ÖNSÖZ
Hüseyin Aydoğan
Ayşegül Doğan
Solmaz Günel
Durmuş Öztürk
Yılmaz Bakar
GülsenG.Kambur
Sefa Öztürk
Cemal Aydoğan
Kemal Günel
Hüsnü Öztürk
Durmuş Günel
Fatma Coşkun
Sizin Sayfanız

Fatma Coşkun


ANASAYFA


----------------------------------------------
21 Mart 2011
SÜLEYMAN'LA İSMAİL'İN DESTANI

"Yarı buçuk kalan iki kardeşin, Süleyman ve İsmail Gündoğanın destanı. Allah kimseye göstermesin bu figanı. - Fatma COŞKUN"

Baba vatanında hep bir idik,
Allah izin verdi, aldık yeridik,
Küçük yaştan garametli büyüdük,
Komşularım sizlere elveda.

Değiştik üç tana vatan,
Hiç çıkar mı çamura batan,
Hastanade iki kardeş birden yatan,
Hastaneye gelen dostlara elveda.

İsmail küçük yaştan gülmedi,
Derdini gizlemiş kimse bilmedi,
Gözledim nazlı yar yanıma gelmedi,
Nazlı yarim sana elveda.

Ecel dolanırmış peşimde,
Sevdiğim gördün mü beni düşünde,
Annem ağlar seksen yaşında,
Sulu gözlü anneme elveda.

On iki gün Süleyman'la İsmail'in arası,
Hiç görüldü mü böyle kardeş yarası,
Böyle gelmiş bize ölümün sırası,
Geri kalan kardeşlerime elveda.

Küçük kardeşlerim Hasan, Hüseyin,
Ağlamaktan ne kafa kaldı ne beyin,
Size emanet kalsın evim,
Evin İçindeki yavrularım elveda.

Küçük oğlum Muharrem okula başladı,
Bu dert ciğerlerime işledi,
Talihsiz yarimi kimler suladı,
Gubar'ın kızı sana elveda.

Sana söylüyorum oğlum Ali,
Yerimi sakın etme belli,
Annene öy ver, acıdan olmuş deli,
O nazlı yarim sana elveda.

Bir kız torunum var beşikte,
Muharrem gözler beni eşikte.
Nazlı yar gidersin baharın çifte,
Gittiğin tarlalara elveda.

Yana yakıla ağlasın yengem Elmas,
Kahpe felek insana kıymaz,
Yer kara toprakta bize doymaz,
Geriye kalan sağlara elveda.

Kara toprak bize oldu mu helal?
Boyunlarını eğdi İbrahim'le Celal,
Dedim ki yarim beni geri al,
Yarim sana olsun elveda.

Saniye, Şamail yana, yana ağladı,
Eş dost karalar bağladı,
İki kardeş bir köyü dağladı,
Köydeki dostlarım size elveda.

Ağlattık üstümüzde Sultanı,
Osman Çayırı Ahmet'in vatanı
İyi ağırla amcanla babanı,
Kalan amcalara olsun elveda.

Annen tarlaya getirdi azık,
Haticem sana oldu yazık,
Bozuk şu dünyanın temeli bozuk,
Dünyada kalanlara elveda.

Size ne söylüyorum bakın,
Evin yerini aldık satın,
Hatice sana emanet, Hatun,
Hatun yengem sana elveda.

İzzet, Ali yetim kaldılar,
İkisi amca çocukları oldular,
İkimizi kör talih nerede buldular,
Babadan gülmeyen yavrularım elveda.

Bahçeye diktim iki fidan erik,
Güvendim ki meyvesini yerik,
Bana ağladı gelinim ferik,
Gelinim Ferik sana elveda.

Gittik hastaneye yele,yele,
Doktor derdimizden ne bile,
Durarak geldi Fransa'dan Makbule,
Yengem, çocuklar size elveda.

Üzüldü Gülsen'le Guduret,
Bizi yedi bitirdi bu dert,
Bize uylak oldu helbet,
Dertsiz kullar sizlere elveda.

Yeğenim Sevda, Gülçiçek,
İkisi de daha küçücek,
Bahar olunca üstümüze dikin çiçek,
Küçük yavrularım size elveda.

Abbas bize oldu imam,
Bu hayat burada tamam,
Yardımcımız on iki imam,
Kalan komşulara elveda.

Kader işte böyledir,
Felek adamı söyletir,
Saadet Öztürk yazdı,
Fatma Coşkun söyledi.

Fatma Coşkun sana da olsun elveda.

Söyleyen:
Fatma COŞKUN - 1985

Derleyen:
Sefa ÖZTÜRK - Temmuz 2002
----------------------------------------------

siirlerimiz-fatma_co_kun.jpg


----------------------------------------------
23 Mart 2011
KIRINTI KÖYÜNÜN ELEKTRİK DESTANI

Gelin şu kırıntı köyünü size methedeyim.
Dilerseniz size not edeyim,
Şen olasın Kırıntı Köyü,
Yaşasın Kırıntı Köyü.

Elektriğin yöneticisi Rıza Mühendis,
Hep ona güvendiniz,
Elektrik yanınca köyü beğendiniz,
Var olasın Rıza mühendis.

Rıza mühendis anasının küçük oğlu,
Para ile dolsun bavulu,
Sevincimizden çaldırak, zurnaynan davulu,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Kimse ocah uyardıp bahmadı,
Gaç muhdar geldi, bu işe bahmadı,
İzet Muhdar eline aldı bırahmadı,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Elektriği yahsın Hüsnüynen Bilal,
Yediğiniz içdiğiniz olsun helal,
Hak ettiğin bahşişi köyden gel al,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Çahır Musdafa bekçi,
Çalışdırdı herkesi,
Rıza mühendis yapdırdı bu işi,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Köyümüz aydınlansın,
Herkesde buna inansın,
Rıza Mühendis var olsun,
Şen Olasın Kırıntı Köyü.

Köyümüz elektriğe alışır,
Her evde televizyon çalışır,
Gomşular heyecandan buluşur,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Bişmiş yemek olmasaydı,
Bu köye kar yağmasaydı,
Elektriği görmezdi belki bu köy,
Rıza Mühendis olmasaydı.


Ben bu köyde durdum duralı,
Seni methedeyim Kırıntı kıralı,
Köy elektrik görmedi, kuruldu kurulalı,
Şen olasın Rıza Bey.

Elektriğe yatıralım borcu,
Herkes sever onu,
Senin sayende aldık telefonu,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Mart ayından sonra gelir yaz,
Sana dua yine de az,
Elektrikte işleme işler gelin kız,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Elektrik geldi çok iyi oldu,
Sekiz mahalleye pay oldu,
Çevre köylere iyi oldu,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Ayrıldı elektrik Sofugile,
Yakalım güle güle,
Var mevlaya dilek dile,
Şen olasın Sofular mahallesi.

Elektrik çıhdı modaya,
Gıymet verir sabuna sodaya,
Bir lamba bağlayın odaya,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Elektrik yansın etrafa karşı,
İçinde gezerken sanarsın çarşı,
Canımız sağ olsun veririz borcu,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Elektrik kuruldu böylesine,
Ana direk tikildi Pirdelliye,
Işık tutsun köy ahalisine,
Ne güzel oldu Kırıntı Köyü.

Bir hat geçdi Abdallıya,
Elektrik kesilirse mühendis kollıya,
Koyümüze sefa olsun,
Bağlıyan mühendis var olsun.

Havas eder bu köyü gören,
Yapalım elektriğe tören,
Ömrün uzun olsun,
Elektriği bu köye veren.

Aslan Camal gollarını yağlasın,
Televizyon hemen fişe bağlansın,
Hatun Nazmiye sinileri bağlasın,
Şen olasın Kırıntı Köyü.

Fatma Coşkun der ki,
Bunu gafamdan söylerim,
Elektriği veren yöneticilerime,
Çoh teşekkür ederim,

Söyleyen: Fatma COŞKUN
Yazan: Cemal ve Aslan
Derleyen: Sefa ÖZTÜRK

----------------------------------------------

DOKTOR UĞUR BEY

Şiran ili Kırıntı Köyünden,
Bir sancı başladı öyünden,
Bilmem ki nasıl çıhdım evimden.

Gasabadan bindim cangurtarana,
Ordan geldik Erzincana,
Dohdur yetişdi cana.

Dohdur geldi muayenehaneye,
Babamı getirdi muayeneye,
Saat iki buçuh, geldi saniye.

Gollarıma tahdılar serum,
Bundan ötesine mevla kerim,
Dohdur müsaade etse yerim.

Beni goydular bir odaya,
Emir etdi hemşiriye,
Benden selam olsun dohdur beye.

Dohdur derki, var mı ağrın sızın,
Beni behliyen Fedime gızım,
Belkitte böyledir, gaderim yazum.

Oğlum Halil PTT memuru,
Havadan gelen seli yağmuru,
Dohdur derki, baba eyle saburu.

Evlatlarım bana düşkün,
Hasta olanlar olur şaşkın,
İsmimi sorarsan Memmet Coşkun.

Bitmiş bir bahçenin gülünden,
Şeker şerbet ahıyor dilinden,
İç Anadolunun Sivas İlinden,
Var olasın dohdur bey, sağ olasın hekim bey.

Dik meyveyi aşılansın,
Yağmur yağsın dibi aşılansın,
Allah seni evlatlarına bağışlasın,
Sağ olasın dohtur bey, var olasın uğur bey.

"Bu şiir, Fatma coşkun tarafından; Erzincan'da ameliyat olan Babası Mehmet Coşkun ve Doktoru Uğur Bey için yazılmıştır.
Doktor Uğur Çaşkurlu - Erkek 1947"

Derleyen:
Sefa ÖZTÜRK - TEMMUZ 2002

----------------------------------------------

aliaydoganaa@hotmail.com