Önsöz
D.Kırıntılılar Birliği
Köy-Haberler-4
Köy-Haberler-3
Köy-Haberler-2
Köy-Haberler-1
Perhiz-Turşu
Halil
Köyde Huzur Evi
Ben mi Biz mi
Hey Gidi Günler
Kopuyoruz
Dışkı Kavgası
Sen Ne Dedin
Neden Köy
Duyarlı Olmak
İnsanlık
Kalk Artık
Kardan Mezar
Kayısımın Yavrusu
Örnek Olmak
Gizemli Yüz
Topal Avni
Fareli Ekmek
Ölüm Haberi

Kalk Artık


ANASAYFA

bizimyazarlarimiz-aa_oykuler-gif.gif

bizimyazarlarimiz-aa_oykuler-baslik-incecubuk.jpg

YIL, üniversite sınavı öğrencisi için,
AY, aylıkla geçinen memur için,
HAFTA, haftalık dergi çıkaran için,
GÜN, yoksul ve işsiz amele için,
SAAT, sevgilisiyle randevulu aşık için,
DAKİKA, trene yetişecek yolcu için,
SANİYE, kazadan kılpayı kurtulan için,
SALİSE, Koşu atleti için büyük önem taşır.
(Alıntı)

GALH ARTIH!

Görüldüğü gibi zaman kavramı kişiye, olaya, yere göre değişkenlik göstermektedir.

1973 yılında, birkaç günlük tatil için köye gittiğimde, zaman kavramının kişiler arasında ne kadar farklılık gösterdiğine ilginç bir olayla tanık olmuştum.

Şöyle:

*

-Şşşt, Ali!

Ses çok uzaklardan geliyor gibiydi; duymazdan geldim. Ne var ki çağrı yinelendi:

-Ali, şişşt!

Duymazdan gelemezdim artık; çünkü sesin sahibi, bir yandan da dürtüklemeye başlamıştı. Esme anamdan başkası değildi. Aslında babaannemdi; ama köy sözlüğümüzde o zamanlar babaanne diye bir akrabalık terimi yoktu. Ona Esme ana, dedeme ici derdik. Yetişkin olduğumda kendimi zorlayarak dede demeyi başarmıştım; ancak Esme ana demeyi sürdürüyordum.

Gözlerimi açamıyordum. Hiç kıpırdamayarak şansımı denedim; umuyordum ki Esme anam, yakamı bırakır da giderdi. Nerde? Olası mıydı bu? Anacığım, dürtmeyi bırakıp sarsmaya başladı. Bir yandan da sıcacık bir ses tonuyla şöyle diyordu:

-Ali, haydi galh artıh! Öğlen oldu, sen gine yatiisin. Galh da bişeler ye.

Kaçış, kurtuluş yoktu. Uyuma numarasını bıraktım. Başımın üzerindeki yorganı iterek gözlerimi açınca Esme anamın endişeli bakışlarıyla karşılaştım. Merakla:

-Ne oldu ana? Bir şey mi oldu? diye sordum.

Esme anam, tüm içtenliğiyle hiç duraksamaksızın:

-Saat öğlen oldu, dedi. Bahtım gine galhmisin, gorhtum bişe mi oldu deyn.

Demek öğlene kadar yatmıştım ha! Hiç de farkına varmamışım; peki neden hâlâ gözlerimden uyku akıyordu? Merakla saate baktım. Bir de ne göreyim, saat sabahın sadece yedi buçuğu değil mi?

*
Köy yaşamı böyleydi işte. Akşam, erkenden yatılır; alacakaranlıkta kalkılır, gökteki son yıldızlara günaydın denir, bitmez tükenmez işlere başlanır. Esme anam, öğlen oldu diyerek abartmıyordu aslında ; o, yedi buçuğu çok geç olarak algılıyordu.
-0-

Ali Aydoğan

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Düşüncelerinizi yazmak için burayı TIKLAYINIZ ... aliaydoganaa@hotmail.com