Önsöz
Birlik Güç Yaratır
Kızlı Erkekli-Alkollü
Ekip Yönetimi
"Üst Birlik" Gerekir
Facebook
Halkımızın Yapısı
Dağlardaki Siperler

Ekip Yönetimi


ANA SAYFA

21 Nisan 2013
GERÇEKLEŞTİRİLEMEYEN EKİP YÖNETİMİ

İnternette köşe yazılarını okurken birden beynimde o tanıdık sert, otoriter, bir o kadar da babacan, sevimli sesi duydum.
-Merhaba Ali.
-Merhaba Ardıç Dede, diye karşılık verdim.
Ardıç Dede’nin sesi sitem doluydu.
-Ne o, aramıza kara kedi mi girdi Ali? Altı, yedi aydır görüşmüyoruz.

Şaşırdım. Onunla görüşmeyeli bu kadar zaman geçmiş miydi?
Duraksadığımı görünce:
-Yanıt vermek zorunda değilsin tabi, dedi. Ama durduk yerde Ardıç Dede adıyla bir sayfa oluşturunca isterim ki daha sık görüşelim, sevgili site dostlarıyla daha sık buluşalım. Siteyi izlemediğimi sanma. Hayal Haber başlığıyla yeni bir sayfa açmışsın. Gördüm. Beğenmedim dersem yalan olur. Köyde yapılmasını istediğin işleri olmuş gibi sunup okuyucunun hayal dünyasına mesajlar gönderme fikri fena değil. Tamam, ama benimle ilgili sayfayı da unutmamalısın.

Ne diyebilirdim ki!
Ardıç Dede, konuştu yine.
-3 Ekim 2012’deki görüşmemizde Üst Birlik Gerekir konulu söyleşi yapmıştık. Bunu yayınlamıştın. Peki, Üst Birlik ya da Ekip Yönetimi konusunda o günden bugüne kadar bir değişiklik oldu mu?

Ne gezer! Ama bunu Ardıç Dede’ye söyleyip de üzmek istemedim. Yaşlı ardıç, gün görmüş geçirmişti. Deneyim sahibiydi. Üstelik her şeyi görüyor, özüne kadar biliyordu; bana nezaket gereği soruyordu. Bu kez bir yanıt vermek için ağzımı açıyordum ki Ardıç Dede sözlerine devam etti.
-24 Mart’taki Ankara, 14 Nisan’daki İstanbul derneklerinin seçimlerini uzaktan da olsa izledim. Senin her iki dernekteki Ekip Çalışması için ne kadar çabaladığını biliyorum. Ankara’da dört başkanlık sistemi kurulunca mutlu oldun mu bari?

Heyecanla:
-Elbette mutlu oldum, diye atıldım. Tek dernek çatısı altında üç köy kendi içinde bağımsız oldu. Her birinin birer başkanı var artık. Bir de imza yetkili aynı zamanda Ankara sorumlusu genel başkanı var. Ankara’dan sorumlu başkan Cevat Günel, Kırıntı başkanı Şükrü Aydoğan, Yeniköy başkanı Nazım Kara, Dilekyolu başkanı Hasan Aydın.

-Peki bu,Ekip Yönetimi için bu yeterli mi?
-Kesinlikle hayır. Ekip Yönetimi için yönetimi tabana yaymak gerekir. Benim hayalim Yürütme Kurulu adı altında geniş bir yelpaze oluşturmaktır. Mevcut sistemde sadece 7 kişiden oluşan Yönetim Kurulu görev yapmaktadır. Yedekteki 7 kişi, Denetleme Kurulu’nun 3 asil, 3 yedek üyesi yönetim dışında kalıyordu. Halbuki asil ve yedek toplam 20 kişinin görev üretmede ve görevlerin yerine getirilmesinde aktif olmalarını isterdim. Sadece onlar mı? Halkımızın yaşadığı her mahalleden birer üyenin de katılması gerekir. Diyelim 5 kişi de mahalle temsilcisi üyeler olarak katıldı, dernek hizmetleri bu 25 kişinin aktif katılımıyla sürmeli.

Ardıç Dede itiraz edecek gibi oldu.
-Ama... Bu sayı çok değil mi? Uygulama zor olmaz mı?
-Öyle görünse de ne çok, ne de zor, diye karşılık verdim. 1994-2004 yılları arasında Ankara’da böyle bir yöntemi başarıyla uygulamıştık. Toplantılara devam yoklamasıyla başlardık; ki, bu dağınıklığı, vurdumduymazlığı engellerdi. Düşünceler, öneriler kısa, net söylenir, konuşmalar yazılı kayda geçerdi. Bu yöntem, Yürütme Kurulu üyelerinin işi ciddi tutmasını sağlardı.

-Evet, geçmişe bir göz atınca anımsadım söylediklerini; gerçekten Yürütme Kurulu kurmuş, başarılı olmuştunuz. Peki, 2013 Mart ayında seçilen yönetim, Yürütme Kurulu’nu oluşturmaktan yana mı?
-Göreceğiz bakalım. Önceki başkan Dursun Aydın’la, Başkan Cevat Günel’le, ayrıca Tuğrul Kara ile, Şükrü Aydoğan’la ve daha pek çok kişiyle seçimden önce birebir görüşmüş, Yürütme Kurulu’nun gerekliliğini vurgulamıştım. Tümü de bunun gerekli bir proje olduğunu onaylamıştı. Seçim sonrasında hep birlikte içinde yer alarak Yürütme Kurulu oluşturma kararı almıştık.

-Anlıyorum ama sorumu tekrarlıyorum. Yeni yönetim, Yürütme Kurulu oluşturma eğiliminde mi?
-Ben de tekrarlıyorum: Bekleyip göreceğiz Sevgili Ardıç Dede. Ben yönetimde, işbirliğinden, devamlılıktan yanayım. Mevcut yönetim sisteminde yeni yönetimle eski yönetim birbirinden kopardı. Eski yöneticiler, görevden ayrılınca tasını tarağını toplar dernekten ayrılır, soyutlanırdı. Yeni yöneticiler, eski yöneticileri görmezden gelir, onların deneyimlerinden yararlanmaya çalışmazlardı. Eski yöneticiler de yenilere kendi birikimlerini, deneyimleri aktarmazdı; veya böyle bir ortam bulamazlardı. Çünkü ekip ve devamlılık kavramı yoktu.




-Bunun nedeni ‘ben’ duygusunun öne çıkması sanırım.
-Öyle de olabilir tabi: ama esas neden geleneksellikten kopamama, yeniliklere geçiş yapamama olsa gerek.

Ardıç Dede, derin bir soluk aldıktan sonra:
-Anlıyorum seni Ali, dedi. İstiyorsun ki eski yöneticilerle yeni yöneticiler birbirinden kopmasınlar. Bilgilerini, becerilerini paylaşsınlar; hatta Yürütme Kurulu çatısı altında işbirliklerini sürdürsünler. Böylece yönetimde devamlılık oluşsun.
-Evet Ardıç Dede. Yürütme Kurulu’nu bir ağaca benzetebiliriz. Kök; imza yetkili başkan, yardımcı, sekreter ve muhasip gibi asil üyelerden... Gövde; Yönetim Kurulu yedeklerinden ve Denetleme Kurulu asil ve yedek üyelerinden ve ayrıca gönüllü eski yöneticilerden... Dal ve yapraklar ise sade üyelerden oluşmalı. Tabana yayılabilirse bu bütünlük, dar yönetimlerle oluşabilecek ben duygusunu doğmadan yok eder.

Ardıç Dede, tok bir sesle:
-Yürütme Kurulu yöntemi çok mantıklı geldi bana, dedi. Böyle bir sistem, kurulur ve oturtulursa gelecek yöneticiler de bunu sürdürürse yönetimde devamlılık olur.
-Evet Ardıç Dede. Konuyu biraz daha genişleterek ele alırsak... İstanbul ve Almanya’da da dernekler kendi yürütme kurullarını oluşturabilseler... Bu üç dernek Üst Birlik çatısıyla kendi aralarında iletişim kursalar... Köy muhtarlığıyla işbirliği içinde köyde yapılacak çalışmaları birlikte saptasalar... Aynı işe tümü birlikte sahip çıksalar... İşte o zaman gerçek güç birliği oluşur, işler daha düzgün yürür.

-Sahi, dedi Ardıç Dede. 14 Nisan 2013’te İstanbul’da da seçim yapıldı. Bildiğim kadarıyla Seçime Hazırlık toplantısında sana da söz hakkı verildi. Sen Ekip Yönetimi hakkında açıklama yaptın; bunu ta buradan izledim. Çoğunluk, açıklamalarını benimsemiş olmalı ki hemen orada gönüllülerden oluşan 33 kişilik bir ekip kuruldu. Ve yine gördüm ki, ekip doğmadan yok oldu. Yerine Celal Coşkun başkanlığında eski tarz yönetim kuruldu. Demek istiyorum ki...

-Anlıyorum Ardıç Dede. 33 kişilik ekibe ne oldu, neden eski sisteme dönüş yapıldı bilemiyorum. Hüseyin Mercan, Ekip Yönetimi oluşturmak samimiyetle çabaladı. Benim konuşmama fırsat veren oydu zaten. Ona teşekkür borçluyum. Evet, tüm iyi niyetli çabalara karşın Ekip Yönetimi neden oluşmadı anlayamadım.
Ankara'ya döndükten sonra öğrendim ki Celal Coşkun, elini bir kez daha taşın altına koymuş. Bu yaşta sorunsuzca gezip eğlenmek varken, yine yönetim sorumluluğunun altına girmek özverili bir davranış tabi. Ona ve arkadaşlarına teşekkür ediyoruz elbette. Ama yine de içimden geçeni söylemeden geçemeyeceğim. Kendi adıma büyük düş kırıklığına uğradım. 33 kişilik Yürütme Kurulu’nda önceki başkanların adları bir aradaydı. Yani Celal Coşkun, Hüseyin Mercan ve İbrahim Gündoğan ekibe adlarını yazdırmışlardı. Ve ayrıca pek çok yeni ve değerli isim katılmıştı ekibe. Eğer omuz omuza vererek yeni yönetimi oluşturabilseydiler... Kuruçeşme, Dudullu, Konutlar gibi halkımızın yaşadığı yerlerden temsilcilerle bütünleşseydiler... Yani aşurenin bileşenleri gibi birleşip kaynaşabilseydiler çok daha güzel olacaktı inancındayım.
-Bence de.

-Neyse, dedim. Demek ekip yönetiminin zamanı henüz gelmemiş. Ne yapalım. Tahtadaki isimlerin fotoğrafını çekmiştim. 33 kişinin listesi anı olarak duruyor bende. Ekip Yönetimi kıl payı kaçtığı için üzülsem de listeye bakar avunurum hiç olmazsa. Ta ki gelecek seçimlerde aynı umut yeşerinceye kadar.

Sözlerimi bitirdikten sonra Ardıç Dede’nin bir şeyler söyleyeceğini sandım. Susup bekledim. Ayrılmıştı demek. Belki de Hıdrellez Tepesi’ndeki yerinden köyü seyre dalmıştır dalgın dalgın; kim bilir hangi düşüncelerle.

Ankara ve İstanbul’daki dernek yöneticilerini başarılar dileğimle...

Ali Aydoğan – www.karadorukaa.com – 21 Nisan 2013