalizm kendi yasaları ile gelir. Kapitalizm kendine özğü ilişkiler geliştirir. Dün Zilif, Yeter gibi kişiliklerin etrafında akrabalar kümelenirken, bu ğün, örneğin karadorukaa gibi sitelerin etrafında birleşip, karadorukaa akrabalarını oluşturuyoruz; bu akrabalık kan bağına değil, gönül bağına bağlı olduğu için, bana göre daha da önemli. Hiçbirimizin miras kavgası, tarla tumt kavgası yok. Olsa olsa ben daha iyi yazacam, sen daha iyi yazdın yarışı var. Site akrabalarımı candan selamlayarak hoşça kalın diyorum.
---------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 10 Mart 2011
Bu site bizde bağımlılık yapıyor, kapandığı zaman boşlukta kendimi hisettim. Ali Hoca eline sağlık yavaş yavaş site yerli yerine oturur. Başarılar diler hoşça kal, bütün site yazar ve dostlarına selam.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Mart 2011 http://www.karadorukaa.com
Siteye verdiğiniz değer için çok teşekkür ederim Muzaffer bey. Sitenin dokümanlarının tamamanı geri yüklemek epey zaman alacak. Yeni sayfa önerilerinde bulunabilirsiniz.
----------------------------------------------
SEFA AYDOĞAN - saydogan@live.nl - Hollanda - 09 Mart 2011
sevgili Ali ugrasin emegin sunusunun karsiligi degeri olculemez. birbirinden kkilometrelerce uzak olan birbirini tanimyan binlerce insani sayfanla bir arya topluyorsun, tanisiyoruz sevgimiz saygimiz gecmisimizi ve gelecegimiz butunlestiren bu sayfanda sevgiyle sagol sevgiyle opuyorum sevgili Dayim oglu
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 09 Mart 2011 http://www.karadorukaa.com
Merhaba Sefa, Mynet, 84 bin siteyle birlikte iyi ki benim siteyi de kapatmış diyeceğim geliyor neredeyse. Nedenini anladın tabi. Önceki siteyi bir türlü görememiş olmana karşın bunu daha yeni hazırlarken hemen gördün, mesaj yazdın; buna mutlu oldum. Umarım bundan sonra da görmeyi sürdürürsün. Şakayla iğneleme bir yana, site içerikleri hakkında zaman zaman yapacağın değerlendirme iyi olacaktır.
Bir de şu var; Bizim Yazarlarımız sayfasının fikri ilk kez Sebahattin Günel, sen ve benim bir sohbetimizde çıkmıştı. Sen şöyle demiştin: "Sitede bir sayfa açılsa, sayfada geçmiş anılarımızı yazsak. Örneğin Yusuf Kara"yla ilgili anımızı yazsak hem o günleri hem Yusuf'u yaşatmış oluruz." Harika bir fikirdi. Hemen "Bizim Yazarlarımız" sayfasını oluşturmuştum. O günden beri sayfa, senden gelecek olan köy ve köylülerimizi kapsayan anı öykülerini bekliyor. Ben de sevgiyle öpüyorum bibi oğlu.
----------------------------------------------
SEÇİL GÜNEL - secilgunel@hotmail.com - Ankara - 09 Mart 2011
Ali Bey. Sitenin kapanmasına üzülmüştüm. Satın alarak yeniden açılmasına sevindim. Bu site senin olduğu kadar bizler için de çok önemli teşekkürler selamlar...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 09 Mart 2011 http://www.karadorukaa.com
Çok teşekkür ederken yeni öykülerini bekliyorum Seçil hanım.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - 08 Mart 2011
Karadorukaa müptelalarına merhaba. Karadorukaa'ya kavuşmanın sevinci ve Kırıntı'yı, Köylerimizi, yaylaları, Karadoruğu yeni bir heyecanla yazmak aşkı ile hepinize merhaba. Sayın Ali Hoca'ya da merhaba ve kolay gelsin diyorum. Çünkü işi çok zor. Biz, yazıları gönderiyoruz, sonra; Ali Hoca, bu yazıları inceliyor, bir iki sefer elden geçiriyor ve yayına koyuyor. İşin gerçekten kolay değil Ali Hoca. Kolay gelsin. İyi günler. Dostlar 8 mart 2011. Dünya kadınlar gününüz de kutlu olsun. Babuko Hüseyin.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 08 Mart 2011 http://www.karadorukaa.com
Evet, vurguladığın gibi işim çok zor ama tepkileri değerlendirerek yararlı bir iş yaptığıma inandığım için zorluklarla baş edebiliyorum. Teşekkürler.
----------------------------------------------
ALPER AYDOĞAN - Ankara - 08 Mart 2011
Merhaba Ali Hocam yeni sitenizde size başarılı bir yayın hayatı diliyorum. Eski sitenizi ziyaret etmekten Zevk alıyordum, inşallah yeni sitenizde de aynı şekilde zevk almaya devam edeceğiz. Size şimdiden kolay gelsin. Saygılarımla...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 08 Mart 2011 http://www.karadorukaa.com
Teşekkürler Alper. Site eski halinden de güzel olacak ama biraz zaman alacak. Eklenmesini istediğin sayfalar varsa önerebilirsin. Sevgilerimle...
---------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 07 Mart 2011
Sevgili kardeşim Ali beni mynete bulaştırdın,kendime bir site açmıştım,senin yükünü biraz hafifletmek amaçlı,ne yazıkki site yayından kaldırıldı.Bu arada sende epey bir dinlendin,öykülerimi senin sitede yayınlamak durumunda kalacağım.Sana yeniden bir müddet yük olacağım,ne kadar zor bir uğraş olduğunu en iyi bilenlerden birisi olarak yeni yayın hayatında başarılar diliyorum.Yine herkesten tek isteğim dağarcıklarında olan anıları yazmaları olacaktır.Bu konuda herkesi sorumlu olmaya davet ediyorum sevgi ve saygılarımla,tekrar sefa geldin hoşgeldin.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 08 Mart 2011 http://www.karadorukaa.com
Yük olmak ne demek. Eğer yazarlarımızın öyküleri, şiirleri geçmişimizden, günümüzden geleceğe ışık tutacaksa yük ağır da olsa pamuğa dönüşür. Teşekkürler.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 07 Mart 2011 http://www.karadorukaa.com
AÇIKLAMA Mynet Hazır Siteler kapsamında hazırlanan binlerce site, Mynet tarafından kapatılınca "karadorukaa" sitesi de kapatılmış oldu. Site dostlarının yoğun ilgisi ve isteği nedeniyle siteyi tekrar açabilmek için "www.karadorukaa.com" adıyla satın almak zorunda kaldım. Takdir edersiniz ki yıllar boyunca tek başıma ve binbir emekle, güçlükle hazırladığım siteyi şimdi kısa zamanda önceki donanımlı hâline getirmem biraz zaman alacak. Ziyaretçi defterinize yazacağınız destek yazılarınız, önerileriniz, yönlendirmeleriniz bana güç verecektir. Şimdiden teşekkür ediyorum. Tüm site dostlarına saygılarımla. Ali Aydoğan 7 Mart 2011 - Ankara
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - 11 Şubat 2011
Merhaba dostlar! Hepinize selam ve saygılar. Ali hocanın, ''Geçmişteki yaşamı, bugün kaybolmaya yüz tutmuş olan gelenek ve göreneklerimizi bize hatırlatan, tekrar yaşatan; gelecek kuşaklara aktarılmasına aracı olan anı öyküler şeklinde ifade edilen değerlendirmesine samimiyetle katılıyorum. Bu, anı öyküler ve fotoğrafların bir havuzda toplanmasında büyük faydalar vardır! İlerde, köyün tarihi yazılırsa, bu havuzda biriken bilgilerin büyük katkısı olacaktır. Güneşin kıranı aşması gibi bugün yaşayan, hayatlarının ileri safhalarına gelmiş olan insanlarımızla da, köyle ilgili röportajlar da bu havuza aktarılsa, ne güzel olur. Bu insanlarımız hayatı terk etmeden yaşamın kıranını aşmadan! Anı öykülerimize manevi destek veren herkese, Ali hocaya, Hatun'a, Kazım beye, Uruşan'ın Cemal'ine, Muzaffer Bal'a teşekkürler.
Dostlar, anılarım devam edecek! Siteye öykü, anı, şiir yazan, fotoğraf gönderen bütün dostlara teşekkür ederim. Fırsat oldukca bu anı öyküleri okuyorum. Bu kalemlere teşekkür ederken, "devamı gelsin!" dileklerimi iletiyorum. - Babuko Hüseyin
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 11 Şubat 2011
Merhaba Ali Hoca Merhaba Site Dostları....Bugün Hüseyin Aydoğan'ın "Kış Hikayeleri"ve"Sultan'ın Hasanı Hüseyni" adlı anı öyküleri harika...Çok beğendim..Hüseyinin hikayelerinin tadı gerçekten başka..Zatende bilenler bilir.Babuko Hüseyin çok kendine özgü müstesna biridir...Hiç şaşırmıyorum böylesine güzel anı öykülerini yazmasına..Bu yaz geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Sultan Öztürkle Şirandan gelirken Minibüste sohbet etmiştik oda " Bu yollardan çok sırtımızda Gazyağı tenekesi taşıdık" demişti...Bu anıylada Sultan abla ve dedikleri aklıma geldi.Işıklar içinde yatsın..."Sultanın Hasanı ve Hüseyni" adlı öyküde Abasların Hasanı'nın benim bildiğim pek çok gülünç anılarını anımsattı bana...Güldüm...Ağzına sağlık eline diline Sağlık Babuko Hüseyin..Ali Hocanın da herzaman emeğine sağlık bu güzel anıları okumamıza yazmamıza vesile olduğu için...Herkese selamlar herkese sevgiler..
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 11 Şubat 2011
Hatun hanım, Abasların Hasan'ının pek çok gülünç anıları olduğunu yazman bana bir anısını anımsattı. Paylaşmadan geçemeyeceğim.
Elektriğin, telefonun olmadığı, hem fiziksel hem düşünsel loşluğun yaşam sürdüğü, köyün kalabalık, köylülerin köylü gibi yaşadığı yıllarda bir gün Hasan amca, birilerinin yanına giderek heyecanla, "Az önce Aşşa Paar'ın orada üç dene Hürü gızı gördüm!" demiş. Onu duyanlar, birbirlerine bakıp kendi aralarında, "Olur olur, kimin ermiş, kimin delirmiş olduğunu kim bilebilir. Habu Hasan da allaan sevgili gullarından biridir belki. Hürü gızları, onun gözüne görükmüştür." biçiminde yorumlamışlar. Halbuki bu olayı duyanların bildiği, sizlerin de tahmin ettiğiniz gibi söz konusu üç huri kızı, Ayvazgilin Hürü'sünün kızlarıymış.
----------------------------------------------
ALİ AYDOĞAN - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 10 Şubat 2011
Merhaba Hüseyin abi, tüm öykülerin çok güzel tabi; ama az önce yayına koyduğum "Kış Hikayeleri" başlıklı öykünü okurken ayrıca etkilendim. Öykü, beni çocukluk yıllarıma götürdü. Şişeli lambayı, idare lambasını, biricik aydınlanma yakıtı gazı ve bunların elde edilişindeki, korunmasındaki zorluğu o kadar güzel anlatmışsın ki. Beynine, parmağına sağlık. Teşekkürler.
"Bizim Yazarlarımız" sayfamızın temel amacı buydu işte. Geçmiş yaşamımızı anı öyküleriyle gün ışığına çıkarmak, tarihin tozlu raflarına terketmemek, unutulmasını engellemek. Senin ve diğer yazarlarımızın öyküleri bu amaca güzel hizmet veriyor. Hepinize tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
YAĞMUR ÖYKÜ DOĞAN - muzafferba50@aynet.com - İstanbul - 07 Şubat 2011
Ali abi, gönderdiğim şiiri dedemin şiirlerinin yanına koymanı rica ediyorum. Hoşça kal.
Yağmur Öykü Doğan
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 07 Şubat 2011
Sevgili Öykü'cüğüm, böylece seninle de tanışmış olduk. Şiirin çok güzel, kutlarım. Kimse dünyaya gelirken şair veya yazar doğmaz; sadece istek ve çok çalışma gerektirir. Senin kararlı davranarak, çok çalışarak ileride iyi bir yazar - şair olacağına inanıyorum. Yazdığın denemeleri silip atma, bir kenarda arşivle; ileride senin için çok güzel birer anı değeri taşıyacaklarına emin olabilirsin. Sevgilerimle. - A.A.
----------------------------------------------
AHMET KARA - ahmetkara_29@hotmail.com - Ankara - 07 Şubat 2011
ali bey emeğin için teşekkür ederim site çok güzel oalcak. fırsat buldukça bundan sonra ziyaret edeceğim.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 07 Şubat 2011
Ahmet bey, ben de siteyi ziyaret ettiğin hatta daha fazlasını yaparak mesaj yazdığın için çok teşekkür ederim. Bundan sonra da ziyaret etmenden, öneriler sunmandan memnun olurum. Sevgiler. A.A.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 07 Şubat 2011
Merhabalar, Bugün, Sevgii Muzaffer Bal'ın tüm anı-öykülerini, internetten TRT Erzurum radyosunun bizim eller uzun havalarının fon müziği eşliğinde Çin'in Wuhan şehrinde Mao'nun heykelinin karşısındaki otellerden birinde bir çırpıda okuyup bitirdim.Elinize, yüreğnize sağlık Sn. Bal.Anılarınızın geçtiği yayla dönemlerinde sizler delikanlılık çağlarını bizler de çocukluk dönemlerimizi yaşıyormuşuz.(Tabi birbirimizi tanımayarak)İpek anamın (Mollaalinin İpeği) yanında, sizin de öykülerinizde adlarından büyük bir özlemle bahsettiğiniz tüm yaylacı ninelerimizle iç içeydik.Öykülerinizi okurken hiç unutmadığım bir anı geldi aklıma; 1974 yılıydı ve Kıbrıs'ta savaş tüm acımasızlığıyla devam ediyordu.Bizler yaylada ''gocagarılar'' ve çocuklarız yalnızca(bir de Sevgili Çoban Ali'miz elbetteki). Yaşlı ninelerimizle bir arada radyonun başında öğlen ajansını dinliyoruz, derken ninelerimiz birden ağlamaya-çığrışmaya başlıyorlar, uçaklarımızın düşürüldüğünü ve gemilerimizin batırıldığını öğrendikçe.Hep beraber yalın ayak garaburga'a çıkalım feryatları yükseliyor, savaşın kaderinine hükmedebilmek umuduyla .(Hey gidi günler hey!!!!) Cicimali dedenizin bilgeliğini okurken, bir kez daha ne kadar şanslı olduğumuzu düşündüm, böyle bir kültürden geldiğimiz için.Öyküleriniz bana çocukluk günlerimi tekrar yaşatmakla birlikte, birkaç Çin ataözünü hatırlamamı da sağladı. "Denizin derinliğini deniz bilir'' ve ''Olgun başak eğik durur". İnsanlarımızın erdemini ne güzelde ifade ediyorlar binlerce km uzaktan da olsa. Tüm site paydaşlarına sevgi dolu saygılarımı iletiyorum. Kazım-Çin
----------------------------------------------
SEÇİL GÜNEL - secilgunel@hotmail.com - Ankara - 06 Şubat 2011
Site dostları herkese merhaba. Zaman buldukca okuyorum. Okudukca insan taa eskilere gitmeden edemiyor. Eskiden insanlar birbirleriyle yardımlaşma, dayanışma içerisinde daha barışık, daha hoş görüşlü dostlar arkadaşlar ve akrabalık vardı. Ben her nedense eski günleri daha çok arıyorum. Sağ olsun Ali bey sayesinde eskilere gidip bazen hüzünlenip bazen de gülebiliyoruz. Anıları hatırlamak da yazmak da çok güzel. Ayrıca geç de olsa Muzaffer abiye teşekkür ederim. yazarlarımızın daha fazla yazmaları dileği ile.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 06 Şubat 2011
Merhaba Seçil hanım, sımsıcak mesajın için çok teşekkür ederim. Anı öyküleriniz bir zaman makinesi görevi yaparak bizi geçmişe götürüyor. Bana ve site dostlarına böyle güzellikler yaşattığınız için sana ve diğer yazar dostlarımıza tekrar teşekkürler. - A.A.
---------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 05 Şubat 2011
Herkese Merhaba, Bugün okuduğum; "Sevginin gücü, güce olan sevgiyi aştığı vakit, dünya aydınlığa kavuşacaktır." sözüne katılmamak olanaksız.Paylaşmak istedim . Çin-Wuhan
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 06 Şubat 2011
Merhaba Kazım. Dikkat ettin mi bilmem ana sayfa üstündeki güzel sözleri sık sık değiştiriyorum.Senin ziyaretçi defterinde paylaştığın sözü ben de ana sayfada paylaştım; gerçekten güzel bir söz. Teşekkürler. Sevgiler.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 02 Şubat 2011
Herkese Merhaba, Babuko Hüseyin Abi'nin yeni öyküsünü okurken, her zamanki keyfi almakla birlikte bu kez hüzünlendim de. Süleyman hocamız, gözlerimi yaşarttı. İstanbul Behçet Kemal Çağlar Lisesi'nde 1981 yılında lise bir öğrencisi iken Süleyman Aydoğan bizim matematik öğretmenimizdi. Muharrem Öğretmenim teşekkür ediyorum. Öykülerini okurken ayrı bir tat aldığımı da ifade etmek isterim, köyde doğmuş ve çocukluğu köyde geçmiş biri olarak.Bir anı da ben yazacaktım, ama Libya'da geçiyordu öykü. Bu sitenin kurallarını ihlal etmemek için vazgeçtim.(Not:Sitenin kurallarına aynen uymamız gerektiğini de belirtmek isterim bu arada, yoksa site özgünlüğünü kaybedebilir.) Dilerim bizim oralardan yazarız.Onlarca anımız var haliyle. Çin'de ilkbahar bayramı var ayın dokuzuna kadar, başka bir ifadeyle Çin yılbaşı bu akşam. Selam ve sevgiler, Kazım Wuhan-Çin
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 02 Şubat 2011
Duyarlı yaklaşımın için teşekkürler Kazım. Sitenin kurallarına aynen uymak gerektiğini belirtmene çok sevindim. Buradan yola çıkarak izninle siteyle ilgili bazı kuralları ilgililere açıklamak, anımsatmak istiyorum. -Kişilerle ilgili incitici yazılar yazılmamalı. -Kişinin istemediği lakaplar kullanılmamalı. Hüseyin abi, Babuko'yu kendi onayladığı için kullanmak durumu oluştu. -Bizim Yazarlarımız sayfasında köylerimizin dününü ve bugününü öykülerle yarınlara taşımak gibi bir amaç oluştuğundan sadece köylülerimizin yaşamıyla ilgili öyküler yazılmalı. Sevgilerimle. - A.A.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.kom - Ankara - 01 Şubat 2011
Yaşar Güneli yeni kitabından dolayı kutluyorum.Babuko hızını kesmesin istiyorum. Kazım Aydoğanın hasretini paylaşıyorum.Saygı ve Sevgilerimle. Muharrem AYDIN
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 02 Şubat 2011
Merhaba Muharrem Bey, mesajla verdiğin destek için çok teşekkürler. / Hüseyin abi, güzel yazılarını hazırlamayı sürdürüyor. Hatta sırada bekleyen birbirinden güzel öyküleri var. Ama okuyucuları sık boğaz etmemek için sırayla yayınlayacağız. (Tabi bu arada benim zaman sorunu da etkili bu konuda.) Kendisine çok teşekkürler. / Bu fırsattan yararlanarak Yaşar ve Kazım'a da, hatta sevgili Tahsin arkadaşımıza da sevgilerimizi gönderiyor, köyle ilgili anı öykülerini rica ediyoruz. -A.A.
----------------------------------------------
TAHSİN SOFUOĞLU - tahsinsofuoglu@hotmail.com - İstanbul - 27 Ocak 2011
SEVGİLİ KARDEŞİM, DOĞRU DÜRÜST ADAM GİBİ BİR GÜNCELLİĞİNİ KAYBETMEYEN BİR SİTEMİZ VAR DİYE ÖĞÜNÜYORUZ, BUNUNLA GURURLANIYORUZ. BAŞARILARININ FEDAKARLIKLARININ DEVAMINI DİLER, KOLAY GELSİN DERİM.........SAYGILAR..........TAHSİN......
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 27 Ocak 2011
Merhaba Tahsin'ciğim, geçtiğim yıllarda yorumlar, eleştiriler, yönlendirmeler yaparak ve saptadığın hatalar konusunda uyararak siteye epeyce destek vermiştin. Yukardaki mesajınla yine destek ve güç veriyorsun. Çok teşekkür ediyor, sevgilerimi iletiyorum. - A.A.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 26 Ocak 2011
Herkese selam, Bizim yazarlarımızın yazdıklarını büyük bir keyifle okumaya devam ediyoruz.Bugün Durmuş Hocam'a seslenmek istiyorum. Nasılsınız Hocam? Umarım sağlığınız, keyfiniz yerindedir.Size söz vermiş olduğum, sizin de Çirmiş'in yaylasında çeşme başında okuyacağınız kitabı bu sene size getirmeyi çok arzu ediyorum.Dilerim bir terslik olmazda sizinle buluşuruz.Böylece size karşı mahcubiyetimi bir nebze de olsa gidermiş olurum. Hocam; Kurt ağzını bağlamak öykünüzde, kurtların ağzı , bağlanmsına rağmen kaybolan öküzü yemeyen paltuçukurda (sizin sözel ifadenizle Palutluçukurda) otlayan ayı.Demek ki; bağlama operasyonunda yanlışlıkla ayının da ağzı bağlanmış.:-))))))). Başka bir öykünüzde, kimseye ''iskolos etmeyen'' tabirini kullanmışsınız. Cümlenin gelişinden anlamını çıkarmakla birlikte daha önce bu deyimi sanıyorum hiç görmemiştim.Görüldüğü gibi öğretmenlikte emeklilik yok, siz öğretmeye biz öğrenmeye devam edeceğiz. Bu arada Babuko Hüseyin' in çevre konusunda yazdıklarına aynen katıldığımı belirterek, bu konuda fazla zaman geçirmeden eyleme geçilmesini diliyorum. Aklıma geldi şu an, belki köy derneklerinde alt uzmanlık komisyonları oluşturulabilir, bunlardan biri de çevre olabilir. Çevresel konularda koordinasyon ve organizasyonları bu ekip yürütebilir.(Eğer böye bir çalışma yapıldıysa veya varsa cahilliğimi bağışlayın lütfen). Ayrıca, Yaşar Günel'in düşündüren sözleri, düşündürmeye devam ediyor.Teşekkürler Yaşar Bey. Ali Hocam, umarım ziyaretçi defterinde fazla yer işgal etmiyorumdur. Herkese sevgi dolu saygılar.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 26 Ocak 2011
---Merhaba Kazım. Ziyaretçi defterinde fazla yer işgal etmek ne demek; bundan mutluluk duyuyoruz. ---Durmuş dayıma seslenmişsin madem, son durumunu söyleyeyim öyleyse. Yaklaşık yirmi gündür hem kendi hem eşinin sağlığının bozulmasıyla Kelkit'te yattı, ameliyat oldu ve dün eve döndü. ---Ayının ağzını bağlama saptamana (esprine) çok güldüm sabah sabah, sağolasın. ---Alt Uzmanlık Komisyonu önerini mini bir proje olarak değerlendirdim; neden olmasın. ---Benim DKB başlıklı bir projem var. Kırıntı köyünde köyle ilgili tüm kararların tek ağızdan alınabilmesi, yapılacak çalışmaların düşünce birliği içinde ele alınması, uygulanması için gerekli gördüğüm bir proje. Yakında yayınladığımda düşüncelerini almak isterim. ---İlgin ve düşüncelerini aktarma inceliğinde bulunduğun için çok teşekkür ederim. Umarım sağlığın ve mutluluğun olumlu anlamda zirve yapıyordur. Sevgilerimle. -A.A.
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 26 Ocak 2011
.....Düşündüren sözler:Sorumlulukların her çeşitinden sıyrılmak için en kestirme yol,işin üst tarafını tanrıya bırakmaktır. Pitigrilli. Hedefi olmayan gemiye,hiçbir rüzğâr yardım edemez. Molaire. Aşk,yepyeni kalabilen eski bir masaldır. Henrich Heine. Niçin,hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamıyalım?! Hepimiz, aynı yıldızlara bakıyoruz;aynı gezegenin yol arkadaşıyız;ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz.Aunius Aurelus Simachus. Koyu bir katoliğim.Dinimin gerekenlerini eksizsiz yaparım;ancak, İncil'den fizigi öğrenemezsiniz. Galileo. Bir gün olur,cefâdan ol suh-i cihân geçer;ey dil,dediklerin olur amma,zaman geçer. Ziya Paşa. Çok süslenenlere bakın,;hepsi de gizlenmek istiyor. Aristo
.....İki çilt olarak hazırladığım,1500 sayfayı bulacak olan,''Düşündüren Sözler''adlı kitap materyâlinden,rastgele seçtiğim birkaç söz.''İlgimizi çekti, yenilerini yaz!''denirse,yeni sözler yüklemeye hazırım. Saygılarımla. Herkes denizci olabilir ama,kaptan aslâ. Francois Telma Her akılsıza hayran olacak bir akılsız bulunur. Fransız Atasözü Aynı dili değil,aynı duyguları paylaşanlar anlaşır. Mevlânâ Hikmet tâhsilinde ilerlemek istersen,rûhunu alâkadar etmeyen işlerde, budala görünmekten korkma. Epiktetos Kimileri kentlerin efendisi;fakat,karılarının kölesi olur. Demokratis. Lafâzan kişinin herkese söyleyecek sözü vardır. Arnavut Atasözü Tanrı kadınları,erkekleri evcilleştirmek için yarattı. Voltaire Zor iş,zamanında yapmamız gereken;fakat yapmadığımız kolay işlerin birikmesiyle meydana gelir. J.J.Rousseau Bir erkeğin en değerli hazinesi ya da,başının en büyük belâsı karısıdır.Thomas Fuller Komşudan av kapmak aslana göre ayıptır,köpege göre ise başarıdır. Mevlânâ. Ali Hoca,site'de,''Kitaplardan inciler ya da özlü sözler,''bölümü aç da nâcizâne katkımız olsun.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - 26 Ocak 2011
Sevgili dostlar,''Karadorukaa'' sitesine yazdığım anı-hikâye-şiir(ler)e gösterdiğiniz ilgi için ''teşekkür ederim.'' Sevgili; Hâtun ve Kâzım, içten değerlendirmeleriniz için teşekkür ederim. Köy hâfızasına katkı sağlamak, geçmişle ilgili kalıcı bir materyâl bırakılmasına katkı yapmak için anı-hikâyelerim devâm edecek. İlgi ve yorumlarınızı beklerim.
----------------------------------------------
SEBAHTATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 25 Ocak 2011
Merhabalar site dostları.Bilgisayar ve modemden kaynaklı sorun nedeniyle bir süreliğine bilgisayarı kullanamadım.Neyseki sorun biraz çözüme kavuşmuş olduda siteye girip, Bizim Yazarlarımızdaki anıları ve öyküleri okuyabildim.Hepside güzel anılar,Hele Yazarlarımız ailesine yeni katılan Hüseyin (babuko)abinin anıları ve şiir'leri çok güzel olmuş.Muharrem Aydının tavuk çalma olayına benzer bir olyda ben yaşamıştım,Onuda sizlerle paylaşacağım.Bu arada aklıma takıldı Yılmaz Bakar abinin bir süredir anılarını okuyamaz olduk.Sizleri tekrar aramızda görmek isteriz...SAYGILARIMLA.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 25 Ocak 2011
Sevgili Sebati, anlayamadığım bazı şeyler oluyor. Duyduğum kadarıyla Yılmaz abi yazılarını göndermiş, benim bilerek ve isteyerek yayınlamadığım gibi bir inanca kapılmış. Çok yanlış düşünmüş. Halbuki aylar önce de bazı yazılarının bana ulaşamama gibi bir sorun oluşmuştu. O zaman telefon ederek sormuştu. Şimdi sorma gereği duymadan incinmiş. Evet, son zamanlarda Yılmaz abinin bana tek satır yazısı ulaşmadı. Ulaşsaydı ve yayına uygun görmeseydim zaten bunu açıkça kendisine bildirirdim. Sana tekrar teşekkürler Sebati kardeşim, bu konuya aydınlık getirmemi sağlayacak bir mesaj yazdığın için.
Tüm yazarlarımıza teşekkürlerimi, saygılarımı sunuyorum. Ali Aydoğan
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 25 Ocak 2011
Merhaba Site Dostları...Kazım Aydoğan'ın Babuko Hüseyin'in Anı -Öyküleri ve şiirleri için yazmış olduğu duygularına çok teşekkürler..Benim bir anımda geçen Köy adının benim tarafımdan istemeyerek yanlış yazıldığının ayrımına varan Kazım Aydoğana kendi adıma ayrıca teşekkür ediyorum..Bu yanlışın bende yazı yayımlandıktan sonra farkına varmıştım ama düzeltilmesi adına çaba sarfetmedim...Kazım Aydoğan gibi dikkatli ve duyarlı bir okuyucu olabileceğini nereden bilebilirdimki..:)))Çok teşekkür ederim..Çin' de size (görevliyseniz) başarılar Geziyorsanız iyi tatiller iyi gezmeler diliyorum...Sevgilerimle...
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 25 Ocak 2011
Herkese Merhaba, Hatun abla, öykülerini büyük bir keyifle okudum.Ne güzel yazmışsın. Ancak 6 numaralı, unatamadığım bir yolculuk adlı öykünde, Alucra'dan köye giderken konakladığınız köyün adı Çal değil Çalgan olacaktı. Bir hatırlatma yapmak istedim izninle. Sevgi ve saygılar.Kazım-Wuhan-Çin
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 24 Ocak 2011
Merhabalar....Babuko'nun Yorgan ve Çatal Dırnak adlı anı-öykülerini okudum..Babukonun anlatımı yalın sade..Bu hikayeleri ben şahsen bizzat kendi ağzından dinlemeyi yeğlerim ama zaman ve koşullar buna elvermiyor benim açımdan..Buradan okumakla yetineceğiz artık...Babuko ne yazsa zevkle okuyacağım...Yaşadığı olumsuzluklar..o uzun yıllar kendisinde zaten var olan potansiyeli iyice gün yüzüne çıkarmış..Şiirlerini çok beğendim.Oraları o yerleri o insanları öyle güzel anlatıyorki...Babuko yazmaya devam et..Teşekkür ederim.. Ben hep buradayım okumak için..Keyifli yazmalar....Saygılarımla....
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 24 Ocak 2011
Herkese merhaba, Eline, gönlüne yüreğine sağlık Babuko Hüseyin abi.Harikasın tek kelimeyle.Müthiş bir edebi tat aldım şiirlerinden.Yaşadığın zorlu günler; sende sadece köy ve özgürlük hasretini yaratmamış aynı zamanda sendeki gizli edebi yeteneği de ortaya çıkarmış.Şu anda memleketten iki aydır uzakta olan(Çin'deyim) ve yaylayı da ciddi bir şekilde özlemiş ,çocukluğu da yaylada geçmiş ve de Velinin Esmesi'nin torunu olarak anıların ve şiirlerin daha da anlamlı geldi bana. Devamını bekliyor ve sana selam ve sevgilerimi iletiyorum meslekdaşın (metalurjist)olarak. Ali abi sana da bu vesileyle bir kere daha teşekkürler bu platformu oluşturduğun ve çabaların için. Görüşmek üzere, hoşça kalın
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 24 Ocak 2011
Benden sana teşekkürler sevgili Kazım, destek verdiğin için. Böyle bir platform oluşturduğum için ben de çok mutluyum; umarım yazarlar daha da çeşitlenir, okuyucu daha çeşitli öyküler okur.
Evet, senin de belirttiğin gibi Hüseyin abi, kendine özgü bir yazım tarzı oluşturmuş. Şiirlerinin ve anı öykülerinin kendine özgü bir tadı var. Birilerine benzememiş, kendine benzemiş yani, ne güzel.
Anımsayacağın gibi yıllar önce bir gece yayla serüvenimiz olmuştu. Birkaç ay önce Zülfü ve Cevat birbirinden bağımsız olarak o anıyı yazıp yayınlamamı istediler. İşimin başımdan aşkın olduğunu söyleyip onlardan yazmalarını rica ettim. Yazıyorlar mı, yazacaklar mı bilmem; hâlâ bekliyorum. Onlar yazmayacaklarsa sen yazabilirsin. Böylece o güzel anıyı ölümsüzleştirmiş oluruz. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 24 Ocak 2011
Merhabalar....Babuko'nun Yorgan ve Çatal Dırnak adlı anı-öykülerini okudum..Babukonun anlatımı yalın sade..Bu hikayeleri ben şahsen bizzat kendi ağzından dinlemeyi yeğlerim ama zaman ve koşullar buna elvermiyor benim açımdan..Buradan okumakla yetineceğiz artık...Babuko ne yazsa zevkle okuyacağım...Yaşadığı olumsuzluklar..o uzun yıllar kendisinde zaten var olan potansiyeli iyice gün yüzüne çıkarmış..Şiirlerini çok beğendim.Oraları o yerleri o insanları öyle güzel anlatıyorki...Babuko yazmaya devam et..Teşekkür ederim.. Ben hep buradayım okumak için..Keyifli yazmalar....Saygılarımla....
----------------------------------------------
YAŞAR GÜNEL - yasargunel06@hotmail.com - Ankara - 23 Ocak 2011
Bilgisayar teknolojisine fazla âşina olmadığından dolayı:zaman zaman ziyâret edipt de yazılanlardan faydalandığım,''Karadorukaa''sitesine bugüne kadar yazamadım! Ali Hoca'nın,''sen yaz,ben bilgisayara atarım!''demesiyle;büyük bir sosyal fonkisyonu olduğuna inandığım bu siteye,''merhaba'' babında--arkası gelecek--yazmaya karar verdim. Başta,siteyi düzenleyen Ali Hoca olmak üzere;anı,hikâye,fotograf ve yorumlarla katkıda bulunan bütün dostlara;bilgi dağarcıgımıza yaptıkları katkı için;iç dünyamızın zenginleşmesine,insânî değer ve ilişkilerin sumüllenmesine yaptıkları katkı için sonsuz teşekkürle. Yazdığımiki kitabın serencamını(hikâye)bir başka yazıda anlatacagım. Kitap vesîlesiyle samimî duygularıyla beni onure eden,hattâ teşvik eden herkese-yazılı veyâ sözlü olarak-;ismimi zikrederk duygularını ifâde eden Muzaffer Bal'a;bir gün tanışıp,sohbet etme beklentisiyle sonsuz teşekkürler. Adresim:yasargunal06@hotmail.com.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 23 Ocak 2011
Merhaba Yaşar bey, teknoloji zor gibi görünse de aslında çok kolaydır. İşte hemen bir adres alabilmiş ve mesaj gönderebilmişsin. Teşekkür ederim. Yayınlanan ve yakında çıkacak olan yeni kitabın için seni içtenlikle kutluyorum. Senin ve senin gibi diğer yetenekli dostların yapıtlarına sitede yer vermekten onur duyuyorum. Biz bize destek verirsek omuz omuza daha da gelişir, yükseliriz inancındayım. Başarılarının devamını diliyorum. &#8211; A.A.
-----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 23 Ocak 2011
.... Merhaba Ali Hoca..Merhaba Site Dostları...Babuko Hüseyin Aydoğan'ın şiirlerini okudum.Duygularını bu kadar güzel anlatabildiği için ve ayrıca şiirlerindeki adı geçen mekanları,şahısları bildiğimden belki okurken çok keyif aldım...Bende hem duygulandım hem üzüldüm...Çok Sağolasın Babuko...Eline yüreğine sağlık...Yine paylaşımdaki katkılarından dolayı Ali Hoca'ya sonsuz teşekkürler sevgiler...İyiki varsınız...Saygılarımla....
.... Merhaba Ali Hoca .Merhaba Site Doostları.....Siteye baktığımda;Babuko Hüseyin'in yazılarını ve şiirlerini gördüm..Henüz şiirleriniokumadım ama anı-öykülerini bir solukta okudum..Öncelikle Babuko Hüseyin'in de Bizim Yazarlarımız'ın arasına katışmasına çok memnun oldum...Sitede adını görmek benim için büyük süpriz oldu doğrusu..Sevindim,mutlu oldum..Kendisinde güzel köyümüze dair pek çok anının olduğunu biliyorum...Kendisinden merakla ve ilgiyle anılarını bizimle paylaşmasını çok istiyorum...Babuko Hüseyin hoş geldin Siteye sefalar getirdin...Bundan sonrası sana kalmış bakalım sabırsızlıkla bekliyorum ben kendi adıma...Buradan yine bu güzel anıları yazıları paylaşmamıza vesile olan Ali Hoca'ya çok çok teşekkürlerimi sevgilerimi sunuyorum...Hepinize saygılarımla.....
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 23 Ocak 2011
Siteye verdiğin destek için ben çok teşekkür ederim Hatun hanım. Epeydir senin de bir öykün yayınlanmadı. Bekliyoruz. Sevgiler. &#8211; A.A.
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.kom - Ankara - 22 Ocak 2011
Site, misafirleri arttıkça daha güzelleşip şenleniyor. Benim gibi birçok kişi sanıyorum siteyi günlük zevkle ziyaret ediyor. Sitenin oluşumuna katkıda bulunan herkese özellikle kurucusu, yöneticisi ve doslarımızı yeteneklerini göstermesi için teşvik eden ,fırsat sağlayan Syn Ali AYDOGAN a saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 22 Ocak 2011
Merhaba Muharrem bey; hem güzel sözlerin, hem öykü yazarak hem de köy fotoğraflarını ileterek siteye verdiğin destek için çok teşekkür ediyorum. Kendine özgü bir yazım tarzıyla oluşturduğun yeni öykülerini ve ayrıca köylerimizle, toplumumuzla ilgili eleştiri, öneri, öğüt gibi değerlendirme yazılarını bekliyorum. Sevgilerimle. - A.A.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 22 Ocak 2011
http://caycemay.sitemynet.com
Bizim yazarlarımız sayfasına bir kişi daha eklenmesi beni fazlasıyla sevindirdi. Hoşgeldin sefa geldin Babuko Hüseyin. Kendi deyimiyle vırraha,vırraha diyorum. Babuko'nun köyle ilgili, 42.sokakla ilgili birçok anıları olduğunu biliyorum. Kendisinin bu anıları zaman içerisinde aktaracağından hiç bir şüphem yoktur. Kendisi her ne kadar bizlerden birkaç yaş büyük olsa da beraber yaşadığımız bir çok olay bulunmaktadır. Başka insanların da biraz daha cesaret göstermesi dileğim. Kardeşim Ali'nin her yeni anı öyküler yazdığında da mutlu olduğuna inanıyorum. Her ne kadar gönderilen yazılar siteye yerleştirilirken epey bir zaman alsa da site henüz bebeklik döneminde olsa da büyüyüp gelişeceğine inancım sonsuz derecede. Babuko öykülerin ve şiirlerin için eline,yüreğine sağlık diyorum. Şiirlerinde dedemden esintiler olması ayrıca beni mutlu etti. Bazılarına göre belki şövence bir duygu olarak tanımlansa bile Babuko ne de olsa Abdallı'nın genlerini taşımaktadır.Sevgi ve saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 22 Ocak 2011
Merhaba Cemal Bey, kesintisiz desteğin için içtenlikle teşekkürler. Yazıların siteye yerleştirilmesi sırasında özellikle kesme ve tırnak işaretlerinin yerini bir takım garip işaretlerinin aldığını, bunları tek tek düzeltmek zorunda olduğumu gördükten sonra bana acımıştın. Madem öyle, bunu fırsat bilerek yazarlarımızdan haddim olmayarak mini bir kaç ricada bulunmak istiyorum: Mümkün olduğunca tırnak işareti kullanmayın. Her noktalama işaretinden sonra bir boşluk bırakarak yazarsanız yayında işimi kolaylaştırmış olursunuz. Şimdiden teşekkür ederim.
Bir de şu; eğer illa şiir de göndermek isterseniz sadece köylerimizi anlatan şiir olsun. Şiirlerde yer ve kişi adları geçerse köyümüzü anlatmada daha da yararlı olacaktır. Ayrıca, anı öyküleriyle birlikte eleştiri, öneri, öğüt tarzında değerlendirme yazısı gönderirseniz köyümüzün deyimiyle çok hora geçer. Hepinize saygılarımla. -A.A.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AYDOĞAN - babukohuseyin@hotmail.com - 21 Ocak 2011
Hepinize merhaba, Ben bu geniş aileye yeni katılıyorum. Bu sitenin, Karadorukaa'nın birçok yerine baktım, inceledim, yazıların bir çoğunu okudum. Sitedeki bazı yazılara, teşekkür babında cevap yazmam gerekiyordu ama, bilgi sayara fazla aşina olamadığım için, teşekkür yazısı yazamadım. Karadorukaa vasıtasıyla bütün dostlara teşekkür ederim. Hepinize tekrar merhaba. Dostlar, anılarımı ve şiirlerimi bekleyin. Anılarda hep beraber, geçmişe yolculuk yapıp güleceğiz, çocukluğumuzu ve Kırıntı'yı, o günleri hep beraber yeniden yaşayacapğız. Hepinize selam. Sayın Bay Ali öğretmen, sana da ayrıca selam ve teşekkürler. Babuko Hüseyin 21.01.2011
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 21 Ocak 2011
Merhaba Hüseyin abi, kendine has yazım tarzınla oluşturduğun güzel şiir ve anı öykülerinle siteye hoş geldin. Anı öykülerin kadar, köydeki yaşam ve gelişmelerle ilgili değerlendirme yazılarını da bekliyorum. Örneğin Yılmaz Bakar'ın yaptığı Doruktepe Şenliği değerlendirmesi, ya da Muzaffer Bal'ın değerlendirmeleri gibi... Veya Sebahattin Günel'in gölet ve su hakkındaki değerlendirme yazıları gibi değerlendirme yazıları yazarsan sorunlara kıyısından köşesinden değinilmiş olur. Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
CEMİL AYDOĞAN- serantr@hotmail.com - Ankara - 19 Ocak 2011
Selam Ali abi, İlkönce siteni çok beğendim diye başlıyorum. Evlerin üzerindeki resimler gerçekten çok güzel. Ölenlerin ve yaşayanların ayrı renk ve ayrı yerlerde olması harika olmuş. Köy ve mahalle görüntüleri de çok güzel. Ondan sonra yitirdiklerimizi izleyince beni çok duygulandıran kişiler oldu. A.A.Fotogalerideki resimler özellikle bordo resimdeki çiçek, çekilişi, duruşu çok hoşuma gitti. Eline, beynine sağlık. Başarılarının devamını bekliyorum. -Cemil
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 19 Ocak 2011
Köy evlerini 2009 temmuzunda çekmiş ve yayınlamıştım. Bu yaz köye gidemededim. Köye birçok yeni ev yapılmış. Önümüzdeki yaz köye gittiğimde de o evleri çekip yayınlamam gerekecek. Yorumun için teşekkür ederim Cemil. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 17 Ocak 2011
Babuko, sitemize hoş geldin, biraz geç geldin ama dolu dolu geldin. Tüm şiirlerini tek tek okudum, çok çok güzeller. Şiir dilinde halk âşıklarına yakın bir dil. Şiirle espri yapmak ayrı bir yetenek, sen onu çok iyi başarmışsın. Yeni şiirlerinle beraber çok eski anılarını da bekliyoruz. Köyle ilgili çok güzel anıların olduğunu biliyorum. Seçil, uzun bir aradan sonra yeni anını okuduk, çok güzel yazmışsın. Üstelik imece usulü yapılan köy çalışmaları örnek çalışmalardan birini anlattığın için daha da önem kazanmış sağ olasın. Yaşar Günel'in ( Atatürk'ten Hatıralar) derleme çalışmasının önsözünü okudum. Öncelikle Yaşar Günel'in emeğinden dolayı kutlarım. Ayrıca oğlunu da kutlar çok daha iyi ve özellikle belirtiyorum daha özgür araştırmalar bize sunar. Kitabı okumadığım için değerlendirme yazısı yazamıyorum. Yaşar Günel'i tekrar tebrik ederim. Sıcağı sıcağına bir kitap çalışması da İstanbul'dan haber vermek isterim. Yeniköylü Dr. Necmi Günel'in, doktora çalışması ( Dersim İsyanı) araştırma kitabı -Paraf - yayınlarından çıktı. Öncelikle bütün eleştirilerimi saklı tutarak Dr. Necmi Günel'i kutlarım emeğinden dolayı. Kitabı alamadım, alıp okuyunca çok ciddi bir değerlendirme yazısı yazmayı düşünüyorum.
----------------------------------------------
KAZIM AYDOĞAN - kaydogan1@gmail.com - Çin - 16 Ocak 2011
.....Merhaba Hocam, Nasılsın? Umarım herşey yolundadır. Epeydir görüşemedik. '' Sözden Yazıya'' kısmındaki tüm anıları-öyküleri büyük bir keyif ve tebessümle okudum. Gerçekten otantik tadını aldım. Anıların bir çoğuna da zaten aynı dönemde ve aynı mekanlarda bulunmuşluk sıfatımla, kısmen de olsun eşlik ettiğimi söyleyebilirim. Örneğin; Bayram'ın kaybolduğu günü çok net hatırlıyorum. Emine abla'nın (Öztürk) hikayelerine özellikle de ''dövüşen garılar'' kısmına katıla katıla güldüm.Bu arada senin yazdığın öykülerin bir kısmını da okudum , Hocam eline sağlık! Türkiye'de izleme olanağım olmamıştı anadolu ateşi yada diğer bir adıyla ''Dansın Sultanları'' nı. Geçenlerde buraya taa Çin Wuhan şehrine gelmişler. Gittim izledim muhteşemdi tek kelimeyle.Anadolu'dan kültürel, tarihsel ve etnografik esintiler diyebiliriz. Semah bile vardı gösteride. Hocam görüşmek dileğiyle, Sevgi dolu saygılar. Kazım Wuhan- Çin
.....Tekrar merhaba, Biraz önce bir mesaj göndermiştim. Ancak ''topal Avni'' konusunda yazdıklarına,(askeri cezaevinde) damdan düşen biri olarak daha doğrusu topallığı 6 sene tüm zorlukları , fiziksel ve psikolojik travmalaryla yaşamış biri olarak katılmamam olanaksız. Bizim Hasan'ın yaşadığı sıkıntıları da çok iyi hatırlıyorum. Ülkemizde ne yazık ki hala engellilere özürlü deniyor. Terminoloji ne hikmetse bir türlü değişmiyor. Bu konularda daha duyarlı olunması gerektiğini, tüm yaşam alanlarının engelli insanlara göre bir kez daha gözden geçirilerek yeniden dizayn edilmesi-tasarımlanması gerektiğini düşünüyorum. Toplu ulaşım aracından, kamu binalarına, sokaklara, üst geçitlere, hatta tuvaletlere kadar. Olayın insanlar arasındaki matraklık konusu da ayrıca madalyonun öbür yüzü. İrdelenince bu ''topal'' v.s diye sıfat kullanan insanların ne kadar da yetersiz, ezik sıradan oldukları ve bu kaçınılmaz durumlardan kendilerine pay çıkararak bu saldırganlıktan nasıl da sinsice tatmin olduklarını göreceğiz. selam ve saygılar - kazım
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 16 Ocak 2011
Merhaba Sevgili Kazım. Ziyaretçi defterine bakınca bir sürprizle karşılaştım; senin mesajındı bu sürpriz. Çok memnun oldum, teşekkürler.
Topal Avni öyküsünden yola çıkarak benim çok önemsediğim konulara değinmişsin. O olay hiç katkısız gerçekti. Onu "Topal" diye çağıranlar, kendi alanında etiketleri, kariyerleri olan, kendini akıllı sanan arkadaşlardı. Yaşamım süresince o tip insanlarla her ortamda karşılaştım. "Engellilere hâlâ özürlü deniyor." demişsin ya şunu anımsadım: Özel Zihinsel Engelliler Kurumunda çalıştığım yıl bir müdürler toplantısına katılmıştım. Toplantıda bize söylev çeken ilçe milli eğitim müdürü konuşması süresince "özürlüler" hatta zaman zaman "sakatlar" deyip durmuştu. Hani denir ya ayak nereye baş oraya; ya da kılavuzu karga olanın hesabı...
Hani bir söz vardır; "Nice insan gördüm dışında giysi yok, nice giysi gördüm, içinde insan yok." Aynen öyle, insanların bir kısmı ne yazık ki sadece insan kılıfı içindeler. Birbirlerini övmek, yüceltmek gibi insani duygulardan uzaklar. Fiziki görünüşle dalga geçmek yerine beyinsel yaklaşımla ilişki kursalar kendileri de mutlu olacak, karşısındakiler de. Ne yazık ki bu basit gerçekliğin farkında değil bazıları.
Anı öykülerini okumana, beğenmene sevindim; çalışmaların boşa gitmediğini görmek ne güzel. Değerli yazar dostlara bu gerekçeyle bir kez daha teşekkür ediyorum.
Uzun aradan sonra bu şekilde de olsa görüştüğümüz için çok memnun oldum. Umarım sen de iyisindir. Her şeyin gönlünce gelişmesi umuduyla. Görüşmek üzere hoşça kal. - A.A.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 12 Ocak 2011
Muharrem Aydın'ının yazmış olduğu (Ye babanın malı gibi ye ) öyküsünü zevkle okudum. Köyde tavuk çalma öykülerinin olduğunu; yazmış olduğum yarım kalan tavuk çalma öyküsünde belirtmiştim. Bu öyküyü iyi ki yazmışım. Öykümde de belirtmiş olduğum gibi tavuk çalmak, koyun çalmak, komşu köylerden çoban köpeği çalmak, köy yaşantısında hırsızlık olarak görülmüyordu. O nedenle de öykümü yazarken de kendimi bir hırsız olarak görmedim. Bu tür olayların utanılacak bir olay olmadığımı düşünerek; öyküyü rahatça yazmıştım. Muharrem öyküyü yazarken kullandığı dil anlatımı köy lisanını da belirgin bir şekilde ortaya koymaktadır. Kırıntı ve Yeniköy her ne kadar birbirine yakın iki köy olsa da; akrabalık bağları bulunsa da dil de kullanılan belli sözcüklerde farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar insanların hangi köylü olduğunun ipuçlarını vermektedir. Örneğin Kırıntı dilinde tavuk, Yeniköy dilinde tayuk, Kırıntı dilinde uyku,Yeniköy dilinde yuku olarak söylenmektedir. Ayırt edici birçok sözcük bulunmaktadır. Bunların birçoğunu bildiğim halde özellikle yazmadım. Diğer sözcükleri de okuyuculara bırakıyorum. İnsanlar biraz düşünsünler hangi farklılıklar var,aklına gelende yazmaya çalışsın.Sevgi ve saygılarımla.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 12 Ocak 2011
Güzel değerlendirmelerin için teşekkürler.
----------------------------------------------
TANER BAYRAKTAR - taner.bayraktar@hotmail.com - Ankara - 12 Ocak 2011
Siteyi inceledim çok beğendim.Çok içerik var.Emeklerinize sağlık.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 12 Ocak 2011
Merhaba Taner arkadaş, beğenini belirten mesajın için çok teşekkür ederim. Ben senin siteyi bir türlü açamadım. Sanırım adreste eksiklik vardı. Adresini tam olarak gönderir misin? Sevgiyle kal.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 12 Ocak 2011
Merhabalar.."Bizim Yazarlarımız" sayfasından Muharrem Aydın Hoca'nın "Ye Oğlum Ye Kendi Malın Gibi Ye " anı öyküsü çok güzeldi..Muharrem Hoca akıcı bir dille yazmış...Okurken beni gülümsetti...Eline sağlık..Muharrem Hoca'nın anı-öykülerinin devamının gelmesi dileğiyle Teşekkürler..Sevgilerimle...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 12 Ocak 2011
Seninle aynı düşüncedeyim Hatun hanım; gerçekten de Muharrem beyin farklı ve kendine özgü bir yazım tarzı var; ben de çok begendim. Elbette değişik öykülerini görmekten mutlu olacağız. Ona da sizlere de tekrar teşekkürler. A.A.
---------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 11 Ocak 2011
Merhaba Ali Hoca Merhaba Site dostlar...Esma Korkmaz'ın "Türbe Ziyareti" adlı anı öyküsü ilginçti..Uzak bir yerdeki Türbede tanıdığı birine ait bir kağıt parçası bulması ne tesadüf...Güzel anlatmış teşekkür ediyorum...Sevgilerimle...
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 11 Ocak 2011
Merhaba Hatun hanım. Yazarlarımızın yazıları devam ettiği sürece kimbilir daha ne ilginç öyküler okuyacağız. Sana ve diğer yazan dostlara tekrar teşekkürler. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
OKTAY - oktay20@hotmail.com - Beypazarı - 10 Ocak 2011
Çalışmalarınızı beğeniyle izlemekteyiz.Elinize sağlık. Beypazarlı Oktay
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 10 Ocak 2011
Oktay bey merhaba. Beypazarlı hiç bir tanıdığım yoktur. Ha, orada görev yapan Psikolog Nilay hanımdan başka. Kendinizi tanıtır mısınız? Eğer sahte adla yazılmış bir mesajsa onu da şaka olarak belirtebilirsiniz? Yine de beğeniniz ve mesajınız için teşekkür ederim; ama kuşkumu giderirseniz çok daha güzel olacak. :))
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - esmakorkmaz.98@hotmail.com - Ankara - 09 Ocak 2011
Merhaba Ali hoca uzun bir aradan sonra yine birlikteyiz. Size türbeyle ilgili bir yazımı gönderiyorum. Yayımlarsnız çok memnun olurum. Bizde çok emekleriniz var. Gerçekten sizin uğraşılarınızı hiç kimse yapamaz bunun farkındayız. Elin kolun ağrımasın. Çok sağol.
YANIT - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 09 Ocak 2011
Esma hanım, inceliğiniz, duyarlılığınız ve yazılar göndererek verdiğiniz destek için çok teşekkür ederim. Dizgi emekçisi Sıdal'a da ayrıca teşekkürler. Hepinize sevgilerimle. A.A.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara - 09 Ocak 2011
Değerli yazar arkadaşlarım, köylerimizle ilgili anı öyküleri bölümüne vermiş olduğunuz katkı ve destek için içtenlikle teşekkür ediyorum. İyi ki iş birliğiyle böyle bir sayfa oluşturmuşuz, iyi ki anılarınızı, köyle ilgili araştırmalarınızı yazıp göndermeye devam ediyorsunuz, bu birbirinden değerli anıların canlı kalmasını, unutulmamasını sağlıyorsunuz.
Hem sizler hem de kendi adıma diğer duyarlı köylülerimize de sesleniyor ve diyorum ki, lütfen değerli anılarınızı esirgemeyiniz. Eğer sitedeki anıları okuyorsanız, emin olun ki başkaları da sizin anılarınızı okumaktan büyük mutluluk duyacaklardır. Ben yazamam ki diye düşünmeyin; içinizden geldiği gibi yazın, yazım kurallarını uygulamayı bana bırakabilirsiniz. Eğer yine de yazmıyorsanız, en azından Ziyaretçi Defteri'ne yorumlar yazarak yazanlara destek veriniz. Şimdiden teşekkürler. Saygılarımla. - A.A.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 08 Ocak 2011
Merhabalar tüm arkadaşlarıma yeni yılda sağlık ve mutluluk diliyorum..Sözden yazıya sayfasından Bektaş Bal'ın anlattığı "Bayram'ın Kayboluşu" anı öyküsünü okudum..Oldukça hazin bir öykü...Bende çok üzüldüm..Belki o yıllarda duymuştuk ama ben hatırlıyamadım...Bektaş Beye teşekkür ederim bizlere bu yaşanmış olayı anlattığı için...ELİNE SAĞLIK....Saygılarımla....
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 06 Ocak 2011
Bektaş arkadaşın anlattığı Bayram, mahallemizin sembolü idi. Ben İstanbul'da hakka yürüdüğünü öğrendim. Çok etkilendiğimi bugünkü gibi hatırlıyorum. Bektaş arkadaşın anısını okurken, nefesim boğazıma düğümlendi, gözlerim yaşardı ve okumaya ara vermek zorunda kaldım. Bayramın ölümünden sonra, köye her gidişimde, BAYRAM'IN çit ve valalardan yapılan bayraklı mezarını mutlaka ziyaret ederim. Son senelerde, doğal olarak bayrak kalmamış. Sağ ol Bektaş arkadaş, mahallemizin sembolü Bayramı bize bir kere daha hatırlattığın için. Muzaffer bal
----------------------------------------------

2010

MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 31 Aralık 2010
Sitedeki tüm dostların, yepyeni anılar yazmaları dileği ile yeni yılını kutlarım. Tüm yazıları en ince detayına kadar okuyorum; bütün yazılar birbirinden güzel, YENİ YIL ÜLKEMİZE VE DÜNYAYA BARIŞ GETİRMESİ DİLEĞİ İLE YENİ YILI SELAMLIYORUM.
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK -durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 30 Aralık 2010
Değerli Sitemizin Sayın Sahip, Yazar Hanım ve Beyefendileri; Hayli zamandır birbirimizle düşüncelerimiz aracılığı ile kültürel alışveriş yapıyoruz. Daha evvel fiziki olarak birbirimizi tanıyorduk ama, asıl tanışma, kıymetli yorum, öykü , anı ve şiirleleriniz aracı lığı ile oldu. Önümüzdeki 2011 yılında çok daha kıymetli yazılarınızı okuyacağımızdan eminiz. 2010 yılını geride bırakırken, sitemizin fedakâr emektarı Ali Aydoğan , yazar-çizer arkadaşlarımız ve bu sitenin tüm okuyucularının yeni yıllarını candan kutlar ve daha nice yeni yıllara diyerek, hepinize sevgilerimi sunarım. Durmuş ÖZTÜRK 30 Aralık 2010--21;00
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 28 Aralık 2010
Merhaba Site Dostları.....Uzun zamandır Sayın YILMAZ BAKAR'IN Yazılarını ve ŞİİRLERİNİ göremiyorum ...Kendisinin Ameliyat olacağını duymuştum..çok geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum...Ayrıca YILMAZ BAKAR'ın Yeni Yılını Kutlar biran önce sağlığına kavuşmasını ve aramıza dönmesini umuyorum...Saygılarımla
----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 27 Aralık 2010
Merhaba site dostları.Bizim yazarlarımız sayvasındaki bütün yeni anı yazılarını okudum.Hepside birbirinden değerli anılar.En önemliside 42.Sokak anılarının gün yüzüne çıkmış olmasıdır.Ne mutlu banaki facebookta 42.SOKAK grubu oluşturmam bir işe yaramış.O mahallede acısıyla, tatlısıyla,sevinçleriyle vede hüzünleriyle nice anılar var.Bunlar yazılmalı gün yüzüne çıkartılmalıdır.Bu konudada bir önerim var,Mahalle anılarının bir kopyasını42.sokak grubuna yazarsak daha güzel olur diye düşünüyorum.Grup sayfamızda zenginleşmiş olur.SAYGILARIMLA.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 26 Aralık 2010 Hatun Aydoğan'ın Ankaralı ve İstanbullu gençler arasındaki futbol maçı öyküsünü okudum. Ben de 1972 Yılındaki İstanbul'daki maça seyirci olarak gitmiştim,oyunculardan bir kısmının sakatlanması nedeniyle ben de oynamıştım. O anı da dağarcığımda; bir ara yazmayı düşünüyorum. Çocukluk anılarımın bir kısmını yazdıktan sonra onu da yazabilirim. Hatun'un dediği gibi 42. sokak unutulmayacak anıları olan bir yerdi. Şimdi ancak masallarda kaldı. Bir müddet sonra bir varmış bir yokmuş, 42. sokak denilen bir yer varmış, insanları mutlu mesut bir şekilde yaşamışlar. Gün gelmiş teknolojiye yenik düşmüş insanları sağa sola dağılmış. Ama orda yaşayanlardan bir kısmı köklerini unutmamışlar. Ordaki gecekondular yıkılıp gitse de, ORDA YAŞAYANLARIN BEYİNLERİNDE, YÜREĞİNDE HEP YAŞAMIŞ DİYE MASALIN SONU BÖYLE BİTECEKTİR. Düşüncemi gerçekleştirebilirsem 42.sokak bir gün masal diliyle tarafımdan yazılmış olacaktır. Sevgiler saygılar.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 25 Aralık 2010
Merhabalar...Bizim yazarlarımız sayfasından Cemal Aydoğan'ın yazmış olduğu iki güzel anı öyküsünü gülümseyerek hoşuma giderek okudum.."İlk tostu ne zaman yedim" "Deli Şükrü'nün Dostluğu" Bu anı-öyküleri yazdığı için Cemal'e teşekkür ederim eline diline yüreğine sağlık...Bizi hep gülümsetmesi için nice öykülere diyorum...sevgilerimle...
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK -durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 24 Aralık 2010
Merhaba Muzafferciğim, Eve geldiğiniz günü, malese yanınızdan ayrılmak zorunda kaldım, özür dilerim. Şiran elektrik idaresini,mutlaka ge lin, yarın kar yağacak diye uyarmıştım, nitekim yağdı. Arıza çok önemliymiş. Maillerin dosyalanması için sizden bilgi alamadım ama, teşebbüsünüz bir vesile oldu, widows mail'den ''GÖNDERİLMİŞ ÖĞELER'' i tıklayınca, gönderdiğim bütün yazıların birer suretinin bilgisayarda kaldığını gördüm. Sevindim, size çok çok teşekkürler. Hiddet ve Olgunluk, Toprak Ekmektir, Telefondaki Ses, öykü ve anılarınızı zevkle oku dum. Yeni yazılarınızı bekler, mutlulukların sizin olmasını dilerim. Durmuş Öztürk 24 Aralık 2010
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara -23 Aralık 2010
Merhaba Dayıcığım, "Halil'in Vurulması" olayını küçüklüğümden beri pek çok kez duymuştum; ama vuruluşuyla ilgili ayrıntılı bilgim yoktu. Son gönderdiğin öykü sayesinde bu merakımı giderdim. Sana da, bu konudaki anılarını paylaşan Hüseyin amcaya da çok teşekkürler. Keşke herkes sizin gibi duyarlı davranıp gölgede kalan buna benzer anıları gün yüzüne çıkararak yazsa, paylaşsa, yaşatsa. Benzer yeni öykülerinizi bekliyorum. Tekrar teşekkürler. Saygılarımla.
----------------------------------------------
ERSİN ÖZTÜRK - Ersinus2009@windowslive.com - İstanbul - 22 Aralık 2010
Sevgili Durmuş Öğretmenim/babam..Bu anınızı her seferinde can kulağı ile dinlemiş, empatisini yapmış ve her seferinde sizi takdir etmişimdir..İstek, azim ve çabalar sonucu beraberinde gelen layıki ile hakedilmiş bir öğretmenlik.. Gerçekten yokluklar/imkansızlıklar içerisindeki inanç, istek ve azminiz günümüzde eli her uzandığını kolayca alabilecek, teknolojinin rahatlığını/olanaklarını son haddine kadar kullanabilen ama bir o kadarda yaratıcı düşünceden, başarı istek ve azminden uzak, teknolojik gelişime zıt olarak ruhsal gerileme yaşayan bizlere örnektir.. yeni yazılarınızı bekliyoruz.. sevgilerimle..:))
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 22 Aralık 2010
İsmail Aydoğan'ın köyle ilgili yazısına katılmamak elde değil.Benimtespitime göre köyde insanlarımızın yaptığı en güzel iş ölülerimizi gömmektir.Sanki köyümüz bir fil mezarlığına dönüşecek gibi görünüyor.İlk önce insanların beyninden köyümüzün; ölen insanlarımızın gömüldüğü bir mekan olduğu düşüncesini silmemiz gerekmektedir.Köyde dikkatimi çeken tek şey mezarlıkların mümkün olduğu kadar tertipli ve düzenli olması idi.Yolların bozukluğu ,suyun her eve düzenli akmaması,ağaçlandırma v.b sorunlar orada yaşayan insanlar için tali bir olay gibi algılanıyor olması elbetteki beni de üzmektedir.Bu sorunların olduğunu zaten bilmeyen yok bizim insanlarımızın en büyük özelliklerinden birisi de; bana göre hep monolog şeklinde konuşulması,diyalog hemen hemen yok gibi.Her insanımız birşeyler söylüyor ama ortak akılda bir türlü buluşamıyoruz.Ne zaman ki ortak akılda buluşuruz ;ozaman ancak İsmail Aydoğan'ın kıyısından köşesindende olsa bahsetmiş olduğu sorunlar çözülür.Sevgi ve saygılarımla
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 21 Aralık 2010
Merhabalar..."Bizim Yazarlarımız" sayfasından Sayın hocamız Durmuş Öztürk'ün "Sınava Yazılma Serüveni"adlı anı-öyküsünü ilgiyle merakla okudum.Sayın hocamızın eline sağlık...O zamanı,o zamanın bir köy öğrencisinin kendi duygu ve çabalarıyla atıldığı serüveni çok güzel bizlere aktarmış..Ve çok istediği uğraş verdiği amacına kavuşmuş..Hikayenin en güzel yanıda bu...Durmuş Hocamıza teşekkürler bu anlamlı anısını bizimle paylaştığı için... Saygılarımla...
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 20 Aralık 2010
Ali Bey, ''İlkokul Yıllarımdan Bir Kesit'' başlıklı yazımdan sonra iki konu yazı daha sitenize gönderdim, yayınlamadınız. Şayet başka yazı yazmam gerekmiyorsa bana bildirin daha yazmıyayım. Belki yazılarım sizce değersizde olabilir, o, sizin arzunuza bağlı. Ben, bu konuda alınganlık yapmam. Sevgi ve selamlarımı göndererek gözlerinden öperim.----Dayınız Durmuş Öztürk-----
YANIT: "aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara -21Aralık 2010
Sevgili Dayıcığım, az önce bu mesajını alınca hem şaşırdım, hem üzüldüm. Gönderdiğin yazıyı yayınlamamak diye bir şey söz konusu bile olamaz; tam tarsine, gururla yayınlıyorum. Gerek senin, gerekse diğer yazarlarımızın öyküleri Muzaffer Bal arkadaşımızın da sık sık vurguladığı gibi Kırıntı tarihi için yazılı belge özelliği taşıyor.
Yazılarının bana ulaşmayışına gelince: Aslında ulaşıyormuş ama Hotmail&#8217;in Taslaklar bölümüne geliyormuş. O bölüme hiç bakmazdım. Senin uyarın üzerine ayrıntılı araştırma yapınca son gönderdiğin öyküyü buldum ve gururla yayınladım.
Başka yazarlarımızla da daha önce benzer sorun yaşanmıştı. Gönderdikleri yazıların yayınlanmadığını söyleyenler oluyordu. Ben ise yazıları göremediğimi söylüyordum. Demek ki geliyormuş ama ana bölüme değil, yan bölümlere geliyormuş. Bundan sonra böyle bir sorun olmayacaktır. Olursa yazarlarımızın uyarılarını bekliyorum.
Dayıcığım, uyarın için teşekkür ediyor, ellerinden öpüyor, sağlıklı "32'şer yıl" daha diliyorum. :)) Yeğenin: A.A.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 19 Aralık 2010
Merhabalar....Sitenin "Bizim Yazarlarımız "sayfasından Cemal Aydoğan arkadaşımızın kendince karınca kararınca yeni sitesini kutlar;Anı- öykülerinde,Şiirlerinde başarılar dilerim...Sevgilerimle....
----------------------------------------------
İSMAİL AYDOĞAN - yayla5829@hotmail.com - Ankara - 18 Aralık 2010
Yaz sezonu nedeniyle uzak kaldığım sitenizden tekrar size merhaba diyorum Ali Bey köyle ilgili bir yazımı gönderdim sayfamda yayımlarsanız beni mutlu edeceksiniz çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
YANIT: "aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara -18 Aralık 2010
Merhaba İsmail bey. Öncelikle hem site hem da köy sorunları hakkındaki duyarlılığın için teşekkürler. Bizim Yazarlarımız sayfasında bugün yayınlanan değerlendirme yazında açıkladığın konulara içtenlikle katılıyorum. Gerçekten de çevre temizliği konusunda biraz daha bilinçli ve çevreci davranmamız gerekiyor. Ağaçlandırma konusunu bir kez daha anımsatman iyi oldu. Dernekler bu konuda bir ara güzel işler yaptılar; onlara her zaman teşekkür borçluyuz. Ağaçlandırma çalışmalarına tekrar hız verilmesi gerekiyor gerçekten. Suyun dengeli dağılımını sağlayabilmek için çözüm önermişsin; neden olmasın. Bu yöntem sanırım bazı köylerde uygulanmış ve etkisi olmuş. Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
GÜLÜZAR AYDOĞAN - yayla5829@hotmail.com - Ankara - 18 Aralık 2010
Ali bey öncelikle sitenizden dolayı size cok tesekkür ediyorum. Siteniz sayesinde geçmişteki unutulmaya yüz tutmuş anılarımızı dostlarla paylaşma imkanı buluyoruz. Diger etkinlikleriniz sayesinde de takip edemediğimiz veya duyamadığımız gerek köy gerekse diger sehirlerde yaşayan köylülerimiz hakkkında çeşitli konularda bilgileniyoruz. Başarılarınızın devamını dilerim sevgi ve saygılar.
YANIT: "aliaydoganaa@hotmail.com" - Ankara -18 Aralık 2010
Merhaba Gülüzar hanım. Benim amacım da senin vurguladığın gibi unutulmaya yüz tutmuş anıları canlı tutmaktı zaten. Senin ve diğer duyarlı dostların destekleriniz ve katkılarınızla bunu sürdürmeye çalışıyorum. Keşke herkes sizler gibi duyarlı olsa. Anılarını göndermeseler bile eleştirilerini yazarak yönlendirseler, cesaret verseler yine büyük katkı sayılır. Hani birileri kazma kürek sallayarak çalışırken birileri de eline "Tu!" yaparak destek verir ya öyle; destek destektir yani. :)) Yeni öykülerinizde görüşmek üzere. Sevgiler. Teşekkürler.
----------------------------------------------
CELAL ÖZTÜRK - talipcelal@gmail.com - İstanbul - 17 Aralık 2010
Merhaba Ali Hocam, Sizleri özlemle selamlar sağlıklar dilerim.Arada mesafeler olsada önemli olan gönül birliğidir.Bu birlikteliğe çok şey katacağına eminim.Video sayfasından muhteşem görüntüler şahane elleriniz dert görmesin. Bu iş gönül işidir bu işe gönül verip köyüyle ilgilenen herkese teşekkürler...
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -17 Aralık 2010
Teşekkürler sevgili Celal. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
BAYRAM UÇAR - Ucar_bayram19@hotmail.com -Ankara - 15 Aralık 2010
Merhaba Ali bey, yazabillenlere yazma fırsatı vermişsin, yazamayanların, okuyamayanların kalemi ve dili olmuşsun. Gerek görsellerle gerek yazılarla geçmişteki yaşamları bu zamanlara taşımak harika bir çalışma olmuş. Ben de bir bilgisayar aldığımda aslında var da internete geçtiğimde ben de bir site yapmayı düşünüyorum. Çorum-Mecitözü-Koyunağılı köyünün sitesini yapmayı düşünüyorum. O zaman sizden yardımlarınızı bekliyorum. Tebrik edip başarılarınızın devamını bekliyorum. Bayram Uçar - 15 /12 / 2010
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 12 Aralık 2010
Merhabalar..."SÖZDEN YAZIYA"sayfasından Ali Kaya'nın anıları güzeldi...Elinize sağlık Teşekkürler....
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -12 Aralık 2010
Merhaba Hatun hanım, Ali Kaya'nın hele bir de coşkulu anlatımı vardı ki, o daha da güzeldi. İstanbul'dayken çektiğim filmi dün çözümlerkeh anlatımdaki içtenliği bir kez daha farktettim. Ona öyküleri için, sana da desteğin için çok teşekkürler.
----------------------------------------------
HÜSEYİN AKPINAR - akpinar_29@hotmail.com - Alaca - 11 Aralık 2010
merhaba hocam hiç boş durmazmısınız.çok güzel bir site hazırlamışsınız. Mustafa söylemişti hemen baktım çok güzel çok begendim. Hep resim çekerdiniz ama bu kadar güzel çektiğinizi bilmiyordum.Valla hocam ben bile özendim resim çekmeye. saygılar hocam
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -11 Aralık 2010
Güzel sözlerine teşekkür ettikten sonra mini bir açıklama yapmak istiyorum sevgili Hüseyin. Ben resim değil fotoğraf çekerdim. A.A.FotoGaleri sayfasında benim yayınladıklarım birer fotoğraftır. Resim ile fotoğraf kavramlarının farkını görmek için TDK sözlüğüne baktım. Resmin Türkçe Sözlükteki karşılığı şöyle: "Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri." Fotoğrafın tanımı ise şöyle: "Görüntüyü, ışığa karşı duyarlıklı cam, kâğıt vb. bir yüzey üzerinde özel makine ile tespit etme yöntemi." Resim öğretmeni arkadaşlarımdan bazıları veya Fotokritik sitesine üye fotoğrafçılar bile zaman zaman bu kavram hatasına düşüyorlar. Konuya karınca kararınca bir açıklık getirmek istedim; amacım bilgiçlik taslamak değil. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - esmakorkmaz.98@hotmail.com - Ankara - 10 Aralık 2010
Merhaba Hatun abla AYA YOLCULUK hikayeni okudum o günleri tekrar yaşamış oldum bir defasında da o kalabalık yüzünden oturdukları karyola altına çökmüştü ozaman ları Bizim evde kanepe yoktu odada karyolamız vardı demekki gelenleri karyolada da ağırlıyorduk ağzına eline sağlık çok güzel dile getirmişsin .
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 10 Aralık 2010
Merhabalar...Cemal Aydoğan'ın " 1969 AY'A YOLCULUK " adlı anı-öykü için yazmış olduğu güzel duyguları için teşekkür ederim.Yazısının içeriğinde adı geçen 42.Sokakla ilgili anının özünü,çocukluğunda yaşamış olduğu güzel duygularını bugüne taşıyabilmiş biri olarak kendisini kutluyorum...Bana göre de Cemal'in dediği gibi o masalımsı günlerden bugüne aynı çocuklukluklarını.aynı ruhu taşıyan büyüklerimiz var..Dilerim o çocuk içlerinde hep yaşasın.Hiç büyümesin....Sevgilerimle.....
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 10 Aralık 2010
Hatun Aydoğan'ın Aya Yolculuk öyküsünü zevkle okudum. 42.sokakla ilgili hiç kimsenin algılayamadığı bir olguyu belirtmek istiyorum. 42.sokakta o dönemlerde yaşayanların en büyük özelliklerinden birisi şudur; birinci kuşak olarak orada gecekondularda şehirde tutunmak için büyük mücadeleler veren babalarımız ve annelerimiz vardı. 2.kuşak olarak orada yaşayan çocuklar şehirde yaşayabilmek için birbirlerine o kadar çok sıkı sıkıya sarılmışlardı. Bu konu sosyolojik ve felsefi olarak incelenecek bir olaydır. İlerde yazacağım öykülerde bu konulara kıyısından köşesinden de olsa katkı yapmaya çalışacağım. Bütün çocukların genelde en büyük özelliği saf, temiz, duru, içten, samimi, yalın vs olmasıdır. Büyüdükçe bu sıfatların bir çoğu kaybolup gitmektedir. İşte 42.sokağın en büyük özelliklerinden birisi de büyüyen o çocukların çoğunluğun da bu sıfatlar yerini korumaktadır. Bu yüzden de 42.sokak bana göre hâlâ çocukluğunu yaşamaktadır. Özelde ben kendim olarak, genelinde de o çocuklar, hala çocuksu ruhlarını yaşatmaktadır. O çocuklar büyümüş olsalar da hâlâ büyüyememişlerdir, bana göre hâlâ çocuklardır. Dileğim o çocuklar hiçbir zaman büyümesinler. Sevgiler, saygılar.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 09 Aralık 2010
Merhabalar... Bektaş Bal'ın"Dağdan Odun Getirme" adlı anı öyküsünü okudum...O eski günlerde köyümüz insanının yaşayabilmek adına pek çok zorlu yaşam koşullarıyla mücadele ettiklerini büyüklerimizden zaman zaman duyduk dinledik...Bu odun Macerasını Bektaş Bal çok güzel anlatmış ...Anı öyküsünü gözümüzde canlandırdığı için Bektaş Abiye çok teşekkürler yazanın eline sağlık....Saygılarımla....
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 09 Aralık 2010
Öncelikle Bektaş'a hoş geldin diyorum, Sağ olasın Bektaş. Zımon'a oduna gittiklerini biliyordum ama o macerayı hiç kimseden dinlemedim. Bektaşta köyle, gurbetle ilgili çok anı olduğunu biliyorum, onlarıda, sırası geldikçe anlatırsa çok çok seviniriz.
----------------------------------------------
BEKTAŞ BAL - bektasbalalaman@hotmail.com - Ankara - 08 Aralık 2010
Sitedeki bizim ya da başkalarının aile fotoğraflarını bu şekilde düzenlediğin için çok teşekkür ederim Ali bey. çok duygulandım, çok memnun oldum.Köy evlerinde babamı da bizimle bir arada göstermene çok memnun oldum.Zimon ormanlarına oduna gidişimizi yazmana da çok memnun oldum.O günleri yeniden yaşadım. Ne günler geldi geçti.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -08 Aralık 2010
O günler hakkında bizleri bilgilendirdiğin için asıl ben ve Kırıntılılar sana teşekkür borçluyuz. Öyküyü yayınladım. Sevgiler.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 07 Aralık 2010
Merhabalar...Yeteneklilerimiz sayfasından Muzaffer Bal'ın "TOPTU" adlı değerlendirmesi, için teşekkürler...Toptu herkesin hoşuna giden bir el emeği....Gençkızların sevgisini belirten bu güzel küçük şirin el emeği şimdilerde yapılıyormu bilmiyorum...Geçmişte Toptu yapanların eline sağlık diyorum....Sevgilerimle....
----------------------------------------------
KAAN USLU - kaanuslu@hotmail.com - ... - 06 Aralık 2010
Site çok güzel hazırlanmış. Çok şey var içinde.Hazırlayanları tebrik ederim.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - esmakorkmaz.98@hotmail.com - Ankara - 05 Aralık 2010
Gurur duydum kelimesini okuyunca çok güldüm.Cemal Aydoğan tabiki gurur duyarsın, o senin mesleğindi.Hepinizi çok seviyorum.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 04 Aralık 2010
Esma Korkmaz'ın yazmış olduğu televizyonla ilk tanışmam öyküsünü zevkle okudum.1969 yıllarıydı sanırım mahallede ne kadar bizim akranımızla beraber çoluk çocuk,toplanır hep beraber televizyon seyrederdik.Ahmet amca en sonunda televizyonu iptal etmişti sonradan tabiki herkes televizyon almıştı.Benim sigara çalma hikayemide yazması beni gururlandırdı,hiç gocunmadım.Hele bir sorun neden çalmışım.Esma'dan veresiye sigara isterdik vermezdi.Sadece Akrabası olan Zilifgilin Hasan Aydoğan alırdı.Ben de neyapar eder çalardım ama çaldığım sigaraların parasınıda ne yapar eder öderdim.Esmada çalmamıza sessiz kalırdı,ama sigarayı da bize veresiye vermemiş olurdu.Aramızdaki bu ilişki hiç bir art niyet olmadan senelerce devam etmiştir.Biraraya geldiğimiz zaman bu olayı anlatıp gülmeye başlıyoruz.Bu olay meşhur 42.sokak yaşantılarından bir kesit.Anlatılacak o kadar olay varki bunları yazmaya ömrümüz yetmez.Esma'nın bu yazma cesareti de bana büyük bir kıvanç veriyor.O nedenled 42.sokakta yaşayanların çoğunluğunun da bu anıları yazacağından dan eminim biraz daha cesaret gerekiyor galiba.Sevgi ve saygılarımla
----------------------------------------------
NURAY KARABULUT - avluh@hotmail.com - İstanbul - 03 Aralık 2010
... ali amca meraba eski insanlara bakarsanız daha müziplermiş valla alıp kaçmalar :)))) yaramazlarmış
...Ali amca eskilerin anıları herzaman beni büyülüyor hayranlıkla dinliyorum bizim zamanımızda bunlar yok teknolojiden dolayı olmadığını düşünüyorum
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 03 Aralık 2010
Alibey Bakar'ın yazmış olduğu anıyı zevkle okudum.Kendisinden yeni yazılar beklediğimi de bilmesini isterim.Yeniden bir çağrı yapmak istiyorum ; bu seferki çağrım köyde yaşamış olan bizim öğretmenlerimize ve isimlerini vererek davet etmek istiyorum.Başta benim dayım Hüseyin (Alaattin) Öztürk, Hidayet Öztürk,Hüsnü Öztürk,Celal Öztürk,Ali Öztürk,Alim Aydoğan,İsmail Gündoğan,Reşat Kara,Hüseyin Kara sizlerden anılar bekliyorum.Bir Öğretmen olarakta benim düşünceme göre bizleri aydınlatmanız gerekmektedir.Tekrar sevgi ve saygılarımla
----------------------------------------------
ZEHRA ÖZDEMİR - ozdemir_c06@gmail.com - Ankara - 02 Aralık 2010
Ali bey Merhaba... Siteyi zaman zaman girip takip ediyorum.Yok, hakikaten çalışmaları beğeniyorum. En tuttuğum renksiz eski resimlerle sizin insanların yazdıkları anılar.Hepsi sizin köylüler mi yazanlar? Onları bütün samimiyetimle tebrikediyorum.İnan bana da böyle bir heves geldi.Keşke bende böyle bir site yapabilsem.Ama bu yaştan sonra mı. Bu lafıma kızacağını biliyorum. tabiki yaşın önemi yok biliyorum. insan her yaşında bir şeyler üretebilmeli tabiki.Devam Ali bey. Tekrar tebrikler.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - esmakorkmaz.98@hotmail.com - Ankara - 02 Aralık 2010
Tavuk hırsızı cemal yazını okudum çok güldüm bende yakında bir hırsızlık olayını yazacağım sen iyi bilirsin :D demek bu senin mesleğinmiş
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 01 Aralık 2010
Merhabalar...Alibey Bakar'ın Köyde Bulgur Çekme ve Ecevit Çayı adlı anısı çok güzeldi zevkle okudum eline sağlık ..Ayrıca Muzaffer BAL'IN Bu öykü üzerine yazdığı yazıda güzel kendisine katılmamak mümkün değil....Teşekkürler nice nice yeni öykülere .... saygılarımla...
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - esmakorkmaz.98@hotmail.com - Ankara - 01 Aralık 2010
Tavuk hırsızı cemal yazını okudum çok güldüm bende yakında bir hırsızlık olayını yazacağım sen iyi bilirsin :D demek bu senin mesleğinmiş
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 01 Aralık 2010
Önce Ali Bakara teşekkürler, siteye hoş geldin, ben bulgur çekilirken bulgur ve gardif ( patates) çalındığı gibi çok eğlenceli ve güzel bir oyunu bilmiyordum. Bana bu oyunu öğrettiği için tekrar teşekkürler. Kim bilir, daha ne kadar bilmediğimiz eğlenceli ve özelliklede kış oyunları var. Bu tür oyunları bilen dostlar yazsalar hem biz öğreniriz, hem de gelecek nesillere örf gelenekleri aktarmış oluruz. Hiç unutmayalım, geç kalıyoruz, köyle ilgili birçok örf, gelenek ve eğlenceleri aktaracak nesiller azalıyor. Sadece kendi anılarımızı değil, yaşlı insanlarımızdan duyduklarımızda siteye aktarırsak, sitenin bu anı ve öykü bölümünü çok daha zenginleştirmiş oluruz. Şöyle bir kuşkuya kapılmayalım, - yahu benim anlatacağım anıyı herkes biliyor veya bu önemsiz- gibi düşünen dostlara uyarım, her anı çok önemli. Bu anıları Osman çayırına gömmeyelim, gelecek nesillere aktaralım.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -01 Aralık 2010
Duyarlılığınız ve gerekli uyarılarınız için teşekkürler Muzaffer bey. Sitedeki anı öyküleri sayesinde köyle ilgili bir çok bilgiyi; örneğin Hona olayını, Kân tepesindeki ardıcın oraya, hatta daha yukarılara öküz arabasının çıktığını, bulgur çekmedeki eğlenceli olayları ayrıntılarıyla yeni öğreniyorum. Herkesin elinde telefon, telefonda ses kayıt özelliği var. Yaşlı insanları konuşturup kayda alabiliriz, sonra yazıya döküp yayınlayabiliriz; ki, bir süredir bunu yapmayı sürdürüyorum. Ben de sana katılıyor ve halkımızı bu konuda duyarlılığa çağırıyorum. Herkese sevgiler, saygılar.
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya -30 Kasım 2010
29 kasım tarihinde Ankara'dan Almanya'ya dönen oğlum Kazim ve gelinim Leyla'yı hava alanından alıp eve gelirken. Yolda yaptığımız sohbette. gerek Erdal Aydoğan'ın nişanında olsun ve gerekse nişan sonu olan günlerde,Ankara'da bulunan ve beni seven dostların göndermiş oldukları selamları alınca ne kadar çok mutlu oldum ve sevindim. Bana selam gönderme inceliğinde bulunan bütün dostlarıma çok çok teşekkürler ediyorum. Ayrıca bana hediye gönderme inceliğinde bulunan,hanım kızımız Esma Korkmaza ve Sayın Şükrü Aydoğan'a da ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 29 Kasım 2010
Yazdığım 'Harman Taşı' manileri için, Hatun Aydoğan hanım efendinin yapmış olduğu güzel yorum için kendisine çok teşekkürler ediyorum. Köyümüzün en simge yeri olan o güzel mekana bir çay bahçesi yapılırsa çok güzel olur kanısındayım. Herkesin de bu kanıya katılacağını umuyorum.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -29 Kasım 2010
Merhaba Yılmaz Abi. Harman Taşları alanına bir çay bahçesi öneriniz beni gülümsetti. Zaman zaman dernek yöneticisi dostlara şöyle dediğim oldu: "Halktan öneriler alın. Uçuk gibi görünse de önerileri bir kenara kaydedin. Yapılabilecek olanları yakın zaman çalışma takvimine, uçuk olanları ileri zaman takvimine alırsınız."
Kişi olur ki Hıdrellez Tepesi'ne de doğal bir park ister. Köyümüzün girişi Tuztaşı'na köyü izleyerek bir kadeh neşe suyu alabilmek için seyirlik bir oturmalık yer ister. Doksanlık biri, ölmeden önce eski anılarını bir kez daha yaşayabilme olanağına kavuşabilmek için Karaburga'nun zirvesine taşıt yolu açılmasını ister. Köy dışında yaşayan bir evlat, köyde tek başına yaşayan annesinin aile ortamında yaşamasını sağlabilmek için okulun bulunduğu yere bir Huzurevi açılmasını isteyebilir. (Benim Öykülerimden İkinci Bahar Evi'nde hayal edilen istek gibi. Bknz: Bizim Yazarlarımız+Benden Size+İkinci Bahar Evi)
Bu isteklere gülüp geçmemek, elin tersiyle itmemek, tam aksine bir kenara not etmek, bugün olmasa da yarınlarda gerçekleşebilir diye düşünmek gerek.
Harman Taşları'na Çay Bahçesini önererek bana bu düşüncelerimi yazma fırsatını verdiğiniz için teşekkürler Yılmaz abi. Saygılarımla.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 29 Kasım 2010
... Merhabalar...Yetenekliler bölümünden Sayın Yılmaz Bakar'ın "Harman taşlarında Maniler"şiiri çok güzel geçmişte orada gençliklerini yaşayan insanlar aklıma geldi...Eline sağlık ...Yüreğine sağlık ...saygılarımla...
... Merhaba Ali HOCA. Ana sayfadaki kompozisyon bundan bir önceki çok güzeldi sanırım birkaç arkadaş beğenimizi yazmıştık. Yine bundan bir önceki diye düşünüyorum o çok şıktı saygılarımla.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -29 Kasım 2010
Merhaba Hatun Hanım. Ana sayfadaki kompozisyon için Evrensel Yayınları sahibi Durali beyden sonra sizden eleştiri geldi. Durali beye de yazdığım gibi, yakında başka bir kompozisyon oluşturmaya çalışacağım. İlgileriniz için hepinize teşekkürler.
---------------------------------------------
YUSUF GÜNEL - harika_renk@hotmail.com -Ankara - 28 Kasım 2010
Web Site: http://www.harikarenk.bplaced.net
Sayın Ali Bey. Mesaj yazamasam da yinede ara,ara girip ziyaret ediyorum ve okuyorum. Saygılarımla.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -28 Kasım 2010
Merhaba Yusuf bey, ben de sizin siteye sıkça göz atıyorum. Sizin sitenin yapımı profesyonel, karadorukaa oldukça basit. Sadece ilgilerinizle devamlılığını koruyor. Teşekkür ediyorum duyarlılığınız için. Okuduğunuzu söylüyorsunuz; sanırım yazarlarımızın yazılarından, şiirlerinden söz ediyorsunuz. Okuyor olmanıza sevindim. Sık sık yeni yazılar ekleyeceğim. Siz de katkıda bulunursanız mutlu olurum. Saygılar benden.
----------------------------------------------
DURALİ KARAPINAR - - Ankara - 28 Kasım 2010
Aliciğim Sitenizin ana sayfasında fotoğraf etrafına koyduğun karışık renk çok parlak olmuş. Gözü yoruyor. Fotoğrafı algılamakta zorlaşıyor. Takdir senin. Selamlar.Arkadaşın
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -28 Kasım 2010
Merhaba Durali Bey. Sizin uyarınız üzerine dikkat edince parlaklıktan az da olsa ben de rahatsız oldum. Photoshopla ışığı matlaştırmaya çalıştım ama bu sefer başka bozulmalar oldu. En iyisi yakın zamanda başka bir kompozisyon oluşturmak galiba. İlginiz için teşekkürler.
----------------------------------------------
CEVAT ÖZTÜRK - cevat-ztrk@hotmail.com - Ankara - 27 Kasım 2010
Ara sıra ziyaret ediyorum ama, ileti yazmamıştım. Hani bizim 87 yayla serüvenimiz diyecektim. Yazarsan okuruz, Ali abi. Selam
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -27 Kasım 2010
.Ooo, sevgili Cevat'cığım sen de buralarda ha! Siteyi izliyor olmandan, hele bunu yazmandan çok mutlu oldum. Ziyaretçi defterinde yeni yüzler görmek beni daima heyecanlandırır, mutlu eder. Duyarlılığın için teşekkür ederim.
.'87 yılındaki yayla serüvenimizi yazmamla ilgili isteğine gelince. Kitap yazım işlerinden zaman kalmadığını kolayca tahmin edebilirsin. Sitedeki çalışmaları bile zaman açısından çok zorlanarak yapıyorum. Güzel bir hizmet olduğunun verdiği inançla gocunmadan, mutluluk duyarak yola devam diyorum. Yani sözün özü, '87 serüvenini sen yazarsan çok hürmete geçecek. Hatta şimdiden teşekkürlerimi iletiyorum. :)) Sevgilerimle.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 27 Kasım 2010
Hatun hanım bacımızın, isterim ki bende kendisine bir şey göndereyim diyor. Estağfurullah, Hatun hanım bacımız. Çam sakızı çoban armağanı bir bayram hediyesi olsun istedim. Ben sizlerden bir şey bekleyip göndermedim asla. Sizlerin sağlık haberleri ve bir selamınız her şeyin üstündedir. Nazik ve güzel mesajınız için ben teşekkürlerimi sunuyorum.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 27 Kasım 2010
Merhabalar...Sayın Yılmaz Bakar abimizin ince düşüncesiyle taa uzaklardan değer verip bir şey göndermesi beni çok mutlu etti.İsterdimki bende kendisine birşey göndereyim...Teşekkürler Yılmaz abi...Bu ince ve Nazik düşünceniz için....Sevgi ve saygılarımla....Kendinize iyi bakın...
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 27 Kasım 2010
Sevgili kardeşim Ali. Muzaffer Bal'ın yazmış olduğu yazının cevabında bir evde sohbet ederken senin değerlendirmene göre entellektüel bir adamın akıllı akıllı konuştuğunu belirtmişsin. Ben senden şunu yazmanı beklerdim, kendisini entellektüel sanan bir zat irdelemeler (geyik muhabbeti) yaptıktan sonra bizim köyün sitelerini haddi olmadığı hâlde bir güzelce eleştirdi. Bu olayı okuduğum zaman kendimi tutamadım ve kendi görüşlerimi yazmayı kendimde bir görev hissettim ve devamında şunları yazıyorum. Entellektüellik öyle herkese yakıştırılacak bir kavram değildir. Seni o konuda eleştiriyorum, biraz mürekkep yalamış ağzı laf yapan herkese entellektüel denilemeyeceğini çok iyi bilmen gerekirdi. Kendi kökünün nerden geldiğini, genetik yapısının ne olduğunu bilemeyen, onu kendi içinde değerlendiremeyen bir zatın entellektüel sıfatını haketmesi mümkün değildir. Entellektüel adam, aynı zamanda hoşgörülü, mütevazi, arif, kamil v.b olmak zorundadır. Kim olduğunu bilmediğim o zattan bahsederken keşke Entellektüel kelimesini iki tırnak yada parantez içine alsaydın daha iyi olurdu. Daha önceki yazılarımda devamlı bahsetmişimdir, biz kendi içimizdeki değerlerin kıymetini bilemeyen ve onları kolayca harcamaya meyilli bir toplumuz. Elbetteki bu konuda bizim de birçok yanlışlarımız olmuştur, kendimizi ifade edememiş olabiliriz.
Bu sitenin bana göre yapmış olduğu en büyük hizmetlerden birisi de bizim içimizden de ama öyle veya böyle birçok değerlerin olduğunu yavaş yavaş da olsa göstermesidir. Biz sevabıyla ve günahıyla da olsa bir topluluğuz, bu topluluğun parça parça da olsa bir bütünlüğü bulunmaktadır. Bizim yazarlarımızın kaleme almış olduğu yazılar da parçaların da bir kesitidir. Bu kesitler ne kadar çok yazılırsa ancak bir bütünselliğe varacaktır. O nedenle de ben bir bütünselliğe varılabilmesi içinde yazmaya devam edeceğim, inatla başkalarının da bu kesitlere katkısı olması ısrarımı her zaman sürdüreceğim. Ve şu da bilinmelidir ki ben hiç bir zaman kendi topluluğumuzu küçümsememişimdir, bu kararlığım da devam edecektir. Kökümü hiçbir zaman inkar etmedim ve etmeyeceğim de. Köklerimle her zaman gurur duyacağım. Zaten beni de ben yapan budur. Hayatın acımasızlığı da olsa ben bir küptücünün torunu olduğumu hiç bir zaman unutmadım, hiçbir zaman utanç duymadım. Çünkü olayları yaşandığı dönemlerde kendi içinde değerlendirmek gerekir. Ben bu değerlendirmeyi kendi içinde yaptığım için bu konuda kendime olan saygı ve sevgiyi hiçbir zaman kaybetmedim, bundan sonra da hiçbir zaman kaybetmeyeceğim. Ve tekrar bu siteyi okuyan herkese yeniden çağrı yapıyorum; üzerinizde ki ölü toprağını kaldırın ve köklerinize dönün, bütünselliğe azıcık da olsa bir katkı yapın. Sevgi ve saygılarımla.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -27 Kasım 2010
Merhaba (bir yaş farkla) Cemal abi. Öncelikle zahmet edip bu kadar uzun bir irdeleme, değerlendirme yaptığın için teşekkür ederim. Beni eleştirdiğin, entelektüel kavramını açıkladığın için de ayrıca teşekkürler.
Yurt genelinde toplumumuzun kayıplarında entelektüel aydınlarımızın azımsanmayacak bir payı var. Ankara'da Sakarya Caddesi'nde, İstanbul'da Ortaköy'de, Kırıntı'da Aşığın Paarı'nın başında içerken aydınla-t-macılık görevimizi yaptığımızı sandık. Yarınlara yansıyan somut bir şey yapmadık, (ya da yaptıysak bile yeterli yapmadık.) Gönül ister ki bundan sonra yapalım bari. Aydın, hem arı, hem arıtıcı; önce öğrenci, sonra öğretmen olmalıdır. Öğrenci olup öğrenmeli, öğretmen olup öğretmelidir. Bir sorun varsa sorun için konuşmakla kalmamalı, sorun için çözüm yolu üretmelidir.
Ankara derneği bünyesinde çıkardığımız Gelincik dergisinde sadece halkımızın amatör yazılarına yer vermiştik. Ev kadınımızdan işçimize kadar pek çok kişide bir heyecan dalgası yayılmıştı. Yazmak isterken eksikliğinin farkına varan güzel insanlarımız, eksiklerini giderebilmek için soru sormak, kitap okumak zorunluluğu hissetmişlerdi. Bu, gerçekten insanın yüreğini titreten, heyecan veren, olağanüstü bir olaydı. Yeterli destek göremediği için derginin yayını durdurulmuştu.
Karadorukaa sitesinde de böyle bir amaç gütmüştüm. Kısmen başarılı olduğumuz söylenebilir. Yazarlarımız oluştu. Yazanların yaşamına yeni bir amaç doğdu. Birkaç gün önce Esma hanımla bir markette karşılaşmıştım. Sitedeki anı öykülerden, siyah beyaz fotoğraflardan söz açıldı. Yeni yazı tasarısından söz etti. Ayrıca çok güzel nostaljik fotoğrafları varmış. İlk fırsatta alıp yayınlayacağıma söz verdim. Ayaküstü sohbetimizde onun gözlerindeki pırıltıyı görmek beni çok mutlu etti. Bir insanı mutlu edebilmek, benim en büyük kazanımımdır.
Şu satırları okuyan dostlardan şunu rica ediyorum; yazmaktan kaçınmayın lütfen. Yazacağınız her anı, köylerimizin tarihi için birer belge özelliği kazanacaktır.
Sevgilerimle.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 27 Kasım 2010
Benim tatlı güzel bacım Esma'nın, Ziyaretçi Defterinde teşekkür yazısını görünce ne kadar mutlu oldum. Çam sakızı,çoban armağanı bir küçük çikolata gönderdim. Esma bacım, bana bir istediğin var mı diye soruyor? Sizleri sağlıklı ve mutlu görmekten başka bir isteğim yoktur. Bu güzel düşünceniz bile benim için en güzel hediyedir benim güzel bacım. Bende sizin geçmiş bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, size sağlık ve esenlikler dilerim.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - esmakorkmaz.98@hotmail.com - Ankara - 27 Kasım 2010
Merhaba Yılmaz Bakar abi öncelikle geçmiş bayramın kutlu olsun.Çikolatanı aldım çok teşekkür ederim hayatınızında çikolata kadar tatlı olmasını dilerim..Burdan istediğin birşey varmı?
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 27 Kasım 2010
MERHABALAR....Muzaffer Bal'ın "Hiddet ve olgunlaşmak" anısını gülümseyerek okudum...Geçtiğimiz günlerde gittiğim bir Nişanda Muzaffer'in anısında söz ettiği İsmail Hocayı şöyle bir uzaktan gördüm.Bu anıyı daha önce okumuş olsaydım, İsmail Hocanın yanına gider bu güzel anıdan söz ederdim... Belkide kendisinin merakını celbeder bu anıyı okumasına vesile olurdum....Benim severek okuduğum ilgi ve alaka duyduğum bu anıların içindeki adı geçen şahısların bi haber olmaları beni derinden üzmektedir...Benimde bazı anılarımda isimleri yer alan arkadaşlarımdan hiç bir tepki alamadım....Umarım birgünfarkına varırlar,okurlar duyarlı olurlar yinede bunu umuyorum...Herkese saygı ve sevgilerimle....
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 26 Kasım 2010
Merhaba Ali dost, önce değerlendirme yazımın altını "işgal" ettiğin için çok memnun oldum. Biraz iyi niyetli davrandığını düşünüyorum. Çünkü kendi halkımdan konuştuğum insanlar gerçekten görüşlerini anlatamama veya tembellik yaptığı ve yapıyorlar görüşü sadece iyi niyetli olmaktan ileri gidemiyor. Hala biz, kendi içimizden yetişen insanları kıskanıyoruz ve küçümsüyoruz. Bu kadar emin olmam, konuştuğum insanların tavrından. İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmaya gelince, doğru ilk bakışta, ama zaten benim eleştirimde hepimize. Bu eleştirinin içinde bende varım, benim kuşağın hepisi var. Bizde bu toplumun içinde yetiştik. Zaman zaman kapalı toplum eleştirileri yapmaya çalıştıksa da yeterli değil. Arşivlerime baktığım zaman birçok yazılar hazırlamış, ama yayınlayamamışım. İlk eleştirim, senin edidtörlüğnü yaptığın Gelincik de yayınlandı. Yıllar sonra Karadorukaa da yayınlanmaya başladı ve bu konuda yazmaya devam edeceğim. Geçte olsa görevimizi yapmaya çalışalım. Muzaffer Bal
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -26 Kasım 2010
.Merhaba Muzaffer Bey,
.Birkaç gün önce İstanbul'dayken birçok dostla görüşme olanağını buldum. Siteyi beğeniyle izlediklerini, özellikle anı öykülerini, şiirleri, diğer yazıları zevkle okuduklarını söylediler. Ama bir mesajla ya da bir anı öyküyle katılmamaktan üzüntü duyduklarını belirttiler. Anladığım kadarıyla yazmayışlarının nedenleri, yeterli özgüvenleri olmayışı ve "Ne yazayım? Yazım beğenilmeyebilir." gibi taşıdıkları kaygıydı.
.Bunun dışında senin eleştirilerini doğrulayan olaylar da oldu. Örneğin, bir evde sohbet ediyorduk. Entelektüel bir adam akıllı akıllı (!) toplumsal irdelemeler yaptıktan sonra, "Başkalarının ne güzel siteleri var. Sitelerde kültürel paylaşımlar yapılıyor." içerikli bir yorum yaptı. Bizim köylülerin sitelerini küçümsedi. Yanımızda bulunan bir arkadaşım, beni işaret ederek "Ali'nin güzel bir sitesi var, incelersen beğeneceğine eminim." dedi ve nostaljik fotoğraflardan, yazılardan, Kırıntı köyü evleri sayfasından övgüyle söz etti. Entellektüel bey, bu öneriyi duymazdan geldi ve konuyu değiştirdi.
.Muzaffer Bey, yorumunda "Bu eleştirilerin içinde ben de varım." demişsin. Bence kendine haksızlık yapmışsın. Gelincik Dergisi günlerinden beri seni tanıma olanağı buldum. Sen toplumsal eksikleri eleştirme görevini yaptığın gibi içimizdeki "Beceri sahibi insanlara" zaman zaman güç, cesaret, motivasyon verecek şekilde övgülerde de bulundun, insanların adını vererek tanıtımını yaptın. Daha ne yapacaktın yani. Keşke herkes senin gibi duyarlı olup takdir ve beğenilerini sunabilseler.
.Bu fırsattan yararlanarak, siteye fotoğraflarıyla, yazılarıyla, önerileriyle katkı sunan tüm duyarlı dostlara tekrar teşekkür ediyorum.
----------------------------------------------
ALİ AYDOĞAN - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -26 Kasım 2010
(Aşağıdaki yazı Muzaffer Bal'ın Yeteneklilerimiz sayfasındaki "İçimizden Birilerine saygı" başlıklı değerlendirme yazısı üzerine yazılmıştır. Aslı söz konusu değerlendirme yazısının alt bölümünde bulunmaktadır.)
Merhaba Muzaffer Bey,
Kapıdan kalkanı danacık gördüğümüz acı bir gerçek. İçimizden çıkan değerler başka bir toplumdan çıksa ve onlarla her hangi bir ortamda tanışsak hem saygımızı gösteririz, hem de ki onları onurlandıran pek çok iltifatlarda bulunuruz.
Kendi içimizden çıkan değerleri önemsemez görünmemizin temel nedeni kıskançlık olmayabilir. Bizde takdir etme duygusu ve alışkanlığı gelişmemiş. Kutlayabilmenin bir erdemlilik işi olduğunu henüz fark edememişiz. Görsek de görmezden gelmek gibi hoş olmayan bir kolaycılığa kaçıyoruz.
Çocuklar, kendilerine örnek aldığı insanlarla şekillenir, gelişirler. En etkileyici örnekler, yakın örneklerdir. Büyüklerin, çocuklara yakın örnekleri göstermeleri, tanıtmaları gerekir.
Ancak, iğneyi biraz da örnek alınması gereken kişilere batırmak gerekir. Acaba, örnek alınması gereken kişilerin takdir ve kutlama duyguları gelişmiş mi? Yanıtından emin değilim.
Bir uydurmacayla bitireyim:
Cehennemdeki birinci kaynar kazana bir ülkenin insanlarını doldurmuşlar. Diğer kazanlardaysa farklı ülkelerden insanlar varmış.
Diğer kazandakiler birbirlerine omuz vererek kurtulmaya çalışır, hatta kurtulmayı başarırlarmış.
Birinci kazandakilerse sadece bireysel kurtuluş için mücadele verirlermiş. Tek başına kurtulamadıkları gibi bir de kurtulmak üzere olanları ayaklarından geri çekerlermiş. Böylece hiçbiri kurtulamaz, hep birlikte yanarlarmış.
Birinci kazandakiler gibi davranmamak dileğiyle...
----------------------------------------------
MÜJGAN AYDIN - mujgan-aydin@hotmail.com - İstanbul - 26 Kasım 2010
Özürdileyerek, geç de olsa siteyi nihayet ziyaret edebildim. Evet eksikler var ama gerçekten süper. Zaman içinde yok olan, unutulan kırıntı yerine, yeni nesillere aktarılacak geçmiş ve gelecek kırıntıyı görmek çok mutluluk verici. Yüreğinize sağlık.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -26 Kasım 2010
Teşekkür ederim Müjgan hanım. Senin de değindiğin konu benim temel hedefim. Kırıntı'yla ilgili olayların, görüntülerin zaman içinde yok olup gitmemesi için karınca kararınca bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Mesajındaki içerik bu çalışmalarıma güç verdi. Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 25 Kasım 2010
Muzaffer efendi, Büyük bir zevkle okuduğum güzel öykülerin için seni yürekten kutluyorum. yanlız son öykünde adamı fena korkutmuşsun be kardeşim. Kenan Evren bile bu kadar korkutmadı milleti. Şaka bir yana,çalakalem yazmaya devam edin ve kalem tutan ellerine ilham dolu yüreğine sağlık diyorum. Gurbetten herkese kucak dolusu selamlar diyorum. Ayrıca Hatun Aydoğan bacımızın, yazdığım şiirlerle ilgili güzel yorumuna çok teşekkür ediyorum.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 24 Kasım 2010
...yeteneklilerimiz Bölümünden sayın Yılmaz Bakar'ın Tüm Şiirlerini okudum..Çok beğendim gerçekten Yılmaz Abi büyük yetenek...Şiirlerini okuyunca şaşıp kalıyorum nasıl böyle güzel yazıyor diye. Kırıntıda yaşamış bugün aramızda olmayan kişilere ait şiiri bir harika ...Gerçekten yüreğine sözüne eline sağlık Yılmaz abi...Nice Nice Şiirlere ...Saygılarımla....
...Merhaba Ali Hoca. Ben Gülseren Hanımın hikayesiyle ilgili düşüncelerimi yazarken aynen öyle düşüneceğin aklıma gelmişti.Ama Ali Hoca neylersinki ben bu olaya tanıjk oldum..Çocuk aklımla kalabalığı MEKANI ve Mağduru çok iyi anımsıyorum...Zaman zaman aklıma gelirdi....o kadar etkilenmişimki bu hikaye nedir diye sorduğumda hem babam hem Fedime Bibi anlattı.....Şimdide anı olarak okuyunca taa çocukluğuma geri gittim....O sahneler yeniden canlandı gözümde....Bütün bunlar için Teşekkürlerimi sunuyorum...Saygılarımla...
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 23 Kasım 2010
Yazılarımı okuyup düşüncelerini yazan tüm dostlarıma saygılarımı sunuyorum.Bu siteye gönderilen her yazıyı mümkün olduğunca okumaya çalışıyorum.Ziyaretçi defterinin de bir kapasitesi var o yüzdende mümkün olduğu kadar diğer yazarların göndermiş olduğu yazılara toptan cevap yazmaya çalışıyorum.Diğer okuyucuların görüşlerini bildirmesi benim için daha önemli ,yazıları zevkle okuduğum unutulmasın.Her gelen öykü hayatımızın yeni bir sayfasıdır.Muzaffer BAL'ın İnşaat işçilerini okurken aklıma o dönemlerde ODTÜ de amele olarak yazın çalışmıştım,hayatımda ilk defa rosto yemeğini orada yemiştim. İlerki dönemlerde onu da yazmayı düşünüyorum. Herkese sevgiler saygılar.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 22 Kasım 2010
Merhabalar...Sözden Yazıya BÖLÜMÜNDE Gülseren Öztürk Aydoğan'ın "Annemle Babamın Evlenmesi hikayesini okudum.Bu bıçaklama olayını ben çok küçük olsamda belleğime yer etmiş. Mollaligilin Harmanına getirmişlerdi.Harman çok kalabalıktı Sultangildende akın akın insan geliyordu Hatun Bibiyi upuzun yatırdıklarını çok iyi hatırlıyorum.Bu konuyla ilgili hatırladıklarımı Fadime Bibiye anlatmıştım oda olayı bana bildiği kadarıyla yeniden anlatmıştı.Çocukluğumdan unutamadığım olaylardan biridir...Teşekkürler Gülseren hanım....Saygılarımla....
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -22 Kasım 2010
..Merhaba Hatun Hanım, senin de köyde yaşananlardan bilmediğin yok gibi. Bu çok ilginç olayı ben ilk kez Gülseren'den dinleyince çok şaşırdım. Bıçaklama olayında cezalandırma yerine ödül verilmiş. Bu yazıda hedefimiz olayın kahramanları değil elbette. Ortaçağ karanlığı sadece Avrupa'da yoktu; ülkemizde, köylerimizde de vardı. Buna benzer daha nice olaylar dinleceğiz kimbilir.
..Bayram tatilinde İstanbul'dayken üç beş tane ilginç köy anıları kaydettim; zaman fırsatını yakaladıkça yazıya dönüştürüp yayınlayacağım. / Mesajın için teşekkürler.
----------------------------------------------
MEHMET ÖZTÜRK -öztürk.mehmet28@hotmail.com - Giresun - 21 Kasım 2010
Enişte siteni arada bir izliyorum. 1980lerde sizin köye gitmiştim.Köyle ilgili anıları okuyunca kendimi oralarda hissediyorum.Anıları yazanları tebrik ederim güzel yazıyorlar. Güzel düzenlenmiş bir sayfa olmuş.Ukalalık saymazsanız bir tavsiyem var. O sayfadaki anlattıklarınız sadece köyünüzden olsun. Şiirler bile köyünüzden sözetmeli bence. Aşk, meşk, doğa şiirlerinin yeri başka yer olsun, şiirler köyü anlatsın. Başka bir sitede böyle güzel örnek göremediğimi için bunları heyecanla söyledim. Bir kez gittiğim ama çok sevdiğim Kırıntılılara selamlar. Yirmi yıllık bir aradan sonra önümüzdeki yaz tatilinde köye gitmeye çalışacağım. Değişimleri çok merak ediyorum. Mehmet. 21-11-2010
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -21 Kasım 2010
...Sevgili Mehmet, "Köye gittiğinde gözlerine inanamayacaksın, çünkü köyü tanıyamayacaksın, çok gelişti." diyemem; çünkü gitmesen de sitede yayınladığım filmlerde köyü pek çok kez izledin. Değişimleri biliyorsun yani.
...Kesinlikle sana katılıyor ve şair ve yazarlarımıza bir kez daha sesleniyorum; şiir ve öyküleriniz köyle igili olsun lütfen. Çünkü, amacımız köyle ilgili bilgileri derleyip toplamak, geleceğe taşımak.
Yorumun için teşekkürler, sevgiler.
---------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 20 Kasım 2010
...Yılmaz Bakar'ın "BİZİM DAĞLAR" Anısını yazdığı için kendisine teşekkür ediyorum...Eline Sağlık.Nice Yazılara Saygılarımla.....
...Merhabalar...Site yazarlarımızdan Cemal Aydoğan'ın "SAYI SAYMA" anısını beğenerek okudum...13 Ocağın benim için özel bir anlamı vardır.Ben köyde köyün Yılbaşı gecesi doğmuşum....Cemalin ellerine sağlık...Anısı çok hoş bu günlerimize göre böyle bir yaşanmışlığın önemi büyük bence...Cemal'in anısındaki son cümleleride bunu çok güzel vurguluyor....Onları hayal edebildim ve orada keşke bende olabilseydim dedim Özel giydikleri kıyafetlerin kendilerine nasılda yakıştırdıklarını göremediğim için üzüldüm.... Teşiekkürler Cemal....Seni kutlarım....Saygılarımla...
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 20 Kasım 2010
Cemal Aydoğan arkadaşın, ziyaretçi bölümünde ki yazısını çok dikkatli bir şekilde okudum. Sağ ol Cemal arkadaş, sen yazmaya devam et bende sana eşlik ederim. Anılar çok önemli keşke bizden birkaç nesil öncekilerin anılarını bilebilseydik. Anılar tek birey olarak belki çok bir şey ifade etmeyebilir. Ama birçok anı bir araya geldiği zaman, o anıların sahiplerinin yaşamış olduğu toplumun ekonomik, coğrafi, sosyolojik, dini inançlarını kültürlerini ortaya koyarak gelecek nesillere taşırlar. Karadorukaa sitesini, birçok insan takip ediyor. Sadece, okuduklarını iki satırla bildirme cesaretleri yok. Bizler inadına yazdıkça onlarda cesaretlenecekler. Cemal arkadaş, son anılarını okudum eline ve yüreğine sağlık çok güzel olmuş. Yazan ve okuyan tüm insanlar selam. Muzaffer Bal -- İstanbul
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 19 Kasım 2010
Bu siteyi takip edenler bilirler, devamlı olarak insanlarımızın anılarını aktarmalarını haykırıp duruyorum. Bu haykırmalarım devam edecektir. Dağarcığımda olan anıları da yazmaya devam edeceğim. İnsanın her günü aynı monoton yaşayışla geçmemektedir, her gün değişik olaylarla karşı karşıya kalınmaktadır. Bazı günler neşeli , mutlu, umutlu,sevinçli bazı günler acılı,kederli,karamsar,kahırlı v.s sürüp gitmektedir.Her günün insan yaşantısında ayrı bir anısı bulunmaktadır. Bu anılar beynimizin kıvrımlarında tıpkı bilgisayarlarda olduğu gibi ayrı klasörlerde depolanmaktadır. Her geçen gün geçmiş olarak kaydedilmekte; yeni günler bir önceki günün bilgilerinden sonra kaydedildiği için hemen hatırlanabilmektedir. Bir önceki günlerin bilgileri daha geç hatırlanabilmektedir. Yalnız şu çok bilinmelidir ki; hiçbir, günün bilgileri unutulmamakta da ,sadece beynimizin bir köşesinde durmaktadır.Elbette ki insanın kendinden başka paylaşamayacağı utançları,hataları olmaktadır. Bunun haricinde olan zararsız pişmanlıkları hataları herkesle paylaşmanın bir sakıncası yoktur. Zaten özdeyişte söylendiği gibi yaşamı gök kubbe altında kalan bir "İnsan hoş sedadır" ve bu devamlı böyle olacaktır. İnsanlar kendi içinde her zaman yalnızdır. Bu yalnızlık diğer insanlarla ilişkilerle beraber azalmaktadır. Bu böyle olmasaydı insan oğlu aklını yitirirdi. Deliliğin tek nedeni de insanın kendi içine dönerek kendini kendinde kaybetmesidir. Herkes bir gün yaşadığı günlerin anılarıyla çekip gidecektir.Onun için yaşadığı olayları başkaları ile paylaşabilmesi ,yalnızlığını azaltmaktadır.Babamın anlattığı bir olayı aktarmak istiyorum.Köyde bulunan dost akrabalarına mektup yazar; diğer tanıdıklarına selamlarını iletirmiş.Cevap geldiğinde selam gönderdiklerinden bir cevap alamazmış. En sonunda yazmış olduğu mektupta şu ifadeyi kullanmış; "sorana selam sormayana da yaz Allah yaz" ama mektup yazmaya devam etmiş.Onun için bende her ne kadar okuyucu az da olsa yazmaya devam edeceğim.Hiç bir kimse okumasa da gönderdiğim yazıyı yayınlayan kardeşim Ali AYDOĞAN ve yayınlandığını kontrol eden ben mecburen okumaktayız.O yüzdende yılmadan yazılarıma devam edeceğim , herkese sevgi ve saygılarımla
----------------------------------------------
GANİ EMRE AYDOĞAN - ganiemre@hotmail.com - İstanbul - 18 Kasım 2010
aliaydoğan ve siteye katkısı olan herkese böyle güzel bir paylaşımı yaşattıkları için teşekkürler. insanların birbirinden gittikçe uzaklaştığı, yaşama, doğaya, kendisine hergeçengün daha da yabancılaştığı bir zamanda bu kolektif çabayı selamlıyorum... başarılar
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 17 Kasım 2010
Sevgili Ali Hoca Sevgili Site Dostları....Hepinizin Bayramını kutlar Sağlıklı,Mutlu,Umutlu,huzurlu bir Bayram geçirmenizi dilerim...Saygılarımla....
----------------------------------------------
YENER AYDOĞAN - yeneraydogan@hotmail.com - İstanbul - 16 Kasım 2010
Herkese mutlu, umutlu, barış dolu yarınlar diliyorum. YENER
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 15-16 Kasım 2010
...Hatun Aydoğan'ın 'Karaburga Şenliği' adlı öyküsü çok hoşuma gitti. Aynı münibüste beraber seyahat etmiştik.Bardaktan boşanırcasına yağan sağanak yağmur altında,münibüsün içinde hayli sıkıntılı bir zaman geçirmiştik.Çiçekli çayırdan sonra,çamur deryasına dönen yolda köye gelinceye kadar akla karayı seçmiştik.
...Esma Korkmaz, Öykülerimi ilgi gösterip okuduğuuz ve yaptığınız güzel yorum yanında.Geçmiş olsun dilekleriniz için ben teşekkür ederim.
...Herkesin Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlar, bayramınızın neşe ve huzur içinde geçmesini dilerim.
...Esma Korkmaz, Öykülerimi ilgi gösterip okuduğuuz ve yaptığınız güzel yorum yanında.Geçmiş olsun dilekleriniz için ben teşekkür ederim.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - esmakorkmaz.98@hotmail.com - Ankara - 15 Kasım 2010
Sayın Yılmaz Bakar abimizin yazmış olduğu anı-öykülerini okudum öncelikle karaburga-doruktepe şenliği adlı eleştirisine bende katılıyorum 2010 da katılmadım ama 2009 da katılmıştım hiç beğenmemiştim neden öyle bir yeri seçmişlerdi sizin görüşünüze tamamen katılıyorum çiçekli çayır çok da güzel ayrıca Yılmaz Bakar abimin kadı amcasıyla ilgili anısı ve su içerken çalı kömesine dolanmış yılan en çok da kuşun kediden kurtulup kaçması eline sağlık Yılmaz abi senin anılarının gerçekten hepsi birbirinden güzel 2 aralıkta ameliyat olacakmışsın şimdiden geçmiş olsun dileklerimi yolluyorum..
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 14 Kasım 2010
...Merhaba Esma Korkmaz'ın Anahtar adlı öyküsü çok ilginç....Eee Esmacığım iyilikten maraz doğarmış ya seninkide öyle olmuş...Canın sağolsun para önemli değil...
...Merhaba ALİ Hoca Merhaba site Dostları..... Sayın Yılmaz Bakar'A hoşbulduk derken sağlık nedeniyle kendisine çok geçmiş olsun der geçireceği Ameliyatın başarıyla sonuçlanmasını ve sağlığına biran evvel kavuşmasını dilerim...Saygılarımla....
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 14 Kasım 2010
Esma'nın yazmış olduğu övgü için kendisine teşekkür ederim. Bulduğu anahtar yazmış olduğu öyküden de anlaşıldığı üzere 15 liraya malolmuş.Esme şunu unutma her ne kadar 15 liran gitmişse de bu sana ders olmuştur. Umarım bundan sonra anahtarına daha çok sahip çıkarsın. Sen bulduğun o anahtarı da bir anı olarak sakla. [Bir müsibet bin nasihattan iyidir] lafını da unutma, yeni öykülerini de bekliyorum herkese sevgiler saygılar.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - esmakorkmaz.98@hotmail.com - Ankara - 13 Kasım 2010
Merhebalar sayın cemal yazdığın '107 liranın sırrı'adlı anın da lotodan 107 lira kazandığını yazmışsın107 liradan tam denk gelmiş işini görmüş sen temiz kalplisin ben ona yorumladım benim yolda bulduğum anahtar bana 15 liraya maloldu benim gibi deli değilsin ya...
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 12 Kasım 2010
Öncelikle Hatun Aydoğan'a geziden dönüşü nedeniyle hoşgeldin derken.Öyküler bölümündeki yazılarıma yapmış olduğu olumlu yorumlar için kendisine teşekkürlerimi sunuyorum. 1 Aralık tarihinde hastahaneye yatıp, 2 Aralık tarihinde sol dizimden ameliyat olacağımdan. Hatun Aydoğan'a cevap yazmada geciktiğim için, bu konuda beni hoşgörü ile karşılamasını diliyorum.
----------------------------------------------
ENGİN ÖZTÜRK - miramax_0804@hotmail.com - Ankara - 11 Kasım 2010
ali abi,albümdeki anılar bölümü çok güzel olmuş.zaten güzel tarafı da eski fotoğraflar olması.ben yeni fark ettim bu bölümü.teşekkürler,emeğine sağlık.....
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -11 Kasım 2010
Teşekkürler sevgili Engin, beğenmene sevindim. Sevgiler...
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 10 Kasım 2010
....Sayın Yılmaz Bakar Arkadaşımızın yazmış olduğu anı-öykülerini okudum.Öncelikle "Karaburga-Doruktepe Şenliği adlı eleştirisine olduğu gibi katılıyorum.Bende kendim adına oraya birdaha gideceğimi sanmıyorum.Eski atalarımızdan dedelerimizden gelen,onlardan anı ve izler taşıyan KARABURGA ZİYARET şenliğimiz genç kuşaklar tarafındanda yaşatılması adına daha anlamlı daha güzel....Yılmaz Bakar'n KADI amcasıyla ilgili anısı çok hoşuma gitti.Eline sağlık Yılmaz abi...Yazın sözün hep böyle olsun..Teşekkürler......
...."Bizim Yazarlarımız"dan Muzaffer Bal'ın "Yaylada Körpe Çobanlığı" anı öyküsünü yazdığı için eline sağlık.Hikayede adı geçen Topal Hasan benimde tanıdığım sevdiğim bir arkadaşımızdı.Daha iki gün önce İstanbul'da arkadaşlarla sohbet ederken adını anmıştık ondan söz etmiştik...Şimdi hikayede de Topal Hasan'ı bizlere yaşatan Muzaffer 'e buradan sevgilerimi yolluyor Teşekkür ediyorum....
---------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 10 Kasım 2010
Merhaba Hatun, hoşgeldin dostlarının arasına. Anılarını özledik, bir an önce yazmaya çalışırsa seviniriz.Hoşça kal. Merhaba Cemal dost son yazdığın anını okudum, güzel bir anı, bazen "hızr" yetişir derler ya 107 tl de öyle olmuş. Yeni yazılar bekliyerek hoşça kal.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 10 Kasım 2010
....Merhaba ALİ HOCA....KARADORUK Sitesinde yokluğumun farkına varılması beni memnun ederek,beni motive ederek Siteye her daim katkıda bulunma isteğimi çoğaltacaktır.Sitede olmaktan kendi adıma herzaman mutluyum.zaman zaman ayrı kalsamda gönlümdeki yeri herzaman Bakidir.Yeni hikayeler okumak,yeni şeyler yazmak adına buradayım....Sevgilerimi saygılarımı sunuyorum....
....ALİ Hoca "HOŞBULDUK " demeyi unuttum.Kusuruma kalma yorgunluk işte Teşekkür ederim ilgine alakana ......
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 09 Kasım 2010
Merhaba ALİ hoca Merhaba KARADORUK Dostları....Uzun zamandır siteye göz atamıyordum çünki burada yoktum.Yeni geldim.karadoruk Sitesini özlemişim.Dostların yazılarını görünce çok mutlu oldum.Yeni yazıları zevkle okuyacağım.Bunun için sabırsızlanıyorum.Yeniden Merhaba diyorum.Sevgiler saygılar....
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -09 Kasım 2010
Merhaba Hatun hanım. Uzun aradan sonra hem Türkiye'ye hem de siteye hoşgeldin. Sanırım iki gün önce, site dostlarından biri "Hatun hanımın yazılarını göremiyorum." demişti. Yunanistan'a gittiğini söylemiştim. Yani, yeni yazılarınız bekleniyor haberin ola. :))
----------------------------------------------
DURSUN BAL - dursunbal1977@hotmail.com - Ankara - 08 Kasım 2010
Merhaba ali abi bir kaç gündür işten geldiğim zaman fırsat buldukça özveriyle kurmuş olduğun siteni zevkle takip ediyorum ve gezindikçe insana ayrı bir haz veriyor özellikle kırıntı karma fotoların ve bizim yazarlarımız bölümleri insanı alıp başka yerlere götürüyor emeğine yüreğine sağlık başarılı çalışmaların için teşekkürler ve başarılarının devamını dilerim......
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -08 Kasım 2010
Çok teşekkürler Dursun. Şimdi babanın, ananın ileteceği anı öykülerini merakla bekliyorum. İlginç anılar olacağına inanıyorum. Anlatmak onlara, yazmak sana, yayınlamak bana düşüyor. :)) Diyeceksin ki elimi verdim, kolumu kaptırdım. Ne yapalım böyle güzel işlerde gerekirse kol da kaptırılır. Tekrar teşekkürler. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 04 Kasım 2010
Durmuş hocama duyarlılığından dolayı sevgi ve saygılarımı sunuyorum.Aliciğim sendende ricam Durmuş hocanın dörtlüğünü molla Salih bölümüne eklersen sevinirim .Yazılara ara vermemek için sana iki tane özlü sözler gönderiyorum.Tüm duyarlı dostlara saygı vesevgi ile selamlarımı iletiyorum.
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 03 Kasım 2010
Sevili Cemal Aydoğancığım, dün akşam şiirlerini hep okudum. İnanın çok etkilendim. Özellikle duygusal uslupunuz, beni de duygulandırdı. Zannedersem siz yazmağa, biz de okumağa devam ederiz. Deden Salih Aydoğan 'ın bir dörtlüğü ile bağlamak istiyorum. Ankrada idim, köye dönecektim, elini öptüm,Allah'a ısmarladık de- yince dediki:Şimdi güneş öğle, Tabiatım daim böyle.Kö ye gidince, Komşuların cümlesine selam söyle. ALEYKÜM demiştim.
----------------------------------------------
ZEYNEL ÖZTÜRK - zeynelozturk3@hotmail.com - İstanbul - 02 Kasım 2010
hocam basarılarının devamını diliyorum siteye baktıkca kendimi bir nebze olsada köyde hissediyorum. emegine saglık basarılar diliyorum....
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -02 Kasım 2010
Teşekkürler Zeynel. Ben de sana ve yönetimdeki diğer arkadaşlara başarılar diliyorum. Selamlar.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 01 Kasım 2010
Cemal Aydoğan Dost, uzun zamandır anılarını görmüyoruz. ben seni kıskandığım için yazmaya başladım. şu Ruşanın Salifinin manilerini senden bekliyoruz, en azından ben bekliyorum. Sen yazmasan biz nasıl yazarız. Toparla ve yaz.Sen yazmasan ve sen toparlamasan biz nasıl toparlıyacağız.Seni selamlıyarak yazılarını bekliyoruz.
----------------------------------------------
ERDEM ŞAHİN - erdemsahin06@hotmail.com - Ankara - 31 Ekim 2010
ben yozgattan yurtalan beyin oglu erdem şahin ilk okulda iken sizin yazdıgınız hikaye kitaplarını ,tatil kitaplarını okuyordum şimdide 6.sınıfdayım sitedeki yazdıklarınızı okuyorum bende hikayeler yazmayı düşünüyorum artık annemin babamın selamları var
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara -04 Kasım 2010
Sevgili Erdem'ciğim, mesajını bu sayfaya ekledim ama yanıt yazmayı geciktirdim, bağışla.
Zaman zaman aile ziyaretlerinde görüştüğümüzde senin kitap kurdu olduğunu görüyorum, çok beğeniyorum; bu özelliğin hep sürsün. Ancak anımsatırım ki öykü yazma konusunda annene, babana, bana ta geçen yıl söz vermiştin. Sözünde durur, çalışmalarına başlarsan seviniriz. Derslerindeki başarının artarak sürmesi dileğimle. Sevgiler. Annene, babana selamlar. A.A.
----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 30 Ekim 2010
Teşekkürler Muzaffer abi.Bardak borcumu hemen ödemek niyetinde deyilim zaten.bardağın espirisi kalmaz.Aynı zamanda sizlerle benim aramda iyi bir kaynaşma sağlıyor.Bu arada yazmış olduğun yazılarınıda okudum çok beğendim.hele ikinci yazın kedi köpek dünyasını anlatmış olsada insanlar ders çıkarmalı diye düşünüyorum.Yılmaz Bakarın ve durmuş hocamında yazıları harika olmuş.Durmuş hocamın ütüden buhar çıkartma icadı Gırgır dergisindeki Zihni Sinir icatlarını çağrıştırıyor.Daha öncede yazmıştım ileride bu anıları kitap haline getirilebilir.ileri kuşaklara anı olarak kalabilir...SAYGILARIMLA.
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 29 Ekim 2010
Evet Sebati, sakın ola borcunu hemen ödeme . Eğer ödersen, sana takılacak bir şey bulamayız. Bu bardak esprisi, seni anmamıza neden oluyor. Zaten istesen de ödeyemesin, çünkü biz altı kardeşiz, daha bana olan borcunu ödedin 40 senede. Kırk çarpı altı dersek gerisini sen düşün. Bunu bir gün yazacağını biliyordum. Seni sevgi ile bibin adına kucaklıyorum. Altınoluk
----------------------------------------------
CEMAL AKDAĞ - cemal.akdag@boun.edu.tr - İstanbul - 28 Ekim 2010
selam hocam iyi çalışmalar dernek yönetimini eklediğin için sağol iyi çalışmalar
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 28 Ekim 2010
Merhaba Cemal, keşke birer fotoğrafınız olsaydı da yeni yönetim kurulunu fotoğraflı alarak ekleyebilseydim siteye. Fotoğraf gönderebilirseniz sonradan da ekleyebilirim. Hepinize başarılar diliyorum. Arkadaşlara selamlar.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 28 Ekim 2010
Yeni seçilen İstanbul Kırıntı köyü derneğimizin yeni Yönetim Kuruluna hoş geldiniz diyor,bundan sonraki derneksel çalışmalarında başarılar diliyorum.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 28 Ekim 2010
Sevgili Muzaffer efendi. Benim sizlerden dinleyeceğim sitemler,şakalar varmış ki, aç kurtlar bizi parçalamamış. Hepsi şaka bir yana. Ne demişler öldürmeyen Allah kulunu bin yaşatırmış. Demek ki, o gün bizim vademiz dolmamış,sizlere bol bol şiir okutmam için Allah bizi korumuş. Bugün hayatta kaldıysam bunu halamoğlu Hüseyin'e borçluyum. Buradan kendisine kucak dolusu selamlar gönderiyorum.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - - Altınoluk - 28 Ekim 2010
sağol Yılmaz bakar son anını okudum çok güzel, bizim köyde her zaman yaşanmış güzel bir anı. Düşünüyorumda o kurtlar seni yeseydi şimdi bu güzel şiirleri okuyamıcaktık. İyiki osilah atılmış. Bak, hem anılarını, hemde şiirlerini okuyoruz.Daha uzun yıllar beraber bu tür şakaları yapalım.
----------------------------------------------
CEYLANİ ÖZTÜRK - ceylani.ozturk@gmail.com - İstanbul - 27 Ekim 2010
Ali Hocam ,arkadaşlarımız uzaktan izlesede eminimki içinde yaşıyor ve hissediyorlardır.Ve senin bu paylaşımcılığını takdir ediyorlardır ama gösteremiyorlardır.Velevki sana hocam diyelim ama hakkınıda verelim.Sağolasın Hocam.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 27 Ekim 2010
:) Ne diyebilirim? Teşekkürler.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 27 Ekim 2010
Bizim yazarlarımız bölümündeki sözden yazıya ile birlikte yazarların çoğaldığını görmek beni buruk da olsa derinden mutlu etti. İnsanlarımızdan biraz daha duyarlılık bekliyorum. Benim de dağarcığımda birikmiş epey olaylar var, bunları zamanla herkesle paylaşacağım. Dileğim yazarlarımızın epey çoğalması. Bu siteyi okuyan herkesten tek ricam bir çocukluk, gençlik, yaşlılık ne olursa olsun hatırladıkları olayları yazıya dökmeleridir. Ne de olsa yaşam bu kubbe altında kalan bir hoş sedadır. İnsanlar zamanla unutulur, unutulmamak isteyenlerden tek ricam birşeyler yazıp bu siteye göndersinler. Binlerce sene sonrada hatırlanmak güzel birşey olsa gerek, dünyanın yaşını da herkese hatırlatmak istiyorum. Ömür dediğin zaman ancak salisenin belkide milyonda biri kadar değildir. Herkese sevgi ve saygılarla yeni yazarlarımızın çıkması dileğimi yineliyorum.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 27 Ekim 2010
Sitede en çok "Bizim Yazarlarımız" sayfasını önemsiyorum ben de. Site benim için bir amaç değil, bir araçtır; geçmişimizi ve bugünleri yarınlara taşıyan basit bir araç. Amaç; sitenin allanıp pullanması değil, halkımıza verebildiği oranda hizmet verebilmesidir. Senin veya diğer birçok duyarlı dostun da vurguladığı gibi siteye halkımız da sahip çıkarsa, sahip çıktığını sadece siteyi inceleyerek değil, yazılarıyla, nostaljik fotoğraflarıyla ya da eleştirileriyle, yönlendirmeleriyle katkıda bulunarak gösterirse sanırım site çok daha yararlı hâle gelecektir. Herkese sevgiler, saygılar.
----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 21 Ekim 2010
Merhaba site dostları.Uzun bir aradan sonra bende ziyaretçi sayfasına bir şeyler yazma ihtiyacı hisettim.Sitenin kalitesini yazmama gerek yok zaten biliyorsunuz.Sitenin ana sayfasından tutunda diğer sayfalarda ayrı bir güzellikte.Bizim yazarlarımmzın anılarınıda zevkle okuyorum.Muzaffer abibin Yaylada körpe çoban'lığını okudum.Anısında anlattığı,çoban Alinin sütün içine kızgın taş atarak bişirmesi benimde tanık olduğum anılardan biri.Cafar dedem (Cafer Günel) Yeni köyde uzun yıllar çobanlık yapmış bir kişidir.Dedemde süt bişirmek için aynı yöntemi uygulardı.Bu arada sitede takip edilmesi gereken bir sayfada A.A Foto Galeridir.Bu siteye Ali bey tarafından çekilen fotoğraflar yüklenmektedir.Bu fotoğrafların özelliği Demokratik kitle örgütlerin gerçekleştirmiş oldukları değişik etkinliklerden oluşmaktadır.Son eklenen fotoğraflar Zorunlu din derslerinin kaldırılması yönündeki etkinlikten çekilen görüntülerdir.Neden bunları yazma gereği duyduğumu kısaca açıklamak istiyorum.Toplum olarak duyarlılıklarımızı unutuyoruz galiba.Etkinliklere katıldığımda gözüme çarpan güzel şeylerden biri farklı köy derneklerin olmasıdır.sayılarının azlığına veya çokluğuna bakmadan yurtdaşlık görevlerinin yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorlar.Hemde derneklerinin tanıtımını yapıyorlar.Ne yazıkki Bizim derneğimiz bu tür etkinliklerde hep mesafe koymuştur.Zorunlu din derslerinin kaldırılması bizi ilgilendirmez diye davranamayız.bizim çocuklarımızda o dersi görmek zorunda kalıyorlar...Yazacaklarım bundan ibaret.Saygılarımla.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 22 Ekim 2010
Duyarlılığın için çok teşekkürler Sebati kardeşim. Gerçekten de hem sözünü ettiğin, hem de daha pek çok konuda, örneğin insan ilişkilerinde bile duyarlı olmak gerek. Ne yazık ki çeşitli bahaneler üreterek duyarlılığı duyarsızlığa dönüştürme konusunda yarışa girdik. Birkaç gün önce TV'de bir güldürü izlemiştim. Küçük bir çocuk, ev içinde annesiyle, babasıyla saklambaç oynarlarken başını minderin altına sokmuştu. Başının dışında her yeri meydandayken saklandığını sanıyordu. Başını kuma gömen devekuşu gibi yani. Başımızı kuma gömmek daha çok işimize geliyor olmalı ki, kuma gömdük ve çıkarmaya çalışmıyoruz. Eh, en iyisi "İyi uykular!" demek galiba. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 20 Ekim 2010
Sevgili kardeşim Muzaffer Bal Evet köyde uzunca bir süre kaldım fakat rahatsızlığım nedeniyle, Karaburga şenlikleri dışında, birde Sümena manastırına gidebildim. Şiir sayfamda da okuyacağınız birinci nesil köyümüzün vefat eden yaşlı insanlarımızın anısına karınca kaderince onları anmak adına araştırmalar yaptım ve 35 kıta olan uzunca bir şiir yazdım. Bu derlemeler ve araştırmalarda unutulan varsa herkesin hoşgörüsüne sığınıyorum. Tüm yaşlı insanlarımızı anmak adına bir hizmetim olsun istedim. Bu nedenle köyümüzde vefat edip hakkın rahmetine ermiş insanlarımızı anmak adına hepisine tanrıdan rahmetler dliyor ve yattıkları yerler aydınlık olsun diyorum.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 21 Ekim 2010
Hoş geldin Yılmaz Bakar, hemen sitem etme. Daha izin dönüşü yazıların yeni gördük. Bizde sana şunu diyelim yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini duyduklarını anlat.Bizim köyde gurbetten gelenlere böyle söylerlerdi.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 20 Ekim 2010
İzin sonu köyden İstanbul'a gelince.Karadoruk sitemize bir göz atıp, izinden dönüşümü sevenlerime müjde vereyim dedim. Fakat sitede gördüm ki, Hatun Aydoğan hanım bacımızdan başka bizi hoşlayan kimseyi ne yazık ki göremedim. Bu nedenle Hatun Aydoğan hanım bacımıza bu konuda sonsuz teşekkürler ediyorum.
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Ekim 2010
Merhaba Yılmaz Abi, "Yeteneklilerimi-1" sayfasında "ÖLENLERİN ANISINA" yazdığın şiirler benim için bir "değer" özelliği taşıyor. Ancak, o tip şiirlerin tehlikeli bir yanı var. Okuyan insanların bir kısmı diyecek ki, "Çok güzel olmuş da peki hani bizim yitirdiğimiz dedemiz, babamız,anamız, kardeşimiz?" Bu eleştirilerinde çok da haklı olurlar. Hem sana, hem de sitem edecek olanlara birer tümceyle seslenmek istiyorum. Yılmaz abi, Ölenlerin Anısına şiirin uçsuz bucaksız bir derya gibi. Koskoca köyde o kadar çok ölenimiz var ki. Aklına yeni gelenler için de yazıp gönderirsen birer kıta bile olsa az önce yayınladığımıza ekleriz; ve bu böyle sürüp gider. Sitem edecek olanlara da şunu diyorum: Eğer bu şiirde sizin yakınınız yoksa lütfen bana ya da Yılmaz abiye bildirin hemen ana şiirde yerini alsın. Hepinize teşekkürler. Saygılarımla.
----------------------------------------------
EMİNE ÖZTÜRK -urusangilineminesi@hotmail.com - Ankara - 18 Ekim 2010
Hatun'cuğum köyden beri görüşemedik, elim bilgisayara tam alışamadığı için her istediğimde giremiyorum. Bu yazıyı da Pınar'a yazdırıyorum. Daha ne anılar yazacağım ama şu bilgisayar işini halletmem lazım önce, herkesin yazılarını okuyup cevap yazmak isterim, biraz bana zaman tanıyın. (Burada annem gülüyor, Pınar) Herkese selamlar...
----------------------------------------------
ZÜLFÜ AYDOĞAN - zulfuaydogan@hotmail.com -Ankara - 17 Ekim 2010
merhaba ali abi,web siten her zamanki güzelliğinde ve tatında devam ediyor.sana gelen güzel mesajlardanda bu çabalarının karşılığını almış oluyorsun.<yolu bu siteden geçen herkese iyi günler, mutlu yarınlar.
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Ekim 2010
--Merhaba Zülfü, inceliğin için teşekkür ederim. (Fiziksel incelikten söz etmiyorum; maşallah son yıllarda epey kilolandın.) --Haklısın, çabalarımın karşılığını masajlarla alıyorum, keşke izleyen herkes senin veya yazan diğer arkadaşların duyarlılığını gösterse. Ne olursa olsun insan motivasyona giereksinim duyuyor. Tekrar teşekkürler. Sevgiler.
----------------------------------------------
FATMA ZEHRA TAMER - f.zehratamer@hotmail.com - Gebze - 16 Ekim 2010
Ali abi merhaba öncelikle sizi başarınızdan dolayı kutluyorum. Siteniz çok güzel olmuş ellerinize sağlık Yörenizi ,Köyünüzü köyünüzün insanlarını okadar güzel anlatıyorki bu site çağımızda olması gereken bir site bence yöre insanlarının yıllarca içlerinde kalmış anılarını şiirlerini bu sitede paylaşmaları gelecek nesile çok güzel kültür mirası olduğunu düşünüyorum bence herkesin bu siteyi ziyaret etmesi gerektidiğini ziyaret ettiğinde boş çıkmayacağını düşünüyorum,sitenizde yediden yetmişe herkese yer vermissiniz ellerinize sağlık başarılarınızın devamını diliyorum SAYGILARIMLA.
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Ekim 2010
--Çayırova'daki sohbet aynen belleğimde diriliğini koruyor; çok güzeldi, teşekkür ederim. --Senin hazırladığın siteyi açamadım, dolaysıyla inceleyemedim; linkini gönderirsen sevinirim. --Benim site için eleştirilerini ve önerilerini almak, yardımlarınla siteyi geliştirmek istiyorum haberin ola. :) --Hepinize selamlar, sevgiler.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 15 Ekim 2010
Merhaba Ali HOCA Sitedeki mesajları okurken Yılmaz BAKAR'ın Mesajını okudum.çok sevindim..Yılmaz Bakar'ın tatil dönüşü yazılarını- Şiirlerini,Anı-öykülerini merakla bekliyorum...Birde Şenliklerde çokca resim çekmişti onları görebilme olanağı olacakmı? Olursa çok sevinirim.Benim gibi pek çok insanda o görüntüleri merakla bekliyordur...Buradan sayın YILMAZ Abimize HOŞ GELDİN diyor yazın çalışmalarında başarılar diliyorum......Saygılarımla.....
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal@hotmail.com - Altınoluk - 14 Ekim 2010
Emine Öztürk'ün, anlattığı anılarını zevkle okudum. Özellikle tahu anısı çok güzel. Bir çocuğun büyük insan yerine konması hissini ve o an çocuğun duygularını gerçekten çok çok güzel anlatmış. Diğer anlattığı anıları da çok güzel, diline sağlık Emine Öztürk.
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 14 Ekim 2010
Merhaba sevgili Karadoruk dostları. Dört aylık bir izin dönemi nedeniyle, hepinizden uzun süre ayrı kalmak zorunda kaldım. Köy yerinde bulunduğumdan dolayı siteye yazı,şiir yazma imkanı bulamadım. Bu nedenle sizlerden uzun bir süre ayrı kalmanın üzüntüsü içinde oldum. Bundan sonra sağlığım elverdiği oranda yine sizlere zevkle okuyacağınız güzel şiirler ve öyküler yazmaya gayret edeceğim. Ayrıca izinde bulunduğum süre içinde, köyde izinde olan ve şahsıma yakın ilgi gösterip, gerek köy şenliklerinde ve gerekse köyde sohbetler ettiğimiz Hatun Aydoğan hanım efendi bacımıza buradan kendisine çok çok teşekkürler ediyorum. Hepinize sağlıklı mutlu günler ve işlerinizde de başarılar diliyorum.
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 17 Ekim 2010
Merhaba Yılmaz abi. Uzun yaz tatilinden sonra aramıza hoş geldin. Tatilde köydeki etkinliklerle, günlük yaşamla ilgili pek çok gözlemlerinin olduğuna eminim. Bu gözlem sonuçlarını anı öykülerinle, şiirlerinle bizlere yansıtırsan çok memnun oluruz. Şimdiden teşekkürler. Saygılar.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 12 Ekim 2010
Merhaba Ali Hoca...Bizim Emine'nin Sözden Yazıya bölümünde "TAHU GÖTÜRME"anısı çok hoş çocukluğundan kalma güzel bir anı Emineyi nasıl da etkilemiş...Emine anlatmış sizde yazmışsınız bende böyle güzel bir anı-öykü okumuş oldum.Eminenin ve sizin yüreğinize sağlık .Teşekkürler....
--- A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Ekim 2010
Merhaba Hatun Hanım, senin mesajından sonra Emine ablanın iki öyküsünü daha ekledim. Onlar da çok güzel, okuyabilirsin.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal_50@hotmail.com - Altınoluk - 10 Ekim 2010
Merhaba Ali dost giriş sayfası çok güzel olmuş. Bir görselin uzun zaman kalması bazen sıkıcı olabiliyor. bu Görüntü oldukça güzel. eline sağlık, hoşça kal. muzaffer bal
----------------------------------------------
GÜNAY KAYIŞLI - kayisligny@gmail.com - Ankara - 10 Ekim 2010
İyi akşamlar Ali hocam, sitenin yeni arayüzünü ben de beğendim.Hele ışıngibi görünen beyaz çizgler hareketli olsaydı dahada güzel görünürdü. Ama konuştuğumuz için mynette bunun olmadığını biliyorum. Başarılar.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 10 Ekim 2010
Merhaba Ali Hoca ANA SAYFADA'ki yeni düzenleme çok hoş elinize yüreğinize sağlık.Nice nice güzel orjinal değişimlere diyelim.Sevgiler,saygılar...
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 10 Ekim 2010
Merhaba Sayın Muzaffer Bal, İlginize teşekkür ederim. Ben becerebildiğim kadar birşeyler karalayıp arkadaşlarla paylaşmayı çok istiyorum. Ama ne yazıkki sağlığım bu sene sorun oldu, yazarak deşarz olamadım. Değerli yazılarınızı okuyorum, tebrik eder, böyle nice nice etkinliklerinizi beklerim. Sevgi ve saygılarımla, mutlu yarınlar dileğile.
----------------------------------------------
ZEYNEL GÜNEL - gunelpinar@hotmail.com - ... - 09 Ekim 2010
bu sayfanın yazılmasında emeği geçen herkesin elinesaglık
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Ekim 2010
Mesajınla destek verdiğin için çok teşükkürler sevgili Zeynel. Sevgiler.
----------------------------------------------
ÖZLEM PİRDAL AYDOĞAN - ozlemaydogan@mynet.com - İstanbul - 05 Ekim 2010
Merhaba Ali abi, Konuya hızlı bir giriş yapacağım :) Öykülerini zevkle okuyorum. Kişileri konuştururken kullandığın dil gerçekten çok güzel. Öykülerinde bizim oraların insanını çok güzel yansıtıyorsun. Yazılarının devamını bekliyoruz.
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 06 Ekim 2010
Merhaba Sevgili Özlem, mesajın için teşekkür ederim. Başka yazarlarımızın anı öykülerini yayınlıyordum ama kendim uzun zamandır hiç bir anı öykümü yayınlamamıştım. Senin teşvik etmen üzerine kısa bir öykü yazıp yayınlayacağım; yorumunu beklerim. Daha da önemlisi bir Türkçe öğretmeni olan senden de öyküler beklerim. Dikkat etmişsen Kayacık köyümüzle ilgili ya da Kayacık kökenli birinin yazdığı hiç bir anı öykü yoktur. Senin öykünle bu aybımızı gideririz, bekliyorum. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Ekim 2010
----- Hatun hanım ve Muzaffer bey, merhaba. Sizlerin de iyi bildiğiniz gibi pek çok yer adı, harf düşmesiyle ya da söyleme kolaylığı sağlamak amacıyla, ya da iki adlılık yüzünden adlardan birinin baskın olması vb. nedenlerle zamanla, kendiliğinden değişime uğrar; son şekliyle kalıcı olur? Birkaç örnek vermek gerekirse; Ayşegil=Anşagil ... Küçük İn Deresi=Gucikeyn Deresi ... gibi. Burga Baba=Burgababa=Kara Burga=Karaburga gibi. Nasıl ki "Anşagil" kalıcı olmuştur; benzer biçimde de "Karaburga" adı halkımızın çoğunluğu tarafından kullanılarak kalıcı olmuştur. Bu nedenle bana göre bu adın kullanılması daha uygun gibi geliyor. Muzaffer bey, sizin öneriniz ayrı bir önem taşıyor tabi. Burga Baba adındaki kişinin de bilinmesi, unutulmaması gerekiyor. Bu da size ait sayfadaki çok değer verdiğim bir birinden değerli araştırma yazılarınızla sağlanabiliyor.
-----Sitenin değerli ziyaretçilerine de sesleniyor ve diyorum ki; sitedeki "Bizim Yazarlarımız" ve "Yeteneklilerimiz" sayfalarındaki yazılar tamamen köylerimizle, köylülerimizle ilgilidir. Anı öykülerini, araştırma yazılarını okuyunuz lütfen ve mümkünse yazılar hakkındaki yorumlarınızı yazınız. Yazanları teşvik ediniz, daha da önemlisi sizler de yazınız ki köylerimizle, yaşamımızla ilgili gerçekler, köylerimiz tarihine ışık tutsun.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal_50@hotmail.com - Altınoluk - 05 Ekim 2010
Merhaba Durmuş Hoca bir aydır yazılarını okuyamıyoruz. merak ettim, rahatız değildirsiniz. Yeni anılarınızı bekliyoruz. Sağlıcakla kalın, eşinize de selamlar. muzaffer bal
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 03 Ekim 2010
Merhaba Ali Hoca Merhaba Muzaffer Arkadaş.... Öncelikle Muzaffer'in (Karaburga Şenliği) anı- öykü yazısına göstermiş olduğu ilgi ve alakadan dolayı çok teşekkür ederim.Karaburga ismi hakkındaki düzeltmesini dikkate alacağım.Benim Cemal amcam vardı ondan hep BURGABABA diye duyardım demekki o doğrusunu söylüyormuş.Halk arasında Karaburga diye daha çok yerleşmiş sanırım dilimize ben her iki isimdede anıldığını zaman zaman duydum.Tekrar teşekkür ediyorum.Sevgilerimle.....
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal_50@hotmail.com - Altınoluk - 2 Ekim 2010
... Merhaba Seçil, ( Bilerek Havuza düşüyoruz ) anını okudum, çok güzel yazmışsın. Seninde dediğin gibi anılar insanı tarihin gerilerine götürüyor. İnsan her anı yazmasında bir başka anı hatırlar. Selamlar yeni anılar bekliyorum.
... Hatunun ( Karaburga Şenliği) anısını okudum, eline sağlık, Hatun çok güzel olmuş. Yazmaya devam et, sizin sayenizde, köye gitmeden köyü takip ediyoruz. Hatun, hoş görüne sığınarak bir uyarım olacak: bana göre Karaburga değil, Burga Baba yazılsa daha doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü ziyaret edilen ziyaratkahın ismi Karaburga olmasa gerek, o ismin Burga Baba olduğunu düşünüyorum. Araştırmada ismin doğrusu Burak olması gerek, fakat zaman içinde Burak- Burga olarak yerleşmiş, onun için Burga demesi doğrudur . Baba ise dervişlere verilen ünvandır. Hoşça kal Muzaffer Bal / Altınoluk
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 02 Ekim 2010
Merhaba Ali Hoca "Bizim Yazarlarımız" köşesinden Seçil Günel'in "Bilerek Suya Düşüyoruz " anı öyküsünü okudum.eline sağlık diyorum.Anıyı okurken kendimi bende oradaymışım gibi hayal ettim.O günlerde o yıllarda günlerin güzelliği büyüsü vardı belkide Dünyanın huzuru vardı şaka yapabiliyorlar yardımlaşa işleri görüyorlardı.Bende mesela unutmam .Mamak Tuzluçayır 42.ci sokakta kimin Kömürü gelse hemen toplanılır yardımlaşa çok çabuk taşınırdı. Eski günlerin büyüsü başkaydı.Şimdiden bahsetmiyeceğim hepimiz biliyoruz.İyiki o günleri yaşadık diyorum.O Masalımsı günlerden gerçek Masallar anlatalım zaman zaman hepimizin buna ihtiyacı var...Sevgilerimle en kısa zamanda yazmak dileğiyle ....
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Ekim 2010
Merhaba Hatun Hanım, Bizim Yazarlarımız sayfasına acaba başarabilir miyim diye düşünerek ürkek bir yaklaşımla yazmaya başladığın günleri anımsıyorum. En son yazın olan Karaburga Şenliği adlı yazını az önce görüp okudum; oldukça güzel yazmışsın, beynine sağlık. Yani gittikçe profesyonelleşiyorsun, kutlarım. Durmak yok, yazmaya devam... Sevgilerimle.
----------------------------------------------
SEÇİL ŞAHİNDAŞ GÜNEL - secilgunel@hotmail.com - Ankara - 28 Eylül 2010
Merhaba Ali Bey, bizim yazarlarımız diye bir bölüm açıp orada bana yer ayırdığın iyi oldu. Anılarımı yazacağım derken ta eskilere gittim, gençlik yıllarımı hatırladım.Anladım ki yazabileceğim çok anılar varmış.İnsan bazen duygulanıyor bazen ağlıyor bazen gülüyor. Çok teşekkür ederim.
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Eylül 2010
Seçil hanım, senin de söylediğin gibi anıları yazmak, o anıların ve çağrıştırdığı diğer pek çok anının hayali de olsa yeniden yaşanmasını sağlıyor. Bu fırsattan yola çıkarak, halkımıza sesleniyor ve diyorum ki, lütfen siz de anılarınızı yazınız. Geçmişimizin ve günümüzün geleceğe taşınmasında sizin de çorbada tuzunuz olsun. Yine bu fırsattan yararlanarak siteye onur vermiş olan değerli konuk yazarlarımıza içtenlikle teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlar, öykülerinizi yazmaya, göndermeye devam edin lütfen. Bazı arkadaşlarımızın söylediği gibi belki bir gün biri bu anıları kitaplaştırır da hepten ölümsüzleştirir.
----------------------------------------------
ALİ ŞAHBUDAK - unludershanesi@hotmail.com - Ankara - 24 Eylül 2010
Ali hocam siteni gezdim çok beğendim.Çalışmalarında katkılarımı sunacağım.Başarılar diliyorum.Dershaneye sık uğramanı bekliyorum.Sevgiler saygılar nokta
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Eylül 2010
Teşekkürler Ali bey. Sizi ziyaret etmekten mutluluk duyarım. Bu arada dersaheneye gereksinim duyan öğrenciler için küçük bir tanıtım yapmak hiç de fena olmaz. Ünlü Dershanesi'ni yakından tanıyorum. Yöneticiler ve öğretmenler, kendilerini eğitime adamış insanlar. Öğrencilerine gerçekten yararlı olabilmek için içtenlikle çırpınıyorlar. Tavsiye olunur. Başvuru: Ali Şahbudak Tlf: 0505 575 16 63
---------------------------------------------
ERSİN ÖZTÜRK - ersinus2009@windowslive.com - İstanbul - 15 Eylül 2010
Muzaffer abim işlediğin sıradışı bakıştan büyü konusu takdire şayan.. büyü sanıldığının aksine, ileri düzey farkındalık ve yetenek gerektiren ve şu an hala cern deneyleri ile ancak çok daha üst boyutlarına temas edilecek sonsuz yaratıcı enerjinin yönlendirilmesidir.. bilimsel teknolojimiz yeterli olsa idi gayet mantıksal, akilane açıklamasıda yapılabilirdi.. şu an yapılamaz çünki deneysellikle ulaşılacak, algılarımızla erişilecek alanın çok ötesinde hız ve hareket halindeki töz, öz, zerrecik yada bi tür enerji vs.. ama bu öz enerjinin kullanımı açıklayamadığımız şekilde beyin yada ötesi ruhsal yanımız tarafından sağlanabiliyor.. kısır duyularımıza bağlı algılarımızın ötesini yok sayamayız..
----------------------------------------------
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Çankırı - 13 Eylül 2010
Merhaba Ali Bey Geçmiş Şeker Bayramını kutlar sana ailene ve tüm güzel insanlara mutluluklar dilerim.Bu arada bizim köy sitesinin giriş sayfasına Atatürk ve Türk Bayrağı isteniyor.Selamlar.
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 13 Eylül 2010
Söylediklerin çoktan gerçekleşti bile. Hatta Çerkeş_Yoncalı'nın uydu görüntülerini bile yayınladım. Sevgiler.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@mynet.com - Altınoluk - 12 Eylül 2010
Merhaba Ali arkadaş, benim yazılardaki yeni düzeleme çok iyi olmuş, eline sağlık.
Son gönderdiğim Musahiplik ve Büyü yazılarında teknik bir hata var ve yazıları okunmaz hale getirmiş. Eğer düzeltebilirsen çok sevinirim. Bir de şiirlere ne oldu? Onu merak ettim. Çok şey istedim galiba ama istemişken bir şey daha isteyeyim. Giriş sayfasında yazıların eklendiğini belirtilmemiş. Galiba yoğunluktan olsa gerek. Siteyi takip edenler açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Her şey için teşekkürler Ali arkadaş. Muzaffer Bal -Altınoluk
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Eylül 2010
Merhaba Muzaffer Bey, düzenlemeleri beğenmene sevindim. Her bir çalışma zaman alıcı olduğundan Şiir sayfasını daha sonraya erteledim; umarım hoş görürsün. Araştırma yazıları oldukça ilgi çekici. Paylaşım için teşekkürler. Ancak, köyle ilgili anı öykülerini merakla bekliyorum, başka bekleyenlerin olduğunu biliyorum. Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Eylül 2010
Çağdaş yaşamın devamlılığı, barış ve bağımsızlık! Bugün için güzel yurdum insanına daha iyi başka dilek düşünemiyorum.
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com- Kırıntı Köyü - 09 Eylül 2010
Sevgili Aliciğim, sizin ve bu sitede değerli yazılarını okuduğum tüm arkadaşların bayramlarını kutlar, nice yıllara diyerek sağlık ve mutlu yarınlar dilerim. S e v g i l e r l e. 9 Eyl.2010-Öğretm. Durmuş
----------------------------------------------
ENGİN ÖZTÜRK - miramax_0804@hotmail.com - İstanbul - 09 Eylül 2010
karadorukaa aracılığıyla herkesin bayramını kutluyorum ve nice bayramlara vesile olması dileklerimle.....Ali abi bayramın kutlu olsun...
--------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@mynet.com - Altınoluk - 04 Eylül 2010
1 Eylül dünya barış gününde tüm dünyadaki savaşların son bulup; Dünyaya barışın sonsuza kadar hâkim olması dilekleri ile ülkemizdeki kirli savaşında son bulması için, barış gönüllülerinin öncülüğünde tüm halkımız, ülkemize barış gelinceye kadar, barış için mücadele etmelidir. Tüm insanlığın barış gününü kutlarım.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 02 Eylül 2010
.....GARİPOĞLU HÜSNÜ beyin de anı-öykülerini okudum.kendisine buradan Hoş Geldin diyorum.O kendine has anlatımıyla yeni anılarını merakla bekliyorum.Hüsnü bey'e duygularından dolayı teşekkür ederim.SAYGILARIMLA....
.....Merhaba Ali Hoca..."ALBÜMDEKİ ANILAR" da KIRINTI 5 deki resimleri dikkatlice ilgiyle izledim şok oldum heyecanlandım bir sürü kişiyide tanıdım isimlerini yazamam yazım uzun olur.Birde bu resimlerdeki kişiler kendilerini görseler herhalde bendende çok öte duygular karmaşası yaşıyacaklar...çok güzel çok hoş.Valla hoca ne diyeyim ben böyle NOSTALJİK RESİMLERE pek meraklıyım.Bizleri ZAMAN YOLCULUĞUNA çıkardığın için,bizlerle bu güzellikleri,bu duyguları paylaştığın için emeğine sonsuz teşekkürler....SEVGİLER,SAYGILAR.
..... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 04 Eylül 2010
Hatun hanım, sanırım biliyorsundur, geçen yıl www.hatiralar.de adında bir site vardı. Yakup Öztürk'ün oğlunun yaptığı bir siteydi ve Gülperi Öztürk'ün sağladığı fotoğraflar yayınlanmıştı. Albümdeki Anılar sayfasını o siteden etkilenerek hazırlamıştım. O site kapatıldı. Yeniden açılması ve fotoğrafların artırılarak yayınlanması çok iyi olacaktır. Kırıntı-5 sayfasındaki fotoğraflar o siteye aittir. Gülperi Öztürk'e ve sitenin ekibine teşekkürler. Hatun hanım size de ilginiz için teşekkürler.
----------------------------------------------
YELİZ GÜNEL - yeliz.dilara.2000@hotmail.com - İstanbul - 01 Eylül 2010
Ali Dayıcığım, siteni hep takip ediyorum. Bence cagimiz yalnizca bilgi cagi degil arsiv cagi da. Senin kurdugun bu site bu ikisini birbirine harmanliyor. Ozellikle, arsivciligin ne kadar emek ve ozveri gerektirdigini cok azimiz gercekten biliyor. Insanlar, belki ozellikle gunumuzun insani (buna haliyle ben de dahilim) gecmislerine karsi duyarsiz ve hatirlama problemi cekiyor. Bu dun ne yedigini hatirlamama meselesi degil, her zaman gectimiz sokakta yeni acilan kebabcidan once hangi dukkan oldugunu hatirlamama meselesi. Yani gecmisimizin ait oldugu koylerimizi ve cogumuzun su an yasadigi sehirlerin gecmislerini, toplumsal gecmisimizi bilmeme meselesi. Kendimizi bize animsatarak, ustelik bunu da tamamen bir gonul isi yaparak hafizamizi tazeledigin icin cok tesekkurler. Sevgiler, yeliz gunel.
..... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Eylül 2010
Geçen yıllarda gelen bazı mesajlara verdiğim yanıtı burada tekrarlamadan geçemeyeceğim. O zamanlar da söylediğim gibi bizim köylüler aslında birikimli insanlar; ama birikimlerini kendi derinliklerinde hapsediyorlar. Ancak bir fırsatını bulup birikimlerini açığa çıkardıklarında farklarını hemen fark ettiriyorlar.
Dün, Evrensel Yayınları sahibi Durali beyle birlikteydik. Benim siteyi yakından izlediğini, köylülerin çok birikimli olduğunu söyledi ve ekledi gülümseyerek: "Eh canım elbette öyle olacak, ne de olsa alevisiniz!"
Senin şu üstteki mesajın?... Ne kadar anlamlı! Arşivin kaçınılmaz gerekliliğini vurgulamışsın. Ne kadar doğru? Arşiv olmasa tarih oluşturulamaz zaten. Her zaman söylerim; "Söz uçar yazı kalır," diye. Senin mesajınla bunu bir kez daha vurgulama fırsatı bulduğum için sevindim. Teşekkürler. Hepinize sevgiler.
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL -muzafferbal50@mynet.com - Altınoluk - 01 Eylül 2010
Durmuş hocaya teşekürler, deneme olarak yazdığı şiirini çok beğendim eline sağlık. Hatun arkadaşa da resimleri beğendiği için teşekürler, ayrıcayazılarını çok dikatli bir şekilde okuyorum. Tabi tüm yazıları da aynı şekilde okuyorum. Cemal Aydoğan'a da sevgiler. muzaffer bal
..... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Eylül 2010
Ben de tüm yazarlara teşekkür ediyor, saygılarımı iletiyorum.

PINAR AYDOĞAN - kardelen--23@hotmail.com - Ankara - 31 Ağustos 2010
Merhaba Ali öğretmenım. Bana açtığınız link için çok teşekkür ederim. En kısa süre içinde yeni resimler ekleyeceğim. Sevgilerle...
..... A.A.- aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Eylül 2010
Ne demek Pınar'cığım? Yerinde saymayan, kendini şu ya da bu şekilde geliştiren insanlara saygım büyüktür. Senin dinamizmini ve kendini geliştirmeye çalışan yönünü beğeniyorum. Yeni fotoğraflarında ya da el çalışmalarında görüşmek üzere.
----------------------------------------------
FİKRİYE ÇAYOĞLU - celalcayoglu@hotmail.com - Almanya - 31 Ağustos 2010
albümdeki anilar benimicin en güzeli o eline saglik eskileri yasatmak güzel tek kelimeyle harika
..... A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Eylül 2010
Merhaba Fikriye Hanım. Yeni verdiğin fotoğrafları önceki aile fotoğraflarının bulunduğu sayfaya koymamı istemiştin ama bu mümkün olmadı. Çünkü o sayfanın kapasitesi dolmuştu. Senin adına yeni bir sayfa açmak zorunda kaldım, umarım sakıncası yoktur. Göndereceğin yeni fotoğrafları o sayfaya eklerim. / Kesintisiz ilgin ve duyarlılığın için teşekkürler. Celal'e ve diğer dostlara selamlar.
----------------------------------------------
GARİPOĞLU HÜSNÜ - dolittle_serpil@hotmail.com - İstanbul - 30 Ağustos 2010
Siteye bu üçğncü yazım oluyor. Öncelikle Hatun Aydoğan ablama teşekkür ediyorum.Yazarlarımız bölümünde bende Hatun ablanın anılarını ilgiyle okudum ve çok hoşuma gitti. Köy özlemi onu civrişondan yukarıya yürütmüş. Şimdi yürü desen yürümez buna eminim. Bende bundan anılarımı nasıl yaşamışsam yazarlarımız bölümünde yazmaya çalışacağım . Okuyan herkese şimdiden teşekkür ediyorum. Hatun ablaya bende canı gönülden katılıyorum. Neden derseniz gerçekten de saygı, sevgi ve hoşgörü eskidendi. Her şeye akıl veririz ama şimdinin gençlerine , çocuklarımıza sözümüzü geçiremeyiz. Çünkü onlar bizler gibi; hayvan otlatmamış, kuru ekmek yememiş, ağustosun sıcağında ekin biçmemiş, sabah saat 4´te kalkıp bostan sulamaya gitmemiş, dağdan çaşur taşımamış, o güzelim yaylaların duvarlarının arasından bakınca ay ışığını görmemiş, Çoban Ali´nin ıslığını duymamış, Karadoruk´tan kozalak ve çamdalı sırtlarında getirmemişler. Kuymak yememişler, (Olsa da yesek) turşu kavurması yememişler, madımak, yemlik, navruz, kermeli, ekşimen nedir bilmezler.(Yine efkárlandım.) Gençlerimiz neyi bilir? Hazırı bilirler. Çocuklarımıza geçmişte ki yokluk yaşamımızı anlatırsak geleceğin değerini belki anlayabilirler. Onun için gençliğe değer vermek, aydınlatmak hepimizin görevi bence. Onlar bizim soyumuzu sopumuzu yaşatacaklar. Ali abime ve Hatun ablama saygılar sunuyorum.Sevgilerimle.... Garipoğlu Hüsnü.
..... A.A.- aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Eylül 2010
Merhaba Hüsnü kardeşim. Anılarını okurken, bir çok kişiden duyduğum tavuk aşırma ya da kaybolan hayvanların aranması gibi pek çok olay canlandı belleğimde. Zaten "Bizim Yazarlarımız" sayfasının temel hedefi bu değil miydi? Paylaşımın için teşekkürler. Yeni anı öykülerinde buluşmak dileğimle. Sevgiler.
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 29 Ağustos 2010
Deneme ve Hayal şiirim, bu tür şiir ilk denemem oldu. Bir çırpıda yazdım ve ilk yazdığım şekle tamamen sadık kaldım. Eksiğim ve hatam çoktur, onu için de siteye geçmen uygun olmaz herhalde. İşte öylesine karaladım. SEVGİLERLE.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-30 Ağustos 2010
Merhaba Dayıcığım, şiirini sen beğenmemiş olabilirsin ama ben çok beğendim. Doğal ve içtenlikle yazılmış. Bir okuyucu olarak betinlediğin yerleri hayal edebildiğime göre şiir amacına ulaşmış demektir. Yayınlamamak olmazdı. Teşekkürler. Sağlıklı günler/yıllar...
----------------------------------------------
YÜCEL GÜNDOĞAN - yucel_dergah_kafe@hotmail.com - Ankara - 28 Ağustos 2010
WEB SİTESİ: http://www.dergahcafe.gen.tr.tc/
Yaşamak ağrısı asıldı boynuma; oysa, türkü tadında yaşamak isterdim; türkü tadında yaşamak için yarınlara dair birlikte... Yaşamasını paylaşmasını öğrenmeliyiz. Birlikteliği, birlikte hareket etmesini, çıkarsız art niyetsiz öğrenmeliyiz. Tabi bu zamanla olacak. İnsanca yaşamak için, güzel günler görebilmemiz için bu şart. Bunu bugünden yarınlara dair istiyorsak bunun çabası içerisinde olmamız lazım. Bu da okumakla, dünyaya farklı bakmakla olacaktır. Dünyaya farklı baktığımızda göreceğiz aslında her şeyin göründüğü gibi olmadığını; sorgulayacağız her verileni, söyleneni. Ha, hepsi bu! demekle yetinmediğimiz taktirde her şeyin farklı olduğunu görebileceğiz. Yarınlara dair birlikte omuz omuza güzel günlere gitmek için ortak yaşamayı ortak düşünceyi paylaşımı öğrenmek dileğiyle... Ali abi, siteye gelince. Çok güzel bir site gerçekten, köyle ilgili çok şey var. Başarılarının devamını diliyorum. Herkese bol Hayır'lı günler.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-29 Ağustos 2010
İnsanlık tarihini incelediğimizde zaman zaman kesintiler olsa da, toplumsal gelişmelerin bir süreklilik kazandığını kesinlikle söyleyebiliriz. Bu doğrultudan bakarak insanlığın güzele ulaşacağına kuşku duymamak gerekir. Yeter ki kendini, kendinden olanları değil, tüm insanları seven, herkesle birlikte mutlu olmayı benimseyen insanlar çoğalsın. / Paylaştığın yazı için teşekkürler Yücel. Sevgilerimle.

HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 27 Ağustos 2010
Merhaba Ali Hoca.Bu akşam siteye baktığımda "ALBÜMDEKİ ANILAR" bölümüne,Ayhanın söylediği gibi "Nostaljik resimler" (bu deyim çok hoşuma gitti)Muzaffer Bal'ın fotoğrafları eklenmiş .Albümü incelerken şaşırdım çünki benim resimlerimde var benim için çok büyük süpriz oldu.Duygularımla beni aldı götürdü.Ali Hoca bu anıları bize paylaşma olanağı verdiğin için emeğine saygı duyuyorum.Eline sağlık yüreğine sağlık diyorum.Muzaffer Bal'a da teşekkürler resimleri bizimle paylaştığı için.Sevgilerimle...
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-29 Ağustos 2010
Merhaba Hatun hanım, fotoğrafların paylaşımına aracı olmaktan çok mutluyum; ama sizin gibi paylaşmanın önemini belirtenleri görmekten "Demek ki emeklerim boş gitmiyor," diyerek daha çok mutlu oluyorum. Teşekkürler.
----------------------------------------------
AYHAN GÜNEL - ayhan_gunel - Ankara 25 Ağustos 2010
Merhaba Ali hoca. Bilgisayarım olmadığından siteye ancak ya Sebatiyle ya başka arkadaşlarla ya da çocuklarımla birlikte arasıra bakabiliyorum. Nostaljik resimler bölümünü çok beğeniyorum. Katkı vermeye de çalışıyorum. Elime fotoğraflar geçtikçe sana ulaştırmaya devam edeceğim. Nostaljik anı öyküleri ve araştırma yazıları çok güzel.. Siteyi çok kapsamlı buluyorum. Daha da gelişeceğine inanıyorum. Fotoğraflar ve yazılar paylaşarak büyük bir hizmet sunan duyarlı dostlara çok teşekkür ediyorum. Eşim ve ben de en kısa zamanda bir şeyler yazarak göndereceğiz. Herkese selamlar.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-25 Ağustos 2010
Merhaba Ayhan. Gerçekten de siteye senin çok katkıların oldu. Özellikle Albümdeki Anılar ve Yitirdiklerimiz sayfasına yaptığın katkılar için minnettarım. Teşekkürler.
----------------------------------------------
GARİPOĞLU HÜSNÜ - dolittle_serpil@hotmail.com - İstanbul - 23 Ağustos 2010
bu mesajım sadece size ben nasıl yapacağım bilmiorum bi yardımcı olursanız..sevinirim sevgilerimle
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-25 Ağustos 2010
Merhaba Hüsnü kardeşim. Hani "Kırıntı-Evler" sayfası için fotoğraf göndermiştin ya, köyle ilgili anılarını da aynı yöntemi uygulayarak gönderebilirsin. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 23 Ağustos 2010
Merhaba Ali Hoca.GARİPOĞLU HÜSNÜ beyin yazısını yine ilgiyle okudum.Yazısına istinaden yanıtına tümüyle katılıyorum.GARİPOĞLU HÜSNÜ beyin geçmişteki yaşamında görmüş olduğu yoklukların pek çoğunu bende babamdan dinledim.GARİPOĞLU HÜSNÜ bey yaşanmışlıklarını o kadar yalın doğal anlatıyorki etkilenmemek elde değil.Bana göre Hüsnü bey belki okuyamamış ama okuyan birçok insandan daha duyarlı daha okumuş.Bugün bizler çoçuklarımıza her türlü olanakları sunuyoruz yinede mutlu edemiyoruz.Büfeye ekmek almaya gazete almaya gönderemiyoruz.Gençlerin GARİPOĞLU HÜSNÜ beyin bu yazısını okumalarını isterdim.HÜSNÜ beye ve ALİ HOCA'ya,herkese saygılar sevgiler...
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-25 Ağustos 2010
Çok teşekkürler Hatun hanım.
----------------------------------------------
GARİPOĞLU HÜSNÜ - dolittle_serpil@hotmail.com - İstanbul - 22 Ağustos 2010
Bu siteye ikinci yazımı yazıyorum.Hatun Aydoğan ablama iltifatından dolayı teşekkür ediyorum. Sağolsun. Her şeyin doğrusu orjinali değil midir zaten. Bence önemli olan da budur. Yine siz bu siteyi okuyan dostlarımızla bir şeyleri paylaşmak istedim. O zamanlar Gümüşhane Yatılı Bölge Okulu kazandığım halde imkansızlıktan okuyamadım içimde ukte kaldı. Çümkü okumak ilim görmek kadar iyi bir şey ne var. Sonra 8 ay o zamanın yani 38 sene öncesinin 450 lirasına çobanlık yaptım. Bu çobanlık birkaç sene devam etti. Yüzlerce ağaç diktim. Rahmetli anam Şiran´a gidince şehir ekmeği getirecek diye motorun önünü keserdik heyecanla şimdi ise o köyümün siyah ekmeğine haster gidiyorum.Olasa da o ekmek yoğurdun içine doğrasak da yesek. Ha bir de külün içinde pağaç yapardı anam. Turşu, çökelik.Pancar çorbası varsa çayın varsa birinci sınıf yemektir.Şimdi çocuklarıma gülüyorlar. Eskiden saygı,sevgi vardı. Şimdi ise akrabalarımızı bile tanımaz olduk. Neyse ki derneklerimiz insanlarımızı az da olsa, bir araya getirip hasret gidertiyorlar. Sağ olsunlar. Buradan saygı değer Ali abime sonsuz teşekkür ediyorum. Gönül istiyor ki bütün gençlerimiz birbirleriyle tanışsın kaynaşsın köyümüzün sorunlarıyla daha genç beyinler ilgilensin bir şeyler yapsınlar, gurur duyarız. Bu satırlarımı okuyan herkese selam olsun. Saygılarımla Garip oğlu Hüsnü.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-24 Ağustos 2010
İlgin için çok teşekkürler Hüsnü'cüğüm. Önceki mesajına yazdığım yanıttaki önerimi tekrarlıyorum. Köy anılarını yazar gönderirsen sevinirim. Çünkü mesajında köyle ilgili anılarını bile zevkle okuduğuma göre bir de uzun uzun anlatırsan kimbilir ne güzel olacaktır. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 21 Ağustos 2010
YETENEKLİLERİMİZ" köşesinde Muzaffer Bal'ın "CEM"ve "GÖRGÜ CEMİ" araştırma yazılarını llgiyle okudum.Araştırmalarının devamı dileğiyle teşekkürlerimi sunuyorum.
----------------------------------------------
DURALİ KARAPINAR - dralikarapinar@ttmail.com - Ankara - 19 Ağustos 2010
SAYIN ALİ AYDOĞAN:YAYINA HAZIRLADIĞIN http://yoncalicerkes.sitemynet.com İÇİN TÜM KÖY HALKI ADINA TEŞEKKÜR EDER GELECEKYIL IŞIK DAĞINDA YAPACAĞIMIZ 2. PİKNİK ŞENLİĞİNE ŞİMDİDEN EŞ VE ÇOCUKLARINLA BEKLERİM
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-19 Ağustos 2010
Size ve köylülerinize bir parçacık olsun yardımım dokunabildiyse ne mutlu bana. Dikkatimi çeken şu oldu. Siteniz dün yayına girdi. İlgi oldukça büyük oldu. Köylüleriniz duyarlılık gösterip hemen Ziyaretçi defterine yazmaya başlamışlar; onları kutluyorum.
----------------------------------------------
SEÇKİN KARA - SEZER ŞAHİNTAŞ - turuncudha@hotmail.com - Fethiye - 18 Ağustos 2010
Merhabalar.. Sitenizi çok beğendik.. Çok uzaklarda olsak da gönüllerin nep birlikte olması dileğiyle.. Bizden birilerinin yazılarını okumak, fotoğraflarını görmek ve bilgilendirici yazılar okumak bizi oldukça sevindirdi. Muğla'nın Fethiye ilçesinden Sezer ve Seçkin'den kucak dolusu sevgiler..
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-19 Ağustos 2010
Teşekkürler Sezgin ve Sezer. Güç vermeniz sayesinde sizden birilerinin yazıları, fotoğrafları daha da artacaktır, merak etmeyin. Sevgilerimizle...
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 17 Ağustos 2010
Merhaba Ali Hoca.Pek çok defalar yinelediğim gibi siteye ben hergün merakla bakarım ilgimi çeken güzel bir mesaj varmı?diye.GARİPOĞLU HÜSNÜ beyin yazısı oldukça ilgimi çekti.HÜSNÜ beyin köyün yaşantısından kesitler sunması en orjinal haliyle duygularını paylaşması ne güzel.Ali Hocada çok güzel yanıtlamış bende okumaktan keyif aldığım için GARİPOĞLU HÜSNÜ beye Teşekkür ediyorum.Birde Köyde DORUKTEPE şenliğinde görüp sohbet ettiğim SARIKIZGİLİN CELALİNİN oğlu CEVAT ÖZTÜRK,Sitenin "BİZİM YAZARLARIMIZ" Bölümünü zevkle okuduğunu anıları çok beğendiğini söylemişti buradan kendisine TEŞEKKÜRLERİMİ sunuyorum.Herkese SEVGİLERİMLE...
..... A.A.- aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-19 Ağustos 2010
Merhaba Hatun Hanım. Siz, siteye en büyük güç verenlerdensiniz, bunun için her zaman minnettarım. Teşekkürlerimle. Köydeki tatil anılarınızı merakla bekliyorum.
----------------------------------------------
GARİP OĞLU HÜSNÜ - dolittle_serpil@hotmail.com - İstanbul - 14 Ağustos 2010
Merhaba Ali Hocam. Böyle bir siteyi kurupta bizlere bütün konularda elinden geldiğince her konuda bilgilendirdiğin için teşekkür ederiz. Buraya bakınca gençliğimi verdiğim kırıntı köyünün bütün yaşadığımız güzellikleri ve arkadaşlarımız gözümüzün önüne geliyor. Hanımla beraber takip ediyoruz. Bende bir şeyler söylemek istiyorum.... Dağlarında bir zamanlar hayvan otlatırdım. Bostanlarından gardif çalardım. Dağda rahmetli çoban ali ile koyun sağar. Taşla sütü pişirir, ekmeğide sütüm içine doğradın mı doyma gitsin lezzetine. Hele birde gazeteynen becek sarıp cigara niyetine çekmek ayrı bir keyifti. Birde kışın arkadaşlarla bir araya gelip pıspıs oynardık. İmam mıhtar oynardık, sayı sayardık. Birde bir anımı anlatmak istiyorum.... Sultan gilin Ali Hoca hiç suçum olmadığı halde "bizim elmaları yolmussun" diye bana tokat atmıştı.Haksız atılan bu tokat çok zoruna gitmişti. İçim de kalan bu haksız tokatın acısını bende unutmayıp her yıl geleneksel olan sayı sayma oyunu da jandarma olaraktan babamın palaskasıyla gereken cevabı vermiştim ve çok rahatlamıştım. Bu yazımı okuyan herkese özellikle de Ali Aydoğan abime sonsuz teşekkür ediyorum.. SAYGILARIMLA Garipoğlu Hüsnü AYDOĞAN.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-14 Ağustos 2010
Merhaba Sevgili Hüsnü. Öncelikle site hakkındaki güzel sözlerin için çok teşekkür ederim; bana güç verdin.
"Ben de bir şeyler söylemek istiyorum." diyerek kısa ama özlü anılarına yer vermişsin. Aslında bu anılarını genişleterek "Bizim Yazarlarımız" sayfasına yazabilirsen yakın geçmişimizin yeni kuşaklara veya geleceğe aktarılmasında sen de görev yapmış olursun.
Ali Hoca olayına gelince; bunun gibi nice hataları hepimiz, her hangi bir zaman, çoğunlukla da istemeyerek, ayrıntısıyla düşünmeden yapmıyor muyuz? Sanırım ebediyen unutmak en güzeli. Üstelik Ali Bey, yakından tanıdığım duyarlı, saygın insanlarımızdan biridir. Eminim ki kendisi bunu okursa hem şaşıracak hem de üzülecektir.
Sevgili Hüsnü, telefonla da olsa daha yakından tanıştığımız şu son günlerde seni toplumsal sorumluluğu yüreğinde hisseden bir insan olarak gördüm. Toplumumuzla ilgili duygularını, düşüncelerini, önerilerini yazıp iletebilirsin. Sana ve ailene sevgilerimle.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Ankara - 12 Ağustos 2010
Merhaba Ali Hoca,Merhaba siteye yazı yazan tanıdığım tanımadığım tüm dostlara diyerek benim için uzun bir zamandan sonra tekrar burada olduğum için mutluyum.Yeni mesajları okudum bu beni mutlu ederek ilgimi,alakamı motive eder yazma isteğimi arttırır.Sizlere Köyümüzden,Dağlarından,Ormanlarından,taşından,toprağından,şırıl şırıl akan sularından,Pınarlarından,güzel havasından,Yaylasından,Şenliklerinden.KARADORUK'tan selam getirdim.Hepinize sevgilerimle yeniden MERHABA...
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-13 Ağustos 2010
Hoşgeldiniz Hatun Hanım... Mesajınızla yayla derelerinin şırıltısını; bulanıksız, sert, net havasının mis gibi ot, çam kokusunu duyumsattınız bana; teşekkürler. Umarım köyde geçirdiğiniz günlerden yazılı kesitler sunarsınız "Bizim Yazarlarımız" sayfasında ve biz bunu zevkle okuruz. Sevgilerimizle...
----------------------------------------------
LEYLA ERCİKLİ - leylaercikli@hotmail.com - Bursa - 02 Ağustos 2010
Ali Bey muhteşem bir site hazırlamışsınız özellikle fotolara ve anılara bayıldık,elinize ve gönlünüze sağlık diyoruz bundan sonra sitenizi sık sık ziyaret edeceğim iyiki sizler gibi insanlar hala var bu anlamdada çok mutlu oldum.saygıyla sevgiyle ve dotça kalın.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara-02 Ağustos 2010
Merhaba Leyla hanım, şu yaz mevsiminin korkunç sıcakları beni bunaltırken, sizin sıcacık sözleriniz tam tersine bunaltılarımı yok etti, serinlememi sağladı. Anlamlı mesajınız için size de, ablanıza da çok teşekkür ediyor ve sözünüzü tekrarlıyorum; iyi ki sizin gibi duyarlı insanlar var.
Siz de hoşca-dostça kalın. Saygılarımla.
----------------------------------------------
BAŞAR ÖZTÜRK - basar62@hotmail.com - Ankara - 30 Temmuz 2010
Ali hocam merhaba. Selim beyle inceledik siteyi. Çok beğendim. Gerçekten tebrikederim. Bunca işarasında neler yapmışsın. Selam.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-30 Temmuz 2010
Merhaba Başar kardeşim, beğeniniz için teşekkür ederim. Site veya benzeri keyfî çalışmalar olmasa bunca işin altından hiç kalkamazdım. Site veya foto-film çekme gibi çalışmalar rahatlamayı, deşarj olmayı sağlıyor; tavsiye ederim. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
HÜLYA ÖZDEMİR - ozdmrhulya@gmail.com - Ankara - 28 Temmuz 2010
Merhaba Ali öğretmenim, çok sık olamasada sitene arada bir giriyorum. Helal olsun gerçekten. Siteye ilk başladığın günleri hatırladım da. Yıllar geçti aradan.Bıkıp usanmadan hep bir şeyler kattın siteye. Tek başına güzel işler bunlar.Mesela albümdeki anılar bölümündeki resimlere göz atıyorum bazen.Köylerimiz ayrı ayrı bölgelerde olsada çok benzerlikler olduğunu gördüm.Nede olsa kültür benzerliği var. En çok yazarlarınıza ayırdığın bölüm hoşuma gitti.Çok gerekli bir bölüm. Bizim siteleri yapanlarada tavsiye edeceğiem bunu. Yazarlarınız bölümünde resmen yazılı belgeler arşivlenmiş oluyor.Epeydir yazmayı düşünmüştüm Ali Bey. Son incelediğimde yenilikler çok hoşuma gidince hemen yazdım. Tebrik ederim. Kolay gelsin başarılar dilerim.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-28 Temmuz 2010
Çok yerinde bir saptama yapmışsınız Hülya hanım. Kültür birlikteliği; bölgesel farklılığa karşın yaşama, giyime, davranışa yansıyor ve benzerlik doğuruyor. Bu nedenle siyah beyaz fotolardaki görüntüler ve anı öyküleri size yabancı gelmemiş olmalı. Güç veren mesajınız için çok teşekkür ederim.
----------------------------------------------
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Ankara - 18 Temmuz 2010
sayın ali aydoğan bizim köye de bir site yapacaktın unuttun mu?ben tatilden dönene kadar sözünü yerine getirirsin diye düşünüyorum.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-18 Temmuz 2010
Hiç unutur muyum hocam? Peki neden gecikti diye soracaksınız? Sanırım Mahsuni'nin bir dörtlüğünde belirtildiği gibi işten, güçten, dertten, gamdan dolayı. Birkaç gün önce Işık Dağı'na pikniğe gidecektik, son anda ertelendi. Gitseydik Yoncalı'nın filmini, fotoğrafını da çekip doküman elde edecektim. Yaaa, demek ki aklımdaymış. Şimdi sadece aklımda olmayacak, uygulamaya sokacak, en kısa zamanda hazırlayacağım. Mesajınıza bu yanıtı yazarak yedi milyarın tanıklığında kendimi bağladım. (Peh peh peh demeyin. En tanınmayan bir televizyonun en izlenmeyen bir programının sunucusu bile "Yetmiş milyonun önünde..." gibi bir söz ediyorsa ben de edeyim izninizle. :))
----------------------------------------------
AKİLE ÖZGÜRBÜZ - akilemih@hotmail.com - Ankara?/Almanya? - 17 Temmuz 2010
Ali Bey , Zaman zaman sitene göz atarim. Acaba Ali hocam , yenilikler yaptimi diye . Bu arada ziyaretci defteri bölümünde kendi adimi görüncede ayri bir mutlu olurdum . Yine o günlerden birinde bir yandan köy yayla filmlerini izlerken duygulandim diger yandan da unutuldum , kendimi bir daha hatirlatayim dedim. Köy , yayla deyince cocuklugum ve en guzel günlerim gelir aklima , duygulanirim. Gerci köy maceralarim on gün gibi kisa anlarla sinirliydi ama olsun ! O kisacik günleri cok güzel , uzun ve tadina doyulmaz gelirdi. Yasamimda güzel , derin izler birakti . Simdide daglari , taslari , ovalari , börtü böcegi tozu , dumani , kavruk yaz sicagini sevmem ondandir. Sevgiyle dostca kal ..
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-17 Temmuz 2010
Merhaba Akile hanım, siteye göz atman bana onur veriyor, bunu baştan söyleyeyim. Ziyaretçi defterindeki adına gelince; değişiklik olsun diye Anasayfa kompozisyonunu değiştirince adının yer aldığı logo da uçtu gitti. Ama söz, en kısa zamanda adını bir yere sıkıştıracağım. :))
Köyümüz sizin Kırşehir'e göre belki biraz daha yeşildir; ama Rize'ye göre değil. Rize'de daha da yeşillikler gördüğün için bizim oralar sana çekici gelmeyebilirdi; bu nedenle köy yayla filmini beğenmene sevindim.
Nezaket gösterip Ziyaretçi Defteri'ne yazdığın, duygularını düşüncelerini aktardığın için çok teşekkür ederim. Sen de dostça kal. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
M. BAL - Altınoluk - muzafferbal50@hotmail.com - 15 Temmuz 2010
Bizim yazarlarımız sayfasına yeni katılan tüm arkadaşları saygı ile selamlıyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Ayrıca sözden yazıya anlatım da çok güzel oldu. Yazamayanlar anlatsınlar, yazabilenlerde onların anlattığını yazsınlar. Bizim yazarların her biri, bir muhabir görevi yapmalı. Özellikle köye gidenler yaşlı kesimle mutlaka konuşup not almalı. Bütün yazıları okuyorum, herkesin eline sağlık çok güzel yazıyorlar. Muzaffer bal
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-15 Temmuz 2010
Merhaba Muzaffer Bey, "Yalnız Atlı" yazını yayına sokarken satır satır özümseyerek okudum. Sadece bilim kurgu filmlerdeki teknolojik makinelerle mi geçmişe gidilirmiş sanki. Ben sizin satırlarınızla bir anda geçmişe gidip kendimi çocukluk yıllarımda buldum. Paltuçukur, Tuğ Kıranı ya da yayladan giden köylülerin uykurmalarla karışan silah seslerini, karşıdan karşıya birbirine seslenişlerini sadece hissetmekle kalmadım, açık açık duymuş gibi oldum. Bu güzel yazınızla siteyi bir kez daha anlamlandırdınız. Çok teşekkür ediyorum.
----------------------------------------------
G. AYDOĞAN - guldenizaydogan06@hotmail.com - İstanbul - 13 Temmuz 2010
Günün sözü : U zamanlar zorumuza giderdi emme şimdi u günleri nasıl arıyrım bi bilsen...Bu kadar mı güzel anlatılır :) Bizim yazarlarımız bölümünü çok beğeniyorum. Fadime bibimi tebrik ediyorum. Herkesin yazısını okuyorum hem de büyük bir zevkle. Hepsi birbirinden güzel. En son olarak Seçil abla ve Muharrem öğretmen de yazmışlar, çok güzel yazmışlan, iyi de etmişler. Benim şöyle bir sorunum var, bütün öyküleri okuyorum, ondan sonra beklerken canım sıkılıyor :) Daha sık yazsalar daha az sıkılırız. Bizim yazarlarımıza çok teşekkür ediyorum, güzel anılarını bizlerle paylaştıkları ve köyün havasını evlerimize kadar getirdikleri için.
----------------------------------------------
H.AYDOĞAN - hatun.ay@hotmail.com - Kırıntı Köyü - 13 Temmuz 2010
Sitenin keyifle okunduğuna inandığım Bizim Yazarlarımız sayfasına güzel bir anı öyküsüyle katılan değerli öğretmenimiz Muharrem Aydın'a hoş geldiniz diyorum. Bu yazıyı okuyabilen herkese güzel köyümüzden selamlar gönderiyorum.
---------------------------------------------
KAMİL SEZGİN - sezgin55@gmail.com - Ankara - 11 Temmuz 2010
Çok emek harcanmış hocam. Bu, her sayfasından belli oluyor. Duyurular, Bizim Yazarlarımız, Albümdeki Anılar, Yeteneklilerimiz sitenin omurgası durumunda. Bir şey daha söylemek gerekirse. Çok siteniz varmış. Aralarında işbirliği ve dayanışma varmı merak ettim varsa gerçekten tebrik ederim.
----------------------------------------------
SEÇİL GÜNEL - Secilgunel@hotmail.com - Ankara - 08 Temmuz 2010
Hatun Abla, emimle ilgili yazmış olduğum anıya gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim. Sizin gibi insanlara emimi anımsattığım için ben de mutluluk duydum. Ayrıca Ali Beyin böyle bir girişiminden dolayı teşekkür ederim... Yeni öykülerde yine görüşelim.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-08 Temmuz 2010
Merhaba Seçil Hanım. Sizlerin bu sitede, bir platformda buluşmuş olmanız, birşeyler paylaşmanız, paşlaşımlarınız hakkında birbirinizle Ziyaretçi Defteri üzerinden yazışıyor olmanız beni çok mutlu ediyor. Teşekkürler diyor, aktarımlarınızın devamlılığını diliyorum. Hepinize sevgilerimle.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - si_dal21@hotmail.com - Ankara - 08 Temmuz 2010
Sevgili Hatun Abla, DÜRDANE ÖZTÜRK ile ilgili ''Nerede eski düğünler'' yazını okudum çok beğendim o günleri yaşadım gerçekten DURDANE herkesle oyun oynamazdı ordaki yaşanan olayı bende hatırlıyorum... Teşekkür ederim...
----------------------------------------------
PINAR AYDOĞAN - kardelen--23@hotmail.com - Ankara - 07 Temmuz 2010
Ali öğretmenim bu güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. En kısa zamanda size bir arşiv oluşturup göndereceğim Saygılarımla.....
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-07 Temmuz 2010
Asıl ben teşekkür ediyorum. İnsanları güzel çalışmalara teşvik etmek benim için büyük bir mutluluk kaynağı; ama insanları üretir görmenin mutluluğu daha da eşsiz. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - Ankara - 07 Temmuz 2010
.....Nerede Eski Düğünler" adlı anı-öykümün sayfasındaki yazılımına,öyküdeki kişilerin resimlerini koyarak benim için çok daha anlamlı hale getiren ALİ HOCA'ya bu emeğinden dolayı nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.Çok mutlu oldum.Çok sağ olsun var var olsun.Sevgilerimle.
.....Seçil Günel'in "Yolcu Emim Sele Gidiyor" adlı anı-öyküsünü SÖZDEN YAZIYA adlı sayfada okudum.Yakından tanıdığımız hatırşinas, saygılı kendine özgü has tavırlarıyla aklımda kalan Yolcu Dayıyı bize anımsatan Seçil'e teşekkürler.
.....NEREDE ESKİ DÜĞÜNLER adlı anı-öykümü yazarken Cemal Aydoğan'ın benden 42.ci sokağa ait yeni öyküler yazma isteğine az da olsa cevap verebildiğsem ne mutlu bana.Sevgilerimle...
----------------------------------------------
MUHARREM AYDIN- m.aydin1961@hotmail.com - Ankara - 07 Temmuz 2010
Ali Hocam yazdğım bir anıyı sayfanda paylaşmak istiyorum bunu sana elden mi ulaştırmam lazım yoksa siteye direk koyma şansım varmı yardımcı olursan sevinirim.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-07 Temmuz 2010
Sevgili Muharrem Öğretmenim, öncelikle, anı paylaşımın için çok teşekkür ederim.
Ne yazık ki, bu siteye başkalarının ekleme yapması mümkün değil. Öyküler genelde "aliaydoganaa@hotmail.com" adresime gönderiliyor. Buluşup elden verenler de var. Hangisi kolaysa onu uygulayabilirsin. Tekrar teşekkürler. Sevgiler.
----------------------------------------------
FİKRİYE ÇAYOĞLU - celalcayoglu@hotmail.com - Almanya - 06 Temmuz 2010
esma babamin dagda kalisini yazmissin o anki duygularini inanki o yaziyi okurken agladim gercektende birtek nezahat bulundu ben bile babama yetisemedim onun acisi bende banbaska sana tesekkür ederim eline saglik yayinlyanada saglik versin
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - Ankara - 05 Temmuz 2010
Sevgili Esma'nın "Köye İlk Gidişim"adlı anı-öyküsünde adı geçen müstesna insan benim için herzaman sıradışı olan ve hep öyle kalan kişiliğine arkadaşlığına hayranlık duyduğum,zaman zaman özlediğim değerli dost DÜRDANE ÖZTÜRK' ü bu öyküde yaşatan ESMA'ya teşekkür ediyorum.NOT: Dürdane ile ilgili pek çok güzel anı var.Yazarsak iyi olur sanıyorum.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - si_dal21@hotmail.com - Ankara - 05 Temmuz 2010
Sevgili Ali hoca, köye ilk gidişim yazısını kaç gündür bekletiyorum, sonunda yazabildim.Güya kısaltcaktım ama yine de uzun bir yazı oldu.Yayımlarsan sevinirim...
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-05 Temmuz 2010
Memnuniyetle geciktirmeksizin yayına koydum. Beni, yıllar öncesine götürdün. Teşekkürler.
----------------------------------------------
YASEMİN İBİŞ - seminal@mynet.com - Ankara - 03 Temmuz 2010
Ali Bey,aslında sitenizi sürekli ziyaret edenlerdenim ama epeydir yorum yazmamıştım.Fotoğraflarınız gerçekten kusursuz.ellerinize sağlık.özellikle çiçekler ve eylem fotoğraflarınız bir harika.1 mayıs işçi Bayramındaki simitçi ayrıca anlamlı geldi tam da 1 mayıs ın anlamına uygun sanki.Ellerinize sağlık sevgili arkadaşım.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-03 Temmuz 2010
Merhaba Yasemin hanım, biliyorsun ben fotoğraf çekme tekniklerinden anlamam. Sadece duygularımın yönlendirmesiyle fotoğraf çekiyorum. Sen ve senin gibi izleyenlerin beğenmesiyle motive oluyor, fotoğraf çekimine devam diyorum. / Facebookta senin çektiğin fotoğrafları takip ediyorum. Birbirinden güzel fotoğraflar çekmişsin. Tüm fotoğraflarını hazırlamakta olduğun sitende yayınlamayı tamamladığında bu sitede seve seve link verebilirim. / Mini bir eleştiri yapmamamı hoş görürsün umarım. Birbirinin benzeri pek çok fotoğrafı peş peşe yayınlamışsın. Benzer fotoğrafları yayınlamak hem izleyeni yorar, hem de arşivde gereksiz şişkinlik yaratır. Bu eleştirim aynı zamanda Facebook'ta aynı hatayı yapan diğer fotoğrafseverlere. (Sürç-i Lisan ettikse affola.)
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - Ankara - 03 Temmuz 2010
Sivas katliamının 17. yılının Anma ve güzel canları yakan zihniyeti protesto miting fotoğraflarını çeken siteye taşıyan Ali Hocanın emeğine,yüreğine sağlık diyorum.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-03 Temmuz 2010
Bitmek tükenmek bilmeyen ilgin, duyarlılığın, telefonla geliştiren yönlendirmelerin ve anı öyküler yazıp göndererek verdiğin destek için çok teşekkür ediyorum Hatun hanım. Hepinize ama özellikle İncimer'e (İnci+mer) sevgilerimle.
----------------------------------------------
PINAR AYDOĞAN - kardelen--23@hotmail.com - Ankara - 02 Temmuz 2010
Merhaba Ali öğretmenim öncelikle sitenizdeki hemen hemen bütün sayfalrı gezdim ve hepsini çok da beğendim. Ama en çok ilgilimi çeken foto galeri, filmler ve sesler bölümü oldu. Vaktim oldukça sitenizi ziyaret etmeye çalışacağım. Bu güzel çalışmalarınızın devamı dilerim.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-02 Temmuz 2010
Merhaba Pınar'cığım, sonradan sonraya Ankaralı oldun ve Ankara'yı şenlendirdin; aramıza hoşgeldin. Senin de fotoğrafçılık alanında becerilerin olduğunu görüyorum. Arşiv oluşturur, ileride bana da iletirsen senin için memnuniyetle bir sayfa açarım. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
NURHAYAT HAKTAN - nur-hayat@hotmail.com - ... - 02 Temmuz 2010
Öncelikle sitenize merhaba Muzaffer Bal'ın "KIZILBAŞ OCAKLARI" adlı araştırma yazısını okudum.Sitenize ve yazana teşekkür ediyorum
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-02 Temmuz 2010
Muzaffer Bal arkadaşımızın araştırma yazılarının her biri bir değer bence, siteye giren herkesin o yazıları okumalarını tavsiye ediyorum.
----------------------------------------------
ERDEM BAL - erdembal@yahoo.com - ... - 01 Temmuz 2010
eline emeğine sağlık abicim çok güzel olmuş siten sayende köyüme gittim geldim,
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-01 Temmuz 2010
Merhaba Erdem'ciğim, sanal yolla da olsa seni köye götürüp getirebildiysem ne mutlu bana. Duyarlılık gösterip düşünceni yazmış olmana çok sevindim. Teşekkürler.
----------------------------------------------
TUĞRUL KARA - karalarinsaaatltd@mynet.com - Ankara - 30 Haziran 2010
Ali bey güzel çalışmalarını devamlı takip edemiyorum fakat çok güzel düzenlemeler yaptığının farkındayım. fotoğraflarla öykülerle anıları canlandırıp geleceğe taşıdığın için sana yaptığın bu çalışmalardan dolayı seni candan kutlarım. Bu tür öykü ve anıları resim vaya yazıları gönderen insanlarımıza da ayrıca teşekkür ederim. Bir gün kendimi hazır hissedersem ben de bazı kanuları paylaşmaktan mutluluk duyarım.
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-30 Haziran 2010
Çok teşekkür ediyorum, sevgili arkadaşım. Bazı konuları paylaşacağın günü sabırsızlıkla bekliyorum. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 28 Haziran 2010
..... Esma'nın "Süleyman Amcanın Ölümü' adlı anı-öyküsünü Hüzünle okudum.Teşekkür ederim.
..... "Ben ve Ot Ayısı" adlı yazıyı okuyup verdiğim yanıta ek olarak o zamanlarda bende Babaannemin Yaylasında durmuştum.Yeri bile hala belleğimde yaylamızda hemen karşıda bir ocaklık ve girintili çıkıntılı taşlarının üzerinde bir kibrit kutusu.Şimdiki yaylalar ne yazıkki Betonarme Orjinal yaylalara sadık kalsalardı keşke de birazcık Yayla diyebilseydik.
.....Muzaffer Bal'ın yeni anı-öyküsü "Ben ve Ot Ayısı"nı zevkle okudum.Yaylayı ve Yaylada yaşamış,Yayladaki o köyden farklı yaşamı anlamlı kılmış Büyüklerimizi ne güzel anlatmış çok teşekkür ediyorum.Mollaligilin İpek bibisini ve Şavguların Binnaz Bibisini anımsaması beni geçmişe götürdü.Annemin de bir ayı görme hikayesi var aslında yazmak lazım.Muzaffer'e tekrar teşekkür ediyorum güzel duygular yaşattığı için.Sevgilerimle
.....Muzaffer Bal'ın "Saman Sapı ve Ben" anı-öyküsü çok hoş.Hepimizin büyüklerinden Kırıntıya dair buna benzer korkutucu,ürkütücü hikayeler dinlemişizdir.Şahsen ben babamdan çok dinledim halen babamla biraraya geldiğimde anlattırıyorum benim çok hoşuma gidiyor inanmasakta dinlemesi oldukça keyifli.Kırıntıya gittiğimde o yerlerden geçerken bu hikayeleri anımsayıp gülümserim.sevgilerimle
----------------------------------------------
İSMAİL AYDOĞAN - yayla5829@hotmail.com Ankara - 24 Haziran 2010
Sayın ENGİN ÖZTÜRK arkadaşın mesajını okudum ilgisi için teşekkür ederim. Ben ''DUYARLI OLMAK'' yazını yazarken maden arama çalışmalarından çok bu konuya duyarsız kalan hatta onlarla neredeyse işbirliği yapan köylülerimiz olduğunu vurgulamak istedim. Ruhsatı olanlar köyümüz yetkililerinden izin alması gerekmiyor. Sırf devletten para alabilmek için maden bulma şansı çok az olsa dahi maden arama çalışmaları yapıldığını biliyoruz.Elbetteki ellerinde arama ruhsatı olanlar köyümüz yetkililerinden izin alması gerekmiyor. Ama bizimde onlara yayla kiralamamız araçlarına binmemiz gerekmiyor. Geçmişte olduğu gibi ''Kıranın Ardındaki'' mezarlıkta hizmet için yapılan binanın belli bir para karşılığında madencilerin kasalarına, malzemelerine depo olarak kiraya vermemizde gerekmiyor. Bu konuda duyarsız olan insanları daha duyarlı olmaya davet etmek için yazmıştım o yazımı DUYARLI olupta mücadele eden herkesi buradan selamlıyorum. 2008 yılındaki o mücadele gösterilmeseydi içme suyu gözelerimizin civarında kuyular açılmış olsaydı şu anda içilen köyümüz suları belkide çok kirlenmiş olacaktı.
----------------------------------------------
ENGİN ÖZTÜRK - null@yahoo.com - İstanbul - 23 Haziran 2010
Sayın İSMAİL AYDOĞAN'ın "DUYARLI OLMAK" yazısına istinaden.. --- Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, birçok noktada yine birçok köylümüz ve hatta doğaya düşkün olan birçok insan gibi "aynı" düşünüyoruz.. Hemen baştan yazmalı ki; "başka bir köyden birileri makinasını alıp gelerek ne muhtara nede başka birine haber dai vermeden buraların altını üstüne getirmesiydi" şeklindeki pasajınız için iyi niyet "temennisi" belki de tesellisi adına demem lazım birilerine pek de danışması gerekmiyor.. Yetki belgesi olan bir insanın bir kurum adına çalışması devlet açısından yasal olarak görülüyor, kendilerine kamu fonu aktarılması karşılığında ve ne yazık ki köylünün ya da o çevrenin hazine yeri olsa dahi lokal sahibi kimlerse onlarla irtibat kurulması ve izin alınması konusunda iyimser bir hal sözkonusu değil yeraltı zenginlikleri araştırmaları hakkında.. Bergama örnegini de biliyoruz.. Duyarlılık genel bir yaklaşımla tek başına pek yeterlilik ifade edemez, bunun için ya örgütlü hareket etmeli ya da çok moda olan STKlara dahil olmalı ki köy yeri için pek mümkün olamaz.. Köyümüzden dernek kökenli bazı arkadaşlarımızın o sözünü ettiğiniz dağı taşı talan eden Gürbüz Beye karşı girişimleri olmuştur, başarılı sonuç da getirmiştir, netekim daha da oralarda gözükmemektedir.. Piryurdu parkı değil de, ilk başta "ASLANTEPE" olarak anılan o mekan bu yıl ağırlıklı olarak "DORUKTEPE" olarak zikredilmeye başlandı, Temmuz sonundaki etkinlik davetiyelerinde ise "Piryurdu Doruktepe Mevkii" olarak yer aldı.. Biraz fazlaca öne çıkan yer olduğundan etkili bir isimde buluşulmaya çalışılıyor olmalı kanımca.. Köyümüz için ne yapsak azdır, dahası iletişimsiz kalmamalıyız ve birbirimiz takip edip bilgilenmeli , bilgilendirmeliyiz.. Buraya yazan, yazdıran, getiren, götüren herkese bol selamlar, başta Ali Hocam olmak kaydıyla şeklindeki şerhimi de düşerekten tabi.. Eyvallah.
----------------------------------------------
SADIK MEŞER - alacali_m@hotmail.com - Ankara - 23 Haziran 2010
Selam Ali kardeş, bu işi iyi götürüyorsun valla.Değişik sayfalara merak ediyorum yeni bir seyfa ekleyecekmisin?Benbir tavsiyede bulunsam memnun olacağını biliyorum. Çok yaşlı köylülerini kısa kısa konuştur filmini çek ister kendilerini anlatsınlar ister köyünüzü. Bence ilginç olur. Sen ne dersin?
..... A.A.-aliaydoganaa@hotmail.com-Ankara-24 Haziran 2010
Öncelikle ilgin için teşekkür ederim. Önerine gelince,bir süre önce Avustralya'daki Şahin adındaki bir arkadaşımız yaşlılarla röportaj yapmamı önermişti. Güzel bir öneriydi. Bu sayede hem geçmiş zamanlar hakkındaki anıları, bilgileri kalıcı hâle getirebilirdik, hem de yaşlılar ölüp gittiğinde kendilerinden bir anı kalırdı. Ha bugün ha yarın derken ötelendi ve ötelenmeye devam ediyor. Şimdiyse ufukta köy tatili görünmüyor. Ama senin önerinden esinlenerek atmış yaş üstü insanlar için bir sayfa açabilirim; elimde epey doküman var. Tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
A.A.- aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 20 Haziran 2010
K.Y.K. köylerimizin 2010 Temmuz-Ağustos aylarında yapacağı etkinlikler aşağıdaki gibidir.

*Kırıntı - Karaburga Şenliği ............. 23 Temmuz 2010 Cuma
*Kırıntı - Doruktepe Şenliği ............. 31 Temmuz 2010 Cumartesi

*Yeniköy - Sayı Sayma Günü ............ 24 Temmuz 2010 Cumartesi
*Yeniköy - Çamlık Şenliği ................ 25 Temmuz 2010 Pazar

*Kayacık - Keşkek Şenliği ............... 04 Ağustos 2010 Cumartesi
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 20 Haziran 2010
Merhaba Ali Hoca hemen hemen hergün heyecanla siteye bakıyorum yeni mesajlar yeni yazılar varmı? diye.Belki Tatil nedeniyle ara veriliyor ama ben yinede sitede canlılık görmek istiyorum umarım hep olur.Bunları yazmak için siteyi açtığımda Uruşangil'in CEMAL'inin yazısını gördüm.Bende kendisine çok teşekkür ediyorum anı- öykümü beğendiği için.Sevgilerimle
----------------------------------------------
C. AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 20 Haziran 2010
Hatun Aydoğan'ın köy yolunda hikayesini zevkle okudum.Kendisinden 42.sokakla ilgili yeni hikayeler bekliyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum
----------------------------------------------
YAKUP ÖZTÜRK - yakupoeutuerk@hotmail.de - Almanya - 14 Haziran 2010
Sevgili Ali abi. 22-23 mayis tarihlerinde Hanauda yapmis oldugumuz festivalimizi geride biraktik.Büyük emeklerle, büyük özveriyle calistik.Inan verdigimiz emegin karsiligini insanlarin katilimini gördükten sonra aldik. Yaklasik 1200 civarinda bir katilim oldu. Almanyanin tüm sehirlerinden ve Avrupanin deyisik ülkelerinden dostlarimiz festivale katildi .Ayrica Türkiyeden gelen dostlarimizda festivale ayri bir renk katti.Bizler Hanada yasayan K.Y.K lilar olarak festivalimize gelerek dayanismalarini gösteren bütün insanlarimiza yürekten tesekkür ediyoruz. Ali abi sana festivalle ilgili resimler gönderecegimi söylemistim malasef yogun is temposundan vakit bulup ne resim cekebildim nede gelen yasli insanlarla konusma firsatim oldu. Dolasiyle sana vermis oldugum sözümü yerine getiremedim. Anlayisla karsilayacagina inaniyorum. Bulabilirsem resimlerden sana göndermeye calisacagim.Sunuda belirtmek istiyorum sayfanda Bizlere yer ayirip festvalle ilgili duyurularindan dolayi tekrar teskkür ediyor calismalarinda basarilar diliyoruz..HANAU TURNUVA KOMITESI adina yakup Öztürk saygilar.
..... A.A.-aliaydoganhotmail.com-Ankara-14 Haziran 2010
Merhaba Yakup kardeşim, festival ile ilgili gelişmeleri gerek kişisel telefonlaşmalarla ve gerekse internet üzerinden izledim. Bu başarılı çalışmanızdan dolayı sizleri, emeği geçen herkesi ve katılımlarından, desteklerinden dolayı halkımızı içtenlikle kutluyorum.
..Fotoğraf konusuna gelince, üzülmene gerek yok. Facebook'ta ve bazı sitelerde bol bol fotoğraf yayınlanıyor zaten. Ama gönderebilirsen bu sitede özel bir sayfa açmaktan onur duyarım.
..Yaşlı insanlarla konuşup anılarını gönderme konusu apayrı önem taşıyor. Onu gerçekleştirirsen çok sevinirim. Bir gün insanlar ve sözler uçup gidecektir ama yazılar kalacaktır. "Bizim Yazarlarımız" sayfasına hem sizden hem de bu satırları okuyan ve duyarlılık gösteren köylülerimizden yazılar bekliyorum. Sebahattin arkadaşın aşağıda yayınlanan mesajında önerdiği gibi belki ileride bu anılar kitaplaştırılabilir de.
..Sevgili Yakup, siteyle ilgili duyarlılığın bana güç veriyor. İçtenlikle teşekkür ediyorum. Sana, Aysel'e, çocuklara, tüm dostlara ve ayrıca Hanau Turnuva Komitesi'ne selamlar, sevgiler.
----------------------------------------------
Y.BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 12 Haziran 2010
Sayın HATUN AYDOĞAN ve ESMA KORKMAZ hanımefendiler, eşim için yapmış olduğunuz geçmiş olsun dileklerinizi eşime ilettim çok memnun oldu ve size teşekkürlerini iletti. Bu nazik jesttinizden dolayı ayrıca bende sizlere teşekkürlerimi sunuyorum. Çok sağolun var olun diyorum.
----------------------------------------------ESMA KORKMAZ - si_dal21@hotmail.com - Ankara - 11 Haziran 2010
SAYIN Yılmaz abi benimle ilgili olan şiirinizi okudum inanki hastalığımı unuttum nasıl öyle yakıştırmışsın! yazan ellerine sağlık şiirinle bana moral de verdin gülerek okuduğum gibi mutfakta yemek yaparkende hep gülerek yemeğimi yaptım.İnsanlarla bu karşılıklı iletişim ne kadar güzelmiş yaşadıkça,konuştukca anladım.Burada yazışmamıza neden olan Ali hocaya yürekten teşekkür ediyorum.Onun sayesinde yazışıyoruz birbirimizi daha iyi tanıyoruz Eşiniz ameliyat geçirmiş sizede eşinizede geçmiş olsun dileğiyle sağlık sihhat diliyorum GÖRÜŞMEK ÜZERE....
----------------------------------------------
A.GUNEL - gunelli45@gmail.com - ... - 10 Haziran 2010
Çok iyi çok başarılı buldum.Siteyi hazırlayanları tebrik ederim.
----------------------------------------------
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 10 Haziran 2010
Sevgili arkadaşlar, hemen he pinizin kıymetli yazılarına bir göz attım, adeta yenilendim. Ne güzel ifade etmişsiniz düşüncelerinizi. Sağlığımla ilgi li halisane temenniler de beni çok mutlu etti, teşekkür ederim.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 10 Haziran 2010
......Sayın YILMAZ BAKAR'ın eşinin Ameliyat olduğunu okudum.Buradan eşine ve kendisine çok geçmiş olsun diyor ACİL ŞİFALAR diliyorum.
......Değerli hocamız Durmuş Öztürk'ün mesajını "ÖZLEM" adlı ŞİİRİNİokudum.Sağlığına kavuşmasına ve yazılarına devam etmesine çok sevindim.Sağlıklı güzel günler dilerim.
----------------------------------------------
Y. BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 10 Haziran 2010
Esma hanım rahatsızlığınızdan dolayı size geçmiş olsun dileklerimi iletir, Allah şifalar versin diyorum. Bizim hanım da kalp ameliyatı oldu şu an hastahanede yatıyor. Bunca sıkıntılar içinde site boş kalmasın diye, yine bir şeyler yazıp çizmeye çalışıyorum. Hepiniz Allaha emanet olun, Allah şifasını eksik etmesin.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 10 Haziran 2010
SEBAHATTİN GÜNEL'in mesajlar bölümünde yazısını okudum.Sitenin ve Bizim Yazarlarımız sayfası ile ilgili düşüncelerini ve yorumlarını çok güzel ifade etmiş.Kutluyorum.Ayrıca Bizim Yazarlarımız sayfası için önerisini çok etkileyici buldum.Bende kendisine teşekkür ederim.Sevgilerimle
----------------------------------------------
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 09 Haziran 2010
Ziyaretçi defterine en son 22 Mart 2010 tarihinde yazmışım,yani dört ay olmuş.Site hakkında aslında fazla yazacak bir şey yok kanısındayım.Sitenin bütün sayfalarının konuları itibariyle ayrı ayrı bir anlamı var.Hele bir sayfa varki farklılığıyla ayrı bir öneme sahip.Bu farklılık Bizim Yazarlarımız sayfasıdır.İnsanlarımızın içindeki yazma isteği böyle bir sitenin oluşmasına vesile oluşturdu.Unutulmaya yüz tutmuş öyküler,komik olaylar, acı hatıralar bizim yazarlar sayfası sayesinde gün ışığına çıkma olanağı bulmuş oldu.Bende yazılarımla elimden geldiğince katkı sağlamaya çalışmaktayım.Yazdıklarımız ziyaretçiler tarafından okunup-okunmadığını,olumlu-olumsuz eleştirileri her zaman merak etmişimdir.3 haziran 2010 tarihli Hatun ablanın(Aydoğan) mesajını okuyunca merakımı gidermiş oldum.Hatun ablanın güzel sözleri ve olumlu eleştirileri beni oldukça mutlu etti.Hatun ablaya güzel sözlerinden dolayı sonsuz teşekkür ederim.Yazma konusunda önerisini dikkate alacağım.../Saygılarımla. Not:İlerde, Bizim Yazarlarımız sayfasındaki öyküler ve şiirler bir kitap haline getirilebilir.
...A.A.-aliaydoganhotmail.com-Ankara-09 Haziran 2010
Merhaba Sebati, bu sayfanın ilk düşüncesi aslında seninle ve Hollanda'daki sevgili Sefa Aydoğan'la site hakkında söyleşirken çıkmıştı. Sefa, ölen insanlarla ilgili anılarını yazmak ve onları bu yöntemle yaşatmak isteğinden söz etmişti. Yusuf'la yaşadığı Tuzluçayır'daki kırk yıl önceninin anılarından örnek vermişti. Sayfa bu düşüncelerle filizlendi ama şimdiki şekline dönüştü. Şimdilik güzel gidiyor. Umarım katılımlar daha da artar.
Sevgili Sebati, söylediğin şey beni çok heyecanlardırdı. Gerçekten de diğer dostlarımız da amatör yazar olarak katkı verirse, anılar yeterince artarsa ileride neden kitaba dönüşmesin ki?
Önerilerinle, verdiğin destekle siteye her zaman verdiğin güç için bir kez daha teşekkür ediyorum. Sevgiyle...
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - si_dal21@hotmail.com - Ankara - 09 Haziran 2010
Sevgili YILMAZ abi yazımı okuyup beğendiğin için çok teşekkür ederim.BAKIMSIZ YAŞLI KADIN hikayesinin yarısını yazmıştım.Eğer bir gün biraraya gelirsek tamamını anlatırım.İleri bir zamanda kendimi iyi hissettiğimde geçmişte yaşadığım hastalığımı dile getireceğim.Bende sizin anı ve şiirlerinizi zevkle okudum .Devamını dilliyorum GÖRÜŞMEK ÜZERE...
----------------------------------------------
Y. BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 09 Haziran 2010
Y.Bakar- Esma Korkmaz hanım yazdığınız öyküleri büyük bir zevkle okudum. Hele o bakımsız yaşlı kadın öyküsü beni çok etkiledi. Kalem tutan ellerinize ve ilham dolu yüreğinize sağlık diyorum. Bundan sonra yazılarınızın hep takipçisi olacağım. Bir bayan olarak Hatun Aydoğan'la ikinizi yürekten kutluyorum. Hep yaratıcı olun ve yazmaya devam ediniz. Ayrıca Hatun Aydoğan hanımın kızı, İncimer Çiçek kızımızın hakkımda yazmış olduğu yorum içinde, kendisine çok teşekkür ediyor,gözlerinden öpüyorum.
----------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - si_dal21@hotmail.com - Ankara - 09 Haziran 2010
Köyümüzün değerli hocası Durmuş öztürk hocaya Geçmiş olsun dileklerimi sunar biran önce sağlığına kavuşmasını dilerim...
----------------------------------------------
İNCİMER ÇİÇEK - incimer_cicek@hotmail.com - 08 Haziran 2010
Sayın Yılmaz Bakar Amcanın annem Hatun Aydoğan için yazdığı şiiri çok beğendim.Diğer şiirlerini de beğenerek okuyorum.Kendisine teşekkür ediyorum.Eline sağlık.
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 08 Haziran 2010
Vay vay vay, İncimer hanım, seni de mi burada görecektik? Ziyaretçi defteri üzerinden siteye gençlik, canlılık aşıladın, teşekkür ederim. Ama öyle bedavadan, karşlıksız okumak yok; hemen kolları sıva ve sen de yazmaya başla ki, başkaları da senin yazdıklarını okusun. :)) Mesaj için teşekkürler. Zaten iyi olduğuna inandığım okul yaşamında daha da başarılar diliyor, gözlerinden öpüyorum.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 08 Haziran 2010
Merhaba Ali Hoca Sitenin ana sayfasına konulan KIRINTI fotoğrafı çok hoş olmuş çok beğendim.Vara yoğa yazmıyayım diyorum ama mutlaka yazmamı gerektiren bir şey buluyorum.Ben aslında başka kişilerin mesajlarını görmek istiyorum umarım yazarlar bende zevkle okurum sevgiler.
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 08 Haziran 2010
Madem beğendin o fotoğrafı, öyleyse periyodik aralıklarla aynı fotoğrafın başka ilginç görünümlerini koyayım bundan sonra. / Haklısın, değişik kişilerin mesajlarını ben de görmek isterim tabi. / Teşekkürler.
----------------------------------------------
FİKRİYE ÇAYOĞLU - celalcayoglu@hotmail.com - Almanya - 06 Haziran 2010
ben fikriye hatun ve ali aydogan in albümdeki anilari beni duygulandirdi eski resimler banbaska daha fazla eskileri canlandirmak bence daha iyi tesekkür ederim tek kelimeyle harika
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Haziran 2010
Yazarak, siteye canlılık kazandırdığınız için asıl ben teşekkür ederim Fikriye hanım. Ailenize selam, sevgi, mutluluk dileklerimle.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 06 Haziran 2010
..."BİZİM YAZARLARIMIZ" bölümünde CEMAL AYDOĞAN'ın yazdığı "BEN BÖYLE SEVMİŞTİM" adlı şiiri güzel yazmış eline sağlık.
...Merhaba Ali Hoca Ziyaretçi Defteri'ndeki mesajları dikkatlice okuyorum.Edindiğim izlenim genel olarak KARADORUKAA'nın hayalleri doğrultusunda amacına ulaştığıdır.Umarım dahada gelişir,dahada güzelleşir."BİZİM YAZARLARIMIZ" bölümü yazana olduğu kadar okuyanada büyük keyif veriyor,mutlandırıyor.En azından ben böyle hissediyorum.KARADORUKAA'da böyle bir sayfa açan ALİ HOCA'ya ve "BİZİM YAZARLARIMIZ"a sevgiler saygılar...diyerek duygularımı yinelemeden edemedim.Affola.
----------------------------------------------
ENGİN ÖZTÜRK - null@yahoo.com - İstanbul - 05 Haziran 2010
Bir web sayfası için eğer "ziyaretçi defterine" yazacak duruma gelmişseniz demek ki ya özümsemiş ya da ilginizi çeken bir durum oluşmuştur.. Birçok site gezeriz , bakar geçeriz.. Bu sitede ne buluyoruz? Sadece köyümüz ve çevremiz mi.. Evet onlar da var ama sadece onlar değil, "istikrar" ve "güncellik" görüyoruz.. İşte bu siteyi önce çeken de bu zaten.. Ali Hocamızın bunca yoğunlukları arasında bıkmadan usanmadan halkının içinde gezme çabaları ve yine hayatını verdiği eğitmenlik ve öğreticilik yaklaşımı takdire şayandır. Saygılarımla, Engin ÖZTÜRK Rumelihisarüstü, IST.
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Haziran 2010
Üç-beş yıl önceydi; bir site yapmaya kalkışmıştım ama ayrıntılara boğularak ne yapacağımı şaşırmıştım. Engin arkadaşımız, bana kaynak verdi, yol gösterdi, en önemlisi yapabilirsin,edebilirsin diyerek cesaret aşıladı. O cesaretle yola çıkmanın sonucu "karadorukaa" oluştu ve bugünlere geldi.
Yani sevgili Engin arkadaşım, sitenin hamuruna kattığın maya tuttu. Senin de vurguladığın gibi siteyi mümkün olduğunca belli bir düzende, düzeyde geliştirmeye ve güncel tutmaya; siz duyarlı arkadaşların mesajlarınızla ya da sözlü olarak verdiğiniz desteklerle bunu başarmaya çalışıyorum. Hepinize ve sessizce de olsa izleyen herkese teşekkür ediyor, sevgilerimi iletiyorum.
----------------------------------------------
Y. BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 05 Haziran 2010
Hatun hanım sizin için yazmış olduğum şiir için,mahçup olduğunuzu belirtmişsiniz. Hatun hanımefendi, zaten bu onureye layık olduğunuz için o şiiri sizin için yazma ihtiyacı hissettim. Hiçte utanacak,mahçup olacak bir durumunuz yoktur. Medeni cesaretinizden dolayı sizi kutlamak,tebrik etmek için yazdım. Keşke diğer kadınlarımız, kızlarımızda sizin kadar cesaretli olsalarda onlarda sizin gibi birşeyler yazma çabası içinde olsalar daha iyi olur kanısındayım.Ayrıca hakkımdaki güzel yorum ve düşünceleriniz içinde ben size teşekkürlerimi sunuyorum. Çok sağolunuz.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 04 Haziran 2010
"YETENEKLİLERİMİZ"bölümünde sayın YILMAZ BAKAR arkadaşın adıma yazmış olduğu şiir beni onure ettiği kadar utandırıp mahçup etti.Bana sunduğu bu değerlere çok teşekkür ediyorum.Naçizane ben çok kez yinelediğim gibi ALİ HOCA'nın bana verdiği cesaretle kendisine verdiğim değerden de güç alarak yazma serüvenine başladım.Bu konudaki bütün övgülerin ALİ HOCA'ya ait olduğunu düşünüyorum.YILMAZ BAKAR arkadaş ALİ AYDOĞAN için yazmış olduğu şiirinde dile getirmiş zaten bu şiir içinde çok teşekkür ediyorum.Güzel şiirleri için YILMAZ BAKAR'ı KUTLUYORUM.
...A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Haziran 2010
Merhaba Hatun Hanım,
Öğretmenler ders planı yaparken "öğrencilerin yeteneklerini açığa çıkarmak" gibi bir amaç belirtirler. Amaç, öğrenciye yaratıcı güç ya da yetenek kazandırmak değildir; eğer çocuğun özünde yoksa bu pek mümkün olmaz. Öğretmen, ancak öğrencinin yeteneklerinin üzerini örten örtüyü geri ederek yeteneklerini açığa çıkarmada yardımcı olabilir.
"Bizim Yazarlarımız" sayfasına yazı gönderen siz değerli dostların özünde yazabilme yeteneği varmış; site bunu açığa çıkarmakta bir parça olsun görev yapmışsa ne mutlu karadorukaa'ya.
Bu siteye göz atma zahmetinde bulunan, eli kalem tutan veya tuşlara basabilen ve ben de varım diyenlerin "Bizim Yazarlarımız" sayfasında yerini alması, siz mevcut yazarların da yeni öyküler yazıp iletmesi 'karadorukaa' için büyük bir onurdur. Tüm yazarlarımıza saygılarımla.
----------------------------------------------
İSMAİL AYDOĞAN - yayla5829@hotmail.com - Ankara - 03 Haziran 2010
Bizim yazarlarımız bölümünde bir anımı yazmıştım. Bu yazımdam dolayı bana hoşgeldin diyen HATUN AYDOĞAN hanımefendiye ve MUZAFFER BAL arkadaşımıza ayrıca bizlere bu imkanı tanıyan ALİ AYDOĞAN arkadaşımıza çok teşekkür ediyorum. Bütün arkadaşlarımızın anıları ve güncel konulara bakış açısı gerçekten çok güzel. Zevkle izliyor başarılarının devamın diliyorum.
----------------------------------------------
Y. BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 03 Haziran 2010
Bizim yazarlarımızın öyküler bölümünde Hatun Aydoğan hanımefendinin yazdığı anı ve öyküleri dikkatle okudum. Arı duru güzel türkçesiyle yazdığı öyküleri dikkatle okudum.Çok beğendiğimi belirtir emeğine sağlık diyorum ve bu konuda hep yazmaya devam etsin. Ayrıca diğer kadınlarımızın kızlarımızın da kalemi ellerine alıp yaşadıkları ilginç olayları bizimle paylaşmalarını diliyorum. Herkesin hayatta yaşadığı ilginç anılar ve olaylar vardır. Haydi hanımlar, Hatun Aydoğan gibi kalemi ele alıp anılarınızı yazmaya başlayın.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 03 Haziran 2010
Merhaba Ali Hoca Zaman zaman "Bizim Yazarlarımız" Bölümüne girip anı yada yazıları yeniden okuyorum.Bu gün SEBAHATTİN GÜNEL'in "SUSUZ YAZ" ve" GÖLET"adlı yazıları günümüzde yaşanan sorunlara dikkat çektiği için TAKDİRE ŞAYAN.O GÖLET'i biliyorum onun için kendisinin çevreye,doğaya bir bütünlük içinde duyarlı oluşundan dolayı KUTLUYORUM.güzel yazılarının devamını bekliyorum.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 3 Haziran 2010
Merhaba Hatun hanım, Sebahattin arkadaşımızın çalışması bana göre de çok büyük bir önem taşıyor. Umarım onun yazıları gibi güncel sorunlarını ele alan yazılar da yazılmaya başlanır. Sebahattin dostumuza da sana da tekrar teşekkürler.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 1 Haziran 2010
......"YETENEKLİLERİMİZ"Bölümünden Yılmaz Bakar'ın GÜNCEL iki güzel ŞİİRİNİ okudum.Bu konuda kendisini kutluyor,daha nice nice şiirlere diyor başarılarının devamını diliyorum.
...... Sayın Gülderen Kandemir'in "Bizim Yazarlarımız" bölümü hakkındaki yazısını okudum.Ali Hocam güzel bir yazı ile yanıtlamış.Bende "Bizim Yazarlarımız" adına Gülderen hanıma motive edici güzel duygularından dolayı çok TEŞEKKÜR ediyorum.Sevgilerimle
----------------------------------------------
M. BAL - muzafferbal50@mynet.com - İstanbul - 01 Haziran 2010
Önce İsmail Aydoğan arkadaşa aramıza hoş geldin derim. Yazdığı anısını okudum. Çok güzel olmuş.Yeni anılarını bekliyoruz.

G. KANDEMİR - gulkandemir@gmail.com - Ankara - 30 Mayıs 2010
Ali hocam hazırladığın site köy sitesi gibi görünüyor ama bayağı geniş tutmuşsun.Mesela yanılmıyorsam köylülerinize anılarını yazma imkanı veren bir bölüm açmışsın.Bu çalışmayı çok beğendim . Bunun için bu yazıyı yazmayı düşündüm.Tebrik ederim. Yazanlar artarsa sayfa dahada amacına ulaşmış olacaktır. Sizin köylü olsam inan bende mutlaka birşeyler karalamayı düşünürdüm. birde şunu söylüyeyim. Öyküler sanki gerçek deneyimli yazarlar tarafından yazılmış gibi olmuş. Yoksa tamamen senmi düzeltiyorsun. Tekrar tebrik ediyorum.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 31 Mayıs 2010
Evet, anı öyküleri bölümünü yani "Bizim Yazarlarımız" bölümünü beğendiğini söylüyordun, şimdi de yazarak belirtmişsin. Teşekkür ederim. Evet, bana göre de en önemli bölümlerden. /// Ne demek yani, istersen sen de yazabilirsin, bizim kapımız herkese açık. :)) /// Haklısın, öyküler oldukça güzel yazılıyor. Hayır, kesinlikle ben düzeltmiyorum. Sözcükler, tümceler, paragraflar, olayların akışı tamamen yazarlara ait. Ben, sadece birkaçında ufak tefek noktalama düzeltmeleri yapıyorum. Eh o kadar da olmasın mı? Dursun Akçam'ın Dağlar Sultanı romanının, Ali Püsküllüoğlu'nun Türkçe Sözlüğünün K-L-M-N harflerinin olduğu sayfaların düzeltmenliğini yapmıştım. Onlar profesyonel yazarlar. Onların yapıtlarını düzelttim de bizimkilerin yazılarına katkıda bulunmuşum çok mu? :)) Bizimkiler, amatörler; ama okuyanları şaşırtacak kadar güzel yazıyorlar, senin de değindiğin gibi yani. İlgin için tekrar teşekkürler. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
Y. BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 30 Mayıs 2010
Bu güzel siteye yazdığım yazı ve şiirlerimi okuma inceliğinde bulunarak hakkımda övgü dolu yorumlar yapan, HATUN AYDOĞAN hanımefendiye çok teşekkürler ediyorum.
----------------------------------------------
ALEV BOZ - alevcan_62@hotmail.com - ... - 29 Mayıs 2010
öncelikle herkese merhaba sitenizi bi tanıdıgım vasıtasıyla görme sansı buldum siteye emeği gecen herkesi tebrik ediyorum cok güzel ve anlamlı bi site olmuş .
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 29 Mayıs 2010
İlginiz ve beğeniniz için teşekkür ederim Alev Hanım.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 29 Mayıs 2010
......YETENEKLİLERİMİZ" köşesinde YILMAZ BAKAR'ın "YOKLUKLAR İÇİNDE GEÇTİ ÖMRÜMÜZ" adlı Şiiri Dedelerimizin,analarımızın,babalarımızın belki birazda bizim kuşağın geçmiş yakın tarihini çok güzel anlatmış.Kutluyorum nice şiirlere diyorum.Hatun Aydoğan
......Merhaba Ali Hoca KARADORUKAA sitesi bende hemen hemen bağımlılık yarattı diyebilirim.Eminim bir çok kişide benim gibi düşünüyor.Sitede özellikle ALBÜMDEKİ ANILAR köşesi bizi zamanda yolculuğa çıkarıyor,duygulandırıyor,hüzünlendiriyor,neşelendiriyor anlarımızı değerli kılıyor hoşça vakit geçirmemizi sağlıyor.Benim böyle hissetmeme neden olan bu güzel duyguları bize yaşatan ALİ HOCA'ya sonsuz TEŞEKKÜRLERİMİ sunuyorum.SİTESİYLE hep var olsun...Hatun Aydoğan
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 29 Mayıs 2010
Merhaba Hatun hanım. Siteye gösterdiğiniz sürekli ilgi ve mesaj yazarak verdiğiniz güç için çok teşekkür ederim. Selam ve sevgiler.
----------------------------------------------
İSMAİL AYDOĞAN - yayla5829@hotmail.com - Ankara - 27 Mayıs 2010
Ali Bey sitenizin sürekli ziyaretçileri arasındayım.Sitenizdeki sayfalar geçmişle günümüz arasında bir köprü oluşturuyor.Gelecektede neler yapabileceğimiz hakkında oldukça fazla cesaret veriyor.Uzun zamandır iletişim kuramadığımız dostlarımız anılarıyla, fotoğraflarıyla, etkinlikleriyle, düşünceleriyle sizin sitenizde buluşuyor.Bizim yazarlarımız sayfasındaki anıları okurken çok etkilendim, gerçekten çok güzel olmuş.Bende anılarımı dostlarla paylaşmak istedim.Bana da anılarımı anlatmak için bir sayfa açarsanız bende karınca kararınca bir şeyler yazmak isterim.SAYGI ve SEVGİLERİMLE!..
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 27 Mayıs 2010
Sitenin köprü görevini vurgulaman beni çok sevindirdi; çok teşekkürler İsmail kardeşim. Büyük bir memnuniyetle hemen bir sayfa açtım ve gönderdiğin güzel öyküyü yayınladım. Yenilerini bekliyorum. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
HATUN AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 27 Mayıs 2010
...... Muzaffer Bal'ın "KARADORUK ŞARKISI"anı_öyküm için yazdığı övgü dolu sözlere çok teşekkür ediyorum beni mutlu etti.Benim,bizim kuşağın Kızılderililere olan merakı çocukluğumuzda,gençliğimizde TEKSAS, TOMMİKS, KİNOVA gibi çizgi romanları çok okuduğumuzdan "kimileri bunu yersede"etkilenerek hayatımın her döneminde Kızılderilileri anlatan pek çok kitap okudum.Beni en çok etkileyen,yaralayan DEE BROWN"un "KALBİMİ VATANIMA GÖMÜN" adlı kitabı Kızılderili ırkının yok edilişinin gerçek belgesel öyküsüdür.Muzaffer BAL'ın yazısındaki ırklar,azınlıklar,inançlar hakkındaki sözlerine açıklamalarına teşekkür ediyorum selamlar sevgiler Hatun Aydoğan
...... İSMAİL AYDOĞAN'ın DAĞDA KAYBOLUŞ öyküsünü beğendim heyecanla bir solukta okudum."BİZİM YAZARLARIMIZ" Köşesine hoş geldin diyor nice ÖYKÜLERE diyorum başarılar
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 27 Mayıs 2010
.....Durmuş hocaya çok çok geçmiş olsun dileklerimi sunar, en kısa zamanda anılarına devam etmesinini dilerim. Muzaffer Bal
.....Hatun'un, karadorkla ilğili anısını okudum, çok güzel bir anı. Ellerine sağlık Hatun, yeni anılarını bekliyoruz. Hatun'un anısından Kızılderililere merakını Öğreniyorum,. Böyle bir merakının olması beni oldukça sevindirdi, bende Kızılderililere, Çingenelere, Eskimolara ve tüm azınlıklara karşı merakım var. Hatun'un anısından Kızılderililerin şu sözünü de öğrenmiş oldum. "ağaç,şelale, boz ayı cisimlenmiş birer ruhtur, herbiri sayğıya layıktır." Bu bana ruh inancının tek tanrıcı inançlardan önceki toplumların inancı olduğunu ve bu gün bu inancı Kızılderilier, Kızılbaşlar, Bektaşiler, Eskimolar ve birçok 'ilkel' kabileler çok canlı bir şekilde yaşatmaktalar. (Ruh inancına göre ruh ölümsüzdür, ruh bedenden ayrılır ruhlar alemine gider ve bir başka canlıının bedeninde tekrar dünyaya döner. Bu yolculuk Ruhun günahsız hale gelene kadar devam eder.) işte Kızılbaşlardaki hakka yürüdü anlayışı ruh inancıdır. Hatuna tekrar teşekürler bu küçük açıklamaya vesile olduğu için . Muzaffer Bal - İstanbul
----------------------------------------------
Y. BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 26 Mayıs 2010
Değerli hocamız sayın Durmuş Öztürk'ün rahatsız olduğunu bu sitenin ziyaretçi defterinde okuyunca öğrendim. Sayın Durmuş Öztürk hocamıza acil şifalar diliyorum ve en kısa sürede tekrar aramıza döner, o güzel öykülerine bizlere yeniden yazmaya devam eder.
----------------------------------------------
H.AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com -
26 Mayıs 2010
Sayın Durmuş Hocama çok geçmiş olsun diyor biran önce sağlığına kavuşmasını diliyorum
25 Mayıs 2010
Bugün yine yazarlarımız köşesinden anı öyküler okudum Sayın hocamız Durmuş Öztürk ün DERİNDEN GELEN SES adlı anı öykü çok hoştu oralarda olasım geldi Hocam eline sağlık çok güzel yazmışsınız
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 25 Mayıs 2010
Durmuş bey, yeni öykülerini hazırlıyordu ki hastalandı ve günlerdir Erzincan'da hastanede yatıyordu. Tam şu anda (14:15) ambulansla Trabzon'a götürülüyor olmalı. Bunu belirterek, kendisine geçmiş olsun diyor, en kısa zamanda yeni öyküleriyle buluşacağımız günleri bekliyorum.
----------------------------------------------
K. AYDIN - kaydin_29@hotmail.com - 23 Mayıs 2010
Güzel bir site. Hazırlayanın eline beynine sağlık. Sitede çok şey buldum. Sayfalar çok çeşitli. İncelemekten büyük zevk aldığımı söylemek isterim. Kolay gelsin başarılar.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Mayıs 2010
İlginiz için teşekkür ederim.
----------------------------------------------
H.AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - 23 Mayıs 2010
Merhaba Ali Hoca. Epeydir görüşemedik, umarım iyisindir. Türkiye'nin bu yoğun gündemini takip etmekten siteye bunca zamandır girip ne var ne yok bakamadım. Bugün bakma fırsatı buldum. Dostum, arkadaşım Esma'nın anı öyküleri sürpriz oldu. Çok sevindim, çok mutlu oldum. Zevkle okudum. Aramıza bir kadın yazarın daha katılmasından çok keyif aldım. Muzaffer Bal'ın Halkımıza Çağrı yazısının ses getirmesine de katkıda bulunmuş olmasından ayrıca memnun oldum. Esma'nın yeni yazılarını bekliyor ve kendisini kutluyorum. Tüm amatör yazarlarımızdan nice yeni öyküler diliyorum. Sevgiler.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Mayıs 2010
İlgin ve katkıların için çok teşekkürler Hatun Hanım. Sevgiler.
----------------------------------------------
C. AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara -
20 Mayıs 2010
Esma Korkmaz'ın yazmış olduğu öyküleri zevkle okudum. Kendisine olan özgüvenini biliyordum beni tekrar haklı çıkardığı için kendisine tekrar teşekkür ederim. Köyümüzün geleneklerinden olan sayı sayma olayı 1969 yılında gerçekleşmişti, bu konuyu ben etraflıca yazacağım biraz daha zaman geçmesini bekliyorum. Esma kısaca da olsa bu konuya değinmiş, her ne kadar şehir yaşamında da olsak; köyümüzle olan bağların kopmaması ve geleneklerin yaşatılması konusunda bu olay bir örnektir. Çocukluğumuzdan itibaren belli bir gelenekler zinciriyle büyümemiz nedeniyle de bizim kuşaktaki insanlar birbirine sıkı sıkıya bağlanmıştır. Kendi aramızda ki içtenlik,samimiyet,duruluk hiçbir zamanda kaybolmamıştır. Birbirimizi hep saygı ve sevgi ile yad etmişizdir, bunun da sonuna kadar devam edeceğine de inanmaktayım. Bu dostluklarla ilgili anıları yazacak bir çok insan olduğunu da bilmekteyim. Bu insanlara buradan tekrar sesleniyorum medeni bir cesaret gösterip yazmaya başlamaları dileğimi iletip ,saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
18 Mayıs 2010
Bu siteye giren kişilerin tahminime göre benim neden yazma ihtiyacımı okumuşturlar. Bu konuda doğru bir karar verdiğimi Esma Korkmaz'ın Molla Salih Demelerine eklenti yapmasıispat etmiş oldu. Bizim insanlarımızda genelde özgüven eksikliği bulunmaktadır. Bir kaç yazımda da belirtiğim gibi kişiler kendi üzerlerinde ki ölü toprağını kaldırıp atsalar ne cevherler ortaya çıkacaktır. Ben kendimi hiçbir zaman kendimi bir öykücü yazar olarak kabullenmedim ve bu konu dada böyle bir iddiam yoktur. Yazmış olduğum öyküler de başımdan geçen olayların gayet yalın ve içtenlikle yazılmış bir halidir. Dağarcığım da yazacağım bir çok öykü de bulunmaktadır. Ancak Ali kardeşimi de öykü bombardımanına da tutmak istemiyorum.Biliyorum ki benim gönderdiğim her öyküyü biran önce yayınlamak isteyecek ve kendisine ayıracağı zaman dan feragat edecektir. Başka kişileri kamçılamak için öyküleri peşpeşe göndermiştim. Gayem insanları Cemal bir şeyler yazmışsa ben neden yazmayayım diye bir düşünceye sevk etmekti. Bu nedenle de Esma Korkmaz'a bu özgüveninden dolayı tebrik ve teşekkür ediyorum. Şunu da biliyorum ki 42.sokağın (bakkal Esma'sının ) en büyük gözlemcilerinden birisidir. O sokakla ilgili bir çok olayı da yazacağından eminim,kendisini teşvik etmek istiyorum, önemli olan bir kere de olsa yazmaya başlamaktı. Herkesin ölü toprağını üzerinden atarak özgüvenlerini yeniden tazelemeye davet ederek sevgi ve saygılarımı iletiyorum
---------------------------------------------
ESMA KORKMAZ - esmakorkmaz.98@hotmail.com - Ankara - 15 Mayıs 2010
Merhaba Ali hoca;
Rahatsızlığımdan dolayı bilgisayara fazla bakamıyorum.Dün akşam Sidal le beraber biraz baktık.Hatun Hanımın yazılarını okudum hoşuma gitti.Sonra Cemal Aydoğan'ın yazılarına baktım.Salih dede ile ilgili benimde küçük bir anım vardı onu size iletmek istedim.Bizim Yazarlarımız köşesinde yayımlarsanız sevinirim.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Mayıs 2010
"Bizim Yazarlarımız" sayfasında en kısa zamanda sana ait bir sayfa hazırlayacağım. Yeni yazılarını merakla bekliyorum. Duyarlı yaklaşımın için teşekkür ediyorum.
---------------------------------------------
GÜLPERİ ÖZTÜRK - golperi-ozturk@hotmail.com - Ankara - 10 Mayıs 2010
merhaba.emek harcayıp böylesine güzel bir site hazırlayan,başta 'ali aydoğan'bütün dostlara teşekkür ediyorum.her ne kadar anamın babamın,atalarımın,doğup büyüdüğü o toprakları görmesemde,farklı bir yerde doğup büyüsemde,aslımız,soyumuzun geldiği o topraklar,işallah bu sene kırıntıya kayacıga gitmek oraları tenefüs etmek istiyorum,kendi insanlarımızla daha bir kaynaşmak,o kopukluğu gidermek istiyorum..herkese sevgi ve selamlar sunuyorum..
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Mayıs 2010
Merhaba Gülperi Hanım,ben de hem kendi adıma hem de köylülerimiz adına size teşekkür ediyorum. Gerek siz ve gerekse sevgili Emre, halkımızla gönül bağı içindesiniz, bunu biliyoruz. Umarım bu, daha da gelişir, tam bir içselleşme, kaynaşma sağlanır; güzel türkülerinizden daha sık yararlanırız. Selamlar, sevgiler.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@otmail.com - Ankara - 03 Mayıs 2010
Her insan genetik yapısı farklı olarak doğmaktadır. Bu genetik yapıya göre de beceri ve yetenekleri gelişmektedir. Bu farklı beceri ve yetenekler bir araya gelerek; birbirini tamamlar ve iş bölümü şeklinde belli bir toplumsal yapı ortaya çıkar. Ne yazık ki bu farklılık bizim toplumumuzda hala anlaşılabilmiş değildir. Her insanın farklı bir birey olduğu hep gözardı edilmiş, bireylerin farklı beceri ve yetenekleri göz önüne alınmamıştır.Bireyler hep başka bir bireyle kıyaslanmıştır. Bunun en önemli örneği de ailede ortaya çıkmaktadır. Filancanın kocası yada filancanın karısıyla kıyaslamalar nedeniyle bu olumsuzluklar sürüp gitmektedir. Eşler birbirlerini olduğu gibi kabullenme yerine hep değiştirmeye çalışmaktadır. Kendi karısı yada kendi kocasının beceri ve yetenekleri farklılıkları ön plana çıkarılmamıştır. Arkadaşlık ilişkilerinde de aynı olumsuzluklar sürmektedir. Kendi insanımızın beceri ve yetenekleriyle benimsenmek çoğunluk tarafından kabullenilmemiştir. Bizim "danacıklar" hiçbir zaman büyüyememişlerdir. Halbuki o danacıklar çoktan büyümüş farklı alanlarda , farklı bireyler olarak ortaya çıkmıştır. Artık onlar Cemal'cık,Ali'Cik, Hasan'cık, Ayşe'cik, Emine'cik, v.b değildirler. Herkesin tekrar yeniden düşünerek kendi toplumumuzda ki insanların; birer farklı birey olduğunu düşünerek her bir bireyin değerini, kadrini, kıymetini bilmesi dileğiyle; saygı ve sevgilerimi iletiyorum.
----------------------------------------------
YASEMİN İBİŞ - seminal@mynet.com -Ankara - 2 Mayıs 2010
Ali Bey selam 1 Mayısla ilgili çektiğin fotoları görünce kendimden utandım. ne kadar güzel olmuş fotolar bende doğru dürüst bir fotoğraf yok.Bir de onca koşturdum ordan oraya aslında ilginç kareler yakalamıştım ama ya çok ışık var ya da puslu olmuş anlayamadım bu makinemle çektiğim en kötü fotoğraflardı bunlar. seni tebrik ederim.İzninle benim ve arkadaşlarımın olduğu kareyi çaldım faceye koymak için:)
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Mayıs 2010
Dün senin makinenin şarzı bitmeseydi yeni çekimler denerdik; ama olmadı, başka zamana artık. / Aldığın fotoğraftaki arkadaşlara selam. / Güzel sözlerin için teşekkürler. Sevgiler.
----------------------------------------------
CAFER AYDOĞAN cafer65@live.de - Almanya - 30 Nisan 2010
18 Nisan Pazar günü, sevgili abim, Hasan Aydoğan'ı kaybettik. Bu acı kaybımızda bizleri yalnız bırakmayan, özellikle anne ve babama aşırı duyarlılık gösteren ve acımızı paylaşan bütün insanlara şükranlarımı sunuyorum. Yaşamı boyunca, bir karıncayı bile incitmemeye özen gösteren, mizah yönü kuvvetli sevgili abime allahtan rahmet diliyorum. Saygı ve sevgilerimle, Cafer Aydoğan. 30.04.2010
----------------------------------------------
H.AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - Ankara - 30 Nisan 2010
Merhaba Ali Hoca "Bizim Yazarlarımız'ın" anı -öykülerini keyifle okuyorum.Bugün Ali Hoca'nın öykülerinden "Sen Ne Dedin" çok hoştu.Ve "Tek Düşüncem Bacağım" adlı anı -öykü çok etkileyici.Okurken bana Ahmet Kaya'nın çok sevdiğim her dinlediğimde derin hüzünler duyduğum "Adı Bahtiyar" şarkısını anımsattı.Eline sağlık.Yürekten kutluyorum.Sevgiler...
...
Muzaffer Bal'ın "Elyaz Dayı ve Tütün öyküsüde çok hoşuma gitti.Öykünün içinden "Çolağın Mıstiğini" tanıdığım için keyifle okudum.Yazarlarımızdan yeni öyküler bekliyor,başarılar diliyorum.Sevgiler...
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Mayıs 2010
Merhaba Hatun Hanım, duyarlı davranışınız ve güzel yorumlarınız için teşekkürler. Sevgiler.
----------------------------------------------
GÜLGÜN ÇAYOĞLU - jite_dur_ketim@hotmail.com - İstanbul - 30 Nisan 2010
sevgili ali hocam yılmaz abının dayım ıcın yazdıgı şiirden çok etkılendım :( çok teşekkür edıyorum yüregınıze sağlık..
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Mayıs 2010
Sevgili Gülçin, Hasan dayın gerek şiirlerde, gerek anılarıyla hep yaşayacak zaten. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
RIZA ÇAYOĞLU - riza_cayoglu@hotmail.com - İstanbul - 29 Nisan 2010
Sevgili Ali Hocam Yılmaz abinin dayım için yazdığı şiiri okudum ve çok duygulandım sana yılmaz abiye emeklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Nisan 2010
Duyarlı yaklaşımın için teşekkürler Rıza'cığım. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
HÜSEYİN KALANTAY - kalantay34@gmail.com -29 Nisan 2010 - Ankara
Merhaba Ali hocam birkaç gün önce bir masaj yazmıştım buraya yayınlandığını gördüm sonra baktım silinmiş. Nedenini merak ettim ama sanırım bir yanlışlık olmalı. değişik türde farklı sayfalarla kapsamlı bir site gerçekten, başarılarının devamını dilerim.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Nisan 2010
Gerçekten de mesaj ön sayfaya taşırken silinmişti.Anlayışın ve güzel sözlerin için teşekkür ederim.
----------------------------------------------
ALİ CEVAT ÖZTÜRK - ozturkalicevat@yahoo.com - İstanbul - 26 nisan 2010
Web Adresi: http://www.fotokirinti.com
Merhaba Siteniz vasıtasıyla yeni sitemizin açılışını duyurmak istiyorum. Eleştirilerinizi beklerim. Site şu an tam kapasite de değil, tamamlanacak... www.fotokirinti.com saygılarımla Cevat
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 26 Nisan 2010
Merhaba Cevat Bey, her yenilik, toplumumuza sunulan her katkı bana büyük bir heyecan verir. Siteniz güzel bir etkinlik, güzel bir katkı olarak "Bizim Sitelerimiz" sayfasında yerini almış bulunuyor. Siteyi tamamen inceledim. Benim sitenin biçimsel basitliğini göz önüne aldığımızda sizin siteniz oldukça güzel bir yüze sahip. İçeriğe her geçen zaman yeni eklemeler yapacağınızı bilerek içtenlikle diyorum ki toplumumuz güzel bir site kazandı. Kutluyor, başarılar diliyorum.
Yazınızı az önce gördüm ve heyecanla yanıtlama isteği duydum. İlerleyen günlerde yazacağım ayrıntılı eleştiri ve önerilerimle siten(m)ize bir parça katkıda bulunabilirsem ne mutlu bana. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
Y. BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 26 Nisan 2010
Sayın bayan Hatun Aydoğan hanım efendinin yazdığım öykü için yapmış olduğu güzel yorumu için kendisine çok teşekkürler ediyorum. Bende Hatun hanımın yazdığı güzel öyküleri dikkatle okuyor ve kendisini yürekten kutluyorum. Hayatım hep gurbet ellerde geçtiği için, hafızamda kalan bir kaç öyküyü sizlere aktarmaya çalıştım. Öykülerime ilgi gösterip okuyan herkese çok teşekkürler ediyorum.
----------------------------------------------
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@otmail.com - Ankara - 26 Nisan 2010
İnsan doğası gereği kendisini göremez. Sadece karşısındaki ve çevresindeki nesnelerive olguları görebilir. Bu nedenle de kendi hatalarını göremez, daima karşısında ki insanların hatalarını görür, kendi hatalarını hep yansıtmaya çalışır. Ancak aynaya baktığı zaman kendisini görür. Gördüğü de kendisinin aksi yani tersidir. Sağını sol, solunu sağ taraf olarak görür. Yanlızca insan karşılıklı olarak paralel duran iki aynanın arasında kendisinin; derinliklerde ki sonsuz görüntüsünü görür. Önemli olan aynanın karşısında durmak değil; iki aynanın arasında bulunmaktır. Çünki ozaman hem önüne hem arkana bakarak kendi derinliklerinde hatalarını ve doğruluklarını görebilirsin.Herkesin kendisine iki ayna tutmak dileğiyle sevgiler ve saygılar.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 26 Nisan 2010
Ziyaretçi Defteri'ni siteyle ilgili yorum dışında harika bir yazıyla süslediğin için teşekkür ederim. Kendimize üç boyutlu, derinlikli, objektif bakmamız gerektiğini vurgulamışsın. Teşekkürler.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com -Ankara - 24 Nisan 2010
Merhaba Ali Hoca, "Bizim Yazarlarımız" köşesinin öykülerine hergün bakıyorum "yeni bir öykü var mı diye?" en son Yılmaz Bakar'ın "Mahmut Dayı" öyküsü beni çok etkiledi. Teşekkür ediyorum, yazılarının devamını diliyorum. Hatun Aydoğan
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 24 Nisan 2010
Merhaba Hatun Hanım, aslında başka kişiler de yazı hazırlıyor. Umarım beğeneceğin yeni anı öyküler yakında sitede yer alacaktır. Duyarlılığın için teşekkürler.
----------------------------------------------
YAKUP ÖZTÜRK - yakupoeztuerk@hotmail.de - Hanau - 22 Nisan 2010
Sevgili Ali agbi. Duyurular sayfasinda bu yil Almanyanin Hanau sehrinde yapilacak olan K.Y.K. festivalinin davetiyesini tümüyle yayinlamissin.Nede güzel olmus.Hanau halki olarak emegine ve ilgine cok tesekkür ediyoruz . Sayfani ilgiyle takip ediyor,calismalarinda basarilar dilyioruz.Hanau`lular
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 22 Nisan 2010
Merhaba Yakup Kardeşim, halkımızın birliğini, dayanışmasını, yakınlaşmasını sağlayacak her tür etkinliği büyük bir saygıya karşılıyor, yaptığınız güzel çalışmaları ilgiyle, beğeniyle izliyorum. Hani sanırım Mahzuni'nin dediği gibi; işten, güçten, dertten, gamdan dolayı festivale katılamıyoruz; ama yüreğimiz sizinle, hepinizle. Festivalin başarılı ve mutlu geçmesini diliyorum. /
Takdir edersiniz ki Ziyaretçi Defteri'ne yazılan mesajlar bir site için yaşam kaynağıdır; böyle bir destek verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Sitenin oralarda da izlendiğini bilmek bana güç verdi. Sana ve Hanau'daki tüm değerli dostlarımıza sevgiler, saygılar.
----------------------------------------------
İLKER-PINAR AYDOĞAN - ilker.aydogan83@hotmail.com - Ankara - 21 Nisan 2010
DÜĞÜNÜMÜZDE BULUNAN VE BULUNAMAYAN BÜTÜN DOSTLARIMIZA COK COK TESEKKÜR EDERİZ ANKARADAN PINAR İLKER AYDOĞAN
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Nisan 2010
Yaşam boyu mutluluklar...
----------------------------------------------
AHMET SEKÜ - sekuahmet-18@hotmail.com - Ankara - 19 Nisan 2010
Merhaba Ali Bey,Emirgan Parkında bir anı işareti bırakamadım . Ama parkta zaman zaman video çekimleri yaptım.Onlar anı olur sanırım.İlginç bir İstanbul gezisi oldu.Gelince anlatırım , sana malzeme de çıkar yazman için belki...Selam ve sevgiler.
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Nisan 2010
Merhaba Ahmet Bey, mini gezinden mutlu dönmene sevindim. Paylaştığın için teşekkür ederim. Sevgilerimle.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Nisan 2010
Merhaba Yılmaz Abi. Öncelikle hem öykü, hem şiir, hem de mesaj yazarak verdiğin destek için hem kendi adıma hem de yararlananlar adına çok teşekkür ederim. Eminim ki senin de Durmuş dayımın da diğer dostların da köy dışında da yaşadığı pek çok ilginç anılar olmuştur.
Ancak, burada önemli bir anımsatma yapmak zorunluluğunu duyuyorum. "Bizim Yazarlarımız" sayfası, köylerimizde (Kırıntı-Yeniköy-Kayacık-Dilekyolu vb) geçen anılar için oluşturulmuştur. Muzaffer Bal dostumuzun sık sık belirttiği gibi (onun sözüyle) geleceğe tarih bırakmaktır amaç. Onun, ziyaretçi defterine yazdığı mesajdan bir bölümü yineleyelim isterseniz:
"... Bu anılar köy anıları, gurbet anıları olabilir, kalan varsa macirlik anıları olabilir. Tamamı kayıp olmadan yazalım, yazalım ki geleciğe tarih bırakalım. Bakın biz bu tarih olmadığı için araştırmalarda zorlanıyoruz. Hiç olmasa gelecek araştırmacılar zorlanmasın. Hona nasıl gidilir onu yazın. Büyük tarla biçilince kesilen bereket kurbanını yazın. Öküzlerin hamı baharda nasıl çıkarılır bunları yazın, bunları yaşayan nesil artık yok oluyor yok olmadan bunları belgeleyelim. Hatta kümeslerden tavuk çalmayı, yukarı mahallenin bostanlarından yer elması çalmayı yazalım. Bunlar hoş anılardır. Bakın erfana kesenler hâlâ yaşıyor, onlar o güzel eğlenceyi mutlaka anlatmalı ve de gelecek kuşağa aktarmayız. ..."
Örneğin, Durmuş dayımın Kızlar Kalesi'nde Facia adlı öyküsünü okuyunca çok etkilendim. Anama sordum, hatta ona okudum. Anam çok duygulandı. O yıllara geri gitti. Çünkü aynı olaya açık ve net olarak o da tanık olmuş. Dayımın Doğu Anadolu'daki bir öğretmenlik anısı olsaydı ilginç olabilirdi, ama amaca uygun olmazdı.
Söz açılınca diğer yazar arkadaşların bazılarına gönderilen anı öykülerin köyle bağlantılı olmasını söylemiştim zaten. Bu gerekçeyle bir kez daha açıklamış olduk. Umarım hoş görür, takdir edersiniz.
Y. BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 14 Nisan 2010
Sayın Durmuş hocamın ziyaretçi defterine yazdığı notu okuyunca,kendisine bir teşekkür de ben edeyim dedim. Sayın hocamız siteye öykü,anı ve şiir yazanlara teşekkür edip,zevkle okuduğunu belirtiyor. Arı duru güzel türkçesiyle yazdığı güzel anıları okudukça. benim gibi herkesin de haz aldığını zannediyorum ve bu nedenle kendisine çok çok teşekkürler ediyorum. Hocam öğretmenlik yaptığın yörelerde de ilginç anıların vardır. bunları da bizlerle paylaşırsan çok mutlu oluruz. Şimdiden tekrar teşekkür eder, çalışmalarında başarılar dilerim.
----------------------------------------------
H. AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - Ankara - 14 Nisan 2010
Merhaba Ali Hoca... 'Bizim Yazarlarımız' Köşesinden Uruşangil'in Cemal Aydoğan'ın anı -öykülerini keyifle okuyorum.Bazen gülüyorum bazen hüzünleniyorum.(Sefa Tır Altında) öyküsünü okurken uzun yıllar önce o yöreyi iyi anlatan Yeni Türkü'den 'Mamağa Sonbahar Geldi' adlı şarkıyı anımsadım.Cemal'in ellerine sağlık...
---------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Nisan 2010
Dayıcığım, genç arkadaşlar derken kendini de aynı yaş grubuna dahil etmen gerektiğini biliyorsun sanırım. Kişi vardır 20 yaşındadır, yolun başında pes etmiştir. Senin gibi kişi vardır, 80'e merdiven dayamıştır, ama yirmiliklerden dinçtir, gençtir, üretkendir, verimlidir, umutludur, coşkuludur, örnektir, paylaşımcıdır. İyi ki varsın dayı, hep var ol.
Kızlar Kalesi'nde Facia, beni yıllar öncesine götürdü. Tam o alanda Konaklı'nın korucularına av olacaktık neredeyse. Neyse ki tazı gibi koşup kurtulabilmeyi başarmıştık.
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 14 Nisan 2010
Genç arkadaşlar, bu siteye verdiğiniz öykü, hatıra ve şiirlerinizi zevkle okuyorum. Kırıntı'da bana adeta arkadaşlık ediyorsunuz, artık yalnız değilim. Hepinizi çok beğeniyorum, yazmağa devam edin diyorum. Sevgilerimle.
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Nisan 2010
Yıllar önce Ankara'daki derneğimiz adına Gelincik Dergisi'ni çıkarmıştık. Tüm yazıları bizdendi, yani köylülerimizin amatör yazılarıydı. Yazma anlamında büyük bir coşku oluşmuştu. Ne yazık ki bazı nedenlerle dergiye son vermiştik, (ya da ara verdik mi demek uygun olur bilmem.) "Bizim Yazarlarımız" sayfasında böyle bir coşkuyu görmekten çok mutluyum. Hepinize teşekkürler.
(Unutmadan... Halimiz Ahvalimiz anı öykünle çok duygulandırdın beni. Abimi yaşattığın için ayrıca teşekkürler.)
HATUN AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - Ankara - 14 Nisan 2010
Muzaffer Bal'ın 'HALKIMIZA ÇAĞRI' yazısını okudum.Bence çok güzel bir yazı olmuş kendisini kutluyorum.Anı-öyküler konusundaki dile getirmiş olduğu duyarlı yaklaşımına (çağrısına) bende yürekten katılıyorum ve kendisine teşekkür ediyorum. Muzaffer arkadaşım bu anlam yüklü yazısının üzerine fazladan bir şey söylemek istemiyorum.Umarım birçok kendisi de gibi duyarlı düşünen insanlara ulaşır.Örneğin;amcam öğretmen Alim Aydoğan'ın Kırıntı'ya dair pek çok anı öyküsü var.Neden yazmıyor? Ve daha birçokları... Çok uzun yıllardır görüşemediğim ama benim için hep eski bir dost değerli bir arkadaş olan Muzaffer Bal'ın ''BİZİM YAZARLARIMIZ'' köşesinin yazarlarına,övgülerinden dolayı ben kendi adıma da çok teşekkür ediyorum.Muzaffer arkadaşın o güzel sözleri umarım beni ve birçok kadınlarımızı motive eder cesaretlendirir.Başta ''YAZARLARIMIZ''köşesine bana da katılma cesareti veren Ali Hoca'ya ve nice katılımlar isteyen Muzaffer Bal'a gönülden teşekkürler,sevgiler... Hatun AYDOĞAN
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Nisan 2010
Sevgili Naki, "Bizim Yazarlarımız" sayfasına anı yazmak kadar okumak ve bunu açıklamak da başlı başına bir destek. Duyarlı yaklaşımın için çok teşekkür ederim.
Ancaaakk... Eminim ki yazmaya başlarsan okuyuculara parmak ısırtırsın. Bekleriz. :))
NAKİ ÖZTÜRK - ozturkna@mynet.com - İstanbul - 14 Nisan 2010
yazıları okumaktan eve gidemiyorum spordan geldim okumaya bir dalmışım saatler geçmiş farkında değilim emeginize sağlık alıp götürdünüz amatörlük yürekte kalmış tam profosyonel yazılar öyküler teşekkürler yazana ve ulaştırana..
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 12 Nisan 2010
HALKIMIZA ÇAĞRI - Önce şunu belirtmek isterim: bizim yazarlarımızın tümünü candan kutlar hepsini saygı ile anarım. Hepsi de çok cesaretiler. Cesaretlerinden dolayı herkesi kutluyorum. Özellikle Hatun Aydoğan'ı ayrıca kutluyorum, kadın olduğu için değil, kadınlara cesaret verdiği için. Bizim köylerde en çok anı kadınlarda. Erkekler gurbet ve askerlik anıları ile dolu iken kadınlar köy anıları ile dolu. Hatun arkadaşın kadınlarımıza öncü olmasını dilerim.
Hemen unutmadan ekleyeyim. Durmuş Öğretmenime ayrıca teşekkürlerimi sunarım. İyi ki varsın, yaz, yaz ki yazan elini öpelim. Keşke, diğer öğretmenlerimiz de anılarını yazsa. Hemen hemen çoğu köyümüzde görev yaptı, birçok anıları var, neden yazmıyorlar.
Biraz tahrik edelim: İsmail Gündoğan Öğretmen (namı değer mığır ) neden, Güla'nın Hasanı ile olan anısını yazmıyor. Yoksa ben yarım yamalak yazacam o çok güzel anıyı. Mığır benimle olan anılarını yazmasa ben yazacam haberi ola.
Cemal Aydoğan arkadaş da anı yazma işine ciddiyetle eğilmiş. Duyarlı davranışı nedeniyle kendisini kutlarım. Diğer yazan arkadaşları da saygıyla kucaklıyorum.
Haydiyin, herkes yazsın anılarını. Bu anılar köy anıları, gurbet anıları olabilir, kalan varsa macirlik anıları olabilir. Tamamı kayıp olmadan yazalım, yazalım ki geleciğe tarih bırakalım. Bakın biz bu tarih olmadığı için araştırmalarda zorlanıyoruz. Hiç olmasa gelecek araştırmacılar zorlanmasın.
Hona nasıl gidilir onu yazın. Büyük tarla biçilince kesilen bereket kurbanını yazın. Öküzlerin hamı baharda nasıl çıkarılır bunları yazın, bunları yaşayan nesil artık yok oluyor yok olmadan bunları belgeleyelim. Hatta kümeslerden tavuk çalmayı, yukarı mahallenin bostanlarından yer elması çalmayı yazalım. Bunlar hoş anılardır. Bakın erfana kesenler hâlâ yaşıyor, onlar o güzel eğlenceyi mutlaka anlatmalı ve de gelecek kuşağa aktarmayız.
Haydi, herkes belleğindeki güzel anıları herkesle paylaşsın. Herkese saygılar. Herkesi yazarlarımız sayfasında görmek üzere, hoşçakalın.
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Nisan 2010
Dileğine içtenlikle katılıyorum sevgili Tahsin. Benden de sevgiler.
TAHSİN SOFUOĞLU - tahsinsofuoglu@mynet.com - İstanbul - 10 Nisan 2010
Eeeee Ali kardeş....köy mevsimide geldi sayılır......artık insanlarımız...köy kaşıntısı başlar.....inşallah bu senede herkes hayırlısıyla gıder gelir.......herkese kazasız belasız bir yıl diliyorum......selam sevgiler............
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Nisan 2010
Merhaba Sevgili Zeynel. Siteyi izliyor olmana ve bunu mesajla belirtmene sevindim. Çok teşekkür ederim. Eminim senin de köy anıların vardır. Yazar, gönderirsen memnuniyetle yayınlarım. Sevgilerimle.
ZEYNEL ÖZTÜRK - zeynelozturk3@hotmail.com - İstanbul - 09 Nisan 2010
anılar bölümünü zevkle okuyorum. cok tesekkur ettim hocam köyümüzle ilgili ilginç araştırma fotograflar bölümü hep burda. ersin emicemin bana yaptıgı güzel bir anıyı okudum gülümsedim. saolun
---------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Nisan 2010
İlgin, izlemen ve duyarlılığın için teşekkürler benden.
HATUN AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - Ankara - 09 Nisan 2010
MERHABA Ali Hoca ''AnnE İstanbul'a Mı Geldik'' anısının başına Tuztaşı'nın fotoğrafını koyman yazıyla bütünleşmiş.Daha da anlamlı hale gelmiş.Teşekkür ediyorum.Nice nice başarılara Ali Hoca.Sevgilier
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 09 Nisan 2010
MUZAFFER BAL' A TEŞEKKÜR: Sevgili Muzaffer bal kardeşimiz. 8 nisan 2010 tarihli göndermiş olduğu özel mesajında. 31 Mart tarihinde ziyaretçi defterinde kendisine yazdığım cevap için hem bana teşekkür etti hemde, bir ozanın kişilere özel şiirler yazma lüksü olmadığını hatırlattı bana. Bu güzel uyarılarını dikkate alıp, bundan sonra bu konuda biraz daha özenli olmaya çalışacağım. Bu tür uyarı niteliğindeki eleştiriler, bazı insanları daha dikkatli olmaları hususunda aydınlatıcı niteliktedir. Sayın Muzaffer Bal kardeşimin bu güzel uyarılarına kulak verip, bundan sonra daha da özenli olmaya çalışacağımı belirtir, kendisine bir kez daha sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 08 Nisan 2010
Bizim Yazarlarımız sayfasındaki Az Kalsın ki!... adlı öykünde Şükrü abimden musahip kardeş olarak söz etmişsin. Bu durumda sen de (aramızdaki bir - bir buçuk yaş farkla birlikte) musahip abim oluyorsun. Evet Cemal abim, ne de güzel açıklamışsın eskiyen kuşağın düşünsel evrimini, değişimini ve yeni kuşağa yaklaşımını, kaygılarını, aktardıklarını, aktarmaya çalıştıklarını. Kutluyor , teşekkür ediyor, yazılarının devamını dört gözle bekliyorum. Sevgilerimle.
CEMAL AYDOĞAN - cayidecay@hotmail.com - Ankara - 8 Nisan 2010
İnsanı diğer canlılardan ayıran en büyük özelliği düşünebilmesi,yaşadığı olayları ve öğrendiği bilgileri beynindeki hafızasına kaydedebilmektedir.Düşüncelerini ve bilgi birikimini de sözlü ve yazılı anlatımla başka bir insana aktarabilmektedir.İnsan aynı zamanda bir gün öleceğini bilen tek canlıdır.Ölümünden sonra tüm yaşadığı anılar ve bilgi birikimi kaybolacağı için;yaşlanmaya başladığından itibaren yaşadıkları anıları ve bilgi birikimini artık biran önce anlatmak ihtiyacını kendinde hissetmeye başlar. Büyükbaba torun ve büyükanne torun arasındaki en büyük sevgi ve saygı ilişkisi bu nedendendir.Büyükler torunlara bilgileri ve anılarını anlatmak için de sürekli konuşmaya başlarlar.Torun belli bir dönemden sonra büyük babanın yada büyükannenin kendilerini anlatmak ihtiyacından sıkılır.Torun için artık büyükbaba ve büyükanne geveze ve çenesi düşük birer huysuz ve sevimli ihtiyarlar haline dönüşür.Benimde birgün torun sahibi olabileceğim herkesin bilebileceği bir olgudur.Çenesi düşük ,geveze,huysuz sevimli bir ihtiyar olma olasığımda bir gerçekliktir.Bu düşünceler üzerine bilgi birikimlerimi ve anılarımı (her ne kadar sözlü olarak anlatsam da)yazılı olarak ifade etme düşüncem biraz daha ağır bastı.Sevgili kardeşim Ali'nin sitesinde bir çok insanın yazılarını gördükçe yazma ihtiyacım daha da belirginleşti.O nedenle de yazmaya karar verdim.Dağarcığım da olanların bir kısmını yazarak gönderdim,yayınlanmaya başladı.Kendimi daha mutlu ve özgüvenli hissetmeye başladım.Sevgili kardeşim Ali bu mutluluğu ve özgüveni bana sağladığın için sana çok teşekkürler ederim.Hoşcakal sağlıcakla kal.
----------------------------------------------
A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 03 Nisan 2010
"Bizim Yazarlarımız" köşesini açmaktaki amacım buydu işte; Çoban Ali örneğinde olduğu gibi geçmiş yaşam kesitlerini anı öykülerle geleceğe taşımak. İlgin için tekrar teşekkürler Hatun hanım. Senin son yazdığın "Anne İstanbul'a mı Geldik?" anı öykün de çok hoş gerçekten. Teşekkürler.
HATUN AYDOĞAN - incimer_cicek@otmail.com - Ankara - 4 Nisan 2010
Merhaba Ali Hoca.''Bizim Yazarlarımız'' köşesindeki yaşanmış öyküleri okudum.Ali Öztürk ve Durmuş Öztürk birde Cemal Aydoğan'ın öykülerini çok beğendim.Yıllar önce dayım Hüseyin Kara ve annem babam Dağlara gezmeye gittiğimizde Çoban Ali'ye rastlamıştık bize de taşları kızdırarak süt kaynatmıştı tadı unutulmayacak kadar çok güzeldi.Yazarlarımızın ellerine sağlık.
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 03 Nisan 2010
Seninle zaman zaman konuştuğumuz gibi amacım, geçmiş zamandan yaşam kesitlerin gelecek zamana fotoğraflarla ya da yazılı anılarla aktarılabilmesi. Bunu ancak katkılarınızla sağlayabilirim. Sen hem fotoğraf hem de yazılı katkı sunuyorsun. Bu nedenle çok teşekkür ederim sana ve diğer duyarlı dostlara.
HATUN AYDOĞAN - incimer-cicek@otmail.com - Ankara - 2 Nisan 2010
Sevgili Ali Hoca ''Albümdeki Anılar'' köşenizdeki resimler gerçekten bizleri bir zaman yolculuğuna çıkardı sanki.Bu bölüm beni olduğu kadar herkesi de etkileyeceğini,mutlandıracapını sanıyorum. Ali Hoca benim albümümdeki baştaki küçük küçük resimlerin dizaynına bayıldım.Çok hoşuma gitti,çok mutlu oldum.Emeğine sağlık,yüreğine sağlık.Bizi mutlu ettin sen de hep mutlu ol.Başarılar...
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Nisan 2010
Esma ve Dönsel hanımlara merhabalar. Evet, Hatun hanım güzel fotoğraflar ileterek Tuzluçayır nostaljisine renk kattı. Albümdeki Anılar fotoğrafları daha da artacak. Yayınlanmayı bekleyen hazır yüzlerce fotoğraf yayınlanma sırası bekliyor. Ayrıca kendi albümlerinde güzel fotoğraf olduğunu söyleyenler de var; ama tek başıma yetişmem hiç de kolay değil. Artık zaman ne gösterirse. / Yorumunuz için ikinize de teşekkürler. Sıdal'a ayrıca sevgiler.
ESMA ve DÖNSEL - si_dal21@hotmail.com Ankara - 31 Mart 2010
Ali Bey ellerinize birkez daha sağlık bu resimler bizi eski günlere götürdü.O günler çok başkaydı.Herkes saf ve temiz kalpliydi.Kötülük hiç yoktu.iyiki o temiz günleri yaşamışız.Hatun Hanımada size bu resimleri verdiği için çok teşekkür ederiz.Hatırlarsan sende zaman Zaman Ankaraya uğrardın,bizlere katılırdın.Bakkalın önünde şaka yaptığımız günleri hatırladım
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Nisan 2010
Merhaba Fikreyi Hanım. Tuzluçayır 42. Sokak anılarını yansıtan fotoğrafları izlemiş olmanızdan, üstelik bunu mesaj yazarak bildirmenizden ve ayrıca bir fotoğraftaki kişileri tanıtmış olmanızdan mutluluk duydum. Duyarlılığınız için çok teşekkür ederim. Selamlar.
FİKRİYE ÖZTÜRK - celalcayoglu@hotmail.com - Almanya - 31 Mart 2010
ben fikriye eski tuzlu cayira baktim cok duygulandim nerde o eski tuzlu cayir emegi gecenlere hazirliyanlara herkese tesekkürler birde oraya bir resim koymusunuz erkek kiyafetinde dort kadin biri ablam biri ben biri seher yengem biride ablamin eltisi hürmüs
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Nisan 2010
Eleştirilerle şiir, resim, öykü, makele gibi yapıtların gerçek değerleri ortaya çıkarılabilir; iyi ve güzel olmayan yönlerinden kurtarılması sağlanabilir. Yapıtlar, eleştiriler sonucunda olumlu yönlerinin ön plana çıkmasıyla kalıcı hâle getirilebilir. Böylece, yapıtı oluşturan kişi daha güzel şiir yazmaya, resim yapmaya. müzik üretmeye vb. başlar.
Bundan yola çıkarak diyebilirim ki, gelişmek, başarıya emin adımlarla yürümek isteyenler eleştirilerden korkmamalı, tam aksine yapılan eleştirilerden onur duymalıdır. Eleştirinin kendisine rehberlik yaptığının bilincinde olarak mutlu olmalıdır.
Bu Ziyaretçi Defteri'nde Muzaffer Bal ile Yılmaz Bakar arasında güzel bir eleştiri örneği sunuldu. Her ikisine de hem bunun için hem de yapıtlarını sitede okuyucularla paylaştıkları için çok teşekkür ediyorum.
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 31 Mart 2010
Şükrü Gündoğan hakkında yazdığım şiirden dolayı,kardeşimiz Muzaffer Bal'ın hakkımda yazmış olduğu eleştiri için çok teşekkür ediyorum. Zaten eleştirinin olmadığı yerde başarı olmaz demişler. Şiire gelince, adı geçen şiir Şükrü Gündoğan'ın ricası ve isteği üzerine yazılmıştır. Abim Durmuş Bakar ve kız kardeşim Fatma Aydoğan'ın vefatından sonra. Sayın Şükrü Gündoğan'ın gösterdiği yakın ilgi nedeniyle. Bir şükran borcu olarak şiirimi kendisine hediye etmek istedim. Sayın muzaffer Bal kardeşimiz eleştirisinde haklı olabilir. Herkesin eleştirisine büyük bir olgunlukla saygı duyarım. Bu nedenle sayın Muzaffer Bal'ın beni anlayışla karşılıyacağını umuyor,kendisine sonsuz selamlarımı gönderiyorum.
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 31 Mart 2010
Merhaba Muzaffer Bey. Yılmaz abinin kendisine ait bir sayfa var. Şiiri yargılamadan sayfaya yerleştirmiştim. Abartılar, şairin kendini bağlar elbette; ama sizin bakış açınızdan bakınca eleştirilerinize kısmen katılmamak elde değil.
Her insanın olumlu, olumsuz özellikleri vardır. Bazı insanlar diğerlerine oranla biraz daha uç noktalarda olabilirler; ama sonuçta insandırlar. Olumsuz yönleri sıralayarak aşağılamak da, olumlu yönleri sıralayarak aşırı yüceltmek de pek doğru değil. Yılmaz abinin sözünü ettiği amcamızı yakından tanıyamadığım için çokbilmişçesine yorum yapmam yakışık almaz. Ancak, kişisel özellikleri ne olursa olsun bir insana aşırı üstünlük özellikleri verilmesi bana göre de pek uygun düşmemiş. Sanırım Şükrü amca da okusa, abartılı bulur.
Sana da Yılmaz abiye de tüm köylülerime de en içten sevgilerimle.
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@hotmail.com - Altınoluk - 30 Mart 2010
Dostça bir eleştiri Tam, Yılmaz Bakara teşekkür yazısı yazacaktım ki, sen çok yaşa Şükrü abi diye bir şiirini okudum. Hemen belirtim, Yılmaz Bakar arkadaş ozansı bir yönü olan arkadaş. Ozanlar, genellikle olayları iyi gözleyerek ve de iyi tahlil yaparak, tıpkı Yılmaz arkadaşın, TEKEL işçilerine yazdığı veya buna benzer şiirler de olduğu gibi, örneğin Süleyman hocaya yazdığı şiir gibi. Duygusal ve kısmen ağıt türü yazılanlar, başımız üstüne, ama Şükrü Gündoğan üzerine yazılan şiiri bir daha düşünmesini isterim. Tabi ki kendisini yazdıklarından dolayı candan kutlarım. Bu ayrı bir şey ama bir insanın hak ettiğinden fazla övülmesi, ona olağanüstü nitelikler yüklenmesi, methiyeler dizilmesi ne kadar doğru, biraz düşünmek gerekmez mi? İnsanlıkta teksin diyerek diğer insanların üzerine çıkarılması hiç yakışık almamış doğrusu. Yılmaz Bakar Arkadaşa öncelikle Kızılbaş olduğunu hatırlatmak isterim, sonrada Kızılbaşlığı biraz araştırmasını öneririm. Benden tam beş yaş büyük olduğu ve de ozan olmasından dolayı bu eleştirimi özür dileyerek yapıyorum. Ama kusura bakmasın, bana göre yanlış olanı eleştiririm. Yılmaz arkadaşla aynı sitede şiirlerimiz ve yazılarımız yayınlanıyor, o da her zaman beni en acımasız bir şekilde eleştirebilir. Yılmaz arkadaşa dostça bir uyarı yapmak isterim müsaade ederse. Ozan ve şiir yazanlar birbirine dostça yaklaşırken dostça da eleştirirler. Ben tüm şiirlerini okuyorum, şiirlerinde ozansı bir yapı var, bu çok güzel, ama içeriklerinde katıldığım katılmadığım şiirlerin var olması da çok doğal. Ama, benim de eleştiri yapma hakkım doğal. Çünkü senin şiirlerin okunuyor okunan şiir toplumu yanlış yönlendiriyorsa, ona karşı eleştirmek görevim. SAYĞILAR. Cicimaliğilin Muzafferi
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 28 Mart 2010
Duyarlı davranışların ve gerekli uyarıların için çok teşekkür ederim Yılmaz abi.
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 27 Mart 2010
KIRINTI GECESİNİN TV YAYINI: Kırıntı köyü gecesi Tempo Tv'de. Kırıntı köyü İstanbul Derneğinin 20 Mart 2010 tarihinde yapılan köy gecesi Tempo televizyonunda. Kırıntı köyü İstanbul Derneği Başkanı Hüseyin Mercan' nın verdiği bilgiye göre. İstanbul' da yapılan gecenin proğramı 28 Mart Pazar günü 16,00-18,00 saatleri arasında Tempo Televizyonunda banttan yayınlanacak.
YAZ SAATİ UYGULAMASI: 25 Mart 2010 - Yaz Saati Uygulaması Başlıyor. Her yıl yapılan ileri saat uygulaması 28 Mart Pazar Günü başlıyor. Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla her yıl yapılan ileri saat (yaz saati) uygulaması, 28 mart pazar günü başlayacak. Resmi Gazete' den yayınlanan habere göre. Bakanlar Kurulu kararı uyarınca, bütün yurtta saatler 28 mart pazar günü saat 03,00' ten (cumartesini pazara bağlayan gece) itibaren bir saat ileri alınacak. Saatler, 31 Ekim 2010 pazar günü saat 04,00' te geri alınacak.
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Mart 2010
Merhaba Murat. Senin hazırlamış olduğun Ankara'daki derneğimizin sitesine sık sık göz atıyorum. Sen güzel bir başlangıç yaptın, bundan sonrası halkımıza kalıyor; ilgi göstermesi, desteklemesi gerekiyor. Ziyaretçi Defteri'ne yazacağı eleştirilerle, önerilerle sitenin gelişimine, soluk almasına katkıda bulunabilmeli herkes. Başka köy veya dernek sitelerine bakıyorum da... Örneğin Sivas Zerk Köyü sitesine... Düğün, ölüm ya da başka bir olay olduğunda köylüleri duygu ve düşüncelerini hemen Ziyaretçi Defteri'nde paylaşıyorlar. Bu da site yapımcılarını siteyi daha de geliştirmeye zorluyor.
"karadorukaa"yı beğenmene sevindim, teşekkürler.
MURAT AYDIN - murat20021978@yahoo.com - Ankara - 23 Mart 2010
Hazırladığı Site: http://www.kirintiyenikoydilekyolu.com
Merhaba Ali Abi; Öncelikle derneğimizin yeni yönetim kurulu belirlendi. Bu nedenle yönetim kuruluna seçilen değerli üyeleri tebrik eder çalışmalarında başarılar dilerim. Web sayfan güzelleşerek gelişiyor. Seni de ayrıca tebrik ederim. Her zaman ziyaret etme şansım olmasa da zaman zaman bakıyorum. Çalışmalarında başarılar dilerim.
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Mart 2010
Merhaba Sebati. Ben Tuzluçayır kökenli biri değilim ama başlattığın çalışmayı çok beğendim. Eğer eski fotoğraflar, albümlerin sararmış yaprakları arasından çıkmazsa bir süre sonra yok olur gider, yok olmasa bile daha çok sayıda insana ulaşamaz.
Önerin üzerine benim sitede "Albümdeki Anılar - Yeniköy2" sayfasında "Eski Tuzluçayır" adında yeni bir bölüm oluşturdum. Elimde senin ve başka birçok dostun ilettiği epey fotoğraf var. Şimdilik bir bölümünü yayınlayabildim. Zaman buldukça parça parça eklemeler yapacağım. Eğer bu konuya duyarlılık gösterenler olur da yeni fotoğraflar gönderirlerse güzel bir arşiv oluşacağı inancındayım.
Herşey için teşekkürler Sebati. Sevgilerimle.
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 22 Mart 2010
Merhaba Ali bey.Daha önce yazmam gereken yorumu bir hafta gecikmeyle yeni yazma fırsatı buldum.siteye her girdiğimde yeni bir şeylerle karşılaşıyorum.Bunlardan biride albümdeki anılar sayfasındaki eski Tuzluçayırla ilgili koymuş olduğun resimlerdir.Tuzluçayır 42.sokak köylülerimiz açısından hatıralarıyla anılarıyla dolu bir mahaleydi.Bende Facebookta Tuzluçayır 42.sokak grubu adı altında paylaşım grubu oluşturup geçmişi hatırlamak,anmak ve resimlerle destsklemekti.Ne yazıki insanlarımızda geçmişe ait resimler olmasına rağmen belirli kişilerden resim gelmekte.İnsanlarımız her konuda olduğu gibi bu konudada duyarsız ve isteksiz davranıyorlar.Hem bu siteye hemde gruba resimler gönderilse geçmişle ilgili bir arşif oluşturulmuş olur kanısındayım.SAYGILARIMLA. SEBAHATTİN GÜNEL
----------------------------------------------
MUZAFFER BAL - muzafferba50@aynet.com - İstanbul - 21 Mart 2010
NEWRUZ tüm dünyaya barış ve kardeşlik getirsin. Herkesin NEWRUZ BAYRANINI KUTLARIM.
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 20 Mart 2010
Merhaba Zülfü. Siteyi söylediğin amaçlar doğrultusunda yürütebiliyorsam ne mutlu bana. Çok teşekkürler.
ZÜLFÜ AYDOĞAN - zulfuaydogan@hotmail.com - Ankara - 20 Mart 2010
merhaba,ali abi uzun zaman oldu yorum yapmayalı, tarafsız ,saygılı,sevgi dolu,bilgi dolu kişiliğini sayfalara yansıtıp insanlarında bunları okuyup kendilerinde birşeyler hissetmesine katkıda bulunduğun için ne kadar teşekkür etsem azdır. iki yüzlü,sahtekar insanların olmadığı nice güzel günlere.
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Mart 2010
Merhaba Yusuf Bey. Anılarınızı yeniden yaşatabilmekten mutluluk duydum.. / Sizin sitenizin linkini "Bizim Sitelerimiz" sayfasında yayınladım.
YUSUF GÜNEL - harika_renk@hotmail.com - Ankara - 19 Mart 2010
Sitesi: http://www.harikarenk.bplaced.net
Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum. Anıları tekrar yad ettim.Harika olmuş.Başarılarınızın devamı dileklerimle,,,
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Mart 2010
Dayıcığım, sitenin bu bölümünden kastettiğin sanırım "Bizim Yazarlarımız" sayfası. Eh, bilinen bir gerçek, "Emeksiz yemek olmaz." Yorucu değil dersem gerçekçi olmaz. Ama böyle destek yorumlarıyla yorgunluk morgunluk kalmıyor. Teşekkür ederim. Sağlıklı uzun yıllar.
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 13 Mart 2010
Sevgili Ali'ciğim,sitenin bu bölümünü, tekrar şöyle bir gözden geçirdim,bazı bölümlerini de okudum.Büyük gayret sarf ediyorsunuz, çok yorucu ama, yorulmayı da deyiyor. tebrik ederim
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Mart 2010
Güzel bir duyarlılık örneğiydi gerçekten. Teşekkürler Firdevs hanım. Hepinize sevgiler.
FİRDEVS GÜNEL - aycingunel@hotmail.com &#8211; Ankara &#8211; 13 Mart 2010
14 Şubat Pazar günü Tekel işçilerinin mücadelesine az da olsa katkımız bulunacağını düşünerek, çıktık yola... Gördüğümüz, aslında görmek istediğimizdi, orada bir kenetlenmişlik görmüştük, emeği geçen herkese teşekkür ederiz.
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 13 Mart 2010
Merhaba Tuğrul, ilettiğin siyah beyaz nostaljik fotoğrafların yeri belli zaten; Albümdeki Anılar sayfası. Köy fotoğraflarına gelince, onlar için sitede "Yeniköy" adında bir sayfa açmak gerekecek. Evet, neden olmasın? Saadettin ve Mustafa Beylerin dokümanlarına yer verebilmek için de "Dilekyolu" adında bir sayfa açacağım gibi yani. Ama hemen bu günlerde değil de, gelecek haftalarda. / Mesajın ve ilgin için çok teşekkür ediyorum. Sevgilerimle.
T. KARA - tugrulkara56@hotmail.com - Ankara -12 Mart 2010
Değerli Kardeşim Ali, yapmış olduğun çalışmaları izlemekteyim. Yeniköy'le ilgili ve yöresel bazı resimler gönderiyorum. Onları sitede uygun bir yere yerleştirirsen sevinirim. Çalışmalarının devamını dilerim. 12/03/2010
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Mart 2010
Yasemin öğretmenim, o tür fotoğrafların yaratıcısı keşke ben olsaydım. Yıllardır örneklerini görür, beğenirdim. Ben de benzer çekimler yaparak yayınladım, yayınlayacağım. Teşekkürler.
YASEMİN - seminal@hotmail.com - 11 Mart 2010
Seni gerçekten tebrik ediyorum İnsan Albümündeki fotoğraflar ne kadar ilginç ,güzel ve yaratıcı.
----------------------------------------------
ERSİN ÖZTÜRK - Ersinus2009@windowslive.com - İstanbul - 09 Mart 2010
Kızlar Kalesi sahip olduğu konum gereği oldukça yüksek pozitif enerji yayan, gerek Şiran gerekse Alucra tarafına kuşbakışı hakimliği ile iyi bir seyir alanı olan ve her daim ziyaretinden zevk aldığımız bir doruk.. Ve gerçekten kendine yakışır bir şiirle oldukça güzel anlatılmış... Kaleminize sağlık sevgili öğretmenim..
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 09 Mart 2010
Sen söyleyince uydurma adlar benim de gözüme battı Durali bey. Adları değiştirince içime sindi. Şimdi yeniden okuyabilirsin. Duyarlı davranışın ve yardımın için çok teşekkür ediyorum. Keşke başkaları da senin duyarlılığını gösterse, sitenin gelimine katkıda bulunsa. İyi ki varsın.
Gayrgilin Goçu öyküsüne gelince... Ersin, bizim köyün (Şiran/Kırıntı) dilini tüm çıplaklığıyla yansıtmış. Bu nedenle anlaşılması zor. Konuşma dilinde daha rahat anlaşılmasına karşın yazı dilinde anlamayı zorlaştıran bir köylü dili. Köy dilinin yazılı örneği bakımından sitede yer alması iyi oldu.
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Ankara - 09 Mart 2010
İKİCİ BAHAR ÇOK GÜZEL.KAHRAMANLARI AYŞE TEYZE,FATMA NİNE.KARA HASAN GİBİ KİŞİ ÖZELLİKLERİYLE YAZARAK DENEMENİ İSTERİM.GAYRİGİLİN GOÇUNU OKUDUM.YAZIDA ZORLAMA YOKSA ANLAMAK HALİ ZOR.SELAMLAR
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 8 Mart 2010
Hocam, bizim köyün dilini görmek istersen, "Konuk Yazarlarımız" sayfasındaki sevgili Ersin Öztür'ün "Gayrgilin Goçu" başlıklı öyküye kısa bir göz atman yeterlidir. / İltifat değil, titizlik ve kalite yönünden söylediklerim gerçekti, inanarak yazmıştım. Böyle bir şeye inanmasaydım kesinlikle yazmazdım.
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Ankara - 08 Mart 2010
ALİCİĞİM İLTİFAT ETMİŞSİN.TEŞEKKÜR EDERİM.BENİM DEDİĞİM KÖY DİLİ FAKİR BAYKURT UN TIRPAN ROMANINDAKİ GİBİ BİR ŞEYDİ.ANLAŞILMAYACAĞINI ZANNETMİYORUM.BAŞARILAR

A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 7 Mart 2010
Merhaba Durali Bey. "Anılar-Öyküler" sayfasındaki 'Hey Gidi Günler!' adlı öyküyü önce köy diliyle yazıp yayınlamıştım. Düşüncelerine ve yönlendirmelerine çok değer verdiğim bir dostum, köy diliyle yazılan öyküyü anlayabilmenin çok zor olduğunu, okuyanı yorduğunu söylemişti. Haklı gördüğüm için sadeleştirerek yeniden yayınladım. Ama siz de haklısınız. Köylülerin yakınmaları ancak kendi diliyle olduğu zaman gerçek anlamını kazanır. Gerekirse, köy diliyle yazılanı da alt kısma eklerim. Öneriniz için teşekkürler Durali Bey.
...
Ziyaretçi Defteri okurları için Durali Karapınar hakkında kısa da olsa bilgi verme gereksinimi duydum. Durali bey, Ankara'da Ziraat Mahallesi'ndeki Evrensel İletişim Yayınları'nın sahibidir. İlköğretim Okulu Öğrencileri için ders kitapları ve çeşitli Kaynak kitaplarının hem üretimini hem dağıtımını yapmaktadır. Ben de bir zamanlar Evrensel Yayınları için Tatil kitapları, Bitişik Yazı Öğretim Kitapları ve çeşitli öykü kitapları yazmıştım. Kendisi, emekli öğretmen olduğundan kitapların kalitesi konusunda çok duyarlıdır. İlköğretim çağında çocukları olanlar gereksinim duymaları hâlinde Durali Karapınar beyle Evrensel İletişim Yayınları Web Sitesi üzerinden iletişim kurabilirler. Kitaplarda Ali Aydoğan indirimi olacağından emin olabilirsiniz. Bu son tümceyle Durali beyin elini kolunu bağlamış oldum. :))
(Durali bey, izin almadan bu bilgileri verdim, umarım sakıncası yoktur.)
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Ankara - 06 Mart 2010
ALİCİĞİM HEY GİDİ GÜNLERİ KÖY DİLİYLE YAZMAYI DENER MİSİN.SELAMLAR
----------------------------------------------
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Ankara -06 Mart 2010
SAYIN BAL BEN ALEVİ DEĞİLİM AMA KENDİMİ SOL GÖRÜŞLÜ KABUL EDİYORUM.DERSİM OLAYLARINI BİLMEMEKLE BERABER SAYIN ÖYMENLE İLGİLİ YAZINIZIN ÇOK KESKİN VE TÜMDEN DIŞLAYICI BULUYORUM.TÜM TANIDIĞIM ALEVİLER ATATÜRK İLE HZ.ALİ NİN FOTOĞRAFLARINI YANYANA ASMALARININ BİR SEBEBİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.SAYGILAR
----------------------------------------------
A.A. aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 4 Mart 2010
Merhaba Nermin Hanım. Takdir edersiniz ki bunca geçim çabası, koşturmacası içinde bir de siteyle uğraşmak hiç de kolay değil. Ama böyle mesajlarla tüm çabaların boşa gitmediğini; sitenin işe yaradığını, dostlarımızı mutlu ettiğini öğrenince yorgunluğun yerini büyük bir mutluluk ve yeni bir coşku alıyor. Bu da, 'devam' kararlılığını pekiştiriyor. Duyarlı yaklaşımınız için çok teşekkürler.
NERMİN SELVİ - papatya_beyaz@hotmail.de - Ankara- 3 Mart 2010
Ali bey su an ailemin resimlerini gördüm sitede cok duygulandim tesekkürler...........
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 3 Mart 2010
Şiirleri yazan Yılmaz Bakar, etkilendiği konularda birkaç dakikada şiir yazabilecek yetenekte duyarlı bir insandır. Bu fırsattan yararlanarak ona ben de bir kez daha teşekkür ediyorum. -- Tekel işçilerinin çadırları kaldırıldı. Kaldırılış anlarının da fotoğrafını çekmek isterdim ama bazı nedenlerle Kızılay'a inememiştim. -- Duyarlılık gösterip mesaj yazdığınız için çok teşekkür ederim.
C.KABUK - cevdet_63@hotmail.com - 1 Mart 2010
tekilişçileri resimleri çok beğendim şiirleri yazanda çokgüzel yazmış eline beynine sağlık. O abiye selamlarımı giönderiyorum. resimleri çekenlerde siteye koyanlarda Sağolsun.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 1 Mart 2010
Ben de sana teşekkür ederim Serpil hanım. Bu arada, Yücel'in fotoğraflarını daha uygun sözcükle tanımlasan daha iyi olmaz mıydı. :))
Bu mesaj aracılığıyla Yücel Gündoğan arkadaşımızın işlettiği Dergah Cafe'den de söz etmek isterim. Dergah Cafe, Ankara-Kızılay'da Sakarya Caddesi'nde Bayındır 1. Sok. No:12/10 adresinde, binanın teras katındadır. Gürültüsüz bir ortamda dinlenmek isteyenlere uygun bir yerdir.
SERPİL KESİCİ - scs.eren@hoptmail.com - Ankara - 28 Şubat 2010
dergah cefeden serpil bu resımlerı ceken abının ve yayınlayan kısılere teskurler yucel abıı bu arada çok manyakk çıkmıssın :))
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 27 Şubat 2010
Merhaba Sebati. Su sorununa parmak basan anı öykünü memnuniyetle yayınladım; başka öykülerini yayınlamaktan mutluluk duyarım.
"Konuk Yazarlarımız" sayfasını açarak Ankara'daki derneğimizin bir zamanlar çıkardığı Gelincik dergimizde uyguladığımız yöntemi uygulamaya çalışıyorum. Dergiye, işçisi, memuru, ev kadını, genci, yaşlısı herkes bir şeyler yazıyordu. İnsanlarımız 'yazma' heyecanını, mutluluğunu yaşamaya başlamıştı. Ne yazık ki dördüncü sayıdan sonra bırakmıştık. Bu heyecanı, mutluluğu "Konuk Yazarlarımız" sayfasında neden yaşatmayalım?
Şu anda birçok kişinin bir şeyler karalamaya başladığını biliyorum. Yakın zamanda "Konuk Yazarlarımız" bölümünde yeni kişilerin öykülerini yayınlamaktan mutluluk duyacağım.
Bu fırsatla, şu açıklamayı okuyan herkese sesleniyorum: Köy anılarınızı yazın, gönderin ki geçmişimizin ve günümüzün, geleceğe taşınmasında sizin de payınız olsun.
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 26 Şubat 2010
Merhabalar Ali bey,Teşekkürler köyde geçen bir anımı hemen yayınlamışsın sevindim.Sayenizde amatör yazarlığa ilk adımımı atmış bulunuyorum.İlerde yeni öyküler yazmaya devam edeceğim.SAYGILARIMLA.
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 26 Şubat 2010
Merhaba Volkan. Babanın yeni bir öyküsünü yazmayı bitirdiysen gönderebilirsin. Aslında sen de anılarını yazıp iletebilirsin. Senin köye olan ilgini hazırlamış olduğun köy slaytlarından biliyorum. / Kolaman'ın ölüm tarihini babanın yazdığı öyküye parantez içinde eklemiştim hemen.
VOLKAN AYDIN - volkanayd78@hotmail.com - Ankara - 25 Şubat 2010
Ali abi babamın öyküsünü yayınlamışssın çok teşekkür ederim kendisine gösterme fırsatı bulamadım fakat yeni öyküleri yolda Bu arada öyküsünde adı geçen KOLAMAN dayımızıda kaybettik Allah rahmet eylesin diyorum.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Şubat 2010
Beynine sağlık kızım, güzel bir mesaj, güzel bir anlatım. Eskiyle yeni arasındaki çarpıklığa dikkat çekmişsin. Beğendim. Diğer konuya gelince; evet, eskiden her gariplik olağanüstü olarak yorumlanırmış, bunun sonucunda cin peri inanışları ortaya çıkarmış. O zaman ne okulun alt tarafındaki dereden, ne diğer ıssız yerlerden tek başına geçilebilirmiş. Okulun altındaki derede 'cınğıllı eşekler', yukarı çeşmede ters ayaklılar varmış. Şimdi oralar, gezinti yerleri oldu. Demek ki cinler karanlık diyarlara göç ettiler. :)) Bundan şu sonuç çıkıyor: "Cinlerden, hurafelerden kurtulmanın en iyi yolu, karanlıkları aydınlığa çevirmektir."
GÜLDENİZ AYDOĞAN - guldenizaydogan06@hotmail.com - İstanbul - 23 Şubat 2010
Selam, Durmuş dayımın öyküsüyle (Konuk Öykücüler) ilgili yorum yapmak istedim. Dikkatimi çeken şu oldu: O zamanlarda, özel günlerde, şenliklerde nişanlı çiftler ağaçların altında, kaya oyuklarında vs. buluşurlarmış. Ve bu buluşmalar gayet açık olurmuş. Şu an böyle bir şey mümkün değil. Tam anlamıyla bir ironi. O zamanlar daha sıkı olduğu halde bu tip şeyler normal karşılanabiliyormuş. Şu zamanda daha rahat olduğumuz halde, tam tersi bu tip buluşmalar yadırganıyor. Bence biz arada derede kalmışız. Ne çok çağdaş olabiliyoruz ne de kendimizi bazı şeylerden alıkoyabiliyoruz. Sonumuz hayrola :) Durmuş dayı öykün için teşekkür çok ederim, büyek bir zevkle okudum. Bir de şunu çıkardım burdan: Her garipliği cine periye yormamak gerekir, elbet bir açıklaması vardır. Bu gerçeği babam sizden ben babamdan öğrenmiş olabilirim. :))
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Şubat 2010
Merhaba Sebati, bugünlerde çok yoğun koşturduğun için dün siteye koyduğum "Konuk Öykücüler" sayfasını görmemişsin. Birkaç gün önce Sefa ve senin yaptığınız öneriyi dikkate alarak dün bu sayfayı oluşturmuştum. Geçen yıl Ali Öztürk'ün, birkaç gün önce de Yusuf Aydın ve Durmuş Öztürk'ün göndermiş olduğu öyküleri yayınladım. Umarım beğenirsin.
Sevgili Sebati'ciğim, siteye fikirleriyle destek veren, öneriler sunan, yönlendiren dostlardan biri de sensin. Sana ve katkılarını esirgemeyen diğer dostlara bir kez daha çok teşekkür ediyorum. Sevgilerimle. 23 Şubat 2010
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com -Ankara - 22 Şubat 2010
Merhaba Ali bey. Gecenin bir vaktinde siteye girip geçmişten günümüze doğru bir yolculuk yaptım. Bu arada yitirdiklerimiz sayfasına da girdim. O fotoğrafları görüp de üzülmemek elde değil. Dikkate alırsan bir öneride bulunmak istiyorum. Köylerimizde acısıyla, tatlısıyla ve komik olarak nice olaylar yaşanmıştır. Sitede ayrı bir sayfa açarak bu olaylara yer verebilirsin. Bizler de köylerimizle ilgili anılarımızı yazarak dostlarımızla paylaşmış oluruz. Hem de siteye katkı sağlamış oluruz...SAYGILARIMLA. 22/2/2010
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Şubat 2010
Sevgili Muzaffer, senin yaşındaki bir gencin duyarlılık konusu ilgimi çekti, mutlu oldum. İlgimi çekti, çünkü kaybettiklerine ilgi göstermişsin. Mutlu oldum, çünkü bunu mesaj yazarak açıklamışsın. Bir site için mesaj, can damarıdır, izlenip izlenmediğinin göstergesidir, değerlendirilmesidir. Duyarlı davranışın için teşekkürler, sevgiler.
MUZAFFER ÖZTÜRK - muzaffer_ozturk05@hotmail.com -Ankara - 20 Şubat 2010
ali amca, bu sitede özellikle babannemin, dedemin, vefat eden amcamın fotaraflarınıda görmek beni çok mutlu etti.Böyle güzel ve başarılı bir site yaptığın için sonsuz teşekkürler ederim...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 14 Şubat 2010
:)) Ne desem ki Yücel? Öğretmenine torpil yorumu yapmışsın. Teşekkürler. Sevgilerimle.
YÜCELCAN ŞAHİN - yucelcansahin@hotmail.com - Ankara - 13 Şubat 2010
Herkezin bu resimlere bakmasını isterdim gerçekten!!hepsinin çok yaratıcı ve anlam barındıran sanat eserleri olduğundan hiç şüphem yok!Y.Şahin
----------------------------------------------
A.A.- aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 8 Şubat 2010
Bu sitenin "Öğren-Eğlen-Gör" sayfasındaki Özlü Sözler veya Duvar Yazıları'na baktın mı bilmem; orada şöyle yazılar var:
"Bugün, bundan sonraki yaşamın ilk günüdür; yeniden başlayabilirsin."
"Yeni şeyler denemediğimiz sürece, yeni şeyler öğrenemeyiz."
"Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir."
"Yapılması gerektiğine inandığımız işi hemen yapmalıyız."
Bu sözler doğrultusunda yorumlarsak:
" 'Tamam öğretmenliğimin son demleri, benden geçti artık' demiyorsun, yarın yaşamın ilk günü diyerek yeniden başlıyorsun."
"Var olanla yetinmiyorsun, yeni şeyler öğrenme peşindesin."
"Bilgi gücünle değil, kararlılık gücünle yenilikler peşinde koşuyorsun."
"Yapılması gerektiğine inandığın şeyi ıskalamıyor, ertelemiyor, hemen uygulamaya koyuyorsun."
Sevgili Yasemin öğretmenim, bu özelliklerin tüm dostların başına.
Biliyorsun, var olan bilgilerimi birileriyle paylaşmaktan büyük mutluluk duyarım. Bana böyle bir fırsat verdiğin için asıl ben sana teşekkür ederim.
YASEMİN - seminal@mynet.com - Ankara - 8 Şubat 2010
Ali Bey, dün epeyce uğraştım fotoları aynı boyda yükleyebilmek için ama sanırım hala yanlış yaptığım birşeyler var bazı fotolar dev gibi oluyor bazısı küçücük. uzun uğraşlardan sonra biraz bişeye benzedi sanırım site. Haa yardımcı olduğun için teşekkür ederim. benim site de yavaş yavaş bişeye benzeyecek sanırım ama daha zaman var. benşm siteye yardımcı olduğun için sana tteşekkürü bir borç bilirim
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 7 Şubat 2010
İlginiz için çok teşekkürler Durmuş bey.
DURMUŞ ŞAHİNDAŞ - sahinay29@hotmail.come - 7 Şubat 2010
Emeyi gecen herkes sagolsun
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 3 Şubat 2010
Teşekkür ederim Durali bey. Yeni yazacağım öykülerin de yorumunu beklerim. :))
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Ankara - 2 Şubat 2010
NEDEN KÖY ÇOK GÜZEL OLMUŞ KALEMİNE SAĞLIK
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Şubat 2010
Az önce haberlerde izledim yine. Gerçek bir çözüm sunulmadı. Tepkiler daha da büyüyecek ve çeşitlenecek gibi görünüyor. Hava önümüzdeki günlerde dondurucu olacak. Beş dakika soğukta kalsak hemen mızmızlanıyoruz. O insanlar da etten kemikten. Nasıl dayanacaklar bilmiyorum. Şöyle düşünsene, saat sabaha karşı dört, beş, altı. Soğuğun ilikleri bile dondurduğu bir zaman ve sen sadece bir çadırdasın. Dayanabilir misin? Onlar nasıl dayanıyor, nasıl dayanacak bilmem? / Facabook'ta fotoğraflarını inceledim. Net ve güzel fotoğraflar. / Yaşlılık konusuna gelince kırklı yaşlar yaşamın baharıdır ve sen ilkbaharı yaşıyorsun.
YASEMİN - Seminal@mynet.com - Ankara - 01 Şubat 2010
Haklısınız Ali Bey fotoğraf makinesini hiç yanımdan ayırmama gerek elim kolum gibi olmalı .ama malum bizim çantalarımız da sürekli omuzumuzda ve o kadar yüke bu yaşlı vücut dayanmıyor.İnanmazsın kışın giydiğim kaban boynuma sardığım atkı bile öyle ağır ki .bir de gerçekten zorla satın aldım ve eylemde bana değil makineye bişey olur korkusu var nedense:)) Ben de bugün gittim gördüm yazdım(sorumlu gazeteci) çadırlara girip fotoğraflar çektim.fecebooka yükledim. benim henüz bir sitem yok:))
----------------------------------------------
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 29 Ocak 2010
Koskoca Evrensel Yayınlarının sahibi olarak kendi yazarınızın (Bir zamanlar da olsa) yazısını eleştirmeden geçmeyeceğinizi tahmin etmeliydim. Şaka bir yana, eleştirinizden mutlu oldum Durali bey. Bundan sonraki öykülerimde önerizi göz önünde tutacağım. Selamlar.
DURALİ KARAPINAR - duralikarapinar@ttmail.com - Ankara - 28 Ocak 2010
BAŞI KUMA GÖMMEK DAHA AKICI VE ACIKLI OLABLİRDİ.UĞURLAR OLA AĞITINDAN ETKİLENEBİLİRDİN.SELAMLAR
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 27 Ocak 2010
Sevgili Mehmet arkadaşım, mesajın benim için güzel bir sürpriz oldu. Çok teşekkürler. Dostlukla kal.
MEHMET ÖKSÜZ momikisevu@mynet.com - Ankara - 27 Ocak 2010
Dostlari ziyayer etmek ne güzel. Dostlukla kalin. Mehmet Öksüz
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Ocak 2010
Ne desem ki? :) Teşekkürler. Sevgiler.
NURAY BAKAR KARABULUT - avluh@hotmail.com - İstanbul - 20 Ocak 2010
ali amca senin yaptıgın herşey harika sevgilerle :)
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Ocak 2010
Sevgili Dayıcığım, sizinle sohbete başlayınca bir hafta yeter mi bilmem? İyi ki varsınız; hep var olarak kalınız. Sağlıklı yıllar...
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com - Kırıntı Köyü - 14 Ocak 2010
Merhaba Ali Bey, hayli zamandır haberleşemiyoruz, ne yapıyorsunuz. Sevgiyle kal. Şimdi, burada olsan Bir haftayı tamamlasan, Sohbet yapıp yatsan Şahane,olurdu demi.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Ocak 2010
Ankara'ya hoşgeldin sevgili arkadaşım. Aslında haklısın, insanların TV dizisi tutsağı olmalarının bir nedeni de maddi güçlükler içinde daracık alana hapsedilmiş olmaları. Ekonomik darboğaz, sosyal, kültürel etkinlikleri sıfırlıyor. Atılacak her adımda karşılaşabilecekleri yeni bir gider kapısı, cesaretleri köreltiyor. İnsanlar, açılım yapamayınca bu kez kendi olanaklarıyla başbaşa kalıyor ve TV tutsağı olabiliyorlar. Buraya kadar yalın bir gerçek. Ancak, yine de koşulları zorlamak ve yenilikler yaratmak gerekiyor. Bugünümüz dünden, yarınımız bugünden daha gelişmiş olabilmeli.
Anılarını yazmana gelince; sen yaz, seve seve düzeltmenlik (redaktörlük) yaparım.
Mesajın için teşekkürler. Sevgilerimle.
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - Ankara - 11 Ocak 2010
Merhaba Ali bey.Öncelikle doğum gününü kutlarım.Yenilikler konusundaki önerimiz etkili olmuş.Özellikle anılar ve öyküler bölümündeki yazılar nede güzel olmuş.yazılarda insan,doğa,hayvan vede memleket sevgisi konuları işlenmiş.Koptu kopuyor yazında eleştirel yaklaşımın olmuş.Hani haksızda sayılmazsın.Zaman zaman bende tv dizilerinin esiri oluyorum.İnsan kış ortamında başka bir şey yapma olanağı bulamıyor.Buda benim öz eleştirim olsun.Yardımcı olursan bende bir kaç anımı yazmak istiyorum.saygılar.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 08 Ocak 2010
Merhaba Ersin'ciğim. Bir zamanlar internette gezinen bir slayt vardı, izlemişsen anımsarsın. Bir insanın ayrıntılı yakın çekiminden başlayan bir kamera, hızla dışa doğru kayarak uzaklaşıyordu. O insan, uzaktan bakışla gemide küçük bir nokta gibi kalıyordu. Sonra gemi, okyanusta bir noktaya dönüşüyordu. Okyanus ve ardından dünya, uzayda minicik kalıyordu. Ve bu böylesine sonsuzluğa değin devam ediyordu..
Sen, yaptığın açıklamalarla dünyaya, yaşama aynen bu slayt örneğinde olduğu gibi çok çok dışarıdan bir kez daha objektif bakmamı sağladın. (Ki aslında ben, her zaman böyle bakarım; böyle bir bakıştan yanayımdır.)
Gerçek ve sonsuz bir hoşgörüyle ayrımsız bir dilekte bulunmak gerekirdi belki; ama güncel etkilere tepki nedeniyle bu kadar geniş, objektif düşünmem pek kolay olmamış anlaşılan.
Birileri, herkesin mutluluğu için çırpınırken, başka birileri, sadece kendi kişisel çıkarları için başkalarının yaşamlarını, mutluluklarını çalıyorlarsa; salt kendi inançlarını haklı bulurken, başka inançları hiçe sayıyorlarsa; kendinden olmayanlara, kendisi gibi düşünmeyenlere yaşama hakkı tanımıyorlarsa; yani 'insan' gibi davranmayı reddediyorlarsa benim, 'yeni yıl mesajımla' dar alandaki paslaşmam hoş görülür umarım.
Sevgili Ersin'ciğim, yaptığın eleştiri için çok teşekkür ediyorum. Sevgilerimle.
ERSİN ÖZTÜRK - Ersinus2009@windowslive.com - İstanbul -07 Ocak 2010
sevmek yada sevmemek!!! herkesi olduğunca yargısız sevmek... ayrımsız herkesin yeni yılını kutlamak.. Mesele madde dünyasının kısıtlı farkındalığı ile sınır koyarak kutupluluk yaratıp belli kesime pozitif yaklaşmaktan ziyade herkesi kapasitesine yorumlayarak telamül eden ruhlar olarak görüp üst düzey bakış açısıyla düalite denilen zıt gerçekliklerden etkilenmeden kabullenebilmek.. yargısız olabilmek ancak üst düzey bakış açısıyla tüm dünyasallıkları kapsam alanına alarak yüksek bir farkındalıkla kişi ve olaylara yaklaşmanın doğruluğunu yakalayabilmek.. Gerçi sonsuzlukta doğru yada yanlış aten yoktur.. uzun vadede zıt kutuplar sadece madde dünyasının dersini anlamaya yöneliktir.. Oysa ölüm son değil, sadece farklı gerçekliklere farklı formda, farklı enerjide yaşama geçiştir.. Madde enerjinin sadece ve sadece aşırı kutuplaşmış, yavaşlamış halidir.. Herşeyin dünyasallıkla bağlı olmadığını anladığımızda ayrım yaptığımız olgularda kırılacak belki ani can yanmasına verdiğimiz acılı tepkiler haricinde uzun çok daha eşitsel davranabileceğiz..Şimdi bunlar nerden çıktı diyeceksin Ali abim:) yeni yıl kutlama mesajını okuyunca herkes değilde ayrım yapmayanları baz almışsın:) oysa ayrım yapanları kabullenmeden yanlışlarını görmelerini sağlamak çok daha zordur... yargısız kabullenmeli.. yanlışına inanıyorsak iterek değil, çekerek, kabullenerek öğrenimini sağlamalıyız..:) biraz ukalaca oldu ama ..olsun :) en fazla iki fırça kayarsın be abi:)
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 06 Ocak 2010
Sevgili DEVRİM EMEK, güzel sözlerin için teşekkürler; keşke layık olabilsem.
Güzel yurdum insanının azımsanmayacak bölümü, "Umut fakirin ekmeği ye Memet ye!" örneğindeki gibi hayali bir umut, sanal bir mutluluk içine sokuldu.
Somut umutlarla, umutları yeşertecek insanların artması umuduyla. Sevgiler.
DEVRİM EMEK BAL - devrim_bal@hotmail.com 06 Ocak 2010
Değerli Ali ağabey,öncelikle seni çok özlediğimi söylemek isterim.Siteyi dikkatle takip ediyorum.Senin deyiminle bu kokuşmuş düzenin teslim alamadığı çok az insan var artık.İşte sen de o başeğmeyen insanlardansın.Görüşmek dileğiyle,saygı ve selamlar yolluyorum...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Ocak 2010
Evet, hayat paylaşıldıkça güzeldir. Hani bir söz vardır; "Mutlulukların en güzeli başkalarıyla paylaşılandır." diye. Kokuşmuş düzen, paylaşım kavramını hepten yok edecek gibi görünüyor; umarım başaramaz. Sevgilerimle.
GÜLDENİZ AYDOĞAN - guldenizaydogan06@hotmail.com - 05 Ocak 2010 - İstanbul
Uzun bir aradan sonra merhaba herkese... Anılar öyküler sayfasındaki öyküleri(kopma ile ilgili) okuyunca yazmak istedim. O kadar gerçek ki. O kadar hayatımızın içinden ki bu öyküler. Ben de çok üzülüyordum ve içimi sıkıyordu bu durum. Yazıya dökülmüş görünce şaşırdım. Gerçekten nereye gidiyoruz. Sohbet edecek ortamlar o kadar azaldı ki. Ne yapmamız gerketiğini de bilmiyorum... Lütfen gözümüzü beynimizi açalım ve hipnoz olmuş gibi davranmayalım. Hayat paylaştıkça güzelleşir....
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Ocak 2010
Çok teşekkürler.
CEMAL AKDAĞ - cemal.akdag@hotmail.com - İstanbul - 01 Ocak 2010
çok güzel
----------------------------------------------

2009


A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Aralık 2009
Birçok sayfanın görevini, izleyende bıraktığı izlenimi ne de güzel açıklamışsın. Teşekkürler. / 2010'da elimden geldiğince değişiklikler yapmaya çalışacağım elbette. Sevgiler.
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - 30 Aralık 2009
Merhaba Ali bey Daha öncede yazdığım gibi bu sitenin yapımında sizin göz nurunuzun,Emeğinizin ve Üretkenliğinizin sayesinde hoş,güzel bir site haline geldi.Siteyi gezerken geçmişten günümüze yolculuk yapma olanağı buluyoruz.Yitirdiklerimizi izlerken üzülüp,Yeteneklerimizi izlerken gurur duyuyoruz.Albümdeki anıları izleyip geçmişe giderken,Bizim sitelerimizi gezerken dostlarımızla iletişim sağlıyoruz.Bunlara bir çok örnek verilebilir.2010 yılındada yenilikler görmek dileğile yeni yılını kutlar neşe,sağlık,mutluluk dilerken hepsinin ötesinde barış dolu bir dünya dilerim...SAYGILARIMLA,
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 28 Aralık 2009
Ercan'cığım, önerilerini dikkate alacağım. İlgin için teşekkürler. Sevgiler.
ERCAN AYDOĞAN - eafb84@otmail.com - Ankara - 28 Aralık 2009
ali abi ben zaferin ölümüne senin kadar üzüldüm amabi süre daha koymamanı istiyorum siten çok güzel birazda farklı bişeler olsa daha iyi olurmuş
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 27 Aralık 2009
Beğenin için teşekkür ederim. Tasarladığın site için elimden gelen bir şey olursa seve seve.
İSMAİL ŞİRİN - ismail632@mynet.com -Ankara - 27 Aralık 2009
Ali abi bence harika olmuş.Çorum alaca akçaköy içinde yapacağım sitede sana çok ihtiyacım olacak.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 24 Aralık 2009
Fotoğrafları tamamen boş zaman değerlendirmesi olarak iddiasız ve amatör olarak çekmiştim, çekmeyi sürdürüyorum. İlgin ve beğenin için teşekkürler. Sevgiler.
MUZAFFER BAL - muzafferbal50@mynet.com -İstanbul - 24 Aralık 2009
A.A - Foto Galerisinde yayınlanan tüm fotgraflar çok beğendim. Ama son yayınlanan bulut fotogıralarına açıkçası bayıldım. Eline sağlık çeken arkadaş. muzaffer bal
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 22 Aralık 2009
Biz, bizin değerini bilirsek başkaların da gözünde değer kazanırız. Bizden bir romanın değerlendirmesi için teşekkürler Muzaffer dost.
MUZAFFER BAL- muzafferbal50@mynet.com - İstanbul - 22 Aralık 2009
Kar Kapanı Romanının Değerlendirmesi
Tuğrul'un romanını okudum, gerçekten çok güzel yazılmış. Şunu hemen belirtmek isterim, roman tekniği olarak çok zor bir teknik. Farklı zaman ve mekanlardan birbirine geçiş yapmak ve okuyucuyu farklı zaman ve mekanlarda sıkmadan gezdirmek oldukça ustalık ister. Tuğrul'un ilk romanı olmasını düşündüğümüzde, oldukça başarılı bir şekilde okuyucuyu usandırmadan ama zaman zaman düşündürerek, Tarihin önemli bir kesitinde yolculuk yaptırmakta. Romanda bazen gözlem, bazen de sosyolojik tahliller yaparak gelecek nesile önemli tarihi kesit bırakmakta.
Toplumların yaşadıkları o günkü yaşamlarının nasıl bir evreden geçip bu hale geldiğini, abartmadan ve o gün yaşayan insanları da incitmeden anlatması, oldukça önemli. Siyasi olarak aldığı bilincini de çok iyi kullanarak, toplumun her kesiminin darbelerden sonra yaşadıkları tıranbaları çok yerinde ve gerçekçi bir şekilde fotoğraflaması oldukça önemli.
Örneğin Paşanın Atatürk heykeline sarılması ve sonrada, tüm general elbiseleri ile, Atatürk heykelinin dibinde Atatürk'üne kavuşması buna çok açık örnek.
Darbelerden sonra, tüm tarikatlar, boş kalan alanlara saldırması, bastırılmış yaşam tarzlarını sonuna kadar kullanmak istemelerini anlatmak belki de işkence anlatmaktan çok daha darbelerin tarih batlarını özetlemekte.
Burada romanı anlatmak çok zor, Kar kapanı romanı, çok dikkatlice okunmalı. hatta bir kere değil, en az iki kere okunmalı.
Bunu söylerken kesinlikle romanın dilinin ve konusunun ağır olduğundan değil. Toplumsal sosyolojik tahlilleri iyi anlamak için. Tuğrul'un, akıcı bir diline kıvrak zekasını da kullanarak 111 sayfalık roman için oldukça kısa olan kitaba çok başarılı bir şekilde, olay ve mekanları oya gibi işlemiş. Ayrıca şunu da belirtmek gerek, bu kısa ama yoğun konuyu işlerken, hem insanları hem de mekanları tasvir ederek anlatması da ayrıca başarılı.
Yazılacak belki çok şey var ama birazda belki okuyucu ile tartışmak gerek. Eserler yazıldıktan sonra toplumun malı olur o açıdan KAR KAPANI'ında da öyle, o açıdan herkes tartışmalı ki eserin sahibi de yeni eserler yaratma gücünü kendisinde bulsun. Teşekkürler Tuğrul Bal.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 20 Aralık 2009
Rica ederim. İlginiz için ben teşekkür ederim.
A. NEJLA - anejla@hotmail.co.uk - 20 Aralık 2009
anneannem ve babaannemi gorunce cok duygulandim. tesekkurler.
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 08 Aralık 2009
Yasemin Hanım, en küçük iddiam olmadan amatör ruhla fotoğraf çekiyor; sadece paylaşmış olmak için yayınlıyordum. Yazını okuyunca "Vay canına ben neymişim!" diyeceğim tuttu. Sergi mi? Yok canım o kadar da değil. Yine de öyle görmene çok memnun oldum. Teşekkürler.
YASEMİN İBİŞ - kursuni2006@hotmail.com - Ankara - 07 Aralık 2009
Tıpkı birinci bölümdekiler gibi ikinci bölümdeki fotoğraflar da çok güzel. Papatyalar, gelincikler,kabak çiçeği vs.Nasıl bir renk cümbüşü öyle gözlerim bayram etti. bu arada babaannemin ben çocukken ve benim de köylerde çalışırken yaptığımız kabak çiçeği dolması aklıma geldi. ne alaka dersin şimdi ama öyle.Ayrıca benim de doğa ve sadece çiçeklerden oluşan çekimlerim var. Bir fotoğrafçı (adını unuttum)Anadolu'nun çiçekleri adlı bir fotoğraf sergisi açmış gazetelerde konu olmuştu.Senin çiçekler ondan daha güzel.Sergi aç derim ben. ben de kendi çiçeklerimi oralara biyerlere sıkıştırırım sayende:) Çok güzeller çok...İyi ki çekmişsiniz.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 07 Aralık 2009
Sevgili Yasemin Öğretmenim, fotoğraflarla ilgili düşüncelerine sevindim. Hemen yeni ekleyeceğim fotoğraflar senin için olsun.
Teşekkürler. Sevgiler.
YASEMİN İBİŞ - kursuni2006@hotmail.com - Ankara - 06 Aralık 2009
Selam Ali Bey.Biraz gezinidim sitede. gerçekten güzel olmuş ellerine sağlık.Aslında gezindim derken bugün yalnızca fotoğraflara bakabildim.Çok güzel kareler yakalamışsınızz ne kadar güzel fotoğreaflar onlar öyle . ben de kendimi fotoğraf çekiyor zannediyordum.Sizin kadar ustalaşmam için çok fırın ekmek yemem lazım sanırım:)Şaka bir yana gerçekten harika fotoğraflar var.Objektifiniz ve elleriniz dert görmesin:)
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 05 Aralık 2009
Sizin yeğen ne yapsın dayıcığım, bildiğiniz rutin işler... Issızlaşmış köyümüzde, kurtların yanıbaşınızda cirit attığı karlı dağ başlarında ben de size kazasız, belasız, mutlu, huzurlu ve SAĞLIKLI uzun yıllar dilerim.
DURMUŞ ÖZTÜRK - dumusogretmen@windowslive.com - Kırıntı - 05 Aralık 2009
Merhaba Ali Bey, Bugün çalıştım,çok yoruldum.Bakalım dedim , bizim yeğen ne alemde. Saat 23.30. İtimalki siz daha çok oturursunuz.İyi çalışmalar, ağrımayan baş , iyi çalışmalar, bol uykylu geceler dilerim.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 02 Aralık 2009
Merhaba Veli Bey... Pardon "Bey" yoktu, değil mi? Kendi üslubunla yazdığın mizah içerikli güzel yazı için çok teşekkürler Veli'ciğim. Çok hoş gerçekten. Güldürürken düşündürmeyi başarıyorsun. Yazılarını gazeteden, gazete alamamışsam internetteki Evrensel'den zevkle okuyorum.
Bu satırları okuyan dostlar, öğrenirken gülümsemek, gülümserken öğrenmek istiyorlarsa hemen 'karadorukaa' sitemizin 'Gazete ve Dergi' sayfasındaki Evrensel gazetesine girip 'Mizah' bölümünü tıklayarak Veli Bayrak'ın 'Balıkgiller', 'Tabela' 'Kara Katür' ve 'Düşünsel' yazılarını okuyabilirler. Tabi kağıda dokunarak gazete okumanın tadını çıkarmak istiyorlarsa o başka.
Hakkımda yazdıklarını hak edebiliyorsam ne mutlu bana; edemiyorsam da hak etmeye çalıştığıma, çalışacağıma emin olabilirsin.
'Yazım' veya 'Sosyal Yaşam' dünyanda her şeyin gönlünce gelişmesi dileğimle. Sevgiler.

VELİ BAYRAK - velibayrakveli@hotmail.com - Ankara - 01 Aralık 2009
Merhaba Ali Hocam, Biz tanışıyoruz ama katılımcılarında tanıması maksadı ile kendim ile ilgili bir kaç cümle kurduktan sonra sen, site ve memleket ile ilgili bir kaç şey söylemek istiyorum... Ben Veli BAYRAK. Evrensel Gazetesi mizah yazarı! Yazar dedimse bu okuyucularımın bana söylediği bir şey! Oysa ben okuyucu olarak görüyorum kendimi. Zaten öyleyimde. Yerde kağıt bulsa okuyan tiplerdenim! Hayır; içinde ne yazıp yazmadığını merak ettiğim için değil, yazılan bir yazının okunmasına inandığım için... Sivas Kangal'lı yım. Zerk isminde birde köyümüz var. 1980 de Çaltepe olarak değiştirdiler bu ismi. Ama gelin görün ki ne köy değişti nede köylü!..Değişen tek şey oldu o da köyün ismi!..Bu gün açılım diyorlar ya işte tıpkı bunun gibi!... Mezhebimi soran olursa! Bir fıkra ile cevap veriyorum: 2 Sünni vatandaş muhabbet ederken Alevi olmaya karar vermişler! "Nasıl olur, nasıl olur" diye tartışırlarken birisi atılmış: -Yav arkadaş ne düşünüyoruz! Nasıl ki bizde Hacı, Hoca, İmam var Alevilerde de Dede vardır. Bir Dede bulup soralım!... Kısa bir uğraştan sonra bir Dede bulup sormuşlar: -Dede biz Alevi olmak istiyoruz! Bize yardımcı ol!... Dede "Olur" demiş "Ama bir şartla! Şu verdiğim kitapları okuyacaksınız. Sonra sizi imtihan edeceğim! Eğerki geçerseniz Alevi oldunuz gitti!... Kitapları alıp gitmiş Sünni vatandaşlar. Yaklaşık 1 ay sonra Dede'nin huzuruna çıkmışlar. Birisi dışarda beklerken bir diğeri içeri girmiş. Dede kafadan sormuş soruyu: -Söyle bakalım Hasan ile Hüseyin'i kim öldürdü?... Sünni vatandaş kekeleyip kalmış! Gak demiş guk demiş Dede sinirlenmiş üstüne yürümüş! Bizimki kendini dışarı zor atmış. Kapıda bekleyen arkadaşı "Noldu" diye sorunca cevaplamış: -Aman kardeş, bunlardan 2 kişiyi öldürmüşler suçu bize yıkmaya çalışıyorlar sakın ola ki kabul etme!... Bana göre asıl olan Hasan ile Hüseyin'i kimin öldürdüğünü bilmektir. Tıpkı bugün Deniz Gezmişleri kimin astığını bilmek gibi... Natoyolunda oturmaktayım. Oturmaktanda çok memnunum. Bir okurum öğrenim durumumu merak ederek bana sormuştu: -Hocam nereyi bitirdin? Natoyolunda oturmanın vermiş olduğu rahatlıkla cevaplamıştım soruyu: -Kendimi!... Elbette ki bu bitiriş, bu tükeniş bir yok oluşun değil hayata sıkı sıkıya sarılmanın ne demek olduğunu bilmenin bir başlangıcıydı. Çünkü her tükeniş yeni bir başlangıcın kavgasıydı aslında... Bu kavganın içerisinde seni tanımaktan mutlu olan birisi olarak yazıyorum bu yazıyı Sevgili Ali Hocam..Sakın ola ki bana "Site nasıl olmuş" diye sorma! Cevabım nettir: -Başında yada içine Ali Hocanın olduğu her şey güzeldir... Memlekete gelince! Bundan yıllar önce bir ayzı yazmıştım Evrensel Gazetesinde. Başlığı şöyleydi: -Yurtta Susurluk Dünyada Irak... Sanırım bir şey değişmedi Hocam. Belki şöyle değiştirebiliriz bu başlığı: -Yurtta Ergenekon Dünyada Domuz Gribi!... Görüşmek dileği ile Hocam...Kolay gelsin... Veli BAYRAK...
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 01 Aralık 2009
Merhaba Ali. Yeni sitenin linkini "Bizim Sitelerimiz" sayfasında yayınladım. Başarılar diliyorum. Sevgilerimle.
ALİ GÜNEL - ali_gunel930@hotmail.com - İstanbul - 01 Aralık 2009
Hazırlamış Olduğu Site:http://www.kirintikoyu.net
Merhaba Ali abi nasılsın ben Gülagilin Alisi abi karadoruk sitesi tamamen kapanmıştır abi gezinirken gördün tekrardan açılmayacak karadoruğun yerine kırıntıköyü.net sitesi açılmaktadır abi onun yaerine www.kirintikoyu.net limkini koyarsan sevinirim ve sana birde sitenin remini gönderiyorum yanlız bu site geceleri mor gündüzleri yeşil bir rek oluyor bu bana has bir yazılım oldu abi o yüzden sadece sana şimdilik yeşil olanı gönderiyorum olara alırsan çok çok sevinirim abi bende kısa bir süre sonra yeni linler olarak yakın çevremin lşiklerini atayacağım şimdiden teşekkürler. http://img300.imageshack.us/img300/9066/tomaraflashlisabah.png
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Kasım 2009
Teşekkürler Fikriye hanım. Selamlar. (Dün Nezahat hanımla kulağınızı çınlatmıştık.)
FİKRİYE ÇAYOĞLU - celalcayoglu@hotmail.com - Almanya - 30 Kasım 2009
ben fikriye calismalarinde basarilar diliyorum
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Kasım 2009
İlginiz için çok teşekkür ederim Haydar bey. Tanıştığımıza memnun oldum. Bizden de sevgiler, saygılar.
HAYDAR SİLİSERİ - h-sil@online.de - Almanya - 22 Kasım 2009
Almanyadan Alevi-CEM Vakfi kurucu üyesiyim. sizlere sevgilerimi iletiyorum. Haydar Siliseri
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 23 Kasım 2009
Merhaba Nermin hanım, siteye gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. Apo'nun fotoğrafını en kısa zamanda bulup yayınlayacağım. Selamlar.

NERMİN SELVİ -PAPATYA_BEYAZ@HOTMAIL.DE - Almanya - 22 Kasım 2009
MERHABA ALI BEY,BUGÜN SITENIZDE UZUN ZAMAN GECIRDIM.HEMEN HEMEN HER KÖSESINI GEZDIM.ELINIZE SAGLIK TEKRAR.KAYBETTIKLERIMIZ KÖSESINDE COK HÜZÜNLENDIM.APO AMCAMIN RESMINI GÖREMEDIM AMA O ZATEN HERDAYIM YÜREYIMDE YASIYOR.BASARILARINIZIN DEVAMI DILEYI ILE ANKARAYA SELAMLAR...NERMIN
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 20 Kasım 2009
Ben de sana teşekkür ediyorum. Sevgiler.
ADİL AYDOĞAN - aydoganadil@gmail.com - Ankara - 20 Kasım 2009
cok cok iyi tskler
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 18 Kasım 2009
İzlediğinizi anlayınca çalışmalarımın boşa gitmediğini düşünerek çok mutlu oluyorum. Teşekkürler.
HÜSEYİN BAL - parlak.huseyin@hotmail.com - 18 Kasım 2009
ali abi böyle güzellikler yaptığın için teşekkürler. devamını bekliyoruz
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 28 Kasım 2009
Sevgili Müslüm, uyarın üzerine "Duyurular" sayfasını yeniden düzenledim. Sevgiler.
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 18 Kasım 2009
İyi günler Müslüm, "Duyurular" sayfası için çok yerinde bir öneride bulunmuşsun. İlk fırsatta başka bir formata sokmaya çalışırım. Duyarlılığın için teşekkürler. Sen ve Aybike, iyisinizdir umarım. Sevgilerimle.
MÜSLÜM AYDOĞAN - m_aydogan6@hotmail.co - Hollanda - 18 Kasım 2009
iyi gunler ali bey nasilsiniz aile nasilar sulale herkese slm genel de pkuyorum mumkun olduguncada ziyaret ediyorum gecen yzmisdim ama demeki gelmemis mesajim sendem bir ricsm olacak mumkunse duyurular kismini ikiye ayirabilirmisin huzunlu olan duyurularla (olum) kismini saglik dugun,kismini ikisini bir arada okuyunca ister istemez duygulasiyor insan.simdiden tsk eder calismalarinda basarilar dilerim gorusmek uzere
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Kasım 2009
Teşekkür ederim. En kısa zamanda... Sevgiler.
MEHMET ÖZTÜRK -mehmet.ozturk@arcelik.com- Gebze - 11 Kasım 2009
Güzel çalışmaların için seni kutlarım. En kısa zamanda görüşmek üzere... Selamlar.
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 24 Ekim 2009
Merhaba İlknur öğretmenim, sitenin adresini nereden buldun da girdin, merak ettim doğrusu? Güzel sözler için teşekkürler. Sevgiler.
İLKNUR ERSOY - ilknur_eyyy@hotmail.com - Hatay - 23 Ekim 2009
sayın aydogan mukemmel bır web sayfası olmus ellerınıze kollarına ve beynınıze sağlık saygılar.
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 22 Ekim 2009
Merhaba Hatun Hanım,
Özellikle "Albümdeki Anılar" sayfasına duyduğun ilgi o sayfayı daha da geliştirme doğrultusunda bana istek veriyor. Senin hazırladığın fotoğrafları umarım en kısa zamanda alabilirim. Hele şu birkaç günün yoğunluğu geçsin, gerisi kolay.
"Ali Hoca" seslenişi ile değerli ozanımız Mahzuni'yi anımsatabiliyorsam ne mutlu bana.
Selamlar, sevgiler.
HATUN AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - Ankara -21 Ekim 2009
Ali Hoca nasılsın?çalışmalar nasıl gidiyor umarım her şey yolunda gidiyordur sana resim getirmek için söz vermiştim getiremedim sözümü yerine getiremenin üzüntüsünü yaşıyorum en kısa zamanda görüşeceğimizi umuyorum.Güzel günlerde hep başarılarla ol hoşçakal
Ali hoca Ali hoca sana bu hitap edişim ben çocukluğumdan beri çok mahzuni şerif dinlerdim onun bir eseri vardır.''Ali hocaa Ali hoca''bu kaset bende vardı bulursam sana getireyim.sana ali hoca diyince aklıma o parçası geliyor
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Ekim 2009
Hani derler ya "Zaman bir su misali kıvrım kıvrım akar ya..." Aynen öyle işte; zaman nasıl da akıp gitti değil mi? Bizler yaşlanırken sizler yetişkin insanlar oldunuz. Gece yarısı sonrası saat 01:45'de bu yanıtı yazarken emin ol 1993'e, 1-A sınıfına gittim. Bana o yıllara zaman yolculuğu yaptırdığın için teşekkür ediyorum sevgili Yücel.
Site hakkındaki yorumun için de ayrıca teşekkürler. Sevgilerimle.
YÜCELCAN ŞAHİN - yucelcansahin@hotmail.com - Ankara - 20 Ekim 2009
1.sınıfın temelini Ali hocam ile attık.Aradan 15 sene geçti yaptığınız çalışmalar gün geçtikçe verim kazanıyor,artıyor.Gerçektende çok güzel ve özenle hazırlanmış bu sitede gezmekten büyük keyif aldığımı söyleyebilirim!Çalışmalarınızın devamını diliyorum hocam saygılar..!!Yücelcan ŞAHİN
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 13 Ekim 2009
Teşükkürler Efe'ciğim. Sizin iş yeri sitesini de inceledim, güzel dizayn edilmiş.
ATİLA (EFE) GÜNEL - atilagunel@hotmail.com - İstanbul - 12 Ekim 2009
Web Site: http://www.izyapiltd.com
çok güzel olmuş yapanların eline sağlık
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 9 Ekim 2009
Merhaba Gülüzar hanım, Yılmaz abinin şiirlerin arasına konuya göre yerleştirdiğim fotoğraflar hakkında ilk kez senden yorum aldım. Teşekkürler. Çalışkan öğrenci olarak gördüğün için teşekkür ederim. Hep şunu düşünmüşümdür zaten: Yaşam boyu öğrenci olmalıyız ki durmaksızın öğrenelim; ama hemen ardından öğretmen olarak öğrendiklerimizi öğretmeliyiz ki öğrendiklerimiz işe yarasın.
GÜLÜZAR AYDOĞAN -yayla5829@hotmail.com -Ankara - 8 Ekim 2009
Ali bey sitene girdim bir harika olmus özellikle yılmaz abinin siirlerinin bazılarının aralarına siirine göre resimlemişşin manalı olmus ben adıma söylüyorum calısmaların basarılı yanı calıskan ögrencisin : ) iyiki varsın
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 7 Ekim 2009
Merhaba Sevgili Celal,
Biliyorsun bizim köyler tarım köyü olmaktan çıkıp dinlenme köyü oldu. Durum böyleyken kimlerin ne zaman köye gideceği, kimlerle buluşacağı, tanışacağı belli olmuyor artık. Gün gelir köyde (ya da Ankara'da) yüz yüze görüşür, tanışırız. Burada bu kadar olsun tanıştığımıza çok mumnun oldum.
Site hakkındaki yorumunuz için sana ve Fikriye hanıma çok teşekkür ediyorum.
Sevgilerimle.
CELAL ÇAYOĞLU - celalcayoglu@hotmail.com - Almanya - 7 Ekim 2009
ali abi seni ne kadar tanimiyorsamda sayfan süper inanki annem fikriye devamli senin sitelerine bakiyor ve sana ictenlikle tesekkür ediyor aynen bende tabi calismalarinda basarilar dilerim
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 3 Ekim 2009
Uyarınız doğrultusunda hatayı giderdim.
Duyarlılığınız için tekrar teşekkürler Muzaffer bey.
MUZAFFER BAL- muzafferbal50@hotmail.com - İstanbul - 3 Ekim 2009
kırıntı evleri bölümünde ,bir düzeltme yapmak istiyorum,hasan bal-melehat bal yazılan ev ihsan bal-melehat bal olması gerekiyordu,benim bildiğim kadarıyla,mehmet bal'ın evi...düzeltmeni rica ederim.Muzaffer Bal...saygılarımla...
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 3 Ekim 2009
Duyarlı davranışınız için çok teşekkür ederim Muzaffer bey. Evrensel boyutta ayrımsız olan insanlar, elbette köyler arası ayırım yapmaz. Siz bu açıklamayı göndermeseydiniz bile ayrım yapmadığınızı ben zaten biliyordum. Tekrar teşekkürler.
MUZAFFER BAL- muzafferbal50@mynet.com - İstanbul - 3 Ekim 2009
ziyaretçi sayfasına yazdığım yazıda önemli bir hata var onu düzeltirsen memun olurum. ben sadece Kırıntı Köyü Yeteneniklerimizi kast etmedeim ama yeğenimin bir uyarısı üzerine düzeltmek gereğini gördüm. ben hibir zaman Kırıntı, Yeniköy ayrımı yapmam. Ama yazımdan böyle bir ayrım yaptığım anlaşılıyor. Bundan dolayı öncve yeğenin Altan Karadan sonra Tüm Yenikölerden özür dilerim. bunu ziyateci say fasına aktarırsan çok memun olurum. Bu çok öneli bir hata, tüm Yeni köylerden özürdilerim. Muzaffer Bal
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Eylül 2009
Teşekkür ederim Engin, beğenmene, mutlu olmana sevindim. Sevgiler.
ENGİN ÖZTÜRK - miramax_0804@otmail.com - Ankara - 29 Eylül 2009
merhaba ali bey.site gerçekten hoş olmuş.epey gezindim .bazen mutlu oldum,bazense özlettin birşeyleri.teşekkürler....
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 28 Eylül 2009
Merhaba sevgili Müslüm, memleketten uzaklarda, her geçen süre katlanarak artan özlem duygularıyla yaşamak kolay olmasa gerek. 42. sokak anıları, sadece sende değil, hemen hemen tüm Tuzluçayırlıların belleğindeki diriliğini koruyor. Hızla yaşanan gelişimler, değişimler, vahşi kapitalizmin dayattığı kopuş, yozlaştırma, yalnızlaştırma kültürü beraberinde kopuşları, yalnızlaşmayı getirdi; ne mutlu ki yozlaşma henüz tam egemen olamadı.

"Neden görünmüyorsun?" diye sormuşlar bir zamanlar sosyal olan birine; "İşten, güçten, dertten, gamdan dolayı." yanıtını almışlar. Kopuşların temel nedenlerinden biri de bu; geçim koşullarının ağırlığı; ekonomik darboğaz.

Ben şuna içtenlikle inanıyorum: İnsanlarımız eskisi gibi bir araya gelemese de yüreklerinin bir köşesinde sıcacık duygular, ölümsüz sevgi karşılıklı olarak hâlâ varlığını koruyor. Bunu düğünlerde, bayramlarda, cenazelerde, toplu gezilerde açıkça görebiliyorum. Bir gerekçeyle bir araya gelen insanlarımız hemen güler yüzlü ve içten tavırlarıyla ayaküstü sohbetlere koyuluyorlar. Gerçekten birbirinden kopuk olsalar böyle davranırlar mı?

Köye ve toplumsal çalışmalara gelince: Öncelikle elini taşın altına sokup bir şeyler yapmaya çalışanlara teşekkür ediyoruz. Dernekler ve muhtarlar işbirliğiyle, özverili çalışmalarla köyümüzde güzel işler yapıldı. Bunların birkaçını hemen sıralayalım: *Birtakım aksaklıklar yaşansa da tüm evlere şebeke suyu bağlanmış durumda. *Tuvaletler, kuyulara değil kanalizasyona akıyor. *Köyün çeşitli alanlarında ağaçlandırma çalışmaları yapıldı. *Çöpler belirli aralıklarla görevliler tarafından alınıyor. *Ekmek her gün düzenli olarak Yeşilbük veya Şiran fırınlarından getirilip satışa sunuluyor. *Tören ve kutlamalar için yeterli ışık ve ses sistemi sağlanmış durumda... vb. Bunun için tüm dernek ve köy yöneticilerine teşekkür etmek hepimizin bir vefa borcudur.

Bu artılar ve yöneticilerin büyük özverilerle koşuşturuyor olmaları "Yöneticiler, ne eylerse güzel eyler." , "Onlar, mutlaka doğruları yapıyorlar." anlamına gelmez elbette. Örneğin yeni düzenlenen Karadoruk Parkı'nın bulunduğu yer; yamaçlığı, susuzluğu, yeşilsizliği nedeniyle bana göre de kesinlikle uygun bir yer değil. Karadoruk adını yaşatmak varken, Karadoruk ormanını çağrıştırmayacak bir ad verilmesi hepten garip.

Her çalışma, kendi içinde çelişkileri doğurur. Çelişkilerin giderilmesi için soğukkanlı davranmak gerek. Ayaküstü sohbetlerle, iki kişi arasındaki öfkeli konuşmalarla sonuç elde edilemez; tam tersine sorunlar derinleştirilir, çözülemez hâle getirilir. En doğru olan, elini taşın altına koyanlarla iletişim kurmak, fikir alışverişi yapmak, öneriler sunmak, zaman ve olanaklar elverişliyse elini onlarla birlikte taşın altına koymaktır.

Sevgili Müslüm, alttaki mesajı göndererek sorumlu ve duyarlı bir yurttaş örneği sergilemiş; beğendiğin, beğenmediğin yönleri açıkça yazmış, önerilerini sıralamışsın: *Çocuklara veya yetişkinlere ait bir parkın, *İnsanları bir araya getirecek, kaynaştıracak bir salonun, *Boş zamanların değerlendirilebileceği bir kütüphanenin eksikliğini, *Yolların bakımsızlığını dile getirmişsin. Sorumlu ve duyarlı davranışın için içtenlikle teşekkürler.

Yine yazışmak umuduyla...
Sevgilerimle.

MÜSLÜM AYDOĞAN - m_aydogan6@hotmail.co - Hollanda - 27 Eylül 2009
iyi aksamlar ali bey nasilsiniz en zulfunun bahcesinde gorusmustuk.ogunden bugune yine hic durmadan yogun bir sekilde calismis, bizlere her turlu konuda ve genel olarak koyden.ankaradan.ist.almanyadan.avusturalyadan.ingiltereden.vstanidigimiz ve unutugumuz simalari ve gecmisi hatirlatabilecek bir site yi bizlere kazandirdigin icinsenden once hanimina ,ve cocuklarina tsk ediyorum ,ve sana eline .gozune.ve kamerana .sukranlarimi iletir basarilarini dilerim.birazda koyumuzdeki ve birbirimizden nasil kopuk yasadigimizdan bahasetmek istiyorum.ben ve benim yasimdaki degerli mahale arkadaslarimdan cok kopuk (akraba olmamiza ragmen)cocukluk arakadaslarimi dersin bilemiyorum.bunlari yazmamin nedeni tum bir cok kisi tarafindan okunmasi.uzun yillar gorusemedigimiz,goremedigimiz, konusamadigimiz.42.soktaki yasmain vermis oldugu iyi veya kotu,javgali.veys eksik bir yasam icindeki dosluklarimizi su anda birbirimize ihtiyacimiz oldigu anda daha cok kapuk bir sekilde yasiyor olmamiz.senin siten araciliginla tum 42. sokakta(ankar) yasamis ve yasadigimiz tum herkese saglikli huzurlu yasam dilerim.birazda koye deginmek istiyorum ali bey bayagi biliyorsun bayagi tartismalarimiz oldu ve elestirelerimizde.evet cok guzel cok hosamam biliyorsun bu guzelliklerin yaninda bir cok eksikligde yanindave baraberinde getirmis.buradaki elestirilerimden birtanesi tum derneklere olacak.yapmis olduklari programlar belirli,bir gurup cogunlugun anlmis oldugu kararlar dogrulutusunda aliniyor.elbeteki herkesi bir aryada yapabilmeninde cok zor oldugu kanisindayim.adinlatma yapmiyorlar bu sene iki koyun eglecesi bir araya gelmesi gibi .eger iyi bir sekilde aciklanmazsa ve ayarlanmasa cok kopukluklari beraberinde getirecektir.ve bunlara bazende sahitte olsak konusmusta olsak iyi sonuzlar dogurmuyor.birde kisiler kendi evlerini yaptikca guruplasmalarin yogunlugu goze carpiyor.buradan tum derneklere senin aracililinka sesleniyorum evin icin nekadar guzel olursa olsun cevren guzel olmadiginca hic bir anlami yok,ne bir yolu iyi ne cocuklara yonelik.bir park.ne bir tum insanlarin bir araya gelebilecegi bir salonne bir kutup hane.bunlarin aksine her iki koydede asiri bir sekilde dine yonelik bir egilim hissetim.belki ben yaniliyorumdur?buradabir cok konulara yonelik yazilarim oldu burada kimseyi kirmak veya uzmek degil daha aksine bir bir biri mize ihtiyacimizin oldugu bir donemde yasiyoruz, daha cok kenetlenmeliyiz.alicigim yazdiklarimda bir sakincasi yoktur .sana fotograflari gonderecektim gomderemedim hollandaya donunce okadar cok yogun bir doneme giriyoruzki.isyan etmemek elde degilama ne yapalim baska bir sansimiz yok okuyanlara sevgilerimle sanada tekrar basarilar dilerim.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 25 Eylül 2009
Merhaba Sevgili Devrim, hak edip etmediğimden emin değilim; ama güzel sözlerinle beni çok mutlu ettin. Sen ve senin gibi dostların verdiği coşkuyla yola devam diyorum. Sevgiler.
DEVRİM EMEK BAL -devrimbal@kluehdeniz.com - İstanbul - 24 Eylül 2009
Sevgili Ali Ağabey,kendine özgü duyarlılığının,titizliğinin ve araştırmacılığının sonucu ortaya çıkan bu çalışman bizlerin seninle hasret gidermesine de aracılık ediyor aynı zamanda.Ciddi bir emeğin ürünü olduğu ilk bakışta kolayca ayrımsanabiliyor.Ali Ağabey'imizden de başka türlüsünü beklemek doğru olmazdı.En kısa zamanda görüşebilmek umudu ile saygılarımı sunuyor,başarılar diliyorum.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Eylül 2009
:)) Teşekkür ederim Erdem'ciğim.
Bilgisayarda, internette gezinmek, gereksinime göre ve ölçülü kullanmak güzel ve yararlıdır. Sadece vurdulu kırdılı oyunlar oynayarak kölesi olmak ise... Söylememe gerek yok, sen akıllı bir çocuksun, bilirsin.
Mesajın için teşekkürler. Hepinize sevgilerimle.
ERDEM ŞAHİN - erdemsahin06@windowslive.com - Ankara - 21 Eylül 2009
alibey amca yaptıgınız çalışmalar resimler manzaralar hayvanlar bitki türleri çok hoşuma gitti başarılarınızın devamını dileyip tebrik ederim.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 21 Eylül 2009
Mutlu olmana sevindim Dönsel hanım. Annen duvara montaj ama itiraf edeyim ki baban da montaj. Babanın fotoğrafını evin önünde değil, başka yerde çekerek evin önüne yerleştirmiştim. / Mesaj ile verdiğin destek için teşekkür ederim. Hepinize sevgilerimle.
DÖNSEL ŞAHİNTAŞ - aylinnn_nilyaaa@hotmail.com - Ankara - 20 Eylül 2009
ali bey annemin fotoğrafını evin duvarına öğle güzel otutturmuşsun ki çok duygulandım ellerine sağlık daha yeni görüyorum

----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 20 Eylül 2009
Merhaba Ahmet Bey, birkaç saatliğine de olsa bir iş için gittiğinde köylerimizi görmüştün; bu nedenle site ve köy fotoğrafları kısmen de olsa ilgini çakiyordur diye düşünüyorum. / Yeteneklilerimiz sayfasına gelince... Aslında daha pek çok yeteneklilerimiz var bizim; haklarında doküman toplayabilirsem ya da izin alabilirsem onlara da yer vereceğim. Yeteneklilerimiz sayfasını canlandırdığınız için Muzaffer beye de sana da içten teşekkürler. Sevgilerimle.
AHMET SEKÜ - sekuahmet-18@hotmail.com - Batıkent - 19 Eylül 2009
Merhaba Ali Bey, epey zamandır bu siteyi ziyaret etmemiştim. Bugün bu siteyi gezdim. Ali Abi'nin sitesinde yeni neler var bir bakayım dedim!... Çeşitli bölümlere girdim bakındım. Yenilikler, ilavaler var. Özellike yeni eklenen <YETENEKLİLERİMİZ> bölümü hoşuma gitti. Köyünüzde yeteneği olan değerli insanlar, yeteneklerini sergilemişler. Bu değerli insanların çalışmaları başkalarını da heveslendirir düşüncesindeyim. Okuduğum mesajlardan Muzaffer BAL Beyin açıklamalarını yeteneklerin sergilenmesi konusunda tetikleyici buldum. Çankırı-Çerkeş'li ve de sizinle uzun yıllar beraber çalışmış bir öğretmen kardeşiniz olarak çalışmalarınızın devamını diler, sizleri her zaman ziyaret edeceğimi bildiririm. Herkese selamlar, güzel günler dilerim.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Eylül 2009
Merhaba Nermin hanım, o gün tanışıp görüştüğümüzde sitenin devamlı izleyicilerinden biri olduğunuzu öğrendiğimde çok mutlu olmuştum. Şimdi de mesajınızla desteğinizi sürdürüyorsunuz. Çok teşekkür ederim. Salamlar.
NERMİN SELVİ - papatya_beyaz@hotmail.dr - Almanya - 14 Eylül 2009
almanyadan selam,sizinle ankarada cenazede konusmustukn safaniz hakkinda. Cumartesi günü almanyaya geldim.Zaman buldukca bakiyorum. selamlar NERMIN:
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Eylül 2009
Merhaba Muzaffer Bey, öncelikle duyarlılığınıza ve bu güzel mesajınıza içtenlikle teşekkür ediyorum.

Haklısınız, "Yeteneklilerimiz" sayfası hakkında pek yorum yazılmıyor. Hâlbuki en önemsediğim, yararlı gördüğüm sayfaydı.

Kapıdan kalkan, en güçlü boğa olsa bile yine danacık denir ya bu anlayış (sızlık) beni hep üzmüştür. Bir toplumun bireyleri kendi içindeki değerleri görmezden gelirse, desteklemezse, tam aksine köstekleyerek köreltirse, o toplum silik, sönük, özgüvensiz olarak yaşamaya mahkum olur.

Bizim toplum, güzel insanlardan oluşuyor. Elbette hatalarımız var; ama hatalarımızın temel sorumlusunun toplum olduğunu düşünmüyorum. Sistem, insanların beynini allak bullak etti; doğru düşünme yeteneklerini törpüledi. Bize düşen ana görev, anlayışlı, sabırlı ve hoşgörülü yaklaşımlarla toplumda kıpırdama sağlamak.

Sizin " Hey arkadaşlar, sizler herbiriniz bu arkadaşlar kadar yeteneklisiniz!" vurgunuza yürekten katılıyorum. Toplumumuzda açığa çıkmamış, tanınmamış öyle yetenekler var ki... Çalışmalarıyla onur duymamak elde değil; ama bu değerlerden hangimiz ne kadar haberliyiz?

İnsanı insan yapan, düşünme (adam gibi) yeteneği ve edindiği beceriler bütünlüğüdür. Beceri kavramı çok kapsamlıdır: Salt kitap yazmak değil, okumak da bir beceridir; ancak okumakla edinilen bilgileri toplumu aydınlatmada kullanılırsa beceri anlam kazanır. Beceriler saymakla biter mi? Resim yapmak, enstrüman çalmak, şiir yazmak, araştırmalar, incelemeler yapmak vb. Bunun için basılı veya tescillenmiş yapıt sahibi olmak ana koşul değil. Örneğin, Yılmaz Bakar abimiz bir kitap sahibi değil; ama Yeteneklilerimiz sayfasında okuduğunuzda takdir edeceğiniz gibi harika şiirlerin sahibi. Gönül ister ki Yeteneklilerimizin sayısı toplumun çoğunluğunu oluştursun. Bunun gerçekleşebilmesi için ise yeni yetişen nesillere örnekler sunulması gerekir diye düşünüyorum. Yeteneklilerimiz sayfasını oluşturmamın nedeni buydu.

Değerli Arkadaşım Muzaffer Bey, bu söz konusu sayfa şimdiye değin sessiz sedasız, ilgiden yoksun biçimde varlığını sürdürüyordu. Sizin bu yazınız, benim açımdan sessizliği yok etti, bana büyük güç verdi. Sayfayı canlı tutma, daha da geliştirme isteği edindim. Çok teşekkür ederim. Sevgilerimle.

MUZAFFER BAL - muzafferbal50 - İstanbul - 11 Eylül 2009
sana değil tüm okuyucu dostlara bir uyarım var. biz Kırıntılı olmakla beraber, okur5 yazarız. tüm Kırıntılar bununla övünmeli. sıtde olan yeteneklerimiiz sayfasındaki resimler ve yazılar hakındaki olumsuz olumlu görüşlerini yazmalılar. tabiki köy sevdası hepimizin sevdası. Amaa bu bir sevda ama bizi geliştirmez. Sadece bakar oh ulan oh çekeriz. bakın Abidin Sofuoğlu resimler yapmış 'şu adam ne berbat' resim yapmış diyecek yürekli Kırıntılı yokmu. Bende yok çünkü ben onları yapamam ama o resimler önünde sayğı ile eğilirim. Yeteneklerimiz bölümünde yayınlanan tüm eserler ve yazılar yazan arkadaşları saygı ile selamlıyorum. isim belirtmiyorum, çünkü hepisi benim açımdan çok çok önemli. köye bina parası olan her vatandaş yapabilir ve de bu binaların resimleri yayınlanıır. Bakın dostlar artık şu köy popilizimden kurtulalım. Daha geniş bakalım daha geniş düşünelim. Ali arkadaşın çağrılarına kulak asalım. Ali arkadş Kırıntı köyünün Yeteneklerini tanıtırken şunu bağırıyor, hey arkadaşlar sizler herbiriniz bu arkadaşlar kadar yeteneklisiniz, yaınlanan yazı ve resimleri ve yazıları değerlendirip eleştirebilirsiniz. Artık opf vulan of dağları bırakalım. hepinizi sevği ile kuçaklarım. Cicimaligilin Muzaffer Balı

----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 11 Eylül 2009
Şu çalışma yoğunluğu içinde öyle sözler etmişsin ki tüm yorgunluklarımı silip süpürdü; çok teşekkürler. / Fotoğrafları beğenmene çok sevindim. Aslında daha pek çok fotoğraf var; şu yazma yoğunluğu azalsın da sonra yayınlayacağım. Tekrar teşekkürler.
ZÜLFÜ AYDOĞAN - zulfuaydogan@hotmail.com - Ankara - 11 Eylül 2009
merhaba Ali Abi,bu yaz köyde çekmiş olduğun resimler gene harika olmuş.Resimlerdeki ayrıntılar ,farklı bakışlar Ali Aydoğan'a yakışır özellikteler,iyi günler dileği ile.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 10 Eylül 2009
Sevgili Ekin, sürpriz bir masaj; teşekkür ederim. Ben de annenden başarılarının katlanarak arttığını duyuyorum. Kutlarım. Sevgilerimle.
EKİN ÖZGÜRBÜZ - ozgurbuz.ekin@hotmail.com - Ankara- 9 Eylül 2009
Ali Bey Amca , site git gide güzelleşiyor çok kapsamlı başarılarının devamını diliyorum . :)
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 8 Eylül 2009
Sevgili Zafer, öncelikle güzel sözlerin için çok teşekkür ederim. / Evet daha kapsamlı olabilmesi için yeni doküman ve projelerim var; ama ne yazık ki zamanım yok; zaman darlığı içinde tek başına ancak bu kadar oluyor. / Görselliğin tatminkârlığından emin değildim; beğenmiş olmana çok sevindim. / Tekrar teşekkürler. Sevgiler.
ZAFER AYDOĞAN - aydogan.zafer@hotmail.com - İstanbul - 7 Eylül 2009
Gerçekten çok kapsamlı ve daha da kapsamlı olmaya devam edecek olan bu siteyi bize hazırladığı için çok sevdiğim Ali Abime öncelikle çok teşekkür ediyorum :) Görsellik açısından tam tatminkar bir altyapısı var,ellerine sağlık...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 3 Eylül 2009
Sizin duyarlılığınız ve ilettiğiniz fotoğraflarla site daha da canlandı; asıl ben size teşekkür ediyorum. Selamlar, sevgiler.
CELAL ÇAYOĞLU - celal.cay@hotmail.de - Almanya - 1 Eylül 2003
ben fikriye öztürkün ogluyum annemin adina yaziyorum tek kelime ile süper calismalarinda basarilar diliyorum bunlari bizlere yeniden yasattigin icin hersey cok güzel tesekkürler
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 30 Ağustos 2009
Merhaba Nurışık hanım, "Sanırım kavrazlı trafından sana rsim verilmemiş." diye yazmışsın. Bana köy fotoğrafı veren yok zaten; tümü benim çektiklerim. Aslında Kavrazlı sırtlarından köye bakışla çektiğim çok güzel fotoğraflar vardı; ama sanırım bir "delete" kazasına kurban gitti. Bir daha köye gittiğimde yeniden çekeceğim. Site hakkındaki sözlerinden onur duydum; teşekkürler.
NURIŞIK AYDOĞAN - egunaydogan1968@gmail.com - İstanbul - 29 Ağustos 2009
Ali abi,siten tek kelime ile muhteşem.Köy evleri ile ilgili olan kısım ise ayrı br güzel.Sanırım kavrazlı trafından sana rsim verilmemiş,göremedim.ELLERİNE,EMEĞİNE SAĞLIK.ÇOK GÜZEL BİR SİTE...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 29 Ağustos 2009
Merhaba Seçil hanım, verdiğin her fotoğrafı eklemek sitenin kaçınılmaz bir görevi zaten; ne zaman yeni fotoğraflar iletebilirsen memnuniyetle ekleyeceğim. Sana da Seçkin hanıma da beğeniniz ve yorumunuz için çok teşekkür ediyorum.
SEÇİL GÜNEL - secilgunel@hotmail.com - Ankara &#8211; 28 Ağustos 2009
merhba ali bey. Albümdeki Anılardaki sayfama yeni düzenleme yapıp yeni fotoğraflarımı eklemişsin çok daha ğüzel olmuş. kız kardeşim seckinle baktık çok beğendi. ben aryrıca teşekkür ederim.eline emeğine yüreğine sağlık. gercekten emek ve özveri isteyen bir iş her zaman başarılarının devamını dilerim saygılarımla.secil.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 25 Ağustos 2009
Merhaba Sevgili Bahtiyar, "sitenin yeni ve gelecek kuşaklara köyü ve ataları ile ilgili geçmişten bir çok bilgi aktaracağına inanıyorum" sözün yola devam anlamı taşıyor; teşekkür ederim. Sevgiler.
BAHTİYAR KAYA -bahtiyrkaya@superonline.com - İstanbul - 24 Ağustos 2009
Merhaba Ali Abi, Bir türlü fırsat bulupta bakamadığım sitene sonunda bakabildim ve inceledikçe şimdiye kadar bakmamakla nekadar hata ettiğimi anladım,söylemek istediğim sözlerin hepsini ve mükemmel bir çalışma olduğunu sayfayı ziyaret eden arkadaşların hepsi dile getirmiş,bu sebeple söylenecek bir söz bulamıyorumbu sitenin yeni ve gelecek kuşaklara köyü ve ataları ile ilgili geçmişten bir çok bilgi aktaracağına inanıyor ve bu çalışmalar için tekrar teşekkür ediyorum. Saygılarımla.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 19 Ağustos 2009
Merhaba Sevgi kardeşim, ben de gönderdiğin mesajın içeriğiyle çok mutlu oldum. Bu sitede üyelik, form ya da düşüncelerin kolayca yazıldığı iletişim bölümleri yok. Siteye ilgi var mı, çabalarım boşuna mı gibi soruların yanıtları boşta kalıyor. Ne zamana kadar? Ziyaretçi Defteri'ne mesaj gelene kadar. O zaman anlıyorum ki yaptığım çalışmalar boşuna değilmiş. Bunu, yazdığın mesajın önemini vurgulamak için açıkladım. Ben de sana ilgin ve duyarlılığın için çokkkkkk teşekkür ediyorum. Sevgilerimle.
SEVGİ AYDOĞAN -sevgiaydogan@hotmail.com - İstanbul - 18 Ağustos 2008
Sevgili Ali abi,elllerinize saglık,Cemal abim söyledi banada bu siteyi ,babamın ,amcalarımın kuzenlerimin, büyükbabamlar,büyükannemler ve çok sevdiğim saygı duydugum insanları yeniden resimleriyle canlandırdıgınız için çok teşekkür ederim...çok duygulu anlar yaşattınız..emeginiz ve özverinize hayran oldum..birlik ve bütünlük saglamak adına çok önemli bir adım atmışsınız,geçmişten bugüne gelen ve çocuklarımızında görmesini sagladıgınız için çokkkkkkkkk teşekkürler.. URUŞANGİLİN ALİ'SİNİN KIZI SEVGİ AYDOGAN ..........sevgi ve saygılarımla
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 16 Ağustos 2009
Eğer mutluluğunuza minik de olsa bir katkıda bulunabilmişsem ne mutlu bana. Ailenize sevgiler, mutluluklar. Duyarlı davranışınız ve mesaj için teşekkürler.
ZEYNEL ABİT, GÖNÜL, PINAR GÜNEL - gunelpinar@yahoo.com - İstanbul - 15 Ağustos 2009
Özverili çalışmalarınızdan dolayı teşekkürü bir borç biliriz. Bu sitede İsmailşıh'ın çocuklarına da ayrıca yer vererek ölümsüzleştirdiğiniz için ayrıca çok teşekkür ederiz.
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 15 Ağustos 2009
Site yapanlar, sizin gibi duyarlı izleyenlerin eleştiri ve yorumlarıyla teşvik olur, siteye devam derler. Duyarlılığınız için çok teşekkürler Hatun hanım.
HATUN AYDOĞAN -incimer_cicek@hotmail.com - Ankara - 14 Ağustos 2009
Merhaba Ali Hoca,kırıntıdan yeni geldim,Devrim resimlere bakmış bana söylemişti bende baktım.Resimler çok güzel olmuş.Emeğine ,yüreğine sağlık.bizleri mutlandırdığın için sen de hep var ol mutlu ol.sevgiler başarılar.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 13 Ağustos 2009
Merhaba Sefa'cığım. Gelmediğin gibi bir süredir iletişim de kopmuştu; öyleyse gelecek yıl erken görüşmek üzere sözleşmiş oluyoruz. Kahve her zaman hazır zaten. ....... Çiçekleri, böcekleri yayınlarken bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmiyordum doğrusu. Demek ki o sayfalar, köy kokusu verebilmiş; sevindim. Hemen birkaç bitki veya hayvan fotoğrafı ekleyeyim bu yanıttan sonra, umarım onları da beğenirsin. ....... Ne yazık ki fotoğrafların izleme tadını artırmak için fon müziği koyamıyorum. Yine de deneyeceğim. Sevgilerimle.
SEFA AYDOĞAN -serenay46@hotmail.com - Hollanda - 12 Ağustos 2009
sevgili Ali Yegenim...... bu sene koye gelmedeim sabirsizlikla senin sayfani bekledim. inan resimleriyle cicekleriyle herseyiyle beni gene ordaymis havasina soktun. ama san soz bir dahaki sefer cook erken gelecegim o daglarda sizlerle olmak istiyorum o ciceckleri koklamak istiyorum. ozledim sizinle olan cekismeyide Haticenin kahvesinide hapinizi. sevgiyle opuyorumm tek onerim resimlerine ve goruntulerine muzik koysaydin harika olurdu, ozellikle lede eski uzun havalar... sevgiyle
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 12 Ağustos 2009
Sevgili Ersin, bu güzel anlatımın karşısında ne söylenebilir ki; içtenlikle teşekkürler; sevgiler.
ERSİN ÖZTÜRK -Ersin-hakikatisigi@hotmail.com - İstanbul - 11 Ağustos 2009
"ben" varsam değeri vardır varolanın.. köy, kent, tüm inanılmaz güzellikler ve hatta Yaratan ve tüm yaratılanlar "ben" ile değer kazanır, var olur.. dolayısıyla bu seneki köy şenliklerininde olması, anlamı, sevinci tüm paylaşımları "ben" siz anlamsızdı..taaa ki orda yaşanılanları burda yaşayana kadar..ki bu yaşanmışlığı karadorukaa sitesi ve değerli yaratıcı kurucu ve paylaşımcısı Ali ağabeyimize borçluyum.. aynen devam diyor sevgilerimi sunuyorum efendim..
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 9 Ağustos 2009
Evet, gönderdiğin bilgi ve resimdeki yılana benziyor. Zumlama yapmaktansa yaklaşarak fotoğraf çekmem hiç de doğru bir davranış olmamış anlaşılan. Verdiğin bilgi ve duyarlılığın için teşekkürler. Yılanın kaya üzerindeki ilk gördüğüm andaki görünümünü de yayınladım, bakabilirsin.
BARIŞ ÖZTÜRK - ozturkbaris77@hotmail.com - İstanbul - 9 Ağustos 2009
ali abi kırıntı foto altında hayvanlar kısmında çektiğin yılan resmi çok etkileyici, sanırım bir engerek türü bu..iyi yakalamışsın..
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 8 Ağustos 2009
Sevgili Nilgün, hem mesajına hem de fotoğraflara çok memnun oldum. Güzel fotoğraflar. Yayınladım. "Foto Galeri" sayfasından "Sizin Çektikleriniz" karesini tıklayarak görebilirsin. Yenilerini gönderirsen eklerim. Sevgilerimle.
NİLGÜN HARMANCIOĞLU - you.shok.me@hotmail.com - Ankara - 07 Ağustos 2009
Bunlarda benim çektiğim resimler..sitenizde güzel resimler var,bende göndermek istedim ...
Beğeninize sunuyorum...İyi Günler..Kolay Gelsin .
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - Ankara - 6 Ağustos 2009
Merhaba Sevgili Şahin, seni mutlu edebildiysem ne mutlu bana. Aslında senin için biraz daha yenilikler eklemek isterdim siteye, örneğin video film gibi. Ne yazık ki köye gidişimin dördüncü günü kamera bozuldu. Şiran'da onaramadılar. Bu nedenle yeterli film çekemedim. Şimdilik sadece fotoğraf eklemeye devam etmek durumundayım. Köyün, yaylanın, bitkilerin ve hayvancıkların Temmuz 2009 görüntülerini ekleyeceğim. Şu anda 'geçim' işleri nedeniyle çok yoğun olduğumdan eklemeleri zamana yayacağım.
Ha unutmadan; ne yazık ki insanların adlarını yazmam olanaksız; bunun için hem olanaklarım kısıtlı hem de zamanım sınırlı.
İlgin ve Ziyaretçi Defteri'ne yaptığın yorumlar için çok teşekkür ederim.

ŞAHİN ÖZTÜRK - sahinozturk1@hotmail.com - Avustralya - 5 Ağustos 2009
slm,Ali,bana ikincu buyuk heyacani,Kirinti'nin Karaburga senliklerinde yasattin.Resimlere bakarken,duygulu hazin bir
gozle hepsine sarildim optum,yasadim o ortami,bilmiyorum yaslandikcami,uzakta olmanin verdigi hasretlik acisindanmi duygulu anlar yasayip,icimdeki goz yaslarini tutamiyorum.Ali senden yapabilirsen birde ricam var.resimlerin bir cogunda hatirlayamadigim ismler var,eger poto'lar uzerinde isim belirtirsen cok iyi olur.Birde senliklerden canli goruntuler ekleyip en yakin zamanda bizlere ulastiracagina inaniyorum.Tskler Ali,seni tebrik ediyorum.opuyorum seni.basarilar,yolun acik...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 6 Ağustos 2009
Teşekkür ederim dayıcığım. Evet, bu site kısa bir süreliğine de olsa açılmadı; sanırım Mynet'in 'Mysite' bakımı vardı. Nasılsınız? Bu yaşta örnek bir davranışla kendinizi geliştirmeye, bilgisayar kurdu olmaya devam mı? Ellerinizden öpüyorum. Sevgiler, saygılar.
DURMUŞ ÖZTÜRK - durmusogretmen@windowslive.com-Kırıntı - 5 Ağustos 2009
Sevgili Ali'ciğim, Bir süre önce (Karadorukaa'nın) sanki silinmiş gibi olduğuna nerede ise inanmağa başlamıştım. Tekrar karşılaşınca sevindim, sizede geçmiş olsun.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 5 Ağustos 2009
Karaburga Şenliklerinin fotoğraflarını bugün yayınladım. Köydeki yakın ilgin için teşekkürler. Sevgilerimle.
MELTEM GÜNEL - briseeeee@hotmail.com - İstanbul - 28 Temmuz 2009
Siteni inceledim, çok beğendim.Bu sene karaburga şenliğinde beni çekmiştin, çektiğin resimleri siteye koyacak mısın?
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 5 Ağustos 2009
Teşekkürler Gürsoy. Sevgiler.
GÜRSOY - aras973@hotmail.com - İstanbul - 8 Temmuz 2009
Merhaba Ali Abi...gerçekten bravo...fazla söze gerek varmı...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 6 Temmuz 2009
Duyarlılığınız ve yardımınız için çok teşekkür ederim Filiz hanım. Düzeltmeyi en kısa zamanda yapacağım.
FİLİZ COŞKUN - filiz@hotmail.com - ... Temmuz 2009
ismini bulamadığınız bal sülalesine ait olan ev cicimaligilin arif ine ait
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 25 Haziran 2009
Ali amcanın fotoğrafını bulur bulmaz yayınlayacağım. Eksik giderici dikkatli gözlemin için teşekkürler.
PERİHAN AYDOĞAN -Stratton - jopersered@hotmail.com - İngiltere - 25 Haziran 2009
Tekrar Meraba Ali , Bu guzel sayfana baktim ama Ali amcami goremedim.Resmini koyarsan cok iyi olur,tessekkurler. Tekrar selamlar. Haticeye cok selamlar Peri+++++++
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 25 Haziran 2009
Yaklaşık bir ay kadar Ankara dışında (köyde) olacağım. Döndüğümde fotoğraflar için memnuniyetle bir sayfa hazırlarım. Destekleriniz için tekrar teşekkürler.
HATUN AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - Ankara -25 Haziran 2009
bende de çok ilgini çekeceğine inandığım resimler var.kısa zamanda seçip özellikle sana getireceğim kayda değer bulacağına inanıyorum.Bu konudaki çalışmalarınız,uygulamalırınız beni olduğu gibi pek çok kişiyi de mutlandırdı eminim.Size gönül dolusu sevgilerimi ve bu konudaki çalışmalarınızı yürekten kutluyorum.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 25 Haziran 2009
Bir söz vardır hani; -Ben varken ölüm yok, ölüm varken ben yokum.
Yaşarken, hiç ölmeyecekmiş gibi umutlu, mutlu; yarın ölecekmiş gibi empati kurabilen, sevgi dolu, bağışlayıcı, hoşgörülü olmalıyız.
Yitirdiklerimiz sayfasını oluşturmamın nedeni fotoğraflara bakıp bakıp karamsarlaşmak, gidenlere özlem duygularıyla yanıp tutuşmak, kahrolmak değil; onları anmak, özlem duygularını bir parça olsun gidermektir.
Teşekkürler, sevgiler sevgili kardeşim. Selamlar.
PERİHAN (AYDOĞAN) - perseredjo@hotmail.com -İngiltere -24 Haziran 2009
Merhaba Ali, Kirinti sayfasindaki kaybettiklerimiz cok etkiledi beni, ozlediklerim ve bir daha hic goremeyeceklerim orda. Yavas yavas herkes oraya kayitli olacak!!!!!!! Tekrar selamlar Peri++++++++
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 24 Haziran 2009
Sevgili Muharrem Öğretmenim, "evler"ile ilgili çalışmayı beğenmiş olman ve yardımlarınızla sizin köy için benzer çalışmayı önermen beni mutlu etti, onurlandırdı. Takdir edersin ki her şey ortam ve koşullara bağlı olarak gelişmekte. Eğer tatilde köyde bir araya gelebilirsek ve koşullar uygun olursa neden olmasın, memnuniyetle. Teşekkürler, sevgiler.
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.com -Ankara - 23 Haziran 2009
"kırıntı köyü evler" adı altındaki çalışmaların gerçekten çok güzel olmuş.Daha önce bahsetmiştin ama yeni izleme şansım oldu ve bu kadar güzel olacağını tahmin edememiştim.Bi de senden ufak bi isteğim olacak yazın köyde bizimde yardımlarımızla Yeniköy içinde bu çalışmaları yaparsak çok iyi olur.ellerine sağlık teşekkürler
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 24 Haziran 2009
Merhaba Hatun hanım, incelik gösterip yazdığın güzel sözlerle beni onurlandırdın. Ayrıca, bir süredir askıya aldığım siyah-beyaz fotoğrafları yeniden canlandırmanın gereğini duyumsadım. Çok teşekkür ediyorum. Hepinize sevgilerimle.
HATUN AYDOĞAN - incimer_cicek@hotmail.com - Ankara - 23 Haziran 2009
Sevgili Ali Hoca siteni bugün daha detaylı olarak inceledim büyük keyif aldım.Özellikle siyah beya resimler bende duygu yoğunluğu yarattı.Keşke her şey şimdi o siyah beyaz geçmiş zamanda kalsaydı.Siyah bayaz resimler beni her zama derinden etkiler.Memnun oldum başarılarınıın devamını diliyorum.Siteyi kızımın yardımıyla ziyaret etmeye çalışacağım.Teşekkür ediyorum sevgiler saygılar
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 23 Haziran 2009
Üçünüze de ilginiz nedeniyle teşekkür ederken Ümit'e ve Dursun'a kısa zamanda sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum.
MUSTAFA AYDIN -musti1538@yahoo.com - Ankara - 23 Haziran 2009
ali abi ümit ben ve dursun ile gezi fotoğraflarına baktık. çok güzel olmuş. tebrik ederiz.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 22 Haziran 2009
Çok teşekkürler Mustafa. Senin ilettiğin fotoğrafları yayınlarken sitedeki fotoğrafları dağınıkça yerleştirdiğimin ayırdına vardım. İlk fırsatta tüm fotoğrafları tek çatı altında toplamayı düşünüyorum. Sevgilerimle.
MUSTAFA AYDIN -musti1538@yahoo.com - Ankara - 20 Haziran 2009
ali abi resimleri yayınlamandan dolayı çok mutlu oldum. siteye yine katkıda bulunmaya çalışacağım. iyi çalışmalar.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 19 Haziran 2009
Merhaba Mustafa. Gönderdiğin fotoğrafları yayınladım. "Foto Galeri" sayfasından görebilirsin. İleride göndereceklerini de ekleyebilirim. Selamlar.
MUSTAFA AYDIN -musti1538@yahoo.com - 19 Haziran 2009
ali abi sana bazı resimler gönderiyorum. haziran 2009 tarihli. yayınlarsan sevinirim.
gönderdiğim resimlerden karlı olan hasan aydoğana ait olup babasının cenazesinde çekilmiştir. by..
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 19Haziran 2009
Teşekkür ederim adaşım. Çorum'da görev yaparken sizin köyleri de ben görmüştüm. O zaman da sizin köyler benim hoşuma gitmişti. Aradan 25 yıl geçti. Şimdi çok değişmiştir. Ama bir gün oralara yine gideceğim. Beni aldın, yıllar öncesine götürdün; çok teşekkürler Ali. Sevgilerimle.
ALİ RIZA KARAOĞLU - ege.mesut@hotmail.com - Ankara - 18 Haziran 2009
hocam abimden aldım sitenizin adresini biraz inceledim çok hoşuma gitti çok süper olmuş hele ev resimleri çok güzel
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 16 Haziran 2009
Teşekkür ederim Sefa.
Köyde görüşmek üzere (Umarım / gidebilirsek...)
DIVDI SEFA - saydogan@live.nl - Hollanda - 14 Haziran 2009
hani derler ya yazmasakta orda bir sayfa var nerde olursan ol yaninda hissedersin. iste bir sey senin sayfalarinda dagin basinda sehrin gobeginde uzakta yakinda her yerde ve hazir.. ve sicacaik hemde duygularin ne guzelini hisseetirerek... emegine yuregine gozlerine beline saglikkk .. sevgiyle opuyorumm ve bir bardak rakinin tadiyla ekmegin rakiya banmis tadinda ..
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 12 Haziran 2009
Ama sevgili Tahsin, bu övgü fazla kaçmış; hem de çok; bu kadarını hak etmediğimi söylemek zorundayım.
Ancak şunu belirteyim ki eğer birşeyler yapabiliyorsam senin etkin oldukça çok.
Teşekkürler, sevgiler.
TAHSİN SOFUOĞLU - tahsinsofuoglu@mynet.com - İstanbul - 11 Haziran 2009
TEBRİKLER ....HELAL OLSUN SANA ŞU ÖZVERİLİ ÇALIŞMAN BENİ SON DERECE MUTLU EDİYOR...SENİN GİBİ 5 KİŞİ DAHA OLSA KIRINTI PARİS ....OLUR..SAYGILAR............
---------------------------------------------
ŞAHİN ÖZTÜRK - sahinozturk1@hotmail.com - Avustralya - 05 Haziran 2009
slm ali.site gercekten cok hosuma gitti. ta uzklardan, australya'dan, kirinti'yi, o guzelim daglarini, sularini, evlerini ha birde yitirdiklerimizi evlere montajlaman cok guzel, inan siteyi gezerken orayi yasadim ve duygulandim niye yalan soyleyeyim agladimda.ellerine saglik.bu siteni dahada gelisip, guzellesecegine simdiden inaniyorum. tskler ali, seni kutluyorum,tebrikler, opyum.not suan heyacanliyim zamanla elestirilerim olur.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 29 Mayıs 2009
Selam Ali, son gidişimde tüm evlerin tamamına yakınını çekebildim sanırım. Bu kez sahiplerinin adlarını da not olarak aldığım için hata payı daha az olacaktır.
Sen de bir site yapan insan olarak bilirsin ki bu işler epey zaman alıyor. Kendi yazma işlerim nedeniyle zamansızlık çekiyorum. Fırsat buldukça bir kaç fotoğraf düzenleyip yayına sokuyorum. Böyle böyle zamanla tamamlanacak. Bu arada sülaleleri araştırmak, gruplamalar yapmak, ölmüş olanların fotoğraflarını hayal biçiminde montajlamak ister istemez zaman alıyor.
Yorumun için teşekkürler. Sevgiler.
ALİ GÜNEL -ali_gunel930@hotmail.com - İstanbul - 28 Mayıs 2009
Hazırladığı Site: http://www.karadoruk.net
slm ali abi ben bu sitede kabiler ev resimleri için eksik görüyordum oda oldu devamını bekli-yorum inşallah bence çok hoş ve güzel olmuş eline sağlık ali abi..
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 27 Mayıs 2009
Merhaba Murat, önemli olan ortaya bir şeyler çıkarıp sunabilmek. Derneğimiz için hazırladığın siteyle iyi bir başlangıç yaptın. Telefon rehberiydi, kan grubuydu, gecelerin filmleriydi, fotoğraflardı derken her geçen zaman biraz daha gelişiyor.
Durmak yok, yola devam.
MURAT AYDIN - bilgi@kirintiyenikoydilekyolu.com - Ankara - 27 Mayıs 2009
Hazırladığı Site:http://www.kirintiyenikoydilekyolu.com
Ali Abi Merhaba; Sitenin gelişiminde en önemli rolün ziyaretçilerin üzerinde olduğunu düşünüyorum. Nedenine gelince ne kadar ilgi o kadar hizmet. Sayfalarını gezerken gerçekten zengin bir içeriğe sahip olduğunu görmek inan çok güzel. Heleki EVLER kısmı baya hoşuma gitti. İnsanların kendisinden birşeyler bulduğu, zamanında yaşadığı ya da hala yaşamakta olduğu evleri görmesi değişik bir duygu olsa gerek. Bu arada fotomontajlar da çok hoşuma gitti. Umarım sitenin gelişimi bu hızla devam eder...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 26 Mayıs 2009
Merhaba Zülfü... İleride sizin evin önüne siz kardeşleri de montajlamayı düşünüyorum. Ne yapayım, herkesi evin önünde bulamam ya. Yolda rastladıklarımın fotoğrafını çekerek evlerinin önüne montajladım; annen gibi örneğin. Umarım hile biçiminde değerlendirilerek kötü eleştiriler almam.
Teşekkürler, sevgiler.
ZÜLFÜ AYDOĞAN - zulfuaydogan@hotmail.com - Hollanda - 25 Mayıs 2009
merhaba ali abi siteye her baktigimda yeni bir seyler goruyorum'buda insani daha degisik farkli seyler bulurum umuduyla sitene her gun bakmaya calisiyorum.ev resimleri guzel olmus.sana ve siteni gezen herkese mutluluklar
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 24 Mayıs 2009
Eh, bu konuda babanın da az yönlendirmesi yok hani...
Teşekkür ederim. Eyüp'e, Barkın'a ve sana sevgilerimle.
NURAY BAKAR - avluh@hotmail.com - İstanbul - 22 Mayıs 2009
ali amca baktım harika sitede harika biz ve bizlere bu kadar ilgili oldugun için çok teşekkür ederim ve başarılarının devamını dilerim:)
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 19 Mayıs 2009
Sevgili Türkan, Çırakgillerin sanatsal ruhlu olduğunu bilirdim. Deden müzisyen, ressam, tiyatrocu; baban müzisyen, ressam; Bilal amcanın minyatür değirmeni Gümüşhane'de ünlü zaten, medyatik oldu; kızı Aysel zaten Türkücü olarak ünlendi.
Sana gelince... Siteyi öyle güzel yorumlamışsın ki, senin de edebiyatçı özelliğini gördüm. Sadece yazım kurallarına biraz daha önem vererek yazma çalışmaları yapmanı öneriyorum. Başaracağına eminim.
Kahve önerine gelince; belki yarın, belki yarından da yakın. Tabi, küçük cam bardakta. :))
Sevgilerimle.
TÜRKAN BAKAR - Turkan.angel@hotmail.com - Ankara - 17 Mayıs 2009
Sevgili Ali abi,Karadorukaa.sitesini zaman zaman ziyaret etmekten cok keyif aliyorum.Kültür,sanat ve edebiyat alaninda bizim yöremize ait cok ilginc ve güzel bilgiler yer aliyor.Ayni zamanda gecmisle bugünü resimlerlerde sentez olarak görmek de birebir degisim ve kisisel gelisimin cok güzel bir örnegi olarak karsimiza cikiyor.Yakin uzak hepimizin bu sayfada bulusuyor olmasida senin bakisacinla degerlendirip bizlere sunmus oldugun karadorukaa.ya borcluyuz.Emegine,yüregine binlerce kez tesekkürler. saygilarimla.... bos vakitlerinizde her daim kahve icmeye bekleriz tabi cam bardakta:))
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 19 Mayıs 2009
Sevgili Songül, tahmin edeceğin gibi bu site, basit yapılı bir site; ancak bu kadarını yapabiliyorum; eksikliklerine karşın teknik açıdan da beğenmiş olmana çok sevindim; çok teşekkür ederim.
Duyarlılık gösterip adsız evlerden ikisinin de sahibini yazmışsın; sağol. Ancak, bir değişiklik yapacağım. Bir cenaze için köye gitmiştim. İki gün önce köyün yeşil ortamında tüm evleri tek tek bir daha çektim. Bu kez ev sahiplerini de kareye aldım. Yani, yayınlamış olduğum kış ortamlı evleri zamanla silip yaz ortamlı evleri yayına sokacağım. Ama şu günlerde çok yoğunum; bu işi zamana yayacağım. Senden ricam, zaman zaman kontrol eder ve eksiklerimi yazarsan çok memnun olurum.
SONGÜL COŞKUN - a.coskun@arcor.de - Almanya - 17 Mayıs 2009
sevgili Ali abi, tesadüfen siteni gördüm ve gezdim. coc güzel olmus emegine saglik.cok güzel detaylari dile vegöze hos sekilde elealmissin. Kirinti veleri adsiz-1 de 20-helimlerdden HALIL GÜNDOGAN, 25-HIDAYET GÜNDOGAN, caalismalarinda basarilar dilerim
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -19 Mayıs 2009
Evet Yılmaz Abi, "Duyurular" sayfası için epey geç kaldım. Bu sayfada sadece ölüm ve sağlık haberlerine değil, nişan, düğün, doğum, gezi, halkımızı ilgilendiren sıradışı olaylara da yer verilecektir. Ancak sizler de takdir edersiniz ki tek başıma benim her yere ulaşmam olanaksız. Ancak duyabildiğim veya yayınlanması için bana iletilen haberlere yer verebileceğim. Hatta sen, oralardan haber iletirsen, bu sayfada yer verebiliriz.
İlgin ve desteğin için çok teşekkür ederim.
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - Almanya - 16 Mayıs 2009
Ali duyurlar için çok teşekkürler. Biz gurbette yaşayanlar olarak, çevremizde olup bitenden hiç haberimiz olmuyordu. Bu nedenle siteye eklediğin duyuru köşesi çok güzel oldu.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com -19 Mayıs 2009
Merhaba Ersin, egonun okşanması elbette güzel bir duygu; ancak ego okşanmasa bile Ziyaretçi Defteri'ne olumlu ya da olumsuz düşüncelerin yazılması sitenin devamlılığı, yönlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Sitenin izlenip izlenmediğinden emin olunamayınca yenilikler ekleme, hatta siteyi açık tutma konusunda bile insan ikilemli düşünceler içine giriyor. "Nasıl olsa kimsenin siteden haberi yok, öyleyse zahmet niye ki?" olumsuz düşüncesi sizlerin yorumlarıyla yerini canlılığa, coşkuya bırakıyor. Sana ve diğer duyarlı tüm dostlara teşekkürlerimle.
ERSİN ÖZTÜRK -Ersin-hakikatisigi@hotmail.com - İstanbul - 16 Mayıs 2009
Yenilikler....elbetteki şu haliyle her yönüyle zaten bize fazlasıyla hitap ediyor.. ve zaten biz sana dur desekte durmayacağını bilgi,deneyim ve sevgiyle ve artan ilgiyle site içi çalışmalara devam edeceğini biliyoruz.. Herşeye rağmen insan belki insan olmanın gereği takdir edilmeyi bekler/ister ki buda fazlasıyla hak ettiğin bir gerçekliktir.. Ama biz takdir etmesekte, egonu okşamasakta sen birikimlerini,deneyimlerini bizimle paylaşacaksın..iyiki varsın...seni seviyoruz Ali öğretmenimiz..)))
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 12 Mayıs 2009
Sevgili Ersin, bu güzel tümceler karşısında ne diyebilirim ki?... Verdiğin güç için çok teşekkür ediyorum.
Demek ki yenilikler eklemek koşuluyla siteye devam...
Sevgilerimle.
ERSİN ÖZTÜRK - Ersin-hakikatisigi@hotmail.com - İstanbul - 12 Mayıs 2009
Sevgiler, saygılar güzel abim..her yönüyle emek kokan, yazı, resim ve video görüntüleriyle memleketi ayağımıza kadar getiren, eski günlerin nostaljisiyle boğazımızı düğümleyen ve her ne olursa olsun usta, zeki bir elden çıktığı, usta ve zeki bir kişinin açılımlarını yansıttığı her hali ile belli olan bu güzel siteyi var ettiğin için teşekkürlerimi sunar, bu güzel paylaşımlarının artan bir kaliteyle devamını dilerim.. Seni Seviyorum/seviyoruz...Yolun ışık, kalbin sevgi dolsun..
----------------------------------------------
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - 12 Mayıs 2009
Selam sevgiler bizden Ali. Allah yardımcın olsun. Daha güzel yenilikleri görmek dileğiyle çalışmalarında başarılar dilerim.
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 11 Mayıs 2009
Güzel yorumun için çok teşekkür ederim Yılmaz abi. Çok naziksin.
Köyün evlerinin tümünün fotoğrafını elde etmek ve doğru adlarla yayınlamak hiç de kolay olmayacak gibi görünüyor. Tahsin Sofuoğlu gibi arkadaşlar sayesinde biraz yol kat ettim ama o da tüm evlerin sahiplerini bilemez tabi. Eksik fotoğraflar ve sahiplerinin belirlenmesi zaman alacak gibi görünüyor.
Selamlar, sevgiler.
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - 11 Mayıs 2009
KÖYÜN EVLERİ ÜZERİNE Sevgili Ali,Köyün evleri ile ilgili açmış olduğun yeni sayfa nedeniyle, seni yürektenkutluyorum. Sitede eksikliği hissedilen köyün evlerini bize anımsattığın için sana çok teşekkürler ediyoruz. Yıllar yılı çoğumuz gurbette olduğumuziçin insan, doğup büyüdüğü ata yurdunu,çocukluk anıları ile dolu hepimizin özleminde hep köyümüz vardır. Yazın binbir özlemle izine gelince. Ahpun(mayıs) kokan dar sokaklarında doya doya gezip tozduğumuz güzel köyümüz.Kekik kokan yemyeşil dağlarında, çeşmelerden, gözelerden şırıl şırıl akan soğuk sularını kana kana içtiğimiz güzel köyümüz.Sabahları erkenden kalkıp, bağa bahçeye, tarlaya ve ırgata gitmek için horoz sesleriyle uyandığımız güzel köyümüz. İşte bu güzel köyün evleriniçekip siteye aktarıp bizlere izleme fırsatı veren sevgili Ali Aydoğan'asonsuz teşekkürlerimi sunuyorum ve emeğine sağlık diyorum.--
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 7 Mayıs 2009
Tekrar teşekkür ediyorum. Bir de şunu rica edebilir miyim? Ölmüş olan kişileri parantez içine alır mısın? Çünkü format öyle başlamıştı. Sevgiler.
TAHSİN SOFUOĞLU - tahsinsofuoglu@mynet.com - 7 Mayıs 2009
çoşkunlarda enbaşta sağ 2balkonuda kahve cam olan KÜRTAHMETİN...MUSTAFA ZENEP ÇOŞKUN....onu düzeltirsin selamlar....
29..kıltı ali fidan aydın...........33.satuğunoğlu yusuf gülter mercan......56.tamasgil kadir güllü gündoğan......06.cece ahmet karakız gündoğan.....07.yakup firdevs gündoğan.....selamlar devamı yakında.......
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 6 Mayıs 2009
Sevgili Tahsin, sen ve senin gibi duyarlı insanlar olmasa evleri adlandırma bakımından ben bu işin altından kalkamazdım. Sana ve yardımcı olan dostlara ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.
TAHSİN SOFUOĞLU - tahsinsofuoglu@mynet.com - 6 Mayıs 2009
47.hasan gülperi sofuoğlu..........48.yaşar ayşe çoşkun.......49.beyaz olan.mustafa çoşkun...pembe.kazim hatun çoşkun.........50. elifin ahırı.......51.şemsi durmuş çoşkun........52.yusf efendi çoşkun......53türkmenin oğlu durbaba çoşkun.......55.yeşil olan galman rıza çoşkun..sıvalı olan hasan yurdagül çoşkun,,,,,,56.kadir güllü gündoğan.....63.önde sarı ismail gülkız çoşkun..yanda pembe.izzet özgül çoşkun......devamı yakında selamlar.....
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 5 Mayıs 2009
Merhaba Tahsin, sizin mahallenin fotoğraflarını sana gönderecektim aslında. Sonra, göndermektense ADSIZLAR adında bir sayfada tümünü yayınlamayı uygun gördüm. Sahibini bildiğin evleri saptayabilir ve bana bildirebilirsen çok sevinirim.İlgin ve yardımların için teşekkürler. Sevgiler.
TAHSİN SOFUOĞLU - tahsinsofuoglu@mynet.com - 5 Mayıs 2009
ALİ BÜTÜN BU EVLERİ EN GÜZEL NACİ BAL BİLİR.........ADAM ARŞİV ZENGİNİ..............BEN YAKINDA KÖYE GİDECEĞİM SANA YENİ EV RESİMLERİ GETİRİRİM.............SELAMLAR.............
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 4 Mayıs 2009
İlginiz için teşekkür ederim. Tahmin edeceğiniz gibi fotoğrafları bazen doğrudan elden, bazen internet üzerinden gönderilerle elde edebiliyorum. Keşke herkesin fotoğrafını bulup yayınlayabilsem. Murtaza Öztürk ve eşi Gürcü Öztürk'ün fotoğraflarını göndermenizi bekliyorum. Sevgilerimle.
(Adresim yukarıda var zaten: "aliaydoganaa@hotmail.com"
(Bu arada sitenizi de incelemeye çalıştım. Farklı ve güzel bir teknik uygulamışsınız; yani benim başaramayacağım türden.)
ARZUMAN - hayat.kavgasi@hotmail.com - 4 Mayıs 2009 - Web Adresi:http://hayatkavgasi.net
güzel çalışma olmuş... Kaybettiklerimizde, murtaza öztürk ve eşi gürcü öztürk yok... Mail adresini verirsen yollarım... Kolay gelsin..
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 2 Mayıs 2009
Merhaba Mustafa. Yeniköy'le ilgili özel bir bölüm yoktur. Ancak, "Kaybettiklerimiz", "Uydu Görüntüler", "Albümden Anılar", "Video Filmimiz", "Yeteneklilerimiz" sayfalarında Yeniköy'e de yer verdiğim için sana özel bir bölüm var gibi gelmiştir.
Elimde Yeniköy'le ilgili yeterli doküman yoktur. Yeniköylü dostlar film, foto, yazı gibi dokümanlar verseler özel bir Yeniköy sayfası açmak isterim elbette.
İlgin ve yorumun siteye güç kattı; teşekkür ediyorum.
MUSTAFA AYDIN - musti1538@yahoo.com - 2 Mayıs 2009
ali abi sitende yeniköyle ilgili bölüm yok muydu? ben mi bulamadım acaba. çok güzel bir siten var. bazı sitler kurulup daha sonra canlılığını yitiriyor. senin siten sürekli canlı. iyi çalışmalar dilerim...
---------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 30 Nisan 2009
Sevgili Engin'ciğim, senin gibi site yapım uzmanının bu siteye yaptığı övgü benim için çok önemli; teşekkür ederim. Biliyorsun elimden gelen sadece bu kadar; senin site gibi sınırsız açılım yapamıyorum.
Kırıntı-EVLER sayfasındaki fotoğraflara gelince; o birkaç fotoğraf, çalışmaların sadece başlangıcı. İşimin yoğunluğu nedeniyle tüm fotoğrafların yayınlanması epey zaman alacak gibi.
Sevgilerimle.
ENGİN ÖZTÜRK - email@notfound.etc - 30 Nisan 2009
Sayın hocam, övgüye değer çalışmalar yapmaktasınız.. ama isteklerin sonu yok.. Şimdi efendim Öztürk başlığına tıklayınca neden 2 ( yakın) fotoda kalmışsınız.. Kendimize dair de şeyler aramaktayız sanki zorunlulugunuzvarmış gibi.. Herşey bir yana azim ve iyimserliğiniz öte yanar.. Saygılarımla.. övgülere layık ve değersiniz..
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 20 Nisan 2009
Teşekkür ederim Erdem. Henüz aldığım duyuma göre önümüzdeki aylarda köye gitmeyi düşünüyormuşsun. Eh, Sivas ile bizim oraların doğal görünüm karşılaştırmasını yaparsın artık. Ha, unutmadan; köylerimizin hareketli uydu görüntülerini de yayınlamayı düşünüyorum; gözünü siteden ayırma. :))
Sevgiler.
ERDEM APAYDIN - erdmgzi@hotmail.com - 20 Nisan 2009
Sitenizi çok beğendim ben sizin köylü eray günel'in arkadaşıyım sitenizde özellikle gazete anıları bölümünü beğendim ayrıca köyünüzü daha önceden görme fırsatım olmadığı için uydu görüntüleri köyünüzü tanımam açısından çok yardımcı oldu. emeğinize sağlık çalışmalarınızda başarılar dilerim
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 4 Nisan 2009
Merhaba Yolların Eskitemediği Hüseyin,
Ne demek, yeter ki sen şiirini hazırla; yayınlamaktan gurur duyarım. Mesajın için teşekkürler. Sevgiler.
HÜSEYİN ÖZTÜRK - bayraktaroglu@hotmail.com - 4 Nisan 2009
Merhaba Ali'ciğim. Sitenin adını çok duymuştum ama yeni izleyebildim. Onur verici görüntüleri izlerken çok duygulandım. İleride bu siteyi güzel bir şiirimle süslemek isterim. Ali bey'e başarılarının devamını dileyerek öpüyorum. - Yolların eskitemediği HÜSEYİN
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 31 Mart 2009
Merhaba Ali Cevat bey, siteyi beğeniniz için teşekkür ederim.
Ben de sizin sitenizi inceledim; gerçekten güzel çalışmalarınız var, kutlarım. "Bizim Sitelerimiz" sayfasında memnuniyetle link verdim.
ALİ CEVAT ÖZTÜRK - ozturkalicevat@yahoo.com - 30 Mart 2009 - KENDİ SİTESİ:http://photonomi.com
Sitenizi yeni gördüm. Güzel ve bilgilendirici. Eski fotolara bayıldım. Benim siteme de link verirsen mutlu olurum. Sevgiler Ali Cevat Öztürk (BACOD)
----------------------------------------------
AA. - aliaydoganaa@hotmail.com - 18 Mart 2009
Sevgili Yakup, siteyi beğenmen beni mutlu etti. Babaannenin veya daha başka yitirdiğimiz değerlerimizin varsa fotoğrafını gönderebilirsen sevinirim. Sevgiler.
YAKUP BAL - yakup.bal@oun.ede.tr - 18 Mart 2009
hocam.. gerçekten emegine saglikkk çok güzell umarimki böyle incelikler sizden sonraki nesillerde devam ettirir ..saygılarimlaa
baba annemin resmi belirsizzz size daha net bir resim iletmeye çalisacağim yakup bal
----------------------------------------------
AA. - aliaydoganaa@hotmail.com - 14 Mart 2009
Merhaba Tezcan Kardeşim, gerek aşağıdaki mesajı göndererek göstermiş olduğun duyarlılık için, gerekse abimin aranması sırasında iletişim hizmetini sunarak katkıda bulunduğun için çok teşekkür ederim.
TEZCAN ÇAYOĞLU - gencemlaktezcan@gmail.com - 13 Mart 2009
Sevgili Ali abi.Başın sağolsun.Mekanı cennet olsun.Geride kalanlara sabır ve uzun ömürler diliyorum.
----------------------------------------------
AA. - aliaydoganaa@hotmail.com - 13 Mart 2009
Merhaba Birsen. Hani hep denir ya, "Mutluluklar paylaşılınca artıyor, acılar paylaşılınca azalıyor." diye. Çok doğru bir söz; paylaşımınız için teşekkürler. Sevgiler.
BİRSEN AYDOĞAN- birsen_aydogan@yahoo.de - 12 Mart 2009
Merhaba Ali abi bilmem beni tanidinmi ben Fatma Aydogan in Kizi almanyadan Öncellikle Basimiz Sagolsun cok üzüldük sabir ve rahmet diliyorum Kendi nize iyi bakin
----------------------------------------------
AA. - aliaydoganaa@hotmail.com - 09 Mart 2009
Sevgili İsmail Kardeşim, tüm ailemiz adına gösterdiğiniz duyarlı davranışlar nedeniyle sana ve tüm köylülerimize çok teşekkür ediyorum.
İSMAİL ÇAYOĞLU - ismailcayoglu@gmail.com -08.03.2009
Sevgili ali abi,öncelikle başın sağolsun gercekten hepimizi derinden üzen bir olay oldu herkes çok ama çok üzüldü bütün yakınlarına Allah'tan sabır diliyorum.Tekrar başınız sağolsun.
----------------------------------------------
AA. - aliaydoganaa@hotmail.com - 09 Mart 2009 - Ne diyebilirim ki? Öldü; ama yaşıyor.
CEMAL AYDOĞAN (Ruşen)-cayidecay@hotmail.com-7 Mart 2009
Ben 7 kardeşin en büyüğüyüm elimden geldiği kadar küçüklerimi korudum kolladım,beni hiçbir zaman koruyan kollayan bir abim olmadı .Ama benim bir abim vardı ;ama o öldü.
----------------------------------------------
A.A.- aliaydoğana@hotmail.com - 02 Şubat 2009
Merhaba Sebahattin kardeşim. Beğenilerin için içtenlikle teşekkür ediyorum. Ancak, yenilikler için önerilerini de bekliyorum.
Muzaffer Bal'ın diğer yazıları da ilginç. Zahmet edip gerçekten araştırmalar yapmış. Kendi adıma olsun, hepimizin adına olsun ona teşekkür ediyorum.
Sevgiler.
SEBAHATTİN GÜNEL -sebatigunel@hotmail.com - 02 Şubat 2009
Merhabalar Ali bey. Şu an siteyi gezmekteyim.Sitenin ana sayfa dizaynı yani sadeliği daha güzel olmuş.Hele her sayfaya ana sayfa linki koyman site ziyaretçileri için kolaylık sağlamış.Yetenekler bölümünde Muzaffer Bal'ın Burgababa'yla ilgili yazızını çok uzun olmasına rağmen zevkle okudum.Site aracılıyıla Muzaffer Bala teşekkür ederim.Ayrıca tekrar dede olmanızdan dolayı tebrik ederim...:))
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoğana@hotmail.com - 30 Ocak 2009
Teşekkür ederim Yener. Sitenin görüntüsünü daha da sadeleştirmeyi düşünüyorum; tabi zaman bulabildiğim ölçüde. Öykü bebeğe gelince, yüzlerce fotoğraf içinde nasıl buldunuz öyle, şaşırdım doğrusu. Evet, darısı sıradakilere. :) Sevgilerimle.
YENER AYDOĞAN - yeneraydogan@hotmail.com - 30 Ocak 2009
Selamlar; Öncelikle şunu söylemeliyim ki sitedeki tüm bölümler sade ve çok keyifli olmuş.Ellerine ve emeğine sağlık. Bu arada Öykü bebeğimiz çok tatlı ve sevimli.Ayrıca sitedeki foto kısmınada farklı bir hava vermiş:)Darısı sıradaki bebeklere:)
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoğana@hotmail.com - 27 Ocak 2009
Orhan'cığım, yazdığın sözü çok beğendim; bir kez de ben tekrarlayayım istiyorum:
"Doğmadığım memleketten gül verdiler kaldırdım attım; doğduğum memleketten bir taş verdiler aldım, bağrıma bastım."
Gerek bu söz, gerekse ek açıklaman gerçekten çok hoş. Yaptığım çalışmanın onaylanması, çalışmaya devam isteği kazandırıyor. Çok teşekkür ederim.
ORHAN AYDOĞAN - orhannaydogan@hotmail.com - 26 Ocak 2009
doğmadığım memleketten gül verdiler kaldırdım attım , doğduğum memleketten bir taş verdiler aldım bağrıma bastım ...dayıcıgım sayende geçmişe yolculuk yapmış gibi oldum , çok duygulandım....bana bu duyguyu yaşattığın için teşekkür ederim ...biricik yiğenin Orhan AYDOĞAN ...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoğana@hotmail.com - 20 Ocak 2009
Teşekkürler Murat. Senin http://www.kirinti yenikoydilekyolu.com sitesinde yaptığın bazı yenilikleri benim sitede de görmek istiyorum. :)) Sana da iyi çalışmalar.
MURAT AYDIN - murat20021978@yahoo.com - 20 Ocak 2009
Ali abi Albümdeki Anılar bölümü gayet güzel olmuş. Sonuçta hatıralarda kalan şeyler bunlar ve canlandırmaya yardımcı olmuşsun. Açıkcası kıskandım. Umarım bende ilerde böyle bir bölüm açabilirim. Eminimki çok kişi bu bölümü merak edip ziyaret ediyordur. İyi çalışmalar...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoğana@hotmail.com - 15 Ocak 2009
Merhaba Ali bey. Evet, söylediğin gibi tek başımayım. Zorluğu olsa da insan yapacağı çalışmada net oluyor. Albümdeki Anılar sayfası biraz zorluyor beni. Verilen fotoğraların fotoğrafını çekmek, photoshop'ta düzenlemek, teker teker yayına sokmak çok da kolay değil. Sadece bu çalışmada bir yardımcı olsa rahatlardım. / Ha, unutmadan; senin sayfana güncel şiirlerini bekliyorum. / Mesajın için teşekkürler. Sana ve eşine selamlar, sevgiler.
ALİ ÖZTÜRK - seyyahozan2@hotmail.com - 15 Ocak 2008
Merhaba Ali Abi.Epeydir yazayım diyordum ancak kısmet oldu.Sitedeki değişimleri dikkatle izliyorum ve gerçekten olumlu yönde değiştini görüyorum.En güzelide tek başınıza olamanıza rağmen azimle en güzele varma gayretiniz.Ne mutlu size.Kahramanmaraştan Kucak Dolusu Selamlar.Ve burdan sizin aracılığınızla Ankaradaki tüm dostlara sevgilerimi yolluyorum.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoğana@hotmail.com - 14 Ocak 2009
Merhaba Muharrem bey. Moral ve güç veren güzel sözlerin için teşekkür ederim. / Evet, siteyi yapmaktan zevk alıyorum tabi ki. Senin gibi duyarlılık gösterilip düşünceler, öneriler aktarıldığında, eksikler bildirildiğinde daha da keyifli hale geliyor site işi. / İbrahim Aydın fotoğrafını hemen yeniden düzenleyerek yayınlayacağım. Uyarın için teşekkürler.
MUHARREM AYDIN -www.m.aydin1961@hohmail.com - 14 Ocak 2009
Merhaba Ali hocam siteni aralıklı dolaşıyorum, her dolaşmamda da heycanlanıyor yeni birşeyler arıyorum.Sanıyorum siteyi gezen arttıkça senin işinde artıyor işin arttıkça da sen zevk alıyorsun. Zevk alma sürecinin artması dileğiyle hoşca kal. Muharrem AYDIN Not: Yitirdiklerimiz dosyasında Yeniköy-Günelliler sülalesindeki İbrahim (Günel'in)soyadı Aydın olacak
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoğana@hotmail.com - 12 Ocak 2009
Merhaba Zülfü. Siteyi hazırlamaya başladığım ilk günden beri verdiğin cesaret ve yaptığın önerilerden çok yararlandım. Şimdi de bir telefon açarak yaptığın bir öneriyle sitenin büyük bir eksikliğini giderdin. Tüm alt sayfaların sol üst köşesine ANASAYFA logosunu yerleştireceğim. Böylece ANASAYFA'ya dönüş tek tık ile kolay olacak. İlgin ve önerin için çok teşekkür ediyorum. Sevgilerimle.
ZÜLFÜ AYDOĞAN - zulfuaydogan@hotmail.com - 12 Ocak 2009
merhaba.Ali abi gün geçtikce siten daha güzel olmaya başladı.Siyah-Beyaz resimler harika olmuş.Safyalarda dolaşırken bana bir eksiklik var gibi geldi oda şu ,alt sayfalarda gezinirken ana sayfaya geri dönmek için (ANA SAYFA) logosu koyarsan iyi olur.hayat insanlara saygı duydukca güzelleşir,herkese selam.

2008

A.A. - aliaydoğana@hotmail.com - 31 Aralık 2008
Teşekkür ederim Sebahattin arkadaşım. Ben de senin ve ayrıca din, dil, ırk ayırmaksızın tüm insanların geleceklerinin hiç olmazsa bundan sonra aydınlanmasını dilerim.
SEBAHATTİN GÜNEL - sebatigunel@hotmail.com - 31 Aralık 2008
Ali bey öncelikle sizin ve aylenizin Yeni yılınızı kutlar neşe,sağlık ve mutluluklar dilerim.Ali bey sitenizin aracılığıyla tüm dost ve hemşerilerimizin yeni yılını kutlarım en güzel yılların onların olması dileğile...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 5 Aralık 2008
Merhaba Mustafa. Evet, görev yaptığım sıralar sizin köye gitmiştim, bu yaz mevsiminde de yanından geçtim Şekerhacılı köyünüzün. Bir gün de seni bizim köyde gezdiririm, yaşam bu, belli olur mu? Elbette linklerden yararlanacaksın, gazeteleri okuyacaksın ki site işe yaramış olsun. :)) Yazdığın için teşekkürler. Sevgiler.
MUSTAFA KARAOĞLU - mustafakaraoglu@hotmail.com - 5 Aralık 2008
merhaba hocam. ben Mesut kırtasiyeden Mustafa. Siteniz gördüm biraz inceledim. İlgimi çekti köylerinizehayran kaldım sen alacada bizim köye gitmişsin Bende burada sizin köyleri gördüm sitenin linklerinden yararlanıyorum elinıze sağlık
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 29 Kasım 2008
Sen de bu güzel sözün için sağol Bilalcan. Mesajın için teşekkür ediyor, derslerinde başarılar diliyorum. Hepinize selamlar, sevgiler.
BİLALCAN AYDOĞAN - can1997_@windowslive.com - 29 Kasım 2008
ali amca bu siteyi bize armağan ettiğiniçin sağol
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 26 Kasım 2008
Merhaba Fatma Hanım, bir yeri yüz kez gezsem de yabancı birine gezdirmekten çok mutlu olurum; çünkü onun gözüyle ilk kez geziyor gibi olurum. Benzetme yapacak olursak, çok iyi bildiğim siteyi bana taze bir bakışla, yeniden gezdirdin, başka birinin gözüyle incelettin. Çeşitli sayfaları ayrı ayrı ele almış, yorumlamış, değerlendirmişsin; ki buna çok memnun oldum.Yorumların siteye büyük katkılar sağladı; çünkü motive ettin. Teşekkürler, sevgiler.
FATMA ÖZTÜRK - fatma.fozturk@gmail.com - 26 Kasım 2008
Merhaba Ali bey. İlk bu siteye adım attığımda çabucak bakar bir iki satırla görüşlerimi bildiririm düşüncesindeydim. Ama olmadı daha iki bölümü ancak gezebildim. Benim mesajım çok uzun olduğu için taksit taksit yazmak istedim. Video filmleri köşesi; çok hoşuma gitti. Bir de müzik olunca daha da güzel olmuş. Gösterileri izlerken çok farklı düşünceler yaşadım öyleki buraya sığmayacak kadar. KISACA köyünüzü sahiplendim. Elmadağ fotorafında ailemi görürü gibi oldum. Köyü ayağımıza getirmişsin. Kaybettiğimiz insanlar köşesinde; çok üzüldüm, işyerine göz yaşlarımı tutamadım. Kaybettiğimiz ne kadar çok insan varmış. Hepsine allahtan rahmet , yakınlarına sabırlar diliyorum. İYİKİ ZİYARET ETMİŞİM.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 25 Kasım 2008
Çok teşekkür ediyorum Sebati. Bazen usanıp duraksadıkça, senin gibi dostların motive edici sözleri sayesinde yola devam diyorum. Teşekkürler.
SEBAHATTİN GÜNEL - sebati@hotmail.com - 24 Kasım 2008
Ali bey,bana ait olan sayfaya konulan yeni resimlerle daha güzel olmuş.Siteye eklediğiniz her yenilik ,siteyi ziyaret edenler için daha doyurucu ve keyif veriyor.Emeğine,yüreğine sağlık. Başarı dileklerimle SAYGILAR
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 21 Kasım 2008
Gerek mesaj göndererek siteyi onurlandırdığınız için, gerekse iğneyle kuyu kazarcasına büyük uğraşlar vererek gerçekleştirdiğiniz yayın hizmeti için Kanal 12'nin tüm çalışanlarına teşekkürler. Başarınızın, izleyici sayınızın her geçen gün artması dileğimle. Sevgiler.
KANAL 12 - info@kanal12.com - 21 Kasım 2008
Çok kıymetli Ali Bey, Aslınıza bu kadar bağlı oldugunuz, değerlerinizden hala kopmadığınız için yüreğinize, elinize sağlık. Çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılar dileriz
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 18 Kasım 2008
Ahmet bey, Işık Dağı senin mekanın ve güzelliklerini bizimle paylaştın. Bu da yetmezmiş gibi güzel sözlerinle siteyi onurlandırdın; çok çok teşekkür ediyorum. En içten sevgilerim senin ve Mukadder hanım için.
AHMET SEKÜ - sekuahmet-18@hotmail.com - 18 Kasım 2009
Merhaba Ali Bey,sayın abiciğim.Senin bulunduğun her ortam güzel...! Olmasa bile güzelleşiyor.Geçen günlerde ailecek yaptığımız o Işık Dağı piknik gezisinde yaşadığımız o sohbet ortamı ve o günün anısına çekilen fotoğrafların anımsattıkları ...Dünyada güzel dostluklara bir örnektir.Tanıyan,tanımayan herkese selamlar ...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 16 Kasım 2008
Onur verirsiniz Fatma hanım, teşekkürler. Selamlar, sevgiler.
FATMA ÖZTÜRK - fatma.fozturk@gmail.com - 16 Kasım 2008
Şuan saat 16:45 siteye adımımı atıyorum Görüş ve temennilerimi siteyi gezdikten sonra en kısa zamanda size göndereceğim.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 12 Kasım 2008
Güzel sözlerin için teşekkür ederim Ulaş. "Video Filmlerimiz" sayfasındaki "Amatör Türkücülerimiz" bölümünde yeni bir türkü klibi yayınını hakettin. Şaka... Yaşama sıkı sıkı bağlılığınla, geniş felsefi bakışınla, bitmeyen mücadele ruhunla her zaman en güzele lâyıksın zaten. Sevgilerimle.
ULAŞ KARA - caglayan35@mynet.com -12 Kasım 2008
Ali abi sitende her gezdiğimde yeni yeni eklenen görüntülerle karşılaşıyorum gerçekten çok keyif veriyor sürekli kendini yenileyen site olması itibariylede cazip geliyor.Ali abi sana da bunu yapmak yakışırdı zaten.tekrar kolay gelsin
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 10 Kasım 2008
Sevgili Sebati, siteyi halkımıza ait olarak görmen beni çok mutlu etti. Öyleyse yola devam. Teşekkürler, sevgiler.
SEBAHATTİN GÜNEL - sebati@hotmail.com -10 Kasım 2008
merhaba Ali bey anılar kısmındaki sayfayı gördüm beklediğimden daha güzel olmuş. verdiğin emekleri zaten biliyorum umarım çok daha iyi olacaktır.Bu sitenin mimarı siz olsanızda halkımıza aitmiş gibi görüyorum çünkü bu siteyi gezen her insan kendisine ait bir anı bulabiliyor.Tekrar emeğinize,yüreğinize sonzuz teşekkür ederim.SAYGILAR
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 9 Kasım 2008
Merhaba Gazi bey, öncelikle mesajınız ve duyarlılığınız için çok teşekkür ediyorum. Çok haklısınız; dünümüzü, bugünümüzü, kültürümüzü gelecek nesillere aktarabilmek için herkesin aynı duyarlılığı göstermesi; eldeki fotoğraf, film, yazılı belge veya başka dokümanları paylaşması gerekir. "Kaybettiklerimiz" bölümüne değinmek gerekirse... Değerli dostlarımız Yusuf Kara ve Nurettin Günel'in fotoğrafları adı geçen sayfada yer almaktadır. Kaybettiklerimiz sayfasının içinde Yeniköy'ü tıkladığınızda görebilirsiniz. Duyarlılığınız doğrultusunda köylülerimize bir kez de ben çağrıda bulunmak istiyorum. Yitirdiğiniz ya da geçmiş anılarınızı içeren fotoğraflar albümünüzde kalmasın; lütfen bana iletin, yayınlayalım ve dünyanın her yanındaki dostlarımızla paylaşalım. Ankara'daki dostlarımız 0535 558 71 46 no'lu cep veya (0312) 390 10 46 no'lu ev telefonumla beni ararlarsa evlerine gelerek fotoğrafları veya belgeleri alıp yayınlayabilirim. Ankara dışındaki dostlarımız ise "aliaydoganaa@hotmail.com" MSN adresimle iletebilirler. Gazi bey, mesajınız ve duyarlılığınız için tekrar teşekkürler. Uyarı ve yönlendirmenizi her zaman beklerim. Sana ve Dilek hanıma selamlar, sevgiler.
GAZİ KARATAŞ - karataslar@yahoo.com.tr - 8 Kasım 2008
beni taniyanlar vardir tanimayanlar icin yaziyorum ben annesi yeni koylu babasi kirikkaleli dilek aslan in esiyim . Oncelikle
bu sitenin kurulumundan yayinina emegi gecen herkese tesekkur ederim.bizler kulturlerimizi yasattigimiz surece variz,ve tur etkinliklerle kulturleri gelecek nesillere aktarmak cin yapilan her isi taktire deger buluyorum.Buyuk vekalabalik bir koyunuz var ve buna ragmen sinirli sayida resim ve goruntuler bulunuyor.herkesin elindeki resim ve goruntuleri paylasmasini diliyorum.Kaybettiklerimiz bolumunde yakindan tanidigim ve cok sevdigim degerli bir insan yusuf karanin resmini goremedim umarim busayfalar yenilenirken dikkate alinir.Ayni zamanda Nurettin gunel in resminede rastlayamadim bunlar benim tanidigim insanlar tanimadigim insanlarda varsa sizlerin dikkate alacaginiza eminim.Basarilarinizin devamini diler saygı ve sevgilerimi sunarim.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 3 Kasım 2008
İlgin için çok teşekkür ediyorum sevgili Serpil. Biz de sizleri sık sık anıyoruz. Ali abiye, Hatun ablaya, Ulaş'a ve tanımadığım senin özel yakınlarına selamlar, sevgiler.
SERPİL - serpil@homeawaytravel.com.au - 3 Kasım 2008
Evet, ne kadar uzak olsak da o kadar yakiniz.......bizler burdan her zaman sizleri konuyoruz......ayrica bu arada ZULFU amcama da cok selamlar.......senin sitenin sayesinde daha da yakinlastik......saygilar SERPIL
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 1 Kasım 2008
Merhaba Serpil. Aradan geçen uzun yıllar sonrası internet üzerinden de olsa anımsanmak, görüşmek ne güzel. Facebook'taki güzel sözlerin de çok mutlu etti beni. Çok çok teşekkür ediyorum. Avustralya'daki tüm dostlara selamlar.
SERPİL AYDOĞAN - serpil@homeawaytravel.com.au - 31 Ekim 2008
Hello Ali abi, Cok guzel olmuz siten. Resimler gercekten annemle - babami duygulandirdi.. HERKESE AYDOGAN AILESINDEN SELAMLAR
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 31 Ekim 2008
İsrafil bey, mesajınız için teşekkür ederim. Yeni fotoğraflar ekleyerek sayfanızı güncelleyebilirsiniz. Selamlar.
İSRAFİL KARA - caglayan35@mynet.com - 30 Ekim 2008
Ali Bey, siteniızde bıze açtığınız albüm sayfası için çok teşekkür edrim. Elinize sağlık. Mükemmel olmuş.Sitenizde gezinmek ayrıca keyif veriyor tekrar kolay gelsin .
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 29 Ekim 2008
Çağdaş, mesajınla dile getirdiğin isteğini yerine getireceğim bu kez. "Size Ait Siteler" bölümünde sana da bir sayfa hazırladım. Bilmecelerini, manilerini, resimlerini, türkülerini hazırlamaya başlayabilirsin.
ÇAĞDAŞ - cagdasaydoganca@hotmail.com - 28 Ekim 2008
ALİ AMCA SANA BİLMECE YOLLÜMÜ BEYEN DİNİ İNTERNETE KOYAR MISIN
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com-28 Ekim 2008
Ben de senin yardımların için çok teşekkür ediyorum Seçil hanım.
SEÇİL GÜNEL - eraygunel@hotmail.com - 27 Ekim 2008
yeni fotoları düzenlemişsin güzel olmuş hoşuma gitti gerçekten emek isteyen bir çalışma yapıyorsun emeklerinin karşılığınıda alacağından eminim tekrar teşekkürler başarıların devamını dilerim... sen bitanesin abiciğim, takdir ediyorum...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com-26 Ekim 2008
Merhaba Zülfü. "Sana başarılar diyemicem sen zaten başarılısın." övgüsüne layık mıyım bilmem; ama çok mutlu oldum. Sitenin yapımına başladığımda beni hep cesaretlendirdin, motive ettin; beğenilerini, önerilerini sunarak, eksiklerimi belirterek sitenin gelişimine hep katkı sundun. Kesintisiz desteğin ve mesajın için çok teşekkür ediyorum sana. Sevgilerimle.
ZÜLFÜ AYDOĞAN - zulfuaydogan@hotmail.com - 26 Ekim 2008
merhaba ali abi,siten gün geçtikce daha güzel daha doyurucu daha duygusal hale geliyor.Özellikle albümdeki anılar bölümündedeki siyah-beyaz resimler harika bir notalji katmış.Sana başarılar diyemicem sen zaten başarılısın.Kendine iyi bak.
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com-25 Ekim 2008
Siteyi izliyor olmana memnun oldum Ekin. Mesajın için teşekkürler. Derslerinde başarılar... Sevgiler.
EKİN ÖZGÜRBÜZ - ozgurbuz.ekin@hotmail.com -25 Ekim 2008
Ali Bey Amca nasılsın? Site güzel olmuş , ellerine sağlık...
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com-25 Ekim 2008
Merhaba Dönsel hanım ve sevgili Aylin, sayfayı beğenmenize sevindim. İleride uygun gördüğünüz fotoğrafları bana iletirseniz sayfanıza eklerim. Teşekkürler, selamlar, sevgiler.
DÖNSEL-AYLİN ŞAHİNTAŞ - aylinnn_nilyaaa@otmail.com - 24 Ekim 2008
merhaba ali bey resimler çok güzel olmuş eline sağlık teşekkür edriz bakarken çok şaşırdık süpriz resimleri almışsın böyle güzel paylaşımınız için teşekkür edriz sevgiler
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 24 Ekim 2008
Ahmet kardeşim, bizim köylere dar zamanlı, koşturmacalı, (hasta nedeniyle) gerilimli gidip geldiğinden gezme fırsatı bulamamıştın. İleride, fırsatını bulur bulmaz hepbirlikte köye gidip gönlümüzce gezeceğimiz günleri özlemle bekliyorum. Anlamlı, içerikli mesajın beni çok mutlu etti. İçtenlikle teşekkür ediyorum. Mukadder hanıma ve sana sevgilerimi iletiyorum.
AHMET SEKÜ - sekuahmet-18@hotmail.com - 23 Ekim 2008
Ben Çankırı-Çerkeş-Çömlekci Köyünden Ahmet Sekü.Ankara-Mamak-Metehan İlköğretim Okulunda 10 yıl beraber çalıştık.Bu on yıl içinde atıldı bizim dostluğumuzun temeli.Sonsuza kadar sürecektir.Bu güzel on yıl geride bir anı olarak kaldı.Bu anılardan bir tanesi var ki hiç unutulmaz.Okul yeni tatile girmişti.Yeni Köylü İsrafil Kara'nın rahmetli annesi köyde hastalanmış.İsrafil öğretmen ile birlikte,annesini Ankara'ya getirmek için sizin köylere gittik.İşte o zaman gördüm köylerinizi...Gerçekten güzel ve doğal bir yapıya sahip.Ali Bey, hazırlamış olduğun bu güzel siteyi gezerken o anılar tekrar canlandı gözümde...Teşekkürler...Bu güzel dostluk gibi,bu güzel çalişmalar hep devam etsin.SELAMLAR 23/10/2008
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 22 Ekim 2008
Merhaba Sevgili Özlem. Bazen şahısların kendilerinden, bazen "www.kayaciklilar.com" sitesinden elde ettiğim fotoğraflarla "Yitirdiklerimiz" sayfasında Kayacıklılara yer verebildim. Biliyorsun, kendi çektiğim film ve fotoları yayınlıyorum sitede. Ne yazık ki Kayacıkla ilgili hiç bir film ve fotoğraf çekebilmiş değilim. Derneğinizin Anıtkabir gezisine katılma fırsatını bulabilseydim çekeceğim filmleri yayınlayacaktım, ama olmadı. Ancak, bu eksiğimi ileride mutlaka gidereceğim. Mesajın için çok teşekkür ediyorum. Selamlar, sevgiler.
ÖZLEM (PİRDAL)AYDOĞAN - ozlemaydogan@mynet.com - 21 Ekim 2008
Merhaba Ali abi. Yeni eklenen bölümle siteyi daha eğlenceli ve ilgi çekici hâle getirmiş. Küçük ama önemli bir istekte bulunmak istiyorum. "Video Filmlerimiz" bölümüne Kayacık köyüyle ilgili görüntüler de ekleyebilirsen çok sevinirim. Emeğin için teşekkürler!
----------------------------------------------
ÇAĞDAŞ AYDOĞAN - cagdasaydoganca@hotmail.com -16 Ekim 2008
Ali amca sana çok teşekkür ederim bana bir eylence verdin bizleri çok mutlu allah sana başarılar mutluluk versin
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 16 Ekim 2008
Sevgili Tuğrul arkadaşım, duyarlılığın ve siteye destek veren güzel sözlerin için çok teşekkür ediyorum. Senin derleyeceğin fotoğrafları Albümdeki Anılar sayfasında yayınlamaktan onur duyacağım. Sevgilerimle.
TUĞRUL KARA - tugrul_kara56@hotmail.com - 16 Ekim 2008
merhabalar,Ali kardeşimizin düzenlemiş oldugu bu site için kendisini tebrik eder çalışmalarının devamını dilerim,herkese selamlar
----------------------------------------------
A.A. - aliaydoganaa@hotmail.com - 15 Ekim 2008
Çok teşekkür ederim Murat. Albümdeki Anılar sayfasını beğenmene sevindim. Elde edeceğim veya bana ulaştırılacak fotoğraflarla sayfayı daha da geliştirecek, genişleteceğim. Mesajın için teşekkürler. Sevgiler.
MURAT MERCAN - muratmercan_76@hotmail.com - 15 Ekim 2008
Yine bircok guzel ekle karsilastim, eski fotolari gormek onlara yasanildiklari donemlere dair dusunmek guzeldi. Tesekkurler Ali Agabey...
----------------------------------------------
BUSE AYDOĞAN - erenbuse@windowslive.com - 06 Ekim 2008
ali amca süper bu site
VEYSEL AYDIN - akrep79ask@hotmail.com - 28 Eylül 2008
merhaba ALİ ABİöncelikle emegi geçen herkese teşekkürler site bu hali ile daha dagüzel olmuş. her zaman söyledim ve tekrar söylüyorum bizim insanlarımız daima duyguları-düşünceleri ve eylemleri ile her zaman sevgi dolu bir kişilige sahip olmuşlardır ve bu sevgi dolu kişilik asla eksilmesin daima mutlu huzurlu ve böyle sevgi dolu aydın kişilik ve düşüncelere sahip olmamız dilegiyle ellerine yüregine emegine saglık... herşey gönlümüzce olması dilegiyle..
GÜLDENİZ AYDOĞAN - guldenizaydogan06@hotmail.com - 28 Eylül 2008
"Neden Köy?" hikayesi çok hoşuma gitti. Dört yıldır köye gidemeyen biri olarak yazıyı okuyunca duygulanmam normaldir heralde:) Bence yaş ilerledikçeden daha çok şartlar insanı küçük yerlere zorluyor. Hele ki sizlerin orada doğup büyümüş olmasıda çok etkilidir bu geriye dönüşte. Neyse öyle ya da böyle şimdi bizler için koşuşturma zamanı. Hele bi ellilere gelelim de o zaman düşünürüz:)
CEMAL AYDOĞAN(Ruşen oğullarından) - cayidecay@hotmail.com - 28 Eylül 2008
Merhaba diyerek başlayayım ki ;yaşamanın güzelliğini içine daha iyi sindirebilesin.Sabah uyandığında yüzünü yıkarken elbetteki aynaya bakıyorsundur.Eğer aynada kendini gördüğünde gülümseyebiliyorsan;yaşamanın kıvılcımlarını yüreğinde hissedebiliyorsundur.O kıvılcımlar ogün görüştüğün tüm insanların yüreğinde güneş olup aydınlatır,sevgi olur yaşatır.Senin siteni her açtığımda; aynaya baktığımda kendime gülümsediğim gibi gülümsüyorum.Geçmişten yaşam zerreciklerini gördüğümde; yüreğim beni alıp geçmişteki mavi okyanus derinliklerinin güzelliğine götürüyor.Bu güzelliği bizlere yaşattığın için sana teşekkürlerimi candan sevgilerimle iletiyorum,şimdilik hoşcakal diyorum.Saygılarımla.
SEÇİL GÜNEL - eraygunel@hotmail.com - 14 Eylül 2008
merhaba ali bey sitenin yeni halini dolaşma fırsatı buldum ve güncellenmiş hali çok daha güzel... verdiğin emekleri bizzat biliyorum zaten umarım çok daha ii olacaktır. fotoğraflar kısmındaki düzenlemeler için ayrıca teşekkür ederim.... kolaylıklar....
AYSEL ÖZTÜRK - aysel_oeztuerk@hotmail.de - 17 Ağustos 2008
Selam Ali abim. Hazırladığın site çok hoşuma gitti. Heleki yeni açtığın Albümdeki Anılar sayfası ne diyeyim, nasıl anlatalım çok çok hoşuma gitti. www.hatiralar.de sitesini ve bu siteyi izlerkere kendimi yıllar öncesinde buluyor, çok mutlu oluyorum. Sizleri ve tüm dostlara sevgilerimi gönderiyorum, öpüyorum. - 17.08.2008
FİLİZ AYDIN - f_l_z_aydin@hotmail.com - 15 Ağustos 2008
merhaba ALİ abi öncelikle belirtmeliyim'ki site'deki deişiklikler müthiş olmuş elinize,emeğinize sağlık.Özellikle video görüntülerinde analarımızın seslerini dinlerken çok etkilendim!Bu duyguları yaşattığın ve ayrıcalıklı köylerimizi izlenimlerimize sunduğunuz için sizinle gugur duyuyor bu site'de dolaşmanın hazzıyla teşekkürlerimi sunuyorum.....
SERPİL AYDOĞAN (Almanya) - serpil.aydogan@hotmail.de - 12 Ağustos 2008
Merhaba Ali Amca, almanyadan bol selam gönderiyorum. Siteni bir tesadüf sonucu ziyaret ediyorum. Yitirdiklerimizi bir sayfada görünce cok tuhaf oldum. Özellikle Yusuf Dedemi unutmayip ekledigin icin sana cok tesekkür ederim. yitirdigimiz o kadar cok insan varki, hepsinin fotografini bulamasamda hic birini unutmadigimizi belirtmek istiyorum, özellikle Gülseren Yengeyi ve Riza Amcayi...
ÖZGÜ ÖZTÜRK - pusat1007@hotmail.com - http://ozgununyeri.tr.gg - 10 Ağustos 2008
Ali amca sitemi beğendiğin için sana ilk olarak teşekkür ederim. HTML kodu olarak eklediğim için bazı yerlerde sorun olabiliyor, en kısa zamanda da onları düzelticem. ''SİTELERİMİZ'' bölümüne benim sitemide ekler misin? İyi günler!
SEZGİN GÜNEL - sezgingunel_fb@hotmail.com - 8 Ağustos 2008
çok güzel bi site yapanların ellerine saglık
FARUK KALELİOĞLU - faruk_cumartesi@hotmail.com - 7 Ağustos 2008
Merhaba Ali bey hemen hemen her yaş grubuna hitap etmişsiniz.Fakat müzik sayfasına rastlayamadım.Sadece bir öneride bulunmak istiyorum.Eğer öyle bir sayfa açmayı düşünürseniz siz sadece sayfayı açın o sayfaya müzikleri dostlarınız sevenleriniz göndersin böylece hem bir müzik arşivi oluşur hemde site dolaşılırken istedikleri şarkıyı türküyü dinlerler.Sizde bilirsinizki müzik geçmiş ve gelecek arasında bir köprüdür.
FARUK KALELİOĞLU - faruk_cumartesi@hotmail.com - 4 Ağustos 2008
Emek harcarsın;Sadece duyarlar/Emek harcarsın;sadece bakarlar/Emek harcarsın;sadece bakıp geçerler/Tanımadığınız bir kişi olarak emeğinizin önünde saygıyla eğiliyorum.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum
ALİ GÜNEL - ali_gunel930@hotmail.com -2 Temmuz 2008
Merhaba demek istiyorum bütün arkadaşlara ve ben gülagilin hüseyinin küçük pğlu ali günel hisarda oturuyorum ve bence ali aydoğanı kutluyorum kendi imkanlarıyla köyümüze faydalı bir site açtığı için ali abimize teşekkür ediyorum ve sözüme şöyle devam etmek istiyorum benimde kendi toplumumuza ve çevremize katkım olsundiye bende kolları sıvadım ve karadoruk.web.tr sitesiyle sizlere hizmetvermekten sonderece mutluluk duymaktayım ve herkese seleniyorum bu güzel çevremize sahip çıkalım diyorve sileride karadorukaa ya ve karadoruk.web.tr davet ediyorum saygılarımla ali günel...!
NAKİ ÖZTÜRK - ozturkna@mynet.com - 8 Temmuz 2008
kendini bulmamanın,kendini hissedemememek olduğu sitemizde yüreğimden parçaları bulup birleştirdiğimi hissediyorum yıllarca görüşmesede bıraktığı yerden aynen değişmeden başlayan dostluklar adına teşekkürler emeklerin için iyiki varsın ve örneksin...
TAHSİN SOFUOĞLU - www.tahsinsofuoglu@mynet.com -06 Temmuz 2008
Ali kardeşim helal sana tüm fedakarlığı gösterip bu siteyi canlı tutman bizleri mutlu etmene helal olsun......bizdeki tembellik duyarsızlık senin işini zorlaştırıyor....tüm arkadaşlardan dileğim elinizdeki her türlü belge arşiv notları baylaşmanız dileğiyle...saygılar.....
ZAFER AYDOĞAN - cufre88@hotmail.com - 05.07.2008
Ali abi öncelikle tebrik ediyorum,sitenin içeriği oldukça geniş ve çok emek verilmiş,verilmeye de devam edecektir...ayrıca babamın dediğine katılıyorum,siyah beyaz eski resimler oldukça ilgi çekici...çok kapsamlı gerçekten , tebrikler...
KEMAL AYDOĞAN -kamilaydogan55@yahoo.com.tr - 4 Temmuz 2008 - 01:40
Aliciğim siteye her girişimde bir yenilik ve güzellikle karşılaşıyorum.O kadarki artık sürekli yeni heyecanlarla karşılaşma beklentisi kendiliğinden oluştu.Hele hele o siyah beyaz resimler beni aldı götürdü. Nereye diye sorma.....Sefa'nın da hesapladığı gibi yarım asırı devirenler gurubunda olan bizler bu sorunun cevabını çok çok iyi biliyoruz sanıyorum.Tebrikler ve teşekkürler. 4 temmuz 2008 saat 01.40
VOLKAN AYDIN -volkanayd78@hotmail.com- 1 Haziran 2008
merhaba ali abi web sayfanın güzel olduğunu söylemiştim,babam adına değerlerimiz kısmına eklediğin için teşekkür ederim.
ALİ ÖZTÜRK - seyyahozan@mynet.com - 29 Haziran 2008
Başlangıçta küçük fikirlerle yola çıkıp,engüzele varan Ali abiyi kutluyorum.Ne güzel eline sağlık.Bana insan için en güzeli sevdilerine ulaşabilmak,sevdikleriyle güzellikleri paylaşabilmek.Ne mutlu ki böyle bir imkanı Ali abimiz bize sundu.Dahada güzele varmak umuduyla.
YILMAZ BAKAR - yilmaz.bakar@gmx.de - 28 Haziran 2008
Sevgili Ali, sizi yürekten kutluyorum. Sitede her geçen gün yepyeni güzellikler çıkıyor ortaya. içerik olarak, sayfa düzeni olarak çok güzel bir site olmuş. Bu güzellikleri gördükçe, inanın çok mutlu oluyorum. Bu siteye bir nebze katkımız oluyorsa kendimi çok bahtiyar hissedeceğim. başarıların daim, yolun açık olsun.
MUSTAFA AYDIN - musti_1538@hotmail.com - 25 Haziran 2008
gerçekten verilen emeğe değer bir site olmuş. Meslek hayatımda örnek aldığım bir insan tarafından yapılmış olması ayrıca bir güzellik. Özellikle video çekimlerini izlerken çok duygulandım. eminim Ali bey'de hazırlarken duygulanmıştır. Değerlerimiz kısmı da farklı bir renk katmış. İki köyün aslında tek köy olduğunu gösteren bir site olmuş. Biz ve ötekiler değil saadece biz'i görebileceğiniz bir site. tebrikler. reşekkürler Ali Hoca'm...
SEFA ÖZTÜRK - sefa@domain.arsan - 15.06.2008
Aliciğim ; Bugün pazar ve ben işdeyim. Sevimsiz günde sevimli sitene girdim. Ne güzel. Ali ; nereden nerelere geldik. Seninle beraber kıraçlarda kuru ekmekle öküz peşinde koştuğumuz günlerden, bilgisayar çağında iletişimin insanları bu kadar yakınlaştırdığı bilgi çağına ulaştık. Laf aramızda bu arada yarım asrı da devirdik. Bir yarı asrı daha devirmek umuduyla ( NAH DEVİRİRİZ ! ) hoşça kal. Bütün okurlara selamlar. Sefa ÖZTÜRK
MURAT MERCAN - muratmercan_76@hotmail... - 12 Haziran 2008
Her ziyaretimde yeni bir bolum kesfediyorum. Bu gelisimde de Degerlerimiz bolumune hayran oldum. Sevgili Ali agabey sitede kendini yinelememen aksine surekli yenilemen en guzel yonlerinden biri. Isin kolayina kacmayip uretken olmayi tercih etmen taktire sayan. Sitenin zaman icinde kendi degerlerimizin biriktigi buyuk bir arsiv olacagini hissediyorum-umuyorum. Tum emeklerin ve uzagi yakin ettigin icin cok tesekkurler Ali agabey, varligin ve uretkenligin gercekten guzel...
JEROM AYDOĞAN - akrep.jerom@hotmail.com -19 Mayıs 2008
selam yitirdiklerimiz resimlerinde songül aydogan ismi ve resmini göremedik
JEROM AYDOĞAN - akrep.jerom@hotmail.com - 19 Mayıs 2008
va ne güzel olmuş
JEROM AYDOĞAN - akrep.jerom@hotmail.com -19 Mayıs 2008
fene zorlu olmuş
SERDAR AYDOGAN - serdar_aydogan1@hotmail.com - 18 Mayıs 2008
Biz insanlar hem öğretmen, hem de öğrenci olmalıyız.Öğrendiklerimizi öğretmeli, bilmediklerimizi araştırıp öğrenmeliyiz.Bu sayede çağdaş insanın olması gereken vasfı elde ederiz.Başkaları için örnekte oluruz.İşte bu bağlamda sizin çalışmalarınız hepimiz için örnek olmakla birlikte, sitenizdeki çalışmalardan hala ve hala öğretmek, bildiklerinizi bizimle paylaşmak ve bütün bu bilgilerinize rağmen, bilgiye aç olup öğrenmek için sürekli araştırdığınız için sizi yürekten tebrik ederim.İyiki varsınız...
M.GÜRGEN melgur59@gmail.com - 16 Mayıs 2008
Sitenize arada bir giriyorum hocam. Köylünüz olmayan biri olarak köylerle ilgili birçok sayfanız benialakadar etmiyor ama ilgimi çeken bek çok şeyde var Görsel test bana da çocuğuma da eğlenceli geldi. çiçekleride çok begendim. Politik birsayfa yapmayı düşünüyormusunuz? Bence geçbile kaldınız. Saygılar...
AKİLE ÖZGÜRBÜZ akile40@hotmail.com - 5 Mayıs 2008
Ali Öğretmenim, sitende oluşturduğun yeni bölümler [fotokritik,onurlarımız) güzel olmuş. Dosta, arkadaşlığa önem verdini biliyordum zaten ama onurlarımız bölümüyle bir kez daha anladım. Sevgiler.05.05.2008
MURAT AYDIN - murat20021978@yahoo.com - 24 Nisan 2008
Ankara'daki Derneğin WEB SİTESİ: http://www.kirintiyenikoydilekyolu.com
Merhaba Ali Abi; Kendini bu kadar geliştireceğin aklıma gelmemişti. Merakından ve yeteneğinden dolayı seni kutlarım. Şu anda buralardamısın bilemiyorum ancak geldiğinde bi görüşmek isterim. Umarım web sayfan daha da gelişir güzelleşir. Bu arada derneğin web sayfasını açtık. görüşmek dileğiyle. <a href="http://www.kirintiyenikoydilekyolu.com">http://www.kirintiyenikoydilekyolu.com</a>
ONURCAN ÖZTÜRK - onur-_ka_-11.04@hotmail.com - 20 Nisan 2008
BENİM SİTEM - http://www.teknolojis.azbuz.com
İyigünler,benimde bir sitem var yukarıda adresini verdim.İnceleyip düşüncelerini ve önerilerini bildirir misin?Senin siteyi arasıra inceliyorum.Photoshop gibi programları kullanarak görsel güzellikler yaratıyorsun.Bende photoshopu öğrenmek istiyorum.Selamlar...
ERAY GÜNEL - eraygunel@hotmail.com - 12 Nisan 2008
BENİM SİTEM - http://site.mynet.com/karadorukaa/karadorukaa/id11.htm
Merhaba Ali amca sitedeki yenilikler dikkat çekici olmuş,özellikle görsel test bölümü yaratıcı bi düşünce; fakat çeşitlendirilebilir. Mesela ilk bakışta bu çalışma bulmaca havası veriyor, yani tam bir bulmaca da eklenebilir bu kısıma.Köyle ilgili bir bulmaca bölümü demek istedim aslında,daha önceden de başarıyla yaptığın bir iş.İlk akla gelebilen örnek olarak öneriyorum çeşitlendirmek ve değerlendirmek senin elinde... Saygılar Hoşçakal
ÖZGÜ ÖZTÜRK - pusat1007@hotmail.com http://www.ozgununyeri.tr.gg - 11 Nisan 2008
Ali Amca ben kendime site açtım. Oyunlarımız adlı bir sayfa yapıp içine oyunları koydum ama link haline getiremiyorum. Kendiliğinden açılıyor. Senin sitendeki gibi istediğim oyunu tıklayarak açamıyorum. Cevabını yazar mısın? Teşekkür ederim...
ENGİN ÖZTÜRK - siran@siran.net - 4 Nisan 2008
Sayfalarınızı her zaman takip ediyoruz.. Sayın Ali Hocam yaratıcılığınıza dair yazılacak çok şey var, uğraşlar..uğraşlar..uğraşlar.. Ne için, kendi öz kültürümüz ve onun tanıtılması, paylaşımlası.. Bir yandan da Ulaş KARA resitali devam ediyor, sazı elle çalmaya ne deniyordu, bağışlayın tam bilemedim ama adının ne olduğunun ne önemi var ki.. Büyülendim habu cuma akşam akşam.. Teşekkürler Ali Hocam ve de teşekkürler sevgili Ulaş Kara resital için.. Yolun açık olsun " karadorukaa " ama google'den yazmak makbulmuş, hocamın fikridir, haylece.. Selamlar, saygılar.. Engin ÖZTÜRK www.siran.net bi de www.siran.web.tr
BAYRAM UÇAR - bayram1963@gmail.com - 30 Mart 2008
Merhaba Ali Bey, dünya görüşünüzle uygun biçimde çok güzel yaptığınız sitede göstermiş olduğunuz köyleriniz dağlarınızı, yitirdiğiniz güzel insanlarınızı, hayvanlarla, çiçeklerle bize güzel doğayı yaşattığınız için teşekkür ederim. Ancak ben bir tiyatrocu olarak tiyatro ve sanata daha fazla önem vermenizi yer ayırmanızı isterim. Çünkü tiyatronun içinde bu bahsi geçen şeylerin hepsi var.
ÇAĞDAŞ AYDOĞAN - cagdasaydoganca@hotmail.com - 29 Mart 2008
Ali amca, Güldeniz'in klibini çok beğendim.Onu izleyince yanımdaymış gibi hissediyorum. Hiç üzüntüye girmiyorum. Canım sıkılınca bol bol sitene girip rahatlıyorum.Banada klip çeker misin? Teşekkür ederim.
GÜLDENİZ AYDOĞAN - guldenizaydogan06@hotmail.com - 28 Mart 2008
Derya çok tşk ederim. Valla ben de duygulandım klibe :) Benim için de sürpriz oldu. İzleyip izleyip duygulanıyorum. İnsan kendi resimlerini görünce duygulanır mı ya, ben öyle yapıyorum :) Ayrıca msj sayfası yerine bu yenilik daha iç açıcı olmuş. Ellerine sağlık...
DERYA ALAGÖZ (AYDOĞAN) - derya__aydogan@hotmail.com - 27 Mart 2008
Dayı, uzun zamandır ziyaretçi defterinde bir aksilik vardı galiba. Gelen mesajlar okunmuyordu. Halen de okunmuyor, Gelen mesajları bu sayfaya alman iyi olmuş. Ayrıca you tube nin kapalı olması nedeniyle köy filmlerinide izlemek mümkün olmuyor. Bazılarını Akıllı TV den yayınlaman iyi olmuş. Ayrıca Güldeniz bu sözümde sana, klibini çoook beğendim. Seni ÇOOOOOK öpüyorum.
KURTULUŞ AYDIN - kur_hus2006@hotmail.com - 11 Mart 2008
meraba Ali Abi nasılsın senden bi ricam olacak mümkünse yeni resim yüklemişsin ya orda amcamın kızı alevin resmini bana gönderirmisin olursa tabi ben beceremedim çünkü teşekkür ederim...
KEMAL ÇEKİNTAŞ - ziyakemalcetintas@mynet.com
atölyemiz.YEŞİLIRMAK SOK.12/14 DEMİRTEPE/ANKARA ÖZGÜR SANAT ATÖLYESİ TEL:229 47 89 Atölyemizde,HAT,EBRU ve RESİM DERSLERİ (GÜZEL SANATLARA HAZIRLIK KURSLARI)VERİLMEKTEDİR.
ERKAN KARAMEŞE - delidolu@hotmail.com
merhaba ben erkan KARAMEŞE sefa ÖZTÜRK'ÜN kuzeni rahmetli mehmet KARAMEŞE'NİN oğluyum. hazırlamış olduğunuz siteyi çok beğendim başarılarınızın devamını dilerim
SONER AYDIN - soneraydin1979@hotmail.com
slm ali abi sitende yeni deişikler yapmışsın güzel olmuş bu arada ulaş abiyide dinledim çok güzel olmuş güzel bir ortam yaratmaya çalışıyorsun aliabi gerçekten tebrik ediyorum içimizden birilerinin becerilerini sitenizden bizlere göstermeniz keyif verici tekrar teşekkürler...
ULAŞ KARA - caglayan35@mynet.com
slm ali abi siten çok güzel. benimle ilgili yaptıgın çalışma verdiğin emek için ayrıca teşekkür ederim.daha güzel çalışmaların için kolay gelsin
GÜVEN ŞAHİNTAŞ - bodrum_lu3@hotmail.com
Merhaba Ali Hoca Bodrumdan Turanın oğlu Güven sitaniz hayırlı olsun
İSMAİL ÇAYOĞLU - ismail@kayaciklilar.com
BENİM SİTEM - http://www.kayaciklilar.com
Daha önceki mesajımda şunu sormuştum. Bence çok güzel bir çalışma yapıyorsun tabi bilmiyorum tamamıyle kendinizmi hazırlıyorsunuz sayfayı eger öyle ise neden bagımsız bir host kullanmıyorsunuz.Bence bu kadar hoş bir çalışmayı,bu yeteneği bagımsız tamamıyla sana ait bir sitede kulaanman daha iyidir.Yani mynet'in sitesini kullanma kendine ait bir host alıp istediğin gibi dahada geniş alanlı kullanabilirsin. Yukardada belittiğim gibi bence bu hoş çalışmayı mynette kullanma kendine özgü host al orda kullan. İSMAİL ÇAYOĞLU www.kayaciklilar.com Sitesinin kurucusu ve yapımcısı
VOLKAN AYDIN - volki25011978@yahoo.com
Ali abi siteni bir süredir gözlem altına aldım yanlız sabah anlattığım durumlaedan detaylı bir inceleme yapamamıştım siten gayet güzel olmuş gelişeceğini umuyorum ayrıca yapmış olduğum slaytı eklediğin için teşekkür ediyorum.

2007

ZÜLFÜ AYDOĞAN - zulfuaydogan@hotmail.com - 10 Ekim 2007
Merhaba, Ali Abi sitende hergün bir yenilik yaptığına tanık oluyorum,siteni işyerinden arkadaşlara öneriyorum.En önemlisi de köyler arasında ayırım yapmadan sayfalar düzenlemen bu sitenin en hoş yanı olup,evrensel bakışını kanıtlıyor.Benim önerilerimi dikkate almanada ayrıca teşekkür aderim. 10-10-2007
CEMAL AKDAĞ - cemal.akdag@boun.edu.tr - 27 Eylül 2007
Ali hocam eline sağlık. çok güzel olmuş selamlar
SEFA AYDOĞAN - saydogan@live.nl - 27 Eylül 2007
merhaba gecenin yagmurlu bir aninda kendime kaldigimda bakayim Ali den bir seyler bulayim dedim. iste guzellik burda birilerinin emegini calmak anlaminda degil ama o emegin birilerini yalniz birakmadi anlamda hos oluyor. sevgiyle kal Ali
BARIŞ AYDOĞAN - ozturkbaris77@hotmail.com
Gerçekten çok güzel bir görüntü olmuş.Muhteşem..Büyükbabam Durmuş Öztürk, Kırıntının değerli öğretmeninin bu kemençeyle söylemiş olduğu türküyü Ali ağabey sayesinde duymuş oluyoruz..(Bizden türküler bölümünde)Kendisine bilgisayar ve internet dünyasındaki başarılarından ve emeklerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum..Teşekkürler Ali ağabey..
AHMET KARA - ahmetkara_29@hotmail.com
site için uğraşanlara teşekkür ederim. Çok güzel olmuş . Başarılar.
SEFA AYDOĞAN - saydogan@live.nl - 19 Eylül 2007
Sevgili Ali, bu güzel sayfaların için, emeğin için teşekkürler. Yazıların ve görüntüler yaşamın devam ettiğini, insanı sevmenin, kendini sevmenin coşkusunu veriyor. Bu güzel uğraşın için yoluna devam. Sevgilerle. Sefa Aydoğan
DİLEK KAYA - baglamist_dlk@hotmail.com
elinize sağlık istanbula gelir gelmez girdim hocam
OKAN ÖZPOLAT - okanozpolat@hotmail.com
zamanın adamından sonsuz slm lar siten hayırlı olsun ali dayı şimdiden teşekkür nişan fotoları için ailecek slm size öptük yanaklarınızdan
NAKİ ÖZTÜRK - ozturkna@mynet.com
sayfayı çok beğendim ,tüm dostlarıma bildireceğim;çok paylaşımcısın eğona yenilmeden,elindeki olanakları paylaşman takdire şayan teşekkürler HAZRETİ
ERAY GÜNEL - eraygunel@hotmail.com
merhaba ali amca sizin sayfanız bölümünü gördüm gerçekten farklı bir bakış açısı olmuş. şimdi bu sayafayı doldurmak için sürekli çalışmamız gerek... Banada böyle bir sayfa ayırdığın için teşekkür ederim görüşmek dileğiyle hoşçakal...
EREN AYDOĞAN - nicolas-eren@hotmail.com
Dayı gerçekten site harika olmuş!!! En çok beğendiğim bölüm ''yaz ve kış'' fotoğrafları diyebilirim.Tebrikler!!!
ÖZLEM AYDOĞAN - ozlemaydogan@mynet.com
Merhaba Ali abi, Forum bölümü eklersen siteyi ziyaret edenler daha aktif olacaktır kanaatindeyim. Saygılar :)
YAKUP PİRDAL - kartal_yakup67@hotmail.com
ÇOK GÜZEL VE ANLAMLI OLMUŞ RERSMLERİN BİR ÇOĞUNU ANAM TANIYOR ELLERİNİZE SAĞLIK
PINAR ÖZTÜRK - narozturk@gmail.com - 17 Haziran 2007
Bu günkü incelememi uydudan bakışa yaptım ve çok beğendim.:) Bütünü görmenin ayrı bir zevki ve farklı bir bilgisi var. Çok hoş. Rakamlar ve yer isimlerinin eşleştirilmesi nasıl oldu diye merak ettim. Sen mi yaptın? 17 Haziran 2007, Saat 13.02 güneşli güzel bir gün, ÖSS öğrencilerinin sınav stresinden bir süreliğine kurtulduğu gün:)
ÖZGÜR AYDOĞAN - ozguraydogan@yahoo.com
Çok kullanışlı ve güzel site olduğu su götürmez bir gerçek. Diğer sitelere de çok rahat geçililiyor . Kutluyorum.
ONURCAN ÖZTÜRK - vhatkurdu_7528@hotmail.com
Selam enişte ben Onurcan,siten gerçekten güzel olmuş.Karma fotoğraflara baktık; elma ısırılmaya hazırduruyor,diğer taraften sanki kediler dünyası olmuş.Televizyon çocuğuda çağa ayak uydurmuş doğrusu:).Çiçek bile saksıyı delip çıkmasıyla isteyince neler yapılabileceğini gösteriyor. Hela bakımından baya bi yol katetmişiz:).Betonu delen çiçek gerçekten göz alıcı.Kor canavarıda gördüğümüz kadarıyla Ali eniştemin yeteneği konuşuyor.Köy çekimleri harika,zaten siz burdaykende izlemiştik.Ancak kavak kesimlerine üzüldük doğrusu. Herşey çok güzel olmuş enişte ellerine sağlık...
AYLİN ŞAHİNTAŞ - Aaylin_16@hotmail.com
siteniz çok güzel annem müzikler için çok acıklı diyor insanın içine oturuyor yitirdiklerimiz sayfAsında ayrı bir üzüldük dünya işte ama herşeğiyle çok güzel olmuş devamını dileriz
SEVİM ÖZPOLAT - ozanozpolat@mynet.com - 22 Mart 2007 -
merhaba ALİBEY AMCA:):)siteni çok beğendim.herzaman olduğu gibi döktürmüşsün.oldum olası edebi yanın kuvvetlidir zaten.hadi bakalım döktürmelerini bekliyoruz.
HİDAYET AYDOĞAN - hidayet.aydogan@freenet.de - 21 Mart 2007
Ali Abi Siteni simdi daha iyi inceleme firsati buldum. Cok degisik ve güzel bir Site olmus. Ellerine saglik ve basarilarinin devamini dilerim. Hidayet Aydogan
EKİN ÖZGÜRBÜZ - f1olmf1@msn.com - 18 Mart 2007
Ali Bey Amca site güzel olmuş ama biraz daha hipnotize oyunları katarmısınız?Tebrikler yinede. 18.03.2007/Pazar
TAHSİN SOFUOĞLU - tahsinsofuoglu@mynet.com
ALİ KARDEŞ FİLM KARESİ GİBİ ANLIK OLDUN YENİ RESİMLER TOPLAMIŞTIM NEYSE BİRDAHAKİ SEFERE SAYGI SEVGİLER .......ŞEVKETE HÜSEYİNE...................
AYHAN GÜNEL - ayhangunel57@hotmail.com
köylerimizi ayırmaksızın güzel insanlarımızı bir araya toplamaya çalışıyoruz katkılarından dolayı Ali AYDOĞAN 'a teşekkür ederiz bende bir nebze olsun katkıda bulunmaktan dolayı mutluyum teşşekkür ederim SELAMLAR
HİDAYET AYDOĞAN - hidayet.aydogan@freenet.de
Ali abi sayfana bugün tesadüfen girdim. Cok güzel bir site hazirlamissin. Basarilarinin devamini dilerim. Benimle tekrar kontakaga girmek istaresen: hidayet.aydogan@freenet.de saygilarimla
BARIŞ ÖZTÜRK - ozturkbaris77@hotmail.com
Güzel ve mütevazi bir site.ali abi.tebrikler..Kendi yaş grubunuzda kendini bu konularda geliştiren ender insanlardan biri olduğun ve akrabam olduğun için gurur duyuyorum.teşekkürler..
OZAN ÖZPOLAT - ozanozpolat@mynet.com - 16 Mart 2007
Merhaba Ali Dayı ben Ozan özpolat.Kayacık köyüne emekleri geçmiş ali abdal ve celal çayoğlu için yaptığımız klip için link verirmisin.Bu klipte çok güzel kayacık fotoğrafları var.Bu klip şu anda youtube ta yayımlanıyor.Şimdiden teşekkür ederim. 16.Mart.2007 http://www.youtube.com/watch?v=qZR5zOKCecQ
YAKUP GÜNEL - yakupgunel57@hotmail.com
Bu siteyi, içinde var olan yüksek yaşam sevincinin; özelde köyüne verdiğin değerin; genelde de böceğinden bitkisine, insanından toprağına kadar var olan herşeye aşkla bağlılığının, sevgi ve saygının somut bir ifadesi olarak değerlendiriyorum. Kutluyorum seni.Kalemin keskin, yüreğin güneş gibi kainatı ısıtacak kadar sıcak, gözlerin herkese ışık olsun; biricik dostum, can yoldaşım, arkadaşım Ali.
ÖZLEM AYDOĞAN - ozlem_aydogan@hotmail.com
Merhaba Ali abi, önce şunu vurgulamak isterim ki site oldukça hoş olmuş. Anlaşılır, oldukça berrak, demodelikten çok uzak ve gerçekten özenilerek oluşturulmuş bir site... Ellerine sağlık! Bu arada Anı Öykü bölümündeki Fareli Ekmek- Böcekli Çorba başlıklı yazı oldukça ilgimi çekti :) Sahiden mercimek çorbası lezzetli miydi? :)
ALİBEY BAKAR - alibey@hotmail.com - 28 Şubat 2007
Sevgili can dostum Ali, yıllarca tüm alanlardaki çalışmalarını yakından izledim.Tüm alanlardaki başarılı çalışmaların, beni değeri biçilmeyecek şekilde mutlu etti.Yapmış olduğun bu sitede son örneklerden biri.Bende gururla şunu söyledim.İşte benim arkadaşım. Nice başarılara canım kardeşim.Teşekkür ederim.ALİ BEY BAKAR
ZELİŞ AYDIN - aydinzel@hotmail.com - 26 Şubat 2007
Merhaba Ali abi, nihayet kurbağaları karşıya geçirmeyi başardım:)) Mükemmel bir şey.. 26/02/2007
KEMAL AYDOĞAN - kamilaydogan55@yahoo.com - 24 Şubat 2007
aliciğim sitenin giriş sayfasındaki "hoşgeldiniz" sözcüğü ifade,anlam ve görüntü olarak çok güzel ve giriş yapan kişiye bir sıcaklık ve rahatlık duygusu veriyor. bu sitenin yapımında emeği geçen herkese diyemiyeceğim çünkü sadece sana teşekkür etmek bir lazım. ve bunu gerçekleştirerek teşekkür ediyorum. HER ŞEY GÖNLÜNCE OLSUN. 24/02/2007 SAAT...............22:56
NURAY KARABULUT BAKAR - avluh@hotmail.com
ali amca harikalar yaratmışsın başarılarının devamını bekliyorum.
MUHARREM AYDIN - m.aydin1961@hotmail.com
Hazırladığın bu güzel siteyle heran kendimizi köyümüzde hissedebiliyoruz...bu yüzden sana teşekkür ederiz...başarılı çalışmalarının devamını dileriz...
ALİ ÖZTÜRK - seyyahozan@mynet.com
Merhaba.! Siteniz çok güzel.Dilerim daha güzel ve kapsamlıolur.Şimdiden kutlarım ve insanları buluşturmasını umarım.
YILMAZ BAKAR - Yilmaz.Bakar@Gmx.de
sevgili Ali efendi yeni siten hayirli ugurlu olsun. Bundan sonraki calismala- rinda basarilar diliyorum. Yilmaz Bakar
YAKUP MERCAN - canermercan@mynet.com
ALİ KARDEŞ SİTEN COK GÜZEL OLMUŞ BAŞARILAR.....
ZAFER AYDOĞAN - carisma_zafer@hotmail.com
şu zamana kadar bircok arkadasım ve kendim de bunun içinde dahil olmak uzere mynetten site yaptık ama bu kadar profesyoneline rastlamadım,yapılıs taktıklerını de bızzat ali abiden ogrenmiş bulunmaktayım ;)
ZELİŞ AYDIN - aydinzel@hotmail.com
Sevgili Ali Abi, Öncelikle böyle güzel, anlamlı bir site oluşturduğun için teşekkür ederim. Zamanla dahada gelişeceğine inanıyor başarılarının devamını diliyorum. Eline sağlık.
CAFER AYDOĞAN - c.aydogan@hotmail.de
Merhaba Ali abi, selamı kükreyerek vermem gerekiyor. Kaç yıldır görüşmüyoruz? Nasılsın?
SEVDA ÖZTÜRK - sevda_302302@hotmail.com - 15 Ocak 2007
merhabalar ali bey; öncelikle güzel bir site hazırladığın için teşekkürler bütün incelikler düşünülmüş güzel,eğlenceli, düşündürücü ve bazen duygusallık ortamları insanı etkiliyor(sitenin açılış ekranı da çok hoş olmuş)belki sonra görüşlerimi yazabilirim bir önerim var bizim köy dilinde konuşulan sözcükleride ekleyebilirsin örnek:tente=çanta vb. gibi aklıma geldiği zaman yardım ederim baybay15/01/2007
CAFER ELİTOĞ - cografyasaati@hotmail.com
Merhaba Öğretmenim, Coğrafya dersi nasıl çalışılmalıdır? ÖSS coğrafyası Yer şekillerinin etkileri İklimin etkileri Depremler Coğrafyacının sözlüğü Coğrafyada ilginç sorular Coğrafyadaki yanlışlar Fotoğraflarla coğrafya Türkiye&#8217;yi tanımak Dünyayı tanımak İllerimiz neyi ile ünlü Ülkeler neyi ile ünlü Bunları biliyor musun? Dünyanın yedi harikası Avrupa Birliği Harita galerisi Gezelim görelim Çevre Sorunları Coğrafyanın bilinmeyenleri Coğrafi oyun ve bulmacalar Yarışma gibi konu başlıkları içeren http://www.cografyasaati.com isimli web siteme, web sitenizin linkler bölümünde yer verirseniz sevinirim. Saygılarımla. Cafer ELİTOĞ cografyasaati@hotmail.com Beşiktaş İstanbul
İSMAİL ÇAYOĞLU - ismail@kayaciklilar.com
MERHABA KARDEŞ BEN KAYACIKLI İSMAİL SİTENİZİ ŞÖYLE BİR TURLADIM BENCE GERCEKTEN GÜZEL OLMUŞ CABA HARCANARAK YAPILDIGI HERHALINDEN BELLI OLUYOR DAHADA GELISECEGINDEN EMINIM.BUARADA BEN www.kayaciklilar.com ADLI SİTEYİ YAPAN KİŞİYİM.SİZİN SİTELERİMİZ BÖLÜMÜNE BU SİTEYİDE EKLERSEM SEVİNİRİM.TEKRAR TEKRAR BASARILAR DİLİYORUM. İSMAİL ÇAYOGLU www.kayaciklilar.com EDİTÖRÜ.
ZEYNEL BAL - vaz_1978@hotmail.com
Çok güzel olmuş Ali abi. Eline sağlık da. Dedemin soyadı günel değil Bal. Yanlışlık olmuş galiba. Düzeltirsen sevinirim. Görüşürüz.
EMİNE YILDIZ - eyildiz14@hotmail.com - 4 Ocak 2007
her türden insanın girip faydalanabileceği bir site çok beğendim.04/01/2007

2006

EMİNE ALTIPARMAK - eminealtiparmak@mynet.com - 29 Aralık 2006
Merhaba Hocam, Siz işyerinden ayrılalı 1 ay oluyor. Size çok alışmışım. Buranın eskisi gibi tadı yok valla. Ama neyse sizin mutlu olduğunuzu bilmek güzel. Bu arada bakıyorum da siteniz günden güne güzelleşiyor. Eee sizden de bu beklenir zaten. Güzel bir site deyince çoğu insanın aklına görsel olarak güzelliği geliyor. Ama bu sitenin görselliğinin yanısıra içeriği oldukça güzel ve yararlı bence. Eğer amaç yararlılık olucaksa da böyle olması gerek zaten öyle değil mi :). Bu arada anı öykülerinizdeki ?İnsanlık? la ilgili olan anınızı okudum ve gerçekten de ne kadar doğru, olması gereken bir şeye değindinizi düşündüm. Malesef her gün birçok insan bu sebepler yüzünden birbirlerini yiyorlar. Oysa hiçbirimiz neyin doğru neyin yanlış olduğunu, kimin en doğruyu yapıp kimin yanlışı yaptığını kesin olarak bilmiyoruz. Sadece inançlarımız doğrultusunda yaşıyoruz. Ama çoğu kez inançlarımızı yaşarken birbirimize saygı duymuyor, birbirimizi kırıyoruz (Keşke bazen kırmakla da yetinebilsek, daha kötülerini yaptığımız da oluyor malesef). Durum böyle olunca da bütün dinlerde, mezheplerde tartışmasız geçerli olan bir inancımızı yitiriyoruz. İyi, hoşgörülü, saygılı, güvenilir insan olma inancımızı ve gerekliliğini... Bu yüzden de en büyük yanlışı yaptığımızı düşünüyorum. Bu konuya değindiğiniz için teşekkür ediyorum gerçekten. Kendinize iyi bakın. Bu arada herkesin bayramını ve yeni yılını kutluyorum. Sevgiler... (29.12.2006)
MURAT AYDIN - murat.aydin@petabin.com
Merhaba; Ali abi önce seni tebrik ediyorum. Uzun süredir böyle bir çalışmanın olsmasını bekliyordum ve web sayfan gayet hoş olmuş. Umarım bu çalışmalarını daha da geliştirerek devam ettirirsin. Eğer yardımcı olabileceğim birşey olursa benide haberdar edersen memnun olurum. İyi çalışmalar dilerim...
OZAN ÖZPOLAT - ozanozpolat@mynet.com
slm ali dayı herşeyden önce bizlere yaptığın bu site için emeğinin karşısında saygıyla eğiliyorum.Çok güzel bir site yapmışsın; ellerine, yüreğine, aklına sağlık.Benim fikirlerime gelince eğlence bölümüne insanların kendi arasında Chat yapa bileceği yer yok o olabilir.İnsanların zamanını geçere bileceği çeşitli site isimleri koymuşsun onlara dünyadaki enterasan olaylardan görüntüler yazılar olan blogcu sitesinide ekleyebilirsin.Ana sayfa açıldığında sayfada çok sadecilik yapmışsın gerçi yazındada ifade etmişsin ama insanların ilgisini çekecek çeşitli görüntüler koya bilirsin.Çok güzel bir HACI BEKTAŞ SÖZÜ koymuşsun ama oraya birde atatürkün bir sözünü de koyabilirdin. saygılarımla OZAN ÖZPOLAT
MURAT AYDIN - murat.aydin@petabin.com - 20 Aralık 2006
Merhaba; Ali abi yanıtlamakta geciktim kusura bakma. Öncelikle Mynette böyle bir işlem olasımı bilemiyeceğim ancak videoları web sayfasında izletebilmen mümkün. Bununla ilgili basit bir örneği mailine yolluyorum. İyi çalışmalar dilerim...
VELİ GÜL - veligulbg@mynet.com
Ali Aydoğan'ın öğretmenlikten neden emekli olduğunu şimdi daha iyi anladım. Ali Aydoğan için bir sayfanın kapanması, yeni bir sayfanın açılmasım olsa gerek. Bir insanın hayatında bu kadar renk ve doluluk olabilir.
ADİL AYDOĞAN - adil@karaburga.com - 6 Aralık 2006
Merhaba Ali Abi. Emrah söyledi sitenin adresini. Çektiğin fotoğraflar, yitirdiklerimiz sayfası için emeğine sağlık diyorum. Diğer alanlar zamanlada gelişecektir. Siteyi karaburgaya ekliyorum. İyi çalışmalar. 06/12/2006
CEMAL AYDOĞAN - cemalaydogan@turkcell.com
Ali abi, bu site ile sen de internette yerini almak için ilk adımı atmışsın. Girişiminden dolayı seni kutluyorum. Başarılarının devamını bekliyorum. Şirandan Selamlar...
YENER AYDOĞAN - yeneraydogan@hotmail.com - 29 Kasım 2006
Selam herkese öyküyü okudum ve kısada olsa bir zaman yolculuğuna çıktım o esnada.Esas olarak zamanın şartlarını, insanların yaşam mücadelesini, savaşını ve açlığı gördüm.Bence oradadaki ana tema iki insanın birbiriyle kavga ve gürültüsü değil Şartlara karşı insan oğlunun verdiği mücadeledir! 29/11/2006
ZÜLFÜ AYDOĞAN - zulfuaydogan@hotmail.com - 25 Kasım 2006
merhaba ali abi, böyle bir siteyi çok kısa bir sürede ve tamamen kendi olanak ve becerilerinle yaptığını gördükten sonra seni tebrik eder .Başarılarının devamını dierim. 25-11-2006 zülfü
EMİNE ALTIPARMAK - eminealtiparmak@mynet.com - 16 Kasım 2006
Günaydın Ali Hocam, Aslında ne zamandır bu site için mesaj yazmayı düşünüyordum ama bazı sebeplerden dolayı yazmadım (Sanırım tahmin edersiniz :) ). Sitenizin gerçekten güzel olduğuna inanıyorum ve çabalarınızla daha da güzelleşeceğine eminim. Tabi bu güzelleşme de benim de payımı unutmamak lazım öyle değil mi?! ;) İnsanların yaşamlarında önemli yerlere sahip bazı insanlar vardır. Siz de benim için o insanlardan birisiniz. Sizinle iş için biraraya geldik belki ama siz benim için çoğu zaman bir arkadaş oldunuz. Bazı zamanlar da tam bir öğretmen. Sizden çok şey öğrendim. Aslında sizi daha birçok insanın yakından tanıması gerekir diye düşünüyorum. Bu site de bunun için size yardımcı olacaktır ya da diğer insanlara. İyi günler hocam. Herşey gönlünüzce olsun. (16.11.2006 Perşembe 10.40)

"www.karadorukaa.com" sitesi 2006'da doğmuştur. - A.A.