Önsöz
D.Kırıntılılar Birliği
Köy-Haberler-4
Köy-Haberler-3
Köy-Haberler-2
Köy-Haberler-1
Perhiz-Turşu
Halil
Köyde Huzur Evi
Ben mi Biz mi
Hey Gidi Günler
Kopuyoruz
Dışkı Kavgası
Sen Ne Dedin
Neden Köy
Duyarlı Olmak
İnsanlık
Kalk Artık
Kardan Mezar
Kayısımın Yavrusu
Örnek Olmak
Gizemli Yüz
Topal Avni
Fareli Ekmek
Ölüm Haberi

Kardan Mezar


ANASAYFA

bizimyazarlarimiz-aa_oykuler-gif.gif

bizimyazarlarimiz-aa_oykuler-baslik-incecubuk.jpg

"Yok oluşlar; hele de beklenmeyen yok oluşlar, derinden yaralar insanı; bir köpek bile olsa."

04.01.2006
KARDAN MEZAR

-Hoş geldin Ali, dedi.

-Hoş bulduk Alibey, diye karşılık verdim.

Kışın karlı günlerinin son anıları belleğimdeki yerini uzun yıllar önce almıştı. Özlemiştim köyün soğuk, karlı biraz da ıssız hâlini. Kış özlemini gidermek 1974 yılının şubatında mümkün olacakmış demek ki. Köye gidip de Çakırgilin Alibeyi ile buluşmamak olur mu? İlk fırsatta soluğu onlarda almıştım.

-Üşümüşsündür; içeride soba yanıyor, girelim de ısın.

Gerçekten de üşümüştüm. Burnum ve kulaklarım kızarmıştı soğuktan. Ayaklarım, sobayla buluşabilmek için can atıyordu. Birkaç basamaklık merdivenin ilk basamağına adım atmıştım ki gözüme bir köpek ilişti. Bembeyaz tüyleriyle karlı çevreyle bütünleşen köpek, genç görünümüne karşın bir Kangal köpeği iriliğindeydi.

Köpek, şirin ve yaramaz çocuklar gibi Alibey'le oyunlar oynamaya çalışıyordu. Atlıyor, zıplıyor, dostça iniltiler çıkarıyordu. Daha önce bu kadar diri, canlı, sevimli bir köpek gördüğümü anımsamıyorum. Bakışlarından, duruşundan sağlık fışkırıyordu.

Köpekle bir süre oynaştıktan sonra eve girdik. Sobanın başında bir iyice gevredikten sonra Sedef bibinin hazırladığı yemekle karnımızı doyurduk. Dışarıdaki soğuğa inat, sıcacık çayımızı içerken dostça söyleşinin keyfini çıkarıyorduk.

Aradan ne kadar zaman geçmişti bilemiyorum, kabanlarımızı sırtımıza geçirip dışarı çıktık. Çıkmamızla birlikte neye uğradığımızı şaşırdık. Gördüğümüz korkunç manzara karşısında gözlerimize inanamamıştık.

Biraz önceki o güzelim, sağlıklı, kar beyazı köpek, merdivenin az ilerisinde hareketsiz yatıyordu; ölmüştü. Lapa lapa yağan kar ona yorgan olmaya başlamıştı. Öylesine şaşırmıştık ki ne diyeceğimizi, ne yapacağımızı bilemiyorduk. Öylesine dikilip, acı dolu yüreğimizle, inanmaz bakışlarla onu izlemeye başladık. Havada hiçbir esinti yoktu. Gittikçe irileşen kar taneleri, kısa sürede köpeği tamamen örttü. Artık, gözümüzün önünde kardan bir tümsek vardı; ya da kardan bir mezar.

Neden sonra başımı çevirip can dostum Alibey'e baktığımda bir çift sulanmış gözle karşılaştım. Dışından değilse bile duygularıyla hüngür hüngür ağladığını anlamıştım.

*
Birileri tarafından köpeğin ölümüyle ilgili şöyle bir yorum yapıldı: O günlerde yabancı köylerin avcıları, av hayvanları için zehir serpiştiriyorlarmış arazinin çeşitli yerlerine. Kuşlar da bu zehirleri yiyormuş. Kuşların ölüsüne sıkça rastlanır olmuş. Bu köpek de ölü kuşlardan birini yiyerek zehirlenmiş. Ne diyelim; olmaz, olmaz.
-0-

Ali Aydoğan

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Düşüncelerinizi yazmak için burayı TIKLAYINIZ ... aliaydoganaa@hotmail.com