| 
  
  
  
ÖZGEÇMİŞİMDoğum 20. 05. 1947
 Haseki Hastanesi
 Rumelihisarı
 Şair Nigar İlkokulu,
 Büyük ihtimalle?
 Hazar'ın altından (güneyinden)
 HORASAN
 Gelen şaman Türklerinden ÇEPNİ.
 Zahmetkeşliğine bi boyamadığı fıstık içi
 Yeşil kaldı.
 13/14 aydır
 FETHİYE huzurevinde bi alemete
 Binmekle iştigal ediyor?
 Gerisini ben de bilmiyorum.
 
 Mustafa Coşkun - Bodrum
 
E S E R L E R İ1.Kitabı: 73'e Çeyrek Var (Kargalara ithaf etmiştim)
 2.Kitabı: Eflatın Gözlü Martı (Eflatın Gözlü Martı'ya)
 3.Kitabı: Zeytin Gözlü Şahan ( Of, off! Dediğim Melahat'a hasret torun, Eğe Başkaya'ya armağan)
 4.Kitabı: Yakut Gözlü Karınca (Datça/Azganlı koyundaki münzevi Zetun ağacı(ma)na Armağandır.)
 5.Kitabı: Güzelleme (Bu da çocukluk aşkıma, 64 yaşında hâlâ  âşık olduğuma)
 
 
Eflatun Gözlü Martı'dan Seçmeler 
 
EGE'DE BİR DERVİŞ
 Biraz deniz,
 biraz modernlik,
 biraz bohem,
 çenesinde sakal bir tutam,
 Havada efletun gözlü martısı.
 Masasında rakısı,
 ve de panzehiri olan
 kitabı - kalemi.
 Ben söylemiyorum.
 kendisi kendisini
 böyle tanımlıyor.
 Tüm Ege'ye yayılmış.
 Turgutreis'te, Turgut Reis'e
 Rağmen,
 İmzası sol bacağında
 bir derviş
 
 İnsanlardan ! kaçmış,
 İnsanlarla yaşamak için
 Ey derviş, sana hoşça kal
 Demiyorum,
 Binlerce yıl diliyorum.
 
 Editör Mustafa BAL
 
 ----------------------------------------------
 
 KIZIM'a
 
 Beyaza dönmüş gökkuşağı,
 Kızımın omuzlarından
 Topuklarına akıyor.
 Beyaz bir kızılırmak gibi,
 Sarıyer'de 5 temmuz,
 Denize kimse bakmıyor
 çiçeğe, dağa ve dereye.
 otobüs, taksi ve talika
 ve gök yüzünde sevinç,
 ve gökyüzünde sevinçli
 aynalar çizen eflatun gözlü martım.
 ve kanadı turkuvazlı kuşum,
 her şey.
 herkes,
 ve ben
 Kızıma bakıyorum.
 Bir yanağı Paris
 Bir yanağı Budapeşte
 Gözleri umut, samanyolu ve
 uzayın bütün güneşleri,
 biri Niagara, öteki Manavgat
 Yüreğinde okyanuslar, saçlarında
 Amazon'lar
 Ak topuğunda sevdalar, ve sevdalar
 Güle, güle yüreğimin esmer gülü,
 Binlerce, günlerce, yüz yıllık mutluluklar.
 
 ---------------------------------------------
 
 İKİ YAKUT
 
 Turgut, beş asır önceden Karabağ'lı
 Karabağı köyünün eteğinde
 Zeytun ve defneler,
 Terasta, kayrak taşından bir masa
 nar tanesi, goncalarıyla onbiray
 masaya uzanmış bahçeden
 Barbekünün sıcak yalazları
 masanın rengindeki gecede
 Nar taneli begonvil,
 barbeküde alevler çingene.
 Ve kulağında nar kabuğu, karanfil.
 İki yakut.
 şarap kadehinde.
 Biri kızıl saçlımda,
 Biri bahar açmış elimde.
 ----------------------------------------------
 
 ELLERİNİ ÖPTÜĞÜM USTA
 
 Eğer aşıksan?
 Nazım ustadan
 saman sarısı saçlıyı
 okumalısın.
 Gerçekten seviyorsan ağar
 hem sevgilin büyür
 hem Nazım usta.
 Son paragrafında şiirin,
 hâlâ sevgi dolu inciler,
 dökülmüyorsa gözlerinden
 ölmeye yatmıyorsa yüreğin
 YA?
 Nazım ustayı tanımıyorsun?
 Ya SEVMEYİ bilmiyorsun.
 
 ----------------------------------------------
 
 USTALARA SAYGI
 
 Sözcükleri,
 Roden'in yonttuğu gibi inceltmek,
 Bir kaplan postu mermeri
 kalemle işlemek,
 Kilim gibi dokumak istiyorum,
 desen desen.
 Sonra,
 Kuzgun ağabeyin öğrgüsü gibi,
 demir örgüsüyle
 kaynatmak istiyorum, birbirine.
 Seni sevdiğim, satır aralarından,
 anlaşılmasın diye.
 Kızınca, Can babanın dilinden
 küfüretmek,
 geliyor içimden.
 Can bana gibi centilmen
 ya da taşı gediğine koyan.
 ----------------------------------------------
 
Zeytin Gözlü Şahan'dan Seçmeler 
 
SEVDA GÜLÜ
 Sev onu, yükseğe asamadığın
 68 de dalgalandırdığın
 hasret gülü bayrak gibi.
 
 Yüreğinin, üstündeki cep mendili
 Boynu büküklüğü?
 Cepten aşağıya dökülüşü
 Senin günahın değil inan.
 Seversen gül kokar ölüm,
 
 ----------------------------------------------
 
 ÖLÜM
 
 Kırmızı bir gül gibi
 Yüreğimin üstünde taşıyorsam
 Koklamak istersen, bi koklamak
 sana verebilirim.
 
 Napalım, ben, yine yalnız kaldım.
 günüm sende.
 
 Ben giderim, dikeniyle
 Senle kalır, gül kokulu ölüm.
 
 ----------------------------------------------
 
 TOPAL MISRA
 
 Güz sonu, yaprakları ıslak
 bir gün sonu.
 Kalaylı bir bakır sini gibi, ay
 Turgutreis denizinin üstünde birazdan.
 Sen düştün aklıma.
 bahar gözlerin düştü.
 Sevda dolu bir mısra düştüm.
 kuşlu, çiçekli, denizle, şarkılı.
 Ayy geldi, yakamozları şavkı düştü.
 Bir rüzgar esti, saçlarının kokusu uçtu.
 Topal düştü mısra.
 kuşta topalladı, çiçekte.
 Sonra deniz topalladı.
 Şarkı, ay şavklı yakamozların üstünde.
 topallarken,
 Sanki, ay, mısra, sen, kainat ve herşey
 DÜŞTÜ!
 
 ----------------------------------------------
 
 KIZIL DENİZ
 
 KIZIL denizi geçti, Musa
 elinde aksa, yara yara
 halkına toprak için.
 peşinde halkı, kös be kös
 
 Kızıl DENİZ öne geçti
 Eli yumruk, emperyalizme
 vura vura.
 halkına, tam bağımsızlık için.
 
 Devrim, kokuyor hava
 bahar bahar.
 Goncaların hepsi kırmızıda durmuş.
 
 Peşinden gidelim Deniz'in
 zincirleri kıra kıra
 Kolonyalizme vura vura.
 
 ----------------------------------------------
 
 CANBABALIK II
 
 Bir dünya sakal
 saçı sakalı
 gümüş topu.
 Bıyıklarıda sufi, sarımsı
 tiftik, tiftik Ankara
 Erenlere mi karışmış Can baba.
 Yoksa, tütün mü sarısı?
 Ve iki badem göz
 (Datça'nın bademi me-şuur)
 ve
 bi DATÇA
 bi kainat YÜREK.
 ----------------------------------------------
 |