Önsöz
Birlik Güç Yaratır
Kızlı Erkekli-Alkollü
Ekip Yönetimi
"Üst Birlik" Gerekir
Facebook
Halkımızın Yapısı
Dağlardaki Siperler

Birlik Güç Yaratır


ANA SAYFA

05 Mayıs 2014
BİRLİK, GÜÇ YARATIR

-Hey!
- ...
-Hey, sana sesleniyorum Ali. Merhaba.
-Merhaba Ardıç Dede. Bağışla. Biraz dalmışım.
-Başka yazılara dalarsın, ama bizim sohbeti yine es geçiyorsun. Ayıp olmuyor mu biraz?
-Haklısın Ardıç Dede. Böyle durumlarda hep söylüyorum ya; işten, güçten, dertten, gamdan dolayı diye... Öyle işte.

-Bugün seni neden aradım biliyor musun Ali?
-Neden?
-Köy ve dernek yönetimleri hakkında dertleşmek için.
-Ama Ardıç Dede, daha önce “Ekip Yönetimi”, “Üst Birlik Gerekir” başlıklarıyla bu konuda sohbet etmiş hatta yayınlamıştık.
-Peki, bu konuda bir gelişme oldu mu?
-Olmadı Ardıç Dede.
-Öyleyse bir kez daha tekrarlamakta bir sakınca görmüyorum. Çünkü ne yazık ki yönetimler arasında hâlâ yeterli iletişim kurulamadı. Her dernek, kendi bünyesinde etkinlik göstermekte, köy için birtakım hizmetler üretmektedir; ama bu çalışmalar diğer derneklerden kopuk olarak gerçekleştirilmektedir. Beni üzen bir konu da şu: Ne yazık ki, yönetimlerde süreklilik yoktur. Yönetim değişiklikleri sonrasında gidenlerle gelenler arasında yeterince bağlantılar kurulamamaktadır. Hatta eski ve yeni yöneticiler arasında yönetimsel iletişimin tamamen koptuğu bile söylenebilir.

-Peki ne yapmak gerekir Ardıç Dede?
-Öncelikli olarak muhtarlık ve dernekler arasında iletişim sağlanmalıdır. Muhtarlık başkanlığında “Muhtarlık + İstanbul Derneği + Almanya Derneği + Ankara Derneği arasında iletişimi sağlayacak bir Üst Birlik oluşturulmalı. Haziran, temmuz, ağustos, eylül aylarında köyde kalan insanlarımızdan Üst Birlik bünyesinde ikişer mahalle temsilcisi seçilmeli. Üst Birlik, halkın onayını aldıktan sonra halkın temsilcisi olarak, halk adına çalışmalar yapmalı. Alınan kararlar ve yapılan çalışmalar internetten yayınlanarak halkımıza duyurulmalı. Halkımızın eleştiri ve önerilerinin alınacağı bir internet ortamı yaratılmalı.

-Evet Ardıç Dede, istenirse bu çalışmalar gerçekleştirilebilir.
-Üstelik daha da geliştirilebilir. Muhtar ve Dernek yöneticileriyle mahalle temsilcilerinden oluşturulan Üst Birlik, varlığına ciddiyet ve resmiyet kazandırabilmek için kartvizit bastırabilir, çalışmalarını açıklayacağı bir broşür hazırlayabilir. Başarı, ancak disiplinli çalışmayla mümkün olabilir; bunun için bir çalışma takvimi yapılmalı; çalışmalarını belirli planlama dâhilinde yürütmelidir.

-Bu konuda önerilerin var mı Ardıç Dede?
-Var ama sözünü ettiğimiz Üst Birlik kurulabilirse en az iki-üç yıllık çalışma takvimini zaten çıkarırlar. Ama yine de yapılabilecek çalışmalara örnekler verebiliriz.
-Ne gibi?

-İlk olarak SU SORUNU’na değinmek isterim:
*Öncelikle mahallelerde suların eşit dağılımı sağlanmalı.
*Bahçe sulamada sınırlar konmalı. (Son duyumlarıma göre yeni muhtar Hüseyin Bal bu konuda bir çalışma başlatmış bile, kutlarım. A.A.)
*Su boruları, yayladaki kaynağından evdeki musluğa kadar sağlam mı, değil mi araştırmalı, varsa sağlıksız borular değiştirilmeli.
*Su depolarına ya da borulara sıkışan hayvan ya da bitki kalıntıları varsa temizlenmelidir.
*Kuraklık ve susuzluk olasılığına karşı önlem alınmalı. Bunun için yeni su kaynakları için araştırma yapılmalı, yeni boru hatları oluşturmak için devlet kaynaklarına başvurular yapılmalı.
*Su arızaları imece çalışmasıyla değil, profesyonel olarak çözülmelidir. Yani tutulacak işçiler veya tutulacak bir su görevlisi bu işle ilgilenmelidir. Giderler bütçeden karşılanmalıdır

-Çok haklısın Ardıç Dede; su, sağlığımızı doğrudan etkilediğinden öncelikli olarak ele alınmalı. Başka?
-MADEN ARAMA konusunda şu soruların yanıtları araştırılmalı
*Maden aramaya son verildi mi, yoksa yeniden aramalara başlanacak mı?
*Şirketin maden arama ruhsatı var mı?
*Maden araştırma sürdürülür de altın bulunursa işletilmesi nerede yapılacaktır?

-Bir de... Köye YENİ EVLER yapılıyor. İleride de yapılacak. Geleceğin planlanması açısından neler önerirsin bu konuda?
-Önemli bir konuya değindin. Gelecekte ani ve olumsuz sürprizlerle karşılaşmamak için planlı hareket etmeli tabii. Özellikle muhtar, şu sorulara yanıt arayabilir?
*Köye kaç yeni ev yapılmaktadır, yapılacaktır?
*Evlerin artışı elektrik trafosunu nasıl etkileyecektir?
*Evlerin artışı, su sorununu nasıl etkileyecektir?
*Evlerin artışı, çöp sorununu nasıl etkileyecektir?

-Ardıç Dede, bir KÖY BEKÇİSİ’nin olmaması hep eksiklikmiş gibi geldi bana. Bu konuda ne dersin?
-Önemli bir konu daha derim. Bekçi, muhtarın eli ayağı, köyün gözü kulağı, güvenliğidir. Evet, köy için bir bekçi tutulabilir ve şu konularda görevlendirilebilir:
*Bekçi, köyün güvenliğinden sorumludur. Köye, araziye gidip gelen kuşkulu yabancıları izler, haklarında bilgi edinir.
*Suların kullanımını izler, bahçelere hortum atarak komşularının su hakkını gasp edenleri saptar, muhtara bildirir.
*Muhtarın hazırladığı duyuruları hoparlörden halka duyurur.
*Şenliklerde muhtarlığı temsil ederek halkla ilişkiler kurar. vb

-YOL SORUNU konusunda bir diyeceğin var mı Ardıç Dede?
-Dememek mümkün mü?
*Konaklı-Kırıntı arasındaki asfalt yenilenmeli veya onarılmalıdır.
*Bostanlar yolu, Kırıntı’nın gelişmişliğine yakışır hâle getirilmeli.
*Yayla yollarının çamurlaşıp kayganlaşan bölümleri çakıl-kum vs ile pekiştirilmelidir.
*Mademki Hıdrellez Tepesi’ne yol vuruldu; rahatlıkla gidilebilecek hâle dönüştürülmelidir.
*Hayal gibi olsa da Karaburga Tepesi’ne bile bir yol açılsa ne iyi olur.

-Sence MEZARLIK SORUNU da var diyebilir miyiz?
-Var tabii. Köy çok kalabalık hâle geldi. Hıdrellez Tepesi’nden her iki köy mezarlığını da gözlemliyorum. Her kış köye cenazeler geliyor. Soğukta, donda mezar eşmek büyük sorun. (Bu arada mezar eşme konusunda Gülagilin Hüseyin Günel’e ve diğer özverili insanlara teşekkürler bir kez daha.)
Evet, mezar sorunu mutlaka ele alınmalı.
*Büyük ve Küçük Mezarlıklarda önceden birkaç mezar hazırlanmalı; böylece kışın mezar eşmek gibi büyük güçlüklere son verilmelidir.
*İkinci ve önemli bir sorun da şudur: Köy ortak malı olan mezarlıklardan insanların kendileri veya aile bireyleri için mezar yaparak yaptığı toprak işgali durdurulmalıdır. Ancak bu sayede eşitlik ilkesi korunmuş olunur.




-Sanırım ÇÖP SORUNU hakkında da bir şeyler söylemek istersin Ardıç Dede.
-Elbette.
*Köyün çöpünün taşınması kalıcı bir çözüme kavuşturulmalıdır. Böylece her yıl yapılan tartışmalara ve gerilime son verilmiş olunur.
*Yasal zorlamalarla değil; toplantılarla, söyleşilerle ikna yöntemi uygulanarak insanlara arazide çöp bırakmama bilinci ve duyarlılığı verilmelidir.

-Ya GÖLET konusu? Bu konuda neler söylersin acaba?
-Göletin yapılışının amacıyla ilgili bazılarının akıllarının karıştığını görebiliyorum. İnsanları rahatlatabilmek için şu soruların yanıtları resmi yerlerden öğrenilebilir:
*Gölet, Kırıntı’ya ve çevre köylere sulama suyu sağlamak için mi yapılmaktadır?
*Yoksa madenlerle bağlantılı olarak mı yapılmaktadır?

-Ardıç Dede, ARAZİ YANGINLARI hakkında da bir şeyler söylemek istersin mutlaka.
-Kesinlikle. Arazideki tüm yangınlar karşımda gerçekleşti. Her birinde yangın daha büyük zararlar verecek diye dehşete kapıldım. Geçen yılki yangın önlenemeseydi, Kuzuluk Ormanı’na ulaşsaydı... Of, gerisini düşünmek bile istemiyorum. Neyse ki zamanında söndürüldü de...
-Peki, yangınlara karşı nasıl önlemler önerirsin Ardıç Dede?
-Yangın çıkma olasılığı olan en kurak aylarda okul bahçesinde konu hakkında söyleşi yapılmalı, insanlar bilinçlendirilmeli. Hatta çok da pahalı olmayan bir yangın söndürme aracı alınabilir.

-Başka... Daha başka önerilerin var mı?
-Var. Köy, kışın boşalsa da yazın nüfus patlaması yaşayan turistik belde özelliği kazandı son yıllarda. Öyleyse, küçük ve sıradan bir yerleşim yeri gibi değil profesyonel olarak yönetilmeli. Bunun için köyü iyi tanımalı; köy ve köylüler hakkında İSTATİKSEL bilgiler toparlanmalı, arşivlenmeli. Örneğin:
*Köy, kaç hanedir?
*Köye ev yaptırmış olan ailelerin toplam nüfusu ne kadardır?
*Köyün başlıca sorunları nelerdir?
*Yayla kaç hanedir? Ortalama nüfusu ne kadardır?
*Kışın köyde ortalama kaç hane kalmaktadır? Bu ailelerin karşılaştığı başlıca sorunlar nelerdir? gibi...

-Ardıç Dede, köydeki SAHİPSİZ HAYVANLAR konusuna da değinmek gerekir diye düşünüyorum. Ne dersin?
-Bunu anımsattığın için teşekkür ederim. Çok önemli konu bu. Kedisiz, köpeksiz bir köy düşünelim, ne kadar sıkıcı, yavan olurdu değil mi? Köy, insanların olduğu kadar hayvanların da. Öyleyse hayvanları özellikle kışın korumak gerekir. Duyarlı insanlar, özellikle gençler bu konuda son yıllarda takdirle anılacak çalışmalar yaptılar, hâlâ yapıyorlar. Ama muhtarlık ve derneklerin işbirliğiyle diğer bir deyişle Üst Birlik eliyle daha ciddi ve kalıcı, kuralları oluşturulan önlemler alınmalıdır.

-Peki Ardıç Dede, köydeki İMECE çalışmaları hakkındaki düşüncelerin nelerdir?
-Ne gibi yani.
-Örneğin diyelim bir yerde su borusu patladığında ya da başka iş çıktığında onarım imece yöntemiyle yapılıyor.
-Ha, tamam... İmece çalışmalarının halk arasında gerilimler doğurduğunu gözlemledim zaman zaman. Çalışmaya katılanlarla katılmayanlar arasında tartışmalar doğabilmektedir. Köye tatilini geçirmeye gelenlerin eli kazma, kürek tutmayabilir. Bu insanları çalışmaya zorlamanın bir anlamı yoktur. Gideri bütçeden karşılanmak üzere çalışmalar, ücretli insanlar tarafından yapılmalıdır.

-Bunun için de sağlam bir BÜTÇE oluşturmak gerekir tabii. Değil mi Ardıç Dede?
-Elbette. Şiran, Gümüşhane ve gerekirse Ankara’daki ilgili kurumlara resmî başvurular yapılarak işler mümkün olduğunca devlet kanalıyla yapılmalı. Diğer giderler için ise Üst Birlik öncülüğünde bir köy bütçesi hazırlanmalı.
-Bütçe nasıl oluşturulacak peki Ardıç Dede?
-Üst Birlik kurulur da muhtarlık ve dernekler arasında saygın, güçlü bir iletişim ve iş birliği sağlanırsa, yani halka güven verilirse herkes seve seve kendine düşen ölçülerde bütçeye katkıda bulunacaktır.

-Sence tüm bunlar gerçekleşebilir mi Ardıç Dede. Yoksa sadece hayalde mi kalır?
-Bu konuda aklım karışık biraz. Sen bu konuyu Dünya Kırıntılılar Birliği adıyla ilk ortaya attığında yapılan yorumlar tüm tazeliğiyle aklımda. Kimileri heyecan duydu, neden olmasın diyerek destek verdi. Kimileri, görmezden gelmeyi yeğledi. Kimileriyse “Bizim insanımızla hiçbir şey yapılamaz.” diyerek kendini kenara çekti.

- Ben insanımıza hep güvendim ve içtenlikle saygı duydum Ardıç Dede. İstedikten sonra başaramayacağı şey yoktur. Anlamadığım şey şu:
*Neden bu kadar güvensiziz?
*Neden karamsarız?
*Neden “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” sözünü lafta bırakıyoruz.
*Neden güven duygusunu açığa çıkarmıyoruz?
*Neden başkalarının fikirlerini önemsiyor, saygı duyuyor, peşinden gidiyoruz da, kendi öz fikir sahiplerimize kapıdan kalkan danacık gözüyle bakıyoruz?
*Neden destek vermediğimiz gibi bir de ti’ye alarak dudak büküyoruz?

-Ne diyebilirim ki Ali.
-Bir de şu var Ardıç Dede: Düşünüyorum da hâlâ neden güçlü ve ortak bir internet sitemiz yok. “karadorukaa” sitesi kişisel bir site, tamam onu geçelim; ama neden İstanbul’daki ya da Almanya Derneklerimizin sitesini canlandırmıyoruz. Neden onların çatısı altında kenetlenmiyoruz? Neden bir bilgi havuzu oluşturup da kenetlenmiyoruz. Muhtar Hüseyin Bal, İstanbul Dernek Başkanı Celal Coşkun, Almanya Dernek Başkanı Ayhan Bakar ve şimdiye kadar yönetimlerde görev almış arkadaşlara ve duyarlı insanlara sesleniyor ve diyorum ki ortak paydalarda buluşmanın, halkımızı mutlu edecek çalışmalara birlikte el atmanın zamanı gelmedi mi? Geldi de geçmiyor mu?

Ali Aydoğan – Ankara – 05 Mayıs 2014

-0-

Yazıyı yayınladıktan sonra Almanya’dan Kemal Gündoğan arayarak beğenisini, desteklerini sundu ve eleştiri ile eklemeler yaptı.

*YOL SORUNU konusunda... Kemal Bey’e göre Hıdrellez Tepesi’ne yol açılmamalıdır. Yol açılırsa:
1- Tepede içki içenler olacaktır; dönüşte, yamaçlarda kaza olasılığı artacaktır.
2-Tepe, köy dışında olduğundan yabancılara da açık hâle gelecektir.
3- Tepe’nin doğallığı bozulacaktır.

*BEKÇİ tutulması ve görevleri konusunda... Kemal Bey, bekçinin yangın önleme konusunda da görevlendirilmesi gerektiğini söyledi.

*Üst Birlik’in çok gerekli ve kaçınılmaz olduğunu; ama Muhtar ve Dernek yöneticilerinin duyarlılıkları ve konuya el atmalarıyla yaşama geçirilebiliceğini söyledi.

Bu eleştirilere ve tamamlamalara katılıyor, teşekkür ediyorum.-A.A.