ÖNSÖZ
Hüseyin Aydoğan
Ayşegül Doğan
Solmaz Günel
Durmuş Öztürk
Yılmaz Bakar
GülsenG.Kambur
Sefa Öztürk
Cemal Aydoğan
Kemal Günel
Hüsnü Öztürk
Durmuş Günel
Fatma Coşkun
Sizin Sayfanız

Hüsnü Öztürk


ANASAYFA





----------------------------------------------

23 Mart 2011
MUHACİRLİK DESTANI
(Tarihe Geçip Giden Seneler)

Muhacir olduk, koştuk arabayı
Köylü aştı Fındıklı beli dereyi
Allah daha getirme kötü seneyi
Tarihe geçip giden seneler

Arabalar Borsuk deresin aştı
Alucra Zil'in önünden geçti
Dolana, dolana Kısığın köprüye ulaştı
Tarihe geçip giden seneler.

Balcana Bilor Çiftliğini aştık
Dereyi tepeyi dolaştık
Arabalar koştuk, Kara hisara ulaştık
Tarihe geçip giden seneler.

Kara hisarda attık çulu palazı
Öküzlerin önüne verdik calazı
Aştık gidiyorduk yamayı düzü
Tarihe geçip giden seneler.

Düştük Reşadiye Deresinin özüne
İnsanlar bakardı birbirinin sözüne
Kimse bakmazdı kimsenin karısına kızına
Tarihe geçip giden seneler.

Dereyi tepeyi ırmağı aştık
Niksar Ovasında ekmeğe düştük
Ovaları geçtik dağları aştık
Tarihe geçip giden seneler.

Erbağ'a indi köyün göçleri
Ayağı yalınayak, görünür kıçları
Kader böyleymiş, nedir suçları?
Tarihe geçip giden seneler.

Döne, döne Amasya'ya ulaştık
Yeşilırmak deresini dolaştık
Bizim köylülere kavuştuk
Tarihe geçip giden seneler.

Bir kısmı tuttu Tokat ilini
Bir kısmı tuttu Samsun ilini
Bizde tuttuk Merzifon yolunu
Tarihe geçip giden seneler.

Merzifon'dan Çoruma ulaştık
Çok yüce dağları aştık
Ahırı Karadağ'a düştük
Tarihe geçip giden seneler.

Karadağ'da beş on göç
Kiminin karnı tok, kiminin aç
Seferberlikte çıktı büyük savaş
Tarihe geçip giden seneler.

Ayancık'ta dururdu Sofugilin göçleri
Soğuk olurdu kara kışları
Ali Kuzu'yu vurdular eşkıyanın puştları
Tarihe geçip giden seneler.

Yağmur yağar serin, serin
Hüsnü yazar derin, derin
Muhacirliği bir daha görmeyelim
Tarihe geçip giden seneler.

Yazan:
Hüsnü ÖZTÜRK

Derleme - Düzenleme :
Sefa ÖZTÜRK

---------------------------------------------

23 Mart 2011
CENİK YILLARI

Güz gelende tohumu ektik
Kazanı yorganın üzerine diktik
İşi görüp yola çıktık
Tarihe geçip giden seneler

Yola çıkardık on beş göçü
Kiminin ayağı yalınayak görünür kıçı
Kiminin karışmış görünür saçı
Tarihe geçip giden seneler

Çuvala attık beş on golidi
Yollarda yaktık odun pelidi
Gördük Alucarada Halit'i
Tarihe geçip giden seneler

Alucradan geçtik Zili aştık
Derin dereleri dolaştık
Kısık köprüsünden hana ulaştık
Tarihe geçip giden seneler

Korunun aştık deresini düzünü
Gördük Şehitler Boğazının yüzünü
Dinliyordu insanlar birbirinin sözünü
Tarihe geçip giden seneler

Ormanlarda köknara kavuştuk
Virajlı yolları dolanıp aştık
Kümbetin yaylasından geçtik
Tarihe geçip giden seneler

Geçtik Gengene deresine
Kavuştuk elme meyvasına
Gidiyorduk Giresun yalısına
Tarihe geçip giden seneler

Dereliye indi köyün göçleri
Kalmadı ellerinde ekmek aşları
Köylerde ararlardı işleri
Tarihe geçip giden seneler

İndik Giresun yalısına
Kavuştuk Dıvdı'nın Ali'sine
Göçleri attık Giresun mağarasına
Tarihe geçip giden seneler

Kimi kaldı Giresun ilinde
Kimi gitti Ordu Bulancak yoluna
Millet gezerdi soğukta çamurda
Tarihe geçip giden seneler

Kimi kaldı Ordu Keçi Köyünde
Dolandık Melet Irmağı suyunda
Kimi girerdi Ulubeyin köyüne
Tarihe geçip giden seneler

Aştık gittik Koç Boynuzunun dağını
Dolandık fındık bahçe bağını
Tuttuk Fatsa Ünye yolunu
Tarihe geçip giden seneler

Fatsa'da Ünye'de bulduk işi
Kestik köşeyi mermeri taşı
O zaman aldık ele ekmeği aşı
Tarihe geçip giden seneler

Ünye köylerinde gezerdik
Seleye boncuk pul düzerdik
Yağmur yağış yerdik bezerdik
Tarihe geçip giden seneler

Ünye'de dolanırdık fırtına karda
Çarığım yırtıldı dağlarda yolda
Babam kaldı yüksek köylerde
Tarihe geçip giden seneler

Barakaya yorganı atardık
Otların üstünde yatardık
Akçay ırmağından balık tutardık
Tarihe geçip giden seneler

Hüsnünün sözü tükenmez
Herkesin ettiği yanına kalmaz
Garip insanların yüzü gülmez
Tarihe geçip giden seneler

Yazan:
Hüsnü ÖZTÜRK
(Gülhanım'ın Hüsnü'sü)

Derleme - Düzenleme:
Sefa ÖZTÜRK

----------------------------------------------

HÜSNÜ ÖZTÜRK


----------------------------------------------
23 Mart 2011
YAYLALAR

Nazile , Zilif, Zinnet ile İpeği,
Zincire vurmuşlar ala köpeği,
Süzerler peynir çükelik katığı,
Mal davar yayıyor köyün Satığı.

Çolak Kız var idi, Gülkızın Esmesi,
Yükseklerden gelir keleğin sesi,
Yaylada öldü, Etemin Onbaşısı,
Yaylalar, yaylalar güzel yaylalar.

Bağdat camuş çobanına bağırır,
Etemin Güssünü havla gavurur,
Mehri sütünü haza verir,
Yaylalar, yaylalar güzel yaylalar.

Balının gızı İpek terşi eğirir,
Kasımın Mehrisi mal davar çevirir,
Garısı gızı gozalaktan gelir,
Yaylalar, yaylalar güzel yaylalar.

Anşanın Gızı tevni tohur,
Güssün, Sabah yollara bahar,
Hasan Çavuş gelmiş mallara bahar,
Yaylalar, yaylalar güzel yaylalar.

Kerimin Cücüğü Camuş sağar,
Arif'in gızı Gülkız çörek yağlar,
Yaylanın karşısında dumanlı dağlar
Yaylalar, yaylalar güzel yaylalar.

Çırağın Gıymeti mazak gonuşur,
Davar sürüler dağları dolaşır,
Ölen insanların tebdili şaşar,
Yaylalar, yaylalar güzel yaylalar.

Yaylaya giderdi Sedef Garagız,
Garılar verirdi sütü haz,
Köyden gelirdi Elmas, Binnaz,
Yaylalar, yaylalar güzel yaylalar.

Bağırdı Balıgilin Elması,
Zeynep getirdi küleği tası
Çok güzel olurdu yayla havası,
Yaylalar yaylalar güzel yaylalar.

Şıhlının varıdı, Garagız, Ağca, Esmesi,
Mal davardan gelirdi keleğin sesi,
Gelinler giyerdi elbise livası,
Yaylalar yaylalar güzel yaylalar.

Boğalar Camuşlar bağırır,
Sultanın İpeği Gülhanımı çağırır,
Kötülük edenlerin yanına ne kalır,
Yaylalar yaylalar güzel yaylalar.

Azizgilin Gülbeyazı, Menemşesi,
Geliyor Yaylaların neşesi,
Ormanda dolaşır İbişin Fedimesi,
Yaylalar yaylalar güzel yaylalar.

Yaylaya gelirdi ağası , paşası,
Çiğ yayardı Elifi, Menemşesi,
İnsanların gelirdi güzel neşesi,
Yaylalar, yaylalar güzel yaylalar.

ŞAİR HÜSNÜ derin, derin yazarsın,
Dağı taşı yaylaları gezersin,
Sende bu dünyadan göçüp gidersin,
Yaylalar, yaylalar güzel yaylalar.

Yazan:
Hüsnü ÖZTÜRK

Derleme - Düzenleme:
Sefa ÖZTÜRK

--------------------------------------------

karadoruk-aa@hotmail.com