Önsöz
Hatun Aydoğan
Muzaffer Bal-1
Muzaffer Bal-2
Muharrem Aydın1
Yaşar Günel
Babuko Hüseyin
Kemal Gündoğan
Durmuş Öztürk
M. Aydın2- Ç.Ahmet
Solmaz Günel
İçlim Eda Aydoğan
YağmurÖykü Doğan
Yılmaz Bakar
Cevat Günel
Alim Aydoğan
Tuğrul Kara
Cemal Aydoğan
Esma Korkmaz
Seçil Günel
Sebati Günel
Ersin Öztürk
Kazım Aydoğan
Zeynel Öztürk
Gülüzar Aydoğan
İsmail Aydoğan
Ali Öztürk
Yusuf Aydın
Garipoğlu Hüsnü

Garipoğlu Hüsnü


ANASAYFA

İ Ç İ N D E K İ L E R
01-Kayıp Horoz - 29 Ağustos 2010
02-Kaybolan Tosunlar - 29 Ağustos 2010
03-Horonu İyi Oynarım - 29 Ağustos 2010

Garipoğlu HÜSNÜ AYDOĞAN

bizimyazarlarimiz-baslik-incecubuk.jpg

3. Öykü - 31 Ağustos 2010
HORONU İYİ OYNARIM

Ankara´ya Hocaların Hüseyin´inin oğlu Cevat Hocanın düğününe gitmiştik. Oradan da köye gidecektim. Mıgırın kızıyla evleniyordu. Zurnayı da Celal abi çalıyordu.

Millet oynuyordu ama gelişi güzel, başı yok kıçı yok. Bize de Mollaligilin Rıza'sının oğlu Gürsoy ile birlikte izliyorduk. Oynayacaktık ama oynayacak doğru dürüst kimse yoktu.

Bir ara Celal abi zurnayı kesip:

-Doğru dürüst oynayan yok mu? diye konuştu ve dinlenmek için bir sigara yaktı.

Eleştirmekte haklıydı; çünkü karşısındakiler güzel oynayacaktı ki oda zevkle çalsın. Onun yanına gittim ve:

-Celal amca, sigaranı içtikten sonra önce bir düz horon sonra da kesmeden titizi çalar mısın? dedim.

Şöyle bir bana bakıp:

-Sen kimsin, kimlerdensin? diye sordu.

Ben de onun anlayacağı gibi:

- Hatice´nin kardeşi Gariplerin Hüsnü'süyüm, dedim.

-Ha! Kim oynayacak? dedi.

Ben de:

-Gürsoy ile ikimiz, dedim.

Bizi pek kağleye almadan isteksiz bir şekilde çalmaya başladı. Öğünmek gibi olmasın Gürsoy benim öğrencimdir oyun konusunda. Biz başladık oynamaya ama oturaklı ve yerinde oynuyorduk. Ne yalan söyleyeyim zurna çalışını pek beğenmemiştim. Birkaç baş döndükten sonra bizim oynayışımız onunda hoşuna gitmişti, zevkle çalıyordu.

Biz iki kişi oynuyorduk. Bir iki kişi bizimle oynuyordu ama ayak uyduramıyorlardı. Kesmeden işaret ettim, titizi vur diye. O da titizi vurmaya başladı. Celal abinin artık çalmaktan nefesi kesilmişti ağzından köpük akıyordu.

Yalvarırcasına bize durun diyordu ama biz oynamaya devam ediyorduk. Sonunda pes etti ve zurnayı kesti. Hani biz de iyice yorulmuştuk. Etrafa baktığımda onlarca insan bizi izliyordu. Akşam olunca Celal amca beni çağırtmış, gittim yanına.

-Yav, dedi. Şu başa geç de şunlara biraz oyun oynattır.

Gerçekten de baştaki ve ikinci insan oyunu oynatır.
-0-

Garipoğlu Hüsnü
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

2.Öykü - 31 Ağustos 2010
KAYBOLAN TOSUNLAR

Bir gün rahmetli Sabah anam:

-Tosunları sığnağa doğru vur da sen git değirmenden unu getir, dedi.

Ben de tosunları sığnağa vurdum. Değirmene un getirmeye gittim. Unu getirdim. Akşam olunca Sabah anam bana:

-Tosunların dördü gelmedi, git onlara bak, dedi.

Ben de Dehmenin Gölünün oradan tosunlara bakmaya gidiyordum. İki adet yılanın birbirine kenetlendiğini gördüm. Çocukluk ya ikisini de öldürdüm. Yoluma devam ettim, tosunları bulamadım. Rahmetli Sabah anam da küfrün biri bin parça; esiyor, bağırıyor.

Neyse ertesi gün sabah erkenden birkaç kişi bir olup Paltuçukur'dan doğru Çeküz Çanakçı yaylasına oradan da Karadoruk´a bakacaktık. Paltu çukurdan çıkınca uçan suyun kayalarının üst tarafında kartalların alçaktan uçtuğunu ve bir çemberin etrafında döner gibi döndüklerini gördüm .

Tam oraya bakmaya gidecektim ki beni göndermediler. Çobanlar, Karadoruk´ta tosunların üçünü bulmuşlar. Ama en iyi tosun yoktu.

Ben o gün Calgan'ın yaylasını, Haşhaş'ı Aşun parın yaylasını baktım. En kötü tarafı da oradan sıcak pınara üç defa indim çıktım. Akşam oldu geri geliyorduk. Sabah gördüğüm kartalların döndüğünü yere yöneldim. Biraz daha gidince bir taşın başına çıktım. Bir de ne göreyim tosun orada ama cansız bir vaziyette, meğer ayı o gece hayvanı parçalamış. Ben tosunun bir bacağını kesip oradan da dayımlara geldim. Sabah anam:

-Tosunu buldunuz mu? diye sordu.

Ben de:

-Bir bacağını bulduk, dedim.

Tabi bağırdı çağırdı, fatura yine bana kesildi.
-0-

Garipoğlu Hüsnü
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

1. Öykü - 31 Ağustos 2010
KAYIP HOROZ

Yine bir kış günü arkadaşlarla beraber eğlence yapacaktık. Bana:

-Sen bir horoz getir, dediler.

Ben de:

-Olur, dedim.

O zamanlar dayımlar da var. Bir sürü horoz, o da niye? Alınan civcivlerin çoğu horoz çıkmıştı. Sabah anamın evden çıkıp gezmeye gittiğini görünce ahıra girdim. Elime ilk gelen horozu yakaladım. Ertesi gün Sabah anam yine esip bağırıyor, gargış ediyor, "Horozumuzu çalmışlar!" diye.

Benim hâlâ anlamadığım o kadar tavuğun ve horozun içinde bir horozun olmadığını nasıl anlamıştı? Bugün bile hâlâ şaşırıyorum.
-0-

Garipoğlu Hüsnü
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Hüsnü'cüğüm, yazılarını göndermek için bu linki TIKLAYABİLİRSİN ... aliaydoganaa@hotmail.com