|
----------------------------------------------
KIRINTI KÖYÜ
Karaca Kazasının Kırıntı köyü,
Bir çok insan köyü kurup gittiler.
Nice insan gelip orda barındı.
Macirliğe kadarç durup gittiler.
1688'de kurmuşlar köyü,
Baloğlu'unu yurt, Kayanın Önü,
On üç kabiledir Kırıntı Köyü,
Nerden gelişini sorup gittiler.
Şıhlılar durmuştu Oda Dere'de
Gahir giller varmış Yemli Kara'da
Kırıntı yarısı Ankara'da
Birer bina kurup gittiler
Şia kan ağladı Sultan Selim'den
Çok insanlar kurtulmadı zulümden
Sağ kalanlar göç eyledi ilinden
Nice zulümleri görüp gittiler
Top tüfekler patlıyordu palanda
Fransızlar Akdeniz'i alanda
Urus Kelkit Çilhoroz'a gelende
Kırıntı'dan yorganı dürüp gittiler
Madenin Deresi Sofu Veli'ye
Soğuk Pınar altı Kürdün Ali'ye
Sürdüler köyleri İç Anadolu'ya
İki yüz yirmi yıl durup gittiler
Açlık Sefillik Kesmiş dermanı
Macir oldu sürmediler harmanı
Yok etmişler o güzelim harmanı
Köylüler ormanı kırıp gittiler
Macirlik bin dokuzyüz ondörtte
İnsanlar kalmıştı tasada dertte
Garemet başlamış onsekiz martta
Kırıntı gülünü derip gittiler
Yeniköy, Kayacık kopmadı bizden
Onları atmadık gönülden gözden
Hünkarı severiz sıtkile özden
Tarikat yolunu sürüp gittiler
Bıraktılar tarla bostan malını
Düşünür olmuşlar kendi halını
Harman Taşları'nda Recep oğlunu
Jandarmalar İsmail'i vurup gittiler
Harp çıktı kötü idi durumlar
Değirmen Kıranı'nda vardı Urumlar
Köylüye yurt oldu Tokat, Çorumlar
Askerler Urumları sürüp gittiler
Beş yıl sonra herkes döndü yurduna
Derman arar oldu kendi derdine
Yayla için Karaburga ardına
Soğucak sulardan içip gittiler
Sefillikle geçti nice seneler
Toplanıp geldiler nice haneler
Çok mermi taşıdı güzel analar
Nice sefaleti görüp gittiler
|
|
----------------------------------------------
Kötü köylü, Yeniköy'ü kurdular
Bizden giden Kayacık'ta durdular
Kırıntılı hepsine kucak açtılar
Yabancı köylüler ürüp gittiler
Kırıntı'da çok insanlar türedi
Geçim için hertarafı taradı
Kısmetini gurbet elde aradı
Kendi bedenini yorup gittiler
Yardım için birbirine koşarken
Allah deyip tarikatta coşarken
Elele verip her engeli aşarken
Yükü yumağı dürüp gittiler
Gurbet göçü bindokuzyüz kırküçte
Geçim gayreti hayalde düşte
Yazda baharda hem karakışta
Soğukta yollara düşüp gittiler
Böyle terk edilip düşüldü yola
Herkes koşar oldu paraya pula
Ankara, Giresun, Samsun, İstanbul'a
Birbirini görüp koşup gittiler
Gerçek seven hürmet eder dostuna
Bürünmeyek kuzu koyun postuna
Birer ev yaptılar Hisarüstü'ne
Yarısı köprüden kaçıp gittiler
Özler bağlıydı Büyük Ulu'ya
Sevgiyi vermiştik Hünkar Veli'ye
Rumeli Hisar'dan Şerif Ali'ye
Evini barkını söküp gittiler
Çalışarak her engeli aşmada
Birçokları para için taşmada
Kırıntı yarısı Kuruçeşme'de
Birer apartman kurup gittiler
Ceketin üstüne giyildi parka
Hele bir düşün farka bak farka
Yurdunu bırakıp koştular marka
Sanki sefaletten bıkıp gittiler
Fakirlikmiş bizi bize bağlayan
İnsanlığa sular gibi çağlayan
Ehli beyt'e yana yana ağlayan
Sevgiyi saygıyı döküp gittiler
Parayı görünce durdu benlik
İnşallah silinmez saygı esenlik
Düğünü sokakta ederler şenlik
Başları kolları açıp gittiler
Söndürmeyecek açık olan peteği
İncitmeyecek ana ile atayı
Durmuş'un yazdığı bazı kıtayı
İncelip okumadan çekip gittiler.
Not: Gümüşhane Boğazköy'deki arşivlerden alınan bilgiler ışığında yazıldı.
DURMUŞ GÜNEL
---------------------------------------------
|
|